|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
|
Makaleler Medya dan Beşiktaşımız ile ilgili Köşe Yazılarının Tartışıldığı Platform. |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
05-11-2009, 13:44 | #1 | ||
forumun death metalcisi Üyelik tarihi: May 2009 Yaş: 38
Mesajlar: 3.542
Tecrübe Puanı: 22 |
İnönü'ye gitmeden önce Radyospor'da konuştum, gazetede eş-dostla muhabbet ettim, fikrimi soran herkese, "Normal futbolunu oynayan Beşiktaş bu Wolsburg'u çok rahat yener!" dedim... Ernst'in oynamayacağını öğrenince şok olsam da "Hoca orta sahayı kalabalık tutarak bu sorunu çözer" diye düşündüm... Taa ki kadroları görene kadar... Kadroları görünce, sevgili kardeşim Kartal Yiğit'e, "Hoca yine şapkadan tavşan çıkarmayı deniyor!" dedim... Galibiyeti bırakın takımın beraberliğe kurtaracağına dair inancım kalmadı.. Çılgınlıktı bu... Serdar, İbrahim Kaş gibi iki koyunu versen güdemeyecek oyunculara güvenip Beşiktaş'ın hayallerini yıkmak ancak Denizli'nin yapabileceği bir şeydi... Yaptı... Gazası mübarek olsun! Diyeceksiniz ki o kadar eksik var hoca ne yapsın? Masal bu masal... Eksikler olmasa bu kafayla yine aynı şey yaşanırdı. Hocanın kafası yanlış... Hayalperest bir teknik adam Denizli. Acı ama gerçek bu. Elinde Messi, Henry, Kaka olur, bu sistemle oynarsın... Çünkü o oyuncular çalım atmayı, ayaklarında top dolaştırmayı bildikleri gibi ikiye bir nasıl yapılır, aralara nasıl kaçılır, ara pası nasıl atılır, hangi pozisyonda pas verilir, hangi pozisyonda şut atılır bu konudada uzmanlaşmışlar. Üstelik bildiklerini uygulayabilecek yetenekleri de var... Peki ya senin elindekiler? Hangisi bunların tamamında var... Hiç birinde... Rijkaard'ın dediği gibi, hepsinde her şeyden biraz var... Misal Yusuf, müthiş teknik ama enerjisi 30 dakika... Bobo güçlü fakat topu kontrol etmeyi bilmiyor. Serdar hedefsiz, bilgisiz... Ekrem özgüvensiz... İbrahim Kaş'ı kademeden, mücadeleden haberi yok... Nobre, savaşçı, etkili ama çabuk değil... Tello teknik, tembel ve duyarsız... Daha sayayım mı? Hepsi yarım senin oyuncularının, bazıları da çeyrek! Güçleri ancak annemizin ligine yeter, Şampiyonlar Ligi'ne değil. Öyleyse 4-2-3-1 gibi gerçekten üst düzey bir futbol bilgisi ve müthiş yetenekler isteyen bir sistemde bu yarım yamalak oyuncuları nasıl oynatırsın Mustafa hoca?.. Yapman gereken tek şey sistemini sadeleştirmek... Gordon Milne gibi "Futbol basit oyundur" demek ve bu takıma göre elbise biçmek... Yani bildiğin 4-4-2 oynatacaksın bu takımı... Bunu ben söylemiyorum, elindeki kadronun ve futbolun gerçekleri emrediyor. Sanırım saha içinden göremiyor Denizli bu manzarayı... Tavsiyem şu; Trabzon maçında bizim yanımıza, tribüne gelsin. Ya da eskiden yaptığı gibi Lig TV yayın odasından izlesin... O zaman oynattığı sistemin nasıl bir ucube olduğunu görecektir... SON SÖZ: Sahada sefilleri oynayan Denizli'nin Beşiktaş'ıdır, gerçek Beşiktaş değil! Halil 'İbrahim' sofrası! Önce başta Halil Özer olmak üzere Habertürk'teki meslektaşlarımızı kutlayarak başlayalım... Galatasaray'a küfür eden Ercan Saatçi ile Futbol Federasyonu Başkanı'nın yemeğini yakalayıp, tüm detaylarıyla vermişler... İbrahim Seten kardeşim de oradaymış... İnanılmaz bir çekim gücü var bu kardeşin... İbrahim Seten nerede, Mahmut Özgener, Yıldırım Demirören, Sinan Engin, Levent Kızıl, Serdar Güzelaydın oradalar... Genel ekip bu... Kah üçü orada oluyor, kah beşi... Ama hepsi, belli dönemlerde Seten'in yanındalar... Akmerkez senin, İstinyepark benim dolaşıyorlar... Muhtemelen Türk futbolunu (!) kurtarıyorlar... Aferin onlara... En başta da Seten'e... Nasıl bir gücü varsa koca başkanlar onun limanına sığınıyor... Biz Fotospor'da yıllarca tanıyamamışız bu kardeşimi... Eşeklik işte! Ne bulunmaz Hint kumaşıymışsın be birader... Her neyse bize ne... İsteyen, istediğini kılavuz kabul etsin... Doğru mu yapmışlar, yanlış mı yolun sonunda belli olur! Biz sadede gelelim... Habertürk'e göre Ercan Saatçi, Mahmut başkana Gezer'i verdiği için teşekkür etmiş... Vefalı adam tabii Ercan Saatçi... Ona da bi aferin... Haa unutmadan... Bünyamin Gezer sağda solda "50 bin kişi sokaklara dökülecek diye maçı iptal etmedim şeklinde bir açıklama yapmadım" falan diyormuş.. Mahmut başkanla büyük gazeteci Ercan Saatçi'nin dikkatine sunarım. Utandım! Küfür insanlık ayıbıdır... Daha ötesi yok... Bir kulübün taraftarı, kendi başkanını istifaya çağırabilir, o başkan bu çağrıları bir değil bin kere hak etmiş olabilir (Bana göre Demirören yüzbin kere hak etti) ama hiçbir özel durum küfürün gerekçesi olamaz. Utandım... Tek kelimeyle büyük bir ayıptır bu... Milyonlarca Beşiktaşlıyı temsil eden bir insana küfür etmek ne demek? Yarın o koltuğa oturacak olan başka insanların aynı çirkinliği yaşamayacağını artık kim garanti edebilir? Beşiktaş başkanlık koltuğu böylesine risklidir bundan böyle... Bilgili küfürle gitmişti, Demirören'in başına gelen de aynı şey... Peki sırada ne var, işkence mi! Çıkmaz sokak! İki de bir Diyarbakırspor'un şantajvari açıklamalar yapması artık kabak tadı verdi... Bu nedir ya!... Açık ve net söylüyorum bu kafayla bir yere varamazlar... Çıkmaz sokak burası, haberleri olsun... En başta da genç ve tecrübesiz başkan Çetin Sümer artık şapkayı önüne alıp düşünmelidir... Vatandaş terörü lanetliyorsa sen niye rahatsız oluyorsun Çetin başkan? Sevgili Sadri Şener sana çok güzel bir nasihatta bulunmuş... "Bir maçta da Diyarbakır tribünleri terörü lanetlesin bu iş biter" demiş... Haksız diyebilir misin?.. Uzatmayalım... Yanlış yoldasın başkan... Bu şekilde davranarak kulübüne sadece zararın olur, faydan değil. Turgay DEMİR | ||
|
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |