Tek suçlu İbrahim! (Uğur Meleke)

[bjk_bjk]

Beşiktaş-Galatasaray derbisinin ardından devâsâ bir sayı oturdu manşetlere, zira siyah-beyazlılar, tam 137 hafta sonra ilk kez lider olmuşlar... Tam Beşiktaş kadrosunda bu 137 haftayı yaşamış, veya takımının en son lider oldukları haftayı görmüş bir oyuncu var mıdır (daha doğrusu İbrahim Üzülmez’den başka bir oyuncu var mıdır) diye düşünüyordum ki, TFF resmi dergisi “Tam Saha”nın Mart sayısında böyle bir dosyaya yer verdiğini gördüm.
Sadece Beşiktaş’ta değil, Süper Lig’deki 18 takımın tamamında aynı kulübün formasını 100 haftadan fazla giyen oyuncu sayısı çok az... Sevgili Bağış Erten’in araştırmasına göre Çaykur Rizespor kadrosunda 100 haftadır yer alan oyuncu yok. Bursaspor’da Egemen Korkmaz, Ankaraspor’da Hürriyet Güçer, Gençlerbirliği’nde Mehmet Nas ve Konyaspor’da Ömer Gündostu takımlarında 3 sezonu doldurmuş yegâne oyuncular... 4 büyüklerden de Fenerbahçe’de 2 (Alex, Aurelio), Beşiktaş’ta 2 (İbrahim Toraman ve İbrahim Üzülmez), Trabzonspor’da 4 (Gökdeniz, Hüseyin, Hasan, Yattara), Galatasaray’da 6 oyuncu (Hakan, Song, Sabri, Hasan, Ayhan ve Ümit) 100 maç barajını aşabilmişler.
Onlarla kendimizi kıyaslarken hep bütçelerinden bahsettiğimiz, sınırsız transfer güçleri olan ve her sezon kadrolarını yenileyebilecek takımların durumlarına baktığımızda Süper Lig’in vahameti daha iyi anlaşılıyor. Örneğin son 5 sezonda 3 kez Şampiyonlar Ligi finali oynayan Milan’da 100 maç barajını aşmış tam 12 oyuncu var. 2003-2005 ve 2007 Şampiyonlar Ligi finalleri ilk 11’lerinde 5 oyuncu hiç değişmemiş, üç oyuncu da iki final görmeyi başarmışlar.
Her sezon kıtanın en yüksek transfer harcamalarını yapan Chelsea’de 7, Inter’de 6 oyuncu 100 haftayı doldurmuşlar.
***
Şimdi bu veriler ışığında Beşiktaş’ın 137 hafta lider olamamasını tekrar değerlendirmeye çalışırsak... Söz konusu dönemde 5 hoca (Lucescu, Del Bosque, Çalımbay, Tigana, Sağlam) çalışmış. 59 oyuncu transfer edilmiş, 61 oyuncu gitmiş.
Bu durumda tek sorumlu söz konusu 137 hafta boyunca ısrarla çalışmış çabalamış, sürekli oynamış İbrahim Üzülmez olmalı. Türkiye’de kulüp yöneticilerinin asla bir kabahatinden söz edilemeyeceğine göre, evet, tek suçlu İbrahim olmalı...


Arka direk
Beşiktaş’ın tek golünü kazandığı köşe vuruşuna dikkat ettiniz mi bilmiyorum, Galatasaray’ın arka direğini savunan herhangi bir oyuncusu yok! Ön direkte Sabri var, ama bizim Avrupa liglerinden ve Süper Lig’den gözlemlediğimiz, korneri karşılayan takımlar, daha ziyade arka direğe oyuncu yerleştiriyorlar. Ön direkte ise, çizginin 2-3 metre önünde bir savunmacı olabiliyor.
Maçın tekrarını izleyince, Sabri’nin neden ön direği koruduğunu ve arka direkte kimsenin olmadığını anlıyoruz, zira Beşiktaş golü attığı kornerin hemen öncesinde karşı taraftan bir köşe atışı daha kullanmış. O kornere göre arka direği koruyan Sabri, yerini değiştirmemiş ve köşe atışı çizgi değiştirince ön direkte kalmış! İlk korneri önde karşılayan Barış’sa artık yerinde yok. Dolayısıyla Nobre’nin arka direğe yaptığı yumuşak kafa vuruşunu da o noktada karşılayabilecek bir Galatasaraylı kalmamış...
Toraman
Bir başka dikkat çekici konu, Beşiktaş’ın golü bulduğu korner dahil herhangi bir duran topunda İbrahim Toraman’ı ileride göremememiz... Zira, duran toplarda Baki ve Gökhan Zan dönüşümlü olarak gol ararken, Toraman muhtemel bir kontratağı karşılamak üzere orta yuvarlak çevresinde kaldı. Tabii Beşiktaş’ın duran toplarda en önemli kozlarından biri olan İbrahim’in gol aramamasını yadırgadık.
Sağlam’ın bu tercihi ise bizi bir hafta geriye, Galatasaray’ın Ali Sami Yen’deki Kasımpaşa maçına götürdü. Feldkamp da o maçta orta sahanın ortasında Emre’ye forma vermiş, gerekçe olarak da Servet ve Song’un ileri çıkışlarında bu oyuncunun stoperlerin yerini doldurmasını düşündüğünü göstermişti. Muhtemelen Ertuğrul Sağlam da Toraman tercihini yaparken Baki-Zan ikilisinin ileri çıkışlarını hesaba katmış.
Tabii aynen “Emre+10” özellikli Galatasaray gibi, “Toraman+10” özellikli Beşiktaş da savunmada/orta sahada oyun kurma konusunda sıkıntı yaşadı ama siyah-beyazlılar galip geldiği için muhtemelen bu problemler fazla konuşulmayacaktır...