Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Tarih

Cevapla
 
LinkBack (1) Seçenekler Stil
Alt 15-02-2007, 15:44   #1
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Limon Van Sanders

LİMAN VON SANDERS HAYATI VE ÇANAKKALE SAVAŞLARI'NDAKİ YERİ VE ÖNEMİ

LİMAN VON SANDERS, OTTO (1855-1929)
17 Şubat 1855'te Stolp'da (bugün Polonya'da Slupsk) doğdu. 1874'te Essen muhafız birliğinde subaylığa başladı. 1911'de generalliğe yükseldi. Çanakkale'yi savunan Türk Kuvvetleri Komutanı Mareşal Liman Von Sanders Türkiye'deki Alman Danışma Kurulu Başkanıydı.
1.Dünya Savaşı yaklaşırken Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri liderleri ateş hattında sağ kalabilmenin çarelerini arıyorlardı. Ordunun ıslahı düşünülüyordu. Orduda yenilik yapmak için Osmanlı-Alman hükümetleri arasında varılan anlaşma gereğince Almanya'dan istenen kurulun başkanı olarak 14 Aralık 1913 tarihinde, yani bir buçuk yıl önce, 42 kişilik Alman subay grubu ile İstanbul'a gelmiş ve Türk ordusunu düzenlemek, eğitmek görevine başlamıştı. O sıralarda Türk ordusu gerçekten de kötü durumdaydı. Dört küçük Balkan ülkesi önünde feci bir bozguna uğramış, 1-1.5 ay içinde Rumeli denen Avrupa'daki tüm topraklarını kaybetmişti. İstanbul'un en seçme birliklerini , elindeki topu, tüfeği, cephaneyi, atı, arabayı, özetle ordusunun silah, araç, gereçlerinin büyük bir kısmını da yitirmişti. İkinci Viyana yenilgisinden beri 250 yıldır süren çöküntünün bu son halkasında, Rumeli gitmiş, ordu gitmiş, milletin ve ordunun onuru onarılmaz ağır bir darbe yemişti.
İşte Mareşal Liman Von Sanders'in gelişi bu tarihlerdeydi. Üstelik Mareşal, doğru dürüst bir şey yapacak zamanı da pek bulamamıştı. Çünkü gelişinden sekiz ay kadar sonra Avrupa'da savaş başlamış, üç ay sonra da Osmanlı İmparatorluğu savaşa girmişti. O sırada 60 yaşında olan Alman Generali Sanders, anlaşma gereğince bir üst rütbe ile Osmanlı Ordusunda mareşalliğe yükseltilmiş ve savaşla birlikte, Osmanlı Orduları Komutanı Vekili Enver Paşa tarafından, karargahı İstanbul'da bulunan Birinci Ordu Komutanlığı'na atanmıştı.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 15-02-2007, 15:44   #2
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

3.Kolordu Komutanı Esat (Bülkat) Paşa, 1915 yılının Mart ayı başında, yani 18 mart deniz savaşından az önce, kolları sıvamıştı. Deniz harekatına karşı Müstahkem Mevki Komutanı Albay Cevat (Çobanlı), kara harekatına karşı Esat Paşa, yanyana ve omuz omuza çalışmaya başladılar.
3 Kasım 1914'den 18 Mart 1915'e kadar geçen 4,5 ay deniz için, 19 Şubat'tan 25 Nisan 1915'e kadar geçen 2 ayda kara savunması için Türk Ordusuna oldukça yeterli ve çok kıymetli bir hazırlık zamanı kazandırmıştı. 4,5 ay Müstahkem Mevki, iki ayda da kara kuvvetleri olanca hızıyla çalışmış ve denizde olsun, karada olsun şerefle ve başarı ile görevlerini yerine getirmişlerdi.
Mareşal Liman Von Sanders'in işe karışması, Esat Paşa emrindeki 3.kolordunun göreve başlamasından ve 18 Mart deniz zaferinden sonradır. Donanma ile Boğazı geçemeyen düşmanın bu sefer karadan bir istilaya girişme olasılığı artmış, bu yolda bazı haberlerde Türk genelkurmayına ulaşmıştı. Bu haberler alındıktan sonra 22 Mart 1915'de Çanakkale bölgesinde Beşinci Ordu kurulmuştur. Enver Paşa, İstanbul'daki Birinci Ordu Komutanı Liman Von Sanders'i Çanakkale Boğazını savunmak için oluşturulan Beşinci Ordu'nun komutanlığına atadı. Tarihler 24 Mart 1915'i gösteriyordu. Yani General Hamilton'un Londra'dan Limni'ye gelişinden bir hafta 18 Mart deniz savaşından altı gün sonra. Bu atanma ile Çanakkale'deki tüm idari yetkiyi eline alan Von Sanders, düşmanın çıkarma yapacağı noktaları tahminde yanıldı ve yaklaşık dokuz ay süren bu savaşlarda komutanlık görevini sürdürdü.
Mareşal Sanders de, rakibi General Hamilton gibi, yeni görevini bir olup bitti halinde öğrenmişti:
  Alıntı ile Cevapla
Alt 15-02-2007, 15:44   #3
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

"24 Mart günü öğleden sonra geç vakit Enver Paşa telefon ederek benimle konuşmaya geleceğini bildirdi ve kendisi gelmeden önce büromdan ayrılmamamı rica etti. Az sonra Enver Paşa göründü ve gelir gelmez de, Çanakkale'de teşkile karar verdiği Beşinci Ordunun komutanlığını alıp almayacağımı sordu. Derhal olumlu cevap verdim ve şunu ilave ettim: Oradaki birlikler derhal takviye edilmelidir, zira artık kaybedecek vakit kalmamıştır."
Ertesi gün,yani 25 Mart akşamı yeni karargahıma gitmek üzere vapura bindim ve İstanbul'dan ayrıldım. Ve on ay geçene kadar başkente dönmedim. Onun da önünde, Hamilton gibi fazla zaman yoktu. (Düşman kara harekatı 25 Nisan da başladığına göre, ancak bir aylık vakti olmuştu)
Birinci Orduyu arkadaşı Alman Generali Von Der Goltz (von der Golç ) Paşaya devreden Mareşal Sanders, İstanbul'dan hareketle Gelibolu'ya gelip 25 Mart'ta yeni görevine başladı. Başkomutan Vekili Enver Paşa, İstanbul'da bulunan 3.Piyade Tümeni ile Beyoğlu Jandarma Alayını da onun emrine girmek üzere yola çıkarmıştı.
Düşman kara kuvvetleri Çanakkale önündeki adalarda iken sağlıklı haberler alamayan Türk genelkurmayı, bu kuvvetler Mısır'da toplanınca daha kesin ve birbirini doğrulayan istihbarata sahip olmaya başlamıştı. Çünkü Mısır, İmparatorluğun eski bir eyaletiydi ve orada kendisine yakınlık gösteren bir sürü insan ve ajan vardı.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 15-02-2007, 15:45   #4
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Çıkarmanın birinci öncelikle Saros Körfezine, ikinci öncelikle Anadolu kıyısına, üçüncü öncelikle Gelibolu Yarımadası'nın burnuna (Seddülbahir'e) yapılacağını hesap etmekteydi. Sonra Mareşalin düşüncesine göre, Esat Paşanın yaptığı gibi, kıyıyı kuvvetin çoğu ile tutup gerideki ihtiyatları zayıf bırakmak doğru değildi. Çünkü sorumluluk bölgesi Saros Körfezi'nin batısından (Enez'den) Edremit Körfezi'ne kadar 350 kilometre genişliği bulunmaktaydı. Gerçi bu geniş bölgede önemli kısım, Gelibolu Yarımadası ile Boğazın Anadolu yakası idi ve bu da ancak 120 kilometrelik bir genişlikteydi. Ama bu bile fazlaydı. Elindeki kuvvetin sayısı hem kıyıyı sağlam tutmak hem de geride kuvvetli ihtiyatlar bulundurmak için yeterli değildi. Ayrıca kıyıya çok kuvvet yığmak, güçlü düşman donanmasının ateşleri altında, daha savaşın başında çok kayıp vermeye de neden olurdu.
Bunun için Mareşal Sanders, kıyıları zayıf tutmak, derinlikte kuvvetli ihtiyatlar bulundurmak düşüncesindeydi. Madem ki düşmanın nereye çıkacağı belli değildi ve bölge çok genişti, öyleyse en iyi çözüm yolu buydu. Yani kıyı boyuna yapışıp kalmaktan çok, kuvvetli ihtiyatlara dayanan "Oynak bir Savunma" yapmak daha iyiydi.
Fakat böyle bir oynak savunmanın,özellikle Gelibolu Yarımadası'nda önemli bir sakıncası vardı: Arazi ve yol durumu...
Gerçekten de Saros Körfezi'nde (Bolayır Berzahı) 4.8 kilometrelik bir genişlikten, güneyde Anafartalar'da 20 kilometrelik bir genişliğe ulaşan ve bu şekliyle bir üçgene benzeyen Gelibolu Yarımadası dağlık bir yapıya sahipti. Sanders'in benzetmesiyle Gelibolu arazisi "yamaçlar, derin boğazlar ve keskin yarlar ile bölünmüş dağlardan ibaretti."
Öyleydi ama, Mareşal Sanders'e göre başka çarede yoktu. O da öyle yaptı ve kıyılarda zayıf, derinlikte kuvvetli olmak esasına göre birliklerini düzenledi. Hazırlıklar, düşmanın çıkarma harekatına giriştiği 25 Nisan'dan iki hafta önce bitirilmişti. Buna göre:
  Alıntı ile Cevapla
Alt 15-02-2007, 15:45   #5
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Beşinci Ordu Komutanı Mareşal Sanders, karargahıyla Gelibolu'daydı.
Emrinde iki kolordu vardı: 3. ve 15. kolordular.
3.Kolordunun üç tümeni vardı:
5.Tümen, Saros bölgesinde. Komutanı Yarbay Hasan Basri.
7.Tümen, Bolayır bölgesinde. Komutanı Albay Halil.
9.Tümen, Seddülbahir bölgesinde. Komutanı Albay Halil Sami.
15.Kolordu Komutanı Alman Generali Weber, karargahı ile Kalver Çiftliği'nde ve Anadolu yakasını savunmakla yükümlü.
15.Kolordunun iki tümeni bulunuyor:
3.Tümen, Kumkale bölgesinde. Komutanı Alman Albay Nicolai.
11.Tümen, Beşige bölgesinde. Komutanı Albay Refet.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 15-02-2007, 15:45   #6
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Ayrıca doğrudan doğruya Beşinci Ordu Komutanlığına bağlı bir tümen (19.Tümen), bir süvari tugayı (1.Tugay), bir piyade alayı ve dört jandarma taburu vardı. 19.Tümen, Yarbay Mustafa Kemal emrinde ve Eceabat'ta Beşinci Ordu'nun ihtiyatını oluşturuyordu. Süvari Tugayı ise yine ordu emrinde olarak Saros Körfezi batısında Bulgar hududuna kadar olan geniş kıyı kesimini gözetlemekteydi. Jandarma taburları da,düşmanın fazla beklenmediği kıyılar da gözetleme görevi yapmaktaydılar. Beşinci Ordu'nun asker sayısı 84000 (Müttefiklerin 75000), top sayısı 72 (Müttefiklerin donanma hariç 140) idi. Türk asker sayısı düşmana nazaran 9000kişi daha fazla idi ama bu bir sayısal görüntüden ibaretti. Aslında tarafların savaş gücünü belirleyen, (eğitim ve moral başta olmak üzere) silahların kalitesi, silah, cephane, araç, gereç bütünlemesi ve özellikle ağır makinalı tüfek ve topun miktarı idi ve bunlar da düşmandan yana idi.
Büyük savaştan bir gün önce Türk savunma kuvvetleri ile Beşinci Ordu Komutanı Mareşal Liman Von Sanders, dört haftalık bir uğraşın sonucuna ulaşmış ve hazırlıklarını olabildiğince bitirmişti. Mareşal, 60 yaşına rağmen masa başında pek az oturuyor, zamanının çoğunu arazide, birliklerinin arasında tatbikat ve eğitimlerde geçiriyordu.
Daha sonraları o günler için şunları yazacaktı:
"Sahilde gözetleme görevi ile uyuşmuş Türk birliklerini,durumun gerçeklerine uygun biçimde hareketli bir hale getirmek için yürüyüşler ve tatbikatlar çok faydalı oldu."
Gerektiğinde birliklerin bir yerden diğerine nakli için limanlarda gemi bulundurduktan başka, gruplar arasındaki yolları da işçi taburlarını çalıştırarak yapmaya başlamıştık. Yarımada üzerinde bir baştan ötekine giden kesiksiz bir yol mevcut değildi. Ekseriya yayaların ve yüklü hayvanların geçebileceği patikalar vardı, fakat tekerlekli topçunun bunlardan geçmesi mümkün değildi.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 15-02-2007, 15:45   #7
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Yeni gruplaşma, gece yürüyüşleri ile sağlandı. Bu suretle düşman uçaklarının keşifleri engellendi. Tehlikeli sahil kesimlerinde sahra tahkimatını bütün kuvvetimizle ve geceleri pekiştiriyorduk. Engelleme inşaatı için Türkiye'de hem malzeme hem de araç ve gereç noksandı. O kadar ki, basılınca patlayan kara mayınları terine torpido başlıklarını ve dikenli tel engeli olarak da bahçe ve tarla kenarlarındaki telleri kullanmak zorunda kaldık.
24 Nisan'da Çanakkale'nin Anadolu yakasındaki 11.Tümen ile büyük bir manevra düzenledim. Burada esas mesele, düşmanın Küçük Beşige Limanı'na yaptığı varsayılan çıkarmayı önlemekti. Öğleden sonra Gelibolu'ya döndüm.
25 Nisan sabah saat 05:00den itibaren Gelibolu'daki ordu karargahına, düşman çıkarmasının yapıldığı veya yapılacağı yolunda raporlar yağmaya başladı.
Ordu Komutanı Mareşal Sanders, sabah ilk haberlerle beraber, yanına sadece Yaveri Alman Binbaşı Pirke'yi alarak koşup geldiği Bolayır sırtlarından (Gelibolu'nun kuzeyi), Saros Körfezi'ndeki düşman gemi grubunu görüyor, göremediği diğer dört grup hakkında ise ancak kendisine ulaşan raporlardan bilgi ediniyordu.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 15-02-2007, 15:45   #8
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

"Gözetlemeyi örtebilecek ve sütre olabilecek tek bir ağaç ve çalının dahi bulunmadığı Bolayır'ın dar sırtı üstünden Saros Körfezi bütünüyle görünüyordu. Karşımızda pek yakın olarak düşmanın savaş ve taşıt gemilerinden oluşan 20 kadar tekne sayılabiliyordu. Bazıları yalçın kıyılara yapışık görünecek kadar ileriye sokulmuş bulunuyordu. Diğerleri ise biraz uzakta veya seyir halinde idiler. Savaş gemileri bordalarında ateş ve duman görülmekte, bütün kıyılarla bulunduğumuz tepeler düşman donanma topçusunun mermilerine hedef olmakta idi.
Bu, unutulmaz bir manzaraydı."
Sanders, sabahın erken saatinde, daha güneyde Gelibolu Yarımadası'nın Arıburnu ve Seddülbahir kesimlerine çıkarmanın başladığını bildiriyordu. Diğer üç bölgede, Anadolu kıyılarında Kumkale ve Beşige ile şimdi bulunduğu Saros'da henüz bir çıkarma yoktu.
Beri yandan düşmanın kuvveti önceden alınan bilgilere göre belliydi: Beş tümen veya biraz fazla. Bu kuvvetler beş yerde birden çıkarma yapamazdı, çünkü böyle yaparsa her yerde zayıf olurdu ve ihtiyatı kalmazdı. Kuvvetlerinin çoğu ile çıktığı veya çıkacağı yer neresiydi? Mareşal Sanders'in kafasını bir burgu gibi delen asıl soru buydu...
Mareşal Sanders, saat 07:30'da İstanbul'a Başkomutanlığa yolladığı ilk raporunda, düşmanın beş grup halinde harekete geçtiğini, Arıburnu ve Seddülbahir'e çıkarmanın başladığını haber veriyor ve Edirne'deki 4.Tümenin acele Gelibolu'ya emrine gönderilmesini istiyordu. Ayrıca, saat 09:00'a doğru hala düşmanın bir çıkarma girişimi olmadığı için, Saros'daki 5.Tümenin bir alayının Şarköy'e ve 7.Tümenin bir piyade taburu ile bir topçu taburunun Gelibolu'dan deniz yoluyla çıkarma bölgesine hareketleri için emir veriyordu, ama daha büyük kuvvetler yollamaktan çekiniyordu, durum henüz tam manasıyla belirgin değildi. Bu sebeple de ordu ihtiyatı olan Yarbay Mustafa Kemal'in 19.Tümenini hemen kullanmaya hiç niyeti yoktu. (Halbuki Mustafa Kemal, Mareşal Sanders'e haber verme imkanını bulamadan bu saatlerde, yani saat 08:00'de bir alayı ile kendisi başta, Arıburnu çıkarma bölgesine doğru harekete geçmişti bile)
  Alıntı ile Cevapla
Alt 15-02-2007, 15:45   #9
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

"Anfibi harekatı (deniz çıkarması) kaygan olur"diyordu. "Düşman harekatın devamı sırasında beklenmedik yerden vurabilir"di.
Ve özellikle de tüm dikkati Saros'da toplanıyordu. "Buraya yapılacak bir çıkarma, Yarımadayı en dar yerinden koparıp Gelibolu Yarımadası'ndaki tüm kuvvetlerin kara bağlantısını keser ve bu kuvvetleri imhaya sürükleyebilir"di. Zaten bu sebeple değil midir ki, baştan beri birinci önceliği buraya vermiş, 5. ve 7.Tümenleri bu daracık yere yığmıştı.Yine bu nedenle değil miydi ki, düşmanın harekete geçtiği haberini duyar duymaz, daha sabahın köründe doğruca buraya koşmuştu.
Kolordu Komutanı Esat Paşa, Bolayır sırtlarındaki Ordu Komutanı Sanders'e mesaj üzerine mesaj gönderiyordu: "Takviyeler gelsin!" Öyle ya, Saros'daki 5.ve 7.Tümenler kendisine bağlıydı, bunları istiyordu. Ama Sanders, bu tümenlerin şu sırada savaş alanına gitmesini hiç de doğru bulmuyordu. Onun bütün dikkati, koşup geldiği ve dürbünü ile izlediği şu Saros açıklarındaki düşman gemilerindeydi ve ızdırap içinde, kafasını kemiren soruya yanıt arıyordu: "Seddülbahir ve Arıburnu'na çıkanlar, düşmanın asıl kuvvetleri midir?
Saat 16:00'ya doğru Mareşal Sanders de, nihayet o azap dolu kuşkularından kurtulmaya başladı. Görünüşe göre Seddülbahir ve Arıburnu düşmanın asıl çıkarma bölgeleriydi, çünkü buraya çıkarmalar kesiksiz sürüyordu.
Düşman donanmasının Gelibolu ve Anadolu sahillerinde yeri göğü inlettiği o 25 Nisan günü koca Ordu Komutanı Mareşal Sanders'i sabahtan akşama kadar tereddüt içinde kıvrandıran Saros çıkarması sadece bir gösteri taarruzu idi, aldatmacaydı. Mareşal Sanders'i, daha planlama safhasından beri birinci öncelikle ve bir saplantı halinde uğraştıran ve iki tümenini buraya bağlayan Saros Körfezi öyküsü, ancak bu kadar sürmüştü: Sadece bir gündüz ve bir gece...
  Alıntı ile Cevapla
Alt 15-02-2007, 15:46   #10
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Saros'dan 120 kilometre uzakta, Anadolu yakasındaki Beşige'nin öyküsü de bundan farklı değildi. Bu da bir gösteri çıkarmasıydı. Liman Von Sanders burada büyük bir askeri hata yaparak 2. ve 5.tümenden bir alayın bölgeye gönderilmesine razı oldu. İtilaf kuvvetleri bu suretle istedikleri aldatma etkisini sağlayabildiler.
Kumkale gösterisine gelince...
Mareşal Sanders'in planına göre, diğer yerlerde olduğu gibi burada da, kıyılar zayıf birliklerle tutulmuştu, asıl kuvvetler toplu halde gerideydiler. 25 Nisan 1915 Pazar günü Saros, Kumkale, Beşige'de olanlar birer gösteriydi. Asıl çıkarma, Gelibolu Yarımadası'nda Arıburnu ve Seddülbahirdeydi.
Kara savunması Mareşal Liman Von Sanders'in komutasındaki Beşinci Ordu tarafından yapılıyordu ve kuvvetleri yeterli değildi. Beşinci Ordu'da 26 Mart 1915'te bir komuta değişikliği olmuş ve Esat Paşanın yerine Mareşal Sanders getirilmişti. Esat Paşa çıkarmanı merkez kesimine yapılacağını değerlendirmiş ve Çanakkale savunmasını buna göre planlamıştı. Bu tarihte komutanın yabancı bir ele teslimi ve bu planın tamamen tersinin uygulanışı cidden çok üzücüdür ve Türk milletine çok pahalıya mal olmuştur. Mareşal Sanders kuvvetleri üç bölgeye eşit olarak dağıttı. Asıl savaş hattının kıyıdan geçirilerek düşmanın karaya ayak basmasını amaçlayan düzen Liman Von Sanders tarafından değiştirilerek felaketlere sebep oldu. Yeni düzen düşmanın karaya ayak basmasına müsaade ettikten sonra onu denize dökmekti. 19.Tümen komutanı Miralay Mustafa Kemal bu düzenin sakıncalarını raporla bildirdi ise de, ordu komutanı görüşünü değiştirmedi. Komutanın görüşü, normal şartlar için doğru ise de, Gelibolu Yarımadası'nın Çanakkale Boğazı önünde ancak 8 kilometrelik bir savunma derinliği vermesi, bölgenin ve 1915 yılında birliklerin haberleşme donatımların azlığı ve o tarihte ulaştırma ağının zayıflığı sebebiyle yanlıştı.
Mustafa Kemal kimsenin görmediğini görmüş ve Conkbayırı ile Sarı Bayır'ın Gelibolu Yarımadası'nın savunması için yaşamsal önemi olduğunu anlamıştı. Gelibolu'nun savunmasını hazırlayan Liman Von Sanders Paşa bile bu noktayı gözden kaçırmıştı.
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


LinkBacks (?)
LinkBack to this Thread: http://besiktasforum.net/forum/tarih/22897-limon-van-sanders/
Mesaj Yazan For Type Tarih
Untitled document This thread Refback 17-03-2008 17:02

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 08:05 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580