Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Tarih

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 04-09-2008, 17:27   #1
ยŦยк
 
Constantin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Atatürk Dönemi Diş Politikasi

Atatürk Dönemi’nde Türk Dış Politikasının Temel İlkeleri
Atatürk’ün dış politikasının temel ilkeleri;
• Milli sınırlarımız içinde kalmak ve gerçekleştiremeyeceğimiz emeller peşinde koşmamak
• Bağımsızlığımıza ve sınırlarımıza saygı duyan devletlerle iyi ilişkiler kurmak, diğer devletlerin içişlerine karışmamak ve kendi içişlerimize karışılmasına fırsat vermemek
• Devletlerarası sorunları hukuka dayalı olarak barışçı yollardan çözümlemek
• Ulusun hayatı tehlikede olmadıkça savaşa girmemek
• Milli sınırlarımız içinde herşeyden önce kendi kuvvetimize dayanarak varlığımızı devam ettirmek
• Dış politika ve diplomaside bilim ve teknolojiyi yol gösterici olarak kullanmak ve dünyadaki gelişmeleri göz önünde tutmak
şeklinde özetlenebilir. Atatürk “Yurtta sulh, cihanda sulh” vecizesiyle iç ve dış politikada barışı benimsediğini ortaya koymuştur.
Türkiye – İngiltere İlişkileri
Türkiye ile İngiltere arasındaki ilişkilerin normalleşmesini engelleyen en önemli neden, Türk – Irak sınırının tesbiti anlamına gelen Musul sorunu olmuştur.
Musul bölgesindeki zengin petrol yataklarını bırakmak istemeyen İngiltere, Irak’ta manda yönetimi ilan etti. Lozan Konferansı’nda Türkiye - Irak sınırı görüşülürken Türk heyeti, “Halkın çoğunluğunun Türk olması” nedeniyle, Musul ve Süleymaniye bölgelerinin Türkiye sınırları içerisinde kalması gerektiğini öne sürdü. Irak adına mandater devlet olan İngiltere ise, Musul’un Irak sınırları içinde kalmasında direndi. Bunun üzerine Türkiye’nin bölgede bir halk oylaması yapılması isteği yine İngiltere tarafından reddedildi.
Türkiye, sınırlarını ve bağımsızlığını korumak için her türlü tedbire başvuracağını açıklayarak İngiltere’nin askeri hareketini önlemiştir. Bu dönemde ortaya çıkan Şeyh Sait isyanı Türkiye’yi olumsuz yönde etkilemiştir. Dolayısıyla Şeyh Sait isyanı bir ülkenin içerisinde yaşanan olumsuzlukların dış politikayı olumsuz yönde etkilediğine kanıt olarak gösterilebilir.
İkili görüşmeler sonunda çözülemeyen Musul meselesi, Milletler Cemiyeti’ne götürüldü. Musul meselesini incelemek amacıyla oluşturulan komisyonun önerisiyle Milletler Cemiyeti, Musul’un Irak’a katılması gerektiğini belirtti.
Türkiye Milletler Cemiyeti’nin kararına uyarak İngiltere ile Ankara Antlaşması’nı yaptı (5 Haziran 1926).
Bu antlaşmayla;
• Musul ve Kerkük Irak’a bırakıldı.
• Irak Hükümeti, Musul’a karşılık petrol üzerine konulan verginin % 10’unu 25 yıl süreyle Türkiye’ye vermeyi kabul etti.

Türkiye – Fransa İlişkileri
Fransa ile Türkiye arasında yaşanan sorunların en önemlisi Osmanlı Devleti’nden kalan borçların ödenmesi konusunda yaşanmıştır. Alacaklı ülkeler içinde en fazla pay sahibi olan Fransa’ydı. Bu konuda 13 Haziran 1928’de Paris’te Türkiye ile alacaklı devletler adına Duyun–ı Umumiye İdaresi arasında bir antlaşma imzalandı. Bu antlaşmayla ödenecek borçların miktarı ve ödeme şekli belirlenmiştir. Ancak, 1929’da başlayan dünya ekonomik krizi borçların ödenmesini güçleştirmişti. Bunun üzerine Türkiye, borçların ertelenmesini istemiş ve 22 Nisan 1933’te Paris’te yeni bir borç sözleşmesi imzalanmıştır. Son antlaşma Türkiye lehine olmuş ve borçlarla ilgili sorun çözümlenmiştir.
Lozan Antlaşması’na göre yabancı okullar, Türk kanunlarına ve diğer okulların bağlı bulundukları yönetmeliklere uyacaklardı. Bu durum Fransa ile anlaşmazlıklara neden oldu.
“Türkiye’de bizim okullarımızın sahip olmadıkları ayrıcalığa, yabancı okulların sahip olması kabul edilemez.” diyen Atatürk, yabancı okulların Türk kanunlarına uymasını istemiştir. Yönetmeliklere uymayan bazı okullar kapatılmıştır. Yabancı okullar meselesi Fransa ile iyi ilişkilerin kurulmasını geciktirmiştir.

Türkiye – Yunanistan İlişkileri
Lozan Antlaşması’ndan sonra Türkiye ile Yunanistan arasında en önemli sorun nüfus mübadelesi (değişim) hakkındaki sözleşme ve protokolün uygulanması konusunda yaşanmıştır.
Lozan Antlaşması’nda, İstanbul’daki Rumlarla Batı Trakya’daki Türkler dışında Türkiye’deki Rumlarla Yunanistan’daki Türklerin karşılıklı değiştirilmeleri kararlaştırılmıştır. 30 Ocak 1923’te imzalanan protokolle değişime tabi tutulacak kişilere ait şartlar belirlenmiştir. Tarafsız devletlerin temsilcilerinin de katıldığı mübadele komisyonu kurulmuş, ancak Yunanistan’ın sürekli anlaşmazlık çıkarması yüzünden bir sonuç alınamamıştır.
Bir süre sonra Türk - Yunan ilişkileri gerginleşti. Anlaşmazlık silahlı bir çatışmaya yol açmadan gergin hava yumuşatıldı ve 10 Haziran 1930 tarihinde anlaşma yapıldı. Bu antlaşma ile yerleşme tarihlerine ve doğum yerlerine bakılmaksızın İstanbul Rumları ile Batı Trakya Türklerinin hepsi etabli (yerleşik) sayılmıştır.

Türkiye’nin Milletler Cemiyeti’ne Girmesi
Milletler Cemiyeti, Birinci Dünya Savaşı’nı kazanan devletler tarafından savaştan hemen sonra uyuşmazlıkları barışçı yollardan çözmek, uluslararası işbirliğini geliştirmek, böylece barış ve güvenliği koruyarak yeni savaşları önlemek iddiasıyla kurulmuştu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politikasının temeli barışçı esaslara dayanıyordu. Türkiye komşu ülkelerle dostluk ve iyi ilişkiler kurmuştur.
Türkiye’nin barışçı girişimleri diğer ülkeler tarafından memnuniyetle karşılandı. 1930’dan sonra milletlerarası işbirliğinin önem kazanması, Milletler Cemiyeti’ne ilgiyi artırmıştır. 1932 Temmuz’unda İspanya’nın teklifi, Yunanistan’ın desteğiyle Türkiye Milletler Cemiyeti’ne üye olmuştur (18 Temmuz 1932).

Balkan Antantı
Türkiye Milletler Cemiyeti’ne girdikten sonra Balkan uluslarıyla yakınlaştı. 1933’ten sonra Almanya ve İtalya silahlanarak dünya barışını tehdit etmeye başladılar. Bu gelişmeler sonucunda Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya devletleri arasında Balkan Antantı imzalanmıştır (9 Şubat 1934).
Arnavutluk, İtalya’nın baskısından dolayı, Bulgaristan ise, Makedonya konusunda Yunanistan ve Yugoslavya ile anlaşmazlık nedeniyle antanta katılmadılar.
Balkan Antantı’yla Türkiye batı sınırlarını güvence altına almış ve Türkiye için Balkanlarda barış dönemi başlamıştır.

Boğazlar Sorunu ve Montrö Sözleşmesi
Lozan Konferansı’nda imzalanan Boğazlarla ilgili hükümler Türkiye’nin boğazlar üzerindeki egemenlik haklarını sınırlandırmaktaydı. Türkiye, boğazlarla ilgili bu hükümleri, güvenlik konusunda Milletler Cemiyeti’nin etkili olacağını ve Avrupa’da silahsızlanmanın gerçekleşeceği umuduyla kabul etmişti.
1933’ten sonra İtalya, Almanya ve Rusya silahlanmaya başladı. Milletler Cemiyeti barışı tehdit eden bu gelişmeleri önleyemedi. Bu gelişmeler üzerine kendi güvenliğini garanti altına almak isteyen Türkiye, 10 Nisan 1936’da Boğazlar üzerindeki sınırlamaları kaldırmak amacıyla Lozan Antlaşması’nı imzalayan devletlere birer nota göndererek Boğazlarla ilgili hükümlerin düzeltilmesini istemiştir. Türkiye’nin bu isteği ilgili devletler tarafından olumlu karşılanmış ve İsviçre’nin Montreux (Montrö) şehrinde Montrö Boğazlar Sözleşmesi imzalanmıştır (20 Temmuz 1936).
Montrö Sözleşmesi’ne göre;
– Lozan Antlaşması’nda kurulan Boğazlar Komisyonu kaldırılarak bütün yetkileri Türkiye Cumhuriyeti’ne devredilecektir.
– Lozan Antlaşması ile Boğazların iki yanında askersiz duruma getirilen yerlerde, Türkiye asker bulundurabilecek ve tahkimat yapabilecektir.
– Ticaret gemilerinin her iki yönde Boğazlardan geçişi serbest olacaktır.
– Savaş gemilerinin geçişi ise zaman ve ağırlık bakımından sınırlandırılacaktır.
– Türkiye, savaşa girer veya bir savaş tehlikesi ile karşılaşırsa Boğazları istediği gibi açıp kapatabilecektir.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi’yle;
• Türk Devleti’nin egemenlik haklarını sınırlayıcı hükümler kaldırılmıştır.
• Boğazlarda asker bulundurulması ile Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de önemi artmış ve Türkiye milletlerarası dengede önem kazanmıştır.
• Türk – Sovyet ilişkilerinde ayrılığın ilk adımı atılmış, sözleşme Sovyet Rusya tarafından yetersiz bulunmuştur.
Sadabat Paktı
Türkiye, İran, Irak ve Afganistan arasında Tahran’daki Sadabat Sarayı’nda dörtlü bir pakt oluşturuldu (8 Temmuz 1937). Bu pakt, İtalya’nın doğu ülkelerini hedef olan istilâ politikasından kaynaklanmıştır. Orta Doğu’ya yayılmaya çalışan İtalya’ya karşı ortak bir savunma sistemi kurularak yayılmacı politikalara tepki gösterilmiştir.

Hatay’ın Türkiye’ye Katılması
II. Dünya Savaşı’nın yaklaşması üzerine Fransa 1936 yılında Suriye’yi boşaltma kararı aldı. Bu arada Fransa, Hatay’ı Suriye’ye bıraktı. Sorunları barışçı yollarla çözümlemek isteyen Türkiye, Milletler Cemiyeti’ne başvurarak çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu Hatay’ın Türkiye’ye verilmesini istedi.
Hitlerin Avusturya’yı ilhakından sonra, Avrupa’da güçler dengesi bozulmaya başladı. Fransa, Hatay konusundaki tutumunu yumuşatmak zorunda kaldı. Yapılan seçimler sonunda bağımsız bir devlet olarak Hatay Cumhuriyeti kuruldu (2 Eylül 1938). Hatay Cumhuriyeti ile Türkiye arasında yakın ilişkiler geliştirildi.
23 Haziran 1939’da Fransa ile Türkiye arasındaki bir antlaşma ile Hatay’ın Türkiye’ye katılması kabul edildi. Böylece Atatürk’ün ölümünden sonra Hatay meselesi Misak-ı Milli ilkeleri doğrultusunda Türkiye’nin lehine çözümlenmiştir
Constantin Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 06:07 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580