![]() |
Nurhak'a Özlem nurhak dağları sistir dumandır buzuldur rüzgar dokunsa yırtılır canım keskin sivridir laciverdi kayaları “yak hele kirve, tütün ince tellidir. kor zılfo’nun kaçağı... gel hele bu yan, gözüne kaçmasın duman...” yemliha oturmuş duvarın dibine... hasreti kıldan ince sevdası atomdan ağır gözleri tenhalaşmış; dalgın... gözleri yüreğinin ardına düşmüş düşmüş canım yani sevdası başında koşuyordu metris’e doğru... şu ayaz gecenin çakır rüzgarı, başıboş dolaşıyordu metris’in avlusunu... duvardan atlamış sarmaşığa tutunup, tırmandı yemo... apo, haydar, fatih ve hasın’ın uzattıkları kızıl bandı alarak bayrampaşa’ya geri döndü... söz: savaş ezgi müzik: grup yorum |
Tören Başlıyor “yoldaşlar, bizler tutsak düşmeden önce...” “bayraklarımıza ve şehitlerimize ant olsun ki, zafer biz kazanacağız...” “ölüm orucu yeniden doğmaktır...” “ve ben bu gücümle bir kez daha haykırıyorum! halkıma layık olacağım, yoldaşlarıma layık olacağım...” “zaferi kazanacağımıza inanıyoruz, bu uğurda ben de şehit düşeceğim...” “yaşamış sayılmaz zaten, yurdu için ölmesini bilmeyen...” müzik: grup yorum |
Halkın 'Adalet'i açlık grevinin 34. günüydü. yarenleri açlığa yatmışlardı. içinde biriktirdiği çığlıklar alıp götürüyordu onu... birşeyler yapmalıydılar... 22 haziran’da tutuşmuş yanıyordu caddeler... halkın “adalet”iydi o... dersim dağlarının boranı... insana yasaktı sevdası... altın ufağı kadardı... sokaklar, caddeler yoktu artık... 22 haziran gecesi kurşunu bitene kadar çatıştı. kurşun yakaladı onu göğsünden... kara kızdı o... kanatları kan, kanatları yaralı... sevdası arttıka, azaldı acıları... kalktı dersim dağlarına... kardelenler günışığına tutunup karı delmişlerdi... halkına, halkına yasak “adalet”ti o... söz: savaş ezgi müzik: grup yorum |
İlk Boran Kalkıyor Göğe onlar için “yiyorlar” denildi... doğrudur; yediler!.. ömürlerini yediler; düştüler... 63. gün... aygün uğur şehit düştü... söz: savaş ezgi müzik: grup yorum Aygün'ün Vasiyeti mezarımı yüksen yapın yar gelende gölgelene yitirsem de ben bu canımı el yanında göğsün geçirme söz: savaş ezgi müzik: grup yorum |
Bir Ömür De... ya gökyüzüydü, ya ölümdü boranlar... sayıklıyordu berdan... gözleri bela bir kuştu. el dalına tutsak düşmüş bir yaban... “elimi tut aygün. tut elimden dağlara gidelim... haykırsam adını; ayaz çeliği çatlatanda... ah bir haykırsam!.. sesimdeki adına toplanır tüm dünya... bir ömür de benden aslanım; bir ömür de...” insanda saklı bir deprem gibisin kızıl bayrak altında uyuyorsun bir ömür de benden aslanım bir ömür de benden zafer gülüşü yüzünde “yendim” diyorsun gel hele gel hele gül hele gül hele dağlar yolunu gözler berdan ol da gel hele selam salmış bedrettin’im (çakırcalı’m) ölümü yen gel hele gözlerin dalmasın kaldır başını iki olur gerillanın düğünü bir çıkınca dağlara bir düşünce toprağa iki olur gerillanın düğünü [color=green]söz: grup yorum-savaş ezgi müzik: grup yorum |
Berdan Çayı'ndan Ege Dağları'na toroslar bırakıp gitmişti bolkar dağlarını, tarsus’a. berdan, varoşların incecik gülü... güneşle karışmıştı gözlerinin rengi. bir çeçek kadar utangaç, oturmuş bolkar dağlarına... bütün sular berdan çayına akıyordu. güneşin ateşini berdan çayında söndürüyorlardı toprağın ırgatları; üstlerinde başlarında, köylerinin yangınını taşıyan göçerler... berdan barajından su içen bulutlar, ege dağlarına bıraktılar sularını. yağmur kuşağıydı berdan; bir portakal çekirdeğine saklanmış... civan perçemiyde kayaları parçalayan... göğsümüzün kızıl gülü çatlattı tohumu. portakal çiçekleri öper gibi açmıştı ege dağlarında. ölüm kaçacak delik arıyordu elinden... berdan bir sevdaya düşmüş ölümü andırıyordu. vuruşa vuruşa tutsak düştü. mahpus damında ince ince soluklanan bir top reyhandı. ölüm orucu’nun ilk gönüllülerindendi. günler yürüyordu. takvim yaprakları birer birer ölüyordu ve berdan sayıklıyordu: “bizler çok büyük bir insanlıkk ailesinin fertleri olarak, kendimizi hep başlarda hissedeceğiz. çünkü bu insanlık ailesinin fertlerinin önü çok açık. bunu biliyoruz, buna inanıyoruz. biz başarırız...” yağmur kuşağıldın sen. dağların başına bağladığı gökkuşağı... bir kolunda börklüce mustafa, bir kolunda yıldız ormanları; turnalar dönüyordu başında... berdan buz beyazı, ay ışığı... akşam alacasında gökyüzünden kopardığı yıldızı alnına taktı... beyaz yıldız, kızıllaştı içindeki yangından... [color=green] söz: savaş ezgi müzik: kemal el tavil |
Tutsak Anaları düş kuramıyordu analar; ölümün dehşetinden... yıkanmaktan eskimişti anaların gözleri... birbirlerini acılarından tanıyorlardı... anaydılar... çocuklarının ilk evleri onlardı... “ah yavrum ah! önce sen taşındın benden sonra da ben kendimden ben, bende değilim ben, sendeyim kızım...” anaların bir damla gözyaşında bir şehir bütün kirlerini yıkardı... ve en çok analar dövülürdü “boran fırtınası”nda; çocukları dövünürken... “kızım, yavrum göğsüm yanıyor... gözlerin tanımaz beni...” söz: savaş ezgi müzik: grup yorum |
Bir Görüş Kabininde ne kadar da ufalmış bedenin gözyaşıma sığdın sen açlık mı yemiş ömrünü yavrum al sütümü iç kızım saçların beyazına mı sakladın alevini yoksa güneş sende mi batıyor batıyor geceleri eriyen bedenimi düşünme göğü giydim üstüme yüzünü asma kederine anam yiğitler bitmez bizde bir ateş olup yaksa da gidişiniz analar biter mi ölüm toplasa da çiçekleri çiçekte tohum biter mi söz: savaş ezgi müzik: saffaran halk ezgisi |
Halkımızın Gelini bıçak canlandıran ayazda, türkü yakıp ısınıyorlardı... güneşi emzirirdi gözleri... çanakkale’nin en sıcak yeri onlardı... bayraklarımızın üzerindeki sarı yıldız, kına olup aktı ellerine... avuçlarına oturttular yıldızları... yıldızın sarısından ab-ı hayat içiyorlardı... halkımızın gelini kınalamış elini haydi halay çekelim zılgıtlar sarsın bizi mitralyöz mitralyöz halay başı mitralyöz zafer bizim olacak can yoldaşım sana söz (halkımız kazanacak can yoldaşım sana söz) vur ha vur ha vur ha vur mitralyözle vur ha vur sevdamız kurşun olsun zulmün üstüne yağdır idil can çiçek olmuş toprak ona tutunmuş hasreti vatan olmuş kavgasına tutulmuş söz: grup yorum-savaş ezgi müzik: grup yorum |
İlginç De Düştü erimiş bedeniyle fısıldıyordu ilginç; “yaramı sarma... yaram derindir!..” ümraniye’de en öndeydi o... bir yudum su istedi... yoldaşları, akarsuyu bir damlalığa sığdırıp getirdiler... isteği bir avuç kar olsaydı, bir koşuda çıkıp toroslar’ın doruğuna; getirirlerdi... sıcaklar bela değil, kerbela’ydı... kumaşlardan, kartonlardan, iplerden yaptıkları bir söğüdün gölgesine uzattılar ilginç’i... ilginç; taze, serin delikanlı... söğüdün soluğu; hayattı o... insanlara hayatt taşırken; yangın çıkardı yanaklarında... öylesine utangaç, öylesine güzeldi ilginç... söz: savaş ezgi müzik: grup yorum |
Yeniden Doğuyorsun sende ölüm bile aydınlık onu da yendin sonunda bitmez burda bitmez yürüyünce ölüme karşı yaşamak sonsuz ağlar aç bir çocuk fabrika kapısında şimdi ilginç uyanacak senin sesini duyacak halkım sabahlar gibi taze bal gibi tatlı ve coşkun umutlu haydi ilginç yoldaş savur hayatı senin yüreğin vatandır şimdi (senin yüreğin halktır şimdi) hey gidi ilginç hey denizden kop gel haydi koş yoldaş sabahlar gibi taze bal gibi tatlı yeniden doğuyorsun söz: a. kadir müzik: grup yorum |
Sokaklar Yürüyordu Düşman Üstüne her nefeste bir parça daha veriyorlardı ömürlerinden... gültepe durmaz artık yerinde... gültepe’de sokaklar yürüyordu düşman üstüne... gültepe’de yiğitler beladır ha!.. gözleri namlu gibi açıldı. kapansa mermi yerine can kopacaktı... baktılar dimdik... omuz omuza baktılar, nefesimizi kuşatan yılana... yangından çıkmıştı sanki elleri... uzanıp silahın kabzasına, vurdular ardı ardına... söz: savaş ezgi müzik: grup yorum |
Tedariğini Hazırla zindan alacaklarını topluyor tepeden tırnağa borcum yok bozdurdum ömrümü gençliğim düştü payına tedariğini hazırla olur ya düşerim senden ayrı söz: savaş ezgi müzik: grup yorum |
Vatan Yeni Şehitlerle Sarsılıyordu takvim yaprakları birer birer ölüyordu... vatan yeni şehitlerle sarsılıyordu. ilginç’in ardından hüseyih demircioğlu ve ali ayata; zafere atılmış iki adım oldular... söz: savaş ezgi müzik: grup yorum |
Umudun Zeybeği denizden bir damla koptu... billur mavi bir damla. karaburun’a düşer düşmez açıldı. doğruldu damladan müjdat... ak libaslı bedrettin yiğitleri, verdiler müjdat’ın avcuna ateşlerini... gördüler kakülleri kıvır kıvır, kehribar, mercan boncuklu, beş dal örüklü aydın yörükleri... gördüler kardan kalkamayan keklikler... gördüler ege dağlarının yanan ateşini dağlara yaslanır şimdi bizim efeler avuçları kor alev gözleri kara mavzer kırlarda şimdi umudun yeli eser efem egeye benzer kolkola girince biz meyveye döner filiz yayılır koyaklardan düze iner sesimiz haydi efeler... de yürüyün efelerim yeni doğan gün aşkına hey de yürüyün efelerim geldiğimiz dün aşkına hey de yürüyün özgürlüğe verdiğimiz can aşkına hey büyüyor sevdamız yediveren gül gibi söylüyor efeler umudun zeybeğini söz: savaş ezgi-ibrahim karaca müzik: grup yorum |
Sahnedeydi İdil ve Ölüme Açılıyordu Perde yavaş yavaş araladı göz kapaklarını... perdeleri açılıyordu tiyatronun... sahnedeydi artık idil can... heyecandan titreyip kasıldı... ağır ağır kapandı perde... gülümsüyordu dünyaya... kadınlar ki; bin yıldır cephe ardında... kadınlar ki; şimdi düşmüş, dövüşüyorlar cephede... ayşe gülen, nil, sibel, adalet... toplanmışlardı başına... terini sabo siliyordu... içi bir cehennemdi söndüremiyordu. “mitralyöz, mitralyöz...” “kim?” dedi sabo. “benim!” dedi mitralyöz... söz: savaş ezgi müzik: grup yorum |
Düğüne Gider Gibi gidenin ardından analar ağıt yakarmış bizim ellerde ya gelene anam ya gelene anam düğün bayram edilmez mi doğumlarda (ateşler yakılmaz mı doğumlarda) yas tutma ardımdan aç ana yüreğini yoldaşlarıma haydi gel bak bekar değilim düğünümüz var bak ana düğünüm var gelin diye sarıl yurduna çek tilili gir halaya bile öfkeyle yüreğini boya acını kin rengine savur düşmanın üstüne anam... gülüşün tutuştursun acını söz-müzik: grup yorum |
Ya Kazanacaklardı yan yana dizildiler el ele tutuşmuşmardı ya kazanacaklardı, ya da zafere kadar ardı ardına düşeceklerdi dışarıda analar içeride onlar... “hayati can da düştü!” “yoldaşlar ölüm orucu zafere dönüştü!” söz: savaş ezgi müzik: grup yorum |
Ve Zafer “gül yanım, güzel yanım” dediler bu vatana... yoksulun elindeki bir avuç buğdaya rüzgar olana, fırtına olup dikildiler... çatladı toprak, sular tutunmaya çalıştı kıyıya... çiftçiler bıraktılar toprağı sürmeyi. balıkçılar ağları, işçiler fabrikaları... madenciler çıktılar yeraltından. mavi boranlar, kanat kanada kuşattılar bütün yaşamı. bırakarak düşenleri şehirlerin ufkuna, fırtınadan fırtınaya havalandılar... onlar, onlar borandılar... söz: savaş ezgi müzik: grup yorum |
FEDA 2001 Kızılcık Şerbeti kapamışlar seni beyaz hücreye konuşmak gülüşmek uzaktır sana bir bedenin kalmış bir de inancın silah olmuş sana demir bir dolap demir bir ranza silahtır sana karlı dağlar gibi dik tut başını gösterme yaranı çat kaşlarını kızılcık şerbeti içtim söyle kan kussan bile diren zalime koparılıp götürülmüş dostun yoldaşın türkülerle ulaşır sıcak selamın bir direncin katığıdır gür haykırışın sonuna dek savaşılıp yıkılır hücren söz: grup yorum-menderes samancılar müzik: grup yorum |
Yağmur Olsun şu dünyada ölüm var yoksulluk var zulüm var eğme başın namerde yüreğin var dilin var yağmur olsun sel olsun da bahar açsın gül olsun bir ateş yakalım ki cümle dertler kül olsun dağ başından kar gelir dağlar aşar yar gelir sevdalı yüreğime böyle dünya dar gelir sil gözünün yaşını dövme artık döşünü yel olup harlayalım umudun ateşini söz-müzik: grup yorum |
Emekçi Halayı gün doğmadan yollardayız döktüğümüz terdir bizim işimiz ekmeğimizdir ekmeğimiz kuru bizim çalışan biz alan sensin aşımızı çalan sensin doğru biziz yalan sensin dillerimiz ayrı bizim mala mülke doymayansın söz verip de tutmayansın hakkımızı vermeyensin yollarımız ayrı bizim eken biziz, biçen sensin kanımızı emen sensin kalleşçe vuruşan sensin silahımız ayrı bizim sabır taşı çatlayacak emekçiler çağlayacak patladı ha patlayacak öfkemiz vardır bizim halaylara durulacak zulüm çarkı kırılacak meydanlarda sorulacak hesabımız vardır bizim söz-müzik: grup yorum |
Bir Mevsim yine düştük yollara yine uzun yollara yine çıktık yollara yine zorlu yollara uzun ve zorlu ama onurlu yattık ölüm orucuna bir mevsim boyunca aç kalacak bir mevsim boyunca yürüyecek açlığımız kadar onurlu açlığımız kadar gururlu açlığımız kadar dik başımız açlığımız kadar inancı ve sevgiyi halkımızı düşlerimizi umut dolu beynimizi tedarik ettik, bileyledik onlarla beslenecek, direnecek onlarla öleceğiz göçmen kuşlar giderken uzaklara hoşçakalın diyecek bizlere uğurlarken onları aç olacağız döndüklerinde aç olacağız belki az kalacak, belki hiç kalmayacak kalırsak dik, ölürsek yiğit olacağız bir mevsim aç olacağız her mevsim onurlu olmak için söz: fırat tavuk müzik: grup yorum |
Bu Memleket Bizim dört nala gelip uzak asya'dan akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim kapansın el kapıları bir daha açılmasın yok edin insanın insana kulluğunu bu davet bizim bilekler kan içinde dişler kenetli bilekler kan içinde ayaklar çıplak ve ipek bir halıya benzeyen toprak bu cehennem, bu cennet bizim yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine bu hasret bizim söz: nazım hikmet müzik: grup yorum |
Sesimi Duyan Var Mı? uykudaydı istanbul, izmit, adapazarı, bolu, yalova uykudaydı eskişehir, ankara, gölcük, değirmendere, düzce, bursa onyedisinde ağustos’un, sonra onikisinde kasım’ın dipten bir uğultu koptu, bir çığlık yükseldi topraktan saniyelere sığdı onbinlercesi ölümün sonra çığlıklar ağıtlara, ağıtlar çığlıklara karıştı ben buradayım, sesimi duyan var mı? geceydi uğultulu geceydi binleri aldı gitti gövdem toz toprak göçük altında gövdem unufak enkaz altında acıya gömdüler güzel vatanımı mezarımda adım yok kaybettiler oy bedenimi viranemde feryadım yok bak göçük altında bizimkiler hayat verecek bir el bekler birlikte gülmeyi, birlikte sevmeyi birlikte paylaşmayı birlikte yürümeyi bilenler kardeşlik duygularıyla koşup geldiler birlikte çok gülemediler ama birlikte öldüler "ayrımız gayrımız yoktur" dediler sildiler gözyaşlarını birbirlerinin yaralarına merhem oldular deprem olmuş yıkım olmuş of yüreğim göçük altında haykırıyorlar yetiş diyorlar koşup gelenler dayan diyorlar kazma ile kürek ile diş ile tırnak ile dostça bir yürekle umutla arıyorlar ben buradayım sesimi duyan var mı? sesini duyan var sesini duyanlar bizimkiler bak yaşatmak için sana koşuyorlar ak sakalına, çocuk yaşına bakmadan tırnaklarıyla kazıyorlar enkazı betonu tırnaklarıyla deliyorlar çıkarsız hesapsız yüreklerinin susturamadığı sesini elleri gibi kavuşturuyorlar birbirine gömülmesek de toprağa birlikte acıya gömüldük hep birlikte gülcan bebe, ayşe teyze, mehmet amca, fatma abla içeride kaldı anam, içeride kaldı babam bir tane de değil ki hangi birine yanam ben buradayım sesimi duyan var mı? söz-müzik: grup yorum |
Sürmenelim sürmenelim sür bileyle bıçağını iyi bileyle keskin olsun iki tarafı sürmenelim acılara direnen yanın gibi iyi bileyle keskin olsun iki tarafı dayandı da namerdin kör bıçağı kemiğe sürmenelim keselim ha bu namert elleri çokca yap bıçakları türedi it dölleri aşımız kursaklarında deşelim sürmenelim nice oğullar verdik, kız verdik sevdalara sürmenelim sevdalara, kemençe seslerinde yeter artık çektiğin cansa can sürmenelim aşımız kursaklarında deşelim sürmenelim söz: sadık mamati müzik: grup yorum |
Feda ben diyorum ki ona kül olayım kerem gibi yana yana ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?.. toprağa hayat verir, sevdamızın bereketi seni ölecek kadar çok sevdik yurdum dinsin artık gözünün yaşı hayatı yudum yudum içiyorduk yürüyorduk aydınlığa sana kalkan elleri durdurmak için katıldık açlık kervanına yansak kavrulsak alevin kızgınlığında dilimizde aynı şarkılar seni sevecek kadar çok öldük halkım, mahpuslarda... yollarda kalabalık içinde yürüyor menziline güllerin genci tazesi yüreği kor bir volkan düşleri vardır her dem tazedir, çağlayıp coşar içinde yol boyu mırıldanır bir şarkı, içinde mahpusluğun sızısı meşale gibi yanan bedenleri, düşünür nazlı fidanı bir canım vardır direnip yaşar bir canım vardır savaşçı -tutsaktır- bir canım var hıncıyla çatlar gök bir canım var mahpuslarda yanar özgürlük uğruna feda bu can halkıma, vatanıma gözleri görmez kimseyi içinde dinmez fırtına gözü yaşlı kalmış analar onlara canım feda zulme susarsa ne yaşar bu can adalet yoksa hayat ne kolları bağlanmış halkın, direnmek yasaktır bize tutuşur duvarlar ardında açlığa direnen canlar zulme susarsa ne yaşar bu can adalet yoksa hayat ne şiir: nazım hikmet söz-müzik: grup yorum |
Diri Diri Yaktılar yanıyor duvarlar beton yanıyor bombalar yağıyor duman çöküyor cehennemi dünyada yaşıyoruz biz kahkahalar atıyor zebanilerimiz biz altı kadındık mahpus damında açlığımızla yürürdük halkın bağrına yüreğimiz yanarken vatan aşkıyla bedenimizi yaktılar kahkahalarla seni çok sevdik ey güzel vatan ekmeğini hasretini sevdalarını aynı hasret için ölebiliriz aynı sevda için ölebiliriz yoksulluğumuz kardeştir bizim aynı kurşunlarla vururlar bizi aynı ateşlerde yakarlar bizi yangınlarda diri diri yakarlar bizi söz-müzik: grup yorum |
Yoldaşım Vurulmuş baharın ilk müjdesin verir gül ile nergis hayatımda yüz bahar olsa ne fayda sensiz menim dermanım devam menim en temiz havam yoldaşım vurulmuş goy gedim anacan bir dağ yeli esip geçip bağrımdan ah... penceremden külek olup esip gelerek ne senin yadından çıksın ne de men unuttum ılgarı içime od düşüp yanar yandırar yakar... yandırar dağları söz-müzik: grup yorum |
Kozanoğlu n’olaydı da kozanoğlu n’olaydı sen ölmeden ecel bana geleydi bir çıkınlık canımı da alaydı böyle sensiz kalmasaydık cihanda derviş paşa gayrı kına yakınsın böbür böbür dört bir yana bakınsın amma bizden gece gündüz sakınsın öç alırız ilk fırsatı bulanda dadaloğlu söyler size adını şimdiden yok bilsin hasmım kendini bağlasalar parçalarım bendimi yatacağım bilsem bile zindanda söz: dadaloğlu müzik: grup yorum |
Meryem meryem meryem ti ğeyni meryeme vıl kalıp mıcruh beddü meryeme ya ğayni beddü meryeme meryem gelistuh şağır ğembi luh vıl kalıp mıcruh beddü merheme ya dilli beddü merheme meryem ya dilli vış şağır bttelli ğasker ğusmanli ahadu meryeme ya ğayni ahadu meryeme [meryem] meryem, meryem’im gözüm meryem’im yaralı kalp meryem’i ister ah gözüm meryem’i ister meryem dama çıkmış saçlarını savurur yaralı kalp merhemini istiyor ah! merhemini istiyor ah meryem osmanlı askeri meryem’i aldı ah gözüm meryem’i aldı Arap Halk Şarkısı |
Direniş Marşı zulmün zindanlarında açlığın ortasında teslim almak için kuşattılar umudu tutsaklar haykırdılar tek nefes oldular (barikatlar kurdular) teslim olmayacağız öleceğiz dediler direniş mevzisinde kavganın ateşinde yiğitler bayrak oldu halkların yüreğinde şehitlerle yıkarız köhnemiş duvarları kanla yazılan tarih ışıtır yarınları künyemize kazıdık onları destan destan unutmak haramdır bize son sözümüz özgür vatan söz-müzik: grup yorum |
Ne War U Yar ne war û yar ne mal û can welat hemû tiştan xweştirê werîn cengê şerre bilind kir şerra welat serfıraskın werîn şerre werîn enîy dike win cenge dibim hevîya gelan [ne ev ne sevgili] ne ev, ne sevgili ne eşya, ne can vatan herşeyden tatlıdır gelin kavgaya umudu büyütün ülkenin savaşını başarıya ulaştırın gelin savaşa gelin cepheye tutuşurum kavgaya halkların umudu olurum söz-müzik: grup yorum |
Paylaşım için teşekkürler. ;) |
Türkiye`de Saat: 16:05 . |
Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2