16-02-2007, 09:17
|
#1 |
Guest | Yoğun araştırmalar için harcanan çaba ve zamana karşın, henüz masonluğun nerede ve niçin kurulduğu tam olarak anlaşılamamştır.Gerçeklerin iyi niyetli ancak bilgisi yetersiz kimi mason tarihçilerce çarpıtılması sonucu bulunanaması masonluğun tarihi hakkında yeterli bigi bulamamamıza neden olmaktadır.Yaklaşık olarak yüz elli yıldan bu yana, mason tarihçiler geleneksel tarihlerini çeşitli yöntemlerle araştırmaya çalışmaktadırlar ve 1717 yılında İngiltere Büyük Locasının kuruluşundan önceki dönemlere ilişkin, belgelere dayanan gerçek kanıtların taramasıyla ilgilenmektedirler. Diğer taraftan, bu tür bilimsel sayılabilecek araştırma ve yayınlara karşın, gizemci ya da romantik diye tanımlayabileceğimiz bazı mason araştırmacılar işleri daha da karıştıran yayınlar çıkarmaktadırlar. Bu durumda, düşünsel masonluğun tarihine iki temel yaklaşımın bulunduğunu ileri sürebiliriz; doğrulanabilir olgu ve belgelere dayanan bilimsel (ya da otantik) yaklaşım ve masonluğu gizemci gelenekler çerçevesine oturtmaya çalışan, ritüelik öyküler ve simgeler aracılığı ile çeşitli ezoterik (içrek) geleneklere bağlamaya çalışan romantik yaklaşım. Kafaları karıştıran durum ise her iki yaklaşımın kendi içlerinde de çelişmesidir. Masonlar, masonluk tarihine ilişkin temel bilgilerini doğrudan kendi ritüellerinden edinirler. Çeşitli törenler sırasında, Kudüs'te Süleyman Tapınağının yapımını,orada çalışan çırak ve kalfa duvarcıları, onların başındaki usta Hiram'ı, mason gizlerini açığa vermek istemeyen Hiram'ın öldürülüş öyküsünü öğrenirler. Ritüellerde ortaya konulan tarih, masonluğun Hz. Süleyman zamanında (İÖ 950) varolduğu ve o günlerden beri yaşayan bir sistem olarak süregeldiği biçimindedir. Oysa, ritüellerin amacı tarihsel gerçekleri ortaya koymak değil masonluğun ilke ve öğretilerinin aktarıldığı dramatik bir öykü sunmaktır. |
| |