|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
30-01-2007, 10:16 | #21 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Folik Asitin Etkileri Oldukça önemli görevleri vardır. Bazı işlevler için bulunması şarttır. B-12 Vitaminine benzer etki alanları olan THFA adlı enzimin ön maddesidir. (Vitaminler) Amino asit, protein ve sinir sistemi iletisinde kullanılan bazı iletken maddelerin yapımında rol alır. (Vitaminler) Hücre için şart olan DNA ve RNA sentezinde görev alır. (Vitaminler) Hücre bölünmesi için gereklidir. Bu etkisi ile büyümeyi de sağlar. (Vitaminler) Akyuvar denilen kan hücrelerinin yapımında bulunur. (Vitaminler) Anne karnındaki bebeğin sinir sisteminin gelişimi için gereklidir. Folik Asit Eksikliği Eksikliği pek de nadir değildir. Belirtiler B-12 Vitamini eksikliğine oldukça benzer. Eksikliğin temelinde yatan sebepler başta taze sebze, meyveden yoksun yetersiz beslenme, sindirim sisteminden emilimin ameliyat, hastalık nedeniyle bozulması, alkol, ilaç kullanımı gibi metabolik sorunlar, stres, hastalık, gebelik gibi aşırı tüketim olmasıdır. Bunların sonucunda ; (Vitaminler) Gebelik döneminde olursa ciddi sorunlara yol açar. Normale oranla gebelerde gereksinim iki katına çıkar. Bebek annenin karaciğerdeki depolarını kısa sürede boşaltır. Ortaya çıkmaya başlayan belirtiler de hamilelik ile ilgili durumlara bağlanır. Sonuçta gebelik toksemisi, erken doğum, düşük ağırlıklı bebek ile bebekte spina bifida gibi beyin - omurilik anomali ve hasarları oluşabilir. (Vitaminler) Megalablastik anemi denilen bir tür kansızlık hastalığı meydana gelir. Sık görülen demir eksikliğine bağlı kansızlıktır. Folik asite bağlı olan genellikle demir vermek ile kansızlığın düzelmemesiyle anlaşılır. (Vitaminler) İştahsızlık, kilo kaybı, dilde şişme ve kızarma, bulantı, kusma, ishal gibi sindirim sorunları ortaya çıkar. (Vitaminler) Huzursuzluk, baş ağrısı, bitkinlik, unutkanlık gibi hafif belirtilerden sinirlilik, hırçınlık, düşmanca tavırlar, paranoya durumuna kadar uzanan ağır sinirsel sorunlar oluşabilir. (Vitaminler) Enfeksiyonlara yatkınlık, (Vitaminler) Çarpıntı gibi bazı kalp sorunları oluşabilir. Folik Asit Fazlalığı Besinlerle fazlalığına yol açılmasa da vitamin ilacı şeklinde 2000 mikrogramın üstüne çıkıldığında sorunlar oluşur. Gebelerde bebeğe zarar verebilir. Diğer kişilerde uykusuzluk, huzursuzluk, sindirim şikayetleri, ciltte döküntü ve kaşıntı yapar. | ||
|
30-01-2007, 10:17 | #22 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Folik Asit Gereksinimi Besinlerde değişik kimyasal bileşikler halinde bulunur ve bunlar vücutta değişime uğrar. Burada yazılan miktarlar vitamin olarak değerleri kapsamaktadır. Amerika'da yapılan araştırmalar halkın beslenme ile günde ortalama 220 mikro gram Folik Asit aldığını göstermiştir. Yaş mikrogram / gün 0 - 1 30 - 50 1 - 3 100 4 - 6 200 7 - 9 300 10 - 12 400 Erişkin 400 Gebelik 800 Emzirme 600 Folik Asit Doğal Kaynakları Genel olarak yeşil sebzelerde bol miktarda vardır. Havuç, avokado, yumurta ve portakal da bulunur. Besinlerde serbest ve bağlı denilen iki ayrı formda bulunur. Besinlerdeki miktarlar serbest ve total (serbest + bağlı ) üzerinden hesaplanır. 100 gr.da Serbest mg. Total mg. Karaciğer ---- 140 Pişmiş karaciğer ---- 40 - 80 Böbrek 60 80 Kırmızı et 4 7 Pişmiş et 0.2 0.6 Ispanak 170 200 Marul 20 20 Yumurta 10 20 Beyaz ekmek 8 30 Esmer ekmek 15 50 Pişmiş yumurta 2 5 Portakal 13 24 Muz 10 20 Folik Asitin Tedavide Kullanımı Eksikliğine bağlı kan hastalıklarında, (Vitaminler) Gebelerde doğumsal anomalileri önlemek için, (Vitaminler) Vücut direncini arttırmada, (Vitaminler) Hastalıkların nekahet döneminde, (Vitaminler) Alkol, doğum kontrol hapı kullanan ve sara hastalığı tedavisinde (Vitaminler) Stres altında olan ve bazı ruhsal şikayetleri bulunanlarda kullanılır B12 VİTAMİNİ Siyanokobalamin veya kobalamin adları ile bilinir. B-12 adı daha yaygındır. Barsaktan emilimi için mideden salınan özel bir protein (interensek =içsel faktör) gereklidir. Bitkisel kaynaklı besinlerde bulunmaz. Ancak hayvansal kaynaklı besinlerle alınabilir. Barsak bakterileri tarafından üretilebilir ama bu vücuda pek yarar sağlamaz zira bakteriler kalın barsakta bulunur ama bu vitamin ince barsaklardan emilebilir. Vejetaryen kişilerde yegane eksikliği oluşan vitamindir. Vücuda gerekli miktarları 3 - 4 mikrogram gibi çok az olmasına karşın önemli etkileri vardır. ( 1 gram = 1000 miligram, 1 miligram = 1000 mikrogram ) Yapısında kobalt, fosfor gibi mineraller de bulunur. Vücutta, karaciğerde depolanır. Ayrıca kalp, böbrek, pankreas, beyin, testis ve kemik iliğinde de bulunur. | ||
30-01-2007, 10:17 | #23 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| B-12 Vitaminin Etkileri İnsan vücudu için hayati değere sahiptir. Vücuttaki tüm hücrelere gereklidir. Hücreler ne denli hızla çoğalıyorlarsa o kadar fazla B-12 vitaminine gereksinim duyarlar. (Vitaminler) DNA sentezi için şarttır, fakat RNA için şart değil fakat yaralıdır. Bu işlevini folik asitle beraber yürütür. (Vitaminler) Yağ, karbonhidrat ve protein metabolizmalarına etkilidir. (Vitaminler) Demirin vücutta kullanımına etkili olup, kolin, metionin yapılmasına yardımcı olur. (Vitaminler) Sinir hücrelerinin myelin denen kılıfının yapılması ve korunması için gereklidir. (Vitaminler) Kan hücrelerinin yapım ve değişiminde rol alır. (Vitaminler) Beynin belirli konulara odaklanması ve hafıza gücüne etkilidir. (Vitaminler) Besinlerle veya sigara gibi alışkanlıklarla vücuda giren siyanürü etkisiz hale getirir. B12 Vitaminin Eksikliği Eksikliği normal diyetle pek ortaya çıkmaz. Vücut depoları uzun süre yetecek kadar B-12 bulundururlar. Fakat bu vitaminden yoksun diyete uzun zaman devam edenler, barsak sorunları olanlar ile mideden salınan İnterensek Faktör problemlerinde eksiklik meydana gelir. Hayvansal gıda alınmadığında eksiklik çok kolay oluşur. Özellikle tam vejetaryen anne çocuklarında doğumdan itibaren eksiklik arazları ortaya çıkar. (Vitaminler) Sinir sistemindeki liflerde hasar oluşur. Bu durum ciddi sorunlara yol açar. (Vitaminler) Pernisiyöz anemi denilen bir kansızlığa yol açar. ( Doğumsal olarak interensek faktör eksikliği olanlar, mide ameliyatı geçirmiş kişiler, bazı barsak parazitleri de B-12 vitamini yeterli alınmasına karşın eksikliği oluşabilir) (Vitaminler) Dilde hassasiyet, şişme, kızarma, (Vitaminler) Hayal görmeler, depresyon, (Vitaminler) Kuvvetsizlik, adalelerde kasılmalar, ayak taban derisi refleksinin bozulması, (Vitaminler) Sinir iltihaplarına bağlı olarak el ve ayaklarda uyuşma, karıncalanma, yanma şikayetleri oluşur. B-12 Vitaminin Fazlalığı Zararlı etkileri olduğu düşünülmemektedir. İnsanlara deneysel olarak çok yüksek dozlarda verilmiş ama herhangi bir zararlı etkiye rastlanmamıştır. B-12 Vitamini Gereksinimi Depolanabildiği için günlük alımı şart değildir. Yaş mikrogram / gün Yeni doğan 0.5 - 1.5 Süt çocuğu 2 - 3 Yetişkinler 3 Emziren anne 4 B-12 Vitaminin Doğal Kaynakları Hayvansal kaynaklı besinlerle temin edilir. Sakatat denilen hayvan karaciğer, yürek ve böbreğinde bol olarak bulunur. Kırmızı et, tavuk ve balık eti ile yumurta bu vitamin yönünden zengindir. Pişirme işlemi pek zararlı değildir. | ||
30-01-2007, 10:18 | #24 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| B-12 Vitaminin Tedavide Kullanımı Değişik nedenlere yönelik olarak oldukça yaygın kullanımı vardır. Bu kullanımlarının bir çoğunun etkisi tartışmalıdır. Bazı ilaç ve alkol kullanımında destek olarak, Eksikliği sonucu oluşan kansızlık tedavisinde, (Vitaminler) Sinir sistemi hastalıkları ve ruhsal hastalıkların tedavisine ek olarak, Hızlı büyüme dönemlerinde yardımcı olarak kullanılmaktadır. C VİTAMİNİ Askorbik Asit denilen maddedir. Üzerinde çok durulan, günümüzde herhalde en çok bilinen ve hakkında sürekli bir şeyler söylenilen vitamindir. Hatta C Vitamini üzerine internette siteler yapılmakta, çılgınlık derecesine varan bağımlıları bulunmaktadır. Bitkiler ve bir çok hayvan bu vitamini kendileri üretebilmektedir. Kimyasal yapısı aslen bir tür şekerdir. Dış ortam koşullarında ve pişirme esnasında, diğer maddelerle etkileşerek kolaylıkla bozulabilir. Taze sebzeler buharda pişirildiğinde C Vitamini de korunmuş olur.Besinlerle alınan vitamin 2 saat içersinde kullanılır ve 4 saat sonunda kandan uzaklaşır. Kullanıldığı organlarda bir miktar birikime uğrar. C Vitaminin Etkileri Üzerinde durulan bir çok etkileri vardır. Bazıları kesin olmakla birlikte bazı yönlerden de abartıldığı izlenimi oluşmaktadır. (Vitaminler) Güçlü bir indirgeyicidir. Canlılardaki önemli rolü bu özelliğinden kaynaklanır. (Vitaminler) Destek dokuları için kollajen proteinlerinin yapımında etkisi vardır. Bu kollajen dokular deride, adale ve eklem bağlarında, damar duvarında, kemik ve dişlerde bulunur. (Vitaminler) Tirozin maddesinin yıkılmasını ve vücuttan atılmasını sağlar. (Vitaminler) Böbrek sütü bezlerinden salınan bir çok hormon için gereklidir. Bunlar genellikle stres ile ilgili hormonlar olup, stres anında C Vitamini tüketimi artmaktadır. (Vitaminler) Barsaklardan demirin emilimine etkilidir. (Vitaminler) Besinlerdeki folik asitin dayanıklı kalmasını sağlar. (Vitaminler) Triptofandan beyin için gerekli olan serotonin elde edilmesine etkilidir. (Vitaminler) Suda eriyen güçlü bir antioksidandır. Yağda eriyen diğer bir güçlü antioksidan olan E vitamininin, ayrıca A ve B Vitaminlerinin de yapısının korunmasına ve etki gösterebilmesine katkı sağlar. (Vitaminler) Nitrit gibi karsinojen maddelerin etkilerini önler. (Vitaminler) Yaraların iyileşmesini, damarların sağlıklı olmalarını sağlar. (Vitaminler) Kortizon, aspirin, insulin gibi ilaçlarla kurşun, civa, arsenik gibi ağır metallerin olumsuz etkilerini giderir. (Vitaminler) Vücudun savunma sistemini arttırıcı etkisi vardır. Bu etkisini nötrofil hücrelerini ve interferon denilen maddeyi arttırmak yoluyla gerçekleştirir. (Vitaminler) Histamin yapımını azaltarak allerjik olayların şiddetini düşürür. | ||
30-01-2007, 10:19 | #25 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| C Vitamini Eksikliği Tarihte bu vitaminin eksikliği anlaşılana kadar bir çok insan ölmüş ve hastalıklar yaşanmıştır. Günümüzde ağır tablolar artık görülmemektedir. Ancak beslenme yanlışlıkları nedeniyle daha hafif sorunlar ortaya çıkmaktadır. Eksikliğinde oluşan en ağır durum skorbüt hastalığıdır. Eskiden özellikle uzun sürelerle gemilerde bulunup, taze sebze-meyve yiyemeyenlerde görülmekteydi. (Vitaminler) Genel olarak dokuların sağlığı bozulur. (Vitaminler) Diş eti kanamaları ve çekilmeler. (Vitaminler) Enfeksiyonlara karşı dayanıksızlık ve zor iyileşme. (Vitaminler) Deride küçük kanamalar, halsizlik, iştahsızlık. (Vitaminler) Eksiklik artarsa burun kanamaları, ağız içinde yaralar, diş kayıpları, eklem şişmeleri, kemik ağrıları ve nefes darlığı. (Vitaminler) Çocuklarda büyümenin yavaşlaması, yaşlılarda ciddi damar problemleri. (Vitaminler) Ayrıca değişik enfeksiyonlar, soğuk algınlığı, depresyon, yüksek tansiyon, eklem iltihabı, ülser, damar sorunları, allerji ve safra kesesi taşları bir çok sağlık sorununun C Vitamini ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. C Vitamini Fazlalığı Bu sorun üzerinde çok spekülasyon yapılması nedeniyle fazla miktarda alımı sonucunda görülmektedir. İşin iyi tarafı vücutta depolanmadığı ve idrarla atıldığı için az sorun olmaktadır. Ciddi yan etkileri pek yoktur. En sık görüleni ishaldir. Karın ağrısı, İdrarda yanma, Deride hassasiyet, Kan hücrelerinde yıkım, (Vitaminler) Böbrek taşı oluşumu görülebilir. C Vitaminin Tedavide Kullanımı Bir çok konuda kullanıma sahiptir. Belki de içerdiği C Vitamininden dolayıdır ki limon da her şeyin içine konulmaktadır. Kullanıldığı her alan, çok geçerli gerekçelere dayanmamaktadır. Yara iyileşmesini hızlandırmak için, Soğuk algınlığı, nezle ve anjinde, Enfeksiyona yakalanma riskini azaltmak için, Damar sertliğinden korunmak amacıyla, Kanser riskini azaltmak umuduyla, İtiyadi düşükleri önlemek amacıyla, (Vitaminler) Emziren annelerde, (Vitaminler) Bazı ruhsal sorunlarda, (Vitaminler) Spor performansını arttırmak amacıyla kullanılmaktadır. | ||
30-01-2007, 10:19 | #26 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| C Vitamini Gereksinimi İnsan vücudunda 20 - 50 gün yetecek kadar 600 - 1500 mg. lık bir C Vitamini depolanmaktadır. Çocukların günlük gereksinimi 35 - 50 mg. kadardır. 0 - 1 Yaş 35 mg. 1 - 14 50 mg 14 yaş üzeri 60 mg Gebe kadınlar 80 mg Emziren anneler 100 mg aldıkları takdirde herhangi bir eksiklik sorunu yaşamazlar. Bu miktarın biraz daha üzerinde almaları uygun olur. Herkes için günlük 100 - 150 mg. dozu yeterlidir. Stres altında yaşamak, sigara kullanmak, aspirin, kortizon, doğum kontrol hapları, östrojen, demir gibi ilaç alımları, taze sebze, meyve tüketiminin az olması gereksinmeleri arttırır. C Vitamini Doğal Kaynakları Taze meyve ve meyve suları ile sebzelerde bol miktarda bulunur. Besinlerin pişirilmesi sırasında C Vitamini önemli oranda yitirilir. Kaynamış, oksijeni uçmuş bir suda pişirilme ile soğuk suya koyarak pişirme bile kayıp miktarlar açısından farklıdır. Soğuk suda pişirmede kayıp fazladır, keza pişirme süresinin uzaması da olumsuz etki gösterir. Yağda kızartma, bakır kaplar, sebze, meyvelerin bekletilmesi ve kuralına uyulmadan dondurulması, kesilmiş sebzelerin hava ile teması, pişirilmiş yemeklerin bekletilmesi ve ısıtılması C Vitaminin yitirilmesine neden olur. Kaynak 100 gr. da mg Siyah üzüm 200 Narenciye 50 Çilek 60 Kavun, karpuz 20 Yeşil biber 100 Maydanoz 150 Brokoli, B.Lahanası Çiğ 100 Havuç 6 Soğan 10 Çiğ bezelye 25 Pişmiş bezelye 10 | ||
30-01-2007, 10:20 | #27 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| BİOTİN - H VİTAMİNİ H Vitamini de denmektedir. Aslında B grubunda olan bir vitamin olarak kabul edilir. Yumurta akında bulunan avidin isimli madde biotini etkisiz hale getirmektedir. Deneyler sırasında çiğ yumurta akı ile beslenen farelerin zayıfladığı ve derilerinin bozulduğu gözlemlenmiş ve Almanca deri anlamına gelen Haut kelimesinin baş harfi ile anılmaya başlanmıştır. Yumurta akında bulunan bu avidin maddesi yumurta çiğ iken etkili olmasına karşın pişirildiğinde etkisiz hale gelmektedir. Beslenmelerinin %30 kadarında çiğ yumurta bulunduğu takdirde insanlarda da eksikliği oluşabilir. 1942 yılında gönüllü bir gruba deneysel olarak çiğ yumurta ağırlıklı (dietin %30'u) beslenme ve biotin dışında