![]() | |
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
![]() | #11 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Antep Fıstığı ihracatımızın büyük bölümünü kabuklu fıstık oluşturmaktadır, ihracatımızın genel değerlendirmesi yapıldığında değer olarak Antep Fıstığının ortalama 1993 yılı fiyatı 5 dolar/ kg'dır.Diğer sert kabuklu meyvelerimizin ihracat durumu ise ortalama olarak kestaneden 3 milyon dolar, cevizden 4 milyon dolar, bademden ise 2 milyon dolar civarında ortalama gelir sağlanmıştır. Keîtane, ceviz ve badem ihracatımızda son 10 yılda çok önemli düşüşler gözlenmiştir. 3.4. Kurutulmuş meyveler Kurutulmuş meyvelerimiz de ihracatımızda önemli bir yere sahiptir. Ihrac edilen meyvelerimiz içinde ikinci sırada yer alır. Kurutulmuş meyveler genel iry=yve ihracatımızın 7.25 ini oluşturur. Kurutulmuş meyveler imizin içerisinde kuru kayısı, kuru incir ve kuru üzüm önemli bir yer almaktadır. Bu meyvelerimizin payları ortalama olarak; kuru üzüm 7.50, kuru kayısı 7.25 ve kuru incir X25 tir. 3.4.1. Kuru üzüm Kuru üzüm ihracatımız, meyve ihracatımızın 7.15 ini oluşturmaktadır. Genel, ihracatımızın ise 7.1 dir. Yıllara göre kuru üzüm ihracatımız tabloda gösterilmiştir. Genel olarak kuru üzüm ihracatımız ortalama 120 bin ton olarak gerçekleşmiştir. Kuru üzüm ihracatımızdan elde edilen gelir 100—15O milyon dolar arasındadır. 1'386-87 yılarında 100 milyon dolar civarında seyreden ihracatımız 1990 yılında 150 milyon dolar olmuştur. 1991 yılında elde,ettiğimiz gelir 140 milyon dolar,1992 de ise 135 milyon dolara düşmüştür. Kuru üzüm ihraç ettiğimiz en önemli ülke ingiltere olup, bu ülkeyi sırayla Hollanda, italya ve Almanya izlemektedir. Dünya kuru üzüm üretimijnde yaklaşık 350 bin tonla Amerika birinci olup, bunu Türkiye, Iran, Afganistan, Australya ve Sili izler. Ancak Türkiye ihracatta 15O bin tonla birinci sıralarda yer alir.Dünya kuru üzüm ihracatının X70'ini ABD gerçekleştirir-ken,Türkiyenin en önemli rakibi Yunanistan'dır CAnonymous, l'astî).. Tablo 17- Kuru üzüm üretimi, ihracatı', ihraç edilen kuru üzümün üretimdeki, ihraç edilen meyveler arasındaki, genel ihracattaki ve bahçe bitkileri içindeki payları . - : Tarımsal Yapı ve üretim 1384-33, îöEME-1333 ve T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teşkilatlandırma Şenel Müdürlüğü Ekonomik Raporları- Ankara, yayınlarından hazırlanmıştır. | ||
![]() |
|
![]() | #12 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 3.4.2. Kuru tneir ülkemiz, Dünya kuru incir ihracatının X70-75'ini karşılamaktadır. Bu nedenle ülkemiz kuru incir ihracatında tekel pozisyonundadır. Kuru incir ihracatımızın yaklaşık 7.60'ı Almanya, Fransa, İngiltere, italya ve isveç olmak üzere 5 Avrupa ülkesine yapılmaktadır (Anonymous, 1993 h; Anonymous, 1993 n ). Yıllara göre Kuru tncir ihracatımız aşağıdaki tabloda verilmiştir . Tabloda da görüldüğü gibi genel meyve ihracatımızın ortalama V. 6' sı, bahçe bitkileri ihracatının X 5'i kuru incirdir. Genel ihracatımızdaki kuru incirin payı ise 7. 