Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Dış Ticaret

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 03-02-2007, 12:20   #11
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

4- Parasalcı Yaklaşım
Bu yaklaşım kendi içerisinde üçe ayrılmaktadır; Sabit oran(emisyon hacmi) yaklaşımı, İşlem hacmi yaklaşımı ve ekonometrik yaklaşımdır
Parasalcı yaklaşımda, çek ve nakit para kullanımı kayıt dışı ekonomi hakkında ilgililere bilgi verebilir. Parasalcı yaklaşıma göre kayıt dışı ekonomide yapılan ödemelerin büyük çoğunluğu, bu konudaki denetimlere imkan vermemek bakımından nakit para ile yapılmaktadır.
Kayıt dışı ekonominin boyutlarını ölçmek için para piyasasındaki hareketler de izlenmektedir. Bu yaklaşımda dolaşımdaki paranın mevduata oranının zaman içinde artması, paraya olan talebin arttığını ve dolayısıyla kayıt dışı ekonominin genişlediğini göstermektedir.
V- KAYIT DIŞI EKONOMİNİN ULUSLARARASI BOYUTU
Kayıt dışı ekonominin ölçülmesinde, resmi ve resmi olmayan ekonomi üzerindeki etkilerin ölçülmesinde bir çok engellerin aşılması gerekmektedir, fakat bu konuda sınırlı ölçüde ilerleme kaydedilmiştir. Kayıt dışı ekonominin ölçülmesi imkansız denecek kadar zor olsa bile imkansız değildir. Para talebi yaklaşımı gibi metotlarla OECD ülkelerindeki kayıt dışı ekonominin boyutları hakkında bazı gerçekler temin edilebilmiştir.
Kayıt dışı ekonomi, resmi gayri safi milli hasıla içerisinde hesaplanmayan bütün üretimleri kapsar. Boyutu, %3 ile %40 arasında değişebilmektedir. Oranlar arasındaki bu genişliğin sebebi, kayıt dışı ekonomi ilgili değişik tanımların yapılmasıdır. Örnek vermek gerekirse, kayıt dışı ekonomi ile ilgili yapılan çalışmaların bir çoğunda ev işleri analize dahil edilmemiştir. Bir tahmine göre ödeme yapılmayan ev işlerinin ekonomik değeri Amerika’da 1981 yılının resmi rakamlarıyla Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın %31’i kadardır. Nakit işlemlerinin artmasıyla büyüyen yer altı ekonomisi hakkında Ergard L. Feige’nin yaptığı tahminde, Amerika’da kayıtlara girmeyen gelirlerin miktarının yıllık bazda 800 milyar dolar civarında olduğunu tespit etmiştir. Farklı yöntemlere göre birbirinden oldukça farklılık gösterebilen kayıt dışı ekonominin ölçümü oldukça zor bir işlem görünümündedir.
Günümüzde dünyadaki kayıt dışı sektörün büyüklüğü 3 trilyon dolar olarak tahmin edilmektedir. Gelişmiş ülkelerde ise kayıt dışı ekonomi, GSMH’nin %10-15’i civarındadır.
Araştırılan 17 OECD ülkesinin 11’inde kayıt dışı ekonominin gayri safi milli hasıla içindeki payının %10’dan fazla olduğu kanıtlanmıştır. Kayıt dışı ekonominin boyutunun ölçülmesinde bir çok metot arasında herkes tarafından kabul edilen bir metot yoktur. Her yaklaşımın kendine göre zayıf noktaları ve kuvvetli noktaları vardır ve her bir metot, özel sonuçlar ortaya koymaktadır. Değişik metotlar kayıt dışı ekonomiyi oldukça geniş aralıklarla tahmin etseler de, üzerinde uzlaşılan genel kanı OECD ülkelerinde geçtiğimiz son on yılda kayıt dışı ekonominin büyüdüğü şeklindedir. Bu durum özellikle Avusturya’da ispatlanmıştır ki bu ülkede kayıt dışı ekonomi; 1975’de 12.02 milyar Avusturya Schillinginden (resmi GSMH’nın %1.73’ü) 1995 yılında 89.56 milyar schilling’e (resmi GSMH’nın %7.20’sine) çıkmıştır.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 03-02-2007, 12:21   #12
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Vergi geliri potansiyeli, ölçülemeyen gizli ekonomi sonucu azalır. Kayıt Dışı ekonominin büyüklüğü ülkeden ülkeye değişir. Bu farklılıklar ise vergi yükü, düzenleyici sistemin karmaşıklığı ve vergi ahlakı gibi değişkenlerin bir yansımasıdır. Aynı zamanda kayıt dışı ekonomi zaman içerisinde de değişir. Frey ve Weck-Hanneman (1984) yaptıkları bir çalışmada 1978 yılında 17 OECD ülkesinde kayıt dışı ekonominin resmi GSYİH’ya oranını Japonya için %4.1, ABD için %8.3, İsveç için %13.2 , Kanada için %8.8 olarak bulmuşlardır. Aigner’in yaptığı çalışmada ise A.B.D için oranlar GSMH’nın %4 ü ile %33 ü arasında değişmektedir. Buna karşılık aynı oranlar 1970 yılında %2.6 ile %11 arasında değişmekteydi. Kanada için yapılan araştırmalar ise farklı sonuçlar doğurmuştur. Örneğin Mirus ve Smith(1994) 1976 yılı için yaptıkları araştırmada oranı %5 ile %7 arasında bulmuşlardır. 1990 yılı için de Spiro(1993), ilgili oranı %15 olarak bulmuştur. Mirus ve Smith’in 1997 yılındaki çalışmasında Kanada için oran %15 olarak bulunmuştur.
A.B.D için oranı (kayıt dışı ekonomi/GSYİH) 1970 yılı için Tanzi(1983) %2.6 , Schneider ve Pommerehne (1985) %11 oranında bulmuşlardır. Buna karşılık Bhattacharyya(1990) 1960 yılı için Birleşik Krallık’ta oranı %3.8, 1976 için %11.1 ve 1984 için ortalama %8 olarak bulmuşlardır. Chote(1995) ise bu oranın %6 ile %8 arasında değişebileceğini belirtmiştir.
A.B.D için yapılmış başka bir çalışmada kayıtlara alınmamış gelirin izlenmesinde A.B.D’de Federal Hükümet yeni metotlara göre yazılmış raporları kullanmıştır ve kayıt dışı ekonomi sebebiyle yıllık 170 milyar$’lık vergi kaybı tespit etmiştir. A.B.D’de vergi yönetiminden sorumlu en üst düzeyde bir kuruluş olan Internal Revenue Service, yer altı ekonomisini engellemede, denetçilerine endüstrilerin harcamalarını kontrol ettirmiş ve bu yolla endüstrilerin gelirlerini doğru olarak tespite çalışmıştır.
David Giles’in 1998 yılında Kanada ve Yeni Zelanda için yaptığı çalışmada şu sonuçlar ortaya çıkmıştır:
  • Kayıt dışı ekonominin göreceli büyüklüğü son 20- 30 yıldır artmaktadır.
- Vergi yükü, kayıt dışı ekonomiyi etkileyen temel itici güçlerden birisidir.
  • Vergi bileşimi de kayıt dışı ekonomiyi etkileyen faktörlerden biridir (dolaysız vergilerin payının artışı kayıt dışı ekonomiyi artırabilir).
Friedrich Schneider yapmış olduğu bir araştırma sonucunda Ülkeler açısından kayıt dışı ekonomiyi aşağıdaki şekilde tespit etmiştir:

  Alıntı ile Cevapla
Alt 03-02-2007, 12:21   #13
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

VI- KAYIT DIŞI EKONOMİNİN TÜRKİYE’DEKİ BOYUTLARI
Kayıt dışı ekonomi bütün sektörleri içine almış, ölçümü oldukça güç ve karmaşık olan bir olgudur. Kayıt dışı ekonomi gerçeği, ekonomik göstergelerin hatalı sonuçlar doğurmasına sebep olmaktadır; GSMH rakamları, kayıt dışı ekonomi sebebiyle hatalı çıkmakta, bu sebeple büyüme rakamları da gerçeği yansıtmamaktadır. Bu rakamlara göre yapılan tahmin ve değerlendirmeler de dolayısıyla samimi olmamaktadır. Ülkemizde de bu konu üzerinde çalışan değerli araştırmacılarımız farklı sonuçlara ulaşmışlardır. Tabii ki, ülkemizde ki veri yetersizlikleri ve olan verilere bazı durumlarda ulaşma zorlukları da kayıt dışı ekonominin ölçülmesinde güçlüklere sebep olmuştur. Yapılan araştırmalar sonucunda Türkiye’deki kayıt dışı ekonominin boyutları çeşitli araştırmacılarca %1.50 ile %137.8 arasında tahmin edilmiştir. Aşağıdaki tabloda çeşitli araştırmalarda bulunan Türkiye’deki kayıt dışı ekonominin boyutları özetlenmiştir.

  Alıntı ile Cevapla
Alt 03-02-2007, 12:21   #14
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

VII- KAYIT DIŞI EKONOMİNİN ETKİLERİ
Literatürde kayıt dışı ekonominin etkileri bahsinde olumlu ve olumsuz etkiler üzerinde durulurken, bunlar içerisinde olumsuz etkilerin ağırlığı gün geçtikçe artış göstermektedir. Kayıt dışı ekonominin olumsuz etkileri, ekonomi üzerinde, rekabet üzerinde ve sosyal güvenlik sisteminde olabilmektedir. Bunun yanında kayıt dışı ekonominin az da olsa olumlu yanları bulunmaktadır.
A. Kayıt Dışı Ekonominin Olumlu Etkileri
Kayıt dışı ekonominin olumlu etkilerinden ilki olarak kayıt dışı ekonomi ile GSMH seviyesi arasında gösterilen pozitif yönlü ilişki gösterilmektedir. Kayıt dışı ekonominin boyutunun arttığı durumda GSMH seviyesinin daha yüksek olması başlıca iki sebebe dayandırılmıştır. Bunlardan ilki, kayıt dışılığın arttığı dönemlerde ücret ödemelerinden vergi kesilmeyeceği için emek talebinin emek fiyatına esnekliğinin yüksek olduğu varsayımı altında, emek talebinin artacağıdır. Yani kayıt dışı ekonomi istihdamı artıracaktır. Çünkü, işverenler daha düşük işçilik maliyetleriyle karşılaşacaklar, işçilerin ise reel ücretleri artacaktır. İkincisi ve daha da önemli olanı ise, GSMH’ kendi başına tüketim düzeyinden etkilenecek ve tüketimin artmasıyla çarpanın etkisiyle GSMH seviyesi yükseltecektir.
Kayıt dışı ekonomi, vergiye tabi geliri azaltmak suretiyle fiili vergi oranında düşüş meydana getirir. Bu düşüş, kullanılabilir geliri artırır. Bu durumda ekonomide kullanılmayan yani atıl kapasite varsa marjinal tüketim eğilimine de bağlı olarak tüketim mallarına talep artar, dolayısıyla yatırım mallarına olan talep seviyesi yükselir ve sonuçta yatırımların artmasıyla milli gelir seviyesi yükselişe geçer.
Kişi ve kurumlar, vergiyi oto-finansman yöntemi olarak kullanarak büyümelerini sürdürebilmektedirler. Ekonomik büyümenin öncelikli tercih edildiği bir ülkede; eğer alınan vergilerle devlet tarafından gerçekleştirilen büyüme oranı, bu vergiler mükelleflerin elinde kalsaydı sağlanacak büyümeden daha düşük ise, kayıt dışı çalışmanın olumlu sonuçlar meydana getireceği ileri sürülebilir. Aynı zamanda, kayıt dışı çalışan ekonomik birimlerin kayıtlı ekonomik birimler karşısındaki rekabet avantajı ve hareket yeteneği dikkate alınırsa ekonomik büyüme ivme kazanabilir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 03-02-2007, 12:21   #15
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Kayıt dışının yararları arasında sayılan bir diğer özellik de kayıt dışılığın toplumda sosyal patlamaları engelliyeceği yolundaki görüştür. Bu görüşe göre mükellefler ağır bir vergi yükü altında ezilmektedirler, dolayısıyla hayatiyetlerinin devamı açısından vergi kaçırmak zorunda kalmaktadırlar. Böyle bir durumda devletin vergi gelirlerinde azalma olmakta fakat sosyal patlamalar da engellenmekte ve buna ilave olarak ekonomiye canlılık getirilmekte, resesyon ve depresyon görülmemektedir.
Her ne kadar teoride kayıt dışı ekonominin olumlu yanlarına değinilse de kayıt dışı ekonominin özellikle uzun dönemde bir çok olumsuz etkiyi beraberinde getireceği açıktır. Dolayısıyla, kayıt dışı ekonominin olumlu etkilerine bakarak kayıt dışı ekonomiyi önleme konusundaki mücadeleden vazgeçmemek gerekmektedir.
A. Kayıt Dışı Ekonominin Olumsuz Etkileri
Kayıt dışı ekonominin bir çok olumsuz etkisi vardır. Bunlardan birincisi ekonomi üzerindeki olumsuz etkisidir; Kayıt dışı ekonominin büyümesi kayıtlı ekonominin küçülmesi demektir. Kayıtlı ekonominin küçülmesi de devletin vergi gelirlerinin azalması anlamına gelir. Vergi gelirleri azalan devletin iki seçeneği vardır; bunlardan ilki borçlanmadır. Borçlanma sonucunda özel sektörün verimli yatırımlarını kendisine çeken devlet dışlama (crowding-out) etkisiyle özel sektörün yatırımlarını azaltır. Ayrıca borçlanma sonucu tahvillerin değerinin artmasıyla piyasada faiz oranları artar ve bu mekanizmanın sonucunda enflasyon oranının artışıyla ülke bir çok sorunla karşı karşıya gelir açıkları diğer bir kapatma yolu olan para basma politikasında da sonuç anlatılandan farklı olmayacaktır.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 03-02-2007, 12:21   #16
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bankalar da topladıkları mevduatı, reel üretime yönelen yatırımcılara aktaramazlar. Çünkü reel yatırımların karlılık oranının, devletin verdiği faiz oranını yakalaması zordur. Diğer taraftan devlete kredi vermek bankalar içinde çok az bir risk taşımaktadır. Bu durumda daha riskli olan özel girişimcilere kredi verilmemesi doğaldır. Bu süreç devam ettikçe, daha önceleri reel üretime katkıda bulunan sermaye sahipleri, ellerindeki sermayeyi üretimden çekerek mali piyasalara, dolayısıyla devlete aktarırlar. Ellerinde fon bulunanlar devlete verdikleri borcu faiziyle birlikte geri aldıkça daha fazla fon sahibi olurlar. Aynı zamanda da devletin fona olan ihtiyacı hızla artar. İç borç stoku hızla büyür. Böylesi bir iç borç sarmalının yaşandığı ekonomilerde elde edilen faiz gelirleri üzerinden vergi almak da son derece zordur.
Kayıt dışı ekonomi, istatistiki verilerin sağlıksız olmasına yol açar ve bu durum da alınacak ekonomik önlemlerin dozunun ayarlanamamasına sebebiyet verir. Sorunların teşhis ve tedavisinde sağlıklı kararlar verilemez.
Kayıt dışı ekonominin ekonomik manada sebep olduğu diğer önemli bir sorun da rekabet ile ilgilidir. Kayıt dışı ekonomi kapsamında faaliyet gösteren birimler diğerlerine oranla daha az veya hiç vergi vermedikleri için rekabet üstünlüğüne sahip olmaktalar ve işlerini büyütme imkanını bulmaktadırlar. Bu durum, rekabet eşitsizliğini doğurmaktadır. Daha da önemlisi vergilerini tam ödeyen mükellefler de rekabet edebilmek için diğerlerini takip etmek zorunda kalmaktadırlar. Bu da kayıt dışılığı gün geçtikçe artırmaktadır.
Kayıt dışı ekonominin genişlemesiyle sigortasız çalışanların sayısı da hızla artış göstermekte böylece sosyal güvenlik sistemin gelişimi durmaktadır.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 03-02-2007, 12:22   #17
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

VIII- TÜRKİYE’DE KAYIT DIŞI EKONOMİNİN AZALTILMASI İÇİN ALINAN VE ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER
Temmuz 1998’de 4369 Sayılı Kanun ile gerçekleştirilen vergi kanunlarında yapılan köklü düzenlemeler içerisinde en önemlilerden birisi de Gelir Vergisi Kanunu’nda yapılan gelirin yeniden tanımlanmasıdır. GVK’nun yeniden düzenlenen 1 inci Maddesinde gerçek kişilerin bir takvim yılı içinde elde ettikleri gelirlerin gelir vergisine tabi olduğu belirtildikten sonra gelir; tasarruf ve harcamalara kaynak teşkil eden her türlü kazanç ve iradın safi tutarı olarak tanımlanmıştır. Bu düzenleme paralelinde, Kanunun 2 inci Maddesinin 7 numaralı bendi kaynağı ne olursa olsun her türlü kazanç ve iratlar olarak değiştirilmek suretiyle geniş bir gelir tanımı oluşturulmuştur. Maddedeki “kaynağına bakılmaksızın diğer her türlü kazanç ve iratlar” ifadesi ile kişinin satın alma gücünü artıran (harcama) ya da tasarruf niteliğinde olabilecek her türlü değer vergiye tabi gelire dahil edilmiştir. Böylece vergiye tabi olmayan hiçbir unsur (istisnalar hariç) kalmamıştır. Bir gelir unsurunun vergilendirilebilmesi için kanunda açıkça sayılmış olması gerekliliği terkedilmiş, bunun yerine bir gelir unsurunun vergilendirilebilmesi için kanunda açıkça vergiden istisna edildiğine dair bir hükmün bulunmaması yeterli sayılmıştır.
4369 Sayılı Kanun öncesinde ortaya çıkan bir sorun da; vergiye tabi olması gerektiği halde, beyan dışı bırakılan kazanç ve iratların, vergiye tabi olmadığı ileri sürülen gelirlerden kaynaklandığı gerekçesiyle mükelleflerin Vergi Usul Kanunu’ndaki 30/7 nci maddeye göre yapılacak tarhiyatlardan kaçınabilmeleriydi. Uygulamadaki bu sıkıntılar ülkemizde geniş boyutlara ulaşan kayıt dışı ekonominin daha da yaygınlaşmasına katkıda bulunmaktadır. Kayıt dışında faaliyet gösteren potansiyel yükümlüler, bu şekilde elde ettikleri gelirin tespit edilmesi durumunda dahi etkin bir şekilde vergilenemeyeceği düşüncesinden hareketle söz konusu faaliyetlerini güven içerisinde sürdürebilmektedirler. 4369 sayılı Kanunla gerçekleştirilen düzenlemelerin üzerinden henüz bir yıl geçmişken dünyada ve ülkemizdeki ekonomik durgunluk bahane edilerek 14 Ağustos 1999’ da 4444 Sayılı Kanunla vergi kanunlarında yeniden düzenlemeler yapılmıştır. Esasen yapılan düzenlemeler 4369 Sayılı Kanun öncesindeki duruma bazı hususlarda geri dönülmesinden ibarettir. Örneğin, Gelir Vergisi Kanununun 1 inci Maddesi, 2002 yılı sonuna kadar 4369 Sayılı Kanun öncesi duruma getirilmiştir. Yani 1999-2002 döneminde gelir, bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği, tasarruf veya harcamasına kaynak teşkil eden her türlü kazanç ve iratların safi tutarı değil, bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır. Bu düzenlemeyle esasen kanun koyucu kayıt dışı kalan alanları 2002 yılı sonuna kadar vergilendirmeyeceğini belirtir olmuştur. Bu duruma bir örnek verecek olursak; Kumar kazançları vergi kanunlarında herhangi bir maddeyle düzenlenmediği halde 4369 Sayılı Kanunla gelirin tanımının genişlemesiyle Gelir Vergisi Kanununun 2/7 inci bendine girip vergilendirme kapsamına alınmıştı. Ancak 2002 yılı sonuna kadar gelirin eski tanımına dönülmesiyle bu gelir türü vergilendirme dışında tutulmuştur. Bunun gibi vergi kanunlarında herhangi bir düzenleme olmayan gelir türleri 2002 yılı sonuna kadar vergilendirme dışında tutulma durumuna gelmiştir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 03-02-2007, 12:22   #18
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Kayıt dışı ekonominin kontrol altına alınması, belge düzeninin yerleştirilmesi ve vergilendirmede gerçek kazancın tespitinin amaçlanması sebebiyle 4369 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikle götürü usulde ticari kazanç tespiti yöntemi tamamen kaldırılmış ve yerine belirli şartları taşıyan mükelleflerin ticari kazançlarının basit usulde tespit edilmesi yöntemi getirilmiştir.
Zirai kazançlarda ise 4369 sayılı Kanun öncesinde çiftçilerin vergiye tabi olup olmayacaklarının, vergiye tabi olacaklarsa kazanç tespit yönteminin satış tutarı esas alınarak belirlenmesi, çiftçileri yaptıkları satışlar için belge talep etmemeye ve bu yolla hasılatlarını gizlemeye sevk etmiştir. Bu şekilde belgesiz olarak ticari ve sınai hayata intikal eden tarım ürünleri kayıt dışı ekonominin diğer önemli bir kaynağını oluşturmuştur. Bu sakıncaların giderilmesi amacıyla küçük çiftçi muaflığı kaldırılmış, zirai kazançların ya sadece stopaj yoluyla ya da gerçek usulde vergilendirilmesi sistemine geçilmiştir.
Kayıt dışı çalışan işçilerin kayıt altına alınmaları amacıyla Gelir Vergisi Kanunu’nda Geçici 5. Madde düzenlenmiştir. Buna göre Gelir ve Kurumlar vergisi mükelleflerinin, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 156. Maddesinde tanımı yapılan ve 1.1.1998 tarihi itibariyle faaliyette bulunan işyerlerinde, 1.6.1998 tarihinden önce ilgili idareye vermiş oldukları son 4 aylık sigorta prim bordrolarında bildirdikleri işçi sayısına ilave olarak bu kanunun yayımını izleyen beşinci ayın sonuna kadar işe aldıkları ve fiilen çalıştırdıkları işçilerden sendika üyesi olanların ücretlerinden, bu suretle işe başlanılan aydan itibaren 36 ay süre ile kesilen ve beyan edilerek tahakkuk ettirilen gelir ve damga vergileri, beyanname verme süresini izleyen ikinci yılın aynı döneminde ödenir. Gerekçede de belirtildiği şekilde bu düzenlemeyle daha büyük bir işçi kesimi sosyal güvenlik hakkına sahip olabilecek, ayrıca Sosyal Sigortalar Kurumu önemli ölçüde prim hasılatı sağlayabilecektir. Bu çerçevede işverenleri kayıt dışı işçi istihdam etmeye sevk eden faktörlerin geçiş dönemi içerisinde ortadan kaldırılması ve bordroya kayıtlı işçi çalıştırmanın teşvik edilmesi öngörülmektedir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 03-02-2007, 12:22   #19
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

14/8/1999’da yürürlüğe giren 4444 Sayılı Kanunla yapılan değişikliklerle vergi mevzuatımızda özel gider indirimi dışında kayıt dışılığı önlemeye yönelik otokontrol sistemi kalmamıştır. Özel gider indirimi kapsamına da şu anda sadece 5 harcama kalemi dahildir; Bunlar sağlık, eğitim, kira, giyim ve gıda harcamalarıdır. Halbuki bunların dışındaki harcamalar da örneğin tüpgaz, su, beyaz eşya, temizlik malzemeleri ve bunun gibi daha bir çok harcama türü de zorunlu ihtiyaçlar içerisinde yer alır ve özel gider indiriminden yararlanması gerekir. Çünkü vatandaş kendince haklı olarak iade alamayacak harcamalarında belge almayarak daha düşük fiyat ödemiş olmaktadır. Bunun yanında bildirim yapma durumundan da kurtulmuş olmaktadır. Bildirimde bulunarak zahmet çekerek taksitle bir yıl içerisinde iade alacağına bunu alışveriş anında peşin olarak elde etmektedir. Bu durumda yapılması gereken özel gider indiriminin kapsamının yararlanan kişi ve harcama kalemleri açısından genişletilmesidir. Halbuki bütün bu düzenlemeler yapılması gerekirken bütçe açığını kapatmak amacıyla özel gider indiriminin kaldırılmasının düşünülmesi son derece yanlıştır. Özel gider indiriminin kaldırılmasıyla kayıt dışı ekonominin boyutunun büyümesi ve gelir ve katma değer vergisi gelirlerinde düşüş olması beklenir.
4369 sayılı Kanunla vergi oranlarının düşürülmesi kayıt dışı ekonomiyi önlemede oldukça önemli bir adımdı fakat 4444 Sayılı Kanunla ücret dışındaki gelir unsurlarında bu oran 5 puan artırılmıştır. Bu düzenlemeyle Gelir Vergisi Kanunu’nun 103. Maddesinde ilk oran %15’den %20’ye çıkartılmıştır. Yapılan bu değişiklik, kayıt dışılığın önlenmesine çalışılan günümüzde vergi gelirleri açısından uzun dönemde düşmeye yol açacaktır. Çünkü yüksek vergi oranları ikame etkisini ortaya çıkararak kayıt dışı kesimi büyütücü etki gösterecektir. Vergi oranlarının düşürülmesiyle hem kayıt dışı ekonominin boyutlarının küçüleceği hem de arz yönlü etkilerle büyümenin hızlanacağı savunulan bir gerçektir.
Diğer bir düzenleme ise esnaf muaflığı ile ilgili olmuştur. 4369 Sayılı Kanun’un gerekçesinde de açıklanan bu husus da; Esnaf muaflığı müessesesinin kayıt dışı ekonomiyi beslemesinin engellenmesi ve belge düzeninin yerleştirilmesi amacına yönelik olarak getirilen değişiklik, esnaf muaflığından faydalananların faaliyetleri ile ilgili olarak satın aldıkları mal ve giderlere ilişkin aldıkları belgeleri saklama ve ibraz zorunluluğu getirmesi ve bu zorunluluğu yerine getirmeyenlerin esnaf muaflığından yararlanamayacaklarının belirtilmesidir. Böylece ekonomide malın üretiminden tüketimine kadar uzanan zincirde gerçek ve basit usulde vergilendirilen mükellefler yanında, vergiden muaf esnaf da belge alma ve saklamaya zorlanmakta ve böylece oto kontrol ile belge düzeninin yerleştirilmesi sağlanmaktadır. Ancak yine 4444 Sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanunu’nun 9. Maddesinin 1. Fıkrasının 7. Bendinde yapılan değişiklikle “...bir defa mal alış ve giderlerine ilişkin belgeleri yanında bulundurmadığının veya bulundurduğu belgenin satışını yaptığı mal ve hizmetle ilişkisinin olmadığının tespiti halinde ‘Esnaf Muaflığı Belgesi’ iptal edilir ...” hükmü kaldırılmıştır. Bu durumda esnaf muaflığından faydalanan kişilere kayıt dışı ekonomide kalma fırsatı tanınmıştır.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 03-02-2007, 12:22   #20
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bu arada dört kişilik bir ailenin geçinebilmesi için gereken ve her yıl ilan edilen rakamlar(fakirlik sınırı) asgari ücretin oldukça altındadır. Bu durumda normal bir ailenin geçim seviyesi ilan edilen meblağ kadarsa aradaki fark nasıl kapatılmaktadır? Sorusu akla gelmektedir. Bu durumda kayıt dışılığa açıkça müsamaha gösterilmektedir sonucu ortaya çıkmaktadır.
Kayıt dışı ekonomiyi önleme konusunda 4369 Sayılı Kanunla getirilen düzenlemelerin bir yıl sonra geri çekilmesi vergilendirmede kesinlik ilkesine tamamen zıt bir durum arz etmektedir. İstikrarlı uzun dönemli politikalar uygulamak gerekirken günlük kaygılarla değişikliklere gitmek vatandaşların ve diğer ülkelerin ülkemize olan güvenini sarsacaktır. Dolayısıyla getirilecek düzenlemeler üzerinde çok taraflı istişareler yapılmalıdır.
SONUÇ
Kayıt dışı ekonominin boyutunu dört değişken belirlemektedir. Bunlardan birincisi, vergi denetimi geçirme ihtimali, ikincisi beyan dışı kalan gelir sebebiyle ödenecek vergi cezasıdır. Üçüncü olarak mükelleflerin muhatap oldukları marjinal gelir vergisi oranıdır. Son sırada ise mükelleflerin risk alma eğilimi yatmaktadır. Mükellefler, yakalanma ihtimaline göre ödeyecekleri vergi cezası, tam beyan yapmaları halinde ödeyecekleri vergi miktarından daha düşükse, vergi kaçırma eğiliminde olacaklardır. Denetim geçirme ve ceza görme ihtimali yüksek ise kayıt dışı ekonominin boyutu daralacaktır.
Gelir sahiplerinin hemen hemen tamamı çeşitli sebeplerle vergilerini ödemek istemezler. Onlara göre vergi vermesi gerekenler hep başka kişilerdir. Bu sebeple kamu harcamalarını karşılamak için gerekli olan vergiler ihtiyariliğe bırakılmamıştır. Ancak bu durum mükelleflerin rızasının aranmayacağı anlamına gelmemelidir. Çünkü mükellefin rızasına dayanmayan vergiler, mükelleflerin dirençleriyle karşılaşır.
Vergi konusunda uzlaşmanın sağlanamamış olması durumunda vergiye karşı koymanın farklı biçimlerde ortaya çıktığı görülmektedir. Bunlar dört grupta toplanabilir.
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 03:14 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580