![]() | |
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
![]() | #91 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Bir Italyan yazar, onun Kanunî tarafindan karsilanisi ve kendisine yapilan ihsanlar hakkinda epey bilgi verir. Buna göre Kanunî, sadece onun Cezayir hâkimi olmasini tasdikle kalmaz, ayni zamanda kendisini devetinin dördüncü derecedeki pasasi ve donanmanin bas komutani olarak tayin eder. Daha sonra da amiral gemisine çekmesi için devlet sancagini, Kaptanpasa kilicini ve elbisesini, diger masraflari için de 80.000 sultanî ve nihayet sahsî muhafizlari olarak da yeter sayida yeniçeri verir. Filhakika Barbaros, sifahî olarak kendisine genis yetki verilen bir divan toplantisinda, Osmanli donanmasinin zayif noktalarini ciddi bir sekilde tenkid etmisti. Ona göre Ispanyol donanmasina yetismek, hatta onu geçmek için, Osmanlilarin sahip olduklari az sayidaki fakat agir gemilere ilaveten küçük ve kolayca hareket edebilen gemiler insa etmek gerekiyordu. Deniz savaslarindaki yeni teknik karsisinda bu eski kadirgalar ve bu agir kürekler, gemilerin hareketi aninda hafif kadirgalarin güçlükle manevra yapmalarina sebep olduktan baska, sür'atli düsman gemilerine karsi kolay bir hedef teskil ediyorlardi. Gerçi ates kudreti olan kadirgalar ihmal edilemezdi, fakat onlari himaye etmek için kalyon ve fustalar lazimdi. Ibrahim Pasa, Haleb'de icra edilen bu merasimden sonra onu tekrar Istanbul'a gönderir. Pâdisahin, Hayreddin Pasa'yi Haleb'e göndermesi, serasker olmasi itibariyle bütün azil ve tayinlerin vezir-i a'zamin selâhiyeti dahilinde olmasindan ileri gelmistir. Bu olay, Osmanli idare sisteminde vazife ve selâhiyetlerin taksimi ile bunlara nasil riayet edildigini göstermektedir. Devletin basi olmasi hasebiyle sinirsiz yetkilere sahip oldugu zannedilen hükümdar, baskalarina ait olan yetkileri kullanmayi aklindan bile geçirmemektedir. Bu sebeple beylerbeyilik tayin ve hil'atini almak için Barbaros'u, Istanbul'dan Haleb'e göndermektedir. | ||
![]() |
|
![]() | #92 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Kanunî'nin, kendisini Istanbul'a davet eden hatt-i humâyûnunu alan Barbaros, Cezayir'de gereken tertibati aldiktan sonra yerine evlatligi Kara Hasan Aga'yi vekil ve Ramazan Çelebi ile Haci isminde birini ona müsavir birakarak on (veya 20) çektiriden mürekkeb bir filo ile yola çikar. Deniz yolunda rastladigi Deli Yusuf komutasindaki on alti çektiriyi de beraberine alip Sardunya ile Korsika adalari arasindaki Bonifaçyo Bogazindan geçip Sicilya adasina bugday götüren on sekiz gemiyi zapt ile yükünü ve mürettebatini aldiktan sonra gemileri atese verir. Bu muharebe esnasinda Deli Yusuf sehid olmustu. Ele geçen esirlerden Andrea Doria'nin elli parça gemi ile Koron'a gittigi ögrenilince sür'atle hareket edilerek Preveze'ye gelindiginde Andrea Doria'nin alti gün önce Italya'ya kaçtigi haberi alinir. Onun gerçek büyüklügü ve fedakârligi ile Istanbul'a dogru yelken açisi ve yoldaki faaliyetleri özetle su ifadelerle nakedilir: " O zamanlar bir zamandi ki, Barbaros denen bu namli yigit, çocuk yasinda adim attigi kalyonundan, "Daldi Rahmet Denizine Kaptan" tarihinin düsürüldügü ecel gününe kadar hemen hemen altmis sene, çikmadan yasadi. Gece demeden, gündüz demeden evsanevî bir su kusu gibi karalara vurdu, dalgalar ile güresti. Ufuktan ufka yelken açip, yâre de agyâre de karsisinda el baglatti. | ||
