![]() | |
| Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
| | #11 | ||
| Guest
Mesajlar: n/a
| Ulusla Bütünleşen Lider Buraya dek, Mustafa Kemal Atatürk'ün kendi liderliği konusunda, önce çok dikkatle hazırlandığını, sonra, toplumsal ve çevresel koşulları çok iyi değerlendirdiğini, bu arada kendi karizmasının yaratılmasına özenle katkıda bulunduğunu gördük. Şimdi bu karizmayı nasıl kullandığını irdeleyelim. Burada hemen iki noktayı vurgulamak gerekiyor: Birinci olarak, Mustafa Kemal Atatürk'ün bütün yeteneklerine ve kendisinin bunları özenle çevresine sunmasına karşın, sürekli olarak, doğaüstü, insanüstü gösterilmesine karşı çıktığını belirtmeliyim. İkinci olarak da, hem kendisinin, hem de çevresinin kanıtladığı ve tüm topluma sunduğu (doğaüstü ya da insanüstü olmamakla birlikte) --olağanüstü-- kişiliğini ve özelliklerini Türk toplumuna mal etmek istediğini kaydetmeliyim. Şimdi, Atatürk'ün kendi --keramet-- ine karşı tutumunu belirleyen bu iki ögeye daha yakından bakalım. Her şeyden önce, bu iki niteliğin, yani kendisinin de herkes gibi bir insan olduğunu vurgulamasının ve özelliklerini tepluma (daha doğru bir deyişle, Türk Ulusu'na) mal etmek istemesinin, aynı ilkenin iki ayrı yansıması olduğu belirtilmelidir. Bu ilke, liderliği dahil olmak üzere, bütün eylemini yeni bir toplum yaratmaya yöneltmiş olması ve bu yöneltme içinde Türk ulusçuluğunu işlevsel bir araç olarak kullanmakta bulunmasıdır. Bir başka deyişle, Mustafa Kemal Atatürk için, liderliği dahil tüm nitelikleri, ancak, yaratmak için çaba harcadığı yeni toplumun üretilmesinde işlevsel olduğu oranda anlam taşımaktadır. Çünkü, bir açıdan, kendisiyle yeni Türk toplumu tam bir özdeşlik içindedir. Böylece, kendisinin yüceltici nitelikleriyle, toplumun yüceltici nitelikleri tam bir bütünleşme gösterir. Lider ile toplum ve bu toplumun tam bir simgesi olan Ulus, birbiri içinde erimişler, tarihe birlikte geçmişlerdir. Atatürk, bu işi başaran kişi olarak, olayın tam bilincindedir. Bu nedenle de, kişisel nitelikleriyle, ulusal nitelikleri bütünleştirmeye özel bir özen göstermiştir. Bu özenin altında, yeniden güçlendirmeye çalıştığı Türk Ulusçuluğu'nu pekiştirnıek arzusunun bulunduğu gözden kaçmamalıdır. Bir yandan --olağanüstü-- niteliklerini vurgularken, öte yandan, en önemli niteliğinin --Türk Ulusunun bir bireyi olmak-- biçiminde ortaya konulacağını öne sürmesinin başka nedeni olabilir mi? . | ||
|
| Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ![]() |