Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Taraftar > islam

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 25-02-2010, 23:34   #1
.::Huzur::.
 
Sükut - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Arrow Yusuf yüzlüler ...

Yusuf yüzlülük; ta çocukluk dönemlerimizden bu yana süre gelen hasretimiz. Çünkü Yusufiye halkasına girerek her dem tazelenir ruhlar. Böylece bu yolda kana kana huzur bulur tüm gönüller.
Çağların muhabbet selinin üzerine sindiği tek nesil Yusuf yüzlülerdir. Mevlâ'ya kendini adamışların, bir adım ötesinde ab-ı hayat içenlerin ve varlığından geçenlerin buluştuğu noktanın adıdır Yusufiye.
Yusuf Yüzlülerde İ'lây-ı Kelimetullah davasına gönül vermenin iştiyakıyla gecenin alaca karanlığında, pembe şafakların doğacağı ümidiyle seyre dalar demir parmaklı penceresinde. Bu yüzden, yanık sıla türküleri dillerden dökülerek bir ağıt faslı başlar yusufiyeden her dem.
Yusufiyeler Hakk'ın ve hakikatin metin kaleleridir. Yusufiye burçlarında dalgalanan tuğlar, ebediyeti müjdeler adeta. Aynı zamanda her bir tuğ’un kendine has manası var, yeter ki mana denizinde yüzmeyi arzula gerisi kolay. Nasıl mı? Mevla’ya iştiyakla yalvarıldığında kelimenin tam anlamıyla marifet ve hakikate götüren tuğların kalbin cilaları olduğu anlaşılacaktır elbet. Ateşi, kül akkoru, hatta küfrü söndüren, ondan da ötesi zulmeti nura döndüren, masum gönüllerin yanık seslerini dindiren de dikili tuğlardır. Yusuf yüzlülüğü şiar edinenlerin remzidir tuğlar. Bu yüzden Yusuf yüzlüler hep bir ağızdan; ''Yüceltip tuğları Fisebilillah, değiştir çağları Fisebilillah" diye haykırırlar her nefeste. Aslında bu meydana her can giremez. Yufka yüreklilerle dikenli yollar aşılmaz. Çünkü o meydan er meydanıdır, yani bu kutsi yolda bin bir türlü eza, çile ve hatta kar beyaz ölüm var. Yani çağın çilesi onların sırtlarına serilidir. Hor görülseler de davalarına sadıktırlar, asla vazgeçemezler o sevdadan, isteseler de dönemezler o kutsi davadan. Yusuf yüzlülük yüce bir davadır, nasıl dönülsün ki? Bu uğurda kan aksa da acı bilinmez. Allah (c.c.) aşkından dolayı Resûlüllah (s.a.v.)’in yolunda yürüyeni ateşe atsalar da İbrahim’e ateşin gül bahçesine dönüşü misali yanan kül olmaz. Özünde sevgi ve aşk olanı ateş nasıl yaksın ki, yakamaz da zaten. Ateş yücelerden emir almış serin ol diye. Nitekim Mecnun Leyla'nın sevdasına yana yana çöllere düştü, sonunda kendini Mevla’da buldu, hakeza Ferhat’a dağı del dediler, o da Şirin'e olan o deruni aşkıyla dağı deldi de, Aslı ile Kerem ise ecele şerbet dedi. Hâsılı ne mutlu o sevdalılara, ne diyebiliriz ki onların şahsında bu kutsi yola, kutlu olsun demekten başka.
Yusufiyeler her gelene açık, Mevlana’ca; ne olursan ol yine gel diyorlar. Mevlâna’nın çağrısını özümlemiş duygularla bu dergâhta himmet-i ula ile gelen geri çevrilmez. Kılıç değildir ülkeleri fetheden, asıl fetih insanları sevgi ve aşk ile fethetmektir. Madem Allah Kulunu sever, o halde yaratılanı sevmek yaratandan ötürü prensibinden hareketle herkesi sevmek şiarımız olmalı. Yusufiyeler derde derman isteyen, rahat-ı can isteyen, Mevlâ'ya aşk ile yanıp tüten boyun eğenlerin yoludur çünkü.
Yusuf yüzlülük, canında cananı arayan, İ'lây-ı Kelimetullah aşkıyla yanan ideal tipin adıdır. Maksuda ermek istiyorsak şayet, Yusufiye ruhunu yakalamalı. Kendimizi keşfetmenin basamaklarıdır yusufiyeler. O gül yüzlü Yusuf yüzlüler gecenin her yıldızı parlarken sabahın seher vaktinde çarpan gönülleriyle adeta ''Yırt yakanı, eyle figan'' ilanıyla uykudan uyanmamızı istiyorlar. Bu ülke eski ülke değil artık, doğru yanlış, eksik ya da fazla dünümüzde kutsi davalar vardı, başkasını düşünmek vardı, canlar verilirdi dava uğruna, her nedense şimdilerde aptal yerine koyuyorlar ideal insanı.
Neyse, hem madem koyun yatmaz hayvan iken, o halde diriliş nesline uyumak yaraşmaz, o halde seher vaktinde öten bülbül kuşların sesleriyle uyanmalı. Ecdadımız erken yatıp erken kalktığı içindir ki; tarih boyunca medeniyetten medeniyete koştular. Seher vaktinde hep birlikte toplanarak aşka giderlerdi. Daima Allah'a (C.C.) abd (kul) olmanın idrakiyle gece gündüz dip diri idiler. Dillerinde tane tane dökülen o tatlı sohbetleriyle kalplere ferahlık verirlerdi. Ya bizler? Tam içler acısı haldeyiz. Hayret mi hayret manevi soluk kabımızdan nasıl çıktık da bu hallere düştük doğrusu anlaşılır gibi değil, her ne sebep olursa olsun silkinip yerimizden doğrulup kendimize gelme zamanı şimdi değilse ne zaman? Madem ecdadımız tarihe not düşmüş, neden sırlarına vakıf olamıyoruz acaba? Yusuf yüzlü olmayı arzuluyorsak atalarımızın izi izimiz olmalı. Saf saf dizilerek Allah (c.c) yolunda canlar yeniden fedaya hazır olmalı. Gönüllerin gönderinde Yusufiye aşkını tüttürmeli, durmak yok yola devam demeli. Uyan artık ey kalbim! Bitsin bunca zulmet dolu hayat nereye kadar. O halde Yusuf yüzlü "Ferhat" olmalı, "Mecnun" olmalı, varlık taşını delerek sahralarda ''Leyla''ya varmalı. Bir garip misali dünyada yaratılış gayemiz doğrultusunda, ömrümüzün sonuna dek mücadele etmeli. Mademki bize emanet verilen can tendedir, Allah'tan mahrum yaşamak niye? Cennette cemalinden ayrı kalmamak için kul olmak varken bu dünyada boş bir hayat yaşamak niye? O halde bülbül gülün hayranı, biz de Allah'ın ve Resulü’nün yolunda sevdalı olmalıyız. Bülbül gül için öttüğü gibi, biz de Allah adı için ''ALLAH'' diyerek zikredelim ve rahmetine gark olalım. Lafza-ı Celal ismini kalbimizde anarak vuslat kılıcımızla gönül burcunda, ömürde bir kez de olsa candan Allah deyip kurtuluşa ermeli. Gel kardeşim gel! Sen de bu yola koyul ki bir olalım, diri olalım, yanmaktır bizim ülkümüz, bize bizden gayrı dost yok çünkü. Coşkun sular gibi çağlarız biz. Bu yolda korkuya yer yok. Bu meydan âlâ meydandır. Burada açılan gül kolay kolay solmaz, bunu böyle bil. Ülkü yoluna sende karış ki aşkı yaşayasın, sevgi nedir bilesin. Fenadan bakiye göç eylemek arzularsan yüzünü Yusufiye’ye çevir ki necat bulasın. Yüzünü dön ki sevenlerin tutku bakışlarında mest olasın. Yusuf yüzlüler gelene gelme gidene de gitme demez, bilakis sevenlere kollarını açarak kucaklaşırlar kardeşçe her daim. Yusufiyelileri sevmeyenler varsa, varsın sevmesin. Elbet bir gün onlar da anlar gerçeği. Onlara gülenler varsa varsın gülsün, önemli olan Hakk (c.c) biliyor ya, gerisi angarya. Gafiller bilmese de Allah'ı sevenler olacaktır halk içinde. Gördük ki yusufiye yolunda garip bir kuş olunsa da Yusuf yüzlüleri salan ilahi bir güç var. Çünkü bu din garip geldi garip devam edecek. Nitekim Allah garipleri sever müjdesi tek tesellimiz.. Konuşmaları hep İslâmiyet, hep duygu yüklüdür. Sohbetleri hoş eder insanı hep içten içe. Yusufiye ruhu Öteleri hatırlatır. Dostluk nedir bilmeyenlerin dost olmayı öğrendiği, okumayı sevmeyenlerin okumaya teşvik edildiği mekânlardır Yusufiyeler. Sevgi kitaptır hem dilde hem de kalpte..
Halimize rengârenk katılan iklimin ismidir Yusufiye...
Yüreklerin dolu dolu aktığı pınar çeşmesidir Yusufiye’ler. Şahadete susamış gönüllerin kurban olduğu hakikat ve adalet şuleleridir Yusuf yüzlüler.
Sen de gel ey kardeş bu makamı ziyarete. Gel ki dilden beladan defolasın, emelini burada bulasın. Hatta Yusufiye’ye gelmekte tereddüt eyleme ki ruhun gıda bula. Yusuf yüzlüler ile buluşmanın mutluluğunu yaşamak için vuslata koş ki muradına eresin.
Yusufiyeler sahabe sohbetleriyle inler her nefeste. Rahmet ruhlarıyla şenlenir temiz kalpler. Bu iklime dal ki derdine derman, yarana merhem bulabilesin. Söğüt'te küçük bir aşiretten meydana gelen muhteşem çınarın temelinde yusufiye ruhu vardır. Hâsılı Osman Gazi ile Şeyh Edebali'nin elinde yoğrulan hamurun adıdır Yusufiyelik...
''Sürseler de yaban içine, atsalardı zindan evine, haykırıp bu yoldan dönmeyiz'' diyenlerin yurdudur Yusufiye. Ciğerlerini lime lime etseler de, ellerine zincir vursalar da "Allah’’ diyebilmektir Yusufiyelik...
Nice bin zevkle Yusuf'un düştüğü kuyuya atsalar da "Hak yoldan dönmek yok '' demenin adıdır Yusufiyelik...
Hangi meydan olursa olsun er meydan içinde Alperenlerin varlığı hissedileceği muhakkak. Çünkü bu davada ikilik yok, birlik var. Bundan da öte felah ve dirlik var. Her türlü nimet, tevhit sancağının ruhunda gizli çünkü... Allah'a arzulanan dilde açan çiçektir Yusufiyelik bu yüzden
Yusuf yüzlüler aşka düşen pervanedir. Gâh seller gibi çağlayan, gâh gözyaşları akan insanlar olarak anılacaklardır. Yollarına kurban olası geliyor seyredenlerin. Nitekim rengârenk bahçelerinin önlerinden geçenler, güllerine gıpta ile baka kalırlar hayranlıkla. Yolları Piri Türkistan-ı Ahmet Yesevilerin, Hazreti Mevlânaların, Yunusların, Hacı Bayram-ı Velilerin, İmam-ı Rabbanilerin, İmam-ı Gazali’lerin yoludur. Yollarına hem hayranız, hem de kurbanız. Yusuf yüzlülerin her biri ehli ukba'da, yine her biri bir sevdada. "Neyleyim dünyayı bana seni gerek seni'' diyenlerin adıdır Yusuf yüzlülük. İmanları ve zindelikleriyle Kuran’ın hadimleridirler. Cümle âlemi şahit tutarak, bu yoldan dönmeyenlerin adıdır Yusuf yüzlülük...
Hakk'ı batıldan ayırmanın yoludur. Hak’tan gayrı neyleyim dünyayı diyebilmek ve Menzile ermenin sırrıdır bu yol. Ötelere yürek mi dayanır, elbette ki dayanmaz, ama o sırra da vakıf olmak için gayret gerekir.
Ol Gülşen de aşk bile girdi cana, gördüğümüz mana denizinde Yusufiye kervanını yakalamanın heyecanıyla gece gündüz yana yana aşk küllerinde hep ararız cananı. Ahirete gider kalpteki yar. Nasıl mı? Gün çekilince derin bir âlem başlar hayalimizden izbe iz, derken bir ömür geçer. Hatta bir sonbahar mevsimi geceden gördüğümüz bir düş mü yoksa hayal mi demeden, delilsiz inandık bu yola. Zira O sevgili engin ufuklardan çarpan gönülle sergilenir içten içe, yani adı güzel kendi güzel Muhammed(s.a.v) yanımızda sanki.
Hazreti Ebubekir (r.anh.), "O ne derse doğru söyler, O dediyse doğrudur" sözleri hep ruhumuzda yankılandı öteden beri. Sıddık-ı Ekber’in dilinden teslimiyeti öğrendik. Tevhide gönül bağlamayan bizi anlamaz, anlayan anlar bizi ancak. Yar aşkına ölsek ne olur ki? Bu dünyada kana kana aşk şerbetinden içsek fena mı? Kalbi sıdk ile canımız kurban olsun ülkü yoluna desek ne kaybederiz ki? Züleyha'nın şahsında Mısır'a ilk merhamet ve sevgisini aşılayan Yusuf (a.s.) değil miydi? Yusuf’u kardeşleri kanlı zindanlarda prangaya vurdular da ne oldu, sonunda Züleyha'nın egemen duygusu İlahi aşka boyun eğmemiş miydi?
Nasıl olsa dünya dönüyor, bütün mahlûk ona binmiş ömür sürüyor. O halde mala mülke aldanmak niye? Madem ölmemeye çaremiz yok. O halde Allah'a kul olmamak niye?
Gelin tevhide koşalım, hasret çağrısında gelin Allah diyelim ki, ülkü yolunu idrak edebilelim. Hazret-i Yusuf (a.s)'ın yaşadığı serüveni yüreğimizde hissedelim sevda bereketiyle. Ateşe atsalar da yahut bizi kül etseler de Rabbim Allah diyebilmeli. Yusuf yüzlülük aynı zamanda alnı AK yüzlülükdemektir.


_ALINTI_
__________________
.






Siz onları üzdünüz,siz onları kapının dışına sürdünüz..Onları ağlattınız,saçlarını dağıttınız,rüzgarlara bıraktınız..Siz bıçaklar sapladınız,sessiz olun deyip ağızlarımızı kapadınız.
O yaşlı başlarınızı kaldırın!..Ve hem yaşınızdan hem de başlarınızdan utanın!..



Evet !


Sükut Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 26-02-2010, 00:06   #2
Dişi Kartal
 
ÖLÜMÜNEBJK - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

teşekkürler bu güzel paylaşımın için...
__________________
iki tanık var biri dilim biri kalemim, olanı biteni sindirdim yeter bana kendi derdim!

Click the image to open in full size.
ÖLÜMÜNEBJK Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 18:32 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580