![]() | |
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
![]() | #11 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Türk ve Sovyet Devrimlerinin İlişkileri Türk Devrimi ile sınıfsal devrim kuramı arasındaki ilişkilere bakarken, hiçbir zaman akıldan çıkarılmaması gereken nokta, Mustafa Kemal Atatürk zamanında da, bugün de olayın temelini Türk-Sovyet ilişkilerinin oluşturduğudur. Bir başka deyişle, Bağımsızlık Savaşı sırasında da, bugün de Türkiye açısından konu, yalnızca kuramsal bir olay değil, somutta, Sovyetler Birliği ile Türkiye arasındaki ilişkiler konusudur. Bu gerçeğin bilincinde olan Mustafa Kemal Paşa'nın da konuya esas olarak ulusal bağımsızlık açısından yaklaştığını artık elimizde olan TBMM'nin gizli oturum tutanaklarından açıkça anlıyoruz. Aşağıdaki konuşma, Meclis'in hemen açılışından sonra, 24 Nisan 1920 günü yapılmıştır. O aşamada, konunun kuramsal değil, somut ulusal bağımsızlık ile ilgili yönü önemlidir. Bütün büyük devrimciler gibi Mustafa Kemal Paşa da, değerlendirmesini işin pratik yanı ve kendi amacıyla ilgisi yönünden yapmaktadır: --Malumu aliniz bolşeviklerin kendilerine mahsus birtakım esasları, noktai nazarları vardır. Ben şahsen bütün vuzuhile ve teferruatile bunlara vakıf değilim (bilmiyorum) ve yakın zamanlara kadar bolşevikler nereye temas ederse, nereye gelirse daima kendi noktai nazarlarını (görüşlerini) kabul ettirmek azmindeydiler. Her ne olursa olsun bu noktai nazarlar; bizim milletimizin de kendine mahsus birtakım noktai nazarları vardır. Bu noktai nazarların siyasi esasatı (esasları) ihtimal ki maruzatımda zikrettiğim ve cümlemizce malum olan noktaları göstermedim. Milletimizin adatı, muktaziyatı diniyesi (adetleri ve dinsel gerekleri) ve memleketimizin icabatı vardır ki, biz her ne yaparsak kendimizi, kendi adetimizi, muktaziyatı diniyemizi nazarı dikkatte tutmak, ona göre kendimize mahsus esaslar vazetmek (koymak) mecburiyetindeyiz. İşte bu itibarla alelıtlak (mutlaka) bizimle bolşevikler arasındaki münasebet şayanı tetkik ve teemmül (düşünme) olur. Bir zamanlar oldu ki, bolşevikler noktai nazarlarını daha umumileştirdiler. Hiçbir kimsenin, hiçbir milletin adet ve ahlaki hususiyetlerine ve milliyet esaslarına muarız değiliz. Yalnız istibdata karşı, emperyalistlere karşı düşmanız. Biz, Avrupalıların bolşevizmden korktuklarını ve bizim bolşeviklerle tevhidi efkar (düşünce birliği) ve harekat edeceğimizden daima kuşkulanmakta olduklarını nazarı dikkate alıyor ve daima düşünüyorduk ki, böyle bir şeye mecbur olmaksızın amali milliyemiz (ulusal amaçlarımız) dahilinde muayyen bir hudutta bizim şeraiti hayatiyemiz (yaşam koşullarımız), şeraiti istiklalimiz (bağımsızlık koşullarımız) temin olunursa... Böyle azim (büyük) bir maksat için, böyle uzak bir daiye (dava) için herhangi bir devleti ecnebiye ile münasebatı ihtilafata; anide girmek belki bizi nedamete mecbur edebilir ve zaten hepimizde de, kendimizde de böyle bir salahiyet mevcut değil. Filhakika bu hududu millimiz dahilinde arzettiğim şeraitle muhafazai mevcudiyet edebildiğimiz takdirde başka bir şey istemek bendenizce doğru değildir. Yalnız her ihtimale karşı, muhafazai hayat ve mevcudiyet için hariçten kuvvet, bir menbaı kuvvet (dışardan bir kuvvet kaynağı) aramak lazım gelirse yine daima kendi noktai nazarlarımız baki kalmak şartile her menbadan istifade etmeyi de caiz gördük. İşte sırf bu nokta daima bolşeviklerin ahvalini, harekatını ve kendilerinden icabında ne dereceye kadar muavenet (yardım) görebileceğimizi anlamaya teşebbüs ettim. Bu teşebbüsat neticesinde şüphe yok bazı temaslar hasıl olmuştur. Fakat bu temaslarımız şimdiye kadar, yani bolşevikler bizimle demin izah ettiğim... manen ve maddeten beraber olan Dağıstan'a kadar temas ettiği halde hiçbir kat'i mevat üzerine müstenit bir şey yapılmamıştır. Fakat böyle bir şey yapmak imkanı mevcuttur.-- (TBMM,I, 4-5 ) . | ||
![]() |
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |
![]() | ![]() |