![]() |
![]() | #93 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Onun büyük kudreti, büyük söhreti ve insan gücünün üstündeki kahramanlik hikâyelerinin en asîl ve en hürmete sayan olani, süphe yok ki, Cezayir gibi bir ülkeyi ele geçirip müstakil bir devlet reisi olmusken, tahtini da, bahtini da bir Türk - Müslüman birliginin agirlik merkezi olan Osmanli Imparatorlugu emrine verip, ölünceye kadar kendini bu birligin hizmetine adamis olmasidir. Ama, bir ülke teslim etmek üzere taht sehrine gelen Barbaros'un Pâdisah'a hediyesi, sadece Cezayir degildi. Önüne katip getirdigi iki bin esirin ellerinde bir devlet hazinesi tutarinda hediyeler de bulunmakta idi. Esâsen muzaffer ve hamiyetli kaptanin Istanbul'a gelisi, devlet tarafindan paha biçilmez sanina ve insanligina lâyik olan bir senlik ve zafer alayi ile kutlanacakti. Cezayir'den kirk kadirga ile hareket ederek yol boyunca, kahramanliginin tomarina yeni yeni zaferler ilave ede ede gelmek isteyen Barbaros, Italya sahillerini hizalayarak, Elbe ve Sardunya adalarini vurduktan sonra Cenova'ya da ihrac yaparak kiyilari yagmalayip Sicilya'ya geçti. Sanki daracik Mesina Bogazi, sarayinin bir dehlizi imis gibi tasasizca ilerlerken, bu arada karsilastigi bir Ispanyol kalyonunu da imha etmis bulunuyordu." | ||
![]() |
![]() | #94 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Barbaros, Kaptanpasaliga getirildikten sonra Ispanyollar'in öncülük ettigi Avrupa ittifakini yenip, Akdeniz'de Osmanli üstünlügünü kurabilmek için bir yandan güçlü ve düzenli bir donanmanin kurulmasina çalisirken, öte yandan da V. Charles'a karsi Fransa ile isbirligi yapilmasina önem vermistir. Barbaros, Istanbul'a döndükten sonra tersanede gemi insasiyle mesgul olur. Bundan sonra l534 senesinin Agustos ayinda 80 (veya 84) parçalik bir donanmanin basinda Istanbul'dan ayrilip denize açilan Hayreddin Pasa, Italya'nin güney sahillerindeki Reggio, Sperlonga ve Fondi gibi sehirlere baskinlar düzenler. Onun bu hareketi, Andrea Doria'yi kendi üzerine çekmek içindi. Ancak Doria'dan bir ses çikmayinca Tunus üzerine yönelir. Bu esnada Tunus'u elinde bulunduran Beni Hafs Hânedani'na mensub Mevlay Hasan kaçmak zorunda kalir. Osmanlilarin Tunus'a hakim olmalari, Akdeniz hâkimiyeti için önemli bir adim idi. Akdeniz'in Türk hâkimiyetinde olmasi, Avrupa deniz ticareti için büyük bir darbe idi. Bu sebeple Akdeniz'deki denizci devletler Sarlken'e müracaatla onu Osmanlilar'a karsi kiskirtmaktaydilar. Bunlara, Rodos Adasi'ndan kovulan Saint Jean sövalyeleri de katilmisti. Öbür taraftan Mevlay Hasan da Sarlken'e müracaatta bulunmustu. Bunun üzerine bizzat Sarlken'in de bulundugu ve Doria komutasindaki büyük Haçli donanmasi Halkulvad'i ele geçirmeyi basarir. Lütfi Pasa (Tarih, 356), Tunus Hâkimi'nin Sarlken'e müracaatini anlatirken "Memleket senin, ben dahi senin, iste Rumiler gelüp hile ile memlekete müstevli oldular. Ve sizin komsulugunuza geldiler, bugün bize ittiler, irte size iderler" diye sekva idicek Ispanya dahi nice