|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
07-02-2007, 17:31 | #11 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 2.İkinci olarak, yerel medya ülkesel-medyaya alternatif bir söylemi ancak alternatif bir örgütlenme içerisinde gerçekleştirilebilir. Dolayısıyla, yerel medyanın önünde iki örgütlenme seçeneği vardır: Dikey olarak örgütlenerek ülkesel-medyanın bir küçük modeli olarak davranabilir. Bu tercihte bulunduğu takdirde yerellik niteliği, sadece "coğrafi bir yerelliğe" işaret edecek, alternatif bir söylem kurması imkansızlaşacaktır. Ya da yatay olarak örgütlenebilir. Yatay örgütlenmenin belirli türdeki; reklam almayan, hiyerarşik değil, otoriteyi kurum içinde yatay olarak dağıtacak şekilde örgütlenen, bir program dizgesi oluşturmayıp, radyoya ilk gelene programını başlatan örnekleriyle Batı'da 1970-1980'li yıllar arasında karşılaştık. 1990'lar daha farklı türden yatay örgütlenmeleri zorunlu kılıyor. Başka ifadeyle global olarak örgütlenmiş olan medyanın temsil ettiği dikey tekelleşme karşısında, yerellikleri temsil eden medyanın da küresel akışkanlığın sağladığı yeni imkanlarla yatay bir ağ biçiminde örgütlenmesi gerekiyor. Bu türde örgütlenmelere bir örnek yine Avrupa'dan verilebilir. Avrupa'da 1980'lerden başlayarak, yerel/bölgesel örgütlenmelerin de desteğiyle küçük ülke ve bölgelerdeki medya endüstrilerinin desteklenmesi çerçevesinde Avrupa topluluğu ezdinde lobby çalışmaları başlatılıyor. Böylelikle yerel medya kuruluşlarının rating kaygısı duymadan yayın yapabilmeleri için yatay bir örgütlenme formu içerisinde fonlar sağlanmaya çalışılıyor. Böylelikle örneğin yerel dillerde yayıncılık yapacak olan kuruluşların çok az bir nüfusa sesleniyor olmaktan ötürü yayın yapamaz duruma gelmelerinin önüne geçilmeye çalışılıyor, global medya şirketlerinin izlediği stratejilere meydan okunuyor. Çünkü yerel medyanın ancak böyle bir örgütlenme ağı içerisinde, alternatif bir yayın politikası ve dili oluşturabilmesi, başka ifadeyle yeni kültür ve kimliklerin izini sürüp, onlarla ittifaklara girebilmesi, en küçüğünden en büyüğüne kadar bütün iktidar ilişkilerindeki eşitsizliklerden muzdarip olanlarla dayanışma kurabilmesi mümkün. | ||
|
07-02-2007, 17:32 | #12 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 2.İkinci olarak, yerel medya ülkesel-medyaya alternatif bir söylemi ancak alternatif bir örgütlenme içerisinde gerçekleştirilebilir. Dolayısıyla, yerel medyanın önünde iki örgütlenme seçeneği vardır: Dikey olarak örgütlenerek ülkesel-medyanın bir küçük modeli olarak davranabilir. Bu tercihte bulunduğu takdirde yerellik niteliği, sadece "coğrafi bir yerelliğe" işaret edecek, alternatif bir söylem kurması imkansızlaşacaktır. Ya da yatay olarak örgütlenebilir. Yatay örgütlenmenin belirli türdeki; reklam almayan, hiyerarşik değil, otoriteyi kurum içinde yatay olarak dağıtacak şekilde örgütlenen, bir program dizgesi oluşturmayıp, radyoya ilk gelene programını başlatan örnekleriyle Batı'da 1970-1980'li yıllar arasında karşılaştık. 1990'lar daha farklı türden yatay örgütlenmeleri zorunlu kılıyor. Başka ifadeyle global olarak örgütlenmiş olan medyanın temsil ettiği dikey tekelleşme karşısında, yerellikleri temsil eden medyanın da küresel akışkanlığın sağladığı yeni imkanlarla yatay bir ağ biçiminde örgütlenmesi gerekiyor. Bu türde örgütlenmelere bir örnek yine Avrupa'dan verilebilir. Avrupa'da 1980'lerden başlayarak, yerel/bölgesel örgütlenmelerin de desteğiyle küçük ülke ve bölgelerdeki medya endüstrilerinin desteklenmesi çerçevesinde Avrupa topluluğu ezdinde lobby çalışmaları başlatılıyor. Böylelikle yerel medya kuruluşlarının rating kaygısı duymadan yayın yapabilmeleri için yatay bir örgütlenme formu içerisinde fonlar sağlanmaya çalışılıyor. Böylelikle örneğin yerel dillerde yayıncılık yapacak olan kuruluşların çok az bir nüfusa sesleniyor olmaktan ötürü yayın yapamaz duruma gelmelerinin önüne geçilmeye çalışılıyor, global medya şirketlerinin izlediği stratejilere meydan okunuyor. Çünkü yerel medyanın ancak böyle bir örgütlenme ağı içerisinde, alternatif bir yayın politikası ve dili oluşturabilmesi, başka ifadeyle yeni kültür ve kimliklerin izini sürüp, onlarla ittifaklara girebilmesi, en küçüğünden en büyüğüne kadar bütün iktidar ilişkilerindeki eşitsizliklerden muzdarip olanlarla dayanışma kurabilmesi mümkün. | ||
07-02-2007, 17:32 | #13 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Sonuç olarak hiç bir medya insanları özgürleştiremez, ancak özgürleşim tarifleri yapılmasına yardımcı olabilir. Yerel medyanın imkanları, eşitsizlikçi ve güçlünün özgürlüğünden yana pazar ilişkilerinde sadece ayakta durmayı başarmakla sınırlı değildir, taraf tutmayı gerektirir. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |