|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
02-11-2008, 11:13 | #41 | ||
ςǿκ کε√díκ طę ∂ط í Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 527
Tecrübe Puanı: 17 | Pastırma Yazı böyle zamansız güneşli, umulmadık mavi günlerde bir bekleme salonu yalnızlığına bürünüyorum.. iliklerimdeki yitik aşkı sarhoş bir unutkanlığa ilikliyorum... sanki şiirini bilmediğim bir fransız akşamında kaldırım taşlarını sayıyorum kalbimin.. içimde ayak izlerin, aylak bir yaz geçiyor avuçlarımdan... ve ben ne zaman, kiminle sevişsem, hâlâ seni aldatıyorum! | ||
|
02-11-2008, 11:14 | #42 | ||
ςǿκ کε√díκ طę ∂ط í Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 527
Tecrübe Puanı: 17 | Pencere pencerem boş bahçesine bakar gri bir lisenin içimde servislere dağılır çocuklar ve yürüyerek bitirir okulu küçük esnafın çilli çocukları pencerem on yıl öncesine bakar müfredat dışı sevmeler içindir lise yılları veya kötü şarkılar ne zaman ıslak bir aşk düşünsem içime saçların düşer bir iç’e bir saç nasıl düşer bilmem bilsem zaten şiir yazmam açık konuşma benimle penceredeyim ağzında gevele sözcükleri söz sanatlarından devşir gülmelerini yalnızım, cenderedeyim… pencerem ağzıma bakar ne zaman karlı bir akşam düşünsem içime kırağın düşer bir iç’e bir kırağı nasıl düşer bilmem bilsem zaten şiir yazmam suda yürüyebiliyordum bir aralık her faninin kendi mucizesi vardır kendini şaşırtır en azından, herkes biraz elçisidir tanrının ne zaman ölümcül bir aşk düşünsem içime allahın düşer bir iç’e bir allah nasıl düşer bilmem bilsem zaten şiir yazmam… | ||
02-11-2008, 11:15 | #43 | ||
ςǿκ کε√díκ طę ∂ط í Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 527
Tecrübe Puanı: 17 | Sana Kalan Saz Sana yaralarımdan çiçekler, ilk yardım geceler biraz da ve yangından kurtarılması imkansız acılar bırakıyorum... seni özümün gizinde saklıyorum... bütün aşklarımın izlerini sayıklayarak ve aldatarak tüm sevdiklerimi, sana cinayetimin ipuclarını bırakıyorum... vasiyeti olmayan ölüler ülkesinden (türkülerin sırtındaki muamma!) yazık bir nakarat bırakıyorum sana 'ben sana gülüm demem,gülün ömrü az olur' öç biter, biter şarkı, yaz olur... | ||
02-11-2008, 11:16 | #44 | ||
ςǿκ کε√díκ طę ∂ط í Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 527
Tecrübe Puanı: 17 | Sebebim Derler Ya... Ölümüm senden olur bilinsin ne uçsuz bir kan akışı ne buğusu kadehte rakının, ela ve sonsuz bir teneşir uykusu gözlerinin ağlamaklı bebeğine... acemi zamanlar silinsin ölümüm senden olur bilinsin sen istesen aslında bütün kafiyeleri eskitirsin aklında kalmayacak aklım başka kollar başka sarılmalar ve her defasında alsancak platonik rutubet kokacak aklına bir fikir gelecek bir çift iri memenin kuşkusuna fidye vereceksin bütün iklimlerin feri silinsin ölümüm senden olur bilinsin gözlerin bir içimçaydı bizansta, gözlerin, ela teneşir uykularıma kapanan kırık pencere.. | ||
02-11-2008, 11:17 | #45 | ||
ςǿκ کε√díκ طę ∂ط í Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 527
Tecrübe Puanı: 17 | Sen Sebep korkutma beni bu yaşlı başsız kelli felsiz halimle gereğinden ziyade güzelsin zaten aklımı çelme takma fikrime aksak ritimler o havaya ayarlı değil bu yelken bu gemiler kimin rastlantısı benim başıma geldi bilinmez ummandır ıslak aksak girilmez kapma kutusunu cahil ömrümün açılır da içinden boş bir hayal çıkar seçilmez daha bu yağış bir şey değil sen bir de acıklı halimi gör ürkünden derin soyulur farkına varmazsın suda balık nasıl aymayı bilmez su da balık da hangi denizin neresindedir ayırmaz böyle bir sevmek vardır ve birçok er mektubunda görülmüştür yok kadınlara aşık olanların işidir şiir kirlidir yakası gömleklerinin boyuna boyna fular papyon istemez şairin boğazı darboğazdır boğazın en inceldiği yerden solur gülme üstüme kaçacak yerim yok gelme yareme yarın veya başka seyir tarih tevellüt iklim cetvel yok saçlarında bulunabilir bazı kayıp kentlerin yakışıklı cesetleri bir ağıta asılı kalır infaz gibi acılı çağların yeri geldi diye ağlıyorum yoksa hiç aklımda yoktu gidenler gelirler her gece yalnızlığıma halleşir vedalaşırız bir merhaba saflığında kalanlarda kalmışya aklı gidenlerin hep eski haberler arıyorlar günlük taze gazetelerde ve yalanlar kalanlara kalıyor nasılsa gidenler gerçeğin olduğu yerde sebebim sensin bu mürekkep balığı bu bukalemun bu kalem yokluğun her şeyi sorduğum hayat beni rahat bırak! her evin kilerinde toz içinde kitabı ölülerle konuşma sanatının grev var ansiklopedilerin bazı sayfalarında süresiz olarak açıklamıyorlar bazı ideolojileri sözlüklerin bazı sapa harflerinde işi yavaşlatma eylemi beş saati buluyor anlamak bir sözün etnik kökenini bütün bunların sebebi sensin asla hatırlanmayacak bir rüyanın ortasında elinde derin bir uyku kokusu. | ||
02-11-2008, 11:18 | #46 | ||
ςǿκ کε√díκ طę ∂ط í Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 527
Tecrübe Puanı: 17 | Sessiz kavun kokulu odaların rayihasıdır karışan sulara senin fikrinle yoğrulmuş bir eser yoktur yüzümün sana traşlanmış bölümünde çoğu çiçekli kimi şarkılar geçer aklımdan sesime sesin dökülür bir ıssız bir mutlu koro başlar ardından şarkıya çünkü benim sessizliğimde senin de susuşun var. | ||
02-11-2008, 11:18 | #47 | ||
ςǿκ کε√díκ طę ∂ط í Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 527
Tecrübe Puanı: 17 | Sevmekten Gidince Sen beni sevmekten gidince ben bana borçlu kaldım Ya sen bana fazla geldin ya ben sana az kaldım Gitme bir adım öteye gülüm bir adımda gurbet olur Gitme bir nefes öteye gülüm her nefes hasret olur Aşk yasaklandı artık halka açık yerlerde El tutmak yol açıyor diye hesapsız Susmalara kaldırdık tüm tutuşmaları Yasak kelime oyunu yapmak Yalan söylemek mecburi ve serbest ayyuka çıkmak Artık yağmur sonraları toprak kokmak yok Tomurcuklanmak günah Ve bir insan gözü yüzünden 100 gün ardarda uyumamak Kimse ölmesin diye Kimsenin aklında her sevdalı verdiği sözü geri alacak Güneşi ayı ve hatta hiç bir tabiat olayı Şahit gösterilmeyecek hiç bir sevdaya Ne deniyorsa onu atacak kalp Ve süresi24 saate çıkarılacak meskun mahallerde ağlamanın Sen sesini alıp gidince ben burda dilsiz kaldım Ya sen bana fazla geldin Ya ben sana az kaldım Gitme bir adım öteye gülüm bir adımda gurbet olur Gitme bir nefes öteye gülüm her nefes hasret olur | ||
02-11-2008, 11:19 | #48 | ||
ςǿκ کε√díκ طę ∂ط í Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 527
Tecrübe Puanı: 17 | Son Durak Kilitlenmiş beton kanatları kuşların Oksit gibi yakışkan bir mayışmayla ağarmış gün Pas tutan kelimeler için bir iksir belki de Ya da aklına susamış sevgililerin safdilliği Acıtmış ömrünü çekirgelerin Medyatik soruşturmalardaki enflasyonist yargılar Haber değeri taşımıyor haber spikerinin ölümü Herkes kendi manşetinde satır arası Hiçbir bakışı aydınlatmıyor florasan buğusu Burası son durak inecekler için son fırsat Bir daha ne süper ne mega kupon verilecek Kalanlar şoförün evini göremeyecekler hiçbir zaman Oları sonsuza götürecek,afaroz edilmiş bir merak Burası son durak Hafızada kalan tek numara için Telefona uzanır elleri Ölümüne randevulu insanların Temize çekilemez not defterleri | ||
02-11-2008, 11:20 | #49 | ||
ςǿκ کε√díκ طę ∂ط í Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 527
Tecrübe Puanı: 17 | Susuştu Yüzün bir ufukta bitiyor yüzün ve başka bir gökyüzü başlıyor komşu ellerle sarmalanıyorsun yanıyorsun... ne kadar övülsen az avazım çıktığı kadar susuyorum ismindeki sesli harfleri mayınlı bir gülümsemeyle senin karasularında olmak üstünde ilkbahar bir entari; sanki yeniden eski bir öyküye başlamak... yüzündeki o billur akşam kahvaltısı sürgülerken özümü, ne kadarını sustuk konuştuklarımızın?... | ||
02-11-2008, 11:21 | #50 | ||
ςǿκ کε√díκ طę ∂ط í Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 527
Tecrübe Puanı: 17 | Tanım kısaydı kalem ömrü yetmedi uzamaya kaybolmuş tılsımlı aceleci bir gezginin kurulmuş kumsaatiydi ağlamaya adını soruyorlar adını söylemiyor hırçın bir yağmurum ben harflerim yetmez akrostiş ya da kartvizit yapmaya şiir bir sezdirmedir diyor lamsız an'lar için imgeler yalan söyler yalanı şiir eyler imgeler dokunduğun yerlerde izsiz ıssız sesler kalıyor adsız ama elmacık kemikleri belirgin mısralar başlıyor saçlarının kaldığı yerden konuşmaya adını soruyorlar adını söylemiyor biraz da susmaktır diyor şiirimi okumak usta işi bir tabloya yeniden yeniden yeniden bakmak van gogh'un kulağıyla duymak tanrısal seslerini hayatın pazar günkü bir sokaktır cismim vesaitin yetmez yeryüzümü adımlamaya adını soruyorlar adını söylemiyor efsunlu kaldırımlar boyu açık açık susabilen sınırsız şehirsiz uzadıkça vatansız çoğaldıkça isimsiz yurttaşlarım yaşar dünyanın on bir yanında yalnızlaştıkça adını soruyorlar susun diyor şiirim yeri yurdu sahibi olmayan haymatlos bir piç bir gölgenin yorgunluğuyum ben yazılması unutulmuş günahlar için bir fihrist bin yıl sonrası için bir ajanda anlatmaktan sıkılmış bir meddahım ben otopsisiz gömülmüş! | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |