![]() | |
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
|
![]() | #1 | ||
Banned ![]() Üyelik tarihi: Jun 2006 Yaş: 41
Mesajlar: 5.198
Tecrübe Puanı: 0 ![]() | Edebiyatta En Çok Satanlar 1 İstanbul : Hatıralar ve Şehir ORHAN PAMUK YAPI KREDİ yay. 12/2003 ![]() Pamuk çocukluk ve gençliğini anlatıyor... Yazarın kendini ''ben'' olarak ilk hissedişinden, annesine, babasına, ailesine yönelen hikaye, bir hüzün ve mutluluk kaynağı olarak İstanbul sokaklarında açılıyor. Günümüzün büyük romancısının gözünden 1950'lerin İstanbul sokaklarını, parke taşı kaplı caddeleri, yanıp yıkılan ahşap konakları, eski bir kültürün yok oluşuyla, onun külleri ve yıkıntıları arasından bir yenisinin doğuşunun zorluklarını keşfederken Pamuk'un ruhsal dünyasının oluşumunu bir dedektif romanı okur gibi hızla izliyoruz... Bu özgün ve benzersiz eserde, okurken elden bırakamadığımız kitaplara has o ruh ve duygu birliği var. Orhan Pamuk'un, Ara Güler başta olmak üzere İstanbul'un büyük fotoğrafçılarının çektiği on binlerce kareden ve kendi kişisel albümünden seçtiği fotoğraflar hikayeye eşlik ediyor. 2 Kara Kitap ORHAN PAMUK İLETİŞİM yay. ![]() (...)Bütün hayatınızı koyacağınız bu tür kitaplar, sonunda o kitaba bağlanmış hayatınız gibi, yavaş yavaş sizi istedikleri yere götürürler. Bu yeni yer, bu tuhaf ülke, elbette geçmişimiz, hatıralarımız ve hayallerimizden yapılmıştır ve Kara Kitap'ı yazdığım günlerde, geceyarıları, sabahlara kadar durmadan sigara içerek yazdığım saatlerde hissettiğim gibi korkular, belirsizlikler, yenilgi ve yalnızlık işaretleriyle kaynaşır. Oraya ilk siz varmışsınızdır; ilk makul teselliniz de bu olur. Gene de inatçılığınız ve çaresizliğiniz kurtarmıştır sizi, akılcı sanatçılığınız değil. Yetenek denen şeyden daha çok güvendiğim inatçılık ve sabrıma rağmen bazen kitabın hiçbir yere gitmediğini, yazdığım bütün o sayfaların ne beni, ne okuyucuyu kitabın kendi karmaşıklığından başka hiçbir yere götürmediğini korkuyla hisseder, derin bir maneviyat bozukluğuna kapılırdım. Yazdıkça Kara Kitap bana derin bir kişisel amaç ve anlam arayışıyla, yüzeysel bir amaçsızlık, büyük bir şey yazma isteğiyle muğlaklık ve belirsizlikler içinde gidip geliyormuşum gibi gözükürdü. Yalnızlık zamanlarımda beni en çok bu gerilimin kötü sonuçları, hayatımın beş yılını değersiz bir kitaba vermek, sonunda başarısızlığa uğramak korkuturdu. Şimdi bu tür korkuların benim gibi ancak huzursuzluk ve gerilimle kıvranarak yazabilenler için ilaç olduğunu düşünüyorum.(...) Orhan Pamuk 3 BENİM ADIM KIRMIZI ORHAN PAMUK İLETİŞİM yay. 12/1998 ![]() 4 KAR ORHAN PAMUK İLETİŞİM yay. 1/2002 ![]() Orhan Pamuk yeni romanında karla kaplı bir taşra kentinde, Türkiye'nin küçük bir modelini kuruyor. Romanın ilk baskısı 100 bin adet yapıldı. 428 sayfalık roman, kardan yolları kapanmış Kars'ta siyasi İslamı hedef alan yerel bir darbeyi anlatıyor. Orhan Pamuk, yazımını 33 ayda bitirdiği bu romanı, uzunca bir süredir tasarladığını söylüyor. "Bir kasabada, Türkiye'nin küçük bir modelini yaratmak; Türkiye'nin tarihinde olan şeyleri bir tiyatro havasıyla yeniden canlandırmak, biraz Çehov'un yaptığı taşra hüzünlerine girmek istiyor ve bunun için uygun bir şehir arıyordum..." Kars'a defalarca gidip gelen, bu küçük Anadolu kentinde gördüklerini duyduklarını kaydeden Orhan Pamuk'un romanındaki önemli bir karakter de 'kar'. Orhan Pamuk'a göre 'kar' romanın ana kraliçesi: "Kar, kitabı çepeçevre kuşatan, kahramanları birbirine bağlayan, onları aynı dünya içerisinde tutan, kitabın şiirselliğini sağladığı gibi kahramanın yazdığı şiir kitabını besleyen de o, yani kitabın ana kraliçesi kar." Türkiye'nin son 10 yılki gündemine damgasını vuran, 11 Eylül'ün ardından dünyanın da ilgi odağı olan siyasal İslam, bu kitapta Orhan Pamuk'un tartıştığı ana mesele. Pamuk, Radikal Kitap'taki söyleşide siyasal İslam'ın demokrasiyi tehdit ettiğini, ama onun uğruna demokrasinin feda edilmemesi gerektiğini söylüyor. Bunun için de siyasal İslamcıları tanımak gerektiğini, kendisinin de kitabında bunları ele aldığını belirtiyor. İletişim Yayınları'ndan çıkan 'Kar', bir siyasal roman. "Ama" diyor Orhan Pamuk, "50'lerde, 60'larda yazılmış Marksist siyasi romanlardan değil. Bambaşka bir siyasi roman olma iddiası taşıyor. En önemli özelliği de hiçbir biçimde bir görüşün temsilciliğini yapmaması." ... Radikal Gazetesi 5 Cinayet Fakültesi Pınar Kür EVEREST yay. 10/2006 ![]() Bir özel üniversitede peşpeşe şüpheli ölümler oluyor ve bunlar basına pek de yansıtılmıyor, hatta okul yönetimi tarafından örtbas edilmeye çalışılıyorsa… Üstelik bu cinayetlerin gerisinden yoğun bir uyuşturucu kokusu geliyorsa… Uzun zamandır çekildiği inzivanın tadını çıkartan emekli matematik profesörü Emin Köklü, bir kez daha işin peşine düşmek zorunda kalıyor. Önce istemeye istemeye tabii, ama kaç kişi bir cinayeti çözme çağrısına direnebilir ki? Türk edebiyatının usta kalemi Pınar Kür yıllar sonra bir roman ile, bir Emin Köklü macerası ile yeniden okurlarıyla buluşuyor. 6 Ninatta'nın Bileziği Ahmet Ümit Doğan Kitap yay. 10/2006 ![]() "Ninatta’nın Bileziği"nde ise tarihin ötesinden savaşın kederiyle örtülü bir kadın sesi ulaşıyor bize ve ölümsüz sevdasının öyküsünü taşıyor bugüne. Ninatta, sonsuz bir aşkı anlatırken Hitit dualarını, Hitit büyülerini, Hitit-Mısır yazışmalarını da aktarıyor ve okuru zevkli bir tarih yolculuğuna çıkarıyor. "Ninatta’nın Bileziği", Türk polisiye edebiyatının usta ismi Ahmet Ümit’in kaleminden, "Patasana"dan sonra Hititler üzerine yine çarpıcı bir epik roman. 7 SESSİZ EV ORHAN PAMUK İLETİŞİM yay. ![]() 8 BEYAZ KALE ORHAN PAMUK İLETİŞİM yay. ![]() 9 Gökdelen TAHSİN YÜCEL CAN yay. 10/2006 ![]() 10 Başın Öne Eğilmesin : Sabahattin Ali'nin Romanı HIFZI TOPUZ REMZİ yay. 9/2006 ![]() Hıfzı Topuz bu romanda, belgelere dayanan özgün kurguyla Sabahattin Ali’nin Nazım Hikmet’ten Bedri Rahmi Eyuboğlu, Orhan Veli ve Asaf Halat Çelebi’ye; Sabiha Sertel’den Vala Nurettin, Rasih Nuri İleri, Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz’a yayılan dostluğuna ve 41 yaşında karanlık güçler tarafından katledilmesine uzanan trajik yaşamına ayna tutuyor. Sabahattin Ali, 41 yıllık yaşamı boyunca Türk edebiyatının dünya dillerine çevrilen seçkin örneklerini vermekle kalmadı, yalnızca yurdu için bağımsızlık istedi, özgürlük istedi, çağdaşlaşma istedi… Bu değerlerin düşleriyle yaşadı. Bu düşlerin bedeli sürgünler, hapishaneler ve sonunda Istranca ormanlarında tutuklanıp katledilişle ödenecekti. | ||
![]() | ![]() |
![]() |
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ![]() |