Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Tarih

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 09-02-2007, 11:23   #1
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Çanakkale Kara ve Deniz Savaşları

ÇANAKKALE DENİZ VE KARA SAVAŞLARI


Bazı olaylar vardır ki, sadece oluştuğu ülkeyi değil , bütün milletleri etkiler: 1453 İstanbul’un Fethi, 1789 Fransız İhtilali gibi..Çanakkale Savaşları da bu sayılı olaylardan biridir.

I.Dünya Savaşı’nda Osmanlı İmparatorluğu’nun , Müttefik Devletler yanında savaşa girmesi İtilaf Devletleri’nin durumunu güçleştirdi . Aynı zamanda savaş alanını da genişletti . Rusya’da asker bol olmasına rağmen , silah ve cephane azdı . Avrupa’nın kuzey ve orta kesimi ise , Almanların ve Müttefiklerin elindeydi.Bu nedenle Rusya’ya cephane yardımı yapılamıyordu.Bütün bu durumlar ışığında, İtilaf Devletleri , Çanakkale Boğazı’na saldırarak Batı cephesinin yükünü azaltma,İstanbul’u da alıp Ruslara yardım etme kararı aldılar (1915).

İngiliz ve Fransız donanmasına bağlı savaş filoları,yükledikleri 750.000 kişilik bir kuvvetle Çanakkale Boğazı’ndaki top yuvalarına şiddetli bir topçu ateşi açtılar.Ardından Seddülbahir ve Kumkale’ye asker çıkardılar.Aynı zamanda,mayın tarama gemileriyle,Boğazdaki mağazdaki mayınları topladılar.Boğaz’ı geçilecek hale getirdiler.18 Mart 1915 sabahı,16 gemi ile İngilizler ve Fransızlar Boğaz’a mermilerden, Boğaz’ın iki yanı ateş içinde kalmıştı.Çanakkale’den yükselen dumanlar,bulutlara kadar ulaşıyordu. İngiliz , Fransız donanması Türkleri susturduğunu sanarak,Boğaz’dan ilerlemeye başladı.Bu sırada Türk topçusu da düşman gemilerine ateş açtı.Nusrat Mayın Gemisi,Boğaz’a tekrar mayın döktü.İlerleyen Fransız gemilerinden birisi mayına çarparak büyük bir gürültü ile sulara gömüldü.Bunun yardımına koşan İngiliz gemilerinden ikisi de aynı şekilde mayına çarparak battı.Bu sırada Türk topçusunun isabetli ateşi ile birkaç gemi ağır şekilde yaralandı.İngiliz ve Fransız donanması Türklerin gösterdiği kahramanlık ve cesaret karşısında daha ileri gidemeyeceklerini anlayarak geri dönmek zorunda kaldılar.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 09-02-2007, 11:23   #2
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Çanakkale’ye deniz yoluyla girilemeyeceği anlaşılmıştı.Ama ne pahasına olursa olsun Çanakkale alınmalıydı.Bu nedenle, kara taaruzuna karar verildi.İtilaf Devletleri’nin orduları,bütün kuvvetleriyle yüklendi ve Gelibolu yarımadasına çıkartma yaptı.Seddülbahir’e çıkartma yapan düşman kuvvetleri Türklerin şiddetli ateşleriyle karşılaştılar.Fazla ilerleyemediler.Karşılıklı saldırılarla hücumlar püskürtüldü
Ağustos ayında ise düşmanlar,saldırılarını şiddetlendirdiler.Anafartalar’da kanlı savaşlar olmuştu.

Mustafa Kemal,düşmanın burada çıkartma yapacağını tahmin ettiği için hazırlıklı idi.Conk Bayırı’na
çıkarak durumu inceledi.Mermileri biten Türk askerlere “Süngü tak! İleri” emri verdi.Düşman,Türklerin savunması karşısındea şaşırıp kaldı.Ne yaptılarsa Türkleri yenemediler.Mustafa Kemal,genel bir hücumla,
27 Temmuz 1915 ’ te düşmanı denize dökmeye karar verdi . Bu savaş üç gün sürdü . Mustafa Kemal’in yanında patlayan bir mermi,göğsündeki saatini parçaladı. Yine soğukkanlılığını kaybetmeden ön saflarda
savaşmaya devam etti. Nihayet 14 Ağustos 1915’te yapılan son hücumla,düşmanlar yenilgiyi kabul ederek
Türk topraklarından çekilmek zorunda kaldılar.(Ekim 1915)

Mustafa Kemal’in askeri dehası ilk olarak burada kendini gösterdi.

Çanakkale Savaşları , deniz , kara ve havada 259 gün sürmüştür. Bu savaşlarda İngilizler 200.000; Fransız 47.000; ANZAKLAR 26.000; Hintliler 15.000; Senegalliler 6.000 olmak üzere 284.000 zayiat vermişlerdir.Türk ordusu ise 253.000 şehit vermiştir.Yani bu savaşlarda kendisinin olmayan bir ülkede
Haksız bir amaç için savaşan düşman ordusundan ve vatanını koruma duygusu ile yurdun dört bir yanından gelerek kutsal bir amaç için savaşan Türk milletinden, toplam 537.000 kişi can vermiştir. Bu savaşın milletimiz için bir başka olumsuz tarafı da ileride kurulacak olan Türkiye Cumhuriyeti’nin beyni ve geleceği olacak bir çok doktor,öğretmen.subay,öğrencinin şehit olmasıdır.Bu savaşlarda Türkler olağanüstü bir başarı gösterip yeni bir destan yazmıştır.

  Alıntı ile Cevapla
Alt 09-02-2007, 11:23   #3
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

BİR ÇANAKKALE ŞEHİDİNİN SON MEKTUBU
(Mektubu yazan; ihtiyat zabit (yedek subay) namzedi Edhem,İstanbul Hukuk Fakültesi son sınıfına devam ederken aynı zamanda Beyazıt Numune Mektebi’nde
öğretmendi(1912).Gönüllü olarak katıldığı Çanakkale Savaşı’nda bu mektubu yazdıktan sonra şehitlik mertebesine yükselmiştir.)

Valideciğim ,


Dört asker doğurmakla müftehir şanlı Türk annesi!

Nasihat-amiz mektubunu,Divrin Ovası gibi güzel , yeşillik bir ovacığın ortasından geçen
Derenin kenarındaki armut ağacının sayesinde otururken aldım. Tabiatın yeşillikleri içinde mest olmuş ruhumu bir kat daha takviye etti.Okudum,okudukça büyük dersler aldım.Tekrar okudum. Şöyle güzel ve mukaddes bir vazifenin içinde bulunduğumdan sevindim . Gözlerimi açtım , uzak-
lara doğru baktım.Yeşil yeşil ekinlerin rüzgara mukavemet edemeyerek eğilmesi,bana,annemden
gelen mektubu selamlıyor gibi geldi.Hepsi benden tarafa doğru eğilip kalkıyordu ve beni, annem- den mektup geldi diyerek tebrik ediyorlardı.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 09-02-2007, 11:23   #4
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Gözlerimi biraz sağa çevirdim güzel yamacın eteklerindeki muhteşem çam ağaçları kendilerine mahsus bir seda ile beni tebşir ediyorlardı.Nazarlarımı sola çevirdim cığıl cığıl akan dere, bana validemden gelen mektuptan dolayı gülüyor , oynuyor , köpürüyordu...Başımı kaldırdım, gölgesinde istirahat ettiğim ağacın yapraklarına baktım.Hepsi benim sevincime iştirak etiğini , yaptıkları rakslarda anlatmak istiyordu.Diğer bir dalına baktım , güzel bir bülbül , tatlı sedasile beni tebşir ediyor ve hissiyatıma iştirak ettiğini ince gagalarını açarak göstermek istiyordu.
İşte bu geçen dakikalar anında ,hizmet eri:
-Efendim , çayınız , buyurunuz , içiniz , dedi.
-Pekala,dedim.Aldım baktım, sütlü çay...
-Mustafa bu sütü nereden aldın?Dedim.
-Efendim,şu derenin kenarında yayıla yayıla giden sürü yok mu?
-Evet,dedim.Evet ne kadar güzel.
-İşte onun çobanından 10 paraya aldım.
Valideciğim, 10 paraya yüz dirhem süt, hem de su katılmamış.Koyundan şimdi sağılmış, aldım ve içtim.
Fakat bu sırada düşünüyorum.Ben validemin sayesinde onun gönderdiği para ile böyle süt içeyim de , annem içmesin , olur mu?Şevket neden içmiyor? dedim.
Fakat yukardaki bülbül bağırıyordu:”Validen kaderine küssün, ne yapalım.O da erkek olsaydı , bu çiçeklerden koklayacak , bu sütten içecek , bu ekinlerin secdelerini görecek ve derenin aheste akışını tetkit edecek ve çıkardığı sesleri duyacak idi.”

Şevket merak etmesin , o görür , belki de daha güzellerini görür.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 09-02-2007, 11:23   #5
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Fakat valideciğim,sen yine müteessir olma.Ben seni,evet seni mutlaka buralara getireceğim.Ve şu tabii manzarayı göstereceğim.Şevket,Hilmi de senin sayende görecektir.

O güzel çayırın koyu yeşil bir tarafında , çamaşır yıkayan askerlerim saf saf
dizilmişler.Gayet güzel sesli biri ezan okuyordu.

Ey Allahım , bu ovada onun sesi ne kadar güzeldi.Bülbül bile sustu ,ekinler bile
hareketten kesildi , dere bile sesini çıkarmıyordu.Herkes , herşey , bütün mevcudat onu , o mukaddes sesi dinliyordu.Ezan bitti. O dereden ben de bir abdest aldım.Cemaat ile namazı kıldık. O güzel yeşil çayırların üzerine diz çöktüm.
Bütün dünyanın dertlerini unuttum.Ellerimi kaldırdım , gözümü yukarı diktim , ağzımı
Açtım ve dedim:
-Ey Türklerin Ulu Tanrısı! Ey şu öten kuşun, şu gezen ve meleyen koyunun , şu secde eden
yeşil ekin ve otların, şu heybetli dağların Halıkı!Sen bütün bunları Türklere verdin.Yine Türkler-
de bırak.Çünkü böyle güzel yerler, seni takdis eden ve seni ulu tanıyan Türklere mahsustur.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 09-02-2007, 11:24   #6
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

“Ey benim Yarabbim! Şu kahraman askerlerin bütün dilekleri; ism-i celaalini İngilizlere ve
Fransızlara tanıtmaktır.Sen bu şerefi dileği ihsan eyle ve huzurunda titreyerek , böyle güzel ve sakin bir yerde sana dua eden askerlerin süngülerini keskin , düşmanlarını zaten kaehrettin ya bütün bütün mahveyle!”

Diyerek bir dua ettim ve kalktım.Artık benim kadar mes’ut,benim kadar mesrur bir kimse
tasavvur edilemezdi.
Anneciğim, oğlun Halit de benim gibi güzel yerlerdedir.
Dünyanın en güzel yerleri burası imiş.Yalnız bu memleketlerde düğün olmuyor.İnşallah düşman asker çıkarır da , bizi de götürürler, bir düğün yaparız olmaz mı?
Kadir’e mektup yazdım.
Valideciğim,evdeki senet vesaireyi kimselere kat’iyyen vermeyin ve sorarlarsa biz
bilmiyoruz deyin.
Çantayı al i sandığa koy.Ben sana vaktiyle anlatmış idim, bu dünya böyledir.
Fakat sen merak etme. O parayı vermese , adliyedeki adam vermezdi.Hani nasıl aldık.
Yalnız zaman ister.

Valideciğim ,çamaşır falan istemem,paralarım duruyor, Allah razı olsun.


Oğlun
Hasan Etem
4 Nisan 1331
(17 Nisan 1915)
  Alıntı ile Cevapla
Alt 09-02-2007, 11:25   #7
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

ÇANAKKALE SAVASLARINDAN MENKIBELER

Çanakkale Savaşlarında efsanelerle gerçekler birbirinden şekilde
İç içe, sarmaş dolaş olmuş,olaylar garip, hikmetli ve sırlarla gelişmiştir.


Çıkartmayı önleyen bulut:

25 Nisan 1915 sabahı Haçlı Orduları gibi İngiliz ve Fransız orduları
silahlanıp, gemilerle askerlerini çıkartmaya başladılar. Filikalarla denize ve kıyılara asker taşınmaktadır . Bu sırada havada büyükçe bir bulut
belirdi , süratle deniz üzerine inip bölgeyi görünmez yaptı . Filikalar görünmedi . Bombardıman durdu . Sis görüşü engelliyordu. Tekrar gemilere bindirilen askerler gemilere çekilmek zorunda kalmıştı.

Çanakkale Savaşı gibi insanlığın kaderini tayin eden savaşa belki
de ilahi güçler müdahale etmişlerdi.

Askerin aşı:

1915 Mayıs’ında savaş bütün şiddetiyle sürüyor savaşa gidemeyen
birkaç kişi Kilitbahir’de yaşıyordu. 15 yaşlarındaki Zeynel’de herkese yardım eden ve burada yaşayan biriydi.Bir nine Zeynel’den Maydoz’a gidip asker karavanasından yemek getirmesini ister.Zeynel Maydoz’a gider.Mutfağı görünce hayretler içinde kalır.Aş kazanlarının başlarında birer yaşlı asker duruyor, ayaklarını kazanların altlarına ızatmışlar ve parmak uçlarından alevler fışkırıyordu...
  Alıntı ile Cevapla
Alt 09-02-2007, 11:25   #8
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

“Onbinlerce askerin karın doyurdukları aş! Böyle ****suz , böyle
dumansız mucizevi ateşte pişiriliyor.”

Bir testi su:

1915 Temmuz’unun sıcapında bir alay cepheye gidiyor.Eceabat’dan
ayrılan askerler bir çeşme önünde nur yüzlü bir ihtiyarın ikramıyla karşılaşırlar.

-“Askerlerim,evlatlarım su soğuktur,tatlıdır, doldurun mataralarınızı
“der. Mataralara dolar sular içilir fakat o testideki su bitmez!Koca alay su içer yine bitmez. Askerler hayretler içinde kalır . Genç bir asker ihtiyarın ellerine sarılır:
“Baba adını bağışla” der.

İhtiyar –“Kilitbahir’de otururum. Adım Kaşıkçı Dede’dir “der. Fakat
Yara alırsan üzerine matarandaki sudan dök , iyileşirsin.” Der.

Boğazı havadan geçen yaralı asker:
  Alıntı ile Cevapla
Alt 09-02-2007, 11:25   #9
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Çanakkale savaşlarında Alçıtepe köyünde 28 Nisan ve 8 Mayıs
Savaşları çok şiddetli geçer. Bu savaşlarda Mülazım Hüsnü yaralanır.
Kilitbahir’de limana geldiklerinde korkunç bir yağmur kara bulutlar şiddetli bir rüzgar vardı. Sandalla Çanakkale’ye geçmek imkansızdır. Hava kararmıştır. Mülazım Hüsnü kendi kendine mırıldanır.

-Yaradanım benim halimi gör, isterse herşeyi veren sensin” der. O
anda nur yüzlü bir ihtiyar, Sandalcı Hüseyin dayıyı çağırır. Hüseyin dayı şaşırmıştır. Derviş ihtiyarestur diyerek sandalı çözer. Yaralıyı sandala yerleştirirler. Limandakiler hayret içinde bakarlar. Sandalın geçtiği yer iki tarafından süt liman, kaymak gibiydi. Sanki fırtına yoktu,dalga yoktu.
akıntı yoktu.Hüseyin dayı hiç yorulmadan karşıya geçti.Hasta hastaneye
yetiştirildi.Hüseyin dayı soranlara:

-“Vallahi ne söylesem ilk dalgada kayık havaya kalktı , havada mı
gittik denizde mi bilmiyorum?Bildiğim bu kadar!” diyebildi.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 09-02-2007, 11:26   #10
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Kaybolan İngiliz Alayı:

10 Ağustos 1915 günü savaş bütün şiddetiyle devam ediyor, 21
Ağustosta düşman Küçük Anafartalar’a ilerlemekteydi. Alay Damakçı
Bayırına doğru yürüdüyordu. Karlılarındaki tepede garip soluk bir bulut vardır. Alay da bulutun içine yavaş yavaş girer Görgü tanıkları Y.Zelanda Birliği askerleridir. Bulut tüm askerleri kapattıktan sonra birden havalanır , birden oluşan 7-8 diğer bulutla birşleşir, filo halinde Trakya üzerine uçar. 267 İngiliz askeri ortada yoktur. İnsanlar ne görebilmiş ne de duyabilmişlerdir?

Askerler kayıp sayıldı.



  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 01:30 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580