0.5' dir. Kuru incirden elde ettiğimiz gelir ise 1984 - 87 yıllarında 35 milyon dolar iken 19B8 yılında 7. 90 artarak 61 milyon dolar olmuştur. 1989 yılında 44 milyon dolara düşen gelirimiz diğer yıllarda 60 milyon doların üzerinde seyretmiştir. Tablo 18. Kuru incir üretimi, ihracatı, ihraç edilen kuru incirin üretimdeki, ihraç edilen meyveler arasındaki, genel ihracattaki ve bahçe bitkileri içindeki payları. * : Tarımsal Yapı ve üretim 1984-93, tQEME-1993 ve T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teşkilatlandırma Şenel Müdürlüğü Ekonomik Raporları- Ankara, yayınlarından hazırlanmıştır. 3.4.3. Kuru kayısı Dünya kuru kayısı ihracatının V, 60'lık kısmını ülkemiz ka»— sılamaktadır. Ortalama 50-60 milyon dolar civarında gelir sağladığımız kuru kayısı ihracatımız son yıllarda artış göstermiştir (Anonymous, 1993 i;Anonymous, 1393 m). Yıllara göre kuru kayısı ihracatımız aşağıdaki tabloda ve-r ilmişt i r. Tablo 19'd» do' görüldüğü gibi kuru kayısının genel meyve ihracatımız içindeki payı ortalama olarak 7. 7, bahçe bi tk i ler indeki payı V. 6 ve genel ihracat ımızdaki payı ise '/. 0.5' civarındadır. Kuru kayısı ihracatımız yıllara göre artmıştır ve en yüksek değerine 1993 yılında ulaşmıştır. 1990 ve 1993 yıllarındaki üretimden fazla gelişen ihracatımızın nedenin bir önceki yıllardaki stokların ihracatından ileri geldiği tahmin edilmektedir. Kuru kayısı ihraç ettiğimiz ülkeler son yıllarda artış göstermiştir. Birinci sıray'ı ABD almakta olup, bunu sırasıyla Almanya, Fransa,tngi1 tere, Hollanda, İsrail ve diğerleri izlemektedir . .. ■ . | ||
![]() |
![]() | #13 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Tablo 19. Kuru kayısı üretimi, ihracatı, ihraç edilen kuru kayısının üretimdeki, ihraç edilen meyveler arasındaki, genel ihracattaki ve bahçe bitkileri içindeki payları. 3.5. Turunçgiller Tablo 20.Turunçgi1 üretimi, ihracatı, ihraç edilen turunçgillerin üretimdeki, ihraç edilen meyveler arasındaki, genel ihracattaki ve bahçe bitkileri içindeki payları. : Tarımsal Yapı ve üretim 1984-93, 1SEME-1993 ve T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teşkilatlandırma Genel Müdürlüğü Ekonomik Raporları- Ankara, yayınlarından hazırlanmıştır . Genel meyve ihracatımızda 3. sırada bulunan turunçgillerin genel meyve ihracatımız içindeki payı 7. 12"lerdedir. üretim potansiyelimiz çok yüksek olduğu halde yeterli derecede ihracatımızın olmadığı görülmektedir. Tablo 20.' de de görüldüğü üzere ürettiğimiz turunçgillerin ortalama olarak 7. 20'sini ihraç etmekteyiz. İhraç ettiğimiz turunçgillerin miktarı 1990 yılında en yüksek düzeye çıkmış ve bu yılda 142 milyon dolarlık bir gelir sağlanmıştır. En düşük ihracatımızın gerçekleştiği yıl 1985 yılı olup, bu yılda B0 milyon dolarlık bir gelir elde edilmiştir. ülkemiz turunçgil meyveleri ihracatı içinde limon sn önemli paya sahiptir. Limon ihracatının üretime oranı 7. 35' tir. Limon ihracatımızı yaklaşık olarak 116 bin ton ile mandarinler izlemektedir. Mandarin ihracatını üretime oranı ise 7. 