|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
17-02-2007, 09:28 | #11 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| FRANSIZLARLA MÜTAREKE DÖNEMİ Fransızlar Suriye, Kilikya ve Güney Anadolu Bölgesini işgal ettikten sonra, Adana bölgesinde çok güç durumlara düşürülmüştü. Maraş’ta ve Urfa’da yenilgiye uğratılan Fransızlar, buralardan çekilmek mecburiyetinde bırakılmıştı. Antep’te şehir içerisinde çok ciddi direnmeler karşısında Fransız kamuoyu; Anadolu Hükümeti ile irtibata geçilmesini istedi. Fransa’da çıkan L’information Gazetesi Anadolu Hükümeti ile doğrudan ilişkiye geçilmesini öneriyordu. Mütareke ile birlikte Antep’te normal hayata dönüldü. Dükkanlar açıldı, herkes iş ve gücü ile uğraşmaya başladı. Ermeni cemaat meclisi toplanarak, bundan böyle Türklerle iyi geçinmeye ve Fransızlara yardım etmemeye karar verdi. Bu kararlarını hükümete bildirdiler. Antep’in Fransızlar Tarafından II. Kez Kuşatılması Fransızlar, 11 Ağustos 1920’de Antep halkına gönderdikleri bir bildiri ile şehrin iki saate kadar kayıtsız şartsız teslimini ve bütün hükümet memurlarının, Kuvâ-yı Milliye Komutanının, Heyet-i Merkeziye üyelerinin ve diğer ileri gelenlerin Fransız Komutanlık karargahına gelmelerini, bütün kuvvetlerin silahları ile birlikte teslim olmalarını bildirdiler. Fransızlar; Antep halkı isyan ettiği için ceza olarak 1,5 milyon altın lira tazminat istediler. Kabul edilmediği takdirde şehre büyük kuvvetlerle saldıracaklarını ve şehri topa tutacaklarını bildirdiler. Antepliler tarafından kabulüne imkan olmayan bu şartlara karşılık Kuva-yı Milliye Komutanı Özdemir Bey “ Sizin bayrağınızın altına girecek hiçbir Türk düşünemiyorum. Antep halkı ya ölmeyi yada vatanını kurtarmayı kendisine bir düstur olarak kabul etmiştir.” demiştir. Fransız kumandanlarına bu cevap verildikten iki saat sonra mutasarrıflığa ikinci bir resmi nota gönderildi. Bu notada şehrin derhal teslim olması, ayrıca Fransızların mertliğinden, alicenaplığından, maksatlarının halkın refah ve saadeti olduğundan bahsedilerek şehrin teslimine işaret olmak üzere kalenini güney burçlarından birine beyaz bayrak çekilmesi istenmekteydi. | ||
|
17-02-2007, 09:28 | #12 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Aynı gün Antep Heyet-i Merkeziye’sine Kılıç Ali bey tarafından bir telgraf geldi. Bu telgrafta bölgeye yeni kuvvetler sevk edileceği bildirilmekteydi. “Antep Heyet-i Merkeziye’sine” Büyük Millet Meclisi Gayet Aceledir. Mümkün kuvvetlerin yola çıkarılması için lazım gelenlere emir verilmiştir. Bu kuvvetlerin vusulüne kadar aman kardeşlerim, fevkalade sebat, metanet ve mukavemet gösteriniz. İnşallah muvaffak olacaksınız. Cümlenize muvaffakiyetler temenni ederim fedakar kardeşlerim. 16 Ağustos 1336 Kılıç Ali Yayınlanan bildiriyi kuvvetlendiren bu telgraf; halkın direnme isteğini bir kez daha tazelemişti. Kuşatma başladıktan sonra Antep halkı içerisinde büyük bir açlık baş göstermişti. Bu sebeple; Antep etrafındaki kuşatma hattının yarılarak Antep müdafilerine yardım edilmesi gerekiyordu. 1 Ocak 1921 tarihinden Antep’te açlık korkunç bir hal almıştı. Herkes ekmek arıyordu. Heyet-i Merkeziye bu durum karşısında bir açlık beyannamesi yayınlayarak, dışarıdaki birliklerden bir kez daha yardım istedi. | ||
17-02-2007, 09:28 | #13 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Fransızlar açlık tehlikesiyle karşı karşıya bulunan Antep halkını tehdide başlamışlardı. 1 Ocak 1921 günü General Gouraud Anteplilere teslim teklifinde bulundu. Bu teklifte, Sevr Antlaşmasının uygulanmasını istiyordu. Fransız idaresi tanınacak, cephane ile adları verilen kişiler teslim edilecekti. Bu teklifte diğer teklifler gibi kabul edilmemiştir. Fransız muhasarasının artması sonucunda, Antep’i müdafaa eden şehir içindeki birlikler bir huruç hareketi yapmaya karar verdiler. 2. Kolordu Komutanlığı böyle bir baskın hareketinin 4 yada 5 Şubat gecesi yapılmasını uygun buluyordu. Fakat çıkış hareketi, şehir içindeki müdafilerin hazırlıklarını tamamlayamaması nedeniyle yapılamamıştı. Bunun üzerine 2.Kolordu Kumandanı Kurmay Albay Selahattin Adil Bey, 6-7 Şubat 1921 gecesi Antep müdafilerine gönderdiği emirde: “…Bu gece kuşatma hattını yarıp çıkmadığımız takdirde dışarıdaki kuvvetlerin sizlere bir daha yardım imkanı olmayacağını kesin olarak bildirmek zorundayım. Harekan saat 18.00’da topçu ateşimizle başlayacaktır. Yiyeceklerinizi içerde kalanlara terk ediniz. Sizin her halde çıkmanızı rica ederim.”diyordu. Bu karar üzerine dışarıya çıkacaklar Ahmet Çelebi’de toplandı. Bunlar da huruç hareketine iştirak edenleri takip edeceklerdi. Huruç Hareketi Salavat yokuşuna ve Perilikaya istikametine doğru hazırlandı. Bu harekata Mustafa Fevzi Bey komutasında Yıldırım Taburunun birinci, ikinci ve üçüncü bölükleri ile semt efradı iştirak etti. Müşterek hareket bütün hazırlığı ile tamamlandıktan sonra, 6 Şubat’ta beş subay, dörtyüzelli erden oluşan ilk kafile çıkış hareketinde başarılı oldu. Bununla beraber Fransızlar civardaki kuvvetlerle yaptıkları karşı hücumla durumlarını kısa zamanda düzelttiklerinden ancak bu kadar insan dışarı çıkabilmiştir. | ||
17-02-2007, 09:28 | #14 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Son durum üzerine Antep halkı ve müdafiler, iaşe yardımı yapıldığı takdirde çıkış yapmak istemediklerini ve savunmaya devam edeceklerini bildirdiler. Kolordu halinde buna imkan olmayacağı anlaşıldığından müdafilerden, arzu edenlerin her an kılavuzlarla çıkış yapabileceklerini bildirdi. 7-8 Şubat 1921 gecesi de 50 kadar savaşçı Antep’ten dışarıya çıkmaya muvaffak oldu. 8 Şubat 1921’de aralıklı atışlar devam ederken, aynı günü sabahı Özdemir Bey ve hükümet erkanının dışarı çıktıkları öğrenildi. Halk telaşa düştü. Şehrin ileri gelenleri, Heyet-i Merkesiye Reisi Ferit Bey olduğu halde, hastane haline gelen Şeyh Camii’nde toplandılar. Uzun tartışmalardan sonra şehrin tesliminden başka bir çıkar yol olmadığına karar verdiler. Şehrin teslim şartlarını görüşmek üzere Fransız kumandanlarına bir mektup yazarak randevu istendi. Kararlaştırılan saatte Dr. Mecit Bey başkanlığındaki Türk Heyeti Fransız karargahına gitti. Uzun görüşmeler ve tartışmalardan sonra teslim anlaşması hazırlandı. Heyet; Şeyh Camiinde toplanan şehrin ileri gelenlerine, yeni şartları okuyup anlatarak imza için yetki istedi. 