Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Taraftar > Gündem Dışı > Sağlık

Sağlık Bu Bölümde Sağlık Hakkında Bilgiler bulunur.

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 30-01-2009, 15:52   #1
ÇUKUROVA KARTALI
 
Asi Ruh - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Sağlık turu

Click the image to open in full size.Dil temizliği ihmal edilmemeli

Dil üzerinde oluşan tabakanın altında oksijensiz ortamda yaşayan mikropların ağız kokusuna neden olduğunu belirten uzmanlar, her gün en az bir kere dil temizliği yapılması gerektiği uyarısında bulunuyorlar.

Eyüp Devlet Hastanesi Diş Hekimi Hakan Erdoğan, Online Sağlık'a (www.onlinesaglik.com) yaptığı açıklamada, sosyal hayatı etkileyen, özgüveni sarsan, iletişim bozukluğuna yol açan ve utangaçlık duygusunun yaşanmasına neden olan ağız kokusunun, insanlarda içe kapanma ve stres gibi olumsuzluklar yaşamasına, evliliklerde boşanmalara bile neden olduğuna dikkat çekti.

Diş Hekimi Erdoğan, ağız kokusuna, sigara, ağız kuruluğu, kötü ağız hijyeni, dental, burun, sinüs ve boğaz problemleri, alt solunum yolları enfeksiyonları, açlık, diyet ve çeşitli hastalıkların neden olduğunu söyledi. Toplumun yüzde 25'inin ağız kokusu problemi yaşadığına dikkat çeken Hakan Erdoğan, ağız kokusu problemlerinin başlıca nedeninin ağız bakımı yapmamak olduğunu vurguladı. Diş Hekimi Erdoğan, şöyle dedi: "Ağız kokusuna, oksijensiz ortamda yaşayabilen mikroplar neden olmaktadır. Dil üzerinde oluşan tabakanın altında yaşayan bu mikroplar, kokunun en büyük nedenidir. Diş eti problemleri, diş çürükleri de bu mikroplara yaşayacak ortamlar sunar. Ağız kokusu basite alınmamalıdır. Yeterli diş ve dil temizliği yaparak insanlarımızın birçoğu yaşadıkları bu sıkıntıdan kurtulabilir."

Dil temizliğinin yapılabilmesi için gerekli aletlerin satışının da yok denecek kadar az olduğuna değinen Erdoğan, "Günde en az bir kere dil temizliği yaparak, mikropların yaşamasına imkan tanıyan oksijensiz ortamın ortan kaldırılması lazım" ifadelerini kullandı.Ağız kokusundan kurtulmak için özellikle yemeklerden sonra bol su ile gargara yapılmasını öneren Hakan Erdoğan, yoğurt, maydanoz, tarçın, yeşil çay kullanımının da ağız kokusunu giderdiğini söyledi. Yüksek protein içeren et, yumurta, deniz ürünleri, baklagiller, peynir gibi gıdaların ağız kokusu yaptığını kaydeden Erdoğan, bu tür gıdaların tüketiminin ardından mutlaka ağız temizliğinin yapılmasını istedi.

Ağız kokusunun yaşanmaması için ağzın nemli olması gerektiğine de işaret eden Diş Hekimi Erdoğan, "Sıvı azlığı, ağız kokusuna neden olabiliyor. Diyet yapanlar da yeterli sıvıyı almadıkları için ağız kuruluğu nedeniyle ağız kokusu yaşayabiliyorlar" şeklinde konuştu.
__________________
Click the image to open in full size.
Asi Ruh Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-01-2009, 15:53   #2
ÇUKUROVA KARTALI
 
Asi Ruh - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Click the image to open in full size.Gülme yogası stres atmaya zorluyor

Hindistan'da Dr.Madam Kataria tarafından 1995 yılında keşfedilen Gülme Yogası, Hamburg'da yoğun ilgi topluyor.

Gülerek rahatlatan ve günün stresini atmaya yardımcı olan gülme hareketleri, katılanları hem yoruyor hem de eğlendiriyor. Gülme yogasına katılan Herri Mayer, İHA'ya yaptığı açıklamada, Gülme Yogası'nı radyodan duyduğunu ve çok ilgisini çektiğini ifade ederek, "8 aydan beri her hafta 1 saat katılıyorum ve kendimi iyi hissetmeye başladım. Benim için Gülme Yogası hem spaz hem de yoga, çünkü ertesi gün kaslarımın ağrıdığını hissediyorum. Yoga yapmayı daha önce hiç denememiştim rahatladığımı hissediyorum günün yorgunluğunu atıyorum" ifadelerini kullandı.

Gülme Yogası'nın kilo vermeye yardımcı olduğuna dikkat çeken Deate Diermann ise "Kendimi çok daha pozitif hissediyorum ancak çok yoruyor beni ve kilo vermemi sağlıyor. Katılamadığım 1 hafta negatif ve kendimi isteksiz hissediyorum" şeklinde konuştu.

Gülme Yogası öğretmenlerinden Robert Butt, "Gülme Yogası insanları, hareketlerle ve yüz kaslarını kullanarak güldüren bir idman. Terapi ismini kullanmakta dikkatliyim ama kalp, depresyon hastaları veya toplumdan uzak kalan çekingen insanlara uygulanabilen bir terapidir. Gülerken kaslarımız ve bütün vücudumuz hareket eder. İçten gülerseniz ruhunuzu da kullanırsınız ve zaten vücudu ve ruhu kullandığınızda yoga yaparsınız" dedi.

Çok sesli güldükleri konusunda Butt, "Gülmek çok seslidir bizi yoran da zaten budur. Enerjimizi kullanıyoruz günlük yaşamımızda gülmeyi unutuyoruz. Bu da bizim isteksiz olmamıza neden oluyor. 1 saatlik gülme yogası sonrası daha pozitif olursunuz ve hisleriniz 48 saat sürebilir. O yüzden haftada 1 saat gelinmesini tavsiye ediyorum. 75 yaşında bize katılan enerji dolu bir bayan var. Yogada yaş kısıtlaması yok" ifadelerini kullandı.
__________________
Click the image to open in full size.
Asi Ruh Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-01-2009, 15:54   #3
ÇUKUROVA KARTALI
 
Asi Ruh - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Click the image to open in full size.Menisküs yırtığı müdahale gerekmiyor

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Sezgin Sarban, menisküs yırtığının boyutunun 5 milimetreden küçük ve tam olmayan bir yırtık olduğunda kendiliğinden iyileşebildiğini belirterek, "Bu durumlarda hiçbir şey yapılmaz. Buz tatbiki, ağrı kesici ilaçlar ve istirahat ile ağrı rahatlatıldıktan sonra diz egzersizlerine başlanır" dedi.
International Hospital Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Sezgin Sarban, menisküs dokusu yırtıkları ve tedavisi hakkında bilgi verdi. Doç. Dr. Sarban, menisküsün çıkarılmasının yaşamsal bir soruna yol açmamakla birlikte, yıllar içinde gelişen ilerleyici kireçlenmenin ortaya çıkmasına neden olabildiğini söyledi. Genç hastalarda uzunlamasına ve derin yırtıklar, yaşlılarda saçaklanma ve yatay yırtıklar oluştuğunu belirten Sarban, "Çok ileri formunda diz kilitlenir. Uzunlamasına, yatay ve enine yerleşimli, flep ve kova sapı görünümlü olmak üzere birçok farklı tipi vardır.

Belirtiler çok belirgin değilse belirtilen durumlarda takip ve gözlem öncelikli olmalıdır. Hastalar üç ay kadar buz tatbiki, ağrı kesici ilaçlar ve istirahat ile takip edilebilir. Klinik muayene ve MRI ile yüksek oranda menisküs yırtığı tanısı koyulabilir. Ancak tanı, eklemin kamerayla görüntülenmesi yani "diz artroskopisi" ile kesinleştirilir. Menisküs dokusu üst eklem yüzündeyse ve alt eklem yüzüne açılmıyorsa buna 'tam olmayan yırtık' denir. Yırtığın boyutu 5 mm'den küçükse ve tam olmayan bir yırtıksa kendiliğinden iyileşebilir. Bu durumlarda hiçbir şey yapılmaz. Buz tatbiki, ağrı kesici ilaçlar ve istirahat ile ağrı rahatlatıldıktan sonra diz egzersizlerine başlanır. Kontrol MRI'larda menisküsün kendini onardığı teyit edilebilir. Menisküslerin kapsüle yakın, çok kanlanan bölgesindeki yırtıkların onarım sonrası iyileşme potansiyelleri yüksektir. Yırtık, kova sapı ya da flep tarzındaysa yer değiştirerek eklem aralarına takılıp kilitleme yapabilir. Bu durumlarda diz içinde 'hemartroz' denilen kanlı bir sıvı birikimi oluşabilir. Genç aktif hastalarda, dizde ağrı, hassasiyet ve eklem içinde aşırı sıvı birikimi varsa ameliyat önerilir" dedi.

Günümüzde 'Menisektomi' işlemiyle menisküs dokusunun kısmen çıkarıldığını yada onarıldığını belirten Doç. Dr. Sezgin Sarban, "Artık dikilebilecek tüm menisküsleri yeterli doku varsa, yırtık çok eski değilse, hasta yaşlı değilse (40 yaş altındaysa) , menisküsü dikilmeye çalışılır. Bu işlemlerin hepsi teknik olarak kapalı yöntemlerle yapılır. Artroskopik yöntemler kendi içlerinde farklılık gösterir. Bu yöntemlerin bır kısmı özel aletlerle içten dışa teknik, bir kısmı hepsi içerde teknik, hazır düğümlü ve
hazır dikişli teknikler ile yapılır. Menisküsü olabilen en yüksek seviyede korumayı amaçlıyoruz. Tam olarak çıkartılan menisküs ameliyatından sonra, uzun dönemde dizin uyumluluğu bozulur, kireçlenme kaçınılmaz olur. Bu nedenle menisküsleri olabildiğince korumayı, dikişlerle onarmayı amaçlıyoruz" şeklinde konuştu.
__________________
Click the image to open in full size.
Asi Ruh Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-01-2009, 15:54   #4
ÇUKUROVA KARTALI
 
Asi Ruh - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Click the image to open in full size.Kimyasallar kadının doğurganlığını azaltabilir

Genellikle gıda paketleri, mefruşat ve halılarda bulunan kimyasalların, kadınların doğurganlığını azaltabileceği bildirildi. Sonuçları Human Reproduction dergisinde yayımlanan araştırma çerçevesinde, 1240 kadının kanlarında perflorokarbonların (PFCler) oranları ölçüldü ve kanında yüksek seviyede bu kimyasallardan bulunanların daha zor hamile kaldığı gözlendi.

Los Angeles'da California Üniversitesi'nde görevli bilim adamlarının yaptığı araştırmada, kadınlardan doğumdan önce ilk görüşmede alınan kan örneklerinin incelendiği, kadınlara hamilelik planlayıp planlamadıklarının sorulduğu ve hamile kalmalarının ne kadar süre aldığının izlendiği belirtildi. Kadınların kanlarındaki PFClerin oranının, mililitrede 6.4 nanogramla 106.4 nanogram arasında değiştiği saptanırken, kadınlar bu oranlara göre 4 gruba ayrıldı. Araştırma, kanlarında düşük seviyede PFC bulunan kadınların doğurganlığının, kanlarında yüksek seviyede bu kimyasallardan bulunanlara göre daha yüksek olduğunu gösterdi.

Araştırmacılardan doktor Chunyuan Fei, konuyla ilgili olarak daha önce yapılan araştırmaların, PFClerin bebeğin rahimde büyümesini engelleyebileceğini gösterdiğini hatırlatarak, kanlarında yüksek seviyede PFCler bulunan kadınlarda adet düzensizliklerine daha fazla rastlandığını da kaydetti. Isıya dayanaklı, su ve yağı emmeme özelliğine sahip PFClerin yüksek seviyelerinin, hayvanlarda organ hasarıyla bağlantısı olduğu ve vücutta uzun süre kalabildiği biliniyor.
__________________
Click the image to open in full size.
Asi Ruh Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-01-2009, 15:55   #5
ÇUKUROVA KARTALI
 
Asi Ruh - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Click the image to open in full size.Fobilerin nedeni kötü anılar

Depresyon ve Panik Atak Merkezi (DEPAM) uzmanlarindan Psikiyatrist Dr. Nihat Kaya, kapali alan, acik alan ve hayvan fobisi basta olmak uzere sosyal yasantida soruna neden olan korkularin temelinde cocukluktaki kotu anilar oldugunu soyledi.

Psikiyatrist Dr. Nihat Kaya, Online Saglik'a (www.onlinesaglik.com) yaptigi aciklamada, kapali yer korkusu, acik alan korkusu ve hayvan korkusu gibi korkularin toplumda yuzde 5 ile 10 oraninda goruldugunu kaydetti. Kaya, kapali yer korkusunun daha cok sikisik trafik, uzun tuneller, asansor, dus kabinleri, MR goruntuleme cihazlarinda kendini gosterdigini ifade etti. Kaya, acik alan korkusunun ise sinema, pazar yerleri ve alisveris merkezleri gibi insanlarin yogun bulundugu yerlerde kendini gosterdigini soyledi. Kaya, zoofobinin de kedi, kopek, fare, kurbaga ve diger butun hayvanlarla karsi karsiya gelindiginde kisiyi olumsuz etkiledigini belirtti. Yapilan arastirmalar ve aldiklari hasta oykulerinden, fobilerin temelinde cocuklukta yasanan kotu olaylarin yattigini gorduklerini ifade eden Kaya, sozlerini soyle surdurdu:

"Kiside kapali alan korkusu varsa mutlaka cocuklugunda bir odaya kilitlenmis, evde yalniz birakilmis ya da boyle bir ortamda siddet gormustur. Acik alan korkusu varsa boyle bir alanda mutlaka kotu bir ani yasamis olmasi ihtimaldir. Hayvan korkusu ise genellikle cocukluk doneminde hayvan sevgisi kazandirilmayanlarda goruluyor." Kaya, ailelere uyarilarda da bulunarak, cocuklarinin tum yasamlarini olumsuz etkileyebilecek fobilere sahip olmamalari icin bunlara zemin hazirlayacak davranislardan kacinmalarini istedi. Psikiyatrist Dr. Nihat Kaya, cogu kisinin, bu fobileri dogustan bir aliskanlik olarak gordugunu, bu yuzden tedavi yoluna da gitmedigini belirterek, "Oysa kisiyi bazi durumlarda cok guc, komik hatta arkadas cevreleri arasinda mahcup duruma dusuren bu fobiler kadinlarda, erkeklere gore iki kati daha fazla goruluyor" dedi. Fobilerden, ilacla psikoterapi ve hipnozla kurtulma sansi bulundugunu vurgulayan Kaya, "Tedavide oncelikle kisinin kendisinde korku uyandiran durumla yuzlesmesini sagliyoruz. Bu yuzlesme sirasinda kisiyi isterse bu korkulari yenebilecegine inandiriyoruz" diye konustu. Kaya, yuz kizarmasi, agiz kurulugu, yutkunma guclugu, mide bulantisi, titreme, terleme ve bulanik gormenin yani sira bilinc kaybi ile ani tansiyon dususu ve bayilmalara kadar yol acabilen bu fobilerin mutlaka tedavi edilmesi gerektigini, aksi halde baska psikolojik ve biyolojik sorunlara yol acabilecegini soyledi.
__________________
Click the image to open in full size.
Asi Ruh Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-01-2009, 15:55   #6
ÇUKUROVA KARTALI
 
Asi Ruh - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Click the image to open in full size.Diyet hafızayı da güçlendiriyor

Almanya'da yapılan bir araştırmada, alınan kalorinin üçte bir oranında azaltılmasının hafızanın güçlenmesini sağladığı belirlendi. Bulgularını Ulusal Bilimler Akademisi dergisinde yayımlayan Alman araştırmacılar, 50 yaşlı gönüllüye diyet uyguladıktan 3 ay sonra hafıza testi yaptıklarında bu tespiti elde ettiler.
Münster Üniversitesinden bilim adamları, yaşları ortalama 60 olan gönüllüleri 3 gruba ayırarak, ilk gruba normal kalori miktarına sahip dengeli bir beslenme tarzı uygularken, ikinci gruba doymamış yağ asit oranı daha yüksek benzer bir diyet verdiler. Üçüncü gruba ise kalorisi azaltılmış diyet uygulayan araştırmacılar, üç
ay sonra yaptıkları hafıza testinde ilk iki grubun hafıza testi sonuçlarında değişiklik tespit etmezken, üçüncü grubun daha iyi performans sergilediğini belirlediler.

Aşırı kilolu olmayan birinin aldığı kalori miktarını üçte bir azaltmasının hafızada olumlu etki yarattığını, ancak çok zayıf kişilerde bu diyetin tehlikeli olabileceğini kaydeden araştırmacılar, ayrıca üçüncü grubun üyelerinin ensülin seviyelerinde düşüş tespit ederken, daha az enflamasyona rastladılar.
__________________
Click the image to open in full size.
Asi Ruh Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-01-2009, 15:56   #7
ÇUKUROVA KARTALI
 
Asi Ruh - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Click the image to open in full size.Kına kansere yol açabilir!

Prof. Dr. Ekrem Aktaş, kınanın yüksek dozda ve uzun süre geniş yüzeylerde kullanılmasının karaciğer ve rahim kanserine sebep olduğunu bildirdi..
Erciyes Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ekrem Aktaş, antibakteriyel özelliği bulunan kınanın, bu özelliği nedeniyle kısa süreli kullanılabileceğini, yüksek dozda ve uzun süre geniş yüzeylerde kullanıldığında karaciğer ve rahim kanserine neden olduğunu ifade etti. Kınanın özellikle saç diplerinden çok çabuk kana karıştığına dikkat çeken Aktaş, kuaförlerin kullandığı saç boyalarına da kınanın bazı türlerinin karıştırıldığını, bu boyaların bazılarının kanserojen bir madde olan kadmiyum sülfit içerdiğini söyledi. Dövme yapımında kullanılan kadmiyum ve kadmiyum sülfit gibi elementlerin de kansere neden olabileceğini vurgulayan Aktaş, şunları kaydetti:

'Dövmeye de dikkat'

"Türkiye'de kullanılan dövme boyaları genellikle demir ve kurşun tozu, kül ve kibrit fosforundan yapılıyor. Bu maddelerin kanserojen etkisi düşüktür. Ancak Avrupa'da kadmiyum ve kadmiyum sülfit denilen metal elementler kullanıyorlar. Kırmızı ve yeşil renk veren bu elementler kadmiyum pil yapımında da kullanılıyor. Bu elementler güneş gördüğü zaman hücreleri dejenere ederek kanserleştiriyor.'
__________________
Click the image to open in full size.
Asi Ruh Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-01-2009, 15:56   #8
ÇUKUROVA KARTALI
 
Asi Ruh - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Click the image to open in full size.Aktif cinsel hayatı bulunan erkeklerin prostat kanserine yakalanma riski daha yüksek...

Sonuçları BJU International dergisinde yayımlanan araştırmada, Nottingham Üniversitesi'nde 800 kadar erkeğe cinsel yaşamlarında ne kadar aktif olduklarıyla ilgili sorular soruldu. Deneklere ergenlikten itibaren ne kadar aktif olduklarının yanı sıra kaç kişiyle ilişkiye girdikleri ve cinsel hastalık tanısı konulup konulmadığı soruları da yöneltildi. Dr. Polyxeni Dimitropoulu başkanlığındaki ekibin araştırmasında prostat kanseri tanısı konulmuş 400 kadar erkeğin cevapları, hastalık bulunmayan 409 erkeğinkiyle karşılaştırıldı.


Araştırma sonucunda kanserli gruptakilerin yüzde 40'ının, 20'li yaşlarında ayda 20 defa veya daha fazla cinsel olarak aktif durumda oldukları, bu oranın kanserli olmayan grupta yüzde 32 olduğu belirlendi. Ancak aradaki bu farkın yaş ilerledikçe kapandığı belirtildi.Ayrıca kanserli olmayan gruptakilerin üçte birinden azının, prostat kanserlilerinse beşte ikisinin 6 veya daha fazla kişiyle cinsel ilişkisi olduğu saptandı.

Bunun diğer araştırmalardan farkının daha genç yaş üzerinde odaklanması olduğunu belirten Dr. Dimitropoulu, muhtemelen yüksek seviyedeki cinsellik hormonlarının bazı erkeklerde hem 20'li, 30'lu yaşlarda cinsellik dürtüsünü artırdığını hem de yaşamlarının daha ileriki yıllarında prostat kanserine yakalanmalarına yol açtığını söyledi.
Hormonların prostat kanserinde önemli bir rol oynadığının aşikar olduğunu belirten Dimitropoulu, kanser hücrelerini teşvik ettiği düşünülen hormonları azaltmak için uygulanan tedavinin yaygın olduğunu söyledi.

Prostat Kanseri Derneği başkanı John Neate ise araştırma yararlı olsa da bu konuda sonuca varmak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu vurguladı.
__________________
Click the image to open in full size.
Asi Ruh Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-01-2009, 15:57   #9
ÇUKUROVA KARTALI
 
Asi Ruh - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Click the image to open in full size.Aspirin karaciğeri alkolün zararlarından koruyor

Aspirinin, karaciğeri alkol ve bazı ilaçların zararlı etkilerinden koruduğu ortaya çıktı. ABD'de "Clinical Investigation" adlı derginin son sayısında yayınlanan araştırmaya göre, Yale üniversitesinden uzmanlar, düzenli şekilde kullanılan aspirinin, alkol ve bazı ilaçların karaciğere ciddi zarar vermesini önleyebildiğini tespit etti. Araştırmaya göre, karaciğerde tahribata yol açabilen mekanizma, aspirin tarafından engelleniyor.

Araştırmayı fareler üzerinde yürüten uzmanlar, karaciğeri korumak için günlük doz gerektiği görüşünü ileri sürüyor. Uzmanlar, bu keşfin, çeşitli hastalıkların tedavisi için geliştirilmek istenen, ancak karaciğere zarar verdiği için deneme aşamasında terk edilen tedavi yöntemlerinin aspirinle karıştırılarak yeniden denenebilmesine kapı aralayacağını düşünüyor. Aspirinin kalp-damar rahatsızlıklarıyla bazı kanser türlerine karşı
önleyici özellik taşıdığı doktorlarca kabul ediliyor.
__________________
Click the image to open in full size.
Asi Ruh Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-01-2009, 15:59   #10
BeŞiKtAşKımM..
 
MeHLiKa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Teşekkürler...
__________________
Kalbimin en orta yerinde büyük bir yangın var,
Alevler içinde...
Beşiktaş sana yemin olsun,
Bitmeyecek sevdan...

/▌\
/ \



/▌\
/ \Siyah!






/▌\
/ \ Beyaz!





/▌\
/ \ Hep Seninleyiz!






☻/
/▌Beşiktaş!:)
MeHLiKa Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 13:51 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580