Deivson Rogerio Da Silva, kısa yazılımı ile Bobo; şayet Yusuf Şimşek’in akıllara durgunluk veren asistinde üç metreden topu kaleye göndermeyi beceremiyor ise ‘birileri’ kalkıp Mustafa Denizli’yi eleştirmesin, yermesin... Filip Holosko’yu sağa, Yusuf Şimşek’i sola, Matias Delgado’yu ortaya yerleştirmiş Mustafa Denizli.
Bobo da ilerideki tek adam konumunda. Elindekiler ile bundan iyisini sunması olanak dışı. Dün akşam Ankara’da Yusuf Şimşek sahada kaldığı süre içinde fiziksel gücünü dakikalara yayarak o denli akılcı kullandı ki, Delgado’nun pasında Senecky’nin korduğu kalenin filelerini havalandıran Holosko’nun sayısı dahi gölgede kalıverdi.
Filip Holosko, Beşiktaş’ın vazgeçilmezi artık.
Biraz geç ve de güç oldu, varsın olsun! Ya ilerisi? Ne sakatlığı düzelse de Mert Nobre, ne de bu hali ile Bobo’nun bireysel becerileri Beşiktaş’ı sırtlayacak düzeyde değil. Beşiktaş’ın gerensinim duyduğu ‘golcü’ kimliğine haiz oyuncu kim? Elbette ki böylesine kritik maçta üç metreden sayı kaydetmeyi beceremeyen elemanlar değil. Son derece bilinçli şekilde Mehmet Özdemir’e gereksiz yere sert girip sarı kart görerek cezalı duruma düşen Tomas Sivok’u da göz ardı etmemek gerek! Haftalardır süren becerisizliklerinin ardından zirveye yerleşen takımın oyuncuları eleştirilir mi? Pek tabii ki... Ancak Ediz’in eşitliği sağlayan golü değil bunun nedeni. Sadece ilk yarıdaki ‘hovardalıkları.’
Yusuf Şimşek’in direkten dönen şutunu unuttum ama Bobo’nun yapamadığı unutulacak gibi değil. Beşiktaşlıların ‘o’ enstantaneyi anımsattırmayacak vuruş İbrahim Toraman’dan geldi. Beşiktaş’ı ikinci kez öne geçiren vuruş öncesi ofsayt var mı, yok mu? Bence yok! Delgado’nun yerini alan Tello tartışmasız hareket getirdi beraberinde ve de bereket. Pası Tello verdi Bobo bu kez kaçırmadı. Zaten bunu da kaçırsaydı... Kaleci Senecky’nin hatası Tello’nun skoru üç farka taşımasına neden oldu ve Beşiktaş kendine geldi... Bundan sonra ne olur? İyi bir falcı bulmak gerekli, Mustafa Denizli’ye dil uzatmadan ama!
Asena Özkan