9 Şubat 1921 Çarşamba günü saat 10.00’da Fransız Karargahına giden delegeler bir gün önce hazırlanan şehrin teslim protokolünü imzaladılar. An bir maddeden oluşan teslim protokolüne göre: “… Antep Fransız mandası altına girecek, ordu birlikleri harp esiri olarak kabul edilecek, bütün silah ve harp gereçleri Fransızlara teslim edilecek, Türk olsun Ermeni olsun bütün halka eşit işlem yapılacak ve güven altında bulundurulacaktı…” Bu protokolden sonra Fransızlar şehre girdiler. Kendilerince asayiş bakımından gerekli gördükleri yerlere karakollar yerleştirdiler. Halka yaranmak ve gönüllerini kazanmak için Hükümet civarına kamyonlarla un, şeker, yiyecek getirerek halka dağıttılar. Fırınları açarak ekmek yaptırıp muhtaçlara parasız verdiler. | ||
17-02-2007, 09:43 | #15 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Çok üstün düşman kuvvetlerinin topçu ateşi altında, açlık içinde, savaşa devam eden Anteplilerin direnişi bütün Türkiye’de dikkatle takip edilmiştir. Batı Cephesinde Kurtuluş Savaşının başlayacağı günlerin arifesinde 8 Şubat 1921 tarihinde 93 Sayılı Kanun ile Büyük Millet Meclisi ilimize “GAZİLİK” unvanı vermiş, Ayıntab adı Gaziayıntab olmuştur. ATATÜRK’ÜN GAZİANTEP’E GELİŞİ Türk Milleti’ni en iyi tanıyan büyük Atatürk’ün Gaziantep’e geliş tarihi olan 26 Ocak 1933 günü, Gaziantep halkı yollara dökülmüştü. Caddeler tıklım tıklım dolmuştu. Alkışlar, Varol! sesleri duyuluyor, sevinçten bağıranlar, ağlayanlar görülüyordu. Atatürk, Başkarakol’da arabasından indi, halkı selamladı. Halkın kalabalık ve heyecanlı oluşu, caddede yürümeyi imkansız hale getirmişti. Alınan bütün tedbirler boşa gitti. Halk, Atatürk’ü daha yakından görmek ve ellerinden öpmek istiyordu. Savaşlarda büyük ıstıraplar çekmiş Antep halkı, büyük kurtarıcısını heyecanla bağrına basmak için çılgına dönmüştü. Yaşa!, Varol! sesleri ve alkışlar arasında tekrar arabasına binen Atatürk, Atatürk Bulvarı’nı takiben bugünkü Şahinbey İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü binasına, o zamanki Halkevi ve parti binasına geldi. O sırada saatler 11.00’ı gösteriyordu, günlerden Perşembe, hava açık ve güzel, Ramazan Bayramı arifesiydi. Halk coşkun bir sel gibi taşıyor, Yaşa!, Varol! sesleri her tarafı çınlatıyordu. Atatürk parti binasında biraz dinlendi. Gelenleri kabul etti ve onlarla görüştü. Şehir Meclisi Atatürk’e verilmek üzere o zamanki parti başkanı Ömer Asım Aksoy’un hazırladığı “ Antep Hemşehriliği ” tutanağını ittifakla kabul etmişti. Hemşehrilik beratının Gazi’ye sunulması görevi Belediye Başkanı Hamdi KUTLAR’a verilmişti. 27 Ocak 1933 tarihinde Gaziantep Nüfus Müdürlüğü’nde, yaşlı bir katip, meşin kaplı büyük bir deftere şu kaydı geçiyordu. | ||
17-02-2007, 09:44 | #16 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| BELEDİYE MECLİS KARARI Ulu Önder 26 Kanunisani ( Ocak ) 1933 tarihinde şehrimizi şereflendirdiler. Şehrimiz için ebedi bir saadet kaynağı olan bir tarihi günde toplanan şehir meclisi yüce Halâskâr için halkımızın taşıdığı sonsuz minnet ve şükran duygularını ifade etmek üzere Büyük Atatürk’e Gazi yurdun hemşehriliğini arz etmeyi kararlaştırdı. Ve şu mazbatayı tanzim etti. Tarihi yüksek kıymetine binaen aşağıya alıyoruz. Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri Türkiye’nin bânisi ve en büyük milli rehberidir. İşgal edilen yurdumuzun istiklalini temin için milli bir cihat açmış ve milletin Başkumandanlığını yaparak Türkiye’yi kurtarmıştır. Bundan sonra idari, fikri, iktisadi, ilmi, bir çok inkılâplar meydana getirerek yurdumuzu mütemadiyen yükseltmiş ve yalnız Türkiye’de değil bütün dünyada tarihin en büyük Kumandanı, en büyük inkılâpçısı, en büyük ilim ve fikir adamı olarak tanınmıştır. | ||
17-02-2007, 09:44 | #17 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| İşgal edilmiş olan Gaziantep’te bu mücadele ve inkılâplarda Büyük Liderin yaktığı ışık arkasından koşmuş, vesaiti harbiyesi olmadığı halde her şeyden evvel tek başına onbir ay mücehhez Fransız ordusuyla çarpışmış, şehrin bombardıman edilmesinden, mitralyözlerle taranmasından, hücuma uğramasından yılmamış; Fransızlarla harben teslim olmamış; bu suretle milli mücadelenin şanlı bir sahifesini yazmış ve tarihe emsali bulunmaz bir kahramanlık namı bırakmıştır. Bunun için Büyük Millet Meclisi bir Mustafa Kemal’e bir de Antep’e Gazilik madalyası takmıştır. Gazi Halâskâr, Gazi şehre 26 Kanunisani 1933 tarihinde ilk defa teşrif buyurmuşlardır. Gaziantep Ahalisinin hissiyatına tercüman olan belediye meclisi bu çok ulvi levhanın hatırasını ebedileştirmek için şehrin fahri hemşehriliğini cumhuriyet Halk Fırkasının daimi, umumi reisi olan adaşına arz ve takdim etmeye ve Gaziantep Cumhuriyet halk fıkrasının bulunduğu Bey mahallesi nüfusuna bu kaydı tescil ettirmeğe karar vermiştir. | ||
17-02-2007, 09:44 | #18 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 26 Kanunisani 1933 Reis A.Hamdi Kutlar Aza H.Mehmet Aza Abdulkadir Aza H.Fuat Aza Ali Aza Hulusi Aza Abdulsamet Aza Hasan Aza Cemil Aza İbrahim Aza Sait Aza M.Avni Aza Hüseyin Aza Süleyman Aza Ahmet Aza Halil Aza H.Ömer Aza Sabri Aza M.Fehmi Aza M.Fehmi AzaReşit Mahmut Not : Bu mazbatayı T.D.K. Genel yazmanı Ömer Asım AKSOY hazırlamış; Diş Doktoru H.Cemil KARSLIGİL heyecanlı bir sesle okumuştur. Evet 27 Ocak 1933 tarihinde yapılmıştı bu kayıt ve Türk’ün Gazisi Mustafa Kemal, Türkiye’nin Gazisi Gaziantep’in nüfus kütüğüne “ Hemşehri ” olarak o gün kaydedilmişti. 27 Ocak Ramazan Bayramı idi, Atatürk üstü açık bir araba ile belediyeye geldi. Lacivert bir elbise, gri kravat ve siyah iskarpinler giymişti. Halılar döşenmiş merdivenlerden ağır ağır çıktı. Şehir Meclisi odasına girdi. Şehrin ihtiyaçlarını, bütçesini ve yapılacak işlerini sorarak bilgi aldı. Şehir Meclisi üyeleri bazı isteklerde bulundular. Atatürk, şöyle dedi : “ Antep güzel şehir, Gaziantepliler vatanperver, cesur ve çok çalışkandır. Bu şehir her şeye layıktır. Gereken yardım yapılacaktır. ” Atatürk’ten Gaziantep’e bir lise açılması istenmişti. 1 Şubat 1933’de Gaziantep’te ilk lise açıldı. Gaziantep Ortaokulu Lise haline getirildi. Atatürk 27 Ocak 1933 günü saat 10.00’da halkın coşkun tezahüratı arasında Gaziantep’ten ayrılmıştır. | ||
17-02-2007, 09:44 | #19 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 20 Ekim 1921’de Ankara İtilafnamesi ile Fransızlar Antep’i terk etmeyi resmen kabullendiler. Gerçekte ise Fransızlar 8 Şubat 1921’de Antep Türkleri ile yaptıkları mütareke ile işgallerinin geçici olduğunu belirterek Antep’i terk etmeye söz vermişlerdi. 25 Aralık 1921’de Ankara’ya bağlı kuvvetler, Gaziantep’e girmişlerdir. Her yıl 25 Aralık Gaziantep’in kurtuluş günü olarak kutlanmaktadır. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
| |