![]() | |
| Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
| | #11 | ||
| Guest
Mesajlar: n/a
| Bu konudaki bilinçli çabalarından birinin, haklı olduğunu hissettiği zaman, özgün düşüncelerini sonuna dek savunmak olduğunu söylemiştim. Genellikle savaş alanlarında ve savaş oyunları sırasında görülen bu niteliği, toplumsal ve siyasal konularda da pek çok örnekle anlatılabilir. Tam bu noktada şu sözlerine dikkati çekmek istiyorum. Acaba --dahi--yi tanımlarken, kendi kişiliği aklında hiç mi yoktu? Kendisine sorulan: --Dahi kime derler?-- sorusuna yanıt olarak: --Dahi odur ki, ilerde herkesin takdir ve kabul edeceği şeyleri ile ortaya koyduğu vakit herkes onlara delilik der.-- demiştir (Banoğlu, 1955:25). İşte bu çerçeve içinde Mustafa Kemal Atatürk, sürekli olarak, düşüncelerini ve beklentilerini çevresindekilere not ettirmiş, sonradan da çıkartıp okutturarak, ne denli doğru ve ileri görüşlü olduğunu tanıklar ve tarih önünde kanıtlamıştır. Hiç kuşkusuz, yaşarken, kendi çevresi içindeki --keramet--ini yaratan en önemli ögelerden biri budur. Dostları Etkileyen Davranışlar Bu öngörü ve planlı ileri görüşlülük niteliğini hem kısa vadeli, hem de uzun vadeli işler için kanıtlamıştır. Kısa vadeli bir olay için Tevfik Rüştü'yü (Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras) dinleyelim: --1920 yılı ilkbaharının sonlarına doğru bir gün Mustafa Kemal, beni Ankara istasyonunun bitişiğinde ikamet etmekte olduğu evciğe çağırdı. Bir yaverinin kendisine haber verilmeksizin --Yeşil Ordu-- teşkilatına alındığından şikayet etti. Birinci Büyük Millet Meclisi kurulalı sekiz, on hafta olmuştu. Memleketimizin kurtarılması için başvurulan, yer yer ve türlü tedbirler arasında bir de --Yeşil Ordu-- namı verilen gizli teşkilat yapılmıştı. Fakat birinci Büyük Millet Meclisi her manasıyla ve bütün kuvvetiyle işlemeye başladığı için, artık her türlü dağınık tedbirlerin kaldırılması ve her faaliyetin Büyük Millet Meclisi selahiyeti içine alınması zamanı da gelmişti. --Yeşil Ordu-- teşkilatına da lüzum kalmamıştı. | ||
|
| Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| Seçenekler | |
| Stil | |
| |
![]() | ![]() |