![]() | |
| Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
| |
| | #1 | ||
| Banned ![]() Üyelik tarihi: Jun 2006 Yaş: 41
Mesajlar: 5.198
Tecrübe Puanı: 0 ![]() |
17 Ekim 1972 tarihinde Alzey (Almanya) ’de doğan Tarkan, altı çocuklu bir ailenin beşinci çocuğu. Çok küçük yaşlarından ittibaren sanatsal yetenekleri dikkat çeken Tarkan’ a ailesi her zaman destek oldu. Mütevazı bir geçmişe sahip olan ve çocukluğundan beri kendi kendine olmayı seven Tarkan için, müzikle ilgilenmek, kendi dünyasını yaratmanın yollarından biriydi. Müziğin Tarkan’ ın hayatındaki bu önemli yeri ve yaptığı her işi en ince detayıyla ele alan karakteri, onu müzikle daha profesyonel anlamda ilgilenmeye yöneltti ve Türkiye’ de müzik eğitimi almaya başladı. Tarkan, önce Karamürsel ardından da Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde Klasik Türk Müziği eğitimi aldı ve bunun sayesinde çocuk denecek bir yaşta müziğin temellerini özümsemiş oldu. Liseden mezun olduktan sonra, müzik alanında kendisini hayal kırıklığına uğratan bir takım girişimlerde bulunan Tarkan, tam Almanya’ya geri dönüp müziği ve yıldız olmaya ilişkin hayallerini geride bırakmayı düşünüyordu ki, kaderin kendisi için yarattığı farklı bir plan devreye girdi ve prodüktör Mehmet Söğütoğlu ile tanıştı. İstanbul Plak ile imzaladığı anlaşma sonucunda, Tarkan’ın ilk albümü “Yine Sensiz”1993’te Türkiye’de piyasaya sürüldü. Bu albümün ilk single’ ı olan “Kıl Oldum Abi” çok kısa sürede dinleyenlerin ilgisini çekerek popüler mekanlarda çalınmaya başladı ve nihayet Türk radyolarının Top 20 listelerine girdi. “Çok Ararsın Beni” ve “Vazgeçmem” şarkıları albümün başarısını perçinledi. Çocuksu çekiciliğine tezat çapkın bakışları ve özgür, başına buyruk tavırlarıyla fark yaratan görünümü, güçlü sesi ve yorumuyla birleşince, Tarkan’ ın gençliğin kalbini kazanması çok da zor olmadı. Tarkan’ın ikinci albümü “Aacayipsin”1995 yılında piyasaya sürüldü. Sezen Aksu işbirliği ile hazırlanan “Hepsi senin mi” nin yanısıra albümdeki “Kış Güneşi”, “Gül Döktüm Yollarına”, “Unutmamalı” gibi birçok şarkı Türkiye’ de 1. sıraya kadar yükseldi. Tarkan 1995 yılında Avrupa’da ve Türkiye’de 74 canlı konser verdi. New York Palladium konseri Türkiye’ de de canlı olarak yayınlandı ve büyük ilgi uyandırdı. Albümün satışları 2.5 milyonu aşarak tüm diğer sanatçıların aynı yıl içerisindeki albüm satışlarını geçti ve Tarkan’ın Türk müzik dünyasında güçlü bir isim olarak kabul edilmesini sağladı. Türkiye’deki başarılarının ardından, Tarkan, kariyer planlarına yön vermek ve İngilizce öğrenmek üzere New York’a taşınmaya karar verdi. Türkiye’ den ayrılmadan önce kader O’ nu bu sefer de, 1960 ve sonrasının Amerikası’ nda müzik endüstrisinde büyük rol oynamış olan Atlantic Records’ un kurucusu ve yöneticisi Ahmet Ertegün ile karşılaştırdı. Ahmet Ertegün’ ün, yeteneğinden ve enternasyonal bir dinleyici kitlesine ulaşma potansiyelinden emin olduğunu ifade ettiği Tarkan’ı İngilizce şarkı söylemeye yönlendirmesi, gelecek planlarını şekillendirecek ilk kıvılcım oldu. Tarkan’ın üçüncü albümü “Ölürüm Sana”, 1997 yılının Temmuz ayında piyasaya sürüldü. Dünya çapında çok iyi yorumlar alarak yaklaşık 4 milyon satan bu albümün en can alıcı şarkısı “Şımarık” yine Tarkan’ ın Sezen Aksu’ yla ortak bir çalışmasıydı. Şarkı, uluslararası müzik piyasalarına başarılı bir giriş yaparak, kısa sürede Billboard’ın Hot 100 listesinde ilk sıralara çıktı ve albümün dünya çapında satılmasını sağladı. ”Şımarık” farklı sanatçılar tarafından birçok dilde yorumlandı. Ayrıca şarkının video klibi Avrupa’da MTV ve MCM gibi uluslararası müzik kanallarında yayımlandı ve CNN gibi uluslararası haber kanalları programlarında Tarkan’ın başarılarına yer verdiler. Tarkan, müzik çalışmalarına, biletleri satışa sunulduğu anda tükenen bir Türkiye turnesiyle devam etti. Türkiye turnesini, 17 farklı şehrini kapsayan bir Avrupa turnesi izledi. Bunlara daha sonra Güney Amerika’ daki konserler eklendi. Güçlü sesi ve yorumu, dinamik dansları ve dinleyicileriyle bütünleştiği sahne performansı ile Tarkan tüm dünyanın dikkatini çekti ve gittiği her yerde hayranlarının sonsuz ilgisi ve sevgisi ile karşılaştı. 1998 yılında, PolyGram France, lisansını aldığı albümü uluslararası müzik piyasasına yeniden sundu. Bunun sonuncunda albüm Meksika’da Platin, Fransa, Hollanda, Almanya, Belçika, Lüksemburg, İsveç ve Kolombiya’da Altın Plak ödülü aldı. Tarkan’ın Almanya, Fransa, İngiltere, Belçika, Hollanda, Danimarka, Avusturya, Portekiz, Fas, Avustralya ve Tunus’ u kapsayan turnesi Türkiye’nin 1999 yılındaki korkunç depremle sarsılması ile sona erdi. Binlerce kişinin kaybolduğu ve evsiz kaldığı 1999 depremi kurbanları için İstanbul’da düzenlenen yardım konserine katılmak üzere Türkiye’ ye dönen Tarkan bu konserin hemen ertesinde askerlik hizmetini tamamladı. Tarkan, kariyeri boyunca gerek yaşam tarzı, gerekse ilişkileri ile olsun halkın ilgi odağı olmaya ve sürekli eleştiriler almaya devam etti ancak O, kendisine, müziğine ve hayranlarına sadık kalarak fırtınaları yatıştırmayı başardı. Sevenlerinin, uzun bir bekleyiş döneminden sonra 2001 yılı Ağustos ayında kavuştukları “Karma”, Tarkan’ın daha önce dinleyicilerine hiç yansımamış yönlerini gösteren, dokunaklı, içe dönük ve son yıllardaki karmaşalar içerisinde yaşadığı tüm deneyimlere ışık tutan felsefesinin bir dışavurumuydu. Hayranları, bu yeni albümün ortaya çıkışıyla, sanatçının kendi özüne dönüşüne tanıklık ettiler. Albümün ilk single’ı olan “Kuzu Kuzu” üç ay boyunca bir numarada kaldı ve bu dönemde Türkiye’yi etkisi altına alan ekonomik ve politik krize rağmen “Karma” albümü 2.5 milyondan fazla sattı. Albüm, Rusya’da da etkileyici bir başarı kazandı ve Rusya müzik piyasasının seyrini şaşırtıcı bir şekilde değiştirdi. Bu başarının ardından, Tarkan’dan 2002 senesinde Dünya Kupası’na katılacak Türk Milli Futbol Takımı için bir şarkı yapması istendi. O sene dünya üçüncüsü olan Türk Milli Futbol takımının resmi şarkısı Tarkan’ın sözlerini yeniden düzenleyip yorumladığı “Karma”albümünün hitlerinden “Taş”oldu. Ayrıca yine “Karma”albümünden“Hüp”, Turizm Bakanlığı’nın hazırladığı tanıtım belgesellerinde kullanıldı ve Turizm Bakanlığı, Tarkan’ı, müziği ile Türkiye’yenin tanıtımına katkıda bulunması ve dünya çapında ülkesini temsil etmesi nedeni ile ödüllendirdi. Tarkan’ın beşinci albümü “Dudu”2003 yazında satışa sunuldu. “Dudu”, listelerde kararlı bir şekilde yükselerek Tarkan’ın önceki albümlerinin satışlarındaki başarıyı yakaladı. Bu albümün piyasaya sürülmesinin ardından yine başarılı bir turne gerçekleştirildi. Türkiye’ de çeşitli illerini kapsayan turnenin yutdışı ayağında ise Almanya’ nın 6 şehri, Moskova, Bakü ve Alma Ata’daki konserler yer aldı. Gerek satış rakamları gerekse popülerlik açısından Tarkan, Türkiye’nin son on yıl içerisindeki en büyük starıdır ve başarısı Avrupa’dan, Güney Amerika’ya, Asya’dan Avustralya’ ya yayılmış bulunmaktadır. Şarkıları 1992 yılından bu yana her yıl Top 40 listelerinde yer almıştır. “Şımarık”, “Şıkıdım”, “Hüp”, “Kuzu Kuzu” ve “Dudu” da dahil olmak üzere birçok şarkısı, çağdaş pop müziğinin standartlarını şekillendirmiştir. Kariyerindeki başarıları ve imajı birçok uluslararası markanın ilgisini çekmiş ve dünyaca tanınan markalardan Police, Pepsi, Doritos, Tarkan’ ın ve turnelerinin sponsorluğunu yapmışlardır. Tarkan ayrıca Pepsi’ nin yeni yüzü olarak reklam filmlerinde oynamıştır. Tarkan, 2005 Eylül’ ünde, Türkiye’ de toplam 200.000’ i aşan bir izleyici kitlesinin karşısına çıktığı dört stadyum konseri verdi. Türkiye’nin en büyük stadyumlarında birinde gerçekleşen İstanbul konserinde ise, dünyaca ünlü sahne tasarımcısı Justin Collie tarafından hazırlanan sahnedeki etkileyici show’ unda Tarkan’ a, uzun yıllar Michael Jackson ile çalışmış olan başarılı koreograf Travis Payne’ in çalıştırdığı Amerikalı, Fransız ve Türk dansçılardan oluşan uluslararası bir dans grubu eşlik etti. 2006 yılının Nisan ayında dinleyicisiyle buluşan “Come Closer”isimli bu yeni albüm, Tarkan’ın uzun süredir beklenen ilk İngilizce albümü. Universal Music tarafından ilk olarak Avrupa’da ve Güney Amerika’da satışa sunuldu. Aynı anda Türkiye’de de çıkan albümde Tarkan; Wyclef Jean, Pete Martin, Devrim Karaoglu, Billy Mann, Lester Mendez, Dexter Simmons, the Jettsonz, Supaflyas gibi alanlarında önemli başarılar kazanmış müzik adamları ve prodüktörlerin yanı sıra dünya çapında birçok besteci, müzisyen ve teknisyen ile çalıştı ve herbirinin “Come Closer” da unutulmaz izleri var. Albümün prodüksiyonu New York’ tan Los Angeles’ a, Londra’ dan İstanbul’ a uzanan heyecanlı bir süreç oldu. Doğu ve batı müziğinin uyumlu bir düet halinde bütünleştiği bu yeni albüm, Tarkan’ın ilk evrensel çalışmasıdır. Tarkan’ ın, yerleşmiş pop star kalıplarını kırarak, tümüyle “orijinal” tarzıyla yarattığı “Come Closer”, uluslarası müzik dünyasına Türkiye’den açılan ilk kapı olmuştur. Bu kapının ardında ise Tarkan için uzun soluklu bir yol görünüyor. | ||
| | |
| | #2 | ||
| Dişi Kartal ![]() Üyelik tarihi: Jul 2006
Mesajlar: 15.053
Tecrübe Puanı: 35 ![]() | elinize sağlık,teşkkrler hepinize.. | ||
| | |
| | #3 | ||
| Forumun Basketçisi ![]() ![]() Üyelik tarihi: May 2006 Yaş: 37
Mesajlar: 5.116
Tecrübe Puanı: 25 ![]() | Marc Anthony Marc Anthony’nin müzik sevgisi, çocuk yaşlarda, aile içinde ve arkadaş topluluklarında, babasıyla beraber şarkı söyleyerek başladı. Okul yıllarında da, ders günü bitiminde, bir müzik kursuna devam ederek müzik eğitimini profesyonel sayılabilecek bir düzeyde devam ettirdi. Gençlik yıllarında Salsa müziğine olan sevgisi ve yeteneği, ona, Safire, Latin Rascals ve Menudo’nun arkasında vokalistlik yapma şansını getirdi. Profesyonel anlamda ilk başarısına, 1991 yılında ulaştı. Little Louie Vega ile yaptığı "When The Night Is Over" ve albümdeki "Ride On The Rhythm" 45liği, listelerde 1 numaraya çıkınca, Marc Anthony müzik dünyasının ilgisini çekmeyi başarmış oldu. Anthony, kısa bir süre sonra, Juan Gabriel’e ait "Hasta Que te Conoci" adlı şarkıyı duydu, ve bu şarkıya deyim yerindeyse ’aşık oldu’. Gabriel’den izin alarak, bu şarkıyı, ilk solo albümü "Otra Nota"ya (1993) tekrar kaydederek koydu, ve müzik listelerindeki başarısnı sürdürdü. 2 yıl konserlerle albümünün promosyununa devam eden Anthony, 1995 yılının başında tekrar stüdyoya girdi ve ikinci Salsa albümü olan "Todo A Su Tiempo"yu kaydetti. Latin Amerika’da şöhreti yakalayan Anthony, artık dünyaya açılmaya hazır hale gelmişti. 1997 yılı, Anthony için çok önemliydi. Dünya çapında ilk ödülünü aldığı bu yıl, kaydettiği "Contra La Corriebte" ile "En İyi Tropikal Latin Performans" dalında ödüle layık görülerek, ilk Grammy’sini kazanmış oldu. Sıra dünyayı fethetmeye gelmişti ve Anthony bunu 1999 yılında başaracaktı. Kendi adını verdiği "Marc Anthony" isimli çalışmayı İngilizce olarak kaydetti ve albümden ardarda çıkan "I Need To Know" ve "You Sang To Me", Amerika listelerinde, uzun süre 1 numarada kaldı. Anthony; arzuladığı, dünya çapındaki şöhrete kavuşmuştu. "I Need To Know", dinleyicilerin beğenisini kazandıktan sonra bir de, o yıl düzenlenen Grammy Ödülleri’nde "Yılın En İyi Şarkısı" ödülüne layık görüldü. Artık Marc Anthony, bir dünya yıldızıydı. Albümün ardından dünya çapında konserler düzenleyerek hayranlarıyla buluşan sanatçı, müzik kariyerinin yanı sıra, sinemada da projelerine devam etti ve Martin Scorsese’in yönetmenliğini yaptığı ve Nicholas Cage’in başrolünü üstlendiği "Bringing Out The Dead" adlı filmde, "Noel" karakteriyle beyaz perdede kendini göstermiş oldu. Aynı yıl içerisinde "Latin Beat" isimli bir de televizyon filminde başrol oynadı. 2001 yılına gelindiğinde, listelerde tekrar Marc Anthony rüzgarları esmeye başlıyordu. "Libre" isimli ispanyolca albümü hayranlarını hayal kırıklığına uğratmayarak, hatta daha da memnun ederek sanatçının ününü sürdürmesini sağladı. 2002 yılında şarkıcı bu kez İngilizce bir albüm kaydediyordu. "Mended" ismiyle piyasaya çıkan albüm, "Tragedy"ile listelere sağlam bir giriş yaparak 1 numaraya kadar yükseldi. Marc Anthony’nin Dayanara adında eşi ve Cristian adında bir de çocuğu var. Daha önceki uzun süreli bir birlikteliğinden ise Arianna isimli bir kız çocuğuna sahip
__________________ вιzє єğℓєηмєуι уαηℓış öğяєттιℓєя çüηкü σηℓαя нιç "ραѕ¢αℓ ησυмα" ιℓє ∂ιѕ¢σуα gιтмє∂ιℓєя... | ||
| | |
| | #4 | ||
| Banned ![]() Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 41
Mesajlar: 604
Tecrübe Puanı: 0 ![]() | Pink Floyd ![]() Kuruluş YeriCambridge Müzikal TürPsychedelic rock Aktif Olduğu Yıllar1965 ve sonrası Önemli AlbümlerDark Side Of The Moon ,The Wall,Ummagumma,Echoes Grup Üyeleri David Gilmour Nick Mason Richard Wright Eski Üyeler Roger Waters Syd Barrett Bob Klose Resmi Web Sitesihttp://www.pinkfloyd.co.uk Pink Floyd, İngiliz progresif ve psychedelic rock grubu. 1965 yılında Syd Barrett(gitar), Roger Waters(bas gitar), Nick Mason(Davul) ve Richard Wright(Keyboard) tarafından kurulmuştur. Syd Barrett grubun kurulduğunda Sigma 6 olan ismini iki blues ustası Pink Anderson ve Floyd Council'in isimlerini birleştirerek "The Pink Floyd Sound" olarak belirlemiştir. İlk kurulduğunda grupta Bob Klose adlı bir gitarist daha bulunmaktaydı ancak daha sonra müzikal farklılıklar yüzünden gruptanm ayrıldı. Arnold Layne single'ı ile müzik dünyasına girdiler. İlk albümleri The Piper at the Gates of Dawn bir şarkı dışında tamamen Barrett imzalıydı. Kompleks bir sound'a sahip bu albümden sonra 1969 yılında Syd Barrett'in yaşadığı uyuşturucu sorunları ve şizofreni hastası olması nedeniyle gruba David Gilmour(gitar) katılmıştır. A Saucerful of Secrets grubun beş kişi ile yayınladığı tek albümdür. Ancak Barrett, sadece Jugband Blues adlı şarkıyı yazmış ve Remember A Day'de gitar çalmıştır. Sorunlarının artmasıyla sadece söz yazarı olarak grupla anlaşan Syd daha sonra gruptan ayrılmıştır 4 kişi kalan Pink Floyd The Wall adlı filmin soundtrackini yaptıktan sonra 1969'da ilk iki CDlik albümleri Ummagummayı çıkarmışlardı. İlk CDsi 4 tane canlı performanstan ikinci CD ise grubun solo çalışmalarından oluşmuştu. Daha sonra çıkardıkları Atom Heart Mother,Meddle ve Obscured By Clouds ile grupça psychedelic müziğin en güzel örneklerini vermişlerdi. 1973 yılında çıkardıkları Dark Side Of The Moon adlı albüm 40 milyondan fazla satarak dünyanın en çok satan rock albümü olmuştur. Bu albümle beraber grubun basçısı Waters'ın grupta egemenliği daha ön plana çıkmıştır. Dark Side Of The Moon'dan 2,5 yıl sonra 1975 yılında 6 ay süren bir stüdyo çalışmasının ardından Wish You Were Here piyasaya çıktı. Albümde yer alan Shine On You Crazy Diamond Barrett'ın anısına yapılmıştır. Bu albümden sonra Pink Floyd çalışmalarına iki yıl ara verdi. 1977' de yine bir Harvest yapımı olan Animals'ı piyasaya çıkardılar. George Orwell'in ünlü eseri Hayvan Çiftliği'ne nazireten, çeşitli kişilik yapılarının birer hayvan olarak sembolize edildiği albüm oldukça ilgi çekti. Aynı yıl haziran ayında bir ABD turu yaptılar. Animals' ın ardından 1979 yılında piyasaya çıkan The Wall, Pink Floyd'un bir diğer önemli albümüdür. Bu albümde "Pink" adındaki bir karakterin doğumundan itibaren olan süreç incelenmiş, savaş, babaya duyulan hasret, eğitim sistemi, aldatma gibi konular işlenmiştir. Aynı ismi taşıyan bir filmi de vardır. 1983'te, The Wall'dan artan parçalar ile yapılan The Final Cut, aynı zamanda grubun bir kriz içerisinde olduğunun açık göstergesi olmuştur. Roger Waters'ın, Richard Wright'ın albümde çalmasına izin vermemesi ve Nick Mason'ın albümdeki bazı parçalarda çalmasını istemeyişi sonucu Richard Wright gruptan ayrılmış, David Gilmour da sadece tek parça seslendirmiştir. Bir süre sonra Roger Waters ile David Gilmour arasındaki anlaşmazlık sonucu Roger Waters grubu terk etmiştir. 1983'ten sonra 1994'e kadar grup elemanlarının solo albümleri yayınlamakla beraber, 1987 yılında Roger Waters olmadan yaptıkları ilk albüm olan A Momentary Lapse of Reason piyasaya çıktı. Ancak Roger Waters'ın grubu dava edeceği yönündeki tehditleri sonucu, albümde Pink Floyd adı altında sadece David Gilmour ve Nick Mason çalmış, Richard Wright ise albümde çalan diğer sanatçılar arasında gösterilmiştir. 1994'te David Gilmour, Wright ve Mason The Division Bell albümünü yayınladılar. Bu albüm çıkışından iki hafta sonra ABD' de 1. sıraya yükseldi. Pink Floyd aynı yıl içinde iki CD'den oluşan Pulse adlı konser albümünü çıkardı. 1981 yılındaki Earls Court (Londra) konserinin ardindan bir daha sahnede birlikte görülmeyen grubun orijinal kadrosu, 2 Temmuz 2005 tarihinde Londra Hyde Park'ta düzenlenen Live 8 yardım konserlerinde bir araya geldi ve "Breathe", "Money", "Wish you were here" ve "Comfortably Numb" parçalarını canlı olarak çaldı. Grup kurucularından Syd Barrett, 7 Temmuz 2006'da hayatını kaybetmiştir. Diskografi
__________________ Biz Malatya`daki Murat 131`leri Ankaradaki 8-0 unutmadık unutturmayacağız. Siyah beyazdı herşey Yere göğe sığamadı sığdıramadık... Konu aragornata tarafından (16-11-2006 Saat 15:32 ) değiştirilmiştir.. | ||
| | |
| | #6 | ||
| Forumun Basketçisi ![]() ![]() Üyelik tarihi: May 2006 Yaş: 37
Mesajlar: 5.116
Tecrübe Puanı: 25 ![]() | Şebnem Ferah (1972 - .... ) document.title="Şebnem Ferah (1972 - .... ) - Kim Kimdir? - FORSNET"; 12 Nisan 1972 yılında Yalova'da doğan Ferah'ın müziğe olan ilgisi küçük yaşlarda başladı. Şebnem Ferah'ın ailesinde hemen hemen herkes müzikle iç içe yaşadığından ve evin her köşesi müzik enstrümanları ile dolu olduğundan sanatçının müzikle tanışması pek zor olmadı. İlkokul yıllarında mandolin kursu alan Ferah, okul orkestrasında da solistlik yaptı. Liseyi Bursa Gemlik'te "Özel Namık Sözeri Lisesinde" yatılı bir öğrenci olarak okudu. Sanatçının okul orkestralarında başlayan bu serüveni daha sonra küçük topluluklarla devam etti. Lise zamanlarında "Pegasus" adlı grubuyla beraber çalışan ama kafasında bir kız grubu hayali olan Ferah, 80'lerin ortasında Bursa'da açılan bir stüdyo sayesinde, müzik hayallerini 1988 yılında kurduğu "Volvox" grubuyla gerçekleştirdi. Müzik uğruna ODTÜ Ekonomi Bölümünü 2. sınıftan terk etti ve İstanbul'a gelince İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili Ve Edebiyatı bölümüne kaydoldu. 1994 yılında "Volvox" grubunun dağılması sonucu Şebnem Ferah bireysel çalışmalarına başladı. Sanatçı Onno Tunç ve Sezen Aksu'nun keşfi ile müzik dünyasında yer edinmeye başladı. Daha sonra 15 Kasım 1996 Cumartesi günü "KADIN" adlı ilk solo albümünü çıkardı. İlk videosunu "Vazgeçtim Dünyadan" adlı parçasına çeken Ferah, gerek kaset satışları gerekse video klibiyle uzun süre listelerde bir numara olarak boy gösterdi. Daha sonraları "Yağmurlar", "Bu Aşk Fazla Sana" ve "Fırtına" adlı şarkılarına klip çekti. İlk konserini 4 Nisan 1997'de İzmir Ege Üniversitesi'nde verdi. İzmir'deki konserin ardından Türkiye'nin çeşitli yerlerinde konserlerine devam etti ve bu konserlerin yanı sıra düzenli bar programları da yaptı. Şebnem Ferah, ablası Aycan Ferah'ı yitirmesinin ardından 2.5 yıl gibi uzun bir süre ayrı kaldığı müzik dünyasına ikinci albümünün ilk klibi "Bugün" ile yeniden merhaba dedi. Ancak 17 Ağustos depreminde babası Ali Ferah'ı da kaybeden sanatçı, acılarını unutmak için şarkılara daha sıkı sarıldı. Bunun sonucunda da üçüncü albümü ve dördüncü albümünü piyasaya sürdü. Albümlerinin dışında da Şebnem Ferah'ı pek çok farklı çalışmaya imza attı. Kimi şarkıcıya geri vokalleriyle, kimisiyle düet yaparak onlara eşlik etti. Bunun yanı sıra birçok sanatçıyla beraber yardım konserleri vererek pek çok faaliyette bulundu. Geri vokal yaptığı sanatçılar; Sezen Aksu, Sertab Erener, Levent Yüksel, Nilüfer, Demir Demirkan, Tüzmen, Yaşar Gaga, Ajda Pekkan, Özlem Tekin, Tarkan, Çelik, Teoman, Haluk Levent. Düet yaptığı sanatçılar; Müzeyyen Senar (Sarı Kurdelem Sarı), Polad Bülbüloğlu (Gel Ey Seher), Kargo (Kalamış Parkı), Teoman (iki yabancı). Ayrıca Bülent Ortaçgil'e saygı albümünde bir Bülent Ortaçgil klasiği olan "Değirmenler" şarkısını da yorumladı. Bu çalışmaların dışında "Little Mermaid" (Küçük Denizkızı) adlı çizgi filmde seslendirme yaptı ve soundtrackinde bulunan "O Dünyada" isimli şarkıyı seslendirdi. Toprak Sergen Ve Aydan Şener'in Oynadığı bir filmde ise, söz ve müziği Demir Demirkan'a ait olan "Ay Işığında Saklıdır" adlı şarkıyı seslendirdi.
__________________ вιzє єğℓєηмєуι уαηℓış öğяєттιℓєя çüηкü σηℓαя нιç "ραѕ¢αℓ ησυмα" ιℓє ∂ιѕ¢σуα gιтмє∂ιℓєя... | ||
| | |
| | #7 | ||
| Banned ![]() ![]() Üyelik tarihi: Apr 2006 Yaş: 36
Mesajlar: 2.329
Tecrübe Puanı: 0 ![]() | Deep Purple 1968 yılında Searchers topluluğunun davulcusu Chris Curtis önderliğinde kurulan efsanevi Deep Purple, ilk aşamada tuşlu çalgılarda Jon Lord, bas gitarda Nick Simper ve gitarist Richard Hugh (Ritchie) Blackmoredan kuruluydu. Ilk olarak Roundabout ismiyle tanindilar. Bir kaç gün içinde Curtis ayrıldı. Dave Curtis ve Bobby Woodman da isteneni veremeyince onların boşaltıkları yerler Rod Evans ve Ian Paice tarafından dolduruldu. Deep Purple adını aldılar ve kısa bir İskandinavya turundan sonra, topluluk ilk albümünü kaydetmeye koyuldu. "Shades Of Deep Purple" "Hey Joe" ve 45likler listesinde zirveye oynayan "Hush" gibi meşhur parçaların yeniden sunumlarını barındırıyordu. Yabancı topraklarda ünleri daha hızlı yayılan grubun uzun turneleri sona erdiğinde kendi ülkelerinde tanıtıma devam ettiler. Tina Turner, Neil Diamond gibi isimlerle birlikte çalışmalar da yapan Deep Purple kendi belirlediği çizgiyi korumaya da özen gösterdi.1969 temmuzunda, Evans ve Simper, Episode Sixten gelen Ian Gillan ve Roger Glover ile yer değiştirdi. Klasik Deep Purple olarak akıllara kazınacak bu yeni kadro Lordun yazdığı "Concerto For Group And Orchestra"yı Londra Fiarmoni Orkestrası ile kaydettiler. Ardından gelen ve "Speed King" ve "Child In Time" gibi parçaları içeren "Deep Purple In Rock" çalışması topluluğun ağır metal türünün vazgeçilmezleri arasında yer alacağını duyuruyordu. Gillanın güçlü sesi müziklerine yeni bir boyut kazandırmış oluyordu. Bu yeni kazanılmış şöhret Avrupa kıtasında "Black Night" ile iyice perçinlenecekti. "Strange Kind Of Woman" listelerde iyi bir noktaya gelen bir başka çalışma oluyordu. "Fireball" ve "Machine Head" ise zirveye adını yazdıran iki albüm oldu. Son saydığımızın içindeki parçalardan biri olan "Smoke On The Water" sert rock müziğin tarihine geçmiş bir çalışma olma başarısını gösterecekti... Albüm aynı zamanda topluluğun kendi kurduğu Purple Plakçılıktan çıkan ilk albüm oldu. Platin plak ödüllü "Made In Japan" canlı sunumlarıyla neler başarabileceklerini çok iyi ortaya koyuyordu.Üyelerin kendi aralarında ise ipler son derece gergindi. "Who Do We Think We Are!" bu çok başarılı kadronun bitişinin habercisi olacaktı. Gillan ve Gloverın ayrılısı, David Coverdale ve Glenn Hughesin gelişiyle yeni özellikler kazanan topluluğa yine de epey pahalıya mal olacaktı. "Burn" ve "Stormbringer" İlk 10 listesinde başarılı oldular. Blackmoreun istediği bu değildi. Gidişattan memnun olmayan Blackmore 1975 mayısında Rainbowu kurmak amacıyla Deep Purpledan ayrıldı. Bir anlamda onu yetim bıraktı. Tommy Bolin Mor Topluluka "Come Taste The Band" albümünde eşlik etti. Ne var ki, farklı tarzlarının birlikte yürümesi mümkün değildi. Deep Purple üyeleri yol ayrımındalardı. Sonuç olarak her biri farklı bir yol izleyerek müzik yaşamlarına kendi oluşturdukları topluluklarda ya da başka müzisyenlere eşlik ederek devam ettiler. Madde bağımlısı Bolin ise bir kaç ay sonra uyuşturucudan öldü."En İyileri" albümleri, toplama çalışmalar, Deep Purplea doyamayanları bir süre daha oyaladı. 1984 yılında Gillan, Lord, Blackmore, Glover ve Paice "Perfect Strangers" çalışmasını tamamladıklarında bir "yeniden birleşme" rüzgarı siyordu. İkinci bir deneme "The House Of Blue Light" ise Gillan ile Blackmore arasındaki bir tartışmadan dolayı başlar başlamaz bitiverdi. Rainbow eski üyesi Joe Turner, Gillanın boşalttığı yeri 1990 yılının Deep Purpleı yeniden canlandıracak "Slaves And Masters" albümü sırasında doldurdu. Gillan 1993te topluluğa yeniden katıldıysa da hemen ardından ayrılıverdi. Yolgeçen hanına dönen Deep Purpleı, "babası" Blackmore, yine bıraktığında bu sefer yerini bir başka yetenekli isim Joe Satriani alıyordu. 1996daki "Purpendicular"ı kaydeden kadro Steve Morse, Lord, Gillan, Glover ve Paiceden oluşuyordu. Şimdi ise Morlar, yapımcılarının peşi sıra çıkardıkları toplama albümlerle; "altın diskler", "binyılın seçmeleri", "özel bölümler" ile müzik severlerin karşısına çıkıyor...Deep Purple, Led Zeppelin ve Black Sabbath gibi öncü topluluklardan önce ağır metal basit, kaba bir müzik türüydü. Bu topluluklarla birlikte ağır metal yeni, daha soylu bir kimlik kazandı.
__________________ Father, Father, Father, Father, Father Into your hands I commend my spirit, Father into your hands Why have you forsaken me, In your eyes forsaken me, In your thoughts forsaken me, In your heart forsaken me ... | ||
| | |
| | #8 | ||
![]() ![]() Üyelik tarihi: Apr 2006
Mesajlar: 6.270
Tecrübe Puanı: 27 ![]() ![]() |
![]() 1979 yılının Ocak ayının 16'sında New York, Brooklyn'de doğdu. 5 yaşında ailesiyle Detroit'e taşındı. Kariyerine de burada başladı. İsmi Swahili dilinde bir kelime olan Aaliyah, İngilizce'de en yüksek anlamına geliyor. İlk olarak Janet Jackson ve Toni Braxton gibi yıldızların taklitlerini yaptı. İlk gençlik yıllarını okuldaki oyunlarda ve televizyon programlarında şarkı söyleyerek geçirdi. 9 yaşında Yıldız Arama Şovu'nda "My Funny Valentine"i seslendirdir. İki yıl sonra Las Vegas'a şarkı söylemeye gitti. Kariyerinin ilk yıllarında başarılı ve iyi bir iletişim kuran Aaliyah, amcasının çalıştığı Blackground Enterprises şirketinin yardımıyla Hollywood'a ilk adımını attı. 1992 yılında Rhythm & Blues sanatçısı R. Kelly ile tanıştı ve onunla birlikte çalışmaya başladı. 1994 haziranında "Age Ain't Nothinag But a Number" adlı albümünü yayımladı. Bu albümde yer alan Back and Forth single'ıyla listelere girmeyi başardı. R. Kelly ile dünya turuna çıktı. Döndüğünde Performing Art'a kaydını yaptırarak dans eğitimi aldı. İkinci albümü bir milyon sattı. Albüm on ay içinde bir milyon daha satarak Double Platinium kazandı. Böylece Aaliyah'ta bir yıldız olarak müzik endüstrisindeki yerini almış oldu. Bu başarılarının ardında Elle, Seventeen ve Cosmopolitan gibi dergilerin kapaklarına yerleşen şarkıcı Hollywood'un dikkatini çekti. Dr. Doolittle ve Anastasia'nın soundtrack'lerini hazırladı. Ve artık kameralar karşısına çıkma zamanı gelmişti. Romeo Must Die filminde CosmoGirl'ü canlandırdı. Romeo ve Juliet'in hip hop/kung fu versiyonu olan bu filmde iyi bir rol çıkardı. Seventeen Dergisi tarafından 2000 yılının divası diye tanıtıldı. Fakat Aaliyah, daha 22 yaşındayken, geçirdiği bir uçak kazası sonucu yaşama veda etti. ALINTI..
__________________ BEŞİKTAŞlı olunmaz BEŞİKTAŞlı doğulur!!! ███████████████████████ BEŞİKTAŞ 1903 ███████████████████████ Konu bjkemre06 tarafından (11-12-2006 Saat 14:31 ) değiştirilmiştir.. | ||
| | |
| | #9 | ||
![]() ![]() Üyelik tarihi: Apr 2006
Mesajlar: 6.270
Tecrübe Puanı: 27 ![]() ![]() |
![]() 2002 yılında adlarını Sing Your Song yarışmasında elde ettikleri birincilikle duyuran 6.cadde, Emre Aydın ve Onur Ela adında iki Antalya’lı gençten oluşuyordu. Siemens Mobile’ın ana sponsorluğunda düzenlenen “Sing Your Song” adlı beste yarışmasına “Dönersen” isimli şarkılarıyla katılan ve 1574 aday arasından “Türkiye Birincisi” seçilen 6.Cadde 2003 senesinde ilk albümünü çıkardı. Stüdyo aşaması 6 ay süren albümün prodüktörlüğü ve eserlerin tümünün düzenlemeleri Haluk Kurosman’ın imzasını taşıyor. 11 şarkının yer aldığı albümde, 9 şarkının söz ve müzikleri Emre Aydın’a ait. 6.Cadde’nin yepyeni bir kimlik kazandırdığı, senelerdir İbrahim Tatlıses’in güçlü yorumuyla hafızalara kazınan “Sabuha” isimli şarkıya yeniden renk getirdiler. Onur Ela'nın profosyonel müzik hayatını bırakma kararı alıp gruptan ayrılması ve 6.Cadde’nin dağılmasıyla birlikte, yoluna tek başına devam eden Emre Aydın, yeni albüm hazırlıklarını tamamladı. GRGDN yapımı olan, “Afili Yalnızlık” isimli bu yeni albümde, şarkıların tamamına yakını Emre Aydın’a ait. 6.Cadde albümünde yer alan ve 6.Cadde hayranları tarafından çok sevilerek dinlenen, hala daha popülerliğini koruyan ‘Git’ isimli şarkıyı da bu albüme dahil eden Emre Aydın, aynı zamanda bir zamanlar Umay Umay’dan dinlediğimiz,söz ve müziği Barlas Erinç’e ait ‘Hareket Vakti’ ni de kendine özgü yorumuyla seslendiriyor Ayrıca Emre Aydın’ın bu yeni yeni albümünde yer alan ‘Belki Bir gün Özlersin’ adlı şarkı, resmi sitede yayınlanmasından sonra internette fırtınalar estiriyor.En çok dinlenen parçalar listesinde bir numaraya kadar yükselen “Belki Bir Gün Özlersin” şimdiden hit olma yolunda kendini gösteriyor. Afili Yalnızlık ekranlarda ! (21.09.06) Emre Aydın`ın beklenen albümünün ilk videosu Afili Yalnızlık ,22 Eylül itibariyle Kral Tv ekranlarında gösterime giriyor!! Ünlü oyuncu Şebnem Dönmez’in kendi kendisine aşık bir kadını canlandırdığı video, Amerika’da bir çok ünlü grubun klibinde ve reklam çalışmalarında görüntü yönetmeni ve yönetmen olarak imzası bulunan “Yon Thomas” tarafından çekildi.
__________________ BEŞİKTAŞlı olunmaz BEŞİKTAŞlı doğulur!!! ███████████████████████ BEŞİKTAŞ 1903 ███████████████████████ Konu bjkemre06 tarafından (11-12-2006 Saat 14:31 ) değiştirilmiştir.. | ||
| | |
![]() |
| Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ![]() |