![]() | |
| Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
| | #11 | ||
| Guest
Mesajlar: n/a
| Meşruluğunu kaybetmiş toplumsal yapının bir başka görüntüsü de, hukuktu. Daha İmparatorluğun güçlü dönemlerinden başlayan örfi hukuk olayı bile, değişen dünyanın gereklerini yerine getirmekte yetersiz kalıyordu. Dışa bağımlı olarak gelişmekte bulunan kapitalist filizler için bile Mecelle yetersiz kalmıştı. Çalışma dünyası yanında, evlilik, mülkiyet gibi kurumlar da, yasal yetersizlikleri yaşıyorlardı. İşte, Weber'in deyişiyle, karizmatik lider Mustafa Kemal Atatürk, meşruluğunu kaybetmiş bu toplumsal yapı ile yeni değerleri içeren kültürel yapı çatışmasını çözen bir kişi olarak ortaya çıktı. Yıpranmış, günün gereklerine yanıt veremeyen, eski değerlere göre örgütlenmiş olan, bu yüzden de Weber'in --meşruluğunu kaybetmiş-- olarak nitelediği toplumsal yapıyı, yeni oluşan kültürel yapıya uygun olarak değiştirdi. İslam'a göre kurulmuş ve işlevşelliğini kaybetmiş toplumşal yapının yerine, Fransız Devrimi'nin getirdiği düşüncelere dayalı yeni Batılı kültürel yapıya uygun toplumsal örgütlenme biçimlerini ve yeni kurumsal düzeni yerleştirdi. Bir yandan siyasal erki geleneksel kaynaktan meşru kaynağa kaydırırken, öte yandan --Atatürk Devrimleri-- denen reformlarla bütün toplumsal, hukuksal, kültürel yaşamı yeniden düzenlemişti. Sanırım, tarihte, toplumbilimsel işlev anlamında Weber'in --karizmatik lider-- tipine Mustafa Kemal Atatürk'ten daha uygun bir kişi yoktur. | ||
|
| Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ![]() |