Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi

Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi (http://besiktasforum.net/forum/index.php)
-   Bæsın Yayın (http://besiktasforum.net/forum/forumdisplay.php?f=240)
-   -   Baskı Öncesi Hazırlık (http://besiktasforum.net/forum/showthread.php?t=21951)

imparator 07-02-2007 10:17

Baskı Öncesi Hazırlık
 
Baskı öncesi hazırlık



Baskı öncesi hazırlık genel anlamda film hazırlık olarak algılanır. Baskı öncesi hazırlıkta film, en son aşamadır. Bu aşamaya gelmeden önce yapılanlar ayrıntılı olarak incelendiğinde önemini daha iyi anlayacağız. İnceleyeceğimiz parçaların hepsi, mükemmel olduğu zaman doğru bir iş çıkartabiliriz. Kaliteli bir iş üretebilmek için gerekli olanlara uymadan var olan standartlara ulaşmak mümkün değildir.



Baskı öncesi hazırlığı yapılacak olan bir işin, değişik iki süreci vardır.



1) Konvansiyonel (klasik yöntem)



2) Dijital Her iki süreçte

Aynı malzeme ve aynı standartlar kullanılır. Ayrıldıkları tek nokta ise, bilgisayar ortamı kullanılmasıdır. Günümüzde artık konvansiyonel ortamlar terkedilmektedir. İster konvansiyonel isterse de dijital ortamda hazırlansın, yapılacak işin bilgilerini içeren malzemelerin, standart olarak kabul gören özelliklere sahip olması onun kalitesini belirler.Kaliteli bir sonuç ancak kaliteli orjinal, dia, opak, v.b. malzemelerin kullanılması ile mümkündür. Bu malzemelerdeki eksiklikler zaman ve maliyet artışlarına yol açtığı gibi en önemlisi de kaliteyi düşürür. Kötü çekilen bir dia (slayt), ne kadar iyi taranırsa (scanner) taransın, bilgisayar ortamında renk rütuşuda yapılsa yinede ancak belirli sınırlarda düzeltilebilir. Kötü bir iş bizi hep başlangıç noktasına götürür. Öyleyse, başlangıç noktamız nedir?

Bu konuya geçmeden önce konvansiyonel diye adlandırdığımız ve geçmişte yapılan çalışmayı
inceleyelim.

imparator 07-02-2007 10:18

Klasik Yöntemlerle Hazırlık

Bir grafiker veya ressam, yapacağı işi ayrıntılı olarak düz bir kağıda yada genellikle milimetrik kağıda, kurşun kalem, cetvel, gönye v.b. araçları kullanarak trase çizerdi.

Bunlar, üzerine yapıştıracağı malzemeleri gönyelemeye ve hizalamaya yardımcı olurdu. Eğer varsa orjinal kalemlerle (rapido adı verilen ve farklı kalınlıktaki herbir çizgi için ayrı ayrı kullanılan kalemlerdir) çizgi ve çerçeveleri çizerdi. Resim alanlarını, hangi malzemeyi kullanıyorsa dia veya opak olabilir, kurşun kalemlerle boyutlandırır ve kadrajlardı. Tipografiyi ise ya dizdirip yada letraset adı verilen folyolar üzerindeki harfleri kağıda transfer ederdi. Eğer renk kullanacaksa, orjinal üzerine eskiz veya aydınger kağıt kaplayıp, renkle ilgili açıklamaları burada yapardı.
Bu çalışma bitiminde film atölyesi önce, gelen işin orjinalinin 1/1 negatifini elde eder, sonra dia ve opak malzemeleri scannerde tarar ayrı ayrı (CMYK) şablonlarını oluşturur ve bunları orjinalden elde ettiği negatiflerle birleştererek her rengin tek bir tabakada olmasını sağlardı. Daha geçmişte ise tipografi (yazı) ayrı, renk ayrımları (dia ve opaklar) ayrı olur, bunlar montajcılar tarafından birleştirilirdi. Dia ve opakların, tipografik özellikleri içeren



orjinallerle birleştirilmesi sırasında, tekrar tekrar kopyalamak zorunda kalındığından
(negatif+pozitif) ve her kopyalamada kayıplar oluştuğundan, çıkan sonuç günümüz koşullaryna göre mükemmel olmazdı. Kuşkusuz halen bu yöntemleri kullananlar var. Bir çok konuda başarılıda oluyorlar ama, uzun ve zahmetli bir iş olduğundan zaman ve paraları da boşa gidiyor. Diyelim ki dekupe yaptırmak istediniz, yapılacak işlem daha
zahmetli bir hale geliyor ve hele birde iki dekupeyi üst üste yada bir dekupeyi herhangi bir başka dianın içine pas etme (gömme) işi olursa... Bu zorluklarla film sektörümüz uzun süre boğuştu. Bilgisayarlar işin içine girmeseydi halen bu zorluklarla çalışılmaya devam edilirdi. Kısaca klasik yöntemler bunlardı.

imparator 07-02-2007 10:18

Dijital Yöntem

Peki şimdi ne yapılıyor? Grafikerlerin elinin altında masaüstü scanner, bilgisayar ve yazıcılar var. Tasladıklarını bilgisayar aracılığıyla oluşturup, dia veya opaklarını tarayıp (scannerda), uygun kadrajlarını vermesi, hatta varsa logo veya kolajlarını da tarayıp, kadrajlaması ve lazer aracılığıyla kağıda dökmesi mümkün. Biz bir orjinalin baskı ortamına geçişte, dijital ortama aktarılmasını, onun malzemelerini ve bilgisayarda yapacaklarımızı ve sonrasını inceleyeceğiz.


Bunlar;

1- Görsel Malzemeler Dia, Opak, Kolaj, İllustrasyon
2- Orjinal Marj Tanımları Kesim payları,
3- Forma, Montaj
4- Renk Tanımları RGB, CMYK, SPOT, TİRE, DUOTONE
5- Baskı ortamları Tram, Kağıt, Film, Kalıba aktarım
6- Bilgisayar Ortamı Programlar
7- Dosya formatları
8- Servis bürolarına iş yollama.




Renk Bilgisi

Yaşadığımız dünyayı renksiz düşünebilirmisiniz? Renk yaşamdır. Renkler aydınlığın çocuklarıdır, ışık ise renklerin anası. Cisimler ışıktan can alır, görünür hale gelir; ışıksız renkler yok olur, karanlık hakim olur. Renk yaşamdır. Hiç bir şey yağmurlu bir sabahta gördüğümüz gökkuşağı kadar bizi duygulandırmaz. Yıldırım bizi korkutur. Sabahleyin erken saatte gördüğümüz kuzey ışığı ruhumuza huzur ve dinginlik verir. Renklerin görsel, duygusal dilini öğrenmek işin doruk noktasıdır. Renklere gösterdiğimiz tepkiler biraz da geçmişteki deneyimlerimize bağlıdır. Dinler, gelenekler, inançlar, moda, reklam bizim renklere olan tepkimizi şekillendirir. Renklerin bilincinde olsak da, olmasak da üzerimize olan etkilerini görürüz. Bu etkileri pozitif ve negatif kutuplara ayırmak doğru olur mu? Tartışılmalı. Gelin renkleri biraz tanıyalım. Nasıl mı? Biraz fizik, biraz fizyoloji, biraz psikoloji. Renkler üzerinde düşünmek doğanın ölümsüz yasaları üzerinde kafa yormaktır. Renklerin üzerimizdeki etkisini onları var eden maddelerin etkilerinden ayrı düşünebilirmiyiz?

Spektral renklerin dünyasına ilk defa 1876'da fizikçi Sir Isaak Newton girmiştir. Daha sonra renkli algılamada üç rengin yeterli olacağını "Young" dile getirmiştir. "Maxwell" bu üç rengi görünür ışık spektrumunun başı, ortası ve sonuna denk gelecek şekilde

imparator 07-02-2007 10:18

"Kırmızı", "Yeşil" ve "Mavi"• • • olarak saptamıştır. Ancak üç reseptörün bulunması
1957'de fizyolojist "Rushton"a kısmet olmuştur. Rushton gözde "Erythrolabe" (Kırmızıya duyarlı) "Chromolabe" (Yeşile duyarlı) ve "Cyanolabe" (Maviye duyarlı) adını verdiği üç reseptör tespit etmiştir.Bu üç reseptör birlikte uyarıldığı zaman beyaz, hiç biri uyarılmadığı zaman ise siyah algılanır. İki reseptörün birlikte uyarılmasından ikincil renkler algılanır.
%50 • Kırmızı + %50 • Yeşil = • Sarı
%50 • Yeşil + %50 • Mavi = • Cyan
%50 • Kırmızı + %50 • Mavi = • Magenta (Mor)
%33 • Mavi + %33 • Kırmızı + %33 • Yeşil = • Beyaz


















Bu üç reseptörden filogenetik olarak belli bir dalga boyuna ilk özgünleşen mavidir. Kırmızı ve yeşil maviden daha sonra ayrıldığı için bu renklerle ilgili renk körlüğüne daha sık rastlanır. Algılanan bilgiler beyinde oksipital loba taşınır. Burada V1 adındaki alanda renk ve renkli formlara duyarlı hücreler blob denen kümeler oluşturur.

Siyah/Beyaz formlara duyarlı hücreler ise interblob alanlarda toplanmaktadır. Renk bilgileri daha sonra yine oksipital lobda olan V4 alanına taşınır. V4 renkli algıya ayrılmış özel alandır. V4'de oluşan problemler akromatopsi (renkli algının bozulması) ile birlikte seyreder ve hasta dünyayı grinin tonlarında algılar. Renk belleği ise genelde sözel ve duygusal renk bellekleri olarak yapay bir şekilde sınıflanır.
İşin bundan sonraki kısmı sanatçıların ve psikologların alanına giren konulardır. "Newton" daha sonra kendi geliştirdiği renk halkasını uç uca birleştirerek spektrumda eksik olan Magenta rengini oluşturdu. Daha sonra bu halkayı 12'ye bölerek renklerin sistemli bir şekilde değerlendirilmesinde belki de ilk adımı atmış oldu. Bauhaus sanat okulunda renk eğitimi veren "Iten", öğretisini bu temele dayandırdı.

imparator 07-02-2007 10:18

Boyaların karıştırılması sonucunda ortaya çıkan renkleri açıklayan "Çıkartma" veya
"Substraksiyon teorisine" göre Cyan, Magenta ve Sarı • • • renkleri ile tüm renklerin aslına yakın reprodüksiyonu mümkün olmuştur. Bu üç renk günümüzün matbaası ve renkli filmlerin temeli oldu. Çıkartma teorisine göre ortak olan renk yansıtılır, geri kalan renkler emilir ve görülmez. Örneğin Mavi ve Yeşil reseptörleri uyaran Cyan ile Yeşil ve Mavi reseptörleri uyaran Sarı boyaların karıştırılması sonucu her iki boyada ortak renk olan yeşil görünür, geri kalan renkler diğer boya tarafından emilir. Mavi sarı tarafından kırmızı ise cyan tarafından emilerek yok olur.


%50 • Cyan + %50 • Magenta = • Mavi
%50 • Cyan + %50 • Sarı = • Yeşil
%50 • Sarı + %50 • Magenta = • Kırmızı
%33 • Cyan + %33 • Magenta + %33 • Sarı = • Siyah



imparator 07-02-2007 10:19

Gördüğümüz çoğu renk "absorpsiyon" yolu ile oluşmuştur. Burada bir madde, gelen ışıkta bazı dalga boylarını absorbe ettikten sonra geriye sadece göründüğü renge ait dalga boylarını yansıtır. Transparan maddeler yansıttığı renkte değil, içinden geçirdiği dalga boyları renginde görünür. Bazı floresan boyalar aldıkları ışığı dalga boyunu değiştirerek farklı bir renkte ve dalga boyunda yansıtırlar. Fosforesan boyalar ise aldıkları ışığı depolayıp uzun süre saçabilirler. Bazen ışığın kendisi renklidir. Işığın kaynağı Kırmızı alev gibi sıcak veya neon/ateş böceği kimyasal ışığı gibi soğuk olabilir. Sabun köpüğünde ve su yüzeyindeki ince filmlerde bibirine çok yakın iki yansıtıcı yüzey vardır. Oluşan renkler, iki ayrı yüzeyden yansıyan ışık dalgaları arasında oluşan interferans sonucu oluşur. Bazı kelebek ve böceklerdeki doygun mavi ve yeşiller, CD ve plaklardaki renkler, difraksiyon (saçılma) yoluyla oluşur. En değerli yeşil renk ($) bu yolla oluşur. Gök yüzünün mavisi ise, toz ve su parçacıkları tarafından saçılan kısa dalga boylarından oluşur. Görme işi nefes alma gibi kendiliğinden gelişen bir eylem değildir. Çeşitli insanlar renk uyumundan bahsederken farklı şeylerden bahsettikleri çok kolay anlaşılabilir. Görünen şeyler renk, form, doku, gölge, hareket ve anlam açısından değerlendirilirler. Gördüklerimizi kıyaslama yoluyla değerlendirdiğimizi söylersek çok yanlış olmaz. Renk algılamasında insanların kıyaslama için kullandığı yedi kriter olduğunu öğrenmek, sınırsız renk dünyasında bizi kıyıya ulaştırır.
1. Renk kontrastı, yedi kontrast arasında en basit kontrasttır. Renk kontrastı, renk dairesindeki renklerin en saf şekillerini kullanarak oluşturulabilir. İki renk ile bir kontrast yaratırken örneğin karşı karşıya gelen iki renk kullanılabilir. Mor/Sarı en basit diadlardan biridir. Triadlar renk halkasından eşkenar bir üçgen oluşturacak şekilde seçilebilir. Ressamların en çok sevdiği sarı/kırmızı/mavi bu şekilde oluşturulmuş güçlü bir triaddır. İkiz kenar üçgenlerin etkileri daha çok diadlara yakındır. Ayrıca kare kullanarak üç farklı tetrad yaratmak mümkündür.

imparator 07-02-2007 10:19

2. Açıklık/koyuluk kontrastı Gece/Gündüz tekrarlanan ve yaşamımızın en vazgeçilmez kavramlarından biridir. Aydınlık/karanlık, açık ve koyu kutuplarını açıklayan en güzel renkler Siyah ve Beyaz'dır. Beyaz gözdeki koni ve basillerin en şiddetli uyarılma, siyah ise dinlenme halidir. Grinin tonları ve tüm renkler, siyah ve beyaz arasında yer alır. Açıklık/koyuluk kontrastı grinin tonlarında kullanılabileceği gibi renklide de açık ve koyu renkler tarzında kullanılabilir.


3. Sıcak/Soğuk kontrastı yedi kontrast arasında en dikkat çekici kontrasttır.Alev ve sıcağı düşündüren renkler arasında sarı, turuncu ve kırmızı sayılabilir. Yapılan deneyde Mavi bir odada oturanlar, kırmızı bir odada oturanlara göre daha çabuk üşümeye başlamışlar.Sıcak/soğuk kontrastını bazı kelimelerin uyandırdığı duygularda görebiliriz. Gölge/Aydınlık, Şeffaf/Mat, Semavi/Dünyevi, Uzak/Yakın, Buzul/Çöl, Islak/Kuru vs. Sıcak soğuk kontrastı kullanılarak çok güçlü duygular elde edilebilir.

imparator 07-02-2007 10:19

4. Doygunluk kontrastı: Renk dairesinin kenarında kalan renklerin hepsi doygun renklerdir. Dairenin ortasına yaklaştıkça doygunlukları azalır ve grileşirler. Renkler saf halleriyle dikkat çekici özellik taşırlar. Doygun renkler doğada genelde zehirli ve tehlikeli olmanın işaretidir. Saf renklere beyaz karıştırılınca daha barışçıl ve dinlendirici bir özellik kazanırlar. Siyahın karışması ile renkler
hastalıklı ve melankolik bir özellik kazanır. Renklerin saf olarak kullanılması "ben önemliyim" veya "ben buradayım" anlamını taşır.


5. Komşuluk kontrastı: Büyük, kırmızı bir zemin üzerinde küçük, siyah bir kare ne renk görünür? Tuhaftır ama, kırmızıya komşu olan renkler koyu cyan rengine doğru bir değişiklik gösterir. Göz başka renklere komşu olan renkleri komplementer renklere yaklaştırarak görür. Kırmızı kravatlar üzerinde siyah iplik kullanan üretici ipliğin siyah olduğu konusunda ısrar edince büyük zarara uğramıştır. Siyah iplik yerine kahverengi iplik kullansa idi, büyük zararın önüne geçilebilirdi.
Beyaz etrafındaki renklerin parlaklığını azaltır ve sönük görünmelerine sebep olur. Siyah ise etrafındaki renklerin daha parlak ve canlı görünmesini sağlar.

imparator 07-02-2007 10:20

6. Komplementer (tamamlayıcı) kontrast: Boyalar birbirine karıştırıldığı zaman, Siyah/Gri renk oluşturan renkler tamamlayıcıdır. Bunlar Cyan+Kırmızı, Sarı+Mavi ve Magenta+Yeşildir. Fizyolog Hering'e göre, insan gözü gri rengi arar. Hering'e göre grinin anlamı göz dibindeki algılama hücreleri olan koni ve basillerin uyarılma durumunun dengelenmiş olmasıdır. Bu durumda birleşmesinden gri renk doğan renkler, "harmonik" sayılırlar. Toplamı gri olmayan renkler ise ilgi çekici veya uyumsuz olacaktır.



7. Alan genişliği kontrastı: Her rengin etkisi kapladığı alan kadardır. Ancak birden fazla renk söz konusu olduğunda hangisinden ne oranda kullanılacağı belirlenmelidir. Renkleri dengeye dayalı kullanmak amacıyla Gothe, renklere dikkat çekme özelliklerine göre ağırlık değeri vererek bazı rakamlar tahsis etmiştir. Sarı 9, Turuncu 8, Kırmızı 6, Mor 3, Mavi 4, Yeşil 6. Tüm renkleri kapsamamasına rağmen Gothe'nin değerleri benimsenmiş, bazı ressamlar bundan yola çıkarak bu rakamlar ile uyumlu alan ölçümlerini tekrar hesaplamışlardır. Sarı 3, Turuncu 4, Kırmızı 6, Mor 9, Mavi 8, Yeşil 6. Bu alan genişliği değerlerini kullanırsak denge için mor/sarı oranı 9/3 = 3/1 olmalı.

imparator 07-02-2007 10:21

Renk küresi:

* Ekvator düzlemeinde Newton halkası: Kuzey Kutbunda parlak bir beyaz ve Güney kutbunda parlak bir Siyah bulunan bir küre düşünün. Kuzey ve Güney kutbunu bir birine bağlayan çizgi üzerinde tüm gri tonları bulunsun. Kürenin içini, orta eksene doğru doygunluğu azalan renkler doldursun. Ekvatorde saf renkler, kuzey'e doğru açık renkler, güney'e doğru koyu tonları içersin. Meridyenler üzerinde renklerin açık ve koyu tonları kaplamıştır. Ve işte renkleri oluşturma formülü.


Renk küpü:
Renk küpleri RGB teorisine göre yapılmış küplerdir. Başka bir ifade ile küp ile görünebilen tüm renkerli ifade etmek mümkün. Küpler RGB teorisinin görselleşmiş halinden başka bir şey değildir.XYZ eksenlerinde RGB değerleri belirli bir ölçek ile ifade edilince, en düşük değerden en yüksek değer kadar tüm renk tonlarını içeren küp şeklinde bir yapı ortaya çıkar. Bu küp üzerinde 0,0,0 noktasındaki renk siyah, 255, 255, 255 noktasındaki renk beyazdır. Diğer köşeler 3 birincil renk olan kırmızı, yeşil, mavi ve üç ikincil renk olan sarı, cyan ve majenta ranklerine aittir. Küpün yüzeyine yakın bölümle genellikle doygun renkleri, siyah ve beyaz köşe arasında çizilen küpün içinden geçen hayali diyagonal'a yakın eksen doymamış renkleri içerir. Küpün tam ortası ise gridir.

imparator 07-02-2007 10:21

W. Oswald'a göre, hangi renklerin hoşa gidip hangilerinin etkisiz veya rahatsız edici olduğunu deneyimle öğreniyoruz. Önemli olan bu etkinin nasıl belirlendiğidir. Doğada bulunduğumuz ortam sürekli bir dinamizm içindedir. Mevsimlerin değişmesi, doğadaki renklerin değişmesi ile kendini belli eder. İlkbahar kendini parlak ve aydınlık renkler ile takdim eder. Sarı beyaza en yakın renktir ve sarı-yeşil sarı rengini şiddetlendirir. Doğada doğurganlık mevsimi başlamıştır. Pembe, paste mavi, sarı mor çiçekler menüsünü görmek mümkün. Sonbaharın renkleri ile ilkbaharın vaatleri gerçekleşir ve renkler en doygun ve en sıcak halleri ile kendini ortaya koyarlar. Kış, tam uyku zamanıdır. Renklerin duyguları aslında bizim duygularımızdır. Aşağıda bir kaç rengi teker teker gözden geçirdik.

Kırmızının modülasyonu cennet ve cehennem arasındaki tüm tonları yansıtabilir. Kırmızı siyah üzerinde şiddet ve ateşi temsil ederken, beyaz üzerinde pembe manevi bir aşkın simgesidir. Turuncuya kayan bir kırmızı romantik bir serüvenin başlangıcı olabilir. Beyaz üzerinde kırmızı kan ve ölümü akla getirir. Yüzdeki kırmızılık utanma, kızgınlık ve ateşin belirtileridir. Yukarıda kullanılan kırmızının ağırlığı inkar edilemez, aşağıda kullanıldığı zaman ise yine ağırlığı ile fotoğrafı dengeler. Üç ana formdan kare, iki yatay ve iki dikey kenardan oluşan belirgin hudutları ve kenarları ile ağırlığı ve oturmuşluğu temsil eder. Kareyi kırmızı ile ifade etmek yerinde olur.

imparator 07-02-2007 10:21

Altın sarısı, maddenin en yüksek değerini ifade eder. Sarı bolluk, kutsallık, güneş ve zenginliğin simgesidir. Sarı parlaktır ama şeffaf değildir. Bazen karanlığın içinden çıkan ışık anlamında, aydınlığın simgesi olmuştur. Bu anlamda sarı, bilgi anlamına gelir. Ancak bu sarı içerisine gri ve siyah renk karıştırılırsa, yalan, ihanet, ve akılsızlık anlamına gelir. Sarı ister yukarıda ister aşağıda kullanılsın dengeyi, yukarıya doğru hareket ve hafifliği ifade eder. Üçgen, oturmuşluğu dengeyi, yukarıya doğru hareket ve hafiflik ile birlikte ifade eder. Üçgen aynı zamanda derin düşüncenin simgesidir. Bu özellikleri en iyi sarı yansıtır.
Yeşil umudun ve doğanın rengidir. Doğurganlık ve huzur yeşilin anımsattığı diğer değerlerdir. Yeşil-sarı ilk baharın gençlik gücünü doruğunda gösterir. Maviye kayan bir yeşilde manevi manevi yaşam ötesi artmaktadır. Yeşil, rengine ve açıklık koyuluk derecesine göre çok çeşitli anlamlar ifade edebilir.

Ayrıca kültürel/dinsel faktörler yeşil rengin algısında önemli rol oynar. Güneşli ve mavi bir gökyüzü sağlık ve canlılık fikirlerini uyandırır. Siyah üzerinde mavi, gece parlayan bir neon gibi canlıdır. Gece ve gündüz gökyüzü hep mavi ile özdeşleştirilir. Sualtında görünen denizin derin mavisi yükseklerde gördüğümüz mavi bizi heyecanlandırır. Fotoğrafın alt yarısında kullanılan mavi, ağır ve derin; üstte kullanılan ise hafiftir.

Üstte kullanılan mavi özgürlüğün rengidir. Semavi ve göksel anlamlar için mavinin üstünlüğü tartışılmaz. Aynı mavi ile duvarlarımızı boyarsak hayal kırıklığı olur. Akşam mavisi hüznün rengidir. İnsan yüzünün mavi renk altında görünmesi ise hastalık ve ölüm düşüncelerini akla getirir. Dairenin oluşumunda bir nokta, merkezin etrafında eşit bir şekilde hareket eder.

imparator 07-02-2007 10:23

Dairenin ifade ettiği sonsuzluk ve bitmeyen yumuşak hareketlerdir. Bu kavramlara en yakın renk mavidir. Sanatçı renklere estetik açıdan ilgi duyar ve bilgilerin tümüne, ışığın fiziğine, boya pigmentlerinin kimyasına, dayanıklılığına, görmenin fizyolojisine, psikolojisine gereksinim duyar. Başlangıç için renklerin görsel, duygusal ve simgesel etkileri olduğunu, bunların nasıl belirlendiğini unutmamakta fayda vardır.

Reprodüksiyon

Reprodüksiyon, baskı yoluyla çoğaltılması istenilen orijinallerden kalıp hazırlanmaya uygun nitelikteki filmlerin meydana getirilmesi demektir.
Filmler uygulanan baskı sistemine göre, değişik tarzlarda hazırlanır. Baskı sistemlerinde iyi bir baskı için temel şart, iyi bir orijinale sahip olmaktır.


• Orijinaller

Reprodüksiyon fotoğrafçısının kamera, agrandizör veya kontak şasede çekim yaptığı esas fotoğrafa "Orijinal" denir.
Bu fotoğraf, Yarım ton-Tire, Tek renkli-Çok renkli, Opak-Şeffaf, Negatif-Pozitif olabilir. Bütün bu orijinallerin mutlaka çift boyutlu olması gerekir, yani eni ve boyu olmalı fakat derinliği olmamalıdır. Derinliği olan eşyalar söz konusu olursa bunların renkli veya siyah beyaz fotoğrafı çekilir. Çekilen bu fotoğraflar "Orijinal" olarak kullanılır.

imparator 07-02-2007 10:23

Tire orijinaller : Tire orijinaller çizgi, yazı, düz alan veya geometrik şekillerden oluşur.
Bunlar yalnızca tam kapalı (Siyah veya renkli) ve tam açık (Beyaz veya şeffaf) olmak üzere iki tondan oluşurlar. El yazıları, dizgi yazıları tahta veya linol oymaları, gravürler ve benzeri çizimler bu sınıfa dahildirler.

Yarım ton orijinaller : Siyah, koyu bir renkten beyaza kadar çok çeşitli renk ve gri tonların yer aldığı orijinallere yarım ton orijinal denir. Kara kalem veya yağlı boya çalışması, suluboya, yağlı boya tablolar, siyah beyaz veya renkli fotoğraflar gibi üzerinde çeşitli tonlar bulunan orijinaller bu sınıfa dahildir. Kaba tramlı fotoğrafları (gazete kupürleri gibi) doğrudan doğruya veya tram kullanmadan çekebiliriz. Bu durumda elimizdeki orijinallere tire orijinal diyebiliriz. Fotoğraf ince tramlı ise, onu çekerken tram kullanmamız gerekir. Bu durumda çekimi yapılacak olan ince tramlı orijinali yarım ton orijinal olarak kabul etmek gerekir.

Ayrıca hangi teknik ve malzemeden yararlanılacağı ancak Orijinallerin değerlendirilmesi sonunda belirlenir. Sert bir orijinal için başka, yumuşak orijinal için başka film veya banyo kullanılır. Örneğin sararmış bir fotoğraf için, maviye duyarlı film kullanılmaz. Orijinal, koyu tonlu ise pozu arttırmak gerekir. Orijinalin kontrastlık farkı yüksekse, yani en koyu tonu ile en açık tonu arasındaki fark büyükse esas poza ilaveten yardımcı poz verilmesi gerekir. Orijinaller çoğunlukla aynı ebatta kullanılmazlar. Küçültüp büyültülürler. Ancak çok büyültmelerde netlik kaybı olur ve resim grenli olur. Çok küçültmelerde ise ayrıntılar kaybolur. Özellikle ince tire çizgiler kaybolur ve kırılır. Bütün bunları dikkate alarak orijinallerin boyutlarını ona göre hesaplamak ve hazırlamak gerekir. Orijinallerin büyültme ve küçültme ölçüleri (%) ile belirtilir. İki kere büyüme % 200, yarı yarıya küçültme ise % 50 olarak belirtilir. Resmin eni yüzde kaç değişirse, boyu da aynı yüzde miktarınca değişir. Bir resmin eni % 50 küçültülürken, boyu aynı kalmaz veya % 25 küçülmez. Orantı, daima her iki boyut için aynı kalır.

imparator 07-02-2007 10:23

Ayrıca renkli dia pozitiflerin kontrastlığı yeterli olmalı ve renk sapmaları olmamalıdır. Dia pozitifler su lekeli veya kirli ise, çekimden önce temiz su ile yıkanıp kurutularak
temizlenmelidirler.İpek karta basılmış siyah-beyaz veya renkli fotoğraflar kesinlikle reprodüksiyona uygun değildir.


• Repdodüksiyon Cihazları

Reprodüksiyon cihazlarının matbaacılıktaki yeri çok önemlidir. Çünkü her baskı sisteminin bir reprodüksiyon atölyesine ihtiyacı vardır. Reprodüksiyon cihazlarını şu şekilde sıralayabiliriz :


1) Çekim Cihazları
Reprodüksiyon atölyesine gelen her türlü opak veya şeffaf orijinaller, tire tramlı veya yarım ton olarak çekim cihazlarında çekilir. Bu cihazlar, kamera, agrandizör, kontak kopya şaseleri, veya elektronik scanner cihazları olabilir.

a) Kameralar : Reprodüksiyon kameraları bilinen amatör fotoğraf makinelerine benzerler. Fakat en belirgin farklılıkları repro kameralarının daha büyük olmalarıdır. Diğer bir farklılık ise, repro kameralarının çift boyutlu orijinallerden resim çekmeleridir. Reprodüksiyon kameraları 1930'lu yıllara kadar tahtadan yapılırdı. Bu kameralar halen bazı klişe hânelerde kullanılmakla birlikte, yerlerini büyük ölçüde modern kameralara bırakmışlardır.

imparator 07-02-2007 10:23

Kamera parçalarıOrijinal şasesi : Çerçeve şeklinde bir dökümdür ve alt tablası vakum lastiği ile kaplıdır. Çerçeve içinde kristal cam bulunur. Çekimi yapılacak orijinal, lastikle cam arasına sıkıştırılır ve mevcut hava vakum motoru vasıtasıyla tahliye edilir. Böylece orijinalin, vakum lastiği ile kristal cam arasında düz durması sağlanmış olur.Işıklandırma tertibatı : Orijinalin aydınlatılması için eskiden ark kömüründen yararlanılırdı. Ark ışığı gün ışığına yakın 5-6 bin Kelvinlik ışık vermekle birlikte yanan kömürler araları açıldıkça ışık kalitesi bozulur. Bu yüzden ark yerine ark ışığı kalitesinde ışık veren Xenon (Ksenon) ışık tercih edilmektedir.
Körük : Objektif ile filmin bulunduğu şase arasındaki irtibatı körük sağlar. Körüğün kesinlikle ışık kaçırmaması gerekir. Körük ışık kaçırırsa çekilen resim detaysız ve dolayısıyla bozuk olur.

Görüntü Camı : Resim görüntüsünün net olarak sağlandığı, karanlık odada bulunan kamera bölümüdür. "Buzlu cam" veya "mat cam" da denir. Resim netleştirilmesi ve ölçüsünün tespiti için kullanılır.
Cam tram tertibatı : Basit kamera modellerinde cam tram, fotoğrafçı tarafından yerleştirilir. Modern ve elektronik kumandalı kameralarda ise cam tram, ilgili düğmeye basmakla görüntü alanına gelir. Kullanıldıktan sonra yine düğmeye basılarak yerine gönderilir.

imparator 07-02-2007 10:24

Sehpa : Kamerayı taşımak için kullanılır. Üzerinde dişli bant vardır. Bu dişli bant üzerinde orijinal şasesi ve körük, ileri geri hareket ederek resim büyültülür veya küçültülür. Kameranın küçültme kapasitesi kullanılan objektifin odak uzaklığı ile birlikte, bir ölçüde sehpanın uzunluğuna bağlıdır.

Objektifler : Her kamerada mutlaka bir veya daha fazla objektif bulunur. Objektifler, orijinalden gelen ışınlan toplar ve film yüzeyine net olarak düşmelerini sağlarlar. Resmi büyültüp küçültürler.

Vakumlu şase : Üzerinde hava delikleri bulunan metal bir plakadır. Üzerine film yerleştirilir. Film vakum şasesinde şase üstünde durur.

Kumanda tablosu : Vakumlu şasenin alt bölmesi üzerinde bir dizi halinde bulunur. Modern



elektronik kameralarda ise kumanda tablosu, ayrı bir ünite olarak yekpare bir dolap içinde kameranın vakumlu şasesine yakın bir yerde durur. Netleştirme, ebat ayarlama, pozlandırma, diyafram ayarı gibi işlemler yapan kumanda elemanları bu kutu üzerinde yer alır.

imparator 07-02-2007 10:24

Kameraları yatay (Horizontal), dikey (Vertical) ve üniversal (Karanlık oda kamerası) olmak üzere üçe ayırabiliriz :

Yatay kameralarda orijinal şasesi, objektif, körük ve görüntü camı peş peşe ve yatay olarak dizilmiştir. Görüntüyü oluşturan ışın, yatay olarak hareket eder. Yatay kameraların, karanlık oda tipleri artık imal edilmemektedir. Çoğunlukla orijinal şasesi, objektifi ve körüğü aydınlık odada, diğer kısımları karanlık odada bulunan tipleri olduğu gibi, tamamı aydınlık odada bulunan yatay kameralar da vardır. Aydınlık oda kameralarının vakumlu şase bölümü tamamen kapalıdır. Yatay kameralar, diğer kamera çeşitlerine göre daha fazla büyültme ve küçültme kapasitesine sahiptir. Orijinal ve film şasesi diğer kamera tiplerine oranla çok daha büyük olabilir. Dikey kameraların parçaları yatay kameralarla aynıdır. Fakat orijinal şasesi yukarı aşağı, yani dikey olarak hareket eder. Ayrıca objektifi sabittir ve yatay kameralarda olduğu gibi hareket etmez. Resim büyültürken, orijinal şasesi objektife doğru yaklaşır. Küçültmelerde ise objektiften uzaklaşır. Orijinali aydınlatan ışık kaynakları, orijinal şasesinin üzerinde bulunur. Üniversal kameralar kontak kopya şasesine benzeyen, kutu biçiminde, tamamı karanlık odada bulunan kameralardır. Orijinal ve film şaseleri ortalama 50x60 cm civarındadır. Genellikle siyah-beyaz resimler için imâl edilmişlerdir. Üniversal kameraların
en önemli avantajları, küçük olup az yer kaplamaları, kolay kullanılmaları ve seri iş
yapmalarıdır.

imparator 07-02-2007 10:24


b) Agrandizör :

Agrandizör, kelime olarak, "Büyülten" anlamına gelir. Kameralara oranla daha çok büyültme imkânına sahiptirler. Cinslerine göre 10-20 kat büyültme yapabilirler. Bazıları ise yarı yarıya veya 1/4 oranında küçültme imkânına sahiptir.
Agrandizörler, aslında amatör kameraları ile çekilen negatiflerden kâğıda fotoğraf baskısı yapmak için yapılmıştır. Fakat şeffaf negatif veya dia pozitiflerden çekim yapmak için de kullanılmaktadırlar.
Genellikle kameralarda çekilen opak orijinaller, özel ışık tertibatlı agrandizörler tarafından da çekilebilir. Bu durumda film şasesine Dia pozitif veya negatif, orijinal şasesine ise ham film konur. Agrandizörlerin orijinal şaseleri kameralara oranla bir hayli küçüktür. Bu yüzden agrandizörlerde opak çalışma pek verimli olmaz.
Agrandizörler dikey çalışır. Işık kaynağı, körük, objektif ve film şasesi yukarıdan aşağı doğru peş peşe dizilir. Cihaz bir sehpa üzerinde durur. Kumanda tablosu makine üstünde veya ayrı bir kutu üstünde yerleşik olarak bulunabilir.
Otomatik olarak çalışan agrandizörler dia pozitiften, direkt olarak renklere ayrılmış tramlı
negatifler hazırlayabilirler. c) Kontak kopya şasesi :
Bu cihazlar genellikle 1:1 ölçüsünde çalışırlar. Kutu veya dolap görünümündedirler ve içte, yere yakın kısımda ışık kaynağı bulunur. Üstte kristal cam vardır. Cam üzerine yerleştirilen şeffaf orijinal (Dia pozitif veya negatif) ve ham film üst üste çakıştırılır. Pozlandırma cam ile lastik arasındaki hava boşaltılarak vakum altında yapılır.Kontak kopya şasesinin görevleri:


1) Yarım ton negatiften pozitif veya pozitiften negatif kopya yapımı
2) Yarım ton negatiften kontak tram ile tramlı pozitif yapımı
3) Çeşitli maske kopyaları
4) 1:1 ölçüsünde renk ayırımı çalışmaları (Dia pozitiften)

imparator 07-02-2007 10:24

5) Çeşitli kâğıt kopyaları
6) Teksir kopyaları
7) Kalıp veya pigment kâğıdı kopyalarıİyi bir kontak kopya cihazında bulunması gereken parçalar1) Vakum tertibatı ve göstergesi
2) Hassas poz saati
3) Asgari 100 vatlık kademesiz ayarlı bir döner nokta ışığı
4) Yaygın ışık için kademesiz ayarlı opal lambalar
5) Kırmızı ve yeşil emniyet ışıkları
6) Nokta ışığını üst camın her yerine eşit dağıtan ince kenarlı mercek
7) Kristal üst cam
8) Otomatik olarak dönen filtre diski
9) Nokta ışığı obtüratörü(Perdesi) d) Renk ayırma cihazları : Ara tonlu ve çok renkli imgelerin röprodüksiyonundaki ilk basamak, renk ayrımıdır. Terimden de anlaşılacağı gibi, renk ayırımı; imgeyi sarı, magenta, cyan ve siyah olmak üzere dört standart renge bölme işlemidir.

•Renk ayrımı işleminde iki yöntemden yararlanılmaktadır :


1) Fotografik renk ayırımı


2) Elektronik renk ayırımı

imparator 07-02-2007 10:25

1) Fotografik renk ayırımı:

Fotografik renk ayrımında kamera, agrandizör ya da kontakt pozlandırıcılardan yararlanılır. Bu işlem sırasında imge, özel filtrelerle dört kez filme alınır. Böylelikle, her bir basılacak imge üzerindeki renkleri taşıyan dört adet negatif film elde edilmiş olur. Mavi filtre sarı kalıbın, yeşil filtre magenta kalıbın, kırmızı filtre cyan kalıbın ve modifike filtre ise siyah kalıbın hazırlanmasında kullanılır. Dört renkli baskı tekniği yarım ton reprodüksiyon ilkelerine dayandığından, baskı kalıplarının hazırlanabilmesi için bütün renk ayrımı filmlerinin tramlanması gerekir. Tram noktacıklarının baskı sırasında üst üste gelmelerini önlemek için dört negatif filmin her biri değişik açılarda tramlanır. Genellikle her renk arasında 30 derecelik bir açı farkı bırakılır. Tramların en alt düzeyde algılandığı açı, 45 derecelik açıdır ve bu nedenle de en koyu renk tonu için (siyah) kullanılır. 90 derecelik açı ise tramların en çabuk fark edildiği açıdır. Bu nedenle 90 derecelik açı, en açık renk olan, sarı için tercih edilir. İki renkli baskı (Duotone) tekniğinde ise siyah kalıp 45 derecelik bir açıda tramlanırken, ikinci renk 75 derecelik bir açıda tramlanmalıdır. Baskıda üç renk kullanıldığında; siyahın 45, ikinci rengin 75 ve üçüncü rengin de 105 derecelik bir açıyla tramlanması gerekir.

Dört renkli baskı tekniğinde 4 renk için kullanılan tram açıları :

Siyah : 45° 45° 15° Magenta : 75° 15° 75° Sarı : 90° 90° 90° Cyan : 15° 75° 45°

imparator 07-02-2007 10:25

Çok renkli baskılarda her renk kalıbı farklı ve belirli açılarla tramlanmalıdır. Tramlama sırasında yanlış açılar kullanıldığında, baskı yüzeyinde istenmeyen doku ve motifler oluşur. Bu dokulara moire (muare) adı verilmektedir.

Renk ayrımı işleminden sonra reprodüksiyon boyutunda yapılacak herhangi bir değişiklik, renk ayırımı ve tramlama işleminin tekrarlanmasını gerektirir. Çünkü tramlanmış bir



negatifin büyütülmesi ya da küçültülmesi, tram noktacıklarının görsel kalitesini olumsuz yönde etkiler.



2) Elektronik renk ayırımı

Fotografik renk ayırımı yöntemi, günümüzde yerini elektronik tarayıcılara (scanner) bırakmıştır. Elektronik tarayıcı; imgedeki renkleri "okuyarak" elde ettiği bilgileri, isteğe göre tramlanmış ya da tramlanmamış pozitif ya da negatif filmler üzerine otomatik olarak pozlandırır. Bazı tarayıcılar, görüntünün fonunda kullanılacak tramları film yüzeyine bir defada otomatik olarak yerleştirebilmektedir. Elektronik tarayıcının en önemli üstünlüklerinden biri; elle yapılan renk düzeltme işlemini ortadan kaldırması ve renk düzeltme işlemlerini otomatik ayarlamalarla kendi içinde yapabilmesidir.

imparator 07-02-2007 10:25

Renk ayırımı, ilgili bir tuşa basmakla negatif veya pozitif olarak hazırlanır. Renk ayırımına başlanınca orijinal ve film silindirleri senkron, yani aynı devirde ve uyum içinde dönmeye başlar. Orijinalden geçen ışınlar elektrik sinyaline dönüşür ve hassas filmin bulunduğu silindir üzerindeki pozlandırma lambasına ulaşır. Bu sinyallerin yoğunluğu renk ayırımının pozitif veya negatif oluşuna göre değişir. Pozlandırma lambası (Diğer adı ile yazıcı lamba) gelen sinyale göre hassas filmi pozlandırır. Yazıcı lambalar hassas filmin her santimine
ortalama 200-400 çizgi pozlandırırlar. Pozlanan film yarım ton ise ve meselâ agrandizörde çok büyütülürse pozlandırma çizgileri gözle veya lüple görülebilir. Tramlı pozlandırmalarda bu çizgiler belli olmaz.

"Scanner" tabir edilen elektronik renk ayırım cihazlarında kullanılan filmler özel filmlerdir. Bu filmlerin başlıca özelliği, çok kısa sürede verilen ışıktan etkilenmesidir. Yani bu filmler hassastır. Ayrıca scanner yarım ton filmlerinin çok ince grenli olmaları gerekir.
Scanner cihazları tam elektroniktirler ve mikro işlemcilerle kumanda edilirler. Birçok scanner cihazı, özellikle yeni modeller, resim kenarlarını boşaltır. İstenirse kenarlara düz tram pozlandırılabilir. Bazı modeller ise çeşitli orijinalleri, yazılarla birlikte birbiri içine geçirerek montajlı renk ayırımı da yapmaktadır. Opak orijinallerin renk ayırımı ise kamerada yapılır. Dia pozitiflerin (Renkli şeffaf orijinaller) renk ayırımı kontakt şase veya agrandizörlerle yapılır.

imparator 07-02-2007 10:25

Renk ayrımı işleminde çalışma sırası şöyledir :


1) Orijinallerin yanına gri skala ve renk skalası monte edilir ve dört kenarına rehber konur.
2) Ön hazırlığı tamamlanan orijinal, ilgili cihazın şasesine yerleştirilir. Çalışma kamera veya agrandizörde yapılıyorsa çekim ayarı yapılır. Maske çekilir. Maske, gümüş maske yani siyah- beyaz ise normal yarım ton banyoda banyo edilir. Renkli maskeler özel banyolarla banyo edilir. Bu maskenin başlıca iki görevi vardır :
a) Orijinali renklerini ayırmaya elverişli değerlere indirmek.
b) Orijinalin ton değerini tramlamaya elverişli değerlere indirmek. Normal olarak orijinallerin kontrastlığı, tramların noktalama kapasitelerinin çok üstündedir. Maskeler bu kontrastlığı azaltırlar.
3) Orijinal, dia pozitif ise maske orijinale monte edilir. Opak ise maske vakumlu şasede orijinal görüntüsü ile çakıştırılır. Bunun için delikli pim tertibatından yararlanılır.
4) Yarım ton pankromatik renk ayırım filmlerine ekran kullanarak maskeli orijinalden renk ayırımı yapılır. Kırmızı ekran (Filtre) ile mavi renk ayırımı, yeşil ekranla magenta renk ayırımı, mor ekranla ise sarı renk ayırımı yapılır. Siyah renk ayırımı için üç ekranla ayrı ayrı fakat aynı film üzerine poz verilir. Banyo normal yarım ton ve lith banyodur. Eğer renk ayırımı direkt tramlama şeklinde yapılıyorsa belirtilen ekranlar ile maskeli orijinalden



pankromatik Lith filme gri tramla direkt pozlandırma yapılır.
5) Yarım ton negatif renk ayırım filmleri magenta tramlarla Lith filme tramlanarak, tramlı pozitif filmler elde edilmiş olur.- Renk ayırım çalışması ofset içinse; gerekli görülen kısımlar rötuş edilip kalıp atölyesine gönderilir.
- Renk ayırım çalışması tipo baskı sistemi için yapılıyorsa; tramlı pozitiflerden kontakt yolu ile negatif alınır.
- Renk ayırım çalışması yarım ton tifdruk sistemi için yapılıyorsa; negatiflerden kontakt yolu ile pozitif alınır.


imparator 07-02-2007 10:25

2) Banyo Makinesi

Kamera, agrandizör, kontakt kopya şasesi ve scanner resmin çekimi için gereklidir. Ancak resim çekmekle iş bitmiş sayılmaz. Çekilen resim banyo edilmeden bir değeri yoktur. Banyo, küvet teşkilâtında veya basit bir küvet içinde yapılabilir. Ancak tekrarlanabilir kaliteye ulaşabilmek için otomatik banyo makinelerine ihtiyaç vardır. Bunlar Lith (Tire), yarım ton, kontakt veya foto dizgi filmleri için ayrı özelliklere sahip makinelerdir.
Otomatik banyo makineleri, pozlandırılmış fotografik film veya kâğıtları kuru olarak alırlar, sırayla banyo, tespit ve su tanklarından geçirirler ve kurutarak dışarı çıkarırlar.
Makinenin çalışma hızı, gelişmiş modellerde değişebilir. Fakat filmin hareket hızı, banyo ve fîkser aktiviteleri, banyo sıcaklığı daima sabit kalmalıdır. Çünkü filmin oluşumu küvet banyosunda olduğu gibi gözle takip edilemez.
Banyonun ve fikserin aktivitesi, kullanıldıkça daha fazla, kullanılmadığı zaman da hava oksidasyonundan dolayı gücünü kaybeder. Güç kaybının önlenmesi "Replenisher"
(Kuvvetlendirici) pompalanmakla mümkündür. Otomatik banyo makineleri, banyo edilen filmlerin siyahlık yüzdelerine göre belli miktarlarda kuvvetlendiriciyi makinenin banyo tankına boşaltırlar. Bu yüzdenin sağlıklı bir şekilde tespit edilmesi için makinenin çıkış kısmında film siyahlığını ölçen flüoresan tipi özel bir lamba bulunur. Buna "Scanner lambası" denir. Bu lambadan, film siyahlığı paralelinde replenisher elektronik hafızasına,
elektronik sinyalleri şeklinde, bilgi gönderilir. Hafıza, belli bir program dahilinde replenisheri banyo tankına pompalar.
Otomatik banyo makineleri küvette banyo yapmaya oranla daha süratli ve temiz sonuç verir. Buradan filmler kurutulmuş olarak çıkar. Yarım ton filmler 24 °C de banyo edilip 7 - 9 dakikada, Lith film ise 27 °C de banyo edilip yaklaşık 6 dakikada makineden kuru olarak çıkar.

imparator 07-02-2007 10:26

Replenisher karıştıran mikserler, Lith (Tire) banyo için kullanılırlar. Du Pont - Blender, Agfa
- Gevaert - GEVAMIX ve Fuji FG - Controller gibi mikserler, konsantre banyoyu gereken zamanda ve gereken miktar su ile karıştırıp otomatik banyo makinesine gönderirler. Bu cihazlar makinenin hemen yanında bulunurlar. Banyonun konsantre halindeki kuvvetlendiricisi kullanım anında sulandırılırsa daha taze kalır. Banyo ve kuvvetlendiriciler sulandırılmış durumda uzun süre bekletilemezler, çabuk bozulurlar, çünkü sulandırılma için kullanılan suyun oksijeni kimyevi çözeltiyi okside eder.
Replenisher karıştıran mikserler, otomatik banyo makinesinin çalışmadığı zamanı, zaman saati ile hesaplar ve belli aralıklarla banyo oksidasyonu önleyici Antioksit kimyevi çözeltisini boşaltırlar. Böylece otomatik banyo makinesindeki banyo kullanılsın veya kullanılmasın daima taze kalır. Yarım ton banyo makineleri
Genellikle yarım ton tifdruk reprodüksiyon atölyelerinde kullanılmakla birlikte bu makineler Lith makinelerine oranla daha az problemlidirler. Ancak yarım ton banyo makinesinde, Lith filmler kaliteli olarak banyo edilemezler.
Yarım ton banyo makinelerinde kuvvetlendirici mikseri kullanılmaz. Yarım ton kuvvetlendirici, Lith kuvvetlendirici oranla çok daha dayanıklı olduğu için miksere gerek yoktur. Rapid access banyo makineleri
Rapid access, hızlı çalışan banyo makineleri için kullanılan bir terimdir. Makine, kısa süre



içinde kontakt veya dizgi filmlerini kuru olarak dışarı çıkarır. Bu makineler Lith ve yarım ton filmler için uygun değildir.Rapid access banyo makinelerinde özel, ısıya dayanıklı çabuk çalışan çok aktif banyolar ve kuvvetlendiriciler kullanılır. Termostatlı küvet teşkilatıOtomatik banyo makinesi bulunmayan atölyeler tarafından filmin banyo edilmesi için kullanılır. Alt bölümleri dolap biçimindedir. Üst bölümleri PVC cinsinden bir malzeme ile ve su geçirmez özellikte yapılır.

imparator 07-02-2007 10:26

Banyo, fiksaj ve su küveti yan yana bir bütün teşkil eder. Banyo küveti termostatlıdır. içindeki su bir devridaim sistemi tarafından devir ettirilerek daima aynı sıcaklıkta tutulur. Bu belli sıcaklıktaki su içine yerleştirilen film küvetine banyo koyulur. Onun ısısı da sürekli sabit
kalır. Termostatlı küvet şeffaftır. Alt kısma kırmızı ve yeşil ışık konmuştur. Banyo anında bu ışıklardan gerekli olanı yakılarak banyo edilmekte olan filmler göz ile veya lüple kontrol edilir.


3) Yardımcı Araç ve Gereçler

Densitometre, kurutma dolapları, rötuş masaları, programlama cihazları ve tramlar reprodüksiyon atölyelerinde kullanılan yardımcı araç ve gereçlerdir. Densitometreler : Orijinal yoğunluklarını ölçmeye yarayan cihazlardır. Densitometrelerin modern reprodüksiyon atölyelerindeki önemi büyüktür. Çünkü resim çekiminde poz süresinin tespiti eskiden olduğu gibi fotoğrafçının tecrübesinden çok, hesaplamaya dayanmaktadır. Resimlerin ton değerlerinin doğru saptanması için densitometre değerlerinin bilinmesi gerekir.
Opak, yani ışık geçirmeyen orijinallerin yoğunluk derecesini ölçüp değerini logaritmik sayılarla belirtenlere opak densitometre denir. Bunların basılmış işleri ölçen modelleri de vardır. Opak densitometrelerin ölçme gözü önce saf beyaza göre kalibre edilir. Sonra resmin ölçülmesi istenen bölümüne yerleştirilir ve resmin üzerine düşen ışınların yansıma miktarı elektronik olarak hesaplanır.
Dia pozitif veya negatif filmler gibi ışığı geçiren nitelikteki malzemelerin yoğunluğunu ölçen ve ölçü birimlerini logaritmik değerler ile ifade eden densitometrelerde vardır. Bu densitometrelerin gelişmiş modellerinde kırmızı, yeşil ve mor ekran bulunur ve renkli dia pozitiflerin renk tonları da ölçülebilir. Ölçmeden önce ölçü gözü sıfırlanır ve kalibre edilir. Ölçü gözü asgari 3 mm. çapında genişletilebilen densitometrelerle tramlı filmlerin tram büyüklükleri de tespit edilebilir. Bu ölçmede densitometreler siyah noktalarla şeffaf
noktaların oranını kıyaslayarak çalışır ve sonucu % birimi ile ifade eder. Kurutma Dolapları : Filmlerin zarar görmeden kurutulması için kullanılırlar. Retuş Masaları : Gerekli film düzeltmeleri için bu masalar kullanılır. Programlama Cihazları : Kamera, Agrandizör ve kontakt şaselere takılarak kullanılırlar. Bunların başlıca görevi, fotometreleri ile film şasesine düşen görüntü ışığını ölçmek ve ışığın kuvvetine göre filtre ile yarım ton veya tramlama filmine uygun pozu vermektir.

imparator 07-02-2007 10:26

•Tramlar


Tek renkli baskıda ara tonlar elde etmek için tramlardan yararlanılır. Tramlar, basılı
malzemelere yakından bakıldığında ayırt edilebilen küçük noktacıklardır.

Tramın temel işlevi; ara tonlu görsel unsurları, binlerce küçük noktacığın meydana getirdiği çizgisel (tire) görüntülere dönüştürmeleridir. Bu küçük noktacıkların seyrekleşip- sıklaşmasıyla optik olarak ara ton etkisi sağlanır.


Baskı teknolojisinde kullanılan tramlar iki grupta toplanırlar :

1) Cam Tramlar : Klasik cam tramların üzerinde düz çizgilerden oluşan ızgaraya benzer bir



doku bulunur. Bu tramlar, kamera objektifi ile filmin arasına yerleştirilirler.
Gri cam tramlar siyah - beyaz opak fotoğrafların tramlı negatiflerini elde etmek için kullanılır.
Magenta cam tramlar ise yarım ton negatiflerin pozitif tramlanması için kullanılır. Bu tramlar Batı Alman Klimsch fabrikalarının üretimidir.
2) Film Kontakt Tramlar : Birbirlerini dama taşları gibi izleyen noktacıklardan meydana gelen kontakt tramlar, pozlandırma sırasında doğrudan film yüzeyine çakıştırılırlar.
Gri kontakt tramlar hem siyah-beyaz, hem de renkli orijinallerden noktalamaya elverişlidir. Magenta tramlar ise yalnız siyah-beyaz orijinallerden veya yarım ton negatiflerden pozitif tramlama yapabilirler.

imparator 07-02-2007 10:26

Oluşturdukları noktaların şekillerine göre tramlar :


1) Satranç tahtasındaki gibi kare nokta veren tramlar.
2) Elips şeklinde nokta veren tramlar.
3) Respi tramlar(Normal noktaların arasında, çok küçük noktalar bulunur. Bu noktalar detayı zenginleştirir.)
4) Grafik tramları (Düz, gren, daire çizgisi ve tuğla benzeri desenler veren çoğunlukla grafik etkisi vermek için kullanılan tramlardır) Ara tonlu görsel unsurların tramlanıp pozlandırılması sonucunda elde edilen filme "yarım-ton negatif film" adı verilir. Tramlanarak basılan bütün görsel unsurlar ise "yarım-tonlu imgeler" olarak adlandırılırlar. Bütün tramlar, l inch (İngiltere ve Amerika'da kullanılan bir ölçü birimi) aralığında bulunan nokta sayısı ile ölçülür ve sınıflandırılırlar. Bu ölçüye "tram yoğunluğu" adı verilir. Tramlar, nokta sıklığına bağlı olarak farklı yoğunluklarda üretilmektedir. Baskı teknolojisinde en çok kullanılan tramlar kalından inceye doğru; 55, 65, 85, 100, 120, 133, 150, 175 ve 200 nokta/inch
yoğunluğunda olanlarıdır. Tram yoğunluğu arttıkça yani noktalar küçülüp sıklaştıkça; yarım- ton imgelerdeki keskinlik ve ton zenginliği de artar. Örneğin, 55 nokta/inch yoğunluğundaki bir tramda inch-kare içine düşen nokta sayısı 3025 iken, 150 nokta/inch yoğunluğundaki bir tramda bu sayı 225.000'e çıkmaktadır.

imparator 07-02-2007 10:26

Ülkemizde ise tramlar santimetre başına düşen nokta sayısı ile ölçülür. Tram yoğunlukları
ise; 22, 26, 34, 40, 48, 54 ve 60 nokta/santimetre olarak sıralanırlar.
Tram yoğunluğunu saptamadaki en önemli etken, baskıda kullanılacak kâğıdın cinsi ve kalitesidir. Örneğin; iyi cins kuşe kâğıda basılan bir dergide 120, 133, 150 nokta/inch yoğunluğunda tramlar kullanılırken, düşük kalitede kâğıtlara sulu mürekkeple basılan günlük gazetelerde yer alan yarım ton imgeler en fazla 55 ile 65 nokta/inch yoğunluğunda tramlanabilirler. Tram noktacıkları büyüteçle incelendiğinde, seçilen tram yoğunluğunun baskıda nasıl sonuç verdiği izlenebilir. Alışılmış nokta biçimli tramların yanı sıra değişik görsel efektler yaratmak amacıyla çizgisel, çakıl-taşı ya da kum dokulu, dairesel ve dalgalı tramlar da üretilmektedir. Yarım tonlu(tramlanmış) imgeler, gerektiğinde fonlarından arındırılarak siluet biçiminde kullanılabilirler. Bu işleme " Dekupaj " adı verilmektedir. Bir cm'lik bir çizgi üzerindeki tram noktalarının sayısına "Tram çizgi sayısı" denir. Seyrek noktalı tramlar, kaba ve mat yüzeyli kâğıtlara, sık çizgili yada noktalı tramlar ise parlak yüzeyli kâğıtlara baskı yapılırsa iyi netice alınır. 3. Hamur kâğıtlar için 24 - 26 - 30 - 36 'lık
2. Hamur kâğıtlar için 40 - 48 'lik
1. Hamur ve parlak kâğıtlar için 54 - 60 - 70 'lik tramlar baskı için idealdir. Kullanılan kâğıda uygun olmayan tram, resmin kalitesinin bozulmasına yol açar. Mesela 60'lık tram 3. hamur kâğıt için kullanılırsa, küçücük ve birbirine yakın mesafedeki noktalardan kâğıda geçen mürekkep kâğıt üzerinde yayılır ve baskı çamur gibi olur. Bu örneğin tersi de düşünülebilir. Kuşe kâğıda 30'luk tram kullanılırsa, noktalar gözle fark edilir. Resim yerine noktalar görülür, ince detaylar ise kaybolur.

imparator 07-02-2007 10:27

Reprodüksiyon Filmleri

Reprodüksiyon atölyesinde kullanılan bütün cihazların asıl görevi, reprodüksiyon için film çekmek veya çekilen filmi kopya etmek, çoğaltmak ve kalıba uygun şekle getirmektir. Reprodüksiyon filmleri, üzerindeki kimyasal maddeler nedeniyle kâğıt ve mürekkebe oranla ışığa çok daha hassastır. Bu sebeple filmler karanlıkta veya hassas olmadıkları renkli ışık altında imal edilir ve kullanılırlar.


Renk Hassasiyetlerine Göre Filmler :

- Işığın her rengine hassas olan filmlere Pankromatik filmler,
- Işığın kırmızı dışındaki renklerine hassas olan filmlere Ortokromatik filmler,
- Işığın yalnız mavi rengine hassas olan filmlere de Blusensitif (maviye hassas) filmler denir. Kullanım Alanlarına Göre Filmler


1) Tire ve Tramlı filmler :
Bunlar, yazı gibi orijinallerden çekim yapmak, kontakt kopya almak ve yarım ton negatiflerden tramla noktalama yapmak için kullanılır ve bu tip filmlerin başlıca özelliği, tam siyah ve tam şeffaf çizgi ve nokta vermesidir.
Siyah - beyaz işler için maviye hassas veya ortokromatik filmler kullanılır. Renkli işler içinse
(Tire renkli veya direkt tramlama) pankromatik lith filmler kullanılır.
Tire filmlerin reversal olanları da mevcuttur. Bunlarla çalışırken orijinal pozitif ise yine pozitif, orijinal negatif ise yine negatif sonuç elde edilir. Reversal filmler genellikle kontakt kopya ile çoğaltma yapmak için kullanılmakla birlikte, kamerada direkt çekim filmi olarak kullanılabilecek hassasiyette olanları da vardır.

imparator 07-02-2007 10:27

2) Yarım ton filmler :
a) Pankromatik yarım ton filmler - Maske filmleri : Du pont CSPM 7Agfa-Gevaert V 113
PKodak Pan Masking Film siyah-beyaz maske filmleri, Kodak Trimask ve Agfa Geveart Multimask filmleri ise renkli maske filmleridir. - Optik reprodüksiyon yarım ton renk ayırım filmleri : Du pont CCHS-7, CCMS-7 ve CCLS-7, Agfa - Geveart P 43 p, P33p ve P23p, Kodak Typ l ve Typ 2 filmleridir.
b) Ortokromatik Yarım ton Filmler : Siyah - beyaz orijinallerden yarım ton negatif çekmek için kullanılır. (Gevatone ortho 023)


3) Maviye Hassas Yarım ton Filmler :
Siyah-beyaz orijinallerden yarım ton negatif çekmek, yarım ton negatiflerden özellikle tifdruk için yarım ton pozitif kontakt kopya yapmak için kullanılır. Gevatone N43p, N41p, N31p, Du pont cronar Commercial N, Kodak Commercial Film, Kodalio Film gibi.

4) Kontrastlığı Filtrelerle Değiştirilebilen Yarım ton Filmler :
Normal yarım ton filmler, banyonun konsantrasyonu(Yoğunluğu), sıcaklığı ve süresi ile sertleştirilir veya yumuşatılır. Bu filmlerin kontrastlığı ise sarı filtre pozu ile artar, mavi filtre pozu ile azalır. Bu filmler standart ve programlı çalışmaya imkan verir. Du pont CCV film, Gevaert Gevarex Go 210p, Go 230p Typon Rototyp FRV filmleri gibi.

imparator 07-02-2007 10:27

5) Scanner Yarım ton Filmleri :
Çok kısa pozdan etkilenen, ince grenli yarım ton filmlerdir. Tifdruk için direkt olarak kullanılabilir. Ofset ve tipo için ise negatif olarak hazırlanır, kamera ve agrandizörde tramlanırlar. Dupont CCSF-7,Agfa-Gevaert Gevascan G 230p, Kodak Ortho Scanner, Typon Rototyp FRS filmleri gibi. Kopya Edilecek Filmler ve Özellikleri
Kopya edilecek bütün filmler pozlandırma esnasında, yani "Resmin" plâkaya transferinde,
"Şablon" vazifesini görürler.



Filmde "İş" olan kısımlar, pozlandırmadan, "Açma" ve "Yedirme" banyolarından sonra çözülüp atılacağından, pozlandırma anında ışık geçirmemelidir. Bu nedenle, "İş" olan kısımlar tamamen ışığa karşı kapalı olmalıdır.
Bunun yanı sıra " İş " olmayan kısımlar da cam gibi şeffaf olmalı ve ışığa hassas tabaka pozlandırma esnasında iyice sertleşmelidir. "İş" olmayan kısımlar ne kadar ışığı iyi geçirmeli ise "İş" olan kısımlar da o kadar iyi kapatmalıdır.
Sadece, iyi hazırlanmış filmler, en iyi şekilde plâkaya transfer edilirler. Gerçekte de hiçbir kopya tekniği yoktur ki, kötü hazırlanmış filmlerden, en iyi neticeyi alsın.
Kopya edilecek filmleri Negatif ve Pozitif olarak sınıflandırabiliriz. Bunlar, fotoğraf yoluyla, çizim veya basılmış olarak elimize gelir.
Şayet hatalara meydan verilmek istenmiyorsa, genellikle bütün filmlerde şart koşulacak durumlar şunlardır :

imparator 07-02-2007 10:27

1 - Film ise mat olan yani pozlandırılmış gümüş tabakanın olması.
2 - Çizim ise çizilen kısmın Kopya tabakası ile kontak halde olması. Hatalar, parçalanan ışık şuaları tarafından meydana gelir ve bu hatalar en iyi ışık kaynağında dahi olur. Bu parçalanan ışık şuaları gölgelere sebebiyet verir. Bu gölgeler, Negatif kopyada, çizimi veya resmi daha dolgun ve koyu gösterir. Pozitif kopyada ise iş kısımları daha sivrileşir ve aydınlanır yani grileşir.
Bu nedenle, çok ince "Çizim" ve "Tramlı" işlerde bilhassa arzu edilmeyen ton farkları
meydana gelir.
Bu ton farklarının derecesi :
a - Filmin kalınlığına
b - Astralon ve diğer çeşitlerine
c - Plâka üzerindeki emayenin kalınlığına bağlıdır. Film ile emaye arasındaki taşıyıcı(Astralon ve emaye) ne kadar ince olursa, o kadar az hata olur.
Şayet, filmle (mat olan kısım) ince dökülmüş emaye üst üste getirilirse en iyi kopya işlemi yapılmış olur.

Ofset baskıda, Negatif ve Pozitif filmlere emaye kalınlığını nispeten az tutabilmek için, çok iyi grenlenmiş plâkalara ihtiyaç vardır.


1) Negatif Filmler
Bu filmler genellikle "direkt" veya "kontak" kopya yoluyla elde edilen "fotoğraf plâkaları" ve "filmler" den ibarettir. Elle yapılan negatiflere çok az rastlanır. Zira bu çeşit negatifler yerine, pozitifleri tercih edilmelidir. Elle yapılan negatifler sadece "kartografi"de düzey gravürü yapılarak elde edilir. Gravür, ışık geçirmeyen tabakası olan cam veya astralon üzerine, özel gravür uçları ile yapılır. Tramlı Negatifler : Bu filmler direkt olarak tramlanır. Retuşörlere kolaylık olsun diye muhtelif pozlandırmalarla yedirmeye dayanıklı "Noktalar" elde edilir. Bu noktalar, "Zayıflandırma ve Kuvvetlendirme" banyoları ile istenilen büyüklük veya küçüklüğe getirilir.


imparator 07-02-2007 10:28

2) Pozitif Filmler
Pozitif filmlerden "İş" olan kısımların çok iyi şekilde kapalı, diğer kısımlarında tamamen cam gibi şeffaf olması istenir. Pozitif kopya için daima pozitif filmler kullanılır. Tramlı Pozitifler : Bu filmler kopya için gerekli olan keskin sınırlı ve iyi kapatılmış noktalara sahip olmalıdır. Bunun yanı sıra noktaları iyi kapatılmamış filmlerde vardır. Bu çeşit filmleri, mikroskop ile incelediğimizde noktalar kalemle yapılmış gibidir.Yazı Pozitifleri : Ofset kopya tekniği için çeşitli şekilde elde edilirler. İnce beyaz kâğıtlar üzerine yazı metinleri, temiz şekilde basılır. Bu işler için boya firmalarının "Özel Boyaları" kullanılır. Gaye çok iyi kapatılmış temiz orijinal hazırlamaktır. Kapatıcı siyahlığı elde edebilmek için "Grafit" ve "Bronz Tozu" kullanılır. Bu şekilde hazırlanmış orijinallerden "Yazı Pozitifleri" meydana gelir.Yazı Makinesi Pozitifleri :



En iyi şekilde elektrikli yazı makineleri ile "Özel Kâğıtlara" yazılan ve bunlardan elde edilen pozitiflerdir. Bu kâğıtlardan ilk önce negatif alınır ve negatiflerden kontak yoluyla pozitifler elde edilir.Foto Dizgi Pozitifleri : Ofset kopya tekniği için ideal "Yazı Pozitifleri" bu teknikle elde edilir. Çeşitli Foto Dizgi makineleri vardır. Bunlardan Interteyp Fotosetter, Monoteyp, Işık dizgi makinesi, Hadergo ve IBM dizgi makineleri önde gelenlerdendir.Karakalem ve Mum Kalem Pozitifleri : Şeffaf zemin üzerine kurala uygun şekilde, çizim veya resim yapılır. Daha sonra pozitifi alınır ve kullanılır.


imparator 07-02-2007 10:28

Montaj

Montaj :resim ve yazı filmlerini, her baskı rengi için ayrı olmak üzere toplayıp belli bir plana göre boyutlarını değiştirmeyen tam saydam bir folye üzerine, ayarlı olarak yapıştırmaktır. Kullanılan resim ve yazı malzemeleri tire ve tramlıdır. Basılacak iş 4 renkli ise montaj, 4 renk için ayrı ayrı yapılır. Çok renkli montajlar için tam saydam Taşıyıcılar kullanılır. Bu taşıyıcılar polyester, PVC, triasetat veya polistrol gibi folyelerdir. Bu folyelerden önce, montaj taşıyıcı olarak cam kullanılırdı. Camın avantajı, tam şeffaf oluşunun yanında, boyutlarında hiçbir değişiklik olmamasıdır. Cam, kolay kırılması ve özellikle büyük ebatlı montaj işlerinde taşıma ve çalışma zorluğu olduğundan 1937 de Hans Eggen astralonun montaj için en elverişli taşıyıcı olduğunu tespit etmiştir.

İyi bir montaj folyesinin boyutlarını değiştirmeme ve tam şeffaf olma özelliklerinin yanı sıra, parlak ve pürüzsüz olması ve dolayısıyla kir tutmaması, ayrıca düz durması gerekir. Montajda temizlik çok önemlidir. En küçük pisliğin kalıba geçmesi orijinali bozacağından folyelerin alkolle silinmesi ve antistatik bezle tozdan arındırılması gerekir. Ancak antistatik bez kullanımında aşırıya kaçılırsa, filmlerin seloteyple yapıştırılması zorlaşır. Mat montaj folyelerinde bu zorluk yoktur. Fakat bunlar daha çabuk pislenirler ve mat folyeler kullanılırsa kalıbın poz süresi biraz daha uzar.

imparator 07-02-2007 10:29

Filmler, mutlaka ışığı geçiren bir zemin üzerinde toplanmalıdır. Bu işlem tek renkli işlerde kolaydır. Fakat çok renkli işlerde rehberle(kılavuz) iş görüldüğünden, montaj zorlaşır. Çok renkli işlerin montajında, her rengin filmleri üst üste doğru oturmalıdır.
Reprodüksiyon atölyesinde orijinallerden hazırlanan filmler, montaj atölyelerine kopya tekniğine göre " Pozitif veya Negatif " olarak teslim edilir. Montaj Yapımı ve Gerekli Olan Malzemeler Montaj yapımında kullanılan teknik donanım, montaj masası, trase, astrolon, film, rehber, mili metrik folye, film kesme makinesi, kretuar, makas, pamuk, ispirto, cetvel, lüp ve bunların muhafazası için kullanılan dolaplardır.

Montaj masasının üstünde ışık kutusu, içinde ise flüoresan tipi soğuk ışık veren lambalar olmalı ve üstteki buzlu cam mili metrik taksimatlı olmalıdır. İleri ve yana hareket eden cetveller de hassas montaj için önemlidir. Çizgi çekme tertibatı ise iyi cins montaj masası için gerekli bir aksesuar teşkil eder. Montaj masası yukarıda belirtilen aksesuarlara sahip olmayabilir, yalnızca ışık kutulu ve 4 ayaklı bir masa biçiminde olabilir.

Aksesuar zenginliği montajcının işini kolaylaştırarak daha hassas çalışma imkanı verir. Montaj için önce baskı ölçüsündeki bir kâğıt üzerinde mili metrik hassasiyette bir plan hazırlanır. Bu planda, hangi resim veya yazının nereye geleceği işaretlenir. Bu plana göre mili metrik folye üzerine yerleştirilen montaj folyesi üzerine resim ve yazılar seloteyple yapıştırılır. Film kenarlarının resmin çok yakınından kesilmemesine dikkat edilmelidir

imparator 07-02-2007 10:29

Resimler



arasında en az 5 mm. lik bir yapıştırma payı bulunmalıdır. Yapılan iş buna müsait değilse
şeffaf bir yapışkan ile filmler alttan yapıştırılabilir.


•Trase

Trase(baskı taksimat kartonu) : İlk rengin montajı için altlık olarak hizmet eder. Bu nedenle itina ile çizilmelidir. Trase, iyi bir bristol karton üzerine yapılır veya hazır olarak mili metrik kâğıda çizilir. Bu işlem için, alttan ışıklandırılmış, sabit demir cetvelli özel montaj masası kullanılır. Taksimat, basılacak işe ve işin forma sayısına göre yapılır.

Çizim sıralaması şöyledir :


Temel çizgiler

1. Kâğıdın Ebadı
2. Baskı Başlangıcı
3. Sayfa Dağıtımı


imparator 07-02-2007 10:29

Yardımcı çizgiler


1. Kesim
2. Metinli Sayfa
3. Ara Kesim
4. Sayfa Numara Yerleri
5. Rehberler
6. Forma Numara Yerleri
7. Kâğıt Ortasını Belirten Çizgi

Ayrıca makas payı, iş numarası, işveren firmanın adı ve renk sayısının da trase üzerinde belirtilmesi gerekir. Astralon ve benzeri folyeler trase üzerine montaj masasında şeffaf bantla sabitleştirilir. Astralon elektrikli olduğundan tozları mıknatıs gibi kendine çeker. Bu yüzden folyelerin tozlardan arındırılması gerekir. Temizleme işlemi esnasında daha önce var olan elektriklenme daha da artar. "Antistatikum " adı verilen bir madde bu problem ortadan kaldırmıştır.

Temizlenen Astralon üzerine ilk renk monte edilir. Bunun üzerine ikinci rengin astralonu konur ve ikinci renk monte edilir. Diğer renklerin montajı da aynen yapılır.
Astralon Kopyalar kullanım tarzlarına göre Kırmızı ve Mavi astralon kopya olarak ikiye ayrılır. Kırmızı astralon kopya tekrarı olan ince işlerde önem kazanır. Aynı zamanda Baskı Taksimat Kartonu vazifesini görür. Her rengin montajı için ayrı astralon kullanılır. Bunlar daha sonra tekrar kullanılmak üzere saklanabilir.
Mavi astralon kopyada ise her renk için ayrı ayrı " Montaj Taşıyıcısı " kullanılmaz. Her renk kendi kopyasından sonra sökülür. Yani birinci renk monte edildikten sonra pozlandırılıp sökülür, diğer renklerde aynı işleme tabidir.

imparator 07-02-2007 10:29

Astralon kopyasında bütün renkler ve yazılar bir astrolon yani montaj folyesi üzerine monte edilir. Kalıp ve baskı ustalarına kontrol imkânı veren dikey ve yatay çizgili Rehberler yapıştırıldıktan sonra astrolon film makinesinde filme alınır. Daha sonra filmler, montaj masasına yerleştirilerek her renk ayrı olmak üzere montaj edilir. Montajlanan filmler, ayar hassasiyeti sağlandıktan sonra kalıba gönderilir.


Ofsette montajlar, gazete montajları hariç, daima pozitif olarak yapılır. Ayrıca burada



kullanılan filmlere mat yüzlerinden bakıldığından yazı ve resimler ters olmak zorundadır. Bu durum negatif montaj için de böyledir. Pozitif montajda renklerin hassas olarak üst üste oturması, negatif montaja göre daha kolaydır. Ne var ki negatif montajda film sarfiyatı daha azdır. Pozitif veya negatif montaja karar vermeden önce bu çalışmaların ekonomik yönü tartışılmalıdır. Gazeteler, film sarfiyatını azaltmak için negatif montaj sistemini seçmişlerdir. Filmler montaj taşıyıcısına, şeffaf bantla, iş olmayan kısımlardan yapıştırılır. Şayet " İş " üzerine şeffaf bant gelirse, ince çizgiler meydana gelir ve bu çizgiler de baskıda ortaya çıkar. Şeffaf bantla yapıştırmanın mümkün olmadığı işlerde ise özel yapıştırıcılar kullanılır. Özel yapıştırıcılar poza zarar vermezler.


Türkiye`de Saat: 17:29 .

Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580