yüz pâre gemiler donadup ve binefsihi kendisi binüp gelüp" ifadelerini kullanir. Halkulvad'dan sonra Tunus alinir. Bu esnada her taraf yagmalandigi gibi büyük bir katliam yapilir. Bu harpte Mevlay Hasan Sarlken ile birlikte bulunmustu. Onun, Tunus halkina gönderdigi mektuplar, kalenin düsmesinde büyük rol oynamisti. Sarlken sayesinde Tunus sultanligini tekrar elde eden Hasan, bes sene daha Ispanyollar'in himayesinde kalmis, bes sene sonra oglu tarafindan hal'edilmistir. Bu sirada Barbaros sehri terkederek Cezayir taraflarina çekilmis bulunuyordu. Bu olayin akabinde Barbaros karsi taarruza geçerek Balear adalarini basar. Bundan hemen sonra da Irakayn seferinden dönmüs olan Kanunî, kendisini Istanbul'a çagirir. Daha sonra donanmanin basinda Kaptanpasalik ile Pulya sahillerine gönderilir. Zira bu dönemde Venedik ile olan münasebetler bozulmaya baslamisti.3. Korfu SeferiVenedik Cumhuriyeti, devamli olarak iki tarafli bir siyaset takib ediyor, firsat buldukça da Osmanlilarin aleyhine ittifaklara girmekte bir sakinca görmüyordu. Bilhassa deniz savaslarinda Sarlken ile ittifak ediyor ve zaman zaman da Türk ticaret gemilerini vuruyordu. Bu arada, ahidnâme hükümlerinin yerine getirilmesi için elçi olarak Venedik'e gönderilen Tercüman Yunus Bey, Sarlken'e karsi I. François ile ittifak yapmalari tavsiyesinde bulunmus, ancak bu teklif Venediklilerce kabul edilmemisti. Onlar, Kanunî'nin teklifini kabul etmemekle kalmadiklari gibi gemileri ile geri dönmek üzere yola çikan Yunus Bey'e tecavüze yeltenirler. Bu hareket , Venedik'in düsmanca olan tavrini açikça ortaya koymustu. Aradaki dostluk antlasmasina ragmen Venedik'i Osmanlilar'a karsi hasmâne bir tavir takinmasina, Papa III. Pol'un faaliyetleri sebep olmustu. Zira Papa, Türkler'e karsi Hiristianlari bir araya topamak isteyerek Sarlken ile Fransa Krali I. François'in arasini bulup on senelik bir mütareke yaptirmisti. Venedik te l537 yilinda bu ittifaka dahil olmustu. | ||
![]() |
![]() | #95 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Kanunî'nin, Irakayn seferinden dönüsünden sonra Istanbul'daki tersanelerde yeni gemilerin insasina baslanir. Bu arada gerekli asker ve malzeme temin edilir. Nihayet l Zilhicce 943 (ll Mayis l537)'de Vezir Lütfi Pasa ile Barbaros Hayreddin Pasa idaresindeki donanma denize açilir. Bir hafta sonra da Kanunî, yaninda iki oglu Selim ve Mehmed bulundugu halde ordu ile karadan hareket eder. Donanma Otranto civarina çikarma yapmakla mesgul iken Andrea Doria'nin Osmanli bandirali on ticaret gemisinden mütesekkil bir filoya hücum ettigi haberi alinir. Barbaros derhal onun üzerine hareket ettiyse de Doria'yi yakalayamaz. Zira Ispanya emrindeki bu Cenevizli Amiral, Barbaros'un karsisina çikmaktansa kaçmayi tercih ederek kurtulabilecektir. Doria'yi yakalamakatna ümidini kesen Barbaros idaresindeki Osmanli donanmasi, Pulya sahillerinden dönmüs olan Lütfi Pasa ile birleserek Preveze'ye gelir. Beri taraftan kara ordusu Avlonya'ya varmis, ardindan da sefer Venedik üzerine çevrilmisti. Kanunî, Lütfi Pasa'ya Venedikliler'e ait Korfu'nun muhasara edilmesini emr eder. Bunun üzerine Lütfi Pasa, Korfu adasi üstündeki müstahkem San Angelo kalesini kusatmakla