Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Tarih

Cevapla
 
LinkBack (1) Seçenekler Stil
Alt 19-01-2007, 08:52   #1
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
1. Dünya Savaşı Sonunda Osm.İmp. Durumu

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI SONUNDA

OSMANLI İMPARATORLUĞUNUN DURUMU

1-Birinci Dünya Savaşı ve Osmanlı Devleti:

Birinci Dünya Savaşı, Avusturya Veliahdinin Saray-Bosna'da öldürülmesi üzerine başladı
(28 Temmuz 1914). Birinci Dünya Savaşının asıl nedeni Üçlü İttifak (Almanya,
Avusturya-Macaristan, İtalya) ve Üçlü İtilaf Devletleri (İngiltere, Fransa, Rusya) arasındaki rekabettir. Saray-Bosna olayı savaşın patlamasına bahane oldu.

Osmanlı Devleti savaşın başlangıcında tarafsız kaldı. Fakat Avrupa'da savaşın başlamasından
sonra, Alman savaş gemilerinden ikisi Osmanlı Devletine sığındı. Türk donanmasına katılan bu gemiler, Karadeniz'de yaptıkları bir manevra esnasında saldırıya uğradıklarından Rus liman ve kıyılarını bombaladılar. Bu olay Osmanlı Devletinin Birinci Dünya Savaşına girmesine nedenoldu (29 Ekim 1914).

Osmanlı Devleti bu savaşta Galiçya, Kafkasya, Makedonya, Suriye ve Irak cephelerinde
çarpıştı ve birçok zaferler kazandı. Fakat 1917 senesinde Birleşik Amerika Devletinin İtilaf
Devletleri yanında savaşa girmesi, savaşın gidişini İttifak Devletleri yanında savaşa girmesi,
savaşın gidişini İttifak Devletleri aleyhine çevirdi. İtilaf Devletleri 1918'de giriştikleri büyük
bir saldırı sonunda bağlaşık olduğumuz devletleri yendiler. Savaş sonunda, savaşa katılan
devletlerle ayrı ayrı barışlar yapıldı.

A-Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918):

Filistin ve Suriye cephelerinde, İngilizlerle yapılan savaşlarda Türk Ordusu yenildi. Suriye
cephesinde uğranılan yenilgi üzerine, Talat Paşa sadaretten çekildi. Mondros Mütarekesinin imzasından sonra da arkadaşlarıyla birlikte gizlice memleketi terk ettiler.

Talat Paşa'nın çekilmesi üzerine sadrazam olan Ahmet İzzet Paşa, durumu tehlikeli görerek,
İtilaf Devletlerinden ateşkes istemek zorunda kaldı. Mütareke Limni adasında Osmanlı
delegesi Bahriye Nazırı Rauf Bey (Orbay) ile İngiliz Amirali Galdrop (Calthrope) arasında
imzalandı (30 Ekim 1918).


B-Ateşkesin Önemli Maddeleri:

1-Çanakkale ve İstanbul Boğazları Müttefiklerin (1) savaş gemilerine açılacak ve istihkamlar Müttefiklere teslim olunacak.
2-Türk Ordusu derhal terhis edilecek.
3-Türk donanması teslim edilecek ve bunlar Müttefiklerin göstereceği limanda tutuklu bulunacak.
4-Türklerin elinde bulunan bütün liman ve demiryollarından Müttefikler serbestçe faydalanacaklar.
5-Toros tünelleri Müttefikler tarafından işgal edilecek.
6-Telsiz telgraf ve kablolar Müttefik Devletlerin memurları tarafından kontrol edilecek.
7-Müttefikler kendi emniyet ve selametlerini tehdit altında gördükleri takdirde askeri noktaları işgal etmek hakkına sahip olacaklardır.
Mondros ateşkisinin koşulları gösteriyor ki bu ateşkes Osmanlı İmparatorluğunun varlığına son vermektedir. Ateşkes bütün savunma imkanlarını ortadan kaldırmıştır. Osmanlı Hükümeti bu şartları kabul etmekle kendini kayıtsız şartsız düşmana teslim etmeğe razı olmuştur.
2-Ateşkesten 19 Mayıs 1919'a Kadar Gelişen Önemli Olaylar:

A-İtilaf Devletleri İstanbul'da (13 Kasım 1918)

Mütareke imza edildikten sonra uygulanmasına geçildi. 13 Kasım 1918 sabah İtilaf Devletleri'nin 60 parça savaş gemisinden meydana gelen filosu İstanbul limanına geldi. Bir kısım azınlıkların sevinç gösterileri arasında karaya ayak bastılar. Bu olay üzerine İstanbul'da ilk milli tepkiler baş gösterdi. Mütareke hükümlerine göre önemli demiryolu istasyonları, telgraf merkezleri, silah depoları İtilaf Devletlerine teslim edildi.
B-Osmanlı İmparatorluğunun Paylaşılması:

Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşına girdikten sonra, İtilaf Devletleri yaptıkları gizli anlaşmalarla Osmanlı İmparatorluğunu aralarında paylaştılar. Birinci anlaşma İngiltere, Rusya, Fransa arasında oldu (1915). Bu anlaşmaya göre Trakya'da Enez-Midye doğusunun güneyi, Sakarya'ya kadar olan Boğazlar bölgesi, Marmara, Bozcaada ve İmroz adaları, doğuda Trabzon'un batısında tespit edilecek bir noktaya kadar uzanan bölge ile Van ve Bitlis'in güneyine doğru Muş, Siirt, Fırat ve Cezire-i-İbni Ömer ve İmadiye'ye hakim dağlara kadar uzanan yerler Rusya'ya verilecekti. Fransa'ya Aladağ, Kayseri, Akdağ, Yıldızdağ, Zara, Harput ile sınırlanan arazi ile Kilikya, Suriye ve Musul verilecekti. İngiltere, Hayfa ve Yemen ile Fransız yöresinin güneyini alacaktı. Filistin milletlerarası bir idareye bağlı olacaktı.
O sırada İtalya'nın İtilaf Devletleri yanında savaşa iştirak edeceğini bildirmesi üzerine İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya arasında Londra'da gizli bir anlaşma yapıldı (26 Nisan 1915). Bu anlaşmaya göre; Türkiye'nin Asya'daki toprakları paylaşıldığı takdirde İtalya'nın payı, üç Müttefik Devletin payından az olmayacaktır. Bu pay Antalya bölgesinin bitişik olduğu yerlerde olacaktı.
Bu anlaşmaya rağmen üç müttefik devlet birinci gizli anlaşmayı İtalya'dan bir seneden fazla gizli tuttular. Nihayet 1916'da Rusya, İngiltere ve Fransa arasında imzalanan birinci anlaşma İtalya'ya bildirilince İtalya kendisine ayrılan payı az buldu.
İtilaf Devletleri arasında bu görüşmeler devam ederken Rusya'da 1917 İhtilali çıktı. Çarlık rejimi yıkıldı. Rus ordusunun Türklere ve Almanlara karşı direnen kuvveti zayıfladı. Bu sırada İtalya dostluğuna ihtiyacı olan İngiltere ve Fransa İzmir'I de İtalya payına ilave ettiler.
C-İzmir'in işgali (15 Mayıs 1919):

Mondros ateşkesi imzalanınca İtilaf Devletleri, daha önce yaptıkları anlaşmalara göre Anadolu'yu işgale başladılar. Adana ve dolayları Fransızlar; İzmir, Eskişehir, Samsun, Merzifon ve Bartın ile güneyde Musul, Urfa, Maraş, Gaziantep, İngilizler tarafından işgal edildi. İtalyanlarda Antalya, Konya ve Söke çevresine yerleştiler.
Birinci Dünya Savaşının sonlarına doğru (1917) ve Yunanlılar da İtilaf Devletlerinin tarafına geçmiş
ve onlarla birlikte savaşmışlardı. Türkler yenilmiş duruma düşüp de toprakları pay edilmeğe başlanınca, Yunanlılar savaştaki hizmetlerine mukabil İzmir ve civarını istediler. Yunanlıların ve İtilaf Devletlerinin, Türk topraklarını işgali Vilson (Wilson)un: "Bir toprak üzerinde yaşayan insanlar kendi düşünce ve isteğine göre bir idare şekli kabul edecektir" prensibine uymuyordu. İtilaf Devletleri, Yunan Başbakanı Venizelos'a verdikleri sözü yerine getirmek için İzmir'in işgalini haklı gösterecek sebepler aramağa çalıştılar. Venizelos, Aydın Hıristiyanlarının tehlikede olduklarını, Türkler tarafından yok edileceklerini ileri sürerek yardım istedi. O sırada diğer devletler ordularını terhis etmişlerdi. Paris'te kurulan "Meclisi Ali" kendileri adına, Yunan ordusunun bu işi çözmesini düşündü ve İzmir'in işgaline karar verdi.

14 Mayıs 1919'da İngiliz, Fransız, Amerikan ve Yunan donanmaları İzmir limanına girdiler.
İngiliz Amirali Galdrop 17'nci Kolordu komutanlığına verdiği notada: "Mütarekenin 7'nci maddesine göre İzmir istihkamları ile civarındaki arazinin Yunanlılar tarafından işgal edileceğini ve mukavemet olunmaması"nı bildiriyordu.
Bu nota üzerine telaşa düşen Kolordu Komutanı Ali Nadir Paşa, İstanbul Hükümetine vaziyeti bildirerek fikirlerini sordu. Osmanlı Harbiye Nazırı verdiği cevapta: "Amiral Galdrop'un bu teklifi mütareke şartları icabı olduğundan muvafakat edilmesi tabii olduğu"nu bildiriyordu.
Yunan işgaline karşı ilk hareket İzmir Türk Ocağı'nda toplanan gençlik kitlesinde görüldü. İşgaldenbir gece evvel cephanelik yağma edilerek halk karşı koymağa hazırlandı. İzmir kan dökmeden Yunanlılara teslim edilmeyecekti.
15 Mayıs sabahı, Yunan kuvvetleri İzmir rıhtımına çıktılar. Rumların çılgın sevinç ve alkışlarıyla karşılandılar. Efzun taburları İzmir kışlalarına yaklaşırken bu manzara karşısında heyecanını dahafazla zapt edemeyen bir Türk gencinin attığı kurşun Yunanlıları harekete geçirdi. O dakikadan itibaren İzmir halkı kan dökerek direnme hareketine başlamış oldu. Karşı konulmaması emrini alan Türk subay ve erleri kışlalarında insafsızca şehit edildiler. Daha sonra Hükümet Konağı ve diğer resmi daireleri basarak buralardaki memur, subay ve erleri türlü eziyetlerle gemilere götürüp günlerce aç bıraktılar. Bunlardan bir kısmını da dipçik vuruşları altında zorla "Yaşasın Venizelos" diye bağırmağa zorladılar. Boyun eğmeyenler derhal şehit edildiler. 17'nci Kolordu Askerlik İşleri Reisi, Erkanıharp Miralayı Süleyman Fethi Bey, başından çıkarılmak istenen kalpağını eliyle tutarak: "Bağırmam" dedi ve derhal şehit edildi. Yunanlılar çarşıya girip dükkanları da yağma ettiler.
İzmir'in işgali ve bu işgal esnasında meydana gelen kanlı olaylar, İstanbul ve Anadolu halkı tarafından duyulduğu zaman yer yer mitingler yapıldı. İzmir katliamı ulusu susturup sindiremedi. Bu olayın doğurduğu acıyı ruhunun ta derinliklerinden duyan Türk ulusu kurtuluşu silaha sarılmakta buldu. Yer yer hazırlanarak ilk milli savunma teşkilatını kurdu.
3-Memleketin İç Durumu ve Cemiyetler:

Mondros Mütarekesinin memlekette yaptığı karışıklık oldukça acı bir şekilde kendini hissettirmekteydi.
Uzun ve yıpratıcı bir savaşın sonucu bütün kurtuluş ümitlerini söndürecek şekilde acıklıydı. Halk karamsar ve kararsız, İstanbul Hükümeti ne yapacağını şaşırmıştı. Silahlar toplanmış, terhis dolayısiyle, ancak düzeni sağlayacak küçük kadrolu birlikler bırakılmıştı. Millet ne olacağını henüz bilmiyordu.
Memleket bu durumda iken, ayrıca Türler aleyhine çalışan birtakım zararlı cemiyetler kurulmağa başlandı.
A-Azınlıkların Çalışması:

Uzun yüzyıllar Türk toplumu içinde hür ve rahat yaşamış olan azınlıklar, yer yer gizli cemiyetler kurmuşlardı. Bunların gayesi asayişi bozarak, mütarekenin 7'nci maddesinin uygulanması için bahaneler yaratıp hak kazanmak ve Avrupa Devletlerinin müdahalelerini sağlayarak yurdumuzun çeşitli bölgelerini kolayca işgal etmekti.
a)Mavri Mira Cemiyeti: İstanbul Rum Patrikhanesinde kurulan "Mavri Mira Cemiyeti" Yunan Hükümetinden yardım görüyordu. Vazifesi, muhtelif illerde çeteler kurmak, Yunanlılar lehine mitingler ve propagandalar yapmaktı. Bu cemiyet bilhassa İstanbul, Marmara havzası ve Trakya'da faaliyette bulunuyordu. Buradaki Rumlara silah dağıttı. Yunan Kızılhaçı, Resmi Göçmenler Cemiyeti ve Rum okullarındaki izci teşkilatı Mavri Mira Cemiyetinin emrinde çalışıyordu.
b)Pontus Rum Cemiyeti: Bu cemiyet Mavri Mira Cemiyeti tarafından korunuyordu. Pontus Rum Cemiyeti Samsun merkez olmak üzere İnebölo'dan, Batum'a kadar uzanan sahada bir Rum Pontus Devleti kurmağa çalışıyordu.
c)Hınçak Komitası: Türkiye'deki Ermeniler de, bunlarla birlik olarak çalıştılar. Faaliyet halinde bulunan Ermeni Cemiyeti "Hınçak Komitası" idi. Bu cemiyetin gayesi Doğu Anadolu'da kurulacak olan Ermenistan sorunu ile meşgul olup ortam hazırlamaktı. Ermeni Patriği Zaven Efendi, Mavri Mira Cemiyeti ile tam bir fikir ve işbirliği halinde çalışıyordu.
İstanbul'daki Yahudilerin de ayrı bir cemiyeti vardı.
B-Milli Varlığa Düşman Cemiyetler:

c)Kürt Teali ve Teavün Cemiyeti: Birinci Dünya Savaşından sonra İtilaf Devletleri Osmanlı İmparatorluğunu içten yıkmak için çalışıyorlardı. Bu arada bir de Osmanlı ülkesinde yaşayan bir Kürt milletinin varlığından söz edilmekte ve Doğu Anadolu'da bunun geniş bir propagandası yapılmakta idi.
Mondros Mütarekesinden sonra merkezi İstanbul'da olan bir Kürt Teali Cemiyeti kurulmuştu. Bu cemiyet İstanbul'u işgal eden İtilaf kuvvetlerinden yardım görmekte idi. Amacı, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde ayrı bir Kürt devleti kurmaktı. Bitlis, Elazığ, Diyarbakır'da şubeler açmıştı. Fakat bu bölgedeki vatansever halkın şiddetli tepkisi yüzünden olumlu bir sonuç vermemiştir.
b)Teali-i İslam Cemiyeti: Merkezi İstanbul'da olan zararlı cemiyetlerden biri de Teali-i İslam Cemiyeti idi. Bu cemiyet İstanbul medreseleri öğretim üyeleri tarafından kurulmuştur. Osmanlı Devletini kuvvet yolu ile kurtarmak umudunu yitirmiş kimselerin kurduğu bu cemiyetin gayesi, halkın gözünde değerini kaybeden padişah ve hilafet makamının değerini, dini, ilmi, sosyal ve ahlaki örgütleme ile kurtarmaktı.
Saltanatçı ve hilafetçi bir siyaset güttüğünden Anadolu'daki milli harekete karşı idi.
Bu cemiyet yalnız Konya ve civarında şubeler açtı. Bu cemiyet de olumlu bir sonuç alamadan kapanmıştır.
c)İngiliz Muhipleri Cemiyeti: Bu, kurtuluşu İngiltere'ye bağlanmakta bulunan kimselerin kurduğu bir cemiyettir. Padişah, Damat Ferit ve ileri gelen devlet adamları bu cemiyete girmişlerdi. Sergüzeştçi ve şüpheli bir şahsiyet olan İngiliz rahibi Fru (Frow) bu cemiyetin manevi başkanlığını yapmakta idi. Cemiyet iki gaye üzerine kurulmuş, çalışmalarını da bu esasa göre hazırlamıştı: İngiliz himayesini elde etmek; memleket içinde ayaklanma ve ihtilal çıkarmak suretiyle milli faaliyeti bastırmaktı.
Bir kısım aydınlar da Amerika mandasını istiyorlardı. Bunlardan başka memleketin hemen her yerinde Hürriyet ve İtilaf, Sulh ve Selamet Cemiyetleri vardı.


C-Milli Cemiyetlerin Kurulması:

İstanbul Hükümeti, Türk davasını ele alıp yürütecek durumda değildi. Bütün bu felaketlere karşı kayıtsız, duygusuz bir seyirci durumunda kalmıştı. Bu koşullar altında örgütsüz, başsız Türk Milleti, kurtuluş görevinin kendisine düştüğünü anladı, bizzat çalışmağa karar verdi. Yurtsever Türk evlatları yer yer milli duygulara dayanan cemiyetler kurdular:
a)Trakya-Paşaeli Cemiyeti: Edirne ve dolaylarında kurulmuştu. Cemiyet, Osmanlı Devleti yıkıldığı takdirde, Trakya ve Batı Trakya'daki Türkleri bir bütün olarak kurtarmak için çalışıyordu. Fakat bu işi yalnız başına başaramayacağından İngilizlerden, eğer bu mümkün olmazsa Fransızlardan yardım temin edecek ve "Trakya Cumhuriyeti"ni kuracaktı.
b)Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti: Bu cemiyet ilk defa Mondros Mütarekesinden sonra İstanbul'da kurulmuştu. Sonra Doğu vilayetlerinde ve şubeler açmıştı. Cemiyetin kuruluş sebebi, Doğu illerimizin Ermenilere verilmesine engel olmaktı. Bunun için de şu üç nokta üzerinde çalışacaktı: Katiyen göç etmemek; derhal ilmi, iktisadi ve dini teşkilat yapmak; Doğu illerinin istilaya uğrayacak herhangi bir bucağının savunmasında birleşmek.
Cemiyet, Doğu illerinde Ermenilerin sayı bakımından az, kültür ve medeniyette Türklerden geri olduklarını ispata çalışıyordu. Bunun için hazırladığı raporları hem yabancı devletlere yolluyor, hem de gazetelerde yayınlıyordu.
c)Trabzon ve Havalisi Ademi Merkeziyet Cemiyeti: Bu cemiyet evvela merkezden ayrılmak gayesinde idi. Sonra "Muhafaza-i Hukuk Cemiyeti" adını alarak Trabzon ve çevresinin Rumlara verilmemesi için çalıştı.
d)İzmir Reddi İlhak Cemiyeti: İzmir'in Yunanlılar tarafından işgal edileceği duyulunca İzmirli vatanseverler bu cemiyeti kurarak İzmir'in işgaline engel olmak istediler.
Cemiyet, 14-15 Mayıs gecesi Yahudi Mezarlığında bir miting tertip ederek İzmir'in savunulmasına karar verdi. Aynı gece cephanelik yağma edilerek ele geçirilen silahlar halka dağıtıldı. Anadolu halkına ise: "Yunanlılar güzel İzmir'imizi ve memleketimizi istila ediyorlar. İzmir halkı silahıyla mukavemet ediyor. Vatanını seven herkes için İzmir'e doğru koşmak vazifedir. İzmir Anadolu'yu ve Efelerini bekliyor" diye telgraflar çekiyorlardı. Fakat sabahın erken saatlerinde Yunanlıların İzmir'e çıkmasıyla, Reddi İlhak Cemiyeti gayesine ulaşamamıştır.
Yukarıda gördüğümüz bu cemiyetler çalışmalarını iki esasta toplamışlardı. İstila hareketlerini protesto; istila anında silahla karşı koymak. Bu cemiyetler protesto maksadiyle diğer devletlere heyetler göndererek bu devletleri, Türkiye lehine kazanmağa çalışıyorlardı. Fakat ayrı ayrı plan ve amaçlarla faaliyete geçtiklerinden başarı kazansalar da, bu şekilde Anadolu ve Türklük kurtulamazdı. O sırada bütün bu cemiyetleri birleştirerek aynı amaç ve müşterek bir plan etrafında toplayıp, vatan topraklarını bir bütün olarak kurtaracak tek rehber Mustafa Kemal'di.
O, milli mücadele için Anadolu'ya geçtiği zaman, Türkiye'de aşağıdaki üç kurtuluş yolu ortaya atılmış ve çalışmalara başlanmıştı.
1-İngiliz himayesini isteyenler: Bunlar padişah ve etrafında toplanan, kendi çıkarlarından başka bir şey düşünmeyen, kurtuluş umudunu yitirmiş olanlardı.
2-Amerikan mandasını isteyenler: Bu fikir daha çok bir kısım aydınlar tarafından benimsenmişti. Amerikan mandasına taraftar olanların milli gücümüze ve milli kaynaklarımıza güveni yoktu. Bunlar yabancı büyük bir devletin himayesine girmeden kurtulma, yaşama ve ekonomik kalkınma yoluna giremeyeceğimiz tezini savunuyorlardı.
3-Mahalli kurtuluş çarelerine başvuranlar: Yukarıda anlattığımız milli cemiyetler bu arada kurulmuş ve çalışmaya başlamışlardı. Mustafa Kemal bu kurtuluş yollarından hiç birisini kabul etmiyordu. O'na göre "Bu vaziyet karşısında bir tek karar vardı; o da milli egemenliğe dayanan, kayıtsız şartsız yeni bir Türk devleti kurmaktı."
Bağımsız yeni bir Türk devletinin kurulması için verilecek tek karar, Türkün vatanına, Türkün bağımsızlığına saldıranlar kim olursa olsun, bütün milletçe hazırlanıp direnmektir. Bu mücadelenin parolası Ya istiklal, ya ölüm'dür.
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


LinkBacks (?)
LinkBack to this Thread: http://besiktasforum.net/forum/tarih/18339-1-dunya-savasi-sonunda-osm-imp/
Mesaj Yazan For Type Tarih
Untitled document This thread Refback 18-11-2007 11:20

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 15:05 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580