![]() | |
| Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
| | #11 | ||
| Guest
Mesajlar: n/a
| Hepimizin ve demin dimdik gülümseyen seymenin bile gözleri doluyordu.-- (Arıburnu, 1976:115-117) . Gerek kendi karizmatik liderliğini vurgulaması, gerekse kerametin kendinde değil, ulusunda ve ona inananlarda olduğunu belirtmesi bu öyküde çok açık bir biçimde görülmektedir. Ayrıca, dikkat edilmesi gereken bir nokta da, Behçet Kemal'in olayı anlatış biçimi ve daha da önemlisi, olayın onun gibi yetenekli bir şair-yazarın önünde geçmiş oluşudur. Atatürk Bizden Biridir Ulusuyla bütünleşme yöneliminin en tipik göstergelerinden biri de şu kısa öyküde belirlenir: --Cumhuriyetin onikinci yıldönümü için bir sıra dövizler hazırlanmıştı. Bunlar içinde şöyleleri vardı: --Atatürk bizim en büyüğümüzdür--, --Atatürk bu milletin en yücesidir--, --Türk Milleti asırlardır bağrından bir Mustafa Kemal çıkardı--. Listeyi dikkatle gözden geçirdi. Bunlar ve bunlara benzeyenleri çizdi. Hepsinin yerine şunu yazdı: --Atatürk bizden biridir..-- -- (Banoğlu, 1954-b:11). Mustafa Kemal Atatürk gerek liderlik niteliklerini, gerekse bu niteliklerle ulusal özelliklerin bütünleşme gerekliliğini çok iyi biliyordu. Bandırma vapuru Karadeniz'e çıkmadan önce son kez durdurulduğunda, Mustafa Kemal sorar: --Bu herifler niçin gelmişler?-- Kaptan bu soruya işgal devleti subaylarının silah ve cephane aradığını söyleyince şu yanıtı verir: --Sersem herifler, cephane ve silah değil, biz kafa götürüyoruz! -- (Banoğlu, 1954-a:87). Bu yanıtta bütün bir plan, program, bütün beklentiler ve ihtiraslar yatmaktadır. | ||
|
| Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ![]() |