![]() | |
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
|
![]() | #1 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Onbeş gün kadar sonra güzel bir sonbahar günü biz Ankara'ya gittik. Ertesi akşam Reşit Galip'i sofraya çağırılmış gördüm. Sanki aralarında hiçbir şey geçmemiş gibi hareket ediyorlardı. Atatürk bir ara Reşit Galip'e doğru eğildi, sadece onun işitebileceği bir sesle, --Yarmdan itibaren Maarif Vekilisiniz-- dedi. Birkaç gün sonra da Anadolu Ajansı, Reşit Galip'in Milli Eğitim Bakanı olduğunu haber veriyordu. O gece sofra oldukça kalabalıktı. Reşit Galip'in üzerinden sevinç akıyordu. Toplantının en kıvamlı anında Atatürk, kapıda duran askerlerden ikisini çağırdı ve güreştirmeye başladı. Çoğunluk böyle yapar, gezilerinde olsun, köşkte olsun yiğit Mehmetçiklerden birkaçını yanına çağırarak güreştirir, Türk gücünün nelere yettiğini gözleriyle görmek isterdi. Hatta yanında bulunan çok sevdiklerini, bu Mehmetçiklerle -istemeseler bile- güreş tutuşturur, onların hırpalanışını hazla seyrederdi. Birkaç keresinde Mehmetçikleri kendisiyle güreşe davet etmiş, fakat hiçbiri, --Senin sırtını yedi düvel yere getiremedi, biz mi getireceğiz-- diye güreşe yanaşmamışlardı. Güreş çok zevkliydi. Hepimiz büyük bir dikkat ve merakla sonunun nasıl geleceğini bekliyorduk. Reşit Galip'in işe merakı son haddini bulduğu bir sıra, Atatürk, askerlere işaret ederek yeni Bakanı --altı okka-- yapmalarını emretti. | ||
![]() |
![]() |
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ![]() |