![]() | |
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
![]() | #11 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Öte yandan, kendi yeteneklerini ve gücünü küçümsemek de bir lider için bağışlanmaz bir yanlış olarak ortaya çıkar. Bir başka deyişle, büyüklük kompleksi bir lider için ne denli zararlıysa, dozu kaçırılmış bir tevazu da o denli engelleyici olur. Çünkü o zaman, yapılabilecek işler başarılamaz, ulaşılabilecek hedeflere varılamaz. Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliği, devrim toplumbilimi açısından değerlendirirken, hiç kuşkusuz, kendisinin bu liderliği nasıl gördüğü, nasıl ürettiği ve nasıl kullandığı çok önemli ögeler olarak ortaya çıkar. Bir liderin kendisini nasıl gördüğünü bilmeden, onun liderlik eylemini değerlendirmek olanaksızdır. Atatürk'ün yaşamı dikkatle incelendiğinde, liderlikle ilgili tutum ve davranışları üç ayrı bölümde insanın gözüne çarpar. Birinci bölüm, hazırlık aşamasıdır. İkinci bölüm, kendisinin kendi bireysel niteliklerini nasıl gördüğü ve değerlendirdiğidir. Üçüncü bölüm ise, topluma mal etmek, ulusal niteliğe büründürmek istediği değerlerle ilgili davranışlarıdır. ::::::::::::::::::: 1) Hazırlık Aşaması Mustafa Kemal Atatürk, her durumda ve her fırsattan yararlanarak, kendisini liderliğe hazırlamıştır. Mustafa Kemal'in ilk şansı Selanik'te eski usul mahalle mektebine gitmek yerine, o zamanki koşullara göre devrimci bir eğitim uygulayan Şemsi Efendi'nin okuluna gitmesidir. Ezbercilik yerine aktif metodu uygulayan Şemsi Efendi, okulun bir de kız bölümünü açmış aydın bir eğitimciydi. 1873 yılında Selanik'te valiliğe başlayan Mithat Paşa, başarılarından dolayı, kendisine Padişah nişanı bile verdirmişti. İşte Atatürk'ün 10 Ocak 1922 tarihli Vakit'de yayınlanan kendi anılarına göre, evde annesiyle babası arasında bir tartışma konusu olan okul seçimi, sonunda, böyle bir okula gitmesiyle noktalanmıştı (Baydar, 1967:30) . | ||
![]() |
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ![]() |