Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Taraftar > islam

 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 15-01-2007, 14:26   #10
 
OnuR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

AKTÂB:Kutublar. Tasavvufta yüksek derecelere ulaşmış mübârek, kıymetli zâtlar Kutb'un çokluk şeklidir. (Bkz. Kutub)

ÂL:Âile, akrabâ, tâbî. (Bkz. Ehl-i Beyt) Duâ olsun âline dahî eshâbına Tâbiîn, ensâr ve hem ahbâbına. (Süleymân Çelebi)


Âlem-i Kebîr (Büyük Âlem):
İnsandan başka bütün mahlûkât, kâinat ve içindekiler.
Âlem-i kebîrdeki mahlûkların en şereflisi ve en büyüğüArş'dır. (İmâm-ı Rabbânî)

Âlem-i Ecsâd:
Yerler, dağlar, gökler gibi, ölçülebilen ve tartılabilen madde âlemi. Buna âlem-i halk, âlem-i şehâdet ve âlem-i mülk de denir.

Âlem-i Emr:
Arşın üstünde olup, madde olmayan, ölçülemeyen ve herkesin anlayamayacağı âlem. Buna, âlem-i melekût ve âlem-i ervâh (rûhlar âlemi) ve mekânsızlık âlemi de denir.
Âlem-i emrde sırayla; kalb, rûh, sır, hafî, ahfâ denilen beş latîfe (makam, mertebe) vardır. (Ahmed Fârûk-i Serhendî)
Âlem-i halkın ötesi, âlem-i emrdir. (İmâm-ı Rabbânî)
Âlem-i emr bâzı bakımlardan âlem-i halktan üstün ise de, küllî fazîlet yâni her bakımdan üstünlük âlem-i halktadır. (İmâm-ı Rabbânî)

Âlem-i Ervâh:
Ruhlar âlemi. (Bkz. Âlem-i Emr)

Âlem-i Süflî:
Dünyâ.

Âlem-i Zâhir:
Görünen âlem, dünyâ.

ALÎM (El-Alîm):
Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Devâmlı ve eksiksiz bilen.
Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
O, her şeyi alîmdir. (Hadîd sûresi: 5)
El-Alîm ismi şerîfini söylemeye devâm edene mânevî sırlar açılır, hikmet ve mârifete kavuşur. (Yûsuf Nebhânî)

A'MÂL-İ ŞER'İYYE:
İslâm dîninde yapılması emredilen ibâdetler ve işler. (Bkz. Amel)

ÂMÎ:
İlmi olmayan kimse. Mukallid. Çoğulu avâm'dır. (Bkz. Avâm)

ARABÎ AYLAR:
Hicrî senenin on iki ayı (Bkz. Kamerî Aylar). Hicrî takvimde kullanılan Arabî ayların adları sırasıyla şunlardır: 1. Muharrem, 2. Safer, 3. Rebî'ul-evvel, 4. Rebî'ul-âhir, 5. Cemâzil-evvel, 6. Cemâzil-âhir, 7. Receb, 8. Şa'bân, 9. Ramazan, 10. Şevvâl , 11. Zilka'de, 12. Zilhicce.

ARABÎ SENE:
Peygamberimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'den Medîne'ye hicret ettiği mîlâdî 622 senesinden başlayan kamerî veya şemsî sene. (Bkz. Hicrî Kamerî Sene, Hicrî Şemsî Sene)

A'RÂF:
Cennet ile Cehennem arasında yer alan ve birinin te'sirinin diğerine geçmesine mâni olan sûrun (engelin) yüksek kısımları.

ASÂLET:
1. Soy temizliği, köklülük.
Kibrin, yâni kendini büyük, üstün görmenin bir alâmeti de asâletle övünmektir. Babaları, dedeleri ile övünmek, câhilliktir. (MuhammedHâdimî)
2. Güzel huy.
Mü'minin kerem ve iyiliği, dîni; şeref ve asâleti, güzel huyu; mürüvvet ve insanlığı ise aklıdır. (Hadîs-i şerîf-İbn-i Hibbân)
Tedbîr gibi akıl, güzel huy gibi asâlet olamaz. (Hadîs-i şerîf-İbn-i Mâce)

ÂSÂR:
Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellemden veya O'nun huzûrunda bulunmakla şereflenen arkadaşlarından (Sahâbe) ve onları görmekle şereflenen müslümanlardan (Tâbiînden) bildirilen haberler. (Bkz. Eser)

Âsâr-ı Şerîfe:
Peygamber efendimiz ve diğer din büyüklerine âit bâzı mübârek şahsî eşyâ ve hâtıralar. (Bkz. Emânât-ı Mukaddese)

ASFİYÂ:
Sâflar, temizler; Allahü teâlânın evliyâ kulları. Tekili safiyy'dir.

ASHÂB:
Peygamber efendimizi sağlığında peygamber iken bir ân gören, eğer âmâ ise (gözleri görmüyorsa) bir ân konuşan büyük ve küçük müslümanlar. Tekili sâhib'dir. (Bkz. Eshâb, Sahâbe)

Asr-ı Evvel:
İmâmeyn'e (İmâm-ı Ebû Yûsuf ve İmâm-ı Muhammed'e) göre ikindi vaktinin başlama zamânı.

Asr-ı Sânî:
İmâm-ı a'zam'a göre ikindi namazının başlama zamânı.
İslâm memleketlerinde ikindi ezânları, asr-ı evvele göre okunmaktadır. İkindi namazı, asr-ı sânîde yâni bu ezândan kışın 36, yazın ise 72 dakîka sonra kılınırsa, İmâm-ı a'zâm'a uyulmuş olur. (İbn-i Nüceym)

AŞK:
Şiddetli sevgi. Allahü teâlâyı ve O'nun sevdiklerini çok sevmek. Buna hakîkî aşk denir.
Hakîkî aşk, nefsi terbiye eder, ahlâkı güzelleştirir; insanın kalbinde bir ateş olup, Allah sevgisinden başka her şeyi yakar, yok eder. Hak âşığı olanın sözü, işi ve düşüncesi doğru ve saftır. (İbrâhim Hakkı Erzurûmî)

Aşk-ı İlâhî:
Allahü teâlâyı çok sevme hâli.
Aşk-ı ilâhînin alâmeti, Allahü teâlânın emirlerine çok uymaktır. (İmâm-ı Rabbânî)

AŞR (Aşır):
On. Bir cemâat içerisinde ve daha çok cemâatle kılınan namazlardan sonra Kur'ân-ı kerîmden sesli olarak okunan on âyet veya bu mikdara yakın bir bölüm.


AVL:
İslâm mîrâs hukûkunda belirli hisse (pay) sâhiplerinin (Eshâb-ı ferâizin) mîrâstan alacakları payların toplamının ortak paydadan fazla olma hâli.
Avlde, hisse sâhibi mîrâscıların hisseleri orantılı olarak eksilir. (Seyyid Şerîf Cürcânî)
Zevce, ana, iki kız kardeş ve anadan iki kız kardeş bulunduğu zaman, mîrâs on ikiye taksim edilip, zevceye 3 hisse, anaya iki hisse, iki kız kardeşe sekiz hisse (her birine dörder hisse), ana bir iki kız kardeşe dört hisse (her birine ikişer hisse) v erilir ki, hisseler toplamı on yedi oluyor. Şu hâlde problemin aslı on yediye (Avl) etti denir ve mîrâs on yediye taksim edilir. (Mevkûfât)

AVRET:
1. İslâmiyet'te akıllı ve bâliğ (ergen ve evlenecek yaşa gelmiş) olan kimsenin namaz kılarken açması veya her zaman başkasına göstermesi ve başkasının bakması haram (günâh) olan yerleri.
Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:
Ey Resûlüm (sallallahü aleyhi ve sellem) ! Mü'min erkeklere söyle, harama bakmasınlar ve avret yerlerini haramdan korusunlar. Îmânı olan kadınlara da söyle, harama bakmasınlar ve avret yerlerini haram işlemekten korusunlar. (Nûr sûresi: 30)

ÂYİSE:
Âdet yâni hayz görmekten ümidini kesmiş yaşlı kadın.
Kadın elli beş yaşlarında âyise olur. Hâmile (gebe) ve âyise kadınlardan ve dokuz yaşından küçük kızlardan gelen kanlar, hayz (âdet) kanı olmaz. Hastalık sebebiyle gelen bu kan istihâza yâni özür kanıdır. (İmâm-ı Birgivî)

ÂZÂD:
Kurtulmuş, serbest.
İnsanoğlu, gönül verdiği şeyin kulu olur. Ârifler, Allahü teâlâdan başkasına kalblerini bağlamadıklarından, O'ndan başkasının kulu olmaktan âzâd olmuşlardır. Cenâb-ı Hakk'a tam anlamıyla kul olan, O'ndan başkasına kul olmaktan âzâd olur. (İbn-i Arabî)

Âzâd Etmek:
Serbest bırakmak, hürriyetine kavuşturmak, kölelikten kurtarmak.
Kim kölesine bir tokat atsa yâhut onu döğse, onun keffâreti, köleyi âzâd etmesidir. (Hadîs-i şerîf-Buhârî)
Bir kimse Ramazân-ı şerîf ayında bir oruçluya iftar verirse günahları affolur. Hak teâlâ onu Cehennem azâbından âzâd eder. (Hadîs-i şerîf-Et-Tergîb vet-Terhîb, Sahîh-i Buhârî)
Köle âzâd etmek çok sevâbdır. İslâmiyet, öldürmeğe gelen düşmandan başka kimseyi köle yapmaz. Bu köleleri âzâd edenleri de çok beğenir. İslâmiyet, köle yapmak dîni değil, köle âzâd etmek dînidir. (İbn-i Âbidîn)

Âzâd Olmak:
Serbest olma, kurtulma.
Ârefe gecesi ibâdet edenler âzâd olur. (Hadîs-i şerîf-Et-Tergîb vet-Terhîb)
Ramazan ayı öyle bir aydır ki ilk günleri rahmet, ortası af ve mağfiret ve sonu Cehennem'den âzâd olmaktır. (Hadîs-i şerîf-Sahîh-i Buhârî)

AZZE VECELLE:
Allahü teâlânın ismi söyleyince, işitince ve yazınca "O, Azîz ve Celîldir (yücedir)" mânâsına söylenilen ve yazılan saygı ifâdesi.
Allahü teâlânın ism-i şerîfini söyleyince, işitince, yazınca (Sübhânellah), (Tebârekallah), (Celle-celâlüh), (Azze-ismüh), (Celle-kudretuh) veya (teâlâ) gibi ta'zîm (hürmet ve saygı) ifâdelerinden birini söylemek, yazmak; birincisinde vâcib, lâzım, t ekrârında ise müstehabdır, iyidir. (Allah buyurdu ki...) veya (Allah teâlâ buyurdu ki...) dememeli, (Allahü teâlâ buyurdu ki...) demelidir. Bunun gibi, yalnız (Kur'ân) dememeli, dâimâ (Kur'ân-ı kerîm) demelidir. (Kerderî, Birgivî ve Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)
__________________




Besiktas JK






.
OnuR Ofline   Alıntı ile Cevapla
 

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 08:47 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580