|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
02-11-2008, 11:33 | #61 | ||
ςǿκ کε√díκ طę ∂ط í Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 527
Tecrübe Puanı: 17 | Yazmak İçin mevsim dışı sarışın bir kederdin soğuk yazlıkta... Sayfiye hanımın tembel düşlerine ve çıplak ayakla betona basıyordu yaz.. bense paslanmış bir keyifle hayatımı yazamak istiyordum sensizliğe gül buğusu bir edebiyat arıyordum.. her tanışmada bir 'memnun oldum' öldüren devrik katillerdik hepimiz ve sen faili yaz bir cinayettin o maktül yazlık akşamında... | ||
|
02-11-2008, 11:34 | #62 | ||
ςǿκ کε√díκ طę ∂ط í Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 527
Tecrübe Puanı: 17 | Yedi Uyuyanlar Masalı biraz kekredir derler buranın suyu beşe beş dayanakları vardır duvarlarının çünkü toprak kayar uyku zamanı taş yerinde değil düşerken ağırdır nasıl ki ağrı'da dipsiz kuyular yedi uyuyanlar mağarada telefon sesini duyarlar da üşenirler açmaya yedi uyuyormuşgibiyapanlar mağarada pamuk prenses çözmüş sorununu üvey annesiyle ayna fişteklemiyor güzellik meselesini -ayna ayna! söyle bana, benden güzeli var mı dünyada? -vallahi pamuk prenses var ama onun da yatağı kötü diyorlar... kendini cüce zannedemiyor uyuyor çünkü yedi andavallılar biraz kekredir derler buranın masalları prens geliyor gerçi öpemiyor fakat uyku kokan ağızları ve aradan yıllaaaaar yıllaaar geçiyor... derken uyanıyor yedi'den biri has****** diyor amma uyumuşum be... çıkıyor kahvaltılık birşeyler almaya dömüyor fakat... ve derler ki altı keriz uyumaktadır hala ege'de turistik bir mağarada... | ||
02-11-2008, 11:34 | #63 | ||
ςǿκ کε√díκ طę ∂ط í Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 527
Tecrübe Puanı: 17 | Yeni Bir Sayfada Sana Bakmak her şey yapılabilir bir beyaz kağıtla uçak örneğin uçurtma mesela altına konulabilir bir ayağı ötekinden kısa olduğu için sallanan bir masanın veya şiir yazılabilir süresi ötekilerden kısa bir ömür üzerine. bir beyaz kağıda her şey yazılabilir senin dışında güzelliğine benzetme bulmak zor sen iyisi mi sana benzemeye çalışan her şeyden bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor belki tabiattadır çaresi senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin ve benim bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim anlarım bitkiden filan ama anlatamam toprağın güneşle konuşmasını sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla sen bana ışık ver yeter bende filiz çok köklerim içimde gizlidir gelen giden açan soran bere budak yok bir şiir istersin “içinde benzetmeler olan” kusura bakma sevgilim heybemde sana benzeyecek kadar güzel bir şey yok uzun bir yoldan gelen tedariksiz katıksız bir yolcuyum yaralı yarasız sevdalardan geçtim koynumda bir beyaz kağıt boşluğu her şeyi anlattım olan olmayan acıtan sancıtan bilsem ki sana varmak içindi bütün mola sancıları bütün stabilize arkadaşlıklar daha hızlı koşardım severadım gelirdim gözlerinin mercan maviliğine sana bakmak suya bakmaktır sana bakmak bir mucizeyi anlamaktır sağa sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır aşk sorgusunda şahanem yalnız kelepçeler sanıktır ne yazsam olmuyor çünkü bilenler hatırlar hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar bahçıvanlar değil tüccarlardır sen öyle göz sen öyle toprak ve güneş ortaklığı sen teninde cennet kayganlığı iken sana şiir yazmak ahmaklıktır bir tek söz kalır dişlerimin arasından ben sana gülüm derim gülün ömrü uzamaya başlar verdiğim bütün sözler sende kalsın isterim ben sana gülüm derim gül sana benzediği için ölümsüz yazdığım bütün şiirler sana başlayan bir kitap için önsöz sana bakmak bir beyaz kağıda bakmaktır her şey olmaya hazır sana bakmak suya bakmaktır gördüğün suretten utanmak sana bakmak bütün rastlantıları reddedip bir mucizeyi anlamaktır sana bakmak Allah’a inanmaktır | ||
02-11-2008, 11:35 | #64 | ||
ςǿκ کε√díκ طę ∂ط í Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 527
Tecrübe Puanı: 17 | Yeniliyorum yaralı yanlarımı kuşanıyorum çırılçıplak ve erkek uykuların kadar uyanık ve yenik şiirler kadar içtikçe cam kırıklarına basıyorum hayatımın yeniliyorum galip gelen yerlerimi seninle öncekiler gibi sıradan gidenler gibi kızgın kırgın tarihinden savaşların başlangıç ve bitişlerini imzalı imzasız antlaşmaları kan renginde verilen sözleri hatırlıyorum uğursuz haziranlarını meydanlarda çürüyen ölülerin yetiş diyorum yeniliyorum galip gelen yerlerimi ölü sevişmelerden devşiriyorum içine boşaldığım sabahları sancı diyorum sancı köpeklere kızıyorum nedensiz yeniliyorum galip gelen yerlerimi önsözlerini ezberliyorum okumadığım kitaların kahramanlar adam gibi ölsün istiyorum sozsözü intiharla yazılan romanlarda herkes için mutsuz sonlarım var yar yeniliyorum iyileştirmiyor beni yarım kalmış uykular durup dururken yabancı dillere çevriliyor en sevdiğim şarkılar yineliyorum yar yeniliyorum galip sandığım yerlerimden yeniliyorum yar yenildikçe yenileniyor aramızdaki duvar.. | ||
02-11-2008, 11:35 | #65 | ||
ςǿκ کε√díκ طę ∂ط í Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 527
Tecrübe Puanı: 17 | Yolluk bavuluma dağınıklığımı koydum iç çamaşırı kazak filan kağıt kalem almıyorum otellerde var antetli kimsesizliğimle kalıyorum geceleri kirpiklerimin yardımıyla kapıyorum perdeleri hem tek başına hem kimse görmesin derdindeyim çıplak tenimi ay çıkıyor boğazımdan kanamalı bir sözcük gibi ay çıkıyor ışığımdan ihanete uğramış hainler gibi öfkeli bir meddah çekilmez oluyor sahnede güzel bir şarkıdan çıkıp kirletiyor evcimen kadınları bavuluma yıllanmış acılar koyuyorum oralarda lazım oluyor pis bir sevişmenin ardından atıştırıyorum biraz on yıl öncesinden sakladığım bilek burkuntusunu bağlarım eziliyor yeni evlere eski aşklar taşıyorum gözyaşlarını biriktiriyorum eski sevgililerin nefret asıyorum yatak odamın duvarına kanvas üzerine yağlı boya elliye yetmemiş bir kadının ellerinde diyorum ellerinde gömülüyüm her hafta düzenli olarak törpüleniyor mezartaşlarım bir kadının diyorum bir bavulun diyorum içine sakladım sancılarımı bir bavul cinayetidir umduğum diyorum bütün üçüncü sayfalarda var. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |