![]() |
İkili ilişkilerde en büyük sorun kıskançlık İkili ilişkilerde tamamen güvenle ilişkili olan kuşkular bir çok çiftin hayatını karartıyor. Aldatmanın bu kadar çok konuşulduğu çağımızda kimi zaman "acaba ben de aldatılıyor muyum?" demek hastalık değil ama bu acabaların dozu kaçırılıyorsa sorunlar başlıyor. Psikiyatr Dr. Kemal Sayar'a göre kıskançlık, daha çok özgüven eksikliğinden kaynaklanan bir duygu durumu. İnsanlar, özgüvenlerinde düşme olduğu zaman, kendisini yetersiz hissetmeye başlıyor ve bunun sonucunda elinde olanı kaybetme korkusuna düşüyor. Sayar kıskançlığı bu kadar kısaca tanımladıktan sonra çok açık ve net bir şekilde düşüncelerini şöyle ifade ediyor: "Kıskançlık elindekini kaybetme korsusudur. Bu durum özellikle sevgi ilişkilerinde, terk edilme korkusu şeklinde baş gösteriyor çünkü aşk ilişkisinde insan karşısındakini yüceltiyor, eksiğini görmüyor ve bundan dolayı kendisini de tamamlanmış hissediyor. Hatta geçmişinden gelen tüm örselenmişliklerini burada tedavi etmeye çabalıyor. Fakat birden bu bütünlüğe karşı bir tehdit hissettiğinde, örneğin sevdiği insanın ilgisinin birine yöneldiğini ya da yöneleceğini gördüğünde, bir anda o kadar da mükemmel olmadığını, hata kusurlu bile olduğunu düşünüyor ve ilişkideki büyü bozuluyor."İşte bozulan bu büyü, ilişkinin rotasını birden kıskançlığa, ürküntüye, kaybetme korkusuna, yenilmişliğe, hırslara ve kimi zaman da cinnete çeviriyor. Kıskançlığın pençesine düşen kadın ya da erkek o andan itibaren ne yazık ki, mantıklı düşünmeyi başaramıyor. Kıskançlık ve evlilik Konumuz aşkta kıskançlık olduğu için bu sorunun daha çok evliliklerde yaşandığı da bilindiği için Prof. Dr. Psikiyatr Nevzat Tarhan, az miktarda kıskançlık duygusunun evlilikte tutkal etkisi yaptığını, hatta eşleri bir arada tutmak, evlilik bağlarını güçlendirmek açısından da yararlı olduğunu belirtiyor. Ancak hemen şu yorumu eklemeden edemiyor. "Yalnız şunun üzerinde durmak gerekebilir: İlişkiyi diri tutan, kişileri birbirine bağlayan az miktarda kıskançlık duygusu doğal olmakla beraber, çok ciddi olarak bir ilgiden, sevgiden yoksun kalma kaygısı taşınıyorsa bu hem kıskanan kişiye hem de ilişkiye zarar verir. Yoğun bir şekilde kıskançlığın yaşandığı evlilikler kıskanan için de kıskanılan için de çekilmez hale gelir. Her şeyden önce yersiz yere kıskanılan kişi kendisini kapana kısılmış gibi hisseder. Kıskanan ise zaten en büyük zararı kendisine verir. Çözümsüz kalan kıskançlık olayları da evliliğin temelini sarsar." Aşırı kıskançlık Tarhan, aşırı kıskançlığı örneklerle anlatıyor. "Kıskançlık duygusunun öyle örneklerine rastlıyoruz ki; sabah evden giderken açılıp açılmadığını kontrol etmek için perdeleri işaretleyenler, eve gelince banyoyu, sabunu kontrol edenler, eşlerini kapıcı ile dahi konuşturmayanlar gibi hezeyan derecesinde kıskançlık hisseden insanlar var. Bu bir hastalıktır ve ilaç tedavisi gerekir." Kıskançlığı önlemek için çareler Psikiyatr Dr. Kemal Sayar'a göre; İlişkinin getireceği tehditleri göğüsleyebilmek için aşkın olgunlaşması gerekiyor. Ayrıca hemen hepimiz, geçmişin yaralarını taşıyoruz ve onları bugünün ilişkisinde iyileştirmek istiyoruz. Bu nedenle geçmişteki yaralarımızın neler olduğunu iyi tanıyıp onları bugüne taşımamak lazım. Örneğin, babasıyla ilişkisinde örselenmiş bir ilişki yaşayan kadın eşiyle de bunu yaşarsa sorun çıkar. Mesela baba evi terk edip gitmişse, kadın evliliği içinde eşinin en ufak bir bağımsızlık çabasını tehdit olarak algılar ve gidecek sanır. Prof Dr. Nevzat Tarhan'a göre ise kıskanan kişi şunları yapmalı: * Bazı kıskanç eşler, eşlerini eve bağlı tutmak için tehdit yolunu kullanır. Halbuki sadakat, tehditle değil ancak sevgiyle sağlanır. Eşini baskı altında tutmaya çalışmak, her hareketini takip etmek, aşırı şüpheci davranmak, kıskançlığı öfke biçimde yansıtmak karşı tarafı daha çok uzaklaştırır. * Olumsuz duygularla baş etmenin yolu, onların yerini olumlu duygularla doldurmaktır. Kişi sevdiği insana sevgiyle yaklaştıkça karşısındaki de ona aynı şekilde yaklaşacak ve belki de kıskançlığı doğuran nedenler ortadan kalkacaktır. * Güven duygusunu zayıflatan en önemli etken açık iletişimin olmamasıdır. Birbirlerine dolaylı, imalı mesajlar veren, kinayeli konuşan insanlar farkında olmadan düzeltmek istedikleri yanlışı daha da arttırırlar. Sorunların büyümemesi için kesinlikle açık iletişim şarttır. * Kıskandığınız insanın sizi sevdiğini ve sevilecek kadar olumlu bir insan olduğunuzu unutmayın. |
Seven ve sevilen için güzel duygulardan biridir... dozunu ayarladığın müddetçe!!! |
evet doz ayarlanabilirse güzel ama aşırısı bunaltıyor.kıskançlık krizleri yüzünden hayatı cehenneme çevirmeye gerek yok. |
kıskançlık bana göre bir güvensizlik örneğidir..ve eğer güvenmiyorsam beraber olmanın da anlamı yoktur zaten... |
Güvenden ziyade bunu saplantı haline getiren insanlar var.. hayatı zindan etmeye yetiyor |
taraflardan herhangi biri kıskanmıyorsa mesele vardır:)...tarafların kıskançlık olayınada anlayışlı yaklaşması gerekir...hassasiyetler mühimdir ve çoğu kez aşırıya kaçtığınızı farketseniz bile taviz veremezsiniz...anlayış şart...damarına damarına basmanın anlamı yok kimsenin:)... |
Bence gereksiz bişey.Bazen nefes alamıycak hale geliyo insan.Tadında bırakcaksın yani herşeyi.Kıskanıp baskı yapmanın,zorlamanın hiç bi anlamı yok.O noktada huzursuzluklar başlar zaten . |
Alıntı:
bunun sadece karşı tarafa güvenmemekle alakası yok.kıskanan insan kendine de güvenmiyor demektir.kendiyle barışık olan sevildiğine inanan insan kıskanmaz... |
Alıntı:
|
Alıntı:
ama en başından o güveni almak lazım karşımdaki adamın geçmişi bu konuda pek iç açıcı değilse kıskanırım ama kıskandığımı belli etmem.çünkü erkek olsun bayan olsun kıskanıldığını hissettiği anda bu kıskançlığı körüklemek için ellerinden geleni yapıyorlar... |
kıskanırım seni beeeen, kıskanırım herkesteeeeeeen:)... |
Alıntı:
|
Alıntı:
bende buna katılıyorum.. gizlilik, saklamak, yalan söylemek.. bunlar ilişki için çok büyük yıkımlar olur (hissedildiği taktirde). kıskançlığı güvene bağlamak doğru değil çok güveniyorsundur ama sevgilinle ilgilenen birini gördüğün an herşey biter.. kıskançlık ortaya çıkar ve belki sonu hüsran. çünkü burada kontrolü kaybediyorsun...! |
Alıntı:
ben zaten karşımdakinin geçmişi iç açıcı değilse diye belirtmiştim. güven elbette zamanla oluşur.ilişkilerde gizli saklı olmamalı çünkü yalan kırmızı gömlek bir yerden mutlaka ucu çıkar.bir şey varsa söylenmesi gereken mutlaka ilk ağız anlatmalı etraftan duyulduğu zaman tamir edilemez bir güvensizlik oluşur.belki susar karşınızdaki insan sevgisinden dolayı ama mutlaka patlayacağı an gelir o zaman her şeyin sonu olur... |
Daha büyük sorunlar da var hayatta.. |
Alıntı:
Elbette ki daha büyük sorunlar var.. ama bu kıskançlık yüzünden biten ilişkiler, evlilikler bizimki ise en büyük sorun bu oluyor! |
Alıntı:
Kontrolünü bir şekilde sağlamak ve konuşmak gerekir...Bir birliktelikte karşılıklı anlayış ve paylaşım olmalıdır... olmadığı takdirde sonun başlangıcı başlamış olur zaten.. Ve bir ilişikinin bitmesi en çok da diyalog eksikliği ve güvensiliğin getirisidir... |
Alıntı:
Güvensizlik kıskançlığı doğurmaz... güvensiz zaten bir ilişki olmaz. kıskançlık başlı başına bir problemdir. |
Alıntı:
Yorumun çok güzel,bu yüzden ablandan sana rep ;) Güvenini boşa çıkarmayacak birini bulman dileğiyle... ;) |
siz bu kadar uzun ne yazıyonuz ya :D ben kısacık yazıyom bitiyo :D bidaha uzun yazcam :D |
Alıntı:
|
Alıntı:
:))) o halde şöyle örnekler verelim... - kime selam verdin sen? o konuştuğun kimdi? sana asılıyormu bu? tanımadığım arkadaşlarınla gidemezsin, msn şifreni ver, telefonuna bakabilirmiyim... vs vs bu güvensizlik...! - o mini eteği giyme, sen bu tarafa otur orada adamlar var, üstüne daha kapalı şeyler giy vs vs... bu kıskançlık...! ayrıcaı bende senin düşüncelerine saygılıyım. düşüncelerimizin ortak olması zorunlu değil. |
kıskançlık her insanın doğasında mutlaka vardır.seven insan bence kıskanır ama dozunu kaçırırsa o zaman sevdigini kaybeder:( |
Alıntı:
|
Alıntı:
- kime selam verdin sen? o konuştuğun kimdi? sana asılıyormu bu? tanımadığım arkadaşlarınla gidemezsin, msn şifreni ver, telefonuna bakabilirmiyim... vs vs demedim dedirtmem yapmam yaptırmam... - o mini eteği giyme, sen bu tarafa otur orada adamlar var, üstüne daha kapalı şeyler giy vs vs... insan kendine yakışanı yapacaktır.. bu bakımdan kısıtlamak hiçbir zaman en doğru yol olmamıştır... Bastırılmış duygular en tehlikeli duygulardır... ve açık fikirlerin için teşekkür ederim...Aslında sonuç olarak aynı yerlere de geliyoruz gibi ama farklı yollardan geliyoruz sanki.... |
Alıntı:
bunları yapmaman senin karakterinin düzgünlüğü ile alakalı.... mini etekten hoşlanmadığını söylersin giymez, cep telefonunu karıştırmak yerine arkadaşlarını tanıman daha mantıklı... evet aynı şeyi farklı anlatmaya çalışıyoruz :) |
ben iki burcuya da katılıyorum hatrınız kalmasın:D:D |
Alıntı:
|
Alıntı:
:) :) :shakehands: |
Alıntı:
Daha büyük sorunlar derken ,bi ilişki de ikisininde hatası olmadan ayrı kalmak varsa,kıskançlık falan umrunda olmayabiliyor o süre için. |
Alıntı:
farklı algıladım... pardon.. evet ilişkilerde kıskançlığın önüne geçen konular var. ve maalesef kıskançlık hafif kalıyor ! |
bu problem daha çok karşımızdakini ve kendimizi yeteri kadar tanıyamamakdan geliyor bence... |
Alıntı:
Malesef işte kıskançlıktan öte şeyler.. |
Alıntı:
tanıyamamak zaman açısından değil.. yıllarca birlikte olup evlenen arkadaşlarım bir yıl süre aşımında boşanma kararı alıyor. maalesef bu köprüyü geçene kadar olayı var! |
Alıntı:
|
Alıntı:
:) konular birbirini bağlıyor........ maç saati :) müsaadenizle gidiyorum milli duyguları harekete geçirmenin zamanı! |
bende kaçtım herkese iyi seyirler güzel bir akşam olur inşallah hepimiz için... |
aşırı kıskancım son dönemlerde biraz azalttım diyebilirim |
Alıntı:
azaltmak???? bu bi karakter değilmidir? insan istediği zaman azaltıp, istediği zaman artırabiliyor mu?? |
Alıntı:
|
Türkiye`de Saat: 22:07 . |
Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2