Şampiyonluk altında buzağı aramak’ yersiz... Mustafa Denizli ile ‘şans’ faktörünü örtüştürme çabaları gereksiz. ‘Şampiyonluğunu’ diğerlerinin iş bilmezlikleri ile pekiştirme istemleri ise densizlik...
Ertuğrul Sağlam kadar taş düşecek başıma varsın düşsün! Yinelemekte yarar var: Başarı nasıl yakalanır? A) Üstün yetilere sahip oyunculara sahipseniz ki böylesine olasılıkta dahi takımdaki ‘ahenk’i sağlamanız kaçınılmazdır. B) ‘Sıradan’ şeklinde niteleyeceğimiz oyuncuları kaynaştırır, sonrasında da getirinin nimetlerinden yararlanırsınız. Ancak hangi alternatif şıkkını işaretlerseniz işaretleyin, ana prensip; ‘yönetici’ taifesini futbolculardan uzak tutma zorunluluğudur! Mustafa Denizli belki farklı kulvarda ‘şans’ sahibi insandır ama Beşiktaş’a kazandırdığı iki kupada ‘şans’ faktöründen sez etmek mevzubahis olmamalıdır. Ayrıca; “Hadi Galatasaray’da şanslıydı, Fenerbahçe’de de, ya Beşiktaş’ta?..” diyebiliriz. Sağlam, Beşiktaş’ta ne ‘arkadaşlık’, ne ‘bütünlük’, ne de ‘takım ruhu’ için çaba harcadı. Üstüne üstlük yasakları ve de tutumu ile ruhu’ olup çıkıverdi oyuncularının karşısına. Yönetici taifesi de, deneyimsiz teknik adam Ertuğrul Sağlam döneminde ‘at koşturuverdi’ Ümraniye’de. Denizli’yle ‘sil baştan’, düzen kuruldu.
Sağlam’ı bu konuda yermek haksızlık olur zira yolun başındaki genç adamın yöneticilere ‘set’ çekmesi söz konusu olamazdı. Denizli ise sorun yaşamadı doğal olarak.Yusuf Şimşek transferindeki ‘çatlak seslere’ kulaklarını tıkadı. Takımı toparladı, futbolculara da ‘asli’ işlerini anımsattı. Ve beraberinde ‘sürpriz’ diyemeyeceğimiz başarı geliverdi. İlk haftalardaki kayıplarının nedeni ise ‘geçiş dönemi’ydi. Kuşkum yok ki Beşiktaş’ın şampiyonluk için daha fazla puana gereksinimi olsa Denizli’nin takımı onu da kazanırdı. Ne Denizli ne de Beşiktaş en azından geride kalan sezon için ‘şanslı’ değildi. Sistemin getirisi bu: bütünlüğü kusursuz sağlarsanız başarı gelir. Bu nedenle Mustafa Denizli eşittir şampiyonluk...
Asena Özkan