![]() | |
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
|
![]() | #1 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Bu konuda bir başka küçük fıkra durumu bir başka açıdan, olumsuz kişiler yönünden daha iyi değerlendirmemize de yardımcı olacaktır. Osmanzade Hamdi'nin ağzından Banoğlu aktarıyor: --İsmi lazım değil, böylelerinden biri, bir gün tesadüfen sofrasında bulunuyordu. Onu göstererek, sofradakilere dedi ki: --Bu zatı tanır mısınız? Devri Hamidi'de Padişahın meddahıydı. ..Meşrutiyet olunca, onun aleyhinde bulunarak, İttihat ve Terakki'ye sokuldu. Onlar da düşünce, aleyhlerinde demediğini, yazmadığını bırakmadı. Şimdi bizden görünüyor. Fakat bizim de arkamızdan kimbilir neler söyleyecek!-- Biz bu sözlere sanki kendimiz muhatap oluyormuşuz gibi, renkten renge girerken, asıl muhatap olan zatı şerif ise: --Allah ömürler versin Paşam...-- diye yaltaklana yaltaklana yılışıyordu. Atatürk'ün --kötü-- bilerek, sevmediklerini de bazen kullanmakta müamahakar davranışının, herhalde, bizce meçhul, bir sebep ve hikmet vardı.-- (Banoğlu, 1954-b:94). İnsanları değerlendirmesi hem olumlu, hem de olumsuz kişiler için nesnel ve başarılıydı. Şu örnek de başka bir olumlu değerlendirmenin öyküsüdür: --Birinci Meclis'in kuruluşundan kısa bir zaman sonra asilerin Nallıhan'da, kaymakamı balta ile kestikten sonra, Ankara üzerine yürüyecekleri şayi olmuştu. Meclis azaları, Mustafa Kemal Paşa'ya başvurdular. O da bilatereddüt, --Refet Bey'i (Paşa) gönderelim. Başka çaremiz yok... Bu işin hakkından ancak o gelebilir-- dedi. | ||
![]() |
![]() |
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ![]() |