Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Felsefe

Cevapla
 
LinkBack (1) Seçenekler Stil
Alt 27-03-2008, 00:24   #1
hüngürella
 
HandaN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Mevlana Celaleddin Rumi ve Felsefesi

Mevlana Celaleddin Rumi ve Felsefesi


Mevlana Celaleddin Rumi 1207 yılında Horasan’da doğdu. İlk derslerini bilginler sultanı ismiyle anılan babası Bahaeddin Veled’ten aldı. Tasavvuf düşüncesiyle iç içe büyüyen Mevlana bir Ahi olan Şems Tebrizi ile karşılaşınca kendi düşünceleri de şekillenmeye başladı. Mevlana Kur’an’a hayrandı. “Ben Kuran’ın bendesiyim” demekten hoşlanıyordu. Bunun yanında, devrinin bütün sanat ve bilim hareketlerini takip ediyor, hadis, fıkıh gibi İslam bilgileri konularında çağının rakipsiz uzmanı sayılıyordu. Mevlana, 13. yüzyılda Moğol akınları yüzünden sarsılan Anadolu’nun acısını, insanlığı, hoşgörüyü ve barışı temel alan felsefesiyle hafifletti, yaraları sardı.
Mevlana felsefesinin temelinde aşk vardır. Mevlana’ya göre tanrıya ulaşmak için gerekli olan en önemli şey aşktır. Bir bitki hayvan da sevebilir; ancak, hem bedeniyle, hem bilinciyle, hem düşüncesiyle, hem de belleğiyle sevebilen tek varlık insandır. Mevlana bir kadına duyulan aşkı yüceltir; çünkü, bir başkasını seven insan kendisini, tüm insanlığı, evreni ve tanrıyı sevebilir. Mevlana, tüm insanlığa derin bir sevgi beslemiştir. “İnsan bir hamur teknesi boyundadır ama herşeyden, her varlıktan yücedir." diyen Mevlana, insan sevgisini bir aşka, tutkuya dönüştürmüştür. Mevlana, insanı yüceltmiş ve buna temel olarak insanın yaratıcı hürriyetini ve yapıp-edici iradesini göstermiştir. Mevlana insana verdiği önemi Divan-ı Kebir’ deki şu gazeliyle anlatmıştır :
“ Nice dilekleriniz var, bağış istemedesiniz; bir kendinize
gelin artık, bağışın ta kendisi sizsiniz.
Gece gündüz kavuşup buluşma aşkındasınız; fakat
kavuşmanın da ışığı sizsiniz, buluşmanın da; bundan
haberiniz yok, bunu anlamıyorsunuz.”
Mevlana’ nın sevgisi evrenseldir, ırk,din,dil ayrımı yapmadan tüm insanları kapsar. O tasavvuf inancını sadece bir nazariye olarak benimsememiş, günlük hayatına da mal etmişti. Mevlana, çocuklara, hastalara, kadınlara, yoksullara saygı gösterir, vefa duyardı. Mesela kadına büyük önem vermekte,“Sizler kadının kapanmasını istedikçe, herkeste onu görme isteğini kamçılamış olursunuz. Bir erkek gibi, bir kadının da yüreği iyiyse, sen hangi yasağı uygulasan da o iyilik yoluna gidecektir. Yüreğin kötüyse, ne yaparsan yap, onu hiçbir şekilde etkileyemezsin" diyerek erkekle eşit olduğunu savunmaktaydı.. Mevlana sevgisini diğer din ve ırklardan olanlara da göstermiştir. Nitekim, öğrencileri arasında Müslümanlar, Yahudiler, Hıristiyanlar, Rumlar, İranlılar, Araplar, Ermeniler, Türkler bulunmaktaydı. Mevlana, tüm dinleri bir görmekte, dinler arası ayrılığın Tanrı ile bağdaşmayacağını düşünüyordu. Sonuçta asıl mesele insandı ve dinler,felsefeler ve ahlak sistemleri insanı daha mutlu, daha değerli yapma yolundaki vasıtalardı. O'na göre tüm insanlar, Allah'nın bir görüntüsüydü. İnsanlar arasında ayrım yapmak, Allah'a saygısızlıktan başka birşey değildi. Mevlana, bu düşüncelerini Mesnevi adlı eserinde toplamıştır:
“ Beri gel, daha beri, daha beri
Bu yol vuruculuk nereye dek böyle?
Bu hır-gür, bu kavga nereye dek?
Sen bensin işte, ben senim işte
Ne diye bu direnme böyle?
Ne diye aydınlıktan kaçar aydınlık, ne diye?
Topumuz bir tek olgun kişiyiz, bir tek
Ne diye böyle şaşı olmuşuz, ne diye?
Zengin yoksulu hor görür, ne diye?
Sağ soluna yan bakar, ne diye?
İkisi de senin elin, ikisi de
Peki kutlu ne, kutsuz ne?

.....

Dünyada nice diller var, nice diller
Ama hepsinde de anlam bir
Sen kapları, testileri hele bir kır
Sular nasıl bir yol tutar gider
Hele birliğe ulaş, kavgayı, hır-gürü bırak
Can nasıl koşar, bunu canlara iletir.”
Mevlana, bu dizelerle tüm insanlığı barışa ve birliğe davet etmektedir. Mesnevisinde zengin- fakir gibi ayrımların anlamsızlığına dikkat çekmiş, kavgaların bitmesiyle insanların birleşeceğini vurgulamıştır. O’na göre bütün illetlerin devası sevgidir ve insanların en hayırlısı insana ve insanlığa faydası olandır. Mevlana’ nın bu yüce sevgisi insanlara hoşgörüyle yaklaşmasını sağlamıştır. Bu hoşgörüsünü şöyle ifade etmiştir:
“ Gel ne olursan ol, gel
İster tanrı tanımaz, ister ateşe tapar,
İster bin kez tövbeni bozmuş ol
Bizim dergahımız umutsuzluk dergahı değil,
Gel ne olursan ol, gel ”
Mevlana bu sözleriyle insanların yüreğine ışık saçmış, insanlar arası her türlü ayrımı ortadan kaldıran felsefesiyle yürekleri fethetmiştir.

Mevlana felsefesinin bir başka özelliği de mala ve mülke önem vermemesiydi. Ne var ki bu düşüncenin temelinde maddeye sırt dönmek ve ona el sürmemek değil, maddenin üstüne çıkmak vardır. Yani kötü görülen sahip olmak değil, sahip olduğumuz şeylerin kölesi haline gelmektir. “ Elinizde olsun ama gönlünüzde olmasın.” sözü ile Mevlana’nın anlatmak istediği budur.

Mevlana Felsefesinin Günümüze Etkileri:

Ölümünden sonra yaklaşık sekiz yüzyıl geçmesine rağmen Mevlana unutulmamış, felsefesi kaybolmamıştır. Günümüzde, Mevlana’nın görüşlerini temel alarak kurulan Mesneviliğe tüm dünyada gönül veren insanlar vardır. Her yıl, Türkiye‘ de birçok ülkeden katılımcıyla Mevlana günü düzenlenmekte, O’ nun felsefesi ve eserleri tartışılmaktadır. Mevlana ölümünden sonra da insanları etkilemeye devam etmiştir. Bu insanlarda biri de Atatürk’ tür. Tanrı ve insana duyduğu engin sevgiyi sanatla besleyip geliştiren Mevlana felsefesinden etkilenen ve en iyi biçimde özümseyen Yüce Atatürk, Mevlana'yı, “İslamiyeti Türk ruhuna uyduran büyük bir reformist” olarak nitelemektedir Bugün, Mevlana hakkında yazılmış binlerce kitap, makale ve araştırma vardır. Günümüzün en gelişmiş iletişim sistemi olan internette Mevlana hakkında on binden fazla kaynak bulunmaktadır. Bütün bunlar Mevlana’ nın düşüncelerinin günümüzde de geçerliliğini koruduğunun kanıtıdır. Mevlana’ nın unutulmamış olmasının en önemli nedenleri, düşüncelerinin evrensel olması ve düşüncelerini şiir yoluyla usta bir biçimde sunmasıdır.
Dediğimiz gibi Mevlana’nın felsefesi günümüzde de artan bir önemle varlığını sürdürmektedir. Ne yazık ki, geçen sekiz yüzyıl sonunda savaşlar ve kavgalar son bulmamış, Mevlana’nın sevgi ve hoşgörüyle son vermek istediği kin ve nefret varlığını sürdürmüştür. Bugün dünyamızın birçok yerinde var olan ve insanlığı etkileyen ırkçılığa, şiddet ve hoşgörüsüzlüğe karşı; Mevlana'nın hoşgörülü ve barışçı felsefesi benimsenirse, evrensel barış bizlere çok uzak olmayacaktır. Özellikle, terör ve savaşın yoğun bir şekilde hissedildiği şu günlerde Mevlana düşüncesinin önemi daha çok ortaya çıkmaktadır. Mevlana’nın çok önem verdiği ve tutkuyla bağlandığı insanlar, hala bu sevgiyi ve hoşgörüyü anlayamamış, kendi hayatlarına uygulayamamışlardır. Bu sebeple Mevlana felsefesinin tüm dünyaya tanıtımı ayrı bir önem kazanmıştır. Günümüzde artık insanların farklılıklarına hoşgörüyle bakabilmeyi ve birbirlerini sevebilmeyi öğrenmeleri gerekmektedir. Bunun için de Anadolu hümanizminin kurucusu olan Mevlana öğretisi yaygınlaşmalıdır.
Mevlana ve felsefesi, bugün onu sevenlerin kalplerinde varlığını sürdürmektedir. Zaten kendidisi de bunun farkındadır:
“ Mezarımızı yerde aramayınız, bizim mezarımız bizi sevenlerin gönlündedir.”
__________________
Click the image to open in full size.

Konu HandaN tarafından (27-03-2008 Saat 00:25 ) değiştirilmiştir..
HandaN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 27-03-2008, 00:28   #2
 
ozlem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

sen bensın ıste be senım ıste.
herseyı ne kadar guzel ozetleyen bır cumle.herkesın bu felsefeyı ve ozunu anlamasını dılerım.
tesekkurler paylasım ıcın
ozlem Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


LinkBacks (?)
LinkBack to this Thread: http://besiktasforum.net/forum/felsefe/57484-mevlana-celaleddin-rumi-ve-felsefesi/
Mesaj Yazan For Type Tarih
Untitled document This thread Refback 27-03-2008 00:26

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 23:00 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580