33' tür. 1989 yılı ve takibeden yıllarda portakal ihracatımız incelendiğinde 10-20 bin tonlara varan düşüş gözlenmektedir. Turunçgil meyveleri içinde en düşük ihracat/üretil oranı 7. 10.7' ile portakala aittir. Altıntop üretim ve ihracatımız ilgine bir gürünüm arz etmektedir, ihracat/üretim oranının 1990 yılında 7, iİ2 olarak gerçekleştiği göze çarpmaktadır. Bu yapı altıntop ı hracat ı nı n" pomelo ihracatı ile birlikte değerlendirilmesinin sonucudur. ülkelere göre ihracatımız incelendiğinde Türkiye limon ihracatının 7. 98'ini 18 ülkeye; 1991 yılında eski SSCB hariç Doğu Avrupa ülkelerinin toplam ihracat içindeki payı 7. 40.9, AT'nin payı ise 7. 30.5 olmuştur. Mandarin ihracatı 33 ülkeye yapılmaktadır.En önemli mandarin ihraç ettiğimiz ülkeler Avusturya, Cekoslavakya, Almanya, S.Arabistan va eski Yugoslavya'yı sayabiliriz. Portakal ihracatımızda 1991 yılında "/. 15 lik pay ile S.Arabistan birinci sıradadır. Bu ülkeyi eski Yugoslavya, Avusturya Lüksemburg ve Polanya izlemektedir. Altıntop ihracatımızın 7. 76' sim AT, 7. 24'ünüde Doğu Avrupa ülkelerine yönelmiştir. | ||
![]() |
![]() | #14 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 3.6. Diğerleri Bu grupta inceleyeceğimiz ürünler yas meyveler olup bu grupta bir çok meyve türümüz vardır. Ancak bu meyvelerimiz içinde elma, şeftali, armut, kiraz, taze üzüm ve taze incir en fazla öneme sahiptir. Bu grup genel olarak ele alındığı zaman meyvö ihracatımızda ki payı 7. 10-15 arasında değişmektedir. Bu meyvelerimizden elde ettiğimiz gelir yıllara göre tutarlı değildir. Artış azalıştan çok fazladır. Yıllara göre ihracatımız göz önüne alındığı zaman 1986-87 de 46 milyon dolar, 1984-35-88-90 yıllarında ortalama 80 milyon dolar, 1993 te 65 milyon dolar, 1992 de 75 milyo n dolar, 1989 da 90 milyon dolar olarak gerçekleşmiş ve 1992 yılında en yüksek ihracat gerçekleştirilerek yaklaşık 115 milyon dolarlık gelir sağlanmıştır (Anonymous, 1994; Gündüz, 1993). Bu gruptaki meyvelerimizi ele aldığımız zaman, elma bu grubun 7. 25 lik kısmını oluşturmaktadır. Ancak elma ihracatımız ortalama 20 milyon dolar olarak gerçekleşirken, 1990 ve 1991 yıllarında 7. 60' lık bir artış göstererk 33 milyon dolar olarak gerçekles-mis-Çi''- Kiraz, B milyon dolarlık bir ihracat ile bu grupta ikinci sırada,taze üzüm 7 milyton dolarlık bir ihracat ile üçüncü sırada, 4 milyon dolar ile dördüncü sırada olan inciri, şeftali erik ve kayısı takibeder. Bu grupta ayrıca muz, hurma, avakado, nar, yaban mersini, taze kayısı ve vişne bulunur. 4. Meyvecilikte Geçinen Nüfus 1989 yılında 55.4 milyon olan ülke nüfusumuzun "/. 55' i tarım, 7.14.12'si sanayi ve 7.30.8'ini hizmet sektöründe istihdam ediJ.^iği ortaya çıkmıştır CAnonymous, 1990). Meyvecilik uğrası diğer tarım ürünleri yetiştiriciliklerinin bir çoğu ile ic ice olduğundan, yalnızca meyvecilikle geçinen nüfusun belirlenmesi oldukça zordur. 5. Meyveciliğin Memleket Nüfusunun Beslenmesindeki önemi insan beslenmesinde meyveler cok eskiden beri önemli bir yer tutmaktadır. İnsan beslenmesinin fizyolojik ve biyolojik temellerinin aydınlatılmasıyla meyvelerin insan bes-lenmesindeki değerleri iyice anlaşılmıştır. Cünki meyveler sağladıkları kalori, içerdikleri tuz ve vitaminler ve iştiha üzerine yaptıkları etkiler bakımından büyük önem kazanırlar. Araştırmalara göre çeşitli yasta ve türde faaliyette bulunan erkek ve kadınların günlük kalori ihtiyaçları farklıdır, örneğin, günde ortalama 8 saat orta iste çalışan bir insanın 3600 kaloriye ihtiyacı vardır. Bunu tamamlayabilmesi için ise 135 g protein, 100 g yağ ve 540 g karbonhidrat alması gerekir. Başlıca kalori kaynakları karbonhidratlar, proteinler ve yağlardır. Vücutta bir gram karbonhidrat yanmasıyla 4, proteinin yanmasıyla 4 ve yağın yanmasıyla 9 kalori enerji açığa çıkar. Bir insanın alması gereken besin maddesi oranları ise ortalama protein Z15, yağ 7.25 ve Karbonhidratlar 7.60' dır. Meyvelerimizi kuru ve yas olarak gözönüne aldığımızda; genelde yaş meyvelerimizde, bazı yağlı" meyvelerimiz hariç yağ,oranı cok düşüktür. Bu durum özellikle şişmanlar, kalp rahatsızlığı olanlar ve diye yapanlar için iyi bir özelliktir (Günay, 1992). | ||
![]() |
![]() | #15 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Meyvelerimizde meyvelere eksilik veren asitler bulunur. Meyvelerde bulunan organik asitler aynı zamanda meyvenin olgunluk düzeyini ve kalitesini de belirler ( Suda çözünebilir toplam kuru madde/ Asitlik = Olgunluk Oranı). Meyvelerimizde en cok görülen organik asitler tartarik asit<üzüm ve üzümsü meyvelerde), sitrik asit < Turunçgiller ), malik asit < Elma, armut, şeftali, kiraz vb.) ve askorbik asit (C-vitamini) gibi asitlerdir. Organik asitler insan sağlığı bakımından öneme sahip olmakla beraber, meyvede de önemli görevleri de vardır. Bunlar; meyvelerde solunumda kullanılırlar, olgunlaşma devresinde pektin parçalanmasıyla ortaya çıkan katyonlarla nötrle-sirler, hücrelerde tuz halında kristalleşirler <0ksalat, tartarat vb.). Organik asitler ayrıca bazı durumlarda hasattan sonra seker sentezinde de kullanılırlar. Meyveler yüksek karbondioksitti ortamlarda, -ganik asitlerin yardımıyla çeşitli şekillerde doğrudan karbc Jioksit bağlarlar (Karaçalı, 1990). Vitaminlerin besi ime üzerine etkileri anlaşıldıktan sonra, vitamin yüklü meyvelerimizin değeri iyice anlaşılmıştır. Vitaminler< Vital : Hayati, Canlı anlamındadır), beslenme miktarları bakımından cok küçük fakat beslenme acısından etkili maddelerdir. îrrsan beslenmesinde önemli olan vitaminlerden insanın günlük A vitamini ihtiyacı yaklaşık 5OOO IB C=:IU), B vitamini 1.5 mg ve C vitamini 10-75 mg' dir. D vitamini ise meyve ve sebzelerde bulunmaz. 1 IU birimi, O.0003 -- mg'a esdeğerdirCGünay, 1982). A vitaminince zengin meyveleri-; miz arasında mango, kayısı, üzüm ve erik (özellikle bu meyve- lerin kurutulanlarında daha fazladır) sayılabilir. Vitamin B hurma, pikan, ceviz ve bademde; C vitamini ise özellikle son yıllarda yapılan araştırmalarla ortaya çıkmıştırki kuşburnun-da oldukça fazla bulunmaktadır, örneğin türlere göre değişmekle birlikte 25 - 5000 mg arasında değişir ( User, 1967; Gadzeva, 1968; ötles \«= Colakoğlu, 1987 ). Bundan başka frenk üzümü, kiwi, çilek ve turunçgillerde C vitamini acısından zengin sayılırlar. Meyveler ayrıca selülozik maddelerce de zengin olduklarından sindirim sistemi üzerine de olumlu etkileri vardır. S. Endüstriye Sağladığı Hammadde Bakımından önemli Meyvelerimiz | ||
![]() |
![]() | #16 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Meyvelerimiz bir cok tarım endüstrisinin hammaddesini sağlar. Bunlar; meyve suyu, konserve, pekmez, reçel,şekerleme ve her türlü pasta sanayii, alkollü içkiler, kurutma, derin dondurma ve 1iyofilizasyon endüstrileridir. Meyve suyu endüstrisinde kullanılan başlıca meyveler elma, turunçgiller, vişne, üzüm, şeftali, kayısı ve nardır. Bu meyvelerimiz içinde de en büyük paya şeftali, kayısı ve vişne sahiptir. Türkiyede meyve suyu sanayii kapsamında yer alan tesisler olarak 1927 yılında R.Minare, 1954 yılında Tamek, 1958 yılında ise Dimas ve Tasko Birlik' in yatırım çalışmaları başlatılmış ve bunlar sırasıyla 1962, 1963 (3 tesis) ve 1968 yıllarında faaliyete geçirilmişlerdir. Ayrıca Tarım Bakanlığı bünyesinde yer alan Bursa, Çanakkale, Antalya ve Yalova Enstitüleriyle Ege ve Ankara Ziraat Fakültelerinde kurulan küçük kapasiteli meyve suyu pilot tesisleri eğitim ve araştırma amacıyla Birinci Kalkınma Planı dönemi içinde 1963 ve 1968 yılları arasında faaliyete geçirilmişlerdir(Anonymous, 1985). 1986 yılı itibariyle meyve suyu sanayiinde ticari ve sanayi anlamda 23 tesisin bulunduğu ve yıllık kapasitelerinin 36OOOO ton meyvenin islenmesi ve 636 milyon şişe dolum imkanına ulaştığı belirtilmektedir. 19B8 yılı mevcut 23 tesiste 11100 ton turunçgil meyve suyu konsantreleri ve 3S52O ton diğer meyve suyu konsanterelfiri ile 82020 ton meyve pulpu ve 170410 ton meyve suyu dolum imkanının bulunduğu bildirilmektedir. ülkemizdeki meyve suyu tüketimi yaklaşık 1 litre dolayında iken, gelişmiş ülkelerde kişi basına 20-30 litre civarındadır. Meyve suyu denildiğinde meyve oranı X100 olan yani hic bir katkı maddesi bulundurmayan içecek grubu anlaşılır. Ancak meyve oranı 7.50'den fazla olan ve ve seker katkılı ve katkısız tipler de möyve suyu olarak kabul edilir. Meyve nektarı meyve oranı X25-50 arasında değişen, meyve şerbeti (drip! ![]() Meyve suları üç grupta toplanır, bunları . ^ •■ . • ■. ■ ./'-, 1. Nektar tipi(pulp) meyve suları i Şeftali, çilek, kayısı, ■«; armut, erik ve kızılcıktan imal edilen ve içinde meyve etinide bulunduran meyve sularıdır. Bunun için meyveler | ||
![]() |
![]() | #17 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| önce pulp adı verilen meyve püresi veya meyve ezmesi haline dönüştürülür. Pulpa su, seker ve gerektiğinde asit ilavesiyle nektar elde edilir. 2. Berrak meyve suları : Vişne, üzüm, elma va nar gibi meyvelerden elde olunan meyve suları durultulur ve filtreden geçirilerek berraklık kazandırılır. 3. Narenciye (bulanık) meyve suları : Portakal, mandarina, limon vs greyfut suları olup bunlar bulanık meyve suları olarak tanımlanır. Tablo 21.Yıllar itibariyle meyve suyu sektörünün kapasite ve üretimi Kaynak :Uras, N., Iy91. T.Sınai Kalkınma Bankası "Gıda Sektöründe Yeni Öelismeler ve Beklentiler", İstanbul. Meyve konsantreleri ata ürün olup, suda çözünebilir kuru madde oranı en az X 65 olmalıdır. Pratikte bir birim meyve konsantresinden 4-5 birim meyve suyunun elde edildiği varsayılmaktadır. Randıman ise 100 kg meyveden elde edilen meyve suyu miktarına denmektedir. Meyve sularının randımanı yaklaşık elma ve armutlarda 7.75, vişnede 7.73, kayısı V3 şeftalide "/.70, turunçgillerde ise 7.50'nin altında olup, portakalda 7.40-45, limonlarda 7.34-38 ve altıntoplarda ise 7.35-40 arasındadır. . Teorik olarak meyve suyu üretiminin ekonomik olabilmesi için, sofralık olarak pazarlanma özelliği taşımayan standart meyvelerin islenmesi lazım. Bunlar küçük ve sekil yönünden kusurlu olabilir fakat hiç bir zaman çürük, ezik ve bozulmuş olmamaları gerekir, islenecek meyvelerde her şeyden önce sağlamlık, olgunluk ve tazelik aranmalıdır. Yurdumuzda yetiştirilen elma çeşitleri üzerinde yapılan araştırmalara göre, elma suyu üretimi için Amasya, Starking, Golden Delicious, Hüryemez, Ferik ve Yalova çeşitlerinin kullanıldığı ancak bunlardan Starking dışındakilerin tercih edildiği belirtilmektedir. | ||
![]() |
![]() | #18 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Armut çeşitleri içinden Uilliam ve Malatya çeşitleri; Ayvalardan Limon, Ekmek ve Haven (en uygunu) reşitleri-Vişnelerde Kütahya Cen uygunu), Tekirdağ ve Macar çeşitleri; Kayısılarda, ülkemizde meyve suyu üretiminde arocıası, kuru maddesinin yüksekliği ve fiyatça düşük olması nedeniyle daha çok zerdali kullanılmaktadır. Ucuz ve yeterli olarak temin edilmesi durumunda Tokaloğlu çeşidi de tercih edilmektedir. Şeftalide, J.Hale, Hale Haven ve Solden Jubilee çeşitleri tercih edilmekle birlikte Dixired ve Elberta çeşitleri de kullanılmaktadır. Eriklerde ise meyve suyu sanayiinde koyu kırmızı renkli olanlar tercih edilmektedir. Bunlardan Santa Rosa, Klimaks, R.C.Violette, President ve R.Verte çeşitleri sayılabilir, Turunçgil meyvelerinden ise portakallarda Kozan yerlisi, Valencia, Washington navel ve Kan portakalları, Finike, Trablus, Adana Yerli ve Mersin Yerli; Altıntoplarda Mars Seed-less, Duncan; Limon suyuna ise Interdonat, Lamas ve Kütdiken çeşitleri is leranektedir. Tesislerde islanen meyveler içinde 1990 yılında islenen İ23O23 ton y^9 meyvenin en fazlası elma (7.62.5), vişne (7.13.7), şeftali (7./.8), portakal (7.5.7), kayısı C/.4.3), kiraz <X3.&), üzüm (XI.5) ve çilek (7.0.8) gibi meyvelerden oluşurken; erik, mandarina ve kuşburnu qibi meyvelerin oranı ise 7.0.1 düzeyinde olmuştur (Bingöl, 1933). Bu meyvelere ilaveten armut, erik, ananas ve karışık meyveler konserve sanayii içinde de yer alırlar. Pekmez endüstrisi için en önemli hammadde üzüm yanında, dut'ta bir ~~~' hammaddedir. üzüm ayrıca alkollü içkilere sanayiinin temel maddesidir. Bunun yanında her türlü meyve şarap, likör ve rakı endüstrisinde de kullanılabilmektedir. Pasta vb şekerleme endüstrisinde yas meyvelerimiz yanında özellikle badem, fındık, antepfıstığı ve kestane gibi kuru meyvelerimizin kullanımı daha yaygındır. Bu sanayii için hammadde- olabi lecek ürünlerimizin talebinin devamı için, kalite yanında, standart ürün ve yeteri kadar üretim, temiziik,ambalaj ve reklam faktörleri oldukça önemlidir. Derin dondurma endüstrisi günümüzde oldukça yaygıslaş-mıs, liyofilizasyon ise son yıllarda gelişmeye başlamıştır. | ||
![]() |
![]() | #19 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Liyofilize olmuş ürünlerde nem miktarı yaklaşık X 2 ' dir. Bu teknoloji oldukça pahalı olup, buz haldeki nemin sıvı hale geçmeden ürünün suyunun aniden buharlastirıİması esasına dayanır. Derin dondurma endüstrisi ise günümüzde oldukça yaygın olup, ürünleri taze haline en yakın set .ide muhafaza eden bir sistemdir, özellikle taze olarak bir çok endsütriye hammadde olabilecek meyvelerin, ileride kullanılması amacıyla en çok başvurulan bir yömtemdir. Ayrıca son yıllarda derin dondurularak yas meyvelerin satısıda yapılmaktadır.Bu satışta kiraz, vişne, erik ve kayısı gibi meyvelerin yadında çilek satışları artmaktadır. îhracatı Geliştirme Merkezinin verilerine göre, 1932 yılında bu şekilde anılan meyveler vd. olarak 36193 ton dondurulmuş ürün satılmış ve karşılığında yaklaşık 33 milyon Amerikan doları gelir elde edilmistir(Anoymous, 1993). 7. Meyveciliğin Yurt Topraklarının Korunması ve Güzelleçtirilmesindeki Yeri Meyve ağaçları yalnız yüksek ver imleriyle sağlık ve refah kaynacı olmakla kalmazlar, aynı zamanda yurdu ağaçlandırarak ve güzelleştirerek de insanlara çalışma ve yaşama gücü katarlar. Yurdun bir çok yerinde ormanların harap olmalarıyla çıplak kalan tepe ve yamaçlar, bu alanlarda rahatlıkla yetiş-tirilebilen meyvelerimizle ağaçlandırılabilir ve aynı zamanda hem bir gelir kaynağı hem de yurdun güzelleştirilmesine katkıda bulunulmuş olur. özellikle kıraç alanlarda rahatlıkla yetişebilen ve oldukça iyi verim alınabilen badem, antepfıstığı, üzüm, zeytin ve kayısı gibi meyvelerimiz rahatlıkla buralarda bu amaçla kullanılabilirler. Zaten hali hazırda buna benzer alanlarda antepfıstığı ve badem gibi meyvelerimiz yetiştirilmekte olup, bü yöre insanları için önemli bir gelir kaynağı durumundadır (Güleryüz, JS79). IV. MEYVECÎLÎSÎN EKOLOJİK SORUNLARI Meyve ağaçlarımızın herhangi bir yerde yetişebilmeleri ve kaliteli ürün verebilmeleri1 ve meyvelerini olgunlaştıra-bilmeleri için iklim ve toprak faktörleri oldukça önemlidir. Yörelere uygun tür ve çeşit secimi yaparken öncelikle yurdumuzun bir cok yörenin tabi florasında yetiştirilen meyveleri gözden geçirebiliriz. Ancak yeni alanlarda meyveciliğin yapılması gerektiği durumlarda ise uygun olmayan düşük sıcaklık, toplam sıcaklık, ilkbahar gec ve sonbahar ilk donları gibi bazı sorunlarla karşılasabibi1iriz-Bununla birlikte bir cok yöredeki mikro klimalar meyveciliğin o yörede yapılması acısından oldukça önemli yerlerdir. | ||
![]() |
![]() | #20 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| A. EKOLOJİK FAKTÖRLER 1. Sıcaklık l.a. Hava sıcaklığı Bir bitkinin herhangi bir yerde yet iştir i lebilmesi için; ürünün belli bir sıcaklık toplam isteğininin karşılanması gerekir. Yapılan araştırmalara göre elmalar şeftalilere, şeftaliler zeytinlere, zeytinlerde hurmalara göre daha az bir sıcaklık toplam istekleriyle gelişebilmekte ve meyvelerini olgun 1 astı rab i 1 inektedirler. Meyve ağaçlarının ihtiyaç duydukları yıllık sıcaklık toplamı yaprak dökümünden ciceklenmeye, çiçeklenmeden meyvelerin olgunlaşmasına ve meyve olgunlaşmasından yaprak dökümüne kadar olmak üzere üç periyotta dikkate alınır. Yıllık sıcaklık toplamı hesap edilirken, o meyvfe çeşidinin o bölgede gelişmesi için minumum sıcaklık olarak kabul edilen sıcaklık derecesi baz alınarak, bu derecenin üstünde gecen saatler toplanarak hesaplanır. Bu derece çoğunlukla + 7 veya +7.2 °C» dir. Sıcaklık toplamının yeterli olmadığı yerlerde ağaçlar düzenli olarak çiçek açamadıkları gibi, meyvelerini de olgun-iatıramazlar ve sonbaharın iik donlarından zarar görmektedirler, örneğin, özellikle hurmalarda ve karadeniz bölgesinde yetiştirilen portakallarda bu durum gözlenmekte; hurmaların olgunlasamadığı ve portakalların ise daha ekşi olduğu görül- mektedir. Meyvelerin bir yerde yetiştirilmelerinde ayrıca optimum, minumum ve maksimum sıcaklık istekleri de göz önüne alınır. Optimum ortalama sıcaklık deyince, meyve ağaçlarının fotosentez, respirasyor, absorbsiyon, transpirasyon gibi fizyolojik olayların yerine getirilmelerindeki en uygun sıcaklık dereceleri anlaşılır. Türlerin optimum sıcaklık istekleri farklıdır, örneğin, Kayısılar elmalara, antepfıstıkları kayısılara, zeytinler kayısılara ve hurmalar ise zeytinlere göre daha yüksek optimal sıcaklık isterler. Optimal sıcaklığın hesaplanmasında daha cok büyüme periy****daki sıcaklık ortalamalı-rı dikkate alınmalıdır. Optimalin üzeri ve altındaki sıcaklıklarda ise meyve ağaçları yaşamlarını sürdürebilir fakat gerek ağaçta gerekse meyvelerde gelişim bozukları baş gösterir, örneğin optimalden yüksek sıcaklıklarda meyve dökümleri artar ve suyun az bulunduğu durumlarda stomaların kapatılması onucu fotosentez oranı düşer ve yeterince karbonhidratça beslenemediklerinden kalite bozulur. Optimalin altındaki sıcaklıklarda ise; büyüme ve verimliliğin azaldığı görülür. Düşük sıcaklık nedeniyle meyve alacalarında yeteri kadar karbonhidrat depolanamadığın-dan ağaçların sonbahar ilk donları ve kıs soğuklarına dayanımı azalır. Bu gibi durumlarda meyve ve dalların olgunlaşmasını daha da geciktiren geç sulamalar, aşırı azotlu gübrelemeler ve derin budamalardan kaçınmak gerekir. Meyvelerde görülen soğuk zararının şiddeti tür ve çeşit yanında, ağacın fizyolojik durumu, organları, toprak faktörleri, sıcaklık derecesinin şiddeti ve süresi ve anaç gibi faktörlere de bağlı olarak değişir. | ||
![]() |
![]() |
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ![]() |