mesgulken, Kanunî de Korfu adasi karsisindaki Bastia'da karargâh kurmustu. Mücadele bütün siddetiyle sürerken Pâdisah, Ayas Pasa'yi göndererek kusatmanin kaldirilmasini emreder. Lütfi Pasa ve Barbaros'un, kalenin her an düsebilecegi ve kusatmasinin kaldirilmamasi yolundaki itirazlari kabul edilmez. Kaynaklar, Pâdisahin bu ani kararinin sebebini havalarin sogumasi ve kusatma zamanin geçmis olmasi ile izah etmeye çalisirlar. Ancak burada baska bir noktaya da temas ederler . Buna göre kusatma esnasinda bir top mermisi askerin içine düser. Bu yüzden dört gazi sehid olur. Bunun üzerine Pâdisah: " Bir mücahid kulumu böyle bin kaleye vermem" diyerek kusatmayi kaldirir. Kusatmanin kaldirilmasindan sonra ordu 22 Kasim l537'de Istanbul'a döner. Bununla beraber Barbaros, Akdeniz'de Venedikliler'e karsi harekâta devam ederek bazi adalari vurdugu gibi bazilarini da zapt eder. 4. Preveze Zaferi Barbaros Hayreddin Pasa'nin, Adalar seferinden döndükten sonra tersanedeki gemi insasina hiz verdigi bir sirada Kanunî de Bogdan seferine çikmak üzere hazirliklara baslar. Preveze zaferinin kazanildigi l538 senesinde Osmanlilar, karada ve denizde üç ciddi harekâti birden baslatmislardi. Bir taraftan Kaptan-i Derya Hayreddin Pasa ikinci adalar seferine hareket ediyor, öbür taraftan Misir valisi Hadim Süleyman Pasa Hind seferine çikiyor, beri taraftan da Kanunî, ordu-yu humâyunla Bogdan'a yürüyordu. Ayri ve birbirinden çok uzak sahalarda icrâ edilen bu büyük tesebbüsler, Osmanli Devleti'nin iktisadî ve askerî gücünün ne kadar büyük oldugunu gösterir. | ||
![]() |
![]() | #96 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| l538 senesi kisinin sonlarina dogru Kanunî, vezirlere kendi masraflari ile hazirlayip techiz etmelerini emreyledigi l50 gemi henüz hazir degilken, Barbaros Hayreddin Pasa'ya denize açilmasini emreder. Bu arada Andrea Doria'nin Girit'e geldigi haberini alan Barbaros, 40 gemi ile 9 Muharrem 945 (7 Haziran l538) günü Istanbul'dan hareket edip Akdeniz'e açilir. Kendisine 3.000 yeniçeri ile deniz ümerâsindan olan bazi sancakbeyleri (Kocaeli Beyi Ali Bey, Teke sancagi Beyi Hurrem Bey, Sayda sancak Beyi Ali Bey ve Alaiye Beyi Mustafa Bey) katilmislardi. Bilindigi gibi, Ege Denizi'nin kontrolü bakimindan oldukça önemli olan Girit, o dönemlerde Venediklilerin elinde bulunuyordu. Barbaros komutasindaki Osmanli donanmasi, Ege'de bazi hareket ve fetihlerde bulunduktan ve Istanbul'dan bekledigi 90 gemi ile Salih Reis'in Misir'dan getirdikleri de kendisine iltihak ettikten sonra Girid'e ugrayarak adanin bazi mevkilerine asker çikarir. Donanma daha sonra Preveze'ye yönelmek için buradan ayrilir. Bu esnada Rodos civarindaki bazi adalara da ugrar. Donanma Modon açiklarinda iken Andrea Doria'nin Preveze'yi zapta çalistigi, fakat sonradan kusatmayi kaldirarak müttefik Haçli donanmasinin harekat üssü olarak kararlastirdigi Korfu'ya çekildigi haberi gelir. | ||
![]() |
![]() | #97 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Gerçekten, Barbaros'un Ege ve Akdeniz'deki faaliyetleri, Sarlken'i harekete geçirmisti. Papa da Osmanlilar'in aleyhinde ittifak yapilmasi hususundaki çalismalarina hiz vermisti. Osmanlilar'in, Ege'deki bu harekâti üzerine Korfu'da toplanan Venedik donanmasina, Alman, Ispanyol, Portekiz, Malta, Ceneviz ve Papalik gemileri de yardima gelecekti. Bu ittifaktan dolayi öyle bir donanma toplanmisti ki, tarih, o zamana kadar bu büyüklükte bir donanmaya sâhid olmamisti. Bu durumu haber alan Barbaros, bir kesif kolu göndererek düsmanin durumunu ögrenir. O, bu kadarla da etinmeyecek gönderdigi bir iki gönüllü gemisi ile "kâfir yakasina gönderip dil (esir)" aldirmis ve bunlari Bogdan seferinde bulunan Pâdisah'a göndermisti. Müttefik bir donanma meydana getiren düsmanin durumunu ögrenen Barbaros, Preveze'ye dogru hareket eder. Emrinde l22 kadar gemi vardi. Andrea Doria'nin idaresindeki Haçli donanmasinin savas yapabilen (savas gemisi) gemi mevcudu ise 302 idi. Bunlardan l62'si kadirga idi. Bu gemilerde 2500 top ve 60.000 asker vardi. Su halde sayi itibariyle Osmanli donanmasi düsmana nazaran üçte bir oldugu gibi top itibariyle de onaltida birdi. Bundan baska Barbaros idaresinde bulunan Osmanli donanmasinda 8.000 cenkçi askere karsi müttefiklerin gemilerinde forsalar hariç altmis bin asker bulunuyordu. Asker, silah ve gemi üstünlüklerine magrur olan Haçli reisleri, kudretlerinin azameti karsisinda zaferden o kadar emindiler ki, kisa bir müddet sonra gerçeklesecek olan galibiyet ve basarilarinin meyvelerini pesin olarak yani daha savas baslamadan önce paylasmislardi. | ||
![]() |
![]() | #98 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 24 Eylül l538'de Preveze önlerine gelen Barbaros, harp vaziyeti alir. Bir gün sonra Preveze önlerine gelen Doria da Barbaros'un bulundugu yerin iki mil açigina demir atar. Andrea Doria, Barbaros'u Preveze'den çikarip savasa girmeye mecbur etmek için 27 Eylül'de Inebahti'ya hücumda bulunmak üzere harekete geçer. Ayni günün sabahi Osmanli donanmasi da Korfu istikametinde harekete geçmisti. Günes yükseldiginde müttefik Haçli donanmasinin komutani olan Doria, Osmanli donanmasini arkasinda görüp sasirir. Bu saskinligi ile savasa girip girmeme hususunda tereddüdler geçirir. Bu saskinligindan biraz kurtulduktan sonra harp vaziyeti alir. Iki taraf Ayamavra Adasi'nin bati kiyisinda üç dört mil açikta karsi karsyia gelirler. Bunun üzerine Barbaros, alinacak tedbirleri kararlastirmak üzere harp meclisini toplar. Sonra da donanmaya harp nizami aldirir. Bu muharebede Osmanli donanmasi hilâl seklinde tertibat alir. Arkada Turgut Reis idaresinde ihtiyat kuvvetleri bulunuyordu. Osmanlilar'in hilâl nizamina karsilik Haçli donanmasi, borda nizami almis ve birbiri arkasinda üç saf teskil etmisti. Bu sirada rüzgârin güneyden esmesi, Osmanlilar için büyük bir tehlike meydana getiriyordu. Bunun üzerine Barbaros Hayreddin Pasa, Kâtib Çelebi'nin ifadesine göre Kur'an-i Kerim'den âyetleri yazdirdigi varaklari (sayfalari) derya yüzüne serptirip Cenab-i Hakk'a tazarru ve niyazda bulunur. Duasi ind-i Ilâhî'de kabul olunmus oacak ki, rüzgâr hafifleyip yön degistirir. Kâtib Çelebi, Tuhfetu'l-Kibâr fi Esfari'l-Bihar adli eserinde yukaridaki ifadelerine sunlari da ilâve eder: " Bu kissadan hisse sudur ki, serdar olanlar, yalniz esbab-i cismaniye itibar etmeyüp, kadir olduklari kadar ruhanî sebeplere de riâyet etmelidirler." diyerek muharebelerde mânevî kuvvetin ihmal edilmemesi gerektigine isâret eder. Rüzgârin bu sekilde yön degistirisi, manevra kabiliyeti az olan düsman gemilerinin hareketlerini yavaslatir. | ||
![]() |
![]() | #99 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Barbaros, gemilerini kivrik bir hançer (hilâl) seklinde yan yana dizerek savas düzeni alir. Sag kanat komutanligini Turgut Reis'e, sol kanadinkini de Sâlih Reis'e vererek kendisi ortada yer alir. Düsmanin sayica üstünlügü karsisinda bir yarma harekâtina girisen Barbaros, müttefik Haçli filosunun gerilerine kadar ilerler. Büyük bir hayret ve saskinlikla Osmanli donanmasinin kendisini çevirdigini gören Doria, ancak ertesi gün (28 Eylül) donanmasini harekete geçirebilir. Böylece, büyük bir bozguna ugratilan müttefik donanmasinin otuz alti teknesi ele geçirildigi gibi 2l75 de esir alinir. Bu savasta Türk donanmasinin kayiplari ise oldukça azdi. Doria'nin her türlü savas taktigine, ayni sekilde karsilik veren Barbaros, küçük bir kuvvetle büyük bir zafer kazanir. Gece karanliginin basmak üzere oldugu bir sirada Doria, bir donanma için hem serefsizlik, hem de ugursuzluk alâmeti olan fener söndürme emrini vermisti. Böylece o, gecenin karanligindan istifade ederek kaçmayi basarir. Barbaros'un bu muharebede cesaretle tatbik ettigi yarma harekâti, daha sonra pek çok meshur amirale örnek olur. Gerçekten, Hiristiyan Avrupa'nin çikarabilecegi en büyük deniz gücü, bes saat içinde tamamen tahrib edildigi gibi, Akdeniz hâkimiyeti de Osmanlilarin lehine olarak kesin bir sonuca baglanmisti. Preveze zaferiyle Dogu Akdeniz'den sonra Orta Akdeniz bölgesinde de Osmanli hâkimiyeti saglanmis olur. | ||
![]() |
![]() | #100 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Anlasildigi kadari ile Avrupa'li bazi yazarlar, bu savasi küçümsemeyi bir âdet hâline getirmislerdir. Böylece, Doria'i düstügü durumdan kurtarmaya gayret ederler. Bununla beraber Osmanlilarin bu zaferle denizlerde nasil bir prestij kazandiklarini da söylemeden edemezler. Nitekim, "Muhtesem Süleyman" diye bir eser yazmis bulunan Renzo Sertoli Salis, Osmanlilarin denizlerdeki basarisindan bahs ederken: "Türklerin stratejik ve taktik zaferi, onlarin denizlerdeki prestijini bir parça artirmisti. Süleyman, adam seçme hususundaki kabiliyeti sâyesinde, o zamana kadar Osmanli sultanlarinin ihmal etmis olduklari bu prestiji kazanmasini bilmisti" der. Bogdan seferinden dönmekte olan Kanunî, Barbaros'un gönderdigi zafer haberini Yanbolu konaginda iken almisti. Bu haberi müteakip Kanunî, Divan-i Humâyûnu fevkalade bir toplantiya çagirarak zafernâmeyi okutturmustu. Sultan, bu zaferi, bir kita büyüklügünde olan ülkesinin her tarafina duyurarak senlik ve dualarla kutlanmasini emretmistir. Barbaros Istanbul'a dönünce halkin coskun tezâhüratiyle karsilanmisti. Bizzat kendisi Sultan'a bütün detaylari ile muharebeyi anlatmisti. Bilhassa yabanci kaynaklarin dili ve bakis açilariyla bize Preveze Zaferi hakkinda bigi veren ve onun, Akdeniz tarihinde açilan yeni bir dönemin baslangici olduguna isaret eden A. Büyüktugrul, bu konuda sunlari söylemektedir: | ||
![]() |
![]() |
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ![]() |