|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
25-01-2007, 14:55 | #1 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
|
ATATÜRKÇÜ YAHUDİLER Sosyalistlerin ( komünistlerin ) faaliyetlerine dair almış oldukları kararlardan biri şöyledir: “Hangi ülkede faaliyet gösteriyorsanız, o ülkenin ölmüş devlet adamlarını sahiplenecek, yapacağınız propagandayla onu ve dediklerini çizgimize çekeceksiniz. Aradan yıllar geçtikten sonra herkes onu devrimci bilecek.” Yine Tokat eski milletvekili Ahmet GÜRKAN, Türkiye Büyük Millet Meclisinde yaptığı konuşmada “ Sosyalizmin anası masonluktur” diyor ve öyle olduğunu da elindeki delillerle birer birer ispat ediyordu. “ Siz yaşadığınız süre içerisinde, okulda, işyerinde, çarşıda, pazarda velhasıl her yerde karşılaştığınız insanlardan, tanıdıklarınız veya tanımadığınız herhangi birinden duydunuz mu birinin çıkıp ta -BEN MASONUM- dediğini? Duymadınız, duyamazsınız… Ama onlar –SOLCUYUM, SOSYALİSTİM, DEVRİMCİYİM, ATEİSTİM, KOMUNİSTİM- derler. Ve böylece kılıktan kılığa girerler.” Nitekim Van eski milletvekili olan değerli İbrahim ARVAS bizlere şunları nakletmektedir; “Hatıratım sona yaklaşırken memleketimizde locaları bulunan Masonlardan biraz bahsetmek isterim. Masonların İstanbul, İzmir, Adana ve Ankara’ da bir çok locaları vardır. Mustafa Kemal Paşa’nın sevmediği iki zümre vardı. Birincisi DÖNMELER, ikincisi de MASONLAR idi. Bir gün adliye eski vekili Mahmut Esat Bozkurt’ u çağırdı. Kendisine masonların taksimat, teşkilat ve ahvalini bildiren bir kitap verdi. “Bunu güzelce mütalaa et. Bir takrirle halk partisi gurup başkanlığına ver. Gurupta bunlara şiddetli bir hücum yap ve gurupça kapanmasına dalalet et.seninde bu işte şeref payın olacaktır.” diye söyledi. Gurup günü M. Esat Bozkurt riyaset makamına bir takrir verdi ve takririn okunmasını rica etti. Katip takriri okudu. Gurup dinledi. Hülasası şöyle idi: Bizim eba ancet gelen atalarımızın mensubu bulunduğu tarikatları kapattık. Masonlukta kökü dışarıda olan Yahudi tarikatından başka bir şey değildir. Memleketimizde bunun ne işi var? Bunu da gurup kararıyla kapatalım. Ardından Mahmut bey kürsüye gelerek takriri gayet veciz olarak izah etti. Meclisteki masonları bir telaştır aldı. Hele sözcüleri Şükrü KAYA’ yı görse idiniz… Başından süt dökmüş kediye benziyordu. Meşhur hatip Mahmut Beye söz yetişebilir miydi? Şükrü KAYA masonluğun bir hayır (!) müessesesi olduğunu kürsüden söylediği zaman gurubun hemen bütün azası yüzüne haykırdılar. ‘Hayır eseri dediğiniz nedir? Birisini gösterebilir misiniz? Yalan söylüyorsun in aşağıya.’ dediler. Mahmut Bey ise masonluğun kökü dışarıda olan gizli, memleket ve millet için muzur bir tarikat olduğunu ve her yerde umumi reislerinin yani maşrık-i azamlarının YAHUDİ olduğunu bir çok vesikalarla ispat etti. Şükrü Kaya, Kazım Özalp, Mazhar Germen son çare olarak parti umum katibi olan Recep Peker’e iltica etmekte buldular. | ||
|
25-01-2007, 14:56 | #2 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Ve salonda oturan Recep Peker’in etrafını sararak yalvarmaya başladılar. Gurupta hava çok elektrikli idi. Heyecan son haddini bulmuştu. Her tarafta –KAPATALIM- sesleri yükseliyordu. O esnada Recep Peker söz istedi ve kürsüye gelerek ‘Arkadaşlar. Çok mühim bir iş üstündeyiz. Müsaade buyurun bu işi bir defa da devlet reisine götürelim. Onunda reyini alalım. Gelecek hafta bugün tekrar huzurunuza getireceğim.’ dedi. Bu söz gurubun tasvibine mazhar oldu ve mesele gelecek haftaya kaldı. Bir hafta sonra olsun. Biz herhalde bütün locaları kapatırız dediler. Ertesi hafta Recep Peker geldi ve kürsüye çıkarak şu müjdeyi verdi: ‘Arkadaşlar. Bugünden itibaren Türkiye’ de masonluk kalmamıştır ve bütün localar kapanmıştır.’ Salonda bir kıyamettir koptu. Alkışlar, bağırmalar ve kahrolsun Yahudi uşakları! sesleri tavanları çınlatıyordu. Şükrü Kaya ve arkadaşları ortadan sırra kadem basmışlardı. Gurup dağıldıktan sonra doktor Mim Kemal’i öne katarak meclisteki masonlar toplu olarak reisicumhura gitmişlerdi. Mim Kemal, Reisicumhura hitaben: ‘Efendim, biz zaten maiyet-i devletinizdeyiz. Fakat siz maşrık-i azam’ımız olursanız biz pervane gibi etrafınızda dönüp dolaşırız.’ demiş. Reisicumhur: ‘Peki bir şey soracağım. Bana cevap veriniz de sonra… Siz Avrupa’ da hangi locaya bağlısınız ve metbuunuzun ismi nedir? Onlar da: ‘Biz Cenova’ya tabiiz ve reisimiz de BARCA MISON cenaplarıdır.’ diye cevap vermeleri üzerine küplere binen Mustafa Kemal Paşa onlara hitaben: ‘HAYDİ DEFOLUN BURADAN. CEHENNEM OLUN GİDİN. YAHUDİ UŞAKLARI! Benim milletim bana kahraman sıfatını verdi. Ben sizin gibi bir çift yahudiye uşak mı olacağım? Bu gece sabaha kadar Türkiye’deki bütün localarınızı kapatmadığınız takdirde yarın teşkil edeceğim divan-i harbi örfiye’ ye hepinizi verir, astırırım. Haydi defolun karşımdan!’ diyerek onları kovmuştur. Onlarda yıldırım telgraf ve telefonlarıyla durumu İstanbul, Adana ve İzmir’e bildirdiler ve sabah olmadan hepsinin kapanma kararları, Atatürk henüz sofrasından kalmadan getirip Reisicumhura verdiler ve derin bir nefes aldılar. M. Kemal Paşa bu suretle bütün mason localarını kapattı. İsmet Paşa’nın reisicumhurluğu sırasında kanun-u mahsusla localar kapanmadı diye masonların müracaatı üzerine tekrar localar açılarak faaliyete başladılar. Nitekim A. Kabaklı “Temellerin Duruşması” adlı eserinde locaların kapalı olarak geçirdikleri süreyi onların ifadesiyle ‘geçici olarak uykuya dalma’ olarak belirtmiştir. Ve 1952 de ise Atatürkçü geçinen ve onunla iftihar eden Celal Bayar’ da Ahmet Gürkan’ın teklif ettiği ve masonların localarını kapatmak istediği kanun teklifini reddederek bu suretle locaların varlığını kanunla pekiştirmiş oldu. Yine Yahudilerin dünya tarihindeki başlıca oynadıkları ender rollerin kısa bir özeti hakkında N. Fazıl Kısakürek’ in “İdeolocya Örgüsü” adlı eserinin 476-479 sayfalarına göz atılabilir. Maatteessüf bugün o masonik çevrelerin çocukları, torunları -adeta bu durumla alay edercesine- anıtkabir’i ziyaret ederek kinlerini Atatürkçüymüş gibi göstererek almaya çalışıyorlar. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |