Khalkedonlular ve Bizantionlular birbirleriyle dostça geçinip, bastıkları sikkeler üzerine adlarını birlikte koydular. Bizantion’un çevresine surlar inşa edildi. Denizlerle çevrili bir yarımada üzerine kurulu olması nedeniyle, deniz ürünlerinden bolca nasibini aldı. Güvenli bir limanı, tarıma elverişli bereketli toprakları ve deniz ticaret yolları üzerindeki konumu Bizantion’un çok kısa zamanda gelişip zenginleşmesini sağladı. Pek çok istilalara uğrayan Bizantion, M.Ö. 269’da Bithynialılar tarafından yağmalanarak ele geçirildi. M.Ö. 202’de Makedonyalılar’ın tehdidinden korkarak, Bizantion Roma’dan yardım isteğinde bulundu. Bu bir anlamda da Roma’nın bu kente ilk adımıydı. 73 yılında Bizantion Roma'nın Bithynia-Pontus eyaletine bağlandı. İmparator Vespasianus kentin gelişimine katkıda bulundu. 193 yılına gelindiğinde, Roma İmparatoru Septimus Severus, Partlar’ın tarafını tutan Bizantion’u kuşatarak kenti yağmalayıp, surları da yıktırdı. Daha sonra ise surları yeniden inşa ettirip, kenti imar etti. Yeni binalarla sokakları düzenledi. Hipodrom inşaatını başlattı. 269’da kent bu defa Gotlar’ın saldırısına uğradı. Zafer kazanan Gotlar, deniz kıyısına yakın bir yere sütunlarını diktiler. 313’de Nicomedialılar kenti ele geçirdiler. Constantinus, Nicomedialılar’la yaptığı savaşı kazanarak kenti geri aldı |