|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
24-10-2006, 16:13 | #151 | ||
Kıdemli Kartal Üyelik tarihi: Mar 2006
Mesajlar: 4.158
Tecrübe Puanı: 24 | Bir kadinla bir adam ayri ayri arabalarinda giderlerken Çarpisirlar. ikisinin de arabasi mahvolur ama sans eseri ikisi de hiç yara almadan kurtulur. Arabalarindan sürünerek çikarlar ve kadin adama bakip: " Çok ilginç! Sen erkeksin ben de kadin.Arabalarimiz mahvoldu ama ikimizde hiçbir sey olmadi.Bu belki de tanisip,dost olup,hayatimizin sonuna kadar huzur içinde birlikte yasamamiz için bir isarettir" der. Müthis heyecanlanan adam: Evet, galiba haklisin" diye cevap verir. KADIN saskinlikla "Bak, arabam hurdaya döndü ama bir sise sarap sapasaglam. Bu kesin bir isaret. Bu sarabi içip sansimizi kutlamaliyiz" DERKEN, sarap sisesini adama uzatir. Adam siseyi alir, açar ve yarisini içip kadina Verir. Kadin hemen sisenin mantarini kapatip adama geri uzatir. Bunun üstüne adam sorar: "Sen içmeyecek misin ?" kadin cevap verir: "Hayir, ben polisi bekleyeceğim!" | ||
|
24-10-2006, 16:13 | #152 | ||
Kıdemli Kartal Üyelik tarihi: Mar 2006
Mesajlar: 4.158
Tecrübe Puanı: 24 | Brejnev, Küba''ya gelecekmiş. Kübalılar toplanmış, bir hoşluk yapacaklar. Ülkenin en iyi ressamına başvurmuşlar. Bir tablo yap. Adı "Brejnev Küba da" olsun diye. Ressam: " - Hadi oradan" demiş. " - Ben adamı görmedim bile. Adam hayatında Küba''ya gelmedi. Şimdi ben nasıl "Brejnev Küba da" diye atmasyondan resim yaparım?" Tesadüf bu ya. Bizim Temel, puro almaya Havana''ya gelmiş o sırada. Sıkıntıyı duymuş. " - Ben size istediğiniz tabloyu yaparım. Bana bir sandık puro verirseniz" diye. Vermişler. Temel bir hafta sonra, Kübalılar''ı çağırmış. " - İşte tablonuz" demiş. Tuvalin üzerini örten bezi hızla aşağı çekivermiş. Kübalılar da donuvermişler. Tabloda, yatakta iki kişi, al takke ver külah. " - Bu ne?" diye gürlemiş Turizm Bakanı. " - Bu ne?.. Bu kadın kim?.." " - Brejnev''in karısı!" demiş, Temel. " - Peki bu üstündeki adam kim?" " - Brejnev''in uşağı!.." " - Peki Brejnev nerde ulan!.." " - Brejnev Küba''da" demiş Temel! Kadının biri dolabından gelen gıcırtıyı kesmesi için eve marangozu çağırır marangoz bakar ama bir sorun bulamaz dolap gıcırdamıyordur ve sorar -Abla bu dolabın bir şeyi yok ne yapayım? Kadın: -Normalde gıcırdamıyor zaten yoldan otobüs geçerken gıcırdıyor sen şimdi dolabın içine gir otobüs geçerken bakarsın. der -Adamda tamam der başlar beklemeye. Bir müdedt sonra kadının kocası eve gelir üzerini değiştirmek için dolabın kapağını açınca birde ne görsün içinde bir adam hemen sorar. -Ne işin var senin benim dolabımda... Adam: -Abi nedesen haklısın şimdi sana otobüs bekliyorum desem inanmazsın... Öğretmen,Öğrencilere: -Sizlere sorular soracağım.Birinci soruyu bilene ikinci soru sorulmayacak. Simdi söyle bakalım Ahmet,bir hindinin kaç tane tüyü vardır? -9567 tane tüyü vardır Öğretmenim! -Nereden öğrendin bunu? -Öğretmenim, hani ikinci soru sorulmayacaktı Okula yeni gelen öğretmen ilk dersinde ögrencilere ilginç bir çağrıda bulunmuş: - Kendini geri zekalı hisseden varsa ayağa kalksın... Sınıfta çıt yok. Nihayet biri kalkmış: - Sen kendini geri zekalı mı hissediyorsun? - Hayır, demiş çocuk, ama sizin tek başına ayakta kalmanıza gönlüm razı olmadı da Sarışın yanmış iki kulağıyla doktora gider. Doktor; - ''Kulaklarına ne oldu''. sarışın; - ''Ütü yapıyordum ve telefon çaldı. Ben de telefon diye ütüyü koydum kulağıma''. Doktor; - ''Peki öteki kulağına ne oldu?''. sarışın; - ''Lanet olası tekrar aradı''... | ||
24-10-2006, 16:14 | #153 | ||
Kıdemli Kartal Üyelik tarihi: Mar 2006
Mesajlar: 4.158
Tecrübe Puanı: 24 | Temel Bush,a Kafa Tutar......... Temel, Amerikanin durduk yerde Irak`a saldirmasindan rahatsiz olmustur. Bir yolunu bulup baskan Bush`a telefon eder: "Alooo! Ben, Temel olarak size savas acayrum haberunuz olsun!" Bush, gülerek yanitlar: "Hehehe...kac kisilik bir ordun var ki?" Temel düsünür: "Hmmm...kayinpirader Idrus, halaogli Tursun, kaavedeki arkadaslar..." ve yanit verir: "9 kisidur daa!" Bush icinden kis kis güler ve ciddi olmaya calisarak: "Temel bey, sizin 9 kisilik ordunuza karsilik Amerikan ordusu tam 2 milyon askerden olusmaktadir!" der. "Hmmm..." der Temel: "Sizu pir süre sonra arayacagum." Aradan birkac gün gecer ve Temel, Bush`u yeniden arar: "Baskan, savas ilanimuz gecerlidur. Bir miktar ekipman hazirladuk size karsi!" Bush, ilgiyle sorar: "Neymis bunlar?" "Hacan, bizim Tursun`un tiraktörü, benim cakaralmaz tüfek bi de kavedeki arkadaslardan birinin bicerdöveri..." Bush güler: "Iyi ama benim tam 150 bin tankim, 30 bin ucagim ve 10 bin askeri gemim var! Haaa, ayrica bu arada askerlerimizin sayisi da 3milyon oldu!" Temel yeni gelisme karsisinda biraz sıkılmıstır: "Tamam, bir müddet sonra sizu yeniden arayacagum." Birkac hafta sonra Temel, Bush`u yeniden arar: "Baskan, savas ilanumuzu ceri alayrum." Bush merakla sorar: "Neden?" Temel, moralsiz bicimde yanitlar: -Cenevre anlasmasinu incelemisuzdur. 3 milyon savas esirini barinduracak yerimiz yoktur! | ||
24-10-2006, 16:14 | #154 | ||
Kıdemli Kartal Üyelik tarihi: Mar 2006
Mesajlar: 4.158
Tecrübe Puanı: 24 | Şehrin hayırsever vakfı çalışanları meşhur bir avukatın o güne de kendilerine hiçbir bağış yapmamış olduğunu fark ettiler. Vakıf görevlisi ertesi gün avukatın yanındaydı ve bağış almak için ikna çalışmasına başlamıştı: "-Araştırmalarımıza göre senelik geliriniz en az 500 bin dolar, ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bagışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmın bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?" Avukat bir süre düşündü, sonra: "-Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere oldugunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde oldugunu da gösterdi mi?" Görevli utandı: "-Şey, hayir." "-Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkum olduğunu?" Görevli utancından kıpkırmızı kesilmiş bir halde özür dilemeye çalışırken avukat onun sözünü kesti: "-Ya da kizkardeşimin kocasının bir trafik kazasinda öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız ortada kaldığını?" Görevli yerin dibine geçmişti, sadece, "-Hayiır, hiçbir bilgim yoktu ..." diye mırıldanabildi. Avukat bir kez daha onun sözünü keserek devam etti: "-Pekâlâ, ben onlara tek kuruş para vermezken size niçin vereyim?" | ||
24-10-2006, 16:15 | #155 | ||
Kıdemli Kartal Üyelik tarihi: Mar 2006
Mesajlar: 4.158
Tecrübe Puanı: 24 | Padişahın biri, -'Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altın vereceğim!' demiş. Yalancılar, hemen saraya koşuşturup başlamışlar yalana; ''Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına götürdü.'' ''Bunun neresi yalan?.. Kuş kartaldır, arslan da kuzu kadar minik bir yavru. Kaptı mı götürür tabii!..'' ''Komşu ülkede bir eşeği kral yaptılar!..'' ''Ülkenin kralı, pencereden bakınırken tacını düşürmüş. Taç da pencerenin altındaki eşeğin başına geçmiş. Taç kimin kafasındaysa, kral odur tabii!..'' ''Padişahım, ben gökyüzüne bir ok attım. Altı ay sonra geri döndü!'' ''Senin ok bir ağacın üstüne düşmüştür. Ağaç, sonbaharda yapraklarını dökünce, takılacak yer bulamayıp yere inmiştir.'' Böylece padişah, her yalana gerçek bir bahane bulmuş ve kimse padişaha bu yalandır dedirtememiş. Ama bir gün bir Kayserili gelmiş; ''Padişahım, sen benim babamdan borç olarak bir küp dolusu altın almıştın. Şimdi geri almaya geldim. Yalandır dersen ödülümü ver. Yalan değil dersen borcunu öde!.. nedyim gayserili işte | ||
