Şampiyonluk aranan yollarda yürümek kolay değil. Hani bilgi yarışmasında verilen kısa sürede bildiğiniz yanıtı da söyleyemezsiniz ya, işte öyle. Beşiktaş şampiyonluğa koşma heyecanının verdiği gerginlikle kasılıp kalıyor gibi geliyor bana. Bu nedenle ‘kendisi’ olamıyor. Yapabileceği kadarını yapamıyor.
Tempolu, yırtıcı bir oyunu yok. Hızlı hücumları olmuyor. Açılmış rakibi avlamayı tasarlamıyor! Hızlı düşünerek, hızlı koşarak, az pasla yapılmış ataklarını görmüyoruz. Golünü atana değin Ankaraspor kalesine giden tek vuruşu olmadı! Golün doğuşunda, çabukluk, hız ve vuruş becerisi vardı.
Yusuf’lu takım hücum ederken yaratıcı oluyor. İlk yarıda attığı bir şut direkten döndü. Bobo’ya gollük nefis bir pas attı. Ancak Yusuf, hücumdaki bu katkısını top rakibe geçtiğinde takım savunmasına olumlu katılamayarak bir bedel olarak ödetiyor.
Beşiktaş ikinci yarı bu eksikliklerinden kurtulmanın çabasını gösterir gibi oldu. Ankaraspor’un gol bulmak için açılmaya başlamasını değerlendirerek çabuk ataklar yaptı, ama ava giderken avlandı! Bir eksiği de buydu. Hücumda top kaptırdığında savunmayı başlatamadı rakibine atağa çıkacak geniş alanlar verdi.
Beraberlik golünden sonra gösterdiği çaba Beşiktaş’ın en önemli yanıydı. Sanırım ancak bu noktaya gelindiğinde üzerindeki baskıyı atabildi. Ve yapamadıklarını yapmaya başladı.
Beşiktaş, yandaşlarının yüreklerini ağızlarına getiren bir yarış çıkarmakta. Bunun yukarıda saydıklarımızdan başka nedenleri de var. Başlıcası birçok önemli adamının formsuz olması. Bir teknik adamın buna kısa zamanda çözüm üretmesi kolay değil. Futbolcu üzerindeki heyecanın yarattığı baskıyı kırabilmeli. Kıramazlar ise öncelikle kendi canları yanacak.
Güven Taner