Bunun üzerine Yunan gemileri savaş bayrağı çekmiş ve Kilkis zırhlısı saat 13.20’den sonra, “Sahilin mendirek civarını ve hükümet konağını bombardımana” başlamıştı. Gerçi Yunan gemileri, kıyı bataryalarının ateşi karşısında limanda fazla kalamamış, fakat açıktan İnebolu’yu, saat 18.25’e kadar bombalamaya devam ederek bazı yerleri tahrip etmişti. Öte yandan Yunan Kralı Constantine, yanında “prensler ve müşavirler olduğu halde”, 11 Haziran’da Atina’dan İzmir’e hareket etti. O, hareketinden önce yayımladığı bir bildiride, ordunun başına geçmek üzere, İzmir’e hareket edeceğini ve ideallerin gerçekleşeceğini söyledikten sonra, “Allah’ın inayetine, ordunun kahramanca hamlesine, Yunanlılık fikrinin yenilmez kuvvetine güvenerek bu yüksek âmâl-i milliyyenin”, kendisini çağırdığı yere gideceğini açıklamıştı. 13 Haziran 1921’de İzmir körfezinin karşı tarafında karaya çıkan Kral, Yunan ordusunun “Bizans’a, Ankara’ya” diye etrafı çınlatan bağırışlarıyla karşılanmış ve İzmir’de adeta bir haçlı ordusu şefi gibi kabul olunmuştu. |