Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Tarih

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 20-02-2007, 10:58   #1
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Buradan anlaşılmaktadır ki Erken Tunç II döneminde, biri Troia yöresinde, diğeriyse Orta Anadolu ve Karadeniz bölgeleri arasında yer alan iki yerel madencilik okulu bulunmaktadır. Diğer bir önemli gelişme ise Anadolu'da ilk kez bu dönemde görülen çömlekçi çarkının Troia'da kullanımıdır. Çömlekçi çarkının Troia'ya Mezopotamya'dan deniz yoluyla geldiği düşünülmektedir.
Erken Tunç II döneminin sonlarında Batı ve Güney Anadolu'da büyük yangın izlerine rastlanmıştır. Birçok yerleşimin ıssızlaşması bu ortak felaketle ilgili görülmektedir. Ayrıca bu felaketlerden sonra ortaya çıkan yerleşme yerlerinin sayısında meydana gelen 1/4 oranındaki azalma ve yakılıp yıkılan iskân yerlerinin tekrar iskân edilmemesi bu felaketlere birtakım göçebe toplulukların yol açtığını göstermektedir. Aynı dönemde Trakya ve Balkanlar'da meydana gelen ıssızlaşma bu toplulukların Balkanlar üzerinden gelen Hint-Avrupa kökenli Luviler'in olabileceklerini göstermektedir.
M.Ö. 2300 yıllarında ortaya çıkan bu felaketten sonra Erken Tunç III evresine gelinir. Yerleşim yerleri önceki dönemin özelliklerini küçük farklarla sürdürmelerine rağmen çoğu küçük birer köy niteliğindedir. Bu dönemde felaketlerden fazla etkilenmeyen Doğu Anadolu'daki Norşun tepe, Korucu tepe, Tepecik, Arslantepe gibi nispeten büyük merkezlere İmi kuşağı, Köşker baba, Pulur, Değirmen tepe gibi yeni yerleşimler eklenmiştir. Dikkat çekici bir gelişme görülmeksizin 500–600 yıl kadar yaşayan bu köysel yerleşimler M.Ö. 1700 yıllarında son bulmuştur.


ORTA TUNÇ ÇAĞI (M.Ö 2500–2000)
Asur Ticaret Kolonileri Çağı:
M.Ö. 2. binin başlarında Tunç Çağının orta dönemine girilir. Orta Tunç Çağının en belirgin özelliği Mezopotamya ile başlayan çok sıkı ve iyi örgütlü ticaret ilişkileri ve bunun sonucunda yazının Anadolu’ya girişidir.
Anadolu ile Mezopotamya ve Kuzey Suriye arasında Aseramik Neolitik Dönemden beri var olan ve obsidyen ticaretine dayanan sistem maden ticaretinin artmasıyla ters yönde işlemeye başlamıştır. Tunç yapımında gerek duyulan kalay Anadolu’da az bulunduğu için Mezopotamya kalayına ihtiyaç duyulmuş ve bu kalayı Anadolu pazarına getirme işini de Asurlu tüccarlar üstlenmişti. Büyük kervanlarla Anadolu’ya gelen tüccarlar, kalayın yanı sıra parfüm, kumaş gibi malları da getiriyor, yerine altın, gümüş ve değerli taşlar götürüyorlardı. Bu ticaret karşılığında yerli beylere vergi de ödüyorlardı. Asurlular ticaret ağını sağlamlaştırmak amacı ile Anadolu’nun çeşitli yerlerinde KARUM adı verilen ticaret merkezleri kurmuşlardı. Bunların merkezi ve en büyüğü Kültepe’deki Kaneş Karumu’dur. Bundan başka Hattuşaş, Alişar, Acem höyük, Kara höyük gibi yerleşimlerin de aralarında olduğu 9 yerde daha Karumlar kurulmuştu. Asur’dan Orta Anadolu’ya uzanan yol üzerinde ise WABARTUM denen küçük konaklama birimleri oluşturulmuştu. Tüm bu olaylardan ötürü bu dönem ASUR TİCARET KOLONİLERİ ÇAĞI olarak anılmaktadır.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 20-02-2007, 10:58   #2
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bu dönemde Ticaret Kolonileriyle birlikte yazı da anlaşmalardan ticarete, evlenme belgelerinden evlat edinmeye kadar her alanda kullanılmaya başlanmıştır. Kaneş, Hattuşaş, Ali şar ve Kara höyük gibi yerleşmelerde yapılan kazılarda binlerce tabletten oluşan arşivlere rastlanmıştır. Bu tabletler pişmiş kilden yapılmış olup Asur Çivi Yazısıyla yazılmışlardır.
Dönemin ikinci büyük gelişmesi çömlekçi çarkının tüm Anadolu’da yayılmasıdır. Çarkın kullanımıyla birlikte çok değişik formlarda kaplar yapılmaya başlanmıştır. Kalkolitik dönemde görülmeye başlanan insan ve hayvan şeklindeki kaplar en favori kap formlarını oluşturmaktadır. Her ne kadar Anadolu’nun eski gelenekleri sürdürülse bile ticaretle birlikte Mezopotamya etkisi kap formlarına da yansımıştır. Mezopotamya’dan gelen diğer bir etki de mühürlerde görülmektedir. Artık Anadolu’nun geleneksel damga mühürlerinin yanı sıra Mezopotamya’dan gelen silindir mühürler de yaygın şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Koloni Çağı’nın sonlarında Kültepe Karum’u Orta Anadolu’nun birçok yeriyle birlikte M.Ö. 1725 yıllarında bir yangınla son bulmuştur. Olasılıkla yerli beyler arasındaki çekişmelerden kaynaklanan bu olaylardan sonra Hitit Devleti belirmeye başlamıştır.


GEÇ TUNÇ ÇAĞI (M.Ö 2000–1200)
Hitit tarihinin son dönemi aynı zamanda Tunç Çağının da sonu olmuştur. M.Ö. 1400 yıllarında Hitit Devleti I.şuppiluliuma önderliğinde imparatorluk haline gelmiştir. Sınırların Suriye’ye değin genişlemesi üzerine bu ülke üzerinde çıkarları olan Mısırlılarla ilişkiler gerilmiş, sonunda Muwatalli zamanında Mısır Firavunu II. Ramses ile Suriye egemenliği için Kadeş savaşı yapılmıştır (M.Ö. 1296). Her iki tarafın da birbirine belirgin bir üstünlük sağlayamaması üzerine M.Ö. 1280 de ünlü Kadeş barışı imzalanmıştır. Fakat Kadeş savaşının yarattığı yıpranma kolay kolay tamir edilemez ve III. Hattuşili ve IV. Tudhaliya gibi son güçlü krallardan sonra imparatorluk hızla çökmeye başlamıştır. Bu devirde Anadolu’da büyük bir kuraklık ve kıtlığın yaşanması bu çöküşü hızlandıran etkenlerdendir. Sonunda başkent Hattuşaş, M.Ö. 1200 yıllarında Karadeniz dağlarından gelen Kaşkalar tarafından yakılıp yıkılmış ve Hitit İmparatorluğu sona ermiştir.
İmparatorluk Çağı kültürü hemen hemen her yönüyle Eski Hitit kültürünün devamıdır. Ancak bu dönemde gerek mimarlık gerekse betimleme sanatında imparatorluğa yakışan eserler ortaya konmuştur. Özellikle başkent Hattuşaş imparatorluğun tüm görkemini yansıtmaktadır. Özellikle IV Tudhaliya döneminde başkentte toplanan tapınaklarla, Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı mimarisi ve kabartmaları ile dikkat çekicidir. Yine bu dönemde İmparatorluğun dört bir yanı kaya kabartmaları ile bezenmiştir. Ele geçirdikleri ülkelerin tüm tanrılarını kabul etmelerinden dolayı çok tanrılı bir dine sahip olan Hititler bu kaya kabarmalarında daha çok dinsel sahneleri işlemişlerdir. Bu dönemde çivi yazısı resmi yazışmalarda, Hiyeroglif ise kaya kabartmalarında kullanılmıştır. İmparatorluk döneminde Hitit seramiği hem teknik hem de form yönünden oldukça gerilemiştir. Hayvan şeklindeki kap yapımı ise devam etmiştir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 20-02-2007, 10:58   #3
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

DEMİR ÇAĞ (M.Ö. 1200–750)
M.Ö. 12. yüzyıl başlarında görülen Deniz ve Kuzey kavimlerinin göçleri ile Balkan kavimlerinin göçleri Anadolu’nun tarihinde yeni oluşumlara yol açmıştır. M.Ö. 3000’den beri Mezopotamya etkisinde bulunan Anadolu bu göçlerle yüzünü batıya çevirmiştir.
Batıdan gelen ilk etki günümüz Yunanistanın da ilk Grek kültürünü oluşturan ve genellikle Mikenler adı ile anılan kavmin M.Ö. 2.binin ortalarında Doğu Akdeniz ve Anadolu’da ticaret kolonileri kurmaları ile başlamaktadır. Homeros’ta Achaioi olarak adlandırılan ve Akalar olarak bilinen bu ilk Hellen kavmi M.Ö. 16. yüzyılda Miletos’ta yerleşmiştir. Bu tarihten başlayarak Batı ve bir ölçüde de Orta Anadolu’da bulunan Miken seramik eserleri ile mezarlıkları bu bölgelerin Miken etki alanı içine girdiklerini göstermektedir. Miken eserlerinin bulunduğu bazı yerlere örnek olarak Miletos, Troya, Ephesos, Bodrum (Müskebi), Fraktin, Maşat, Bayraklı, Menemen verilebilir.
M.Ö. 1200–1050 tarihleri arasında Doğu Akdeniz bölgesine yapılan çeşitli göçler “Deniz Kavimleri Göçleri” olarak adlandırılmaktadır. Hitit Büyük Krallığının M.Ö. 1200’lerde zor durumda bulunmaları ve Miken Krallığı’nın da gücünü yitirmiş olması Kuzey Avrupa’dan Balkanlara kadar değişen çeşitli bölgelerden gelen kavimlerin Anadolu’ya büyük dalgalar halinde saldırmalarına neden olmuştur. Bu saldırılara maruz kalan kentlerden biri de Troya VII a’dır. Güneydoğu Avrupa’dan gelen kavimler tarafından tahrip edilen Troya VII a kenti yerine kurulan Troya VII b kentinde bu kavime ait seramik parçalar bulunmuştur. Bu kavimler daha sonra M.Ö. 1200–1180 arasında Anadolu’nun diğer önemli kenti Hattuşa’yı yıkarak 1170–1160 tarihlerinde Asur sınırlarına kadar uzanmışlardır. Bu kavimlerden bazıları ise uzun bir süre Kuzeybatı Anadolu’da kalarak yerleşmişlerdir (Brig ve Mysi kavimleri gibi). Bu kavimler daha sonra buraya gelen Aiollerin baskısı altında Anadolu içlerine gitmek zorunda kalmışlardır. M.Ö. 1200’lerden başlayarak Anadolu’ya gelen bu Avrupalı kavimler uzun yıllar boyunca göçebe olarak bir yerden ötekine gittiklerinden yoğun bir kalıntı bırakmamışlardır. Bu kavimler içinde yerleşik düzene geçerek ilk devleti kuranlar Frygler olmuştur.
Demir Çağı’nda (M.Ö. 1200–750/700) Anadolu yarımadası çeşitli topluluklara ait büyüklü küçüklü beyliklerin yönetiminde idi. Güney Anadolu’da ve kısmen Suriye’de olmak üzere Geç Hititler, Doğu Anadolu’da Hurrilerin devamı olan Urartular, Orta Anadolu’da Frygler, Batı Anadolu’da Lydialılar, Güneybatı Anadolu’da Lykialılar ve Ege’de İonlar üstün değerde uygarlıklar kurmuşlardır. Bu topluluklar Mısırlılar, Fenikeliler ve Babillilerle birlikte Hellen uygarlığı üzerinde büyük ölçüde etki yaparak, bugünkü dünya kültürünün oluşmasında önemli katkılarda bulunmuşlardır.
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 13:37 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580