24-10-2006, 16:15 | #156 | ||
Kıdemli Kartal Üyelik tarihi: Mar 2006
Mesajlar: 4.158
Tecrübe Puanı: 24 | TEMEL DENEY YAPINCA Cenevre Tarim Konferansi'nda katilimcilarin her biri yaptiklari calismalari ve sonucta gerceklestirdiklerini verim artisini anlatiyormus. Sira Temel'e gelince, -Kuru fasülyeye gül asiladuk, demis. -Peki, punu niye yaptiniz? -Yellenince gül kokayi. | ||
24-10-2006, 16:15 | #157 | ||
Kıdemli Kartal Üyelik tarihi: Mar 2006
Mesajlar: 4.158
Tecrübe Puanı: 24 | TEMEL HIZ AYARINDA Temel Amerika'ya gitmis. Orada araba kullanirken yandaki yazilari okumaya baslamis. 'Speed Limit 80' Temel hizini 80'e ayarlamis. 'Speed Limit 60' Temel hizini 60'e ayarlamis. 'Speed Limit 40' Temel hizini 40'a ayarlamis. 'Speed Limit 20' Temel hizini 20'ye getirmis. Bu arada da iyice sinirlenmis. Daha sonra bir tabela daha gormus. 'WELCOME TO SPEED LİMİT'. | ||
24-10-2006, 16:16 | #158 | ||
Kıdemli Kartal Üyelik tarihi: Mar 2006
Mesajlar: 4.158
Tecrübe Puanı: 24 | Temel ve Maymun Nasa uzay üssünde yeni bir deneme yapılıyormuş. Gönüllü başvuranlar arasından Temel, astronot adayı olarak seçilmiş. Ön elemede oldukça sıkı testleri geçen Temel; 3 aylik ikinci bir eğitim ile iyi bir astronot olabilmiş. Beklenen an gelmiş ve Temel bir maymunla birlikte uzay mekiğine binerek havalanmış. Atmosfer aşıldıktan sonra Temel'in ilk işi; kendisine sıkı sıkıya söylenildiği gibi zarfları açıp maymunun ve kendisinin görev kartlarını okumak olmuş. Maymunun görevleri: "Yerküre ile bağlantıyı sürekli kontrol altında tutmak; her 2 saatte bir yörüngedeki sapmaları ayarlamak; füze içindeki hava basıncı, ısı, iletkenlik değerlerini aşağıya bildirmek; yakıt harcamasını ve motorların sırasını belirlemek..." diye devam ederken; okumaktan sıkılan Temel, kendi görev kartını açmış : "Maymunu iyi besle!" | ||
24-10-2006, 16:17 | #159 | ||
Kıdemli Kartal Üyelik tarihi: Mar 2006
Mesajlar: 4.158
Tecrübe Puanı: 24 | Bİr Fikrada Benden Temel İle Dursun Balik TutuyormuŞ.fakat Şanslari O Kadar KÖtÜ Kİ Firtina BaŞlamiŞ.temel Firtinanin Durmasi İÇİn,allaha Dua Etmeye BaŞlamiŞ:allahim Şu Firtinayi Durdur TuttuĞumuz Baliklarin Hepsİnİ Sana Verİcem DemİŞ.bunu Duyan Dursun Da Temel BÜtÜn Baliklari Ona Verİrsen Bİz Ne YİyeceĞİz DemİŞ.temelde Sus Sus Çaktirma Olum Kandiriyom DemİŞ Hepsİnİ Ona Vercek GÖz Var Mi Bende DemİŞ | ||
24-10-2006, 16:17 | #160 | ||
Kıdemli Kartal Üyelik tarihi: Mar 2006
Mesajlar: 4.158
Tecrübe Puanı: 24 | Huriye, Nuriye ve Düriye 75-80 yaslarinda, çok eski üç arkadastir. Birgün Huriye Nuriye ye telefon eder ve Düriye ye gitmeye karar verirler ve giderler. Biraz muhabbetten sonra Düriye kahve yapar ve içerler. Biraz sonra Düriye yine: Ay kusura bakmayin unuttum, birer kahve yapayim da içelim der. Huriye ve Nuriye birsey demezler ve içerler. Aradan biraz zaman geçer. Düriye yine : Size bir kahve bile yapmadim hemen yapayimda içelim der ve yapar getirir. Bizimkilerde yine itiraz yok. Aksama dogru Huriye ve Nuriye kalkarlar, yola düserler. Yolda bastonlari ile yavas yavas yürürken aralarinda su konusma geçer; Huriye: Kiz Nuriye, gördün mü Düriye yi..!!! Ne kadar pinti olmus Bize bir kahve bile ikram etmedi Nuriye: Kiizzz Düriye yi ne zaman gördün?? | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
LinkBacks (?)
LinkBack to this Thread: http://besiktasforum.net/forum/fikralar/11708-fikra-deposu/ | ||||
Mesaj Yazan | For | Type | Tarih | |
Fkralar - Beikta Forum ( 1903 - 2008 ) Taraftarn Sesi !. | This thread | Refback | 14-03-2008 14:06 |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |