Protesto için beyaz oy atın-Kazım KANAT

[özgür_1903]

Protesto için beyaz oy atın

Meslekte 40 yılıma geldim.40 yılımı da spor yazarı olarak Beşiktaş'ın içinde geçirdim. 40 yıl içinde ilk kez başıma gelen şu: Başkan Sayın Yıldırım Demirören'in, Divan'a verdiği 18 kişilik listedeki isimlerden 11 tanesini tanımıyorum.
Kim bunlar?
Ne zaman Beşiktaşlı oldular da Beşiktaş'ı 3 yıl nasıl yönetecekler? Para verirler mi? Yoksa iki ay sonra kaçarlar mı?
Sözün özü şudur efendim:
Başkan Demirören bu yönetimle Beşiktaş'ı 3 yıl yönetemez bu bir... Başkan Demirören bu yönetimle 3 ay sonra olağanüstü kongreye gider bu iki... Başkan Demirören, kongreye tek liste ile rakipsiz giden ama kazanamadan evine dönen başkana olarak tarihe geçecektir.
Çünkü; ben bu kongrede şunu yapacağım. Bu yönetimde hiç tanımadığım 11 yöneticiyi sileceğim. Hatta beyaz oy atacağım. Tarihte ilkleri yazan Beşiktaş kongresi bu tarihi misyonu üstlenecektir

Beşiktaş'ın sistemi 3-5-2'dir

Mösyö Tigana'nın şu bir haftada değişen futbol felsefesine bakmak lazım. Ankaragücü maçında "Beşiktaş 3-5-2 oynadı. Yani hücum futboluna döndü" dedim. Bu yoruma ilk müdahale müdürümüz Serdar Çelikler'den geldi: Beşiktaş 4'lü savunma ile oynuyor.
Bu görüşe saygı duyarım. Ama Beşiktaş'ın üçlü savunma yaptığına da itiraz ettirmem. Israrım şudur:
1 - Beşiktaş sadece 4-4-2 taktiği ile santra yapar. 90 dakika içinde sistem o kadar değişir ki bazen bakarsınız orta blok bir merdiven gibi ikili oyunculardan oluşur. Bazen tek santrfora (Nobre ortaya gelir) dönersin, bazen de 3'lü hatta, 4'lü forvetle oynarsın.
2 - Elinizde İbrahim Üzülmez gibi bir sol kanat (aslında hücumcu) bir oyuncunuz varsa. Bu oyuncunun da önüne Rico Paşa (Bazen de İbrahim Akın) oynuyorsa bu takım asla 4'lü savunma oynayamaz. Düşünün lütfen; Üzülmez çakılı oynamıyor ki. O ileri çıkıyor, Rico Paşa ortaya kayıyor o zaman 4'lü sistem çöküyor. Sistem sistemsiz oluyor.
3 - Elinizdeki kadroda iki çizgi oyuncunuz varsa, 4'lü defans yaparsınız. Beşiktaş'ta sağda sorun yok. İdeal ikili İbrahim Toraman-Ali Tandoğan ikilisidir. Sol tarafta bu ikili asla olmadı. Bu yüzden Juanfran gitti. Bu konuda Samet Aybaba'nın yorumu ise en mantıklısıydı. "Beşiktaş 4-4-2'yi hayal eden ama asla oynamayan bir takımdır" dedi. Ali Gültiken "Hedefimiz 4'lü savunma. Ama bu henüz sahaya yansımadı"
diyor. Bu soruyu bir gün Scala'ya sordum. Cevap entresandı: "Bir torbanın içine sistemleri koy. Hepsi birbirine karışır. Antrenör takımını sistemle başlatır ama maç başlayınca sistemi futbolcular belirler!"

[özgür_1903]

Vefalı F.Bahçe

Galatasaray'a bakalım: Stadın ismini Ali Sami Yen yaparak geçmişine büyük saygı duyduğunu belgeledi. Florya'nın ismini Metin Oktay yaparak vefa örneği gösterdi.
Fenerbahçe'ye bakalım.. Stadın ismini Saracoğlu'nu yaparak geçmişine saygı duydu. Tesislerine Zeki Rıza Sporel, Lefter ve Can Bartu gibi semboller vereceğini açıklayarak büyük vefa örneği gösterdi.
Bir de Beşiktaş'a bakalım... Yapıldığı zaman Mithatpaşa ismini alan (Halk hâlâ Dolmabahçe diyor) kendi stadına bir Beşiktaşlı'nın ismini veremedi. Örneğin Şeref bey gibi. (Bu İnönü'nün ismine asla saygısızlık değil. Çünkü, stadın önündeki caddenin ismi. Yukarıdaki parkın adı da İnönü. Ayrıca; İzmit ve Malatya statlarının isimleri de İnönü!) Tesislerin ismi ise bu tesislerin yapımına katkı yapan Bay Nevzat Demir'in ismini taşıyor. Peki sormazlar mı Ümraniye'de arsayı alan ve alt yapıyı yapanların ismi ne olacak? (Beşiktaş vefalıysa buranın ismi Hakkı Yeten'in adını taşır!)
Ey Beşiktaşlı!
Beşiktaş'ı tarih yapan ve sembol kişilerin isimlerini unutma, unutturma...

Okur diyor ki

Kuvvet YURDAKUL.

- Gazeteci tarafsızdır. Siz ise Beşiktaş'ın Divan üyeliği seçimlerine katılıyorsunuz. Bu sizin Beşiktaşlı duruşunuza aykırı değil mi?

- Hayır, asla. Benim Beşiktaş kongresi olmamın getirdiği yasal hakkımı Divan'a aday olarak kullanıyorum. Seçilirim, seçilmem o saygın genel kurulun üyelerinin tasarrufudur. Şunu herkes bilsin ki Beşiktaşlı olmam hiçbir zaman gazeteciliğimin asla önüne geçmemiştir. Hiçbir zaman da geçemeyecektir. Zaten medyada cesur ve dürüst kalem ismimi boş yere almadım.

[özgür_1903]

YES SÖR!
26.01.2007 Önce şu bana çok sıkça sorulan, sorunun cevabını vereyim;
Efendim!
Benim iki şapkam var.
Birincisi gazeteci olmak.
İkincisi ise insan olmak.
Şunu da herkes silsin isterim;
Gazeteciliğim bir çok kesime ters gelse de insanlığımın önüne geçer.
Yine yanlış anlamayın.Hani derler ya, babam yanlış yapsa onu bile yazarım. İşte böyle biriyim ben.
İnsan Kazım Kanat’ın en önemli özelliği Beşiktaşlı oluşudur.
Beşiktaş onun için yaşam biçimidir.
Ülkesine bağlı bir vatansever. Kulübünün renklerine bağlı bir fenomen.
İşte ben buyum.
NEDEN ADAY OLDUM
Benim ikinci şapkam olan benim dünyam Beşiktaş’a hizmet etmek ne insan olmamın ne gazeteci olmamın önünde bir engel değildir.
Hıncal Uluç ne kadar Galatasaraylıysa...
Can Bartu ne kadar Fenerliyse...
Ben de o kadar Beşiktaşlıyım.
Konuya geleyim;
Beşiktaş Divan kuruluna aday olmamın bir tek nedeni var. O da şu;
- Beşiktaş’ta bir çok değerler ayaklar altına alınıyor.
İşte benim savaşım bu noktada olacak.
Yani Faır-Play ruhu ile önce rakibe saygı.
BU YÖNETİMLE OLMAZ
Başkan Demirören hayatının en büyük hatasını yaptı.
Beşiktaş’ı temsil edecek yönetici seçmedi.
Son 3 yılında istifalara neden olan ve Beşiktaş’ı 3 kişi ile yöneten (Biri Murat Aksu’ydu, istifa etti..) Başkan Demirören’in önü karanlık.
Yine istifalar olacak.
Olağanüstü kongre çağrıları olacak.
Çünkü bu yönetim bu büyük sorunları çözemeyecek.
Nasıl çözsün ki;
Para yok bu bir.
Biliyorum gerisini sayama. Para yoksa hiçbir şey yok diyeceksiniz.
Efendim!
Cumartesi mali kongre var ki bu çok önemli. Bir çok yönetici ibra etmezse (Bene kararsızım. Etmeyebilirim...)Beşiktaş mahkemelere taşınır.
Bakalım ne olacak?
Pazar günü ise seçim var.
Listeler silinecek.
Beyaz oy atılacak.
Bütün bunlardan seçilen yönetime ilk darbe olacaktır.
Bunun adı güvensizliktir.
Bu kongreden çıkan bir başka sonuç ise Beşiktaş’ta, “YES SÖR!...’ döneminin başlamışı olması. Tek başkan ve tek şef olacak. Herkes O’na yes sör diyecek.
İşte asıl mesele bu.
MANİSA MAÇI NE OLUR
Mösyö Tigana nihayet Beşiktaş’ın yüzünü hücuma döndürdü.
Rico paşa ile Delgado’yu orta sahanın iki çızgısında oynattı.
Yani doğruyu bir yıl sonra gördü.
Manisa ise entresan takım. Ersun Yanal çılgınca saldıran bir ruha sahip. Savunmayı ise taktik faul dediği tekmelerle yapıyor.
Rus ruleti gibi..
Ya yeniyor ya yeniliyor.
Bu nedenle bu maç çok ilginç ve heyecanlı olacak.
Futbol seyretmek isteyenlere tavsiyem şudur:
Bu maçın nasıl biteceğini kimse bilemez.
Beşiktaş fark atar veya fark yerse kimse şaşırmasın

süperspor.com daki yazısı...