|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
23-01-2007, 11:19 | #1 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
|
TÜRK CEZA KANUNU (1) Kanun Numarası : 765 Kabul Tarihi : 1/3/1926 Yayımlandığı R.Gazete: Tarih : 13/3/1926 Sayı : 320 Yayımlandığı Düstur : Tertip: 3 Cilt : 7 Sayfa : 519 * * * Bu Kanunun yürürlükte olmayan hükümleri için bakınız "Yürürlükteki Bazı Kanunların Mülga Hükümleri Külliyatı", Cilt: 1 Sayfa: 1 * * * BİRİNCİ KİTAP Esaslar BİRİNCİ BAB Ceza Kanununun tatbiki Madde 1 - (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.) Kanunun sarih olarak suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilmez. Kanunda yazılı cezalardan başka bir ceza ile de kimse cezalandırılamaz. Suçlar; cürüm veya kabahattir. Madde 2 - İşlendiği zamanın kanununa göre cürüm veya kabahat sayılmayan fiilden dolayı kimseye ceza verilemez. İşlendikten sonra yapılan kanuna göre cürüm veya kabahat sayılmayan bir fiilden dolayıda kimse cezalandırılamaz. Eğer böyle bir ceza hüküm olunmuşsa icrası ve kanuni neticeleri kendiliğinden kal- kar. Bir cürüm veya kabahatin işlendiği zamanın kanunu ile sonradan neşir olu- nan kanunun hükümleri biribirinden farklı ise failin lehinde olan kanun tatbik ve infaz olunur. Madde 3 - (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.) Türkiyede suç işliyen kimse, Türk kanunlarına göre cezalandırılır ve bun- dan dolayı bir Türk hakkında yabancı memlekette hüküm verilmiş olsa bile Türkiye'de muhakeme olunur. Böyle bir fiilden dolayı Türkiye dışında hakkında hüküm verilmiş olan yabancı dahi Adliye Vekilinin talebi üzerine Türkiyede muhakeme edilir. Madde 4 - (Değişik: 8/6/1933 - 2275/1 md.) (Değişik : 6/6/1991 - 3756 /1 md.) Bir Türk veya yabancı,yabancı memleket- lerde Türkiye Devletinin şahsiyetine karşı bir cürümü veya bu Kanunun 316,317, 318,319,320,323,324,332 ve 333 üncü maddelerinde yazılı suçları işlerse,hak- kında resen takibat yapılarak bu maddelerdeki cezalarla cezalandırılır. ---------------------------------------------- (1) a - Bu kanunda, 26/4/1926 tarih ve 825 sayılı Kanun ekindeki doğru - yanlış cetveli ile yapılan düzeltmeler metne işlenmiştir. b - 8/6/1933 tarihli ve 2275 sayılı Kanunun 2. maddesi gereğince Türk Ceza Kanunundaki şikayet ve şikayetname ve şahsi iddia tabirleri,(yazı ile şika- yet) olarak değiştirilmiştir. c - 4/4/1929 tarihli ve 1412 sayılı CMUK nun 424. maddesi gereğince, anılan kanunda kullanılan istilah ve tabirler, ceza kanununda kullanılan eski isti- lah ve tabirler yerine geçmiştir. KANUNLAR,AĞUSTOS 1991 (EK - 9) Bunlar hakkında yabancı memleketlerde evvelce hüküm verilmiş olsa bile suç ecnebi paraları taklidin maadasına taallük ettiği takdirde Adliye Vekilinin talebi üzerine Türkiyede tekrar muhakeme olunur. Yabancı memleketlerde Türkiye namına memuriyet veya vazife deruhde etmiş olupta bu memuriyet veya vazifeden dolayı bir cürüm işleyen kimse hakkında Türkiyede takibat yapılır. Madde 5 - (Değişik : 3/2/1937 - 3112/1 md.) Bir Türk dördüncü maddede yazılı cürümlerden başka, Türk kanunlarına göre aşağı haddi üç seneden eksik olmıyan şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezayı müs- telzim cürmü yabancı memlekette işlediği ve kendisi Türkiye'de bulunduğu takdir- de Türk kanunlarına göre cezalandırılır. Eğer cürmün aşağı haddi üç seneden az şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezayı müstelzim ise takibat icrası zarar gören şahsın veya yabancı Hükümetin şikayeti- ne bağlıdır. Mağdur yabancı ise bu fiilin, işlediği mahal kanunlarında da cezayı müs- telzim olması şarttır. Madde 6 - (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.) Bir yabancı dördüncü maddede yazılı cürümlerden başka, Türk kanunlarına göre aşağı haddi bir seneden eksik olmıyan şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezayı müstelzim cürmü yabancı memlekette Türkiyenin veya bir Türkün zararına işlediği ve kendisi Türkiyede bulunduğu takdirde Türk kanunları mucibince ceza görür. | ||
|
23-01-2007, 11:20 | #2 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Ancak bu babda takibat icrası Adliye Vekilinin talebine veya zarar gören şahsın şikayetine bağlıdır. Eğer cürüm bir yabancının zararına işlenmiş ise fail, Adliye Vekilinin ta- lebi üzerine, aşağıdaki şartlar dairesinde cezalandırılır: 1 - Türk kanunlarına göre şahsi hürriyeti bağlayıcı ve aşağı haddi üç se- neden eksik olmıyan cezayı müstelzim bir fiil olmak, 2 - İadei mücrimin muahedesi bulunmamak veyahut iade keyfiyeti cürmün irti- kab edildiği mahallin veya failin tebaasından bulunduğu Devletin Hükümeti tara- fından kabul edilmemiş bulunmak. Bir Türk veya yabancı, Türk Ceza Kanununun 8 nci babının 3 ncü faslındaki cürümleri yabancı memlekette işlerse resen takibat yapılarak o fasılda yazılı maddelerdeki cezalarla cezalandırılır. Madde 7 - Bir ecnebi, ecnebi memleketinde bir Türk veya Türkiye Cumhuriyeti aleyhinde bir cürüm işleyipte ecnebi mahkemesince mahküm olduğu veya ceza her- hangi bir sebeple sukut ettiği veya beraet eylediği surette dava Türkiye mahke- melerince tekrar tetkik ve rüyet olunur. Eğer hüküm olunan ceza Türk Ceza Kanununda o fiil için muayyen olan cezadan dün ise noksanı ikmal ettirilir. Sukut ve beraet sebepleri Türk Kanunlarına muvafık değil ise ceza yeniden hüküm olunur. Bu bapta takibat icrası Adliye Vekaletinin talebine bağlıdır. Madde 8 - Bundan evvelki maddelerde beyan olunan ahvalde ecnebi mahkemeden verilen ve Türk kanunlarına muvafık bulunan hüküm Türk kanununca gerek asli ve gerek fer'i olarak hidematı ammeden memnuiyeti veya sair güna iskatı ehliyeti mucip bir cezayı mutazammın olduğu takdirde müdeiumuminin talebi üzerine ecnebi memlekette hüküm olunan mahrumiyet ve iskatı ehliyet cezaları netayicinin Türkiyede dahi cari olacağına mahkeme karar verebilir. Müddeiumuminin talebi üzerine mahkemece bir muamele yapılmazdan evvel mahküm dahi ecnebi mahkemesinden verilen hükmün Türkiye mahkemesince yeniden tetkikini talep etmek hakkını haizdir. Madde 9 - Bir cürümden dolayı bir Türkün ecnebi devletlere iadesi talebi devletçe kabul olunamaz. Siyasi veya ona murtabıt cürümlerden dolayı bir ecnebinin ecnebi devletlere iadesi talebi devletçe kabul edilemez. Ecnebi devletçe vukubulan iade talebi üzerine istenilen kimsenin Türkiyede bulunduğu mahal mahkemei asliyesince tabiiyeti ve cürmünün mahiyeti hakkında bir karar verilmesi lazımdır. Türk tebaasından olduğu yahut cürmünün siyasi ve askeri veyahut bunlara murtabıt cürümlerden bulunduğu mahkemece sabit olanların iadesi talebi kabul olunamaz. Ecnebi olduğuna ve cürmünün adi ceraimden bulunduğuna karar verilen kimse- nin iadesi talebi hükümetçe kabul olunabilir. İadesi talep ve kabul olunan kimse hakkında mahalli müstantikliğince tev- kif müzekkeresi verilebilir. Madde 10 - Bu kanundaki hükümler, hususi ceza kanunlarının buna muhalif ol- mayan mevaddı hakkında da tatbik olunur. | ||
23-01-2007, 11:21 | #3 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Madde 10/a - (Ek : 6/6/1991 - 3756/2 md.) Bir Türk vatandaşı veya yabancı, yabancı ülkede bir suç işleyip de bu bab hükümlerine göre Türkiye'de yargılandığı takdirde; Türkiye zararına işlenmiş suçlar dışında,suçun işlendiği ülke kanunu ile Türk Kanunundan hangisi uygulama- da sanığın lehine sonuç verecek ise, o kanun göz önünde bulundurulmak ve yabancı kanunda tanımlanan suça,Türk kanunlarına göre verilmesi gereken ceza veya Türk kanununda bulunup yabancı ülke kanunundaki cezaya en yakın olan ceza tespit edilerek uygulama yapılır.Ancak,suçun işlendiği ülke kanunu,Türkiye'nin kamu düzenine veya milletlerarası yükümlerine aykırı ise bu ülke kanununa itibar edilmez. İKİNCİ BAP Cezalar Madde 11 - Cürümlere mahsus cezalar şunlardır: 1 - İdam, 2 - Ağır hapis, 3 - Hapis, 4 - Sürgün, 5 - Ağır cezayı nakdi, 6 - Hidematı ammeden memnuiyet. Kabahatler için mevzu cezalar şunlardır: 1 - Hafif hapis, 2 - Hafif cezayı nakdi, 3 - Muayyen bir meslek ve sanatın tatili icrası. Bu kanunda şahsi hürriyeti tahdit eden cezalar tabirinden ağır hapis,hapis, sürgün ve hafif hapis cezaları muradolunur.(1) Madde 12 - (Değişik: 9/7/1953 -6123/1 md.) İdam cezası, buna mahküm olan kimsenin asılması suretiyle hayatının izale- sidir. -------------------------------------- (1) Bu maddede sözü edilen sürgün cezası 13/7/1965 tarihli ve 647 sayılı Ceza- ların İnfazı Hakkındaki Kanunun geçici 2. maddesi ile kaldırılmıştır. KANUNLAR, AĞUSTOS 1991 (Ek - 9 ) İdam cezası, mahkümun mensup olduğu din ve mezhebin hususi günlerinde icra olunmaz. Mahkümlar birkaç kişi olursa birbirinin karşısında asılmazlar. Gebe kadınlar doğurmadıkça, akıl hastalığına duçar olanlar iyileşmedikçe idam ceza- sı infaz olunmaz. İdam cezası hükmolunan kimse hakkında mahkümiyet ilamı Temyiz Mahkemesince tasdik ve Türkiye Büyük Millet Meclisince tasvip edildikten sonra icra mahallin- de, mahkeme heyetinden bir zat ile Cumhuriyet Müddeiumumisi, tabip ve zabıt ka- tibi ve hapishaneler idaresi memurlarından biri hazır oldukları halde mahkumun huzurunda hüküm okunması suretiyle infaz olunur. Mahkümun mensup olduğu dinin ruhani sıfatını haiz bir zat ile mahkümun mü- dafii dahi cezanın infazında hazır bulunabilirler. İdam cezasına mahküm olan, ana veya baba kaatili ise icra mahalline yalına- yak, başı açık ve siyah bir gömlek giydirilerek götürülür ve hüküm bu suretle infaz olunur. Asılan kimsenin cenazesi merasim yapılmadan gömülmek üzere mirasçılarına verilir. Mirasçıları olmadığı veya kabul etmediği takdirde belediye tarafından gömdürülür. İdam cezasının infazı sureti hakkında bir zabıt varakası tutulur. Zabıt va- rakası orada memur olarak bulunan zatlar tarafından imza edilir.(1) Madde 13 - (Değişik: 31/5/1957 - 6988/1 md.) Ağır hapis cezası müebbet veya muvakkattır. Müebbet, ölünceye kadar devam eder. Muvakkat ağır hapis, kanunda tasrih edilmiyen yerlerde 1 seneden 24 seneye kadardır. Bu ceza aşağıda yazılı şekiller dahilinde 3 devrede çektirilir: A) Mahküm birinci devrede, cezasının onda birine müsavi bir müddet geceli, gündüzlü yalnız olarak bir hücrede bırakılır. Ancak bu müddet (1) aydan aşağı (8) aydan yukarı olamaz. B) Mahküm ikinci devrede, durumuna ve suçunun mahiyetine göre ayrı gruplar halinde bulundurulur. Bu devre, mahkum mevkuf kalmışsa, bu müddetle hücrede kaldığı müddet çıkarıldıktan sonra geriye kalan müddetin yarısını teşkil eder. Alelıtlak müebbet ağır hapis cezasiyle mahküm edilmiş olanlar veya bakiye cezaları bir seneden az bulunanlar, yaş veya bedeni kabiliyetleri itibariyle üçüncü devre şartlarına intıbak edemiyecekleri tesbit edilenler üçüncü devreye geçemezler. C) Üçüncü devre geri kalan müddettir. Bu devrede bulunan mahküm iş esası üzerine kurulmuş olan ceza evlerinde çalıştırılır. Mahkümun ikinci devreden üçüncü devreye geçebilmesi için iyi hal göstermesi şarttır. İyi halin nasıl tesbit edileceği Ceza ve Tevfik Evleri Nizamnamesinde gösterilir. Üçüncü devreye geçmek hakkını kazanan mahkümlardan, Adliye Vekaleti, ziraat, deniz avcılığı; yol, inşaat, maden ve orman gibi iş sahalarında çalışma ekiple- ri teşkil edebilir. ------------------------ (1) Bu Maddede hükme bağlanmış bulunan idam cezası ve yerine getirilmesiyle il- gili hususlar 13/7/1965 tarihli ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkındaki Kanunun 2. maddesi ile yeniden düzenlenmiştir. Bkz. Anılan kanunun 2 ve Ge- çici 4 maddesi. Mahkümiyetin bütün devrelerinde mahküm ceza evi disiplinini bozan hareket- lerinden dolayı Ceza ve Tevfik Evleri Nizamnamesi mucibince inzıbati olmak üzere her defasında bir ayı geçmemek kaydiyle aynı suretle hücreye konulabilir.(1) Ceza evi disiplinini bozan hareketlerinden dolayı iki sene içinde üçten faz- la hücre hapsi cezası almış olanlar C. Müddeiumumisinin tasvibi ile birinci dev- re şartlarına tabi tutulurlar. Mahküm ikinci ve üçüncü devrede çalışmaya mecbur tutulur. (Son fıkra mülga: 6/6/1990 - 3653/3 md.) | ||
23-01-2007, 11:21 | #4 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Madde 14 - (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.) Mevkuflardan çalışmak istiyenler ceza ve tevfik evi dahilinde çalıştırıla- bilirler. Madde 15 - (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.) Hapis cezası yedi günden yirmi seneye kadardır. Kanunda açıklanmıyan yerler- de yukarı haddi beş senedir. Bu ceza para cezasından çevrilmiş olsa bile 13 üncü maddenin birinci devreye ait hükümleri müstesna olmak üzere diğer hükümlerinin tesbit ettiği şartlar da- hilinde çektirilir. Madde 16 - (Değişik: 31/5/1957 - 6988/1 md.) Bu kanunun 13 üncü maddesinde yazılı üçüncü devrenin ağır hapiste yarısını, hapis veya hafif hapiste üçte birini iyi halle geçirenler meşrutan tahliye ta- lebinde bulunmak hakkını kazanırlar. İstifade müddeti asıl cezanın dörtte birin- den aşağı olamaz. İkinci devreden yaş ve bedeni kabiliyetleri itibariyle üçüncü devreye geçe- miyenler yahut yine bu sebeplerle üçüncü devreden ikinci devreye iade edilenler ikinci devredeki mahkümiyetlerinin hitamında bakıye cezalarının ağır hapiste ya- rısını, hapis veya hafif hapiste üçte birini iyi halle geçirdikleri takdirde meşrutan tahliye hükümlerinden istifade edebilirler. Meşrutan tahliye edilmiş olan mahkümlar hakkında, meşrutan tahliye müddeti- nin hitamına kadar, bu kanunun 28 inci maddesinin 3 üncü ve 4 üncü fıkraları ah- kamı tatbik olunur. Meşrutan tahliye, mahkümun iktidarı nispetinde şahsi hakları tazmin etmesi şartına da talik edilebilir. (2) Madde 17 - (Değişik: 31/5/1957 - 6988/1 md.) (Değişik birinci fıkra:7/12/1988 - 3506/1 md.) Şartla salıverilmiş olan hü- kümlü, geri kalan süre içinde işlediği kasıtlı bir cürümden dolayı şahsi hürri- yeti bağlayıcı bir cezaya mahküm olur veya mecbur olduğu şartları yerine getir- mez ise, şartla salıverilme kararı geri alınır. Bu takdirde suçun işlendiği ta- rihten sonraki kısım hükümlünün ceza süresine mahsup edilmeyerek aynen çektiri- lir ve şartla salıverilmeye esas teşkil eden hükmün infazı ile ilgili olarak bir daha şartla salıverilmeden yararlanamaz. (Ek: 6/6/1991 - 3756/3 md.) Birinci fıkra hükmüne göre aynen çektirilecek süre; Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ölüm cezalarının yerine getirilme- mesine karar verilenler için kırk yıl, müebbet ağır hapis cezasına mahküm olan- lar için otuzaltı yıl üzerinden hesap edilir. ---------------------- (1) Bu maddede sözü edilen Ceza ve Tevfik Evleri Nizamnamesi, 5/7/1967 tarihli ve 6/8517 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesiyle yürürlüğe konulan "Ceza İnfaz Kurumlariyle Tevkifevlerinin Yönetimine ve Cezaların infazına" dair tüzüğün 257. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. (2) Bu maddede hükme bağlanmış bulunan meşruten tahliyeye ilişkin hususlar, 13/7/1965 tarihli ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkındaki Kanunun "Şartla Salıverilme" başlıklı 19. maddesinde yeniden düzenlenmiştir. KANUNLAR, AĞUSTOS 1991 (Ek - 9 ) Meşrutan tahliye kararının geri alınmasını icabettiren sebeblerin vukuundan evvel mahkümun ceza müddeti sona ermiş olursa mezkür ceza icra edil- miş sayılır. Eğer asli cezaya Emniyeti Umumiye İdaresinin nezareti altında bulunmak ce- zası da ilave olunursa meşrutan tahliye halinde geçen zaman bu ceza müddetine mahsubedilir. Madde 18 - (Mülga: 13/7/1965 - 647/Geç. 2 md.) Madde 19 - (Değişik birinci fıkra: 7/12/1988 - 3506/2 md.) Ağır para cezası, yirmibin liradan yüzmilyon liraya kadar tayin olunacak bir paranın Devlet hazi- nesine ödenmesinden ibarettir. Nisbi para cezasının yukarı sınırı yoktur. (Değişik iki - dokuzuncu fıkralar: 10/6/1949 - 5435/1 md.; mülga:7/12/1988 - 3506/10 md.) Madde 20 - Hidematı ammeden memnuiyet cezası müebbet veya muvakkattir. Müebbeden Hidamatı ammeden memnuiyet: 1- Devairi intihabiyede müntehip veya müntehap olmaktan ve sair bilcümle hukuku siyasiyeden, 2- Büyük Millet Meclisi azalığından ve intihaba tabi olan veya devlet ve vilayet ve Belediye ve köy tarafından veya bunların teftiş ve murakabesi altın- da bulunan müessesat canibinden tevcih kılınan bilcümle memuriyet ve hizmetler- den, 3- Devletçe veya salahiyettar ilmi encümenlerce tevcih olunan rütbe ve un- van ve nişan ve madalyalardan. 4- Bundan evvelki bentlerde beyan edilen nişan, rütbe, unvan, sıfat, hizmet ve memuriyetlerden birinin bahşettiği maaşlı veya fahri her türlü hukuktan, 5- Mahküm olan kimsenin kanunu medeni hükmünce kendi füruu üzerinde haiz olduğu velayet hakkı müstesna olmak üzere velayet ve vesayete müteallik bir hizmette bulunmaktan, 6- Bundan evvelki bentlerde beyan edilen her türlü hakları, unvanları, rüt- beleri, nişanları, sıfatları, hizmet ve memuriyetleri ihraz ehliyetinden, Mahrumiyet hususlarıdır. (Değişik: 21/11/1990 - 3679/1 md.) Geçici olarak kamu hizmetlerinden yasak- lanma cezası, hükümlünün, üç aydan üç yıla kadar yukarıda gösterilen siyasi haklar, hizmet, memuriyet, sıfat,rütbe ve nişandan ve bunları ceza süresi için- de yeniden elde etmek ehliyetinden mahrumiyetidir. Hidematı ammeden memnuiyet cezasının bu hizmetlerden bazılarına hasr edil- diği hallerle muayyen bir meslek veya sanatın icrasına şamil olduğu halleri ka- nun tayin eder. | ||
23-01-2007, 11:22 | #5 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Madde 21 - (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.) Hafif hapis cezası bir günden iki seneye kadardır. Bu ceza para cezasından çevrilmiş olsa bile 13 üncü maddenin birinci devreye ait hükümleri müstesna ol- mak üzere diğer hükümlerinin tesbit ettiği şartlar dahilinde çektirilir. Mahkümiyetleri bir aydan fazla ve mükerrir olmıyan kadın ve küçüklerin ceza- larının oturdukları yerde çektirilmesine mahkeme karar verebilir. Bu karara mahküm tarafından riayet olunmadığı takdirde ceza tamamen ve adiyen infaz olu- nur. Madde 22 - Kanunun tayin ettiği ahvalde hafif hapis cezası bazı imalathane- lerde veya nafia ve belediye işlerinde kullanılmak suretiylede icra ettirilebi- lir. Eğer mahkum cezanın icrası için hazır bulunmaz veya hizmetten kaçınırsa hafif hapis cezası alelüsul mevkii mahsusunda ikmal ettirilir. Madde 23 - Kadınların mahküm oldukları ağır hapis ve hapis ve hafif hapis cezaları kendilerine mahsus müesseselerde çektirilir. Kanun kadınların şahsi hürriyetlerini tahdit eden cezaların bir ıslahhane veya tevkifhanede icrasını iktiza ettiren ahvali tayin eder. Madde 24 - (Değişik birinci fıkra: 7/12/1988 - 3506/2 md.) Hafif para ceza- sı, beş bin liradan onmilyon liraya kadar tayin olunacak bir paranın Devlet Ha- zinesine ödenmesinden ibarettir. İkinci fıkra: (Değişik: 10/6/1949 - 5435/1 md.; Mülga: 7/12/1988 - 3506/10 md.) Madde 25 - Muayyen bir meslek ve sanatın tatili icrası üç günden iki seneye kadardır. Madde 26 - (Değişik birinci fıkra: 21/1/1983 - 2787/3 md.) Kanunda gösterilen cezanın yukarı sınırı bir ay hapis veya hafif hapis ya da üçbin lira ağır veya hafif para cezasını geçmediği takdirde, hafifletici se- beb bulunur ve fail önceden bir cürümden veya bir aydan fazla hafif hapsi ge- rektiren bir kabahatten dolayı mahküm olmamış bulunursa, mahkeme, verdiği ceza- nın yerine hüküm giyen kişiye adli tevbih yapılmasına karar verebilir. Tevbihi adli mahkümun ahvali mahsusasına ve cürmün işlenmesindeki şekil ve suret ve hususiyete göre yapılan bir tekdirdir ki ihlal olunan maddei kanuniye- nin ahlaki ciheti ve irtikap olunan fiilin neticeleri izah olunmak suretiyle hakim tarafından mahkeme huzurunda mahküma alenen tevcih edilir. Eğer mahküm tevbih için mahkemeye davet olunduğu halde icabet etmez veya tevbihi hürmetle telakki eylemez ise işlediği cürüm için mahkemenin tayin etti- ği ceza tamamiyle icra olunur. Madde 27 - Bundan evvelki maddede beyan olunan halde mahküm, tevbih tarihin- den itibaren cürümler için iki ve kabahatler için bir seneyi geçmemek üzere mahkemece tayin edilecek müddet zarfında bir cürüm veya kabahat işlerse bu cü- rüm ve kabahatin müstelzim olacağı cezaya halel gelmemek şartiyle cezayı nakdi namiyle muayyen bir para itasını taahhüt etmeğe ve mahkemece lüzum görülürse bu taahhüdünü muteber kefil ile temin eylemeğe mecburdur. Gösterilecek kefillerin iktidarları derecesini tayin etmek mahkemeye aittir. Eğer mahküm böyle bir taahüdü kabul etmez veya muteber kefil göstermez ise hüküm olunan ceza icra olunur. Madde 28 - Kanun hangi ahvalde mahkemece verilen cezaya feri olarak emniye- ti umumiyeye idaresinin nezareti mahsusası altında bulundurulmak cezasını ilave etmek iktiza edeceğini tayin eder. Kanunda yazılı ahvalin maadasında bu nezaret bir seneden eksik ve üç sene- den fazla olamaz. Nezaret altında bulunan mahküm 42 nci maddede tayin edilen günden itibaren on beş gün zarfında hangi mahalde ikamet etmek istediğini salahiyattar makama bildirmeğe mecburdur. Bundan başka kanuna tevfikan kendisine verilecek tenbih ve ihtarlar daire- sinde hareketle mükelleftir. Aynı makam mahkümun nezarete tabi olduğu müddet zarfında muayyen bazı yerlerde ikametini men edebilir. KANUNLAR, ŞUBAT 1991 (EK - 7) Ağır hapis cezasına mahkümiyet halinde mahkeme mahkümun cezayı feri olarak bu nezaret altında bulunmasına karar verebilir. Bu halde mahküma tahmil olunacak mecburiyetlerin müddet ve mahiyeti tahdiden tayin olunur. Madde 29 - (Değişik:3/2/1937 -3112/1 md.) Kanunda sarahaten yazılmış olmadıkça cezalar ne artırılabilir, ne eksiltile- bilir ve ne de değiştirilebilir. Kanunun muayyen bir nisbet dairesinde cezayı artırıp eksiltmeyi emrettiği yerlerde mevcut olan teşdit veya tahfif edici sebepler nazara alınmaksızın o fiil hakkında ne ceza tayin edilecekse tezyit ve tenkis keyfiyeti o ceza üzerin- den icra olunur. Eğer bir çok esbap içtima etmiş olursa artırıp eksiltme hususu, ondan evvel- ki artırma ve eksiltme neticesi olan ceza miktarı üzerinden cereyan eder. Eğer içtima eden sebeplerden bazısı artırmayı ve bazısı eksiltmeyi müstel- zim olursa ilk önce artırmakla işe başlanır. Bütün hallerde mücrimin yaşı, akli haleti, esbabı muhaffifei takdiriye ve tekerrür hususları bu sıra takip olunmak şartile en sonra nazara alınır. Ceza artırılır veya eksiltilirken kanunun sureti mahsusada tayin ettiği ahval müstesna olmak üzere her nevi ceza için muayyen olan hudut tecavüz edi- lemez. Hafif hapis, ağır veya hafif para cezalarının tertibi iktiza eden hallerde kanuni sebeplerden dolayı bu cezaların, 19,21 ve 24 üncü maddelerde yazılı aşağı hadlerinden daha az bir miktarının verilmesi icap ettiği takdirde bunla- rın yerine, taahhüt almağa hacet kalmaksızın, adli tevbih yapılır. (Ek: 21/11/1990 - 3679/2 md.) Hakim, iki sınır arasında temel cezayı, suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araç, suç konusunun önem ve değe- ri, suçun işlendiği zaman ve yer, fiilin diğer özellikleri, zararın veya tehli- kenin ağırlığı, kastın veya taksirin yoğunluğu, suç sebepleri ve saikleri, fai- lin amacı, geçmişi, şahsi ve sosyal durumu, fiilden sonraki davranışı gibi hu- susları gözönünde bulundurmak suretiyle takdirini kullanarak belirler.Cezanın asgari hadden tayini halinde dahi takdirin sebepleri kararda mutlaka gösteri- lir. Madde 30 - (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.) Muvakkat cezalar, gün, ay ve sene hesabile tatbik olunur. Bir gün, 24 saat, bir ay 30 gündür. Sene, resmi takvime göre hesap edilir. (Değişik: 12/6/1979 - 2248/17 md.) Muvakkat cezalar için bir günün ve para cezalarında bir liranın küsuru hesaba katılmaz. ÜÇÜNCÜ BAP Ceza mahkümiyetlerinin neticeleri ve tarzı icraları Madde 31 - Beş seneden fazla ağır hapse mahkümiyet müebbeden ve üç seneden beş seneye kadar ağır hapse mahkümiyet hükmolunan cezaya müsavi bir müddetle, hidematı ammeden memnuiyeti müstelzimdir. Madde 32 - 59 uncu maddede tayin olunan ahvalde idama bedel 24 sene ağır hapis cezasına mahkümiyet mahkümun on sene müdetle emniyeti umumiye idaresinin nezareti mahsusası altında bulundurulmasını müstelzimdir. Madde 33 - Beş seneden ziyade ağır hapis cezasına mahküm olanlar ceza mü- detleri zarfında mahcuriyeti kanuniye halinde bulundurulur. Ve emvalinin ida- resinde mahcurlar hakkındaki kanunu medeni ahkamı tatbik olunur. Beş seneden ziyade ağır hapse mahküm olan şahsın ceza müddeti zarfında babalık hakkından ve kocalık sıfatının bahşettiği kanuni haklardan mahrumiyeti- nede hüküm verilebilir. Madde 34 - Bir cürüm ile katiyen mahkümiyet; kanunen siyasi bir hizmete in- tihap olunabilmek kabiliyetini selbettiği veya memuryetten mahrumyeti müstelzim olduğu takdirde azalık ve memuriyetin zevalinide mucip olur. Madde 35 - Kanunun tayin ettiği ahvalden maada resmi sıfatı veya icrası ait olduğu daireden verilecek ruhsatname ve şehadetname gibi vesikaya muhtaç olan bir meslek ve sanatı suistimal suretiyle işlenen cürüm ve kabahatlere müteallik hükümler mahkümun mahküm olduğu müddete veya cezayı nakdinin ademi tediyesinden dolayı ne miktar hapis cezası verilmek lazımgelirse o miktara muadil olacak ve yirminci ve yirmi beşinci maddelerde muayyen müddetlerin azami hadlerini geçmi- yecek bir müddetle muvakkaten hidematı ammeden memnuiyetini veya meslek ve sa- natının tatilini dahi istilzam eder. Sair meslek ve sanatlar hakkında tatili icabettiren ahvali kanun tayin eder. Madde 36 - (Değişik : 8/6/1933 - 2275/1 md.) Mahkümiyet halinde cürüm veya kabahatte kullanılan veya kullanılmak üzere hazırlanan veya fiilin irtikabından husule gelen eşya fiilde methali olmıyan kimselere ait olmamak şartiyle mahkemece zabıt ve müsadere olunur. Kullanılması, yapılması, taşınması, bulundurulması ve satılması cürüm veya kabahat teşkil eden eşya bir ceza mahkümiyeti olmasa ve faile ait bulunmasa bile mutlaka zabıt ve müsadere olunur. Taşınması memnu olmıyan silahların ruhsatsız taşınması halinde de zabıt ve müsaderesine hükmolunur. Madde 37 - (Değişik : 11/6/1936 -3038/1 md.) Ceza ile mahkümiyet suçtan mutazarrır ve mağdur olanların mallarının istir- dadını ve duçar oldukları zararların tazminini dava edebilmelerine halel getir- mez. Madde 38 - Emvalin istirdadından ve uğranılan zararların tazmininden başka bir şahsın veya bir ailenin şeref ve haysiyetini ihlal eden her nevi cürüm ve kabahatlerde bir güna maddi zarar vukua gelmese bile mahkeme mağdurun talebine mebni manevi zarar mukabili olarak muayyen tazminat itasında hüküm edilebilir. KANUNLAR, ŞUBAT 1991 (EK -7) Madde 39 - Mahküm muhakeme masraflarını çeker. Bir cürüm veya kabahatten dolayı mahküm olan şahıslar malların istirdadın- dan ve uğranılan zararların tazmininden ve manevi zarar mukabili olarak takdir olunan tazminattan ve muhakeme masraflarının ödenmesinden birbirlerine kefil olarak mesuldürler. Muhtelif cürüm ve kabahatlerden dolayı bir ilam ile mahküm olan bir kaç ki- şinin birbirine kefil olarak mesuliyetleri yalnız müştereken mahkümiyeti intaç eden fiile aittir. Madde 40 - Hüküm katiyet kesbetmeden evvel vukubulan mevkufiyet ceza mahkü- miyetlerinden indirilir. Eğer mahküm hakkında sürgün cezası hükmolunmuş ise bir günlük mevkufiyet üç günlük sürgüne mukabil sayılır. (1) Eğer cezayı nakdi tertip olunmuş ise tenzil, 19 uncu maddede gösterilen he- saba göre yapılır. Madde 41 - Hidematı ammeden memnuiyet, veya muayyen bir meslek ve sanatın tatili cezası, gıyaben verilen kararlara müteallik ahkamı kanuniye müstesna ol- mak üzere, hükmün katileşdiği tarihten başlar. Eğer hidematı ammeden memnuiyet veya bir meslek ve sanatın tatili ve sair ehliyetsizlik cezası şahsi hürriyeti tahdit eden diğer bir cezaya bağlı olur veya bir ceza mahkümiyetinin neticesi bulunursa asıl cezanın icrası müddetince devam etmekle beraber hüküm ilamında veya kanunda tayin edilen müddet ancak ce- zanın ikmal edildiği veya sakit olduğu günden başlar. Madde 42 - (Mülga: 15/4/1987 - 3352/1 md.) (2) Madde 43 - İdam veya müebbet ağır hapis cezalarını mutazammın olan hüküm ilamının hulasası hükmün sadır olduğu ve cürmün işlendiği ve mahkümualeyhin en son ikamet ettiği mahalle veya kariyenin münasip mahallerine asılarak ilan olunur. | ||
23-01-2007, 11:22 | #6 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| DÖRDÜNCÜ BAP Cezaya ehliyet ve bunu kaldıran veya hafifleten sebepler Madde 44 - Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz. Madde 45 - Cürümde kasdin bulunmaması cezayı kaldırır. Failin bir şeyi yap- masının veya yapmamasının neticesi olan bir fiilden dolayı kanunun o fiile ceza tertip ettiği ahval müstesnadır. Kabahatlerde kasit sabit olmasa bile herkes kendi fiil veya ihmalinden me- suldür. Madde 46 - (Değişik: 18/5/1955 - 6569/1 md.) Fiili işlediği zaman şuurunun veya harekatının serbestisini tamamen kaldı- racak surette akıl hastalığına duçar olan kimseye ceza verilemez. ------------------------------ . (1) Sürgün cezası, 13/7/1965 tarihli ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkındaki Kanunun geçici 2. maddesiyle kaldırılmıştır. (2) 15/4/1987 tarih ve 3352 sayılı Kanunun 1 inci maddesindeki "Kanunlarda yer alan, emniyeti umumiye idaresinin nezareti altında bulundurma cezası ve tedbiri ile ilgili hükümler yürürlükten kaldırılmıştır." hükmü uyarınca yü- rürlükten kaldırılmıştır. Sözkonusu 3352 sayılı Kanun, Kanunlar Külliyatı- nın Cilt 6, Sayfa 6943'de yayımlanmıştır. Ancak bu şahsın muhafaza ve tedavi altına alınmasına hazırlık tahkikatında Sulh Hakimi, ilk tahkikatta Sorgu Hakimi ve son tahkikatta vazifeli mahkeme ta- rafından karar verilir. Muhafaza ve tedavi altında bulundurma müddeti şifaya kadar devam eder. Yalnız maznuna isnadolunan suç, ağır hapis cezasını müstelzim ise bu müddet bir seneden az olamaz. Muhafaza ve tedavi altına alınan şahıs; muhafaza ve tedavinin icra kılındı- ğı müessesesinin sıhhi heyetince, şifası tebeyyün ettiğine dair verilecek rapor üzerine aynı kazai mercice serbest bırakılır. Bu husustaki rapor ve kararda, hastalığın ve isnadolunan suçun mahiyeti gözönünde tutularak, içtimai emniyet bakımından şahsın tıbbi kontrola ve muaye- neye tabi tutulup tutulmıyacağı, tutulacaksa müddet ve fasılası da gösterilir. Tıbbi kontrol ve muayene; Cumhuriyet Müddeiumumilerince, kararda gösterilen müddet ve fasılalarda bu şahısların bulundukları mahalde yoksa en yakın salahi- yetli mütehassısı olan hastane sıhhi heyetlerine sevk edilmeleri suretiyle te- min olunur. Bu tıbbi kontrol ve muayenede nüks arazı gösterenler hakim veya mahkeme ka- rariyle yine muhafaza ve tedavi altına alınıp aynı muamelelere tabi tutulurlar. Madde 47 - (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.) Fiili işlediği zaman şuurunun veya harekatının serbestisini ehemmiyetli de- recede azaltacak surette akli malüliyete müptela olan kimseye verilecek ceza aşağıda yazılı şekilde indirilir: 1. İdam cezası yerine 15 seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis; 2. Müebbet ağır hapis yerine 10 seneden 15 seneye kadar ağır hapis; 3. Amme hizmetlerinden müebbet memnuiyet yerine muvakkatı memnuiyet; cezala- rı hükmolunur. Diğer cezalar üçte birden yarıya kadar indirilir. Madde 48 - (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.) Suçu işlediği esnada arızi bir sebepten dolayı 46 ve 47 nci maddelerde mün- deriç akli malüliyet halinde bulunan kimseler hakkında o maddelerdeki ahkam tatbik olunur. İhtiyari sarhoşlukla ve ihtiyarı ile kullanılan uyuşturucu madde tesiriyle işlenen fiiller bu madde hükmünden hariçtir. Madda 49 - 1 - Kanunun bir hükmünü veya salahiyettar bir merciden verilip infazı vazifeten zaruri olan bir emri icra suretiyle, 2 - Gerek kendisinin gerek başkasının nefsine veya ırzına vukubulan haksız bir taarruzu filihal defi zaruretinin bais olduğu mecburiyetle, 3 - Gerek nefsini ve gerek başkasını vukuuna bilerek mahal vermediği ve başka türlü tahaffüz imkanıda olmadığı ağır ve muhakkak bir tehlikeden muhafa- za etmek zaruretinin bais olduğu mecburiyetle, işlenilen fiillerden dolayı fai- le ceza verilemez. Bir numaralı bentte gösterilen halde merciinden sadır olan emir hilafı ka- nun olduğu takdirde neticesinden hasıl olan cürme müterettip ceza emri veren amire hükmolunur. Madde 50 - (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.) 49 uncu maddede yazılı fillerden birini icra ederken kanunun veya salahi- yettar makamın veya zaruretin tayin ettiği hududu tecavüz edenler cürüm ölüm cezasını müstelzim ise sekiz seneden aşağı olmamak üzere hapis ve müebbed ağır hapis cezasını müstelzim olduğu takdirde altı seneden on beş seneye kadar ha- pis cezasile cezalandırılır. Sair hallerde asıl suça müretteb ceza altıda bi- rinden eksik ve yarısından ziyade olmamak üzere indirilir ve ağır hapis hapse tahvil olunur ve amme hizmetlerinden müebbed memnuiyet cezası yerine muvakkat memnuiyet cezası verilir. Madde 51 - (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.) Bir kimse haksız bir tahrikin husule getirdiği gazap veya şedit bir elemin tesiri altında bir suç işler ve bu suç ölüm cezasını müstelzim bulunursa müeb- bet ağır hapis cezasına ve müebbet ağır hapis cezasını müstelzim bulunursa yirmi dört sene ağır hapis cezasına mahküm olur. Sair hallerde işlenen suçun cezası- nın dörtte biri indirilir. Tahrik ağır ve şiddetli olursa ölüm cezası yerine yirmi dört sene ve müeb- bet ağır hapis cezası yerine on beş seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis ce- zası verilir. Sair cezaların yarısından üçte ikisine kadarı indirilir. Madde 52 - Bir kimse bir hata veya sair bir arıza yüzünden cürmü kast etti- ği şahıstan başka bir şahsın zararına işlemiş olursa cürümden zarar gören kim- senin sıfatından neşet eden ve cezayı şiddetlendiren esbap faile tahmil olun- maz. Belki cürüm kast olunan şahsa karşı işlenmiş gibi telakki olunarak fail, cürmün tazammun edebileceği esbabı muhaffefeden istifade eder. Madde 53 - Fiili işlediği zamanda on bir yaşını bitirmemiş olanlar hakkın- da takibat yapılamaz ve ceza verilemez. Ancak fiil kanunen bir seneden ziyade hapis cezasını veya daha ağır cezayı müstelzim bir cürüm olduğu takdirde müdeiumuminin talebi üzerine mahkeme reisi çocuğun, istirdadı kabil tedabirden olmak ve on sekiz yaşını geçmiyecek müddet- le mukayyet bulunmak üzere terbiye ve ıslah için devlet idare veya murakabesin- de bulunan bir müesseseye konmasını veyahut-takayyüt ve nezaretinde teseyyüp ve ihmal ile bir cürüm işlemesine meydan verirlerse kendilerinden iki yüz liraya kadar cezayı nakdi alnacağı ihtariyle-ana baba veya vasiye teslimini emreder. Madde 54 - (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.) Fiili işlediği zaman on bir yaşını bitirmiş olup da on beş yaşını doldurma- mış olanlar, farik ve mümeyyiz olmadıkları surette haklarında hiçbir ceza ter- tip olunamaz. Ancak işlenilen fiil bir seneden fazla hapis veya daha ağır bir cezayı müstelzim cürümlerden ise bundan evvelki madde ahkamı tatbik olunur. (Değişik: 21/1/1983 - 2787/4 md.) Eğer çocuk işlediği fiilin bir suç oldu- ğunu fark ve temyiz ile hareket etmiş ise suçunun cezası aşağıda yazılı şekil- lerde indirilir: 1. Ölüm cezası yerine onbeş yıldan, müebbet ağır hapis cezası yerine on yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezası verilir. 2. Diğer cezalar yarıya indirilir. Ağır hapis cezaları hapse çevrilir. An- cak, bu bendin tatbiki suretiyle hükmolunacak cezalar her fiil için yedi yıldan fazla olamaz. Amme hizmetlerinden memnuiyet ve emniyeti umumiye nezareti altına alınmak cezaları tatbik olunmaz. Şahsi hürriyeti bağlayıcı cezalar, para cezasından çevrilmiş olsa dahi eğer suçlu cezanın çektirilmesine başlandığı zaman on sekiz yaşını bitirmemiş ise ceza bir ıslahhanede çektirilir. Bu mahkümiyetler tekerrüre esas olamaz. Madde 55 - (Değişik:9/7/1953 - 6123/1 md.) Fiili işlediği zaman on beş yaşını bitirmiş olup da on sekiz yaşını bitir- memiş olanlar hakkında aşağıda yazılı şekillerde ceza tayin olunur: 1. İdam cezası yerine yirmi seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezası; 2. Müebbet ağır hapis yerine on beş seneden yirmi seneye kadar ağır hapis cezası verilir. 3. (Değişik: 21/1/1983 - 2787/5 md.) Diğer cezaların üçte bire kadarı indi- rilir. Ancak, bu bendin tatbiki suretiyle hükmolunacak cezalar her fiil için ondört yıldan fazla olamaz. 4. Amme hizmetlerinden memnuiyet ve emniyeti umumiye nezareti altına alın- mak cezaları tatbik edilmez. Cezanın çektirilmesine başlandığı zaman on sekiz yaşını bitirmemiş olanlar hakkında hürriyeti bağlayıcı cezalar para cezasından çevrilmiş olsa dahi, onla- ra mahsus ceza evlerinde veya büyüklere mahsus ceza evlerinin hususi kısımla- rında çektirilir. Bunlar on sekiz yaşını geçtikleri zaman eğer mahküm oldukları ceza müdeti üç seneden ve geri kalan müddeti iki seneden fazla ise büyük mah- kümların bulundukları ceza evlerine naklolunurlar. Ancak bunlardan, geçirdikle- ri müddet içindeki hal ve durumlarına göre münasip görülenler hususi ceza evin- de veya büyüklere mahsus ceza evlerinin hususi kısımlarında alıkonulabilirler. Hükmün infazına başlandığı tarihte on sekiz yaşını bitirmiş ve mahküm ol- dukları ceza müddeti üç seneden az bulunmuş olup da geçmişteki hallerine naza- ran hususi ceza evinde veya büyüklere mahsus ceza evlerinin hususi kısımların- da bulundurulmaları daha uygun görülenlerin cezaları bu evlerde çektirilir. Madde 56 - (Mülga: 6/7/1960 - 15/2 md.) (1) Madde 57 - Fiili işlediği zaman henüz on beş yaşını bitirmeyen sağır-dil- sizler hakkında takibat yapılmaz. Bunlar hakkında yirmi dört yaşına kadar kal- mak üzere 53 üncü maddenin ikinci fıkrası hükmü tatbik olunabilir. Madde 58 - (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.) Fiili işlediği zaman on beş yaşını bitirmiş olup da yaptığı işin neticesini fark ve temyiz ile hareket ettiği anlaşılmıyan sağır, dilsizlere ceza verilmez. Ancak fiil cürüm olduğu ve bir seneden fazla hapis cezasını veya daha ağır bir cezayı müstelzim bulunduğu takdirde yirmi dört yaşını henüz ikmal etmiyen ----------------------- (1) Hernekadar Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 8/10/1962 tarihli ve E. 1962/43, K. 1962/40 sayılı kararı ile 58. maddenin son fıkrası hükmü ile yapılan atıf sebebiyle 56. maddenin cezalarda yapılacak indirimler yönünden yürür- lükte bulunduğu kabul edilmiş ise de 21/1/1983 tarih ve 2787 sayılı kanunla 58. maddede yapılan değişiklik sonucunda sözü edilen atıf metinden çıkarıl- mış ve 56. maddeye paralel yeni bir hükümle sağır ve dilsizlere uygulanacak cezalar doğrudan doğruya 58. madde içerisinde düzenlenmiştir. Böylece Ceza Genel Kurulu Kararının 22/1/1982 tarihinden itibaren uygulama yeri kalmamış ve 56. madde tamamiyle yürürlükten kalkmıştır. sağır - dilsiz hakkında yirmi dört yaşına kadar kalmak üzere 53 üncü maddenin ikinci fıkrası hükümleri tatbik edilebilir. Eğer fail yirmi dört yaşını bitirmiş ise mahkeme, hakkında 46 ncı maddede gösterildiği surette muamele yapılmak üzere kendisinin salahiyetli makama tes- limini emredebilir. Eğer sağır-dilsizin suçu işlemekte fark ve temyiz ile hareket ettiği anla- şılır ve işlediği zaman on sekiz yaşını bitirmemiş bulunursa birinci fıkrası müstesna olmak üzere 54 üncü madde hükümleri tatbik olunur. (Değişik: 21/1/1983 - 2787/6 md.) Sağır-dilsiz onsekiz yaşını bitirip de yirmibir yaşını bitirmemiş ise 55 inci madde hükümleri tatbik olunur. (Ek: 21/1/1983 - 2787/6 md.) Sağır-dilsiz yirmibir yaşını bitirmiş ise, ölüm cezası yerine otuz yıl, müebbet ağır hapis cezası yerine yirmidört yıl ağır hapis cezası hükmolunur. Sair hallerde cezanın altıda biri indirilir. Madde 59 - (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.) Kanuni tahfif sebeplerinden ayrı olarak mahkemece her ne zaman fail lehine cezayı hafifletecek takdiri sebepler kabul edilirse idam cezası yerine müebbet ağır hapis ve müebbet ağır hapis yerine 30 sene ağır hapis cezası hükmolunur. Diğer cezalar altıda birden fazla olmamak üzere indirilir. Madde 60 - Başkalarının nüfuz ve idare ve nezareti altında bulunanların iş- ledikleri kabahatlerde eğer fiil, nüfuzlarının cari olduğu daire dahilinde ria- yet ettirmekle nizamen mükellef oldukları ahkama karşı işlenmiş kabahatlerden olduğu ve bunların kendi dikkat ve basiretleriyle meni mümkün bulunduğu takdir- de ceza failden maada nüfus ve idare ve nezareti haiz olan metbular hakkında dahi tatbik olunur. Eğer kabahat fail üzerinde nüfuz ve idare ve nezareti olanların emriyle, bunların kanunen riayet ettirmeğe mecbur oldukları ahkam ihlal edilerek, yapıl- mış olursa ceza emri veren metbudan maada salahiiyettar merciin bir emri mahsu- sunu veya bir ihtarını ısga etmiyerek kabahati irtikap eden tabi hakkındada tatbik olunur. BEŞİNCİ BAP Cürme teşebbüs Madde 61 - (Değişik: 3/2/1937 - 3112/1 md.) Bir kimse işlemeği kasdeylediği bir cürmü vesaiti mahsusa ile icraya başla- yıp da ihtiyarında olmıyan esbabı maniadan dolayı o cürmün husulüne muktazi fiilleri ikmal edememiş ise kanunda yazılı olmıyan yerlerde fiil, ölüm cezasını müstelzim olduğu takdirde müteşebbis hakkında on beş seneden 20 seneye ve müeb- bet ağır hapis cezasını müstelzim olduğu takdirde on seneden on beş seneye ka- dar ağır hapis cezası hükmolunur. Sair hallerde o cürüm için kanunen muayyen olan ceza, yarısından üçte ikisine kadar indirilir. Müteşebbis, cürmün ef'ali icrayesinden ihtiyariyle vazgeçtiği, fakat tamam olan kısım esasen bir suç teşkil ettiği halde ancak o kısma mahsus ceza ile ce- zalandırılır. Madde 62 - (Değişik: 3/2/1937 - 3112/1 md.) Bir kimse işlemeği kasdettiği cürmün icrasına taallük eden bütün fiilleri bitirmiş, fakat ihtiyarında olmıyan bir sebepten dolayı o cürüm meydana gelme- miş ise kanunda yazılı olmıyan yerlerde fiil ölüm cezasını müstelzim olduğu takdirde müteşebbis hakkında yirmi seneden aşağı olmamak üzere muvakkat ağır hapis ve müebbet ağır hapis cezasını müstelzim olduğu takdirde on beş seneden yirmi se- neye kadar ağır hapis cezası hükmolunur. Sair hallerde o cürüm için kanunen mu- ayyen olan ceza altıda birinden üçte birine kadar indirilir. Madde 63 - (Mülga: 3/2/1937 - 3112/3 md.) | ||
23-01-2007, 11:23 | #7 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| ALTINCI BAP Cürüm ve kabahatte iştirak Madde 64 - (Değişik: 3/2/1937 - 3112/1 md.) Bir kaç kişi bir cürüm veya kabahatın icrasına iştirak ettikleri takdirde fiili irtikap edenlerden veya doğrudan doğruya beraber işlemiş olanlardan her biri o fiile mahsus ceza ile cezalandırılır. Başkalarını cürüm ve kabahat işlemeğe azmettirenlere dahi aynı ceza hükmo- lunur. Ancak fiili icra edenin onu işlemekte şahsi bir menfaati olduğu sabit olursa azmettiren şahsın cezası, ölüm yerine yirmi dört sene ve müebbet ağır hapis yerine yirmi sene ağır hapistir. Sair cezaların altıda biri indirilir. Madde 65 - (Değişik: 2/6/1941 - 4055/1 md.) I - Suç işlemeğe teşvik veya suçu irtikap kararını takviye ederek yahut fiil işlendikten sonra muzaheret ve muavenette bulunacağını vadeyleyerek, II - Suçun ne suretle işleneceğine mütaallik talimat vererek yahut fiilin işlenmesine yarıyacak iş veya vasıtaları tedarik ederek, III - (Değişik: 21/1/1983 - 2787/7 md.) Suç işlenmeden evvel veya işlendi- ği sırada müzaharet ve muavenetle icrasını kolaylaştırarak suça iştirak eden şahıs, işlenmiş fiile mahsus olan ceza ölüm cezası ise yirmi yıldan, müebbet ağır cezası ise onaltı yıldan aşağı olmamak üzere ağır hapis cazası ile ceza- landırılır. Sair hallerde kanunen muayyen olan cezanın yarısı indirilir. Bu maddede yazılı fiillerden birini işleyen kimsenin iştiraki inzimam et- meksizin fiilin irtikabı mümkün olamıyacağı sabit olan hallerde o kimse yukarı- da gösterilen tenzilattan istifada edemez. Madde 66 - Bir cürüm veya kabahati beraber işleyenlerden veya icrasını ko- laylaştırmağa yardım edenlerden biri hakkında teşdidi cezayı mucip olan şahsa merbut daimi veya arızi ahval ve evsaf, cürüm veya kabahate iştirak eyledikle- ri zamanda ona vakıf olan faillere dahi sirayet eder. Ancak haklarında teret- tüp eden cezanın altıda biri indirilebilir ve idam ile müebbet ağır hapis ce- zasına bedel yirmi seneden yirmi dört seneye kadar ağır hapis cezası hükmolu- nur. Madde 67 - Fiilin cezasını teşdit eden maddi esbabı dahi cürüm veya kaba- hatin vasfını tebdil edecek şekilde olsabile fiil işlendiği zamanda ona vakıf olan şeriklere saridir. YEDİNCİ BAP Suç ve cezaların içtimaı Madde 68 - (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.) Bir kimse mütaaddit suçlardan dolayı Hüküm veya Ceza Kararnamesiyle mahküm edilirse cezalar bu bap hükümlerine göre içtima ettirilir. KANUNLAR, ŞUBAT 1991 (Ek - 7) Madde 69 - (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.) Bir Hüküm veya Ceza Kararnamesinden sonra aynı kimsenin bu mahkümiyetten önce veya sonra işlediği bir suçtan dolayı mahküm edilmesi halinde cezaların içtimaı hükümleri tatbik olunur. Madde 70 - (Değişik: 21/11/1990 - 3679/3 md.) Birden çok müebbet ağır hapse mahkümiyet halinde, altı aydan az ve üç yıl- dan fazla olmamak üzere hükmedilecek miktarı geceli gündüzlü bir hücrede tecrit edilmek suretiyle, müebbet ağır hapis cezası infaz olunur. Madde 71 - (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.) Aynı neviden şahsi hürriyeti bağlıyan muvakkat cezalara mahkümiyet halinde bu cezaların mecmuu tatbik olunur. 24 seneden aşağı olmamak üzere en az iki ağır hapis cezasına mahkümiyet ha- linde müebbet ağır hapis cezası tatbik olunur. Madde 72 - (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.) Aynı neviden para cezalarına mahkümiyet halinde bu cezaların mecmuu tatbik olunur. Madde 73 - (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.) Cezalardan biri müebbet ağır hapis ve diğeri şahsi hürriyeti bağlayıcı mu- vakkat bir ceza ise, ilave edilecek cezanın nevi ve miktarına göre on günden az ve üç seneden fazla olmamak üzere geceli gündüzlü bir hücrede tecrit edilmek suretiyle müebbet ağır hapis cezası tatbik olunur. Madde 74 - (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.) Başka neviden hürriyeti bağlayıcı muvakkat cezalara mahkümiyet halinde bu cezaların hepsi ayrı ayrı tamamen tatbik olunur. İnfazda ağır hapis, hapis, hafif hapis ve sürgün sırası takip edilir. (1) Madde 75 - (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.) Başka neviden para cezalarına mahkümiyet halinde bu cezaların hepsi ayrı ayrı tamamen tatbik olunur. Para cezaları sair cezalarla birleştiği takdirde de hepsi ayrı ayrı ve ta- mamen tatbik olunur. Madde 76 - (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.) Fer'i cezalar ve mahkümiyetin bütün diğer cezai neticeleri her ceza hakkın- da ayrı ayrı tayin ve tatbik olunur. Madde 77 - (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.) 1) Aynı neviden şahsi hürriyeti bağlayıcı muvakkat cezaların birleştirilme- si halinde tatbik edilecek ceza ağır hapiste 36, hapiste 25, sürgünde 15, hafif hapiste 10 seneyi geçemez. 2) Başka neviden şahsi hürriyeti bağlayıcı muvakkat cezaların mecmuu otuz seneyi geçemez. Bu haddi aşan ceza miktarı sırası ile sürgün, hafif hapis, ha- pis ve ağır hapisten tenzil edilir. 3) Ağır para cezası ile hafif para cezası birleştiği takdirde çevrilecek cezanın nev'i hapistir. --------------------- (1) Sürgün cezası, 13/7/1965 tarihli ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkındaki Kanunun geçici 2. maddesiyle kaldırılmıştır. 4) Birleştirilen para cezalarının şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezaya çev- rilmesi halinde bu ceza müddeti beş seneyi geçemez. 5) (Değişik: 21/11/1990 - 3679/4 md.) İçtima neticesinde uygulanacak süre- li fer'i cezalar, kamu hizmetlerinden yasaklanma cezasında on, muayyen bir mes- lek ve sanatın icrasının tatilinde dört yılı geçemez. 6) Yukarıki fıkralarda yazılı yukarı hadlere baliğ olan cezalara kati su- rette mahkÜmiyetten sonra işlenen suçlardan dolayı verilecek cezalar aynen tat- bik olunur. Madde 78 - (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.) Bir kimse bir suçu işlemek veya vuku bulmuş bir suçu gizlemek için diğer bir suç işlediği veyahut o suç vesilesile kanunda suç teşkil eden diğer bir fiil daha irtikab eylediği takdirde mezkür fiiller kanunen o suçu tertib eden anasırdan veya suçun esbabı müşeddedesinden sayılmazsa o kimse hakkında evvel- ki maddelerin müştemil olduğu hükümlere göre ceza tertib olunur. Madde 79 - İşlediği bir fiil ile kanunun muhtelif ahkamını ihlal eden kim- se o ahkamdan en şedit cezayı tazammun eden maddeye göre cezalandırılır. Madde 80 - (Değişik: 2/6/1941 - 4055/1 md.) Bir suç işlemek kararının icrası cümlesinden olarak kanunun aynı hükmünün bir kaç defa ihlal edilmesi, muhtelif zamanlarda vakı olsa bile bir suç sayı- lır. Fakat bundan dolayı terettüp edecek ceza altıda birden yarıya kadar artı- rılır. | ||
23-01-2007, 11:23 | #8 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| SEKİZİNCİ BAP Cürümde tekerrür Madde 81 - (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.) Bir kimse beş seneden ziyade müdetdle bir mahkÜmiyete uğradıktan sonra ceza- sını çektiği veya ceza düştüğü tarihten itibaren on sene ve diğer cezalarda beş sene içinde başka bir suç daha işlerse yeni suça verilecek ceza altıda bire ka- dar artırılır. Yeni suç evvelki mahkÜmiyete sebep olan suç cinsinden ise hükmedilecek ceza altıda birden üçte bire kadar artırılır. İkinci suç için tayin edilecek cezaya tekerrürden dolayı zammı lazımgelen miktar, hiç bir suretle evvelki suç için hükmedilmiş olan cezaların en ağırın- dan ziyade olarak tayin olunamaz. Evvelki veya sonraki suçlardan biri para cezası veya sürgün ve diğeri baş- ka bir ceza olduğu takdirde tekerrürden dolayı yapılacak zam miktarının tayi- ninde 19 uncu veya 40 ıncı maddelerde yazılı nisbet kaideleri tatbik olunur. Madde 82 - (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.) Müebbed ağır hapis cezasına mahküm olan kimse diğer bir veya bir kaç cürüm işlediği takdirde mahkümun geceli gündüzlü bir hücrede yalnız bırakılması müd- deti eğer sonraki cürmü veya cürümleri muvakkat ağır hapis cezasını müstelzim ise bu cezanın veya bu cezalar mecmuunun sekizde birine, hapis cezasını müstel- zim ise onda birine müsavi bir müddet uzatılır. Ancak ilave edilecek hücre müdeti ağır hapislerde üç seneden, hapiste iki seneden fazla olamaz. (Değişik: 21/11/1990 - 3679/5 md.) Sonraki cürümden dolayı da mahküma müeb- bet ağır hapis cezası tayin olunmuşsa ilave edilecek hücre müddeti altı aydan az, üç yıldan fazla olamaz. KANUNLAR, ŞUBAT 1991 (Ek- 7) Madde 83 - (Mülga: 11/6/1936 - 3038/2 md.) Madde 84 - (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.) Tekerrür halinde hükmedilecek ağır para cezasının 19 uncu maddeye göre hap- se çevrilmesi halinde hapis müddeti beş seneyi geçemez. Madde 85 - (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.) İşlediği suçlardan dolayı her defasında üç aydan fazla olmak üzere iki defa veya daha fazla şahsi hürriyeti bağlayıcı cezalarla mahküm olan kimse 81 inci maddede yazılı müddetler içinde, yine şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezanın ve- rilmesini icab ettiren aynı cinsten bir suç işler ve göreceği cezanın müddeti otuz aydan aşağı olursa mezkür ceza müddeti yarı ve sair hallerde ağır hapis ve hapiste otuz seneyi geçmemek üzere üçte biri nisbetinde artırılır. Madde 86 - Aynı maddei kanuniyeye tetabuk eden veya kanunun bir faslında münderiç bulunan cürümlerden başka: 1 - Devletin emniyeti aleyhine işlenilen cürümler, 2 - Resmi memurlar tarafından memuriyetlerine ait vazifelerin ihlali veya memuriyetin suistimali suretiyle işlenilen cürümler, 3 - Siyasi veya dini hürriyetlere müteallik cürümlerle dini memurların va- zifeleri esnasında yaptıkları suistimalat, 4 - İcra ettikleri vazifeden dolayı hükkam ile memurlar ve devlet idaresi ve ammenin nizamı alayhine irtikap olunan cürümler, 5 - Cürüm tasnii ve iftira ve yalan şehadet ve yalan yere yemin ve avkat- larla dava vekillerinin vazifelerini suiistimal cürümleri, 6 - Ammenin selameti aleyhinde işlenilen cürümler, 7 - Sekizinci bapta münderiç cürümler, 8 - Şahıslar aleyhindeki cürümlere mahsus babın birinci ve ikinci fasılla- rında münderiç cürümler, 9 - Hırsızlık, yağma ve garet ve ifşayı sır tehdidiyle temini menfaat ve dolandırıcılık ve emniyeti suiistimal ve eşyayı cürmiyeyi satın almak ve sakla- mak ve hileli iflas maddelerinde ve üçüncü babın dokuzuncu faslının son madde- siyle onuncu faslının 276 ncı maddesinde ve on birinci faslında ve altıncı babın birinci faslının ilk beş maddesinde ve beşinci faslında ve yedinci babın üçüncü faslının ilk beş maddesiyle son maddesinde muharrer bilcümle cürümler, Bir cinsten addolunur. Madde 87 - (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.) Geçen maddelerin tatbikatında: 1) Kabahat fiilinden dolayı sadır olan hükümler bir cürüm vukuunda ve cürme mütaallik hükümler kabahat vukuunda; 2) Tedbirsizlik ve dikkatsizlik ve meslek va sanatın icrası hususunda tec- rübesizlik ve emirlerle nizamlara riayetsizlik neticesi olarak işlenen cürümler diğer cürümler mukabilinde ve sair cürümler bunlar mukabilinde; 3) Sırf askeri cürümler hakkında sadır olan hükümler; 4) Bu kanunun 6 ncı babının birinci faslındaki 316,317,318,319,320,324 ve 331 inci maddeleriyle ikinci faslındaki 332 ve 333 üncü ve 7 nci babın 3 üncü faslındaki 403 ve 404 üncü maddelerde yazılı hususlardan dolayı verilen hüküm- ler müstesna olmak üzere yabancı memleket mahkemelerinden verilen hükümler; tekerrüre esas olamaz. Madde 88 - Tekerrür hükümlerinin tatbikında diğer bir cezadan kalbolunmuş olan ceza asıl ceza addolunur. MÜSTAKİL FASIL Cezaların tecili Madde 89 - (Mülga: 13/7/1965 - 647/Geç. Md. 4) (1) Madde 90 - On sekiz yaşını doldurmamış çocuklar ile yetmişine varmış ihti- yarların mahküm oldukları hapis cezası bir seneden fazla olmadığı halde dahi evvelki madde hükmü tatbik olunur. Madde 91 - (Değişik: 8/6/1933 - 2275/1 md.) Seksen dokuzuncu madde hükmü, mahkeme kararında hilafı tasrih edilmedikçe fer'i cezalar hakkında da tatbik olunur. Madde 92 - Tazminat kabilinden olan cezayı nakdi ve zabt ve müsaderesi ka- nunen mecburi olan eşya ile muhakeme masrafları tecil olunmaz. Madde 93 - Cezaların tecili kararının infazı hukuku şahsiyenin mahküm tara- fından rızasiyle ifasına veya teminine talik olunabilir. Madde 94 - (Değişik: 3/2/1937 - 3112/1 md.) Cezası tecil edilen mahküm hazır ise mahkemenin reisi cezanın tecil edildi- ğini tefhim ettikten sonra yeniden bir suç işlediği takdirde 95 inci madde hük- mü dairesinde tecil olunan ceza çektirilmekle beraber sonraki cürüm cezasının dahi şartlarına muvafık olduğu takdirde, tekerrürden dolayı artırılacağını ken- disine ihtar eder. Madde 95 - (Değişik: 2/6/1941 - 4055/1 md.) I - Kabahat ile mahküm olan kimse hüküm tarihinden itibaren bir sene için- de bir cürümden veya evvelki hükmün verildiği mahaldeki Asliye mahkemesinin ka- zası dairesinde diğer bir kabahatten dolayı aynı cinsten veya daha ağır bir ce- zaya, II - Cürüm ile mahküm olan kimse hüküm tarihinden itibaren beş sene içinde işlediği diğer hir cürümden dolayı evvelce verilen ceza cinsinden bir cezaya yahut hapis veya ağır hapis cezasına mahküm olmazsa, cezası tecil edilmiş olan mahkümiyeti esasen vakı olmamış sayılır. Aksi takdirde her iki ceza ayrı ayrı tenfiz olunur. DOKUZUNCU BAP Dava ve cezanın sukutu Madde 96 - Maznunun vefatı hukuku amme davasını ortadan kaldırır. Mahkümun vefatı ceza mahkümiyetini ve hatta henüz icra edilmemiş olan ağır ve hafif cezayı nakdi hükümlerini bütün neticeleriyle beraber ortadan kaldırır. Ancak eşya zabt ve müsaderesi ve muhakeme masrafları için sadır olup mahkümun vefatından evvel katiyet kesbeden hükümler tenfiz olunur. Madde 97 - Umumi af, hukuku amme davasını ve hükmolunan cezaları bütün ne- ticeleri ile birlikte ortadan kaldırır. Madde 98 - Hususi af, havi olduğu sarahate göre cezayı ortadan kaldırır ve- ya azaltır veya değiştirir ve daha ağır bir cezadan mübeddel olan cezaya kanu- nen ilave edilmemiş bulunmak şartiyle mahkümun kanuni mahcuriyetini de ref eder. Ancak kanun veya kararnamesinde hilafı yazılı olmadıkça feri ve mütemmim cezalara tesir etmez. Hususi affı tazammun eden kanun veya kararnamede sarahat bulunan ahval müstesnadır. --------------------- (1) Bu maddede hükme bağlanmış bulunan cezaların teciline ilişkin hususlar, 13/7/1965 tarihli ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkındaki Kanunun 6. maddesinde yeniden düzenlenmiştir. Madde 99 - (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.) Takibat yapılabilmesi dava veya şikayete bağlı suçlarda suçtan zarar gören kimsenin vazgeçmesi hukuku amme davasını düşürür. Ancak kanunda hilafı yazılı olmadıkça cezanın infazına mani olmaz. Maznunlardan biri hakkındaki dava veya şikayetten vazgeçme diğerlerine de sirayet eder. Kanunda yazılı haller müstesna olmak üzere, vazgeçme onu kabul etmiyen maz- nuna tesir etmez. Madde 100 - (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.) Umumi ve hususi aflar ve suçtan zarar görenin davadan veya şikayetten vaz- geçmesi ne zaptolunan eşyanın ne de malsandığına tediye olunan ağır ve hafif para cezalarının istirdadını icab etmez. Madde 101 - Müebbet vaya on seneden fazla muvakkat ağır hapis cezaları hu- susi af ile azaltıldığı veya ortadan kaldırıldığı surette buna dair olan kanun veya kararnamede buna muhalif sarahat olmadıkça manküm üç sene müddetle emniye- ti umumiye nezreti altına alınır. Madde 102 - (Değişik: 29/6/1938 - 3531/1 md.) Kanunda başka türlü yazılmış olan ahvalin maadasında hukuku amme davası: 1 - Ölüm ve müebbed ağır hapis cezalarını müstelzim cürümlerde yirmi sene, 2 - Yirmi seneden aşağı olmamak üzere muvakkat ağır hapis cezasını müstel- zim cürümlerde on beş sene, 3 - Beş seneden ziyade ve yirmi seneden az ağır hapis veya beş seneden zi- yade hapis yahud hidematı ammeden müebbeden mahrumiyet cezalarından birini müs- telzim cürümlerde on sene, 4 - Beş seneden ziyade olmamak üzere ağır hapis veya hapis yahud sürgün ve- ya hidematı ammeden muvakkaten mahrumiyet cezalarını ve ağır para cezasını müs- telzim cürümlerde beş sene, 5 - Bir aydan ziyade hafif hapis veya otuz liradan ziyade hafif para ceza- sını müstelzim fiillerde iki sene, 6 - Bundan evvelki bendlerde beyan olunan mikdardan aşağı cezaları müstel- zim kabahatlerde altı ay geçmesile ortadan kalkar. Bu kanunun ikinci kitabının birinci babında yazılı ölüm veya müebbed yahud muvakkat ağır hapis cezalarını müstelzim cürümlerin yurd dışında işlenmesi ha- linde dava müruru zamanı yoktur. Madde 103 - Müruru zamanın başlangıcı tamamiyle icra olunmuş cürüm ve ka- bahatler hakkında fiilin vukuu gününden ve teşebbüs olunan veya icra ve ikmal olunamayan cürümler hakkında son fiilin işlendiği tarihten ve mutemadi ve mü- teselsil cürümler hakkında dahi temadi ve teselsülün bittiği günden itibar olu- nur. Madde 104 - (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.) Hukuku amme davasının müruru zamanı, mahkümiyet hükmü yakalama, tevkif, celb veya ihzar müzekkereleri, adli makamlar huzurunda maznunun sorguya çekil- mesi, maznun hakkında son tahkikatın açılmasına dair olan karar veya C. müdde- iumumisi tarafından mahkemeye yazılan iddianame ile kesilir. Bu halde müruru zaman, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeğe başlar. Eğer müruru zamanı kesen muameleler müteaddid ise müruru zaman bunların en sonuncusundan itibaren tekrar işlemeğe başlar. Ancak bu sebepler müruru zaman * müdetini 102 nci maddede ayrı ayrı muayyen olan müddetlerin yarısının ilavesile baliğ olacağı müddetten fazla uzatamaz. | ||
23-01-2007, 11:24 | #9 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Madde 105 - (Değişik: 29/6/1938 - 3531/1 md.) Kanunun bir seneden aşağı müruru zaman tayin ettiği hallerde her türlü usuli muamele müruru zamanı keser. Ancak 103 üncü maddeye göre müruru zaman işlemeğe başladığı günden itibaren bir seneden aşağı müruru zamana tabi kabahat nevinden suçlarda bir sene içinde mahkümiyet kararı verilmemiş olursa hukuku amme davası müruru zamana uğrar. Madde 106 - (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.) Bir suçtan dolayı yapılan ve müruru zamanı kesen muameleler o suçlarda her ne suretle olursa olsun iştiraki olup da aleyhlerinde takibat veya tahkikat yapılmamış olan kimseler hakkında dahi müruru zamanı keser. Madde 107 - Hukuku amme davasının ikamesi mezuniyet veya karar alınmasına yahut diğer bir mercide halli lazım gelen bir meselenin neticesine bağlı bulun- duğu takdirde mezuniyet ve kararın alınmasına yahut meselenin halline kadar müruru zaman durur. Madde 108 - Takibi ancak şahsi dava ikamesine bağlı olan fiil hakkında sala- hiyettar kimse altı ay zarfında dava etmediği takdirde takibat yapılamaz. Müruru zaman haddini geçmemek şartiyle bu müdet davaya hakkı olan kimsenin fiilden ve failin kim olduğundan haberdar bulunduğu günden başlar. Davaya hakkı olan bir kaç kimseden birisi altı aylık müddeti geçirirse bun- dan dolayı diğerlerinin hukuku sakıt olmaz. Madde 109 - Aynı fiilden dolayı her ne suretle olursa olsun tekrar muhakeme- si görülmek lazımgelen mahkümünaleyhin ahiren vakı olan mahkümiyeti evvelki mahkümiyetinden daha hafif bir cezayı mutazammın ise müruru zaman müddeti sonra- ki hüküm ile tertip olunacak cezaya göre hesap olunur. Madde 110 - Hukuku amme davasının düşmesi emval istirdadı ve uğranılan zara- rın tazmini için ikame olunan hakkı şahsi davasına halel vermez. Madde 111 - Hukuku amme davasının düşmesi cürümden zarar gören şahsın dava- dan vazgeçmiş olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği sırada davacı hukuku şahsi- yesini ayrıca muhafaza eylememiş ise artık hukuk mahkemesinde dahi dava edemez. Madde 112 - Bu maddede yazılı cezalar aşağıdaki müddetlerin müruriyle orta- dan kalkar: 1 - İdam ve müebbet ağır hapis cezaları otuz sene, 2 - Yirmi sene ve daha fazla müddetle ağır hapis cezası yirmi dört sene, 3 - Beş seneden ziyade ağır hapis veyahut hapis veya müebbet sürgün cezası yirmi sene, 4 - Beş seneye kadar ağır hapis veyahut hapis veya muvakkat sürgün veya muvakkaten hidematı ammeden memnuiyet cezalariyle ağır cezayı nakdi hükümleri on sene, 5 - Bir aydan ziyade hafif hapis veyahut bir meslek ve sanatın tatili icrası yahut otuz liradan ziyade hafif cezayı nakdi hükümleri dört sene, 6 - Bundan evvelki bentte beyan olunan miktardan aşağı ceza hükümleri on sekiz ay geçmesiyle ortadan kalkar. KANUNLAR, ŞUBAT 1989 (EK - 3) Nevileri başka başka cezaları havi hükümler, en ağır ceza için konulan müd- detin geçmesiyle ortadan kalkar. Cezanın müruru zaman ile ortadan kalkmasından sonra Emniyeti Umumiye Neza- reti altında bulunmak cezasının da hükmü kalmaz. Madde 113 - (Değişik: 11/6/1936-3038/1 md.) Hükümlerde müruru zaman hükmün kat'ileştiği veya infazın her hangi bir su- retle inkıtaa uğradığı günden itibaren işlemeğe başlar. Madde 114 - (Değişik: 11/6/1936-3038/1 md.) İlamın infazına müteallik mahküma salahiyetli merci tarafından kanun daire- sinde tebliğ olunan her türlü muamele müruru zamanı keser. Bundan başka şahsi hürriyeti bağlayıcı cezalarda ilamın infazı için mahkümun yakalanması dahi müru- ru zamanı keser. Bir suçtan dolayı mahküm olan kimse müruru zaman cereyan ettiği sırada mah- küm olduğu suç cinsinden diğer bir suç daha işlediği takdirde müruru zaman yine kesilmiş olur. Madde 115 - (Değişik: 11/6/1936-3038/1 md.) Amme hizmetlerinden muvakkat memnuiyet yahut diğer bir ıskatı ehliyet ceza- sı veya bir meslek ve sanatın tatili icrası sair cezalara zam ve ilave edildiği veyahut bir hüküm neticesi olduğu takdirde ıskatı ehliyet ve tatili meslek ve sanat cezaları, onlar için muayyen olan müddetin iki misline muadil bir müddet geçmedikçe sakıt olmazlar ve işbu müruru zaman aslı mücazatın sakıt olduğu ta- rihten itibaren cereyana başlar. Madde 116 - (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.) Gerek hukuku amme davasının ve gerek ceza hükümlerinin müruru zamanı 30 uncu madde mucibince hesap olunur. Madde 117 - (Değişik: 11/6/1936-3038/1 md.) Gerek dava ve gerek ceza müruru zamanı resen tatbik olunur ve bundan ne maz- nun ve ne de mahküm vazgeçemezler. Madde 118 - (Değişik: 29/6/1938-3531/1 md.) Bu kanunun ikinci kitabının birinci babında yazılı ölüm veya müebbet yahud muvakkat ağır hapis cezalarını müstelzim cürümlerin yurd dışında işlenmesi halinde ceza müruru zamanı yoktur. Madde 119 - (Değişik: 7/1/1981 - 2370/1 md.) (Değişik: 7/12/1988 - 3506/3 md.) Yalnız para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezasının yukarı haddi üç ayı aşmayan suçun faili; 1. Para cezası maktu ise bu miktarı, aşağı ve yukarı hadleri gösterilmiş ise aşağı haddini, 2. Hürriyeti bağlayıcı cezanın aşağı haddinin, her gün için 647 sayılı Ceza- ların infazı Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde belirtilen aşağı hadler üzerinden karşılayan miktarını, 3. Hürriyeti bağlayıcı ceza ile birlikte para cezası da öngörülmüş ise, hürriyeti bağlayıcı ceza için yukarıdaki şekilde belirlenecek miktar ile para cezasının aşağı haddini, Soruşturma giderleri ile birlikte, Cumhuriyet savcılığınca yapılacak tebliğ- den itibaren on gün içinde merciine ödediği takdirde hakkında kamu davası açıl- maz. (Değişik : 7/12/1988 - 3506/3 md.) Suçla ilgili kanun maddesinde, yukarı haddi üç ayı aşmayan hürriyeti bağlayıcı ceza veya para cezasından yanlız birisinin uygulanmasının öngörüldüğü hallerde, yukarıdaki fıkralara göre öden- mesi gereken miktar para cezası esas alınarak belirlenir. Cumhuriyet savcılığınca yapılacak tebligatta, ödenecek miktar, ödeme süre- si ve belli edilen miktarın bu süre içinde ödenmesi halinde kamu davasının açılmayacağı ve ödemediği takdirde açılacak kamu davası üzerine suçu sabit görüldüğü takdirde mahkemece tayin edilecek cezanın yarı nisbetinde artırıla- rak hükmolunacağı sanığa bildirilir. Yukarıdaki fıkra uyarınca yapılan tebligata rağmen belli edilen miktarın süresinde ödenmemesi halinde kamu davası açılır ve suç sabit olduğu takdirde tayin edilecek ceza, aşağı ve yukarı haddi gösterilen hallerde yukarı haddi geçmemek üzere yarı nisbetinde artırılarak hükmolunur. Özel kanun hükümleri gereğince işin doğrudan doğruya mahkemeye intikal etmiş olması halinde sanık sorgusundan önce hakim tarafından verilecek on günlük mehil içinde bu madde hükümlerine göre tespit edilecek miktardaki parayı yargılama giderleriyle birlikte merciine ödediği takdirde kamu davası ortadan kaldırılır.Verilen mehil içerisinde belirlenen paranın ödenmemesi halinde yuka- rıdaki fıkra hükümleri uygulanır. Yukarıdaki fıkra kapsamına giren bir suçtan ötürü doğrudan doğruya mahkeme- ye intikal eden işin ceza kararnamesiyle sonuçlandırılmış olması halinde itiraz üzerine duruşma yapılır ve bu halde de anılan fıkra hükümleri uygulanır. Bu madde gereğince kamu davasının açılmaması veya ortadan kaldırılması kişisel hakkın istenmesine, malın geri alınmasına ve zoralıma ilişkin hükümleri etkilemez. Kanun maddesinde ayrıca bir meslek veya sanatın tatili cezasının bulunması bu madde hükmünün uygulanmasına engel olmaz. Nispi para cezasını gerektiren suçlar hakkında bu madde hükmü uygulanmaz. Madde 120 - Ceza hükümlerinin sukutu hukuku şahsiye ve istirdadı emval ve tazminat ve masarifi muhakemeye müteallik hükümlere halel vermez. Ancak umumi aftan neşet eden sukut masarifi muhakemenin tahsili hakkında hazinenin mütalebe hakkını dahi iskat eder. | ||
23-01-2007, 11:25 | #10 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| ONUNCU BAP Memnu hakların iadesi Madde 121 - Müebbeden hidematı ammeden memnuiyet ve ceza mahkümiyetinden mütevellit diğer nevi ademi ehliyet cezaları memnu hakların iadesi tarikiyle izale olunabilir. Madde 122 - (Değişik : 11/6/1936 - 3038/1 md.) (Değişik birinci fıkra : 21/11/1990 - 3679/6 md.) Yukarıdaki maddede yazı- lı ceza, şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezaya bağlı olduğu halde, buna mahküm olan ve işlemiş olduğu cürümden dolayı pişmanlık duyduğunu ihsas edecek su- rette iyi hali görülen kimse, asıl cezasını çektiği veya ceza af ile ortadan kalktığı tarihten itibaren üç ve zamanaşımı ile düşmüş olduğu surette düştüğü tarihten itibaren beş yıl geçtikten sonra memnu haklarının iadesini talep edebilir. Eğer bu mahrumiyet ve ıskatı ehliyet cezaları diğer bir cezaya ilaveten tertib olunmamış ise memnu hakların iadesi ancak hüküm ilamının kat'ileştiği tarihten itibaren beş sene sonra istenebilir. KANUNLAR, ŞUBAT 1991 (Ek - 7) Madde 123 - Mükerrirler cezanın tamamen infazından veya af yahut müruru zaman ile sukutundan itibaren bundan evvelki maddede beyan olunan müddetlerin iki katı geçmedikçe memnu haklarının iadesi istidasında bulunamazlar. Madde 124 - Memnu haklar, Usulü Muhakematı Cezaiye Kanununun tayin ettiği suretlerle iade olunur. Memnu hakların iadesine alakadarın talebi üzerine usulü dairesinde karar verilmesi mahkemeye aittir. İKİNCİ KİTAP Cürümler BİRİNCİ BAP Devletin şahsiyetine karşı cürümler BİRİNCİ FASIL Devletin arsıulusal şahsiyetine karşı cürümler Madde 125 - (Değişik: 11/6/1936-3038/1 md.) Devlet topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir Devletin hakimi- yeti altına koymağa veya Devletin istiklalini tenkise veya birliğini bozmağa veya Devletin hakimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idare- sinden ayırmağa matuf bir fiil işliyen kimse ölüm cezasile cezalandırılır. Madde 126 - (Değişik: 11/6/1936-3038/1 md.) Devlet aleyhine silah kullanan veya Türkiye ile harp halinde bulunan bir devletin ordusunda hizmet kabul eden vatandaş müebbed ağır hapis cezasile ceza- landırılır. Yabancı devlet kuvvetlerine kumanda eden veya bunları sevk ve idare- ye müteallik bir vazife deruhde eden vatandaş hakkında ölüm cezası verilir. Harp esnasında düşman Devlet toprağında bulunup da bu devlet kanunlarının tahmil ettiği bir mecburiyeti ifa zaruretile mezkür fiili işliyen kimseye ceza verilmez. Bu bab hükümlerine göre herhangi bir sebeple Türk vatandaşlığı sıfatını kaybeden kimse dahi vatandaş hükmünde sayılır. Türkiye Devleti tarafından Devlet olarak tanınmış olmasa bile haklarında muharib muamelesi yapılan siyasi kümeler dahi Türkiye Devleti ile harp halinde bulunan Devlet gibi telakki edilir. Madde 127 - (Değişik: 11/6/1936-3038/1 md.) Yabancı Devletin Türkiye Devleti aleyhine harp açması veya hasmane hareket- lerde bulunması için yabancı ile anlaşan veya bu maksada matuf fiiller işliyen kimse on seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasile cezalandırılır. Harp vuku bulursa ölüm cezası hükmolunur. Hasmane hareket vukua gelirse müebbed ağır hapis cezası verilir. Türkiye Devletini bitaraflık ilanına veya bitaraflığın muhafazasına veyahut harp ilanına mecbur kılmak veya mecbur kılmağa matuf muameleler yapmak için yabancı ile anlaşan kimse beş seneden on seneye kadar ağır hapis cezasile ceza- landırılır. Bu anlaşma matbuatla propaganda yapmak için vaki olmuş ise hükmolunacak ceza üçte bire kadar artırılır. Milli menfaatler aleyhine hareketlerde bulunmak maksadile yabancıdan velevki bilvasıta olsun kendisi veya başkaları için para veya herhangi bir menfaat veya vaid kabul eden vatandaş eğer fiil daha ağır bir cürüm teşkil etmiyorsa üç seneden onseneye kadar ağır hapis ve beş yüz liradan iki bin lira- ya kadar ağır para cezasile cezalandırılır. Aynı ceza para veren veya sair menfaat temin veya vadeden yabancı hakkında da tatbik olunur. Aşağıdaki hallerde ceza üçte birden aşağı olmamak üzere artırılır. 1 - Fiil harp esnasında işlenmiş ise, 2 - Para veya menfaat matbuat vasıtasile propaganda yapmak için verilmiş veya vadedilmiş ise. Madde 128 - (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.) Türkiye Devletini harp tehlikesine maruz kılacak şekilde Hükümetin tasvibi olmaksızın yabancı bir Devlet aleyhine asker toplıyan veya diğer hasmane hare- ketlerde bulunan kimse beş seneden on iki seneye kadar ağır hapis cezasile ceza- landırılır. Eğer harp vukua gelirse müebbed ağır hapis cezasile cezalandırılır. Hasmane hareketler, yalnız yabancı bir Hükümet ile münasebeti bozacak veya Türkiye Devletini veya Türk vatandaşlarını mukabele bilmisle maruz kılacak mahi- yette ise verilecek ceza iki seneden sekiz seneye kadar ağır hapistir. Siyasi münasebet münkati olur veya mukabele bilmisil vukua gelirse verilecek ceza üç seneden on seneye kadar ağır hapistir. Madde 129 -(Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.) Harp zamanında Türkiye Devleti zararına düşmanın askeri hareketlerini kolaylaştırmak veya Türkiye Devletinin askeri hareketlerine zarar vermek mak- sadile yabancı ile anlaşan veyahut bu maksadlara matuf fiiller işliyen kimse on seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasile cezalandırılır. Maksadı hasıl olursa ölüm cezası verilir. Harp zamanında düşman Devlete iaşe maddeleri veya Türkiye Devletinin zararı- na kullanılabilecek sair şeyler veren kimse bunları bilvasıta vermiş olsa bile beş seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasile cezalandırılır. Harp zamanında düşman Devlet lehine yapılan istikrazlara ve her ne suretle olursa olsun tediyelere iştirak eden veya buna müteallik muameleleri kolaylaş- tıran kimse beş seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasile cezalandırılır. Harp zamanında ve ikinci fıkrada yazılı haller haricinde nerede bulunursa bulunsun düşman Devlet tebaasile veyahut düşman Devlet topraklarında oturan diğer kimseler ile bilvasıta olsa dahi, ticaret yapan yurddaş veya Türkiyede bulunan yabancı iki seneden on seneye kadar ağır hapis ve bin liradan aşağı olmamak üzere eşya değerinin beş misline müsavi ağır para cezasile cezalandırı- lır. İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri fiili hariçte işliyen yabancılar hakkında tatbik olunmaz. Madde 130 - (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.) Harp zamanında Devletin silahlı kuvvetlerinin veya ahalinin ihtiyaçları için Devlet veya diğer bir amme müessesesile veya amme hizmetlerini ifa veya amme ihtiyaçlarını temin eden bir müessese ile iş yapmak veya eşya vermek üzere iltizam ettiği taahhüdleri kısmen veya tamamen ifa etmiyen kimse üç seneden on iki se- KANUNLAR, ŞUBAT 1991 (Ek - 7) neye kadar ağır hapis cezasile beraber bin liradan aşağı olmamak üzere taahhü- dü veçhile yapacağı iş veya vereceği eşya değerinin üç misline müsavi ağır para cezasile cezalandırılır. Taahhüdün kısmen veya tamamen ifa edilmemesi taksirden ileri gelmiş ise ceza yarıya kadar indirilir. Aynı hükümler, tahhüdün ifa edilmemesine sebebiyet veren ikinci veya daha sonraki derecedeki müteahhidlerle mutavassıtlar ve müteahhidlerin mümessilleri hakkında da tatbik olunur. Harp zamanında yukarıki fıkralarda yazılı taahhüdlerin icrasında hile yapan kimseler on seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasile beraber iki bin li- radan aşağı olmamak üzere taahhüdü veçhile yapacağı iş veya vereceği eşya değe- rinin beş misline müsavi ağır para cezasile cezalandırılır. Madde 131 - (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.) Askeri olan veya Devletin müsellah kuvvetlerinin hizmetine tahsis edilmiş bulunan gemileri, hava vasıtalarını, nakil vasıtalarını, yolları müesseseleri, depoları ve diğer askeri tesisatı-bunlar henüz ikmal edilmemiş olsalar bile- kısmen veya tamamen velev muvakkat bir zaman için olsun tahrib eden veya kulla- nılmıyacak bir hale getiren kimse sekiz seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasile cezalandırılır. Aşağıdaki hallerde ölüm cezası verilir: 1 - Fiil, Türkiye ile harp halinde bulunan bir Devletin menfaati için iş- lenmiş olursa, 2 - Fiil Devletin harp hazırlıklarını veya harp kudret ve kabiliyetini veya askeri hareketlerini tehlikeye koymuş ise. Fiil bunları elinde bulunduran veya muhafazası veyahut nezareti ile mükellef olan kimsenin kusuru neticesi vukua gelmiş veya sadece kolaylaşmış olursa o kimse hakkında bir seneden beş seneye kadar ağır hapis cezası hükmolunur. Madde 132 - (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.) Devletin emniyetine veya dahili, yahut beynelmilel siyasi menfaatlerine ta- allük eden evrak veya vesikaları tamamen veya kısmen yok eden, tahrib eden veya üzerlerinde sahtelik yapan veyahut muvakkaten de olsa bunları tahsis olundukları yerden başka bir yerde kullanan, hile ile alan veya çalan kimse sekiz seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasile cezalandırılır. Gizli kalması Devletin emniyeti ve yukarıda yazılı menfaatleri icabından olan malümatı istihsal eden kimse üç seneden on seneye kadar ağır hapis cezasile cezalandırılır. Bu bab hükümlerine nazaran Devletin menfaatleri namına gizli kalması lazımgelen malümat arasında, dahili veya beynelmilel siyasi sebeplerle neşrolunmıyan Hükümet muamelelerinin ihtiva ettiği malümat da dahildir. Salahiyetli makamların neşir veya işaasını menettiği malümatı istihsal eden kimse iki seneden sekiz seneye kadar ağır hapis cezasile cezalandırılır. Yukarıki fıkralarda yazılı filler Devletin harp hazırlıklarını veya harp kudret veya kabiliyetini veya askeri hareketlerini tehlikeye koymuşsa müebbet ağır hapis cezası verilir.(1) Madde 133 - (Değişik: 29/6/1938-3531/1 md.) Devletin emniyeti veya dahili veya beynelmilel siyasi menfaatleri icabından olarak gizli kalması lazım gelen malümatı siyasi veya askeri casusluk maksadile istihsal eden kimse 15 seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasile cezalan- dırılır. ---------------------- (1) Bu fıkradaki "ölüm cezası" tabiri 21/11/1990 tarih ve 3679 sayılı Kanunun 27 nci maddesi ile "müebbet ağır hapis cezası" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |