![]() |
inşallah gider... |
bu takıma acil olarak sağ kanat sol kanat 10 numara lazım...fb gs bizden bu mevkiilerede kat kat üstün.... |
Ruhunuzla oynayın yeter |
Kaderi Teknik Heyetin Elinde !.. http://img693.imageshack.us/img693/9215/gdelgado.jpg Beşiktaşlı Matias Delgado, İspanya`nın Barcelona kentinde kendisine yapılan testlerden başarıyla geçmesine rağmen, Türkiye`ye takım toplandıktan 11 gün sonra dönmek istediğini söyledi. eşiktaş`ın Arjantinli futbolcusu Matias Delgado, bu sezon başında kasık bölgesinden ameliyat olmuş ve yaklaşık 4 ay sahalardan uzak kalacağı belirtilmişti. Arjantinli futbolcunun ameliyatı sonrası sözleşmesi askıya alınarak yerine Tabata transfer edilmişti. Son bir aydır takımla birlikte antrenmanlara çıkan Delgado`nun bir dizi testten geçip, ameliyat olduğu bölgenin MR`ının çekileceği ve çıkan sonucu göre sözleşmesinin yeniden geçerli duruma alınıp alınmayacağı belli olacaktı. Arjantinli oyuncu yılbaşı tatili için gittiği Barcelona`da 6 ay önce ameliyat olduğu hastanede testlerden geçti ve çekilen MR`ı sonucu devre arası kamp çalışmalarına katılması için olumsuz bir durumunun olmadığı belirlendi. Barcelona`da yapılan testleri İstanbul`a gönderen Delgado`nun fiziki açıdan yükleme yapılabilecek bir durumda olduğu ve 30 Aralık`ta takımı ile birlikte antrenmanlara başlayabileceği açıklandı. DELGADO TESTLERDEN OLUMLU SONUÇ ÇIKMASINA RAĞMEN İSTANBUL`A 10 OCAK`TA DÖNMEK İSTEDİĞİNİ SÖYLEDİ Ancak çıkan bu sonuca rağmen Delgado`nun Beşiktaş teknik heyeti ile yaptığı konuşmada Barcelona`da kalmak istediği ve 10 Ocak`ta İstanbul`a dönmek istediğini söylediği ortaya çıktı. 30 Aralık`ta takım arkadaşları ile birlikte antrenmanlara çıkmak yerine Barcelona`da tatiline devam etmek istiyen Delgado`nun bu isteğine henüz kesin bir cevap vermeyen Beşiktaş teknik heyetinin oyuncu ile yarın bir görüşme daha yapacağı ve Delgado`dan 30 Aralık`ta İstanbul`da olmasını isteyecekleri öğrenildi. Delgado`nun bu tutumuna bir anlam veremeyen teknik heyetin Delgado hakkında bir rapor hazırlayıp yönetim kuruluna sunacağı ve yönetimin Arjantinli oyuncu ile ilgili bir karar vermesini isteyeceği kaydeldi. dha |
Serdar'ı Hırs Bastı http://foto.fanatik.com.tr/test/423x...t1mm826616.jpg Ligin ilk yarısında fazla forma şansı bulamadığını ve bununla birlikte istenen futbolu ortaya koyamadığını belirten yıldız oyuncu iddialı konuştu. Serdar, “Ligin ikinci yarısı daha farklı olacak. Herkes gerçek Serdar Özkan’ı görecek. İdmanlarda kendimi gösterip, formayı kapacağım” ifadesini kullandı. http://adtext.adnet.com.tr/counthigh...,23656,100024) |
hadi len ordan..Hırs başmışmış..Sen ve Hırs ?? |
bende inandım ztn senden hiç bir şey olmaz...serdar |
Çerçeveye çalış sen .. |
yürü git ulan.. |
Alıntı:
|
Serdar kesinlikle iyi niyetli ama kendini kanıtlamaya çalışması onun en büyük hatası. Hırs bastı denmiş başlıkta ama Serdar aşırı hırslı bir insan zaten 8 tane çalım atsa 9'da atmaya çalışan bir tip bence hırs basmasın aklıyla oynasın daha faydalı olur. |
serdar özkan çok kral topçudur yeteneği vardır elde tutulmalı üstünde durulmalıdr. takas yada satılma gibi bir durum söz konusu olmamalıdır. serdar ö. ve batuhan şu takıma ivme kazandırak isimler |
Bu lafların aynısını sezon başında da demişti Serdar, o gün de aynı şey demiştim şimdi de diyorum, bu elemandan hiç bir şey olmaz... Batu gibi kiralık gönderilsin bir takıma, belki oralarda bi istikrar yakalar, kendini geliştirir, sonra tekrar denenebilir... Ben umutsuzum ama Serdar'dan, hiç bir ışık göremiyorum... |
bu sezona kötü başlayan beşiktaş ta en iyi olan futbolcumuz serdar dı.pozisyon ürtemekte zorlanan takımda üretkenlik adına bişyeler yapmaya çalışan serdar dı..pozisyonlara giren serdar dı ama atamadı.şansızdı.bire bir adam geçebliecek takımda ki ender futbolcularımızın en başında şu an serdar var bence..gönderilirse çok kötü olur ..en azından bu sene için biraz daha şans verilmesi gerekir diye düşünüyorum. |
Bide son vuruşlarını geliştirse.. Gaziantep, galatasaray maçlarını hatırlıyorumda.. |
bu 10uncu lafindi herhalde buna benzeyen merak ediyorum nasil bir hirs basti seni acaba |
Rüştü Topu Oyuna Sokamıyor Galatasaray Teknik Direktörü Frank Rijkaard, Barcelona`da yedek bıraktığı Rüştü Reçber için, "Harika bir kaleciydi ancak yaptığı kurtarışın ardından topu dışarıya, ya da çok uzaklara atıyordu." yorumunda bulundu. Hollandalı teknik adam, Galatasaray Dergisi`nin Aralık ayı sayısında yer alan röportajında, Barcelona`yı çalıştırdığı dönemde yedek bıraktığı milli kaleci Rüştü Reçber konusunda yanlış anlaşıldığını aktarırken, sözlerini şöyle sürdürdü: “Rüştü konusunda bir yanlış anlaşılma yaşandı açıkçası. Benim onu sevmediğim yönünde yorumlar yapıldı, ama bu doğru değil. Ben Rüştü`yü seviyordum. İyi bir profesyoneldi. Takım arkadaşları için de iyi bir partnerdi ki arkadaşları da onu çok seviyordu. Ama o, önünde çok sayıda savunma oyuncusuyla oynayan türden bir kaleciydi. Harika bir kaleciydi ancak yaptığı kurtarışın ardından topu dışarıya, ya da çok uzaklara atıyordu. Kalecilik yeteneklerini hiçbir zaman tartışmadım, tartışmam. O iyi bir kaleci. Ama sistem için bir tercih yapmam gerekiyordu. Bu yüzden tercihimi Victor Valdes`den yana kullandım. Bu, Rüştü`yü sevmediğim anlamına gelmez. Tamamen farklı bir konu. Valdes`in lehine olan bir durum daha vardı. Önündeki İspanyol savunma oyuncularıyla daha rahat iletişim kurabiliyordu.” dedi. |
Sezon Başında'da Basıyordu. |
Ekrem Dağ Defans'a http://foto.fanatik.com.tr/test/423x...t1mm827791.jpg Matteo Ferrari’nin yokluğunda, Ekrem’in savunmanın sağında görev yapacağı öğrenildi. İtalyan yıldızın yerine ise, genellikle defansın sağında forma şansı bulan İbrahim Toraman oynayacak. Ekrem’in boşalttığı orta sahanın sağında ise Holosko’nun boy göstermesi bekleniyor. http://adtext.adnet.com.tr/counthigh...,23865,100267) |
İbrahim Kaş Röportajı Beşiktaş Dergisi, başarılı futbolcumuz İbrahim Kaş’ı evinde ziyaret etti. Genç kızların hayranı olan genç futbolcumuzun, evliliğe şimdilik sıcak bakmadığını bu röportajda öğrendik... Beşiktaş’ın altyapısından yetiştiği için, büyümesini ve gelişimini taraftarların yakından takip etme şansı bulduğu futbolculardan birisi İbrahim Kaş… İspanya’da geçirdiği bir sezonla daha bir olgunluk ve tecrübe kazanan genç futbolcumuz, milyonların takip ettiği ve her adımının haber olduğu bir dünyada yaşamanın nasıl bir şey olduğunu, bir futbolcunun idman ve maç saatleri dışında neler yaptığını, endişelerini, mutluluklarını ve merak ettiklerini dergimize anlattı. İşte İbrahim Kaş’ın özel dünyası… Senin yaptığın işi çok fazla bilmeyen herhangi biri hayatını tanımlamanı istese hangi cümleleri kurarsın? Herkes yaşam tarzı olarak dışarıdan futbolculara çok farklı bakıyor. Sürekli geziyoruz ve eğleniyoruz sanıyorlar. Ama bizim yaşamımız genelde antrenman-ev arasında geçiyor. Futbolcunun en çok yaptığı da arabasını değiştirmek ve alışveriş yapmaktır. Futbolcunun hayatı böyle geçer. Senin de tam olarak böyle mi? İlgimi çeken arabalar oluyor. Sürekli alışveriş yapıyorum. Ailem geldiği zaman onlarla vakit geçiriyorum. En çok neye para harcıyorsun? Giysiye ve ayakkabıya… Bana yakışacağını düşündüğüm şeyleri denemem bile, hemen alırım. Özellikle siyah ve beyaz renklere takıntım var. Bir de sürekli sinemaya giderim. En son hangi filmi izledin? Son zamanlarda çok güzel filmler yapıldı. En son da 2012’ye gittik. 2012’yi izleyen herkes bol bol gerilerek sinemadan ayrılıyor… Evet, ben de çok gerildim. İster istemez insanın içinde bir ürperti oluyor tabii ki de sonuçta kıyametin ne zaman olacağını kimse bilemez. Diyelim ki, kıyametin tarihini biliyorsun ve bu tarih de yakın bir zaman… Ne yaparsın? Bütün her şeyimi nakite çevirir, garibanlara bakmak isterim. Evde olduğunda neler yaparsın? Genelde evde de film izliyorum. Play Station’la fazla aram yok, oynamam. Uyurum, dinlenirim. Sitede fitness salonu var. Oradaki hocamla çalışıyorum. Havuza giriyorum. Bir de son aylarda çok fazla okey oynuyoruz. Serdar, ben, Kurtlar Vadisi’nde oynayan Abdülhey (Kenan Çoban), Güllü (Erhan Ufak) filan… Kimi zamanlar haftanın dört günü buluşuyoruz. Çok iddialı geçiyor. Kitap okur musun? Okurum. En son “Başarının Sırları”na başladım. Daha çok kişisel gelişim kitaplarını tercih ediyorum. Bu tür kitaplardan kendime faydalı olacak bilgileri hayatıma uyarlayabiliyorum. Böylece kendimi geliştirip, daha rahat hissediyorum. Ailen nerede yaşıyor? Karabük’te yaşıyorlar ama sık sık ziyaretime gelirler. Ailenden evlenmen için bir talep geliyor mu? Yok, hayır. Hiç öyle bir talepleri ya da baskıları olmadı. Senin böyle bir isteğin var mı? Hayır, benim de şu anda yok. En başta söylediğin “herkesin futbolculara çok farklı bakması” durumu bu konuda sende endişe yaratıyor mu? Evet, kesinlikle. Herkesin bir önyargısı var. Öncelikle sizin ciddiyet taşıyan bir insan olduğunuzu düşünmüyorlar. Bizim açımızdan bu durum çok zor. Benimle birlikte olmak isteyen kişi, acaba gerçekten beni seviyor mu, değer veriyor mu, gibi konular çok önemli. Bir futbolcunun aşkı bulmasının zor olduğuna inanıyorsun o zaman… Tabii, çok zor… Bence özellikle İstanbul’da bunu yaşamak çok zor. İlk olarak seni gerçekten tanımaması, ne iş yaptığını ve ekonomik durumunu bilmemesi lazım. Ancak o zaman karşılıklı bir şeyler hissedilir gibi geliyor. Yurtdışında nasıl bir hayatın vardı? Orada daha rahattım. Sonuçta Türkiye’nin en büyük kulübündeyim. İspanya’nın Real Madrid, Barcelona’sı gibi… Ben Getafe’de oynuyordum. Maçın sonucu kötü olsa bile, taraftarlar bizi alkışlıyordu. Gerçi orada da idmandan çıkıp eve gidiyordum. Her hafta takımdan bir arkadaşımız evinde yemek veriyordu. Burada futbolcuların daha “rahat” olabilmesi için sence neler değişmeli? Türkiye’de bence fanatizm üst boyutta. Normal olarak her maçta galibiyet bekleniyor. Ama hiçbir zaman bir futbolcu “ben kötü oynayayım” ya da “şu golü kaçırayım” gibi bir düşüncede olmaz ki… Her futbolcu her maçta elinden gelenin en iyisini yapmak ister. Ama maalesef bazen böyle olmuyor. İnsanlara saygı duymak lazım. Özellikle bu sıralar futbolcuların özel hayatı çok gündemde… Saatlerce televizyon programlarında futbolcuların özel hayatlarını tartışıyorlarmış. Ben izlemiyorum ama bu konuşanlar eşiyle ya da kız arkadaşıyla hiç mi yemeğe çıkmıyor acaba?... Futbolcunun da makine olmadığını, bir insan olduğunu unutmamak lazım. Türkiye’de her şey günlük yaşanıyor. Başarı varsa kralsın, iki maç kötü gidince de yerden yere vuruluyorsun. Bu herhalde Türkiye’de en özlemediğin şeydir. Peki özlediklerin nelerdi? Tabii ki arkadaşlarımla oturup bir şeyler paylaşmayı… Bir yerde oturduğumda ya da bir yere gittiğimde rahat rahat kendi dilimi konuşmayı… Yemekleri… Oranın yemekleri de güzel… Çok bir sıkıntı yaşamadım bu konuda… Evde yemek sorununu nasıl hallediyorsun? Annem geldiğinde birkaç günlük yemekler yapıyor. Onlarla idare ediyorum. Bunun dışında da tesislerde yiyorum. Bir de arada makarna, sezar salata yapıyorum. Evin temizliği ile ilgili bir şeyler yapmıyorsundur herhalde… Ben düzenli olmaya dikkat ederim. O tür şeyler yaparım ama temizlik yapmıyorum. Yarın, öbür gün evlendiğinde eşine yardım eder misin peki? Kesinlikle ederim. Bir şeyi dağınık görünce rahatsız olurum ve hemen toplarım. Evlendiğin ya da futbolu bıraktığın zamanları düşündüğünde nasıl bir tablo canlanıyor gözünde? Evlilik bana zor gibi geliyor. Çünkü hayatın boyunca yalnız yaşamaya alışmışsın ve birden hayatına birisi giriyor. Mesela uyanıyorsun yanında birisi var. Bana çok farklı geliyor. Asıl futbolu bıraktıktan sonrasını çok merak ediyorum. O psikolojiyi… Sabah kalkıyorsun yapacak hiçbir şey yok. Şu anda insanlar bize çok saygı gösteriyor. Futbolu bırakmış abilerimizi görüyorum, önceden fotoğraf çektirmek için sıraya girerlerken, şimdi kimse dönüp bakmıyor bile. Bir yandan çok göz önünde olmak sizi rahatsız ediyor ama bir yandan da gösterilen sevgi çok güzel, değil mi? İster istemez öyle… Benim yaşım 23… 30-35 yaşındaki birisi bana “abi” diyor. Bu durumlarda utanıyorum. Ama insanların sana saygı duyduğunu hissetmek, güzel bir şey. Ben de her zaman onlara saygı gösteriyorum. Bir de banka, otobüs kuyruğuna girmemek gibi avantajlar da var… Bence işte bu yanlış. Mesela İspanya’da herhangi bir insandan farkınız yok. Burada trafikte bile futbolculara yardımcı oluyorlar ama İspanya’da sizin ne iş yaptığınız kimsenin umurunda değil. Herkes kanunlar ya da kurallar önünde eşit. En son ne zaman belediye otobüsüne bindin? Herhalde 16 yaşımdaydım… (Biraz düşünüyor) Yok, İspanya’da binmiştim. Ehliyetim problemliydi, araba kullanmıyordum. İdmandan çıktıktan sonra yarım saat durakta bekledim, bir saat yol sürdü. Her gün muhakkak yaptığın bir şey var mı? Tesise gittiğimde yemek salonuna girmeden güne başlamıyorum. Orada personelden arkadaşlarla hep birlikte muhabbet ediyoruz, kahvaltı ediyoruz. Bunu muhakkak her gün yapıyorum. Teşekkür ederiz. Röportaj: Serpil Kurtay Fotoğraflar: Rahman Sağıroğlu http://www.bjk.com.tr/tr/medya.php?rn=26282&tipi=K http://www.bjk.com.tr/tr/medya.php?rn=26283&tipi=K http://www.bjk.com.tr/tr/medya.php?rn=26284&tipi=K http://www.bjk.com.tr/tr/medya.php?rn=26285&tipi=K http://www.bjk.com.tr/tr/medya.php?rn=26286&tipi=K |
İbrahim Kaş Daha Çok Genç Bir Futbolcu Umarım Kariyerinde Basamakları Bir Bir Çıkarak Yıldızlaşırsın |
En uygunu bu zaten eldeki kadroya göre ama holosko forvete yakın oynatılmalı yoksa orta sahada resmen kayboluyor. |
sürekli bu olması lazım |
Sezer Öztürk Röportajı Sezer Öztürk Haber1903`ten Murat ÖZEN`e yaptığı açıklamada; `` Beşiktaş gibi büyük bir camiada oynamak benim için son derece gurur verici bir olay.Beşiktaş kulubünde hangi futbolcu oynamak istemez ki.Benim içinde Beşiktaş`ta oynamak gururdur`` dedi. İşte başlıklar altında Haber1903 röportajımız; ``RESMİ TEKLİF ALMADIM`` Beşiktaş kulubünden resmi teklif aldınız mı sorusuna ; `` Beni şu anda hiç kimse aramadı açıkçası.Ne Beşiktaş kulubünden ne de Manisaspor kulübünden. Ama böyle bir haberin medyada çıktığını takip ediyorum.Gerçi menejerimlede konuşmadım son günlerde. Şu anda bekliyorum ben.Gelecek olan tekliflere açığım.`` `` RIZA HOCA ZAMANINDA KAPIDAN DÖNDÜM`` Beşiktaş`ta oynayabilceğine inanıyor musun? sorusuna; ``Yani Beşiktaş`ta oynayabilceğime inanıyorum.Çünkü 19 yaşında Rıza hoca Beşiktaş`ta iken kapıdan döndüm. Beşiktaş`a çok az kalmıştı. Transferim ama olmadı araya bir takım şeyler girdi. Şimdi 24 yaşındayım kendimide ispatladığıma inanıyorum Türkiye`de. 22 yaşında Manisaspor gibi bir kulüpte kaptan oldum. Yani Beşiktaş`ta oynamaktan son derece memnun olurum fakat transfer gerçekleşecek mi gerçekleşmiyecek mi hep beraber bekleyip göreceğizz.`` `` BEŞİKTAŞ TARAFTARININ ÖNÜNDE OYNAMAK ŞEREFTİR`` `` Beşiktaş taraftarına benim yanımda olduğu için çok teşekkür ediyorum.Bu muhteşem taraftarın önünde oynamak benim için bir şereftir ve gururdur. İnşallah transferim gerçekleşir ve bende onları mahçup etmem.`` diyerek sözlerini tamamladı. - HABER1903 - *Not: Haber1903.com Özel Haberidir. Kaynak Gösterilmeden Kullanılamaz. HABER1903© |
Umarım gelir ve oynatılır. |
inşallah:) |
Sanmam ..Hoca kimse gelmeyecek,kadroyu düşürecem diyo ama ?? |
Alternatif bir kadro her zaman var. |
Kenan Önerde bir - iki takviye yapabiliriz dedi, ismini hatırlamıyorum ama bir yönetici sezer transferini yapabiliriz gibi bir cümle kurmuştu. Şuan için yapabiliceğimiz en mantıklı transfer olur sezeri almak.. |
Aslında Serdar iyi oyuncu ama sadece birazcık fazla çalım atmaya çalışıyor o kadar bu huyundan vazgeçse çok iyi bir futbolcu olacak:) |
Serdarı hiç bilmesem bişey yapıcak sanıcam... püff yani :) |
Kaptan'lar Kalıyor ! http://foto.fanatik.com.tr/test/423x...t1mm829199.jpg Bir yandan transfer görüşmelerini sürdüren Beşiktaş, diğer taraftan iç transfere hız verdi. Almanya’nın Hoffenheim takımının Türk asıllı file bekçisi Ramazan Özcan’ı renklerine bağlayan Siyah-Beyazlılar, ayrıca sezon sonunda sözleşmeleri bitecek olan oyuncularıyla da büyük ölçüde anlaşmaya vardı. Listenin ilk sırasında yer alan İbrahim Toraman’la görüşmelerin uzun süredir devam ettiği ve iki tarafın el sıkıştığı kaydedildi. Rüştü’den yeşil ışık Yıllık 1.5 milyon Euro garanti para kazanan Rüştü Reçber’in de, ücretinde indirime gidilmesine yeşil ışık yaktığı ve Beşiktaşlı idarecilerle anlaştığı dile getirildi. Ayrıca sözleşmesi sona eren bir diğer isim olan Hakan Arıkan’la da görüşmelerin tüm hızıyla devam ettiği öğrenildi. Sercan Yıldırım transferinde, takasta kullanılacağı belirtilen Serdar Özkan’ın durumu ise pazartesi günü netlik kazanacak. Sezonun ilk bölümünde Rüştü ile taraftarların arası açılmış ve tecrübeli kalecinin gönderilmesi gündeme gelmişti. Ancak gerçek kimliğine bürünen deneyimli eldivenin 2 yıl daha takımda kalacağı öğrenildi. |
"Tabata'ya Destek Olalım" http://foto.fanatik.com.tr/test/423x...t1mm829191.jpg Kara Kartal’da transferi büyük olay yaratan Rodrigo Tabata’ya, vatandaşları Mert Nobre ile Bobo’dan destek mesajı geldi. Bonservisine 8 milyon Euro ödenen yıldız oyuncunun ortaya koyduğu görüntü eleştiri toplarken; Bobo ve Nobre, Brezilyalı yıldıza destek olunması gerektiğini savundu. Nobre, “Ben Alex’le uzun süre birlikte oynadım, başarılı maçlar çıkardım. Tecrübelerimin ışığında diyorum ki, Tabata da Alex kadar yetenekli bir futbolcu. Sadece kendisine biraz zaman tanınmalı” diye konuştu. ‘Yeteneğinden şüphemiz yok’ Tabata’nın fazla forma şansı bulamadığını dile getiren Bobo ise şu yorumu yaptı: Tabata ilk yarının 5. maçında aramıza katıldı. Kendisi kampta daha iyi bir çalışma ortamı yakalayacak ve ligin ikinci yarısında fırtına gibi esecek. Bundan hiç şüphem yok. Taraftarlarımız Tabata’ya destek olmalı. Çünkü o çok yetenekli bir futbolcu... |
Kahin 2010 http://foto.fanatik.com.tr/test/423x...t1mm828901.jpg Her sözüyle olay yaratan Mustafa Denizli, geçmişteki sözlerini tekrar yorumlarken, gelecekle ilgili iddialarını da sıraladı. Beşiktaş Dergisi’nin 2010 Ocak sayısına konuşan teknik adamın açıklamalarının önemli satır başları şöyle... -Şampiyonluk için en az geçen yıl kadar iddialıyız. Bu takım normal çizgisinde olduğu zaman bu iddiasını gerçekleştirir... -Diyarbakır, Manisa ve Bursa maçlarındaki kayıp 7 puan, benim düşüncelerimin çok uzağındaki kayıplar. Her şeye optimist bakan bir insanım ama bu üç maçtaki kayıplara çok sinirlendim... -Bu lig bir şampiyon çıkaracaksa bu sene muhtemelen 30. haftada belli olur, dedim. Bu sözlerimden, ‘Beşiktaş 30. haftada şampiyon’ anlamı çıkarttılar. İnşallah... Bir defa da onların dilekleri olsun... -‘Kahin’ yakıştırması hoşuma gitmiyor. Ben bazı yargıları ortaya koyarken hiçbir şekilde yanılmam diye de koymuyorum... -Beşiktaşlı duruşu, diye bir görüş var. Biz duruşumuzdan memnunuz. Sırtımızdaki yükün de farkındayız. Omuzlarında iki apoletli unvanı taşıyan takım Beşiktaş. Henüz hiç kimse bunları alamadı. Önce alsınlar, sonra konuşuruz... -Fenerbahçe maçı büyük ihtimalle arşive girecektir, Manchester United maçı da tarihe geçecektir. Yani bunların iki tanesi Beşiktaş tarihi açısından, bir tanesi ezeli rekabet açısından, bir diğeriyse ülke adına çok önemli... -Bir kulüp başkanının çok sert ifadeler kullanmadığı sürece, rahatsızlıklarını ifade etmesi kötü bir şey değil. Neticede başkanlar sorumlulukları camiaya karşı fazla olan insanlar. Aziz Yıldırım’ın veya bir başkanın ne söyleyip söylemediği çok önemli değil... 2009’un reyting Şampiyonu “Önümüzde 4 maç kaldı. Eğer 12 puan alıp şampiyon olamazsak, demek ki sizler haklısınız. Ben şampiyon olacağız diyorum. Olamazsak da kararım net; teknik adamlığı bırakacağım.” (Ligdeki Fenerbahçe yenilgisi sonrasında yaptığı iddialı açıklama) “Bizim aradığımız oyuncu tipi 10 numara değil, 10.5 numara... Yani hem 10 numara kadar meziyetli, hem de 11 numara kadar mücadeleci ve çalışkan.” (İspanya’daki kampta, transfer hedefini açıklarken) “Revna Hanım’a (Demirören) göreve geldiğimde ‘Şampiyon oluruz’ demiştim. Takım 6. sıraya düştüğünde, bana bir bakışı vardı ki, asla unutamam.” (Denizli’de elde edilen şampiyonluğun ardından...) “Eleştirenlerin bildiği kadar, benim unutmuşluğum var. Kargalar bana kılavuzluk yapamaz. Leş kargasından da, kılavuz kargadan da hayır gelmez...” (Sezona kötü başlayan Beşiktaş’a yönelik ağır eleştirilere yanıtı) “Bu kulübe geldiğim gün hangi gururu, şerefi yaşıyorsam, bir gün gelip, ayrıldığımda da aynı gururu, şerefi yaşayacağım. İstifa da seçeneklerden birisi...” (Kayserispor’a karşı alınan 1-0’lık mağlubiyetin sonrasında) “Beşiktaş’ın tarihine bir Manchester United zaferi gerek...” (İngiltere’de 1-0 kazanılan Manchester United karşılaşması öncesinde) |
Unutulurmu 2009 http://foto.fanatik.com.tr/test/423x...t1mm828596.jpg OCAK İlk yarıyı 6. sırada tamamlayan Beşiktaş’ın, 2009’da çifte kupa kazanacağını o dönem söyleseler doğrusu kimse inanmazdı... Ancak Mustafa Denizli ve öğrencileri inanıp, başardılar. Ocak ayındaki transfer döneminde yapılan Fabian Ernst ve Yusuf Şimşek transferleri, şampiyonluğun kilidini çözen kritik hamlelerdi. ŞUBAT Ocak ayında çıkışa geçen Kara Kartallar başarılı çizgisini Şubat’ta da sürdürdü. İyi futbolunu galibiyetlerle süsleyen Siyah-Beyazlılar’da 1-1’lik Trabzonspor beraberliğine rağmen taraftarlar da, camia da şampiyonluğa inanmaya başladı. MART Mustafa Denizli’nin, ‘26. hafta hedefi’ doğrultusunda ilerleyen Beşiktaş, rakipleri puan yitirirken kazanmayı sürdürdü. Hacettepe ve Gençlerbirliği’ni deviren Siyah-Beyazlılar, Sivasspor’la berabere kaldı. Türkiye Kupası’nda da Ankaraspor zaferiyle ‘Yola devam’ dedi. NİSAN Kara Kartallar, bu ay içerisinde oynadığı 5 maçta 4 galibiyet, 1 beraberlikle şampiyonluğun en büyük adayı olduğunu gösterdi. Mustafa Denizli ve öğrencileri, son beş haftaya girilirken şampiyonluk şarkıları söylemeye başladı. MAYIS Mayıs ayı kötü başladı, kupalarla bitti... Evinde Fenerbahçe’ye 2-1 yenilen Siyah-Beyazlılar, daha sonra oynadığı dört maçta 12 puan kazandı, şampiyonluğa ulaştı. Fortis Türkiye Kupası Finali’nde de Fenerbahçe’yi 4-2’lik sonuçla sürklase eden Kartallar, çifte şampiyonluğun altına imzasını attı. HAZİRAN Çifte şampiyonluk, İnönü Stadı’ndaki muhteşem bir törenle kutlandı. Meşaleler yakıldı, takım ile taraftar bütünleşti. Ancak Mustafa Denizli’nin “Dinlenmek istiyorum” açıklaması Kartal’ın tadını kaçırdı. Çeşme’de inzivaya çekilen tecrübeli hoca, beklenen mesajı gönderdi: Devam edeceğim... TEMMUZ Transfer çalışmalarına hız veren Beşiktaş, Mehmet Topuz için Fenerbahçe’yle kıyasıya bir yarış içerisine girdi. Ancak bu mücadeleden galip çıkan taraf Sarı-Lacivertliler oldu. Kara Kartallar ise Nihat Kahveci’yi alarak bombayı patlattı. Beşiktaş, Erhan Güven, Fink, Rıdvan, İsmail, Ferrari, Onur Bayramoğlu’nu renklerine bağladı. AĞUSTOS Beşiktaş için sezon beklendiği gibi başlamadı. Süper Kupa’da Fenerbahçe’ye kaybeden Siyah-Beyazlılar, 10.5 numara arayışlarına hız verdi. Rodrigo Tabata 8 milyon Euro karşılığında Gaziantepspor’dan transfer edildi. EYLÜL Kabus gibi başlayan Eylül’de Beşiktaş önce Galatasaray’a 3-0, daha sonra da Manchester United’a 1-0 kaybetti. Kayserispor önünde alınan 1-0’lık yenilgi, bardağı taşıran son damlaydı. Taraftarlar, Yıldırım Demirören’i istifaya davet etti; Denizli, “Bırakabilirim” dedi. 30 Eylül’de oynanan CSKA-Beşiktaş maçının dönüşünde Demirören’in aracına yumurtalı saldırı yapıldı. EKİM 3 Ekim’de oynanan Beşiktaş-Denizlispor maçında Başkan Demirören’i istifaya davet eden gruplar, daha önce İnönü’de hiç görülmeyen kişiler tarafından dövüldü. Ancak üst üste gelen galibiyetler kara bulutları dağıttı. KASIM İnönü’deki 3-0’lık Wolfsburg yenilgisi, Başkan Yıldırım Demirören’e yönelik ağır tepkilere dönüştü. Ancak 4 gün sonra Beşiktaş, Trabzonspor’u 2-0 yendi. Daha sonra ise İnönü’deki derbi sınavında Beşiktaş, Fener’i 3-0’lık sonuçla dağıttı. 25 Kasım’da ise Old Trafford’ta Denizli ve öğrencileri tarih yazdı. Kara Kartallar, İngiltere’den 1-0’lık zaferle ayrıldı. ARALIK Kara Kartallar’ın üst üste gelen galibiyetleri, Aralık ayında noktalandı. Siyah-Beyazlılar, 2009’un son ayını bir galibiyet bile alamadan kapattı. Oynadığı 5 maçtan sadece 2 puan toplayabilen Kara Kartallar, zirve yarışında geriye düşmesine rağmen şampiyonluk umutlarını yitirmedi. |
Kaybetmekten Nefret Ederim ! http://foto.fanatik.com.tr/test/423x...t1mm828258.jpg Beşiktaşlı futbolcu Fabian Ernst, ön libero mevkisinde görev yapan Türk futbolculardan Fenerbahçeli Emre Belözoğlu’nu beğendiğini ifade etti. Futbol Federasyonu’nun Tam Saha Dergisi’nin ocak ayı sayısında röportajı yer alan Ernst, ön libero mevkisinde oynayabilmek için deneyim sahibi olmak gerektiğini kaydederek, "Ön libero oyunu iyi okumalı ve zeki olmalı. Sahada neler olduğunu ve neler olabileceğini önceden tahmin edebilmeli. Böylece çok da fazla koşmasına gerek kalmaz. Belki de futboldaki en önemli mevkilerden birisi diyebilirim" dedi. Türk futbolunun bir ön libero sorunu olup olmadığı ve bu mevkide görev yapan Türk oyuncular içinde en beğendiği futbolcunun kim olduğu sorusuna Ernst, şöyle devam etti: "Bu pozisyondaki futbolcunun yüksek disiplinli olması gerekir. Belki de sorun bununla ilgilidir. Çünkü bu mevkideki oyuncunun takımı için riskli olacak hareketlerden kaçınması gerekiyor. Bu da Türk oyuncuların en iyi yaptığı şeylerden bir tanesi değil maalesef... Türk oyuncular genellikle aceleci. Ön libero olarak Emre Belözoğlu’nu beğeniyorum. Kendisi yurt dışında da oynayarak kalitesini ispat etmiş, deneyimli bir oyuncu." Neden futbolu tercih ettiği sorusu üzerine de Beşiktaşlı futbolcu, "Bunun arkasında benim rekabeti ve yarışmayı seven bir yapıya sahip olmam yatıyor. Kaybetmekten nefret ederim. Bu duygunun hem kariyerimde ilerlememe hem de performansıma olumlu etki yaptığına inanıyorum" dedi. "TÜRKİYE’DE HİÇBİR ŞEYİN ORTASI YOK" Sezonun başında puanlar kaybettikleri maçlarda kötü oynadıklarını düşünmediğini belirten Ernst, kazanamadıkları için morallerinin bozulduğunu ifade etti. Daha sonra iyi oynayarak kalitelerini ortaya koyduklarını anlatan Beşiktaşlı futbolcu, şunları kaydetti: "Tabii bu ligde başka iyi takımlar da var. Kendimizi ciddi bir rekabetin içinde bulduk. Ayrıca, Türkiye’de kişi ve takımları çok çabuk yargılıyorlar. Bir şeye ya iyi ya da kötü olarak bakılıyor. Hiçbir şeyin ortası yok gibi. Az gol atmamızın da öz güvenimizi düşürdüğü bir gerçek. İlk başlarda çok pozisyona da giremiyorduk, ama şimdi işler değişti, daha çok fırsat yakalıyoruz, ama az atıyoruz. Eğer bu kadar pozisyona giriyorsanız, bunları harcama lüksünüz de yok. Bir sonraki aşama hem daha çok fırsat yakalamak hem de daha çok gol atmak olacak. Adım adım ilerleyeceğimizi düşünüyorum." "MİLLİ TAKIM DEFTERİNİ KAPATTIM" Almanya Milli Takımı’na çağrılmamasıyla ilgili bir soruya Ernst, "Gerçekten bilmiyorum, ama bu konu da artık benim için çok önemli değil. Milli takımla ilgili bana çok soru soruluyor, ama hiçbir şey olduğu yok. 2006 Dünya Kupası finallerinin kadrosunda yer almadım. Ondan sonra da çağrılmadım. Milli Takım defterini kapattım. Bir daha da çağrılacağımı zannetmiyorum. Ben de zaten oynamak istemiyorum" diye yanıt verdi. Gelecekle ilgili planı sorulan Beşiktaşlı oyuncu, "Bunu size söyleyemem. Şu anda Beşiktaş’ta mutluyum. 1,5 yıl daha sözleşmem var. Belki de kontratım bitince yenilerim" dedi. |
Abdülhey, Güllü , S.Özkan , İ.Kaş Okeyci 4'lü http://foto.fanatik.com.tr/test/423x...t1mm828307.jpg Beşiktaş Dergisi’nin ocak 2010 sayısında özel hayatıyla ilgili soruları yanıtlayan İbrahim Kaş, İspanya’da daha rahat olduğunu belirterek, "Sonuçta şu an Türkiye’nin en büyük kulübündeyim. İspanya’nın Real Madrid, Barcelona’sı gibi...Ben Getafe’de oynuyordum. Maçın sonucu kötü olsa bile, taraftarlar bizi alkışlıyordu. Gerçi orada da idmandan çıkıp eve gidiyordum. Her hafta takımdan bir arkadaşımız evinde yemek veriyordu" dedi. "Türkiye’de bence fanatizm üst boyutta. Normal olarak her maçta galibiyet bekleniyor" diyen İbrahim, "Ama hiçbir zaman bir futbolcu ’ben kötü oynayayım’ ya da ’şu golü kaçırayım’ gibi bir düşüncede olmaz ki... Her futbolcu her maçta elinden gelenin en iyisini yapmak ister. Ama maalesef bazen böyle olmuyor. İnsanlara saygı duymak lazım" şeklinde konuştu. "AŞKI BULMAK ZOR" Ailesinden evlenmesi için talep ya da baskı olmadığını anlatan, kendisinin de evlenme isteğinin bulunmadığını anlatan İbrahim Kaş, futbolculara karşı toplumda bir ön yargı olduğunu, bunun da kendileri için zor bir durum olduğunu söyledi. İbrahim Kaş, "Öncelikle sizin ciddiyet taşıyan bir insan olduğunuzu düşünmüyorlar. Bizim açımızdan bu durum çok zor. Benimle birlikte olmak isteyen kişi, acaba gerçekten beni seviyor mu, değer veriyor mu, gibi konular çok önemli. Aşkı bulmak çok zor. Bence özellikle İstanbul’da bunu yaşamak çok zor. İlk olarak seni gerçekten tanımaması, ne iş yaptığını ve ekonomik durumunu bilmemesi lazım. Ancak o zaman karşılıklı bir şeyler hissedilir gibi geliyor" ifadelerini kullandı. En çok giysiye ve ayakkabıya para harcadığını belirten İbrahim Kaş, özellikle siyah ve beyaz renklere takıntısının olduğunu vurguladı. İbrahim, sinemaya gitmeyi çok sevdiğini anlatarak, en son "2012" filmini izlediğini ve çok gerildiğini ifade etti. "ÇOK OKEY OYNUYORUZ" Evde olduğu zaman da film izlediğini dile getiren İbrahim Kaş, ancak son aylarda sürekli okey oynadıklarını söyledi. İbrahim, "Serdar Özkan, Kurtlar Vadisi’nde oynayan Abdülhey (Kenan Çoban), Güllü (Erhan Ufak) ile birlikte oynuyoruz. Kimi zamanlar haftanın dört günü buluşuyoruz. Çok iddialı geçiyor" dedi. |
Kurul 9 Ocak'ta. http://foto.fanatik.com.tr/test/423x...t1mm828507.jpg Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirilecek olağan divan kurulu toplantısı, yeni başkanın belirleneceği kongreden önceki son toplantı olacak. Divan kurulunda, 30-31 Ocak tarihlerinde gerçekleştirilecek seçimli genel kurulda seçilecek organlar da tespit edilecek. |
Necip Beklemede http://foto.fanatik.com.tr/test/423x...t1mm828540.jpg Ümit Milli Takımımız’ın da formasını giyen 18 yaşındaki orta saha oyuncusu, “Şans bulursam kendimi gösteririm” dedi. |
Sabıreden Derviş , Muradına Ermiş http://foto.fanatik.com.tr/test/423x...t1mm828548.jpg Bonservisi Getafe’de bulunan milli futbolcu, “Takım olarak zor günler geçirdik, az sayıda karşılaşmada gerçek kalitemizi gösterebildik. İkinci yarıda çok daha iyi olacağız” diye konuştu. http://adtext.adnet.com.tr/counthigh...,23656,100334) |
Türkiye`de Saat: 04:57 . |
Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2