|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
02-01-2010, 05:00 | #1 | ||
Üyelik tarihi: Jan 2009
Mesajlar: 13.850
Tecrübe Puanı: 51 |
SERGEN YALÇIN: 24 yaşında 5 milyon Euro’ya sattığın Nihat’ı, 31 yaşında 4 milyon Euro’ya geri alıyorsun. İsmail ve Tabata’yı da kat, 30 milyon Euro. Gordon, Higuain, Diatta. Bunlar transfer mi? Komedi! HAKAN ŞÜKÜR: Zapotocny’nin parasını bile hâlâ Beşiktaş ödüyor. Son dönemde yapılan transferler büyük zarar verdi Beşiktaş’a. Bir de ‘şampiyon olduk’ diye futboldan çok kontratlarıyla uğraştı oyuncular... MEHMET DEMİRCAN: Geçelim Beşiktaş’a... SERGEN YALÇIN: Beşiktaş’ın şampiyon olması zor. Bir defa, geçen seneki lig yok. Bunu bir kenara yazmak lazım. Fenerbahçe ve Galatasaray’ın olmadığı bir ligde, herkesin takdir edeceği gibi, Beşiktaş’ın şampiyon olması doğal. Tek rakibin Sivas ve zorlu bir süreç geçiren Trabzonspor. Onları geride bırakıp şampiyon olacaksın tabii ki. İşin gerçeğine dönmek lazım. Hakan’ın Galatasaray için söylediklerine katılıyorum. Beşiktaş kadrosu planlı kurulan bir kadro değil. Bu transferleri neye göre yapıyorsunuz? Kriteriniz ne? 24 yaşında 5 milyon Euro’ya sattığın Nihat’ı, 31 yaşında 4 milyon Euro’ya geri alıyorsun. Bunun mantığını bana anlatamazsın. HAKAN ŞÜKÜR: Nihat’ın bir de kendi maliyeti var elbette. SY: Nihat, Tabata ve İsmail Köybaşı’nın toplam maliyetleri 30 milyon Euro. 60-70 trilyondan bahsediyoruz. Hadi İsmail genç, tamam ama bu parayı etmez ki! Türkiye’de hiçbir oyuncu bu parayı etmez. Fakat sen 500 bin Euro’luk adama 3 milyon Euro verirsen, adam alır tabii. ‘Teşekkür ederim’ der, alır. Kim yapıyor bu transferleri? Mustafa Denizli ‘ben almadım’ diyor. Teknik direktör bu transferi yaptırmıyor ve eline bu kadar maliyetli bir adam veriliyorsa, o zaman şunu sorarlar: Senin ne işin var burada? Neden devam ediyorsun? Sen bu şartlar altında orada durursan, ben de bir yorumcu olarak bunları sorarım. Bakın Mustafa Denizli dönemine, Beşiktaş’ın kazandığı hiçbir şey yok. Ne bir genç oyuncu kazandırılmış, ne başka bir şey. Varsa yoksa günü kurtarmak adına yapılan transferler. ZAFER BÜYÜKAVCI: Beşiktaş geçen sezon çifte kupa kazandı, yanılmıyorum değil mi! MEHMET DEMİRCAN: Bence de biraz acımasız gibi geliyor bu yorumlar bana. SY: Mehmet, iki kupa alınması elbette güzel. Bunu tartışmıyoruz. MD: İyi de bunun için getirilmedi mi hoca? Basel’den aldılar, Delgado’yu abartıyorlar! SY: Size bir şey anlatayım: Ertuğrul’un (Sağlam) bıraktığı günün ertesinde, Başkan, Kenan abi (Öner) oturduk, konuştuk ve anlaştık. Mustafa hoca daha yoktu o zaman. Başkan’ın bana dediği şuydu: “Teknik direktör olarak kim gelirse gelsin, yardımcısı olmanı istiyorum.” Ben işim olmasına rağmen, Başkan’a olumlu yanıt verdim: “Beşiktaş’ın ihtiyacı varsa ve siz istiyorsanız elbette gelirim.” HŞ: Bir kriz söz konusuydu o dönem. SY: Tabii... Ben de bu nedenle ‘tamam’ demiştim zaten. Şu an böyle bir teklif yapılsa kabul etmem, açık açık söyleyeyim bunu da. Mustafa Denizli’ye dönelim. Daha doğrusu iki kupaya... Biri Türkiye Kupası, buna okey... Ama lige asla. Ligde alınan kupayı şu nedenle eleştiriyorum: Fenerbahçe ve Galatasaray zaten yok piyasada. Sen de bir zahmet şampiyon olacaksın tabii ki. Üstelik Mustafa hoca geldikten sonra 8-9 maç kazanamadı Beşiktaş. Buna rağmen diğer takımlar o kadar kötüydü ki, bu tablo karşısında bile aradaki puan farkı açılmadı. Beşiktaş’ın en büyük şansı buydu işte. HŞ: Ertuğrul döneminde Beşiktaş’ın Avrupa’dan elenmesi de büyük bir avantaj oldu aslında. SY: Ertuğrul Sağlam ve Mustafa Denizli döneminde Beşiktaş’a alınan yabancılara bakın. Çok kötü transferler, çok yersiz. Delgado’yu aldılar. Öyle bir abarttılar ki... Oysa Basel’den aldın adamı, Basel’den.Başkan, bağışladığın borcu sen yapmadın mı! HŞ: Transferlerin çoğu büyük zarar verdi Beşiktaş’a. En son Zapotocny de böyle. Hem maddi hem de manevi açıdan. SY: Düşünsenize... Hâlâ Zapotocny’nin, Gordon’un parasını Beşiktaş ödüyor. Bakıyorsunuz diğer transferlere... Yok Diatta, yok Higuain... Bunlar transfer değil, komedi! MD: Ne değişmeli peki? SY: Öncelikle zihniyet değişmeli. Beşiktaş’ta şu an bir kulüp havası yok zaten. Beşiktaş’ta bir yönetim şekli de yok. Ne var? Bir, Başkan Yıldırım Demirören var. İki, Mustafa Denizli. Başka kimse yok. Bu transferleri kim yapıyor? Bu transferler nereden geliyor, nereye gidiyor? Planlama yok, hesap kitap yok. Tamamen günü kurtarma çabası var. Geçen sezon şampiyon olmuş Beşiktaş’a 8 transfer yapıyorsun. Tamamen seçim yatırımı değil mi bunlar? Yıldırım Demirören’in seçimi kazanması önemli değil, çünkü zaten kazanır bu şartlarda. Fakat seçimi kazanması neyi kapatır? Herkes diyor ki, ‘kulübün Başkan’a büyük borcu var.’ 70 trilyon, 80 trilyon... Başkan da diyor ki, “Bağışladım...” Bu parayı almasan ne olacak Sayın Başkan? Zaten yapılan yanlış transferlerle Beşiktaş’a bu parayı siz kaybettirmediniz mi? Başkan’ın bu parayı cebinden verip borcu kapatması bir şeyi değiştirmiyor ki! Gündeme şu geliyor bunları konuşurken: Bu, Başkan’ın koltuk sevdası mı? Acaba yerini kaybetme korkusu mu bu paraların karşılığı? Bunu tartışmak lazım. Benim gördüğüm işleyiş, hiç de iyi değil Beşiktaş’ta. Bu durumun ikinci yarıda takımın gidişine yansıyacağını ve Beşiktaş’ın şampiyonluk yarışında söz sahibi olamayacağını düşünüyorum. Bir de şu var: Mustafa hoca 1 senedir Beşiktaş’ta ve geldiği günden beri bir tane genç kazandırmış mı takıma? İşte kurtuluş reçetesi: Öze dönüş MD: Mustafa hocanın böyle bir özelliği yok ki zaten. SY: Valla Mustafa hocanın bu yönde özelliği yoksa, başka teknik direktör alacak o zaman yönetim. Çünkü böyle devam ederse bir kulüp 80, diğeri 100 harcar. Kulüplerimiz borç harç içinde yoluna devam eder. Sıkıntılar sürer. Kazandığın bütün paralar, borçlara gider. Bu kadar bonkör olmak doğru mu? Kaçınılmaz gerçek şu: Bütün kulüplerimiz gibi Beşiktaş da özüne dönmek zorunda. Beşiktaş’ın altyapıya değer vermesi lazım. Çünkü çok yetenekli oyuncular var. Bugün Beşiktaş’ın aşağıdaki takımlarına bakarsanız, her grup kendi kategorisinde farklı bir şekilde lider durumda. MD: Peki nasıl görmüyorlar bunu? SY: Görmek istemezsen göremezsin! HŞ: Kazanç da yok zaten! Mustafa Denizli hiçbir şey yapmadı demiyorum. Çünkü sonuçta savunma anlamında Beşiktaş’a iyi şeyler kattı. Fakat bu ekibe gerçek anlamda bir şeyler verecekseniz, geleceğe dönük bir şeyler de yapmalısınız. Geçmişten bir örnek vereyim: Ben 38 gol attım Galatasaray’da, ama yanımdakiler de 10, 12 gol attı. O kadro bunu sağladı. Siz kadro istikrarını sağlarsanız, sonuç alırsınız. Denizli aslında çok avantajlı. Çünkü Rijkaard ve Daum kurulan takıma geldi, ama Mustafa hoca kendi kurduğu takımın başında. Haftada 5 gün eğlence, alışveriş! ZB: Peki sorun ne? HŞ: Mustafa hocanın kararını geç vermesi, tatilini biraz uzatması gibi durumların ortaya çıkardığı sonucu Beşiktaş sezon başında yaşadı. Beşiktaş geçen sezon eze eze şampiyon olsaydı, bu sezona böyle başlamazdı. Her şeye rağmen Beşiktaş’ta çok önemli futbolcular var. Mesela aylardır oynamayan Delgado, sakat olan Holosko, kariyerinin en kötü günlerini geçiren Nihat... Beşiktaş’ı konuşurken kafamdan bir kadro kurdum. Holosko ve İsmail kanatlarda. En önde Bobo, arkasında Delgado. Ortaya Ekrem, Fink ve Ernst; savunmaya ise Ferrari, Sivok var. Sağda da Kaş’ı oynatırım. Kötü isimler değil saydıklarımız. Fakat ne yapıyorsunuz? 1 gol atayım, kazanayım. Beşiktaş taraftarının büyük coşkusuna karşılık verir mi bu düşünce? SY: Ben bir de şu ‘adam adama’ muhabbetine takılıyorum. Böyle bir şey kaldı mı Avrupa’da? Bak İspanya’ya; Ronaldo’ya, Messi’ye bile adam vermiyorlar. HŞ: Sergen tamam da orası İspanya. Adamlar hangi gün neyi yapacağını bilerek yaşıyor. Sen dünyanın neresinde gördün; pazartesi, salı, çarşamba, perşembe, cuma eğlence olsun? Haftada 5 gün alışveriş yapılsın, gezilsin. Yok böyle bir şey. Seyirci, kulübün senden başka şey bekliyor; sen başka şeylerle uğraşıyorsun. Diyor ki adam; ‘çıkarım, iki tane pas atarım, yeter...’ Böyle bir şey yok ki! SY: İstanbul gibi şehir var mı Hakan ya... Burada yaşa, üstüne de senede 3 milyon Euro versinler. Ortam süper, Boğaz’ın kenarındasın, bütün alışveriş mağazaları emrinde. Gece hayatı süper. Bir de kötü oynasan bile sorun yok! Eleştiri yok! Fiyasko ZB: 8.5 milyon Euro’luk Tabata kulübede, Ekrem Dağ her maç sahada. HŞ: Ekrem çok profesyonel bir oyuncu. Tabata tam bir fiyasko zaten! Peki kim ne diyor bu konuda? Desen ne olur zaten! SY: Ekrem’den bir şey kaybetmezsin. Görev adamı ve her takımda böyle adamlara ihtiyaç var. Fakat Tabata’nın sana maç kazandırması lazım. Çünkü bu kadar maliyetli bir adam sana maç kazandırmazsa kaybetmiş olursun! Ama Tabata’nın Beşiktaş’a maç kazandırması da mümkün değil. Çünkü oynamıyor adam! Bu fiyaskonun altından nasıl kalkacak Beşiktaş? Kalkamaz! Satsa satamıyor, tutsa tutamıyor. BATUHAN çok başka psikolojide bir çocuk! SY: Ya bizim altyapıdan üste en son çıkan oyuncu Necip işte. MD: Batuhan yok mu birde? SY: Batuhan başka bir psikolojide, onu saymıyorum bile. Ama Necip, bana göre Beşiktaş onbirinde banko oynayabilecek bir oyuncu. Fakat 1 sene geçmiş, bir tane maçı yok. Amaçsız her şey. Çalışıyorsun, ama neden çalıştığını bilmiyorsun. İSMAİL çok koşacak! Yoksa burada işi ne? HŞ: İsmail Köybaşı, tıpkı Galatasaraylı Caner gibi; sol bek değil. Defansif anlamda çok büyük zaafları var. Tecrübesiz. Bakın Galatasaray derbisine; kaleci Rüştü ile birlikte takımının en kötü iki adamından biriydi. Keita hallaç pamuğu gibi attı onu. Köybaşı ve Rüştü hata yaptı; hiç oynamadan kazanan Galatasaray’ı kahraman yaptı yorumcular, 5 tane yüzde 100’lük pozisyonu kaçıran Beşiktaş’ı yerin dibine soktular. Şartlar böyleyken, bu ligde çok kaliteli işler var diyebilir misiniz? Bence her şeye rağmen İsmail ve Holosko olmalı Beşiktaş’ın kanatları. Ne kadar hücuma gidip ne kadar savunmaya dönebiliyorsan, o kadar başarılı oluyorsun. Holosko da İsmail de genç, koşacaklar. İsmail koşmayacaksa ne işi var burada? Burası istanbul... Bitirir adamı! HŞ: Kayseri’de Ömer Şişmanoğlu var, Furkan var, varoğlu var. Fakat dikkat, Kayseri de var. İstanbul’a gelen bitiyor? Serkan Aykut vardı eskilerde. Ben İnter’e gittiğim dönem anlatıyordu; “Ben de gelsem Galatasaray’a o kadar atarım” diye. Çok affedersiniz ama attı! Atamazsın. Burada öyle bir sosyal olgu var ki... Sergen sana neler yazdılar, bana neler yazdılar. Bu ülkede bu yapının altında oynamak, varolmak zor bir defa. SY: Ben hiç takmadım Hakan! HŞ: Sen rahat adamsın, çıkıp konuşuyordun. Benim belki de o kadar özgüvenim yoktu, sadece sahada bir şeyler yapmaya çalışıyordum. SY: Kendini kanıtlayamamış oyuncular için İstanbul büyük tehlike. En güzel örneği Batuhan! Fiziği Muhammet’i nereye götürecek? HŞ: Muhammet için anlattın işte Sergen. Şimdi çok iyi, yapıyor ediyor ama fiziksel değişimi onu nereye getirecek? Esas önemli olan bu zaten. Bakın biz, Asya adale grubuna ait bir halkız. Bu adale tipindeki insanı bir-iki maç, işte çok doldurursan birkaç maç süper oynatıyorsun. Fakat uzun vadede sorun çıkıyor. Ligin yanına kupa eklendiğinde, bir de araya Avrupa maçları girmişse durum hemen değişiyor. İşte Galatasaraylı Aydın. Müthiş bir oyuncuydu. Fakat fizik güç yok. Galatasaray gibi bir yerdesin. Bunu düşününce o topu alıp yemesi gerekir. Kendini geliştir. Hoca çalıştırmıyormuş! Bu en son söylenmesi gereken mazeret. Gidersin barlara, gidersin alışveriş merkezlerine, gidersin açılışlara kapanışlara! Hayat o kadar tatlı ki! İsmin anıldığı an büyüklerden biriyle, sana o tatlı dünyanın kapıları ardına kadar açılıyor. İsmi yoksa adamın Hyppa olsa almazlar! ZB: Benim iddiam şudur: İngiltere’den bir adamı getir Türkiye’ye, ismini cismini gizleyerek. İster Chelsea’de ister Arsenal’de oynasın, ismini bilmiyorsa bizimkiler beğenmezler! SY: O’shea diye bir futbolcu var işte, getir bakalım kim alacak! Manchester’da oynuyor. HŞ: Zafer, adamlar sistemin içinde oynuyor. Önündeki belli, arkasındaki belli, herkes görevini yapıyor. SY: Zafer doğru söylüyor, adam futbolcunun kralı olsun, tanınmıyorsa almazlar. HŞ: Örneği çok. Hyppa mesela. Gelmiş Türkiye’ye, almamışlar. SY: Kalou, Antep’e gelmiş, göndermişler. Şimdi Chelsea’de! Temmuz ayı bittiğinde Beşiktaş’ın hocası yoktu! HŞ: Çifte kupalı Beşiktaş, bu sezona nasıl başladı? Önce buna bakın. İyi bir kadro ne yapar böyle bir durumda? Normalde alıp götürür yine değil mi! Fakat ne oldu Beşiktaş’ta? Futbolcular paralarını yükseltmek için uğraştılar. SY: Hakan bırak futbolcuları, teknik direktör ne yaptı? ‘Yorgunum’ dedi, ‘bırakabilirim’ dedi, primini artırdı. Temmuz bittiğinde Beşiktaş’ta Denizli’nin durumu belli değildi. HŞ: Sergen, sonuçta 1 yıllık anlaşmış ve 1 sonraki yılın görüşmesini yapabilir. 3 senelik kontratı olsa, ilk sene şampiyon olduğu için parasını artırmak istese, tamam o zaman senin gibi düşünürüm. SY: Hakan, bahsettiğim bu değil. Bir sezon bitmiş, yenisi gelmiş, Mustafa hoca hâlâ kararını vermemiş. Ben bundan bahsediyorum. HŞ: Orada çok büyük hata var. Çünkü planlama geç yapıldı, hoca da bunu kendisi söylüyor. SY: Peki bunun amacı ne? 2 milyon Euro alıyor, 500 bin Euro eder SY: Bugün Nobre 2 milyon Euro alıyor... Bence 500 bin Euro eder. Ben de şimdi ‘neden bıraktım’ diyorum. Bu şartlar altında 42 yaşıma kadar oynardım! HŞ: Belki de bizden bir şey kazanılamayacağı için böyle oldu! ZB: Tarih sizleri yazdı. Peki siz bu paraları kazanmadınız mı? HŞ: Samimiyetimle söylüyorum, ben bazı oyuncuların 1 yılda kazandığı parayı, Türkiye’de oynadığım yıllar boyunca toplamda kazanmadım. Avrupa kariyerimden bahsetmiyorum. Bizlerin UEFA dönemini Sergen de çok iyi bilir. Biz o dönem hem Galatasaray’da hem de Milli Takım’da iyi şeyler ürettik; ancak yabancılar gelir, alır parayı giderdi. Üstelik sürekli kontrol altındaydık. Peki ya şimdi? Yabancıları kim kontrol ediyor? Konumuz Beşiktaş, Nobre’yi örnek vereyim mesela; Ben ne zaman İstinye Park’a gitsem, Nobre orada! A2 DEĞİL, AAAAAAAAAAAAAAAAA 2! SY: Beşiktaş’ta A2’ye bakıyordum, bıraktım. Nevzat Demir’de A takımla yan yana sahalarda idman yapıyorduk. Yan yanayız, aramızda 20 metre var, ama 2000 metre gibi. Mesafe 20 metre, ama bakınca göremiyorsun! Taa karşı gibi! Geçiş bile yok. Çünkü önem yok, ilgi yok. HŞ: Acaba şöyle mi diyorlar: AAAAAAAAA 2 SY: Evet, aynen öyle, AAAAAAAAA 2... Benim takımım 16 maç oynamış, 14 galibiyeti, 1 beraberliği var. Bu çocuklar o kadar maç kazanmış, mücadele etmiş, bir gün de bir yönetici gelip ‘çocuklar, bravo, teşekkür ederiz’ desin ya... Parayı pulu geçtik, ama bir teşekkür bile yok. Zaten benim bırakmamdaki en büyük etken bu. Amaçsız bir yerde ne yapayım! Neden boşu boşuna çaba sarfedeyim? Neye hizmet ediyorum? Çocukları hazırlıyorsun, kafaları değiştiriyorsun, idman yap, taktik-teknik konuş... Peki amaç ne? Diyorlar ki, bu takımların amacı şampiyonluk değil, yukarıya adam vermek! Şampiyonluk önemli değilmiş. Beşiktaş forması giyen adama ‘şampiyonluk önemli değil’ denir mi? Bu adam bu kafayla A takıma çıksa ne olacak! Bir yerde şampiyonluk varsa, o önemlidir kardeşim. Bir yerde şampiyonluk varsa, Beşiktaş şampiyon olacak kardeşim.
__________________ Besiktasforum.NET KayıpKentinYakışıklısı. Konu Mehmet tarafından (02-01-2010 Saat 05:02 ) değiştirilmiştir.. | ||
|
02-01-2010, 12:08 | #2 | ||
Gogo Üyelik tarihi: Aug 2007 Yaş: 39
Mesajlar: 5.649
Tecrübe Puanı: 41 | Sergen kendine yakışanı yapıyor devam etsin böyle Beşiktaş'ı Beşiktaş'lı olmayanlar ile eleştirmeye. Hakan Şükür ve Sergen Yalçın aynı konularda Galatasaray için yorumlasınlar bakalım yapabiliyorlamı ? Hakan böyle cevaplar veriyormu ben tahmin etmiyorum. Bizim camia başkasını karalayalım kendimizi temize çıkaralım mantığı ile düşünmeye devam ettikçe bizde birlik ve beraberlikten söz etmek saçmalık olur. | ||
02-01-2010, 12:29 | #3 | ||
Üyelik tarihi: Dec 2008 Yaş: 38
Mesajlar: 367
Tecrübe Puanı: 21 | sergen dediklerinde sonuna kadar haklı. A2 yi bende çok takip ettim dediği gibi ilgi 0. a2 demek para demek bence. bir kere mustafa denizlinin yada başkanımızın gidipte orda maç izlediğini ne gördüm ne de duydum. Ama bilmem kime 8 milyon verilip alındı. Yazık değil mi o kadar paraya yazık değil mi bu kadar emeğe. Bizim alt yapımızda ikici bi nihat yokmu yani. Batuhan cıktı sevindik alt yapımızdan biri geldi diye. Ama fos oynatan yok. Sonra baktık ki necip alındı gene sevindik bu sefer olcak diye ama malesef yine oynatılmadı. Peki bizim A2, 3, 4 ,5 bu takımlarımızın olmasına ne gerek var. madem oralardan futbolcu almıcan laf olsun diye tutuyorsun kapa gitsin en azından maliyetlerinden kurtul. Boşa konusuyoruz işte. Zihniyet değişmeden kafa değişmeden BAŞIMIZDAKİ değişmeden boşa konusmayada devam edicez... Beşiktaşın ileriye gidip gidemeyeceği bu ay belli olcak
__________________ BO Q7 niz =)) | ||
02-01-2010, 12:32 | #4 | ||
Hayatın Anlamı Siyaz Beyazdı Üyelik tarihi: Jun 2008 Yaş: 39
Mesajlar: 4.228
Tecrübe Puanı: 32 | Valla sen daha komedisin Sergen..Bir çok konuda haklı olabilirsin ancak olaylara yüzeysel bakmışsın..Anlattığın bir çok olaylar da sebeb-sonuç ilişkisi var..Ertuğrul zamanında yapılan bir çok transfer Fiyaskoydu ona katılıyorum ancak Mustafa Hocanın zamanında yapılan transferlerin kötü olduğunu düşünmüyorum,Tabata hariç zaten o extreme bir durum ve transferi Başkanın yaptığı da malum.. Hele Hele '' Geçen sene Fener ile Gs yoktu da Şampiyon olduk '' diyen Beşiktaşlılar beni Deliiiii Ediyooor !! Geçen sene Fb ile Gs yokmuşmuş..Şöyle söyleyim,Gs kendi evinde Kocaeliden 5 yedi,Biz ise aynı Kocaeliye maçın başında 0-2 yenik duruma düşmemize rağmen 5 attık.. Bizim kazandığımız maçları,puanları, kazanamamışlar ki geriye düşmüşler..Bizde kazanmasaydık ne olacaktı Sergen Bey ?? '' haa Gs ile Fb geride kaldı Şampiyonluk sizin hakkınız'' mı diyeceklerdi?? Bir takımın Şampiyon olabilmesi için diğer takımların geride kalması normal değilmidir?? O zaman bu gibilerin mantığıyla bakacak olursak,Fener veya Gs nin şampiyon olduğu sezonlarda Beşiktaş olmadığı için Fb veya GS şampiyon oldu diyebilirmiyiz?? Azıcık mantık yaw azıcık.. | ||
02-01-2010, 12:40 | #5 | ||
Üyelik tarihi: Apr 2009 Yaş: 34
Mesajlar: 2.948
Tecrübe Puanı: 22 | söyledigi az cok dogrudur sergenin ama cok radikalca cevaplamis sorulari belliki adamda nefret olusmus yakismadi yine gecen sene sampiyon olmamiz sans olmus demesinede cok sacma buliyorum neymis gs,fb yokmus yarisin icinde sizin rakibiniz sivasdi onu bile zor güc yendiniz demeleri cok sinir ediyor ben bunlari kücük cocuklarla tartisiyorum ama böyle futbolu bilmis kisilerde söyliyorsa cocuk kadar degerleri yoktur..
__________________ Basta bir büyük yoksa kardeslerin arasinda kavga vardir Kavga Varsa Kan Vardir Kan Varsa Ölüm Vardir Ölüm Varsa Silah Vardir Silah Varsa Para Vardir Para Varsa Güc Vardir Gücün Oldugu Yerde....Savas Vardir | ||
02-01-2010, 17:22 | #6 | ||
Üyelik tarihi: Jul 2009 Yaş: 36
Mesajlar: 162
Tecrübe Puanı: 15 | gs ve fb olmadigi ligde tabiki bjk sampiyon olacak daha kim olacak.... diyelim bjk yarisda yok ama fb gs ile zirveye zorluyor kimse bir sey söyliyemezki en azindan rakibinin teki zirveyi zorluyor bizde ise sivassporla kim sampiyon olacak sivas mi bjk mi hahhahahahha gülerler adama ya kendini kimle kiyasliyorsun sampiyon olabilmekmicin BIzelerin demesi gereken kelime bu olmali Fb ve Gs gecen yil ligde yoktular besiktas sampiyon oldu ama Her iki takimda Bir Sivasspor kadar olamadilar bu yil kümeye oynuyor acaba onlarda ertesi yila küme düsmemek icin mi oyniyacaklar sorusunu sormakdir........................... | ||
02-01-2010, 17:30 | #7 | ||
Üyelik tarihi: Sep 2007
Mesajlar: 11.320
Tecrübe Puanı: 38 | Bu yüzden şampiyon olamıyruz zaten dogru transferler ypasak acık ara liderdik ....
__________________ Forum Kurallarına Uyalım !!! BesiktasForum.NET ......... | ||
02-01-2010, 17:35 | #8 | ||
Üyelik tarihi: Apr 2008 Yaş: 42
Mesajlar: 2.184
Tecrübe Puanı: 19 | sakayi bu kulübü yönetenler yapiyor sergencim
__________________ | ||
02-01-2010, 18:24 | #9 | ||
Muhalif Kartal Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 731
Tecrübe Puanı: 18 | Sergen sahsina munhasir,dusundugunusoyleyen bir adam.A-2 nin basina getirirken bu tarz seyler soyleyecegi belli.Denizlinin bunlara tahammul etmeyecegide belli.Ozaman niye getiriyorsun? Futbol takimimiz icin soyledikleri ise bence dogru.Gecen sene biz kotuyduk rakipler cok kotuydu.Bu sene ise sampiyonluk yolunda ben takimimizdan cok Daum ve Rijkaard a guveniyorum.Ama bizimde basimizda onlardan geri kalmayacak bir hoca var.
__________________ YETER!!! | ||
02-01-2010, 19:06 | #10 | ||
.::Huzur::. Üyelik tarihi: Oct 2009
Mesajlar: 715
Tecrübe Puanı: 20 | Yav kardeşim her ne olursa olsun. Sen Beşiktaşlıyım diyorsan onun aleyhine bu şekilde açık seçik şeyler konuşmayacaksın. Konuşmayacaksın ki birilerinin sevinmesine ortam hazırlanmasın. Bu nasıl iştir anlamadım. Ortada duran bariz sorunların bizlerde farkındayız elbette ama bunları bir başka takımın eski futbolcusu ile oturup alenen konuşmak ne kadar doğru? Hiç hoşuma gitmedi bu konuşmalar. Yakışmadı Sergene.
__________________ . Siz onları üzdünüz,siz onları kapının dışına sürdünüz..Onları ağlattınız,saçlarını dağıttınız,rüzgarlara bıraktınız..Siz bıçaklar sapladınız,sessiz olun deyip ağızlarımızı kapadınız. O yaşlı başlarınızı kaldırın!..Ve hem yaşınızdan hem de başlarınızdan utanın!.. Evet ! | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |