|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
26-02-2007, 10:15 | #1 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
|
2000 yılının kasım ayında yaşanan ekonomik kriz likidite krizi olarak kendini göstermiştir. 1999 yılının aralık ayında ımf ile imzalanan stand-by anlaşmasından sonra ekonomi yönetimi(hükümet) 3 yıllık bir istikrar programını yürürlüğe koymuştur. temel amaç enflasyonun düşürülmesi, kamu açıklarının azaltılması,mali ve ekonomik reformlarla ekonominin sağlıklı bir yapıya kavuşturulması olarak belirlenmiştir. bu amaca ulaşmak için sıkı para politikasını sürdürmek, tcmb’nın piyasaya vereceği likiditeyi (n.i.v.) belirli seviyede tutmak, kontrollü ve reel faizin altında döviz kuru artışı sağlamak, kamu harcamalarını kısıtlamak, özelleştirmeleri gerçekleştirmek ve reel faizi yüksek tutarak yurtdışından fon girişi sağlamak öngörülmüştür. kasım 2000’ e kadar program belli sapmalara karşın başarıyla yürütülmüştür.enflasyonun %50’nin altına indiği, döviz kurlarının kontrol altına alındığı ,tcmb’nın döviz rezervlerinin istenen seviyede bulunduğu ve tcmb’nın piyasayı kontrol edebildiği , ekonomik büyümenin ise %6 civarında gerçekleştiği görülmüştür. bunun yanısıra ; özellikle avrupa birliği sürecinde beklenen siyasi reformların yapılamaması, özelleştirme sürecinin çok yavaş işlemesi , bankacılık kesiminde gerekli yasal düzenlemelerin gecikmesi, görev zararları giderek büyüyen kamu bankalarının ekonomiye yük olmaktan çıkarılması yönünde bir adım atılamaması, bankacılık sektörü ve iş dünyasını kapsayan birçok yolsuzluğun açığa çıkması nedeniyle yurtdışından sağlanacak sermaye girişinde güvensizlik boyutunun büyümesi, bankacılık sektörünün özkaynak yetersizliği, kısa vadeye ve yüksek faize dayanan pasif yapısı, hazine bonosu ağırlıklı aktiflerinin yanında batık kredi oranının %20’lerin üzerinde olduğunun yabancılarca çok iyi bilinmesi , geleneksel olarak kasım- aralık aylarının yabancı spekülatif yatırımcıların türkiyedeki aktiflerini satıp pozisyon kapatmaları ve aynı zamanda türk bankalarının da açık pozisyonlarını yasal seviyelere çekmek için döviz alımına yönelmeleri krizin çıkışında etkili olan faktörlerdir. | ||
|
26-02-2007, 10:15 | #2 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| krizin başlaması : bankaların döviz temini için en büyük satıcı TCMB, kaynak ise ağırlıklı olarak devlet tahvili ve hazine bonoları olduğundan, bankalar ellerinde bulunan tahvil ve bonoları satarak likidite elde etmeye ve bununla da döviz satın almaya başladılar. bu durum, hazine bonosu fiyatlarının ve gecelik faizlerin %2000 ‘ lere doğru yükselmesine yol açtı. tcmb , ımf ‘ye verdiği söze rağmen piyasaya likidite sağlamaya karar verdiyse de , bu kararında geç kalmıştı. bu operasyon tcmb’nın kullanılabilir döviz rezervi olan 7 milyar usd’nın erimesine yol açtı. bu likidite krizinde en fazla etkilenen kurumlar ise aktifinin ağırlığını %30-35 seviyelerinde maliyetle hazine bonosu bulunduran demirbank gibi birkısım bankalar olmuştur. bu bankalar özkaynaklarından fazla zarar etmeleri sebebiyle tasarruf mevdutaı sigorta fonuna devroldular. likidite krizine düşen bankalar , piyasaya olan kredilerini durdurdular,hatta bir kısmı bu kredileri geri çağırdı. sanayi ve ticaretin finansmanı için kullandırılan kredilerin faizleri %300-400 seviyelerine çıktı.özellikle tüketici kredilerinin de durdurulmasıyla başta otomotiv olmak üzere birçok sektörde talep bıçak gibi kesildi.sanayi üretimi yavaşladı ,stoklar arttı , bazı fabrikaların üretimi durdurduğu görüldü.(örneğin tofaş, bosch ). zaten kaynak yetersizliği içerisinde çalışan orta ve küçük ölçekli firmalar ise, gerek talebin daralması (paranın tüketimden repoya kayması nedeniyle) ,gerekse bankaların kredi kullandırmamaları,kullandırılsa bile faizin astronomik olması sebebiyle krizden daha kötü etkilenmişlerdir. başka çare kalmadığını gören hükümet ımf ‘ e ek niyet mektubu ile ilave taahhütlerde bulunarak, mali yardım sağlamış, piyasadaki likidite durumunu rahatlatarak faiz oranlarını aralık ayı boyunca kademeli olarak düşürmüştür.bu kriz döneminde ülkeden çıkan döviz tutarının 7 milyar usd civarında olduğu tahmin edilmektedir. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |