|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
03-07-2008, 15:10 | #1 | ||
Üyelik tarihi: Jun 2008 Yaş: 35
Mesajlar: 95
Tecrübe Puanı: 16 |
Okuyanlar okumayanlara, Görenler görmeyenlere, Duyanlar duymayanlara, Anlayanlar da anlamak istemeyenlere, Anlatsınlar! "Bir zamanlar Amerika" gibi bir zamanlar Beşiktaş vardı ve hep öyle kalacak, içimizde oldukça. Aramızdan başka dünyalara ayrılanlar da oldu. Hiç kaybetmedik birbirimizi!... Hayat bizi rüzgarıyla farklı yerlere savursa da, aramızda anlaşmazlıklar olsa da biz hep "bir"dik, birliktik. Birlikteyiz. Beşiktaş her şey... Beşiktaş aşkı her şey demekti. Ne önüne geçmeye çalıştık, ne de arkasında kaldık. Aynıydık çünkü; biz "Beşiktaş"tık. Dünya dönüyor, her şey aynı kalamıyor. Akbabalarla, sırtlanlarla doluyor sokaklar günden güne. Çakal çukal basın da tribünde aramızda olmaya çalışıyor. Bugüne dek bizler "takımımıza destek olmak"tan başka bir şey düşünmedik. Bedeli her şeyle suçlanmak olsa da. Gün geldi ayyaş olduk, gün geldi çapulcu olduk, gün geldi hayatımızdan olduk. Bir şeyi anlamadılar biz sadece "Beşiktaş sevdalısı" olduk. Dinleyin Ağalar, Dinleyin Efendiler: Bu güne kadar, bizi her fırsatta yerden yere vuran sevgili(!) basın camiasının davetlerine katılmadık. Reyting canavarlarına yem olmadık. Ama medya mensupları reyting uğruna işine geldiği gibi kapıdaki karaborsacıları bile "biz" yaptı. Her türlü sloganımızı eleştirerek bizi hedef tahtası yapmaya çalıştı. Unutmasınlar; bizim sloganlarımız ne siyasi, ne çıkar amaçlı, ne de reyting kaygılıdır. Zaten bizi farklı kılan da budur! Bu basın değil midir ki en ufak bahaneyle, her fırsatta, örneğin bir hakem düdüğünde bizi, takımımızı ve kulübümüzü küçük düşürmeye çalışan? Bu yüzden; ÇARŞI satılmış medyaya da karşı!!! Ve, bu nedenledir ki; ÇARŞI demokrat ve dürüst medya ile de bağlarını koparmayacaktır!!! ÇARŞI ASLA UNUTMAZ!!! Bu güne kadar mevcut yönetimlerle bir işimiz olmamıştır. Bunu "olmuş" veya "olacak" gibi görenler de asla içimize alınmamıştır ve alınmayacaktır. Camia içindeki bazı çakallar yönetimler ve taraftarlar arasındaki her türlü birlik hareketlerini çıkar amaçlı göstermekle bizleri ve yönetimleri hedef haline getirmektedirler. Her nedense bu çakallar puslu havaları sevdiklerinden kendilerini bir türlü açığa çıkarmamaktadırlar. Bizler takımımızın aldığı skorlarla gurur duysak da, üzülsek de dünyada futbol günden güne değişiyor ve mertlik bozuluyor. Savaşlar yerini soğuk savaşlara bırakıyor ve top her zaman kale çizgisini aşmıyor. İşte bizi ÇARŞI yapan da bu!!! Çünkü yenilsek de, yensek de taraftarın seninle... Bugüne kadar ağzından "Beşiktaş taraftarıyla gurur duyuyorum" sözünü düşürmeyen başkanlar ve yönetimler de buna dahil. Bizimle birlikte her golde sevinçle gözleri parlayan sevgili Beşiktaşlı kardeşlerimiz, bizler her şeyin farkındayız. Takımımız gururuyla, şerefiyle, hakkıyla, alın teriyle kazandıktan sonra, 2. ligde de olsa, Beşiktaş’ımızın yanındayız. Ne yönetici, ne siyasetçi, ne de gazeteciyiz, bizler taraftarız, gerektiğinde de Beşiktaş'ın askerleriyiz!!! Unutmayın ki; Bizler geldiğimiz bu günlere Kazan Birahanesi'nin dibinde elimizde üç beş bira şişesiyle Beşiktaş Semti'nin içinde küfürlerle kafirlerle dolaşarak gelmedik. Bizler on yedisinde delikanlı diye dolaşırken fb, gs pankartlarını keser, iki gün önceden evden kaçar, dayak da yesek maçlara sabahlardık. Bizlerden ne semtimizdeki esnaf, ne bacılarımız ne de mahallelimiz çekinmezdi. Bizlerin, sizler gibi, derdini anlatacağı abileri de yoktu. Bizler de güldük; bizler de ağladık; bizler de sevdik... Geldiğimiz şu günlerde, bizim de söyleyecek bir kelamımız var. "Kurt kocadı, köpeklerin maskarası olur mu?" diyen köpeklere..."Ağzı olan konuşuyor" misalindeki etek giydireceklerimize... Her taşın altından ÇARŞI'yı çıkarmak isteyen hainlere... Hem serserilik yapıp hem de "ben Çarşı'yım" deyip, ÇARŞI'nın ismini kullanmaya çalışan yeni yetmelere... Her zaman Beşiktaş'ın kötü günlerinde arkaya saklanıp ortalığı karıştırmak isteyen milenyum taraftar bozuntularına... İşine gelmediğinde atıp tutan, salyalarını akıtan, medya mensuplarına... Ve, bu işlerden menfaat sağlayabileceğini düşünen kuş beyinli çakallara, sırtlanlara... : AKILLI OLUN ULAN!!! "Bir zamanlar" da ki Beşiktaş'a döndürmeyin tribünleri! O zaman kapalıda kalacak olan gerçek taraftarı göreceksiniz... Peki ya o zaman geldiğinde olabilecek misiniz, o çok sevdiğiniz tribünlerde? Hasbi'de, Kazan'da rahatça yudumlayabilecek misiniz rakılarınızı, biralarınızı? Demlenip demlenip geldiğiniz tribün sıralarına, ensenizde boza pişmeden gelip, heyecanla seyredebilecek misiniz takımınızı? Beşiktaşlılık ruhu bambaşkadır beyler!!! O zaman çapulcumuz da gelir, ayyaşımız da, çoluk çocuklumuz da, kariyer yapmışımız da, kaçak köçeğimiz de. Yeter ki kimse namert olmasın! Şunu da unutmayın ki: ÇARŞI hiçbir şeyi unutmayan, affetmeyen bir efsanedir!!! ÇARŞI
__________________ Konu lynxeyed08 tarafından (03-07-2008 Saat 15:47 ) değiştirilmiştir.. | ||
|
03-07-2008, 15:15 | #2 | ||
Üyelik tarihi: May 2006
Mesajlar: 350
Tecrübe Puanı: 18 | elıne saglık kardesım arastırıp bulmussun guzel bı yazı dızını
__________________ BESIKTAS BIR ASKTIR MASUM BIR GULUSTUR BESIKTAS SEREFTIR ONURDUR GURURDUR AMA ISYAN DEGILDIR | ||
03-07-2008, 15:16 | #4 | ||
AyNaKoLiK Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 4.036
Tecrübe Puanı: 27 | varoooooooooooolllllllLLLLlll............GErçKTn sTIrı SAtıRINA doğRU yaa.....bRAVOOO yani HELALL olsUN.......
__________________ senin olduğun karanlığı sensiz aydınlıktan daha çok seviyorum.. | ||
03-07-2008, 15:20 | #6 | ||
Üyelik tarihi: Jun 2008 Yaş: 35
Mesajlar: 95
Tecrübe Puanı: 16 |
" Bizimkisi bir aşk hikayesi!!!<ömrümüz yettiği yere kadar BEŞİKTAŞ>> Bir masal anlat bana aşkım , Beşiktaşkım. Elimi bırakmadan, içine ne koyarsan koy. Yenilgi mi ?Koydun zaten Beşiktaş'ım. Ama bundan sonra öyle bir yenilgi koy ki yenildik ama canla başla mücadele ettik diyebilelim. Maçın hakkını verdik diyebilelim. Şerefli ikincilik koy içine Beşiktaşım, istersen kupalar koy. Ben seni dinlerim. Destanlar yaz bize. Eskiyi anlat bize ; geçmişi.. Kazanılan zaferleri, şampiyonlukları, gelenleri , gidenleri. Bana; bizi anlat, nasıl seni sevdiğimizi. Senin için simsiyah geceleri nasıl da bembeyaz ettiğimizi tıpkı şu an benim yaptığım gibi. Sonra bize yine yenilgileri anlat ; ardından akan göz yaşlarını. Ama sakın, sakın elimi bırakma! Korkarım! Yürüyemem bu yolda sensiz! Çekme karanlığımdan aydınlığını.. Sen anlat Beşiktaş'ım... İnandır bizi güzel günlere. Ver bize gelecek coşkuların kahkahaların sinyallerini. Stadın inleyiş seslerini duyur bize. Koy içine masalın ne istersen. Lig şampiyonu ol mesela.İmkansız da olsa başar bunu. 3 maç kaldı önünde inan buna . Al benim ruhumun hepsini ruhum teslim sana! Türkiye kupası da senin olsun. Hatta abartayım Dünya bizi konuşsun.Seneye dünyaya açılacağımızı duyur bize. Umrumuzda değil ya , sen elimi bıraktıktan sonra dünya bilmiş bizi, bize ne!Uykuya dalıp gitsem bile bırakıp gitme sakın beni Beşiktaşım. Üstümü ört, ama elimi bırakma. Rüya gibi gelen masalı bitirme. Devam et sen. Ben gözümü dinlendiriyorum. Ben uyusam da görmüyor musun? Bak BİNLERCE insan seni dinliyor.. Bana bir masal anlat Beşiktaşım. İçinde her şey olsun. Her şey. Bir tek şey olmasın. ŞEREFSİZLİK.Başkalarına benzeme Beşiktaşım.Ligden çekileceğini belirtip gündemini yarattıktan sonra sakın sözünden dönme. Dediğinin arkasında dur. Unutma SEN BEŞİKTAŞSIN. Senden başka bir ricam yok ki benim. Sen anlat benim canım Beşiktaşım. Arkadan da müzik çalsın hafiften.. Ben burada seni dinleyip uykuya dalarken diğer aşıklar şenlensin masalınla bir kadeh koysunlar masaya. 'Beşiktaşım ŞEREFine' diyebilsinler. Bana bir masal anlat Beşiktaşım; senin için ölen bedenleri anlat bana. 'Sevdamız uğruna canlar verdik biz' bestesinin çıkış nedenini anlat bana. Sen sahaya çıktığında seni yakından görebilmek için binbir yolu deneyenlerin telaşını anlat bana. Geçtiğimiz *****artesi senin kazanacağına inanıp ta Almanyalardan gelen Çarşı Berlini anlat bana. İzmir'den, Kıbrıs'tan, Anadolu'dan gelenleri anlat. Senin için çarpan yürekleri anlat. Sırf SENİN için..Senin için her şeyini bir kenara bırakıp Beşiktaşım Hayat Sensin diyen sesin nerelerden geldiğini anlat. Yeni doğan minnacık bir bebeğe siyah beyaz bir tulum alabilme heyecanını ve sonradan Beşiktaşlı olunmaz Beşiktaşlı doğulur diyebilme gururunu anlat bana. Susma anlat işte her şeyi. Bildiğin her şeyi. Ne o yoksa duymuyor musun bizi? Daha da çok bağırırız o zaman , sesimizin geldiği yere kadar bağırmayız, sesimizi her yere duyururuz. Sen yeter ki iste Beşiktaşım, sen yeter ki sıkı sıkı tut elimi... Takma kafana hiç bir şeyi Beşiktaşım. Geçen sezon başkaları top koşturuyordu senin için bu sezon başkaları kim bilir belki seneye bu yazıyı okuyanlardan senin için yüreği deli gibi çarpanlardan biri koşacak senin adına. İşte o zaman işte o zaman Şampiyon olacaksın. Ama olmasan da sıkma canını. Pazar ve Pazartesi akşamları tıka kulaklarını dinleme Ermanı , Kazımı, Şansalı. Sen beni dinle... Ben uyuyorum Beşiktaşım. Sakın susma sen. Bilirsin beni korkarım , anlatırken tut elimi , uykuya dalıp gitsem bile , bırakıp gitme sakın beni...Sevdamdan komaya sok beni ama bırakıp da sakın gitme...."
__________________ Konu lynxeyed08 tarafından (04-07-2008 Saat 09:26 ) değiştirilmiştir.. | ||
03-07-2008, 15:23 | #8 | ||
AyNaKoLiK Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 4.036
Tecrübe Puanı: 27 | Bana bir masal anlat Beşiktaşım. İçinde her şey olsun. Her şey. Bir tek şey olmasın. ŞEREFSİZLİK.Başkalarına benzeme Beşiktaşım.Ligden çekileceğini belirtip gündemini yarattıktan sonra sakın sözünden dönme. Dediğinin arkasında dur. Unutma SEN BEŞİKTAŞSIN. Senden başka bir ricam yok ki benim. Sen anlat benim canım Beşiktaşım. Arkadan da müzik çalsın hafiften.. Ben burada seni dinleyip uykuya dalarken diğer aşıklar şenlensin masalınla bir kadeh koysunlar masaya. 'Beşiktaşım ŞEREFine' diyebilsinler. gerçktn tüylerim diken diken oldu......emeğine sağlık dostum....
__________________ senin olduğun karanlığı sensiz aydınlıktan daha çok seviyorum.. | ||
03-07-2008, 15:27 | #10 | ||
Üyelik tarihi: Jun 2008 Yaş: 35
Mesajlar: 95
Tecrübe Puanı: 16 |
KUTSAL TOPRAKLARDAN, KUTSAL DÜNYALARA... Sen biliyormusun? Seni ne kadar çok sevdiğini? Hiç tahmin edebiliyor musun? Haberin var mı tanımadığı insanların sana getirdiği başka insanları nasıl kafasında yıllarca didik didik düşündüğünden? Senin haberin bile yokken, ismini günde BİN kaç kez söylediğinden? Sen çaresizken sana çare yaratabilme arayışından? Evet! Senin için korktu! Geride duramadı! Çünkü sana vereceklerine sınır bile koymamıştı. Sen giderken, onun da özgürlüğünü götürdün beraber gittiğiniz yere... Artık sen onunla bir'din. Başkaları kendiyle bir'ken. Ama o Bir'likten cinnet doğmadı aranızda. Çünkü senin yoluna esir olmuştu, yanına yoldaştı. Sen sıcak yuvanda dinlenirken, o , sağanak yağmurun altında yorgun kalakalmıştı. Senin yıllarının izlerini , renklerinin sadeliğini taşıyan kaşkolu hala boynundaydı. Akaretlerdeydi o tabela. Kapısında 3 basamak, İçerisi buz. Senin için orada üşümeye devam ediyordu. Orada cebindeki tüm parayı çıkarıp tanımadığı küçük çocuklara veriyordu da seni daha çok kişiye izlettirme hevesinden. Sen bunlardan bihaberken, her yeni gün yepyeni hesapların içerisine düşmüştü. Son hesabı, buluşma gününüzdü. 1 ağustos 2007'i hayal ederek yaşıyordu. Sen buluşmanıza gelicektin, ama onun bu kez mazereti var! Şimdi sen buna inanamayabilirsin, belki de ağlayabilirsin. Ama ne olur başkalarına duyurma. Sadece gururuna sarıl ve yaşa. Çünkü o , sessizce gelip sessizce gitmelerin insanı. Ama "ben Burdayım, senin için burdayım!" dediğini çok uzaklardan duymuşsundur. Doğru, belki de bu 5 kelime salladı Beşiktaşı bugün. Ki ne depremler salladı da bu derece yıkıcı olmadı. Şimdi hem Beşiktaş, hem biz. İlk defa sensiz... Böyle gelecekse 1 Ağustos, gelmesin kalsın. Ama şundan eminki Bu kez beraber açacaksınız kanatlarınızı gökyüzüne. Belki de ilk kez beraber uçacaksınız. Ama sen! Bizler için değil, Sadece onun için saldır o gün! Tribünler "Optik başkan için saldırın" diyerek inleyecek o gün! En sessiz tezahuratımız bile düşmanlarının kulaklarında çınlayacak o gün! Çünkü SEN ve O herşeyinizle bunu hakediyorsunuz. Murat Dedeoğlu .................................................. ..............................................Her zaman takımımıza destek olalım. Ne olursa olsun Beşiktaş’ın arkasında olduğumuzu Beşiktaş’ı temsil edenlere inandıralım. Cümlelerinin karşılığını dolu dolu vermek için bir ömrü Beşiktaş’a verdin Başkan Küçük bebelerin kucağında maç izleyip de ağlamayı zırlamayı kestiğine şahit olan tribün taşları açtı binbir kollarını sana doğru, seni kucaklamak için sana doymak için 2 senenin her saniyesinin hasretini sıkıp ter olup akıtmak için Beşiktaş’a. Evet Beşiktaş’a; gençliğinin ve hayatının kalemini kırıp da verdiğin Beşiktaş’a. Öyle bir iştir ki bu Ferhat la şirine aslı ile kereme hayata küsme nedenidir senin sevdan. Uğruna yıllarca mesai harcadığın, evlendiğin, gönül nikahı kıydığın Beşiktaş’ından ayrı geçen 2 sene. Omuz omuza verilmiş kardeşlerinle durmadan dimdik yürüdüğün Beşiktaş yolunda senin adamlığını örnek bilmiş binlerce onbinlerce kartal yüreği. Hakkında bırak tribünümüzden rakip tribünlerden bile tek kötü laf eden çıkmamıştır, edenin ya akli dengesi bozuktur ya da mayası. 1974’lerde ilk maça girdiğin heyecanın yüzünde yarattığı gülüştü sanırım her tribünde görüşümde bana gülmen. Uğur olsun diye yaktığın sigaralarını takip ederdim hep, nasılda kalbinden çıkardı dumanı, kaplardı o dumanın büyüsü futbolcuları. Beşiktaş uğruna kalemi kırılmış bir hayat dedim ya Başkan, Beşiktaş uğruna yakılmış okul yılları ve Beşiktaş uğruna elinin tersiyle itilmiş bir öğretmenlik hayatı. Ne bileyim ben başkan, ne sen sor ne ben söyleyeyim duyduğum saatten beri kelime edemiyor, duyamıyorum, duymak istemiyorum. Senli tribünün tadını dokusunu ve adamlığının nefesini koklamışlıktan mıdır nedir sensizliğin korkusu sardı dört bir yanımı şimdiden. Tüm umutlarım, duygularım, bilincim törpülendi. Bilinçaltında hala senden kalma uğur sigaraları, hindi babalar, durumu olmayana yardım etmeler karın doyurmalar ve en önemlisi senden miras kalan ve herkesin istediği kadar almakta hür olduğu adamlığın miras kaldı bilinçaltında. Şimdi sensizlik zamanı. Geçici ayrılığında bile burkulan yüreklerimiz ebedi ayrılığına nasıl dayanır bilinmez. Şimdi kim bize sahilde bira ısmarlayacak, maç öncesi aç karnımızı doyuracak, kim hindi baba çektirecek, uğur olsun diye Beşiktaş’ımıza kim yakacak o malum dakikada sigarasını... Gittin başkan bizi sensiz, biz başkansız, bizi Beşiktaş’la baş başa bırakıp gittin. Gittin de ne oldu, şimdi kim Beşiktaş için ömrünün kalemini kıracak. Sokak köpekleri şimdi sensiz Başkan, sensiz, kimsesiz, aç ve biz sensiz sokaklarda sokak köpekleriyle kucak kucağayız artık. Gittin, çözülen yün yumağı, savrulan yapraklar gibi dağıttın gittin bizi Başkan, Başkanım, Optik Başkanım bir kitaba başlar gibi, koşarken yavaşlar gibi bir anda tökezledik hayat yolunda, vakitsiz bir sonbahara yakalandık, yaz düşünde çok sarardık, yaza varmadan bir adım daha bu gudubet Temmuz’da seni aldı Kartallar ülkesi, kıskandı sevgimizi, inat yaparcasına Optik Başkan sen çok yaşa dememize, Optik Başkan artık bizle yaşayacak hükmü geldi biz seni bilmesek endişelenir, üzülür, kederlenirdik; ama biliriz ki eşsiz adamlığınla ve sevginle biz geldiğimizde oraların Başkanı sen olacaksın tüm gönülleri feth etmiş durumda, biz yine fenere söveceğiz, cimboma giydireceğiz. Sensiz günlerimizde miras bıraktığın adamlığımızdan ödün vermeden dimdik yürüyeceğiz, çizdiğin ve yürüdüğün yolda, yalansız riyasız rantsız… Kalbimizin Kral dairesi senindir her daim Optik Başkan, başkanım, Mehmet abi, hocam, Mehmet hocam. Gittin başkan, sessiz sitemsiz, diğer ölen arkadaşlar gibi sessiz sitemsiz Sana 1 maçı bile çok gören hayat umarım bu sene şampiyonluğumuzu sana armağan eder, işte o gün mümkün olur bahsetmek adaletinden dünyanın. Gittiğin her yerde omuz omuza olacağız unutma başkan, gittiğin diyarlarda da yankılanacak o kalpten gelen sesin yine...
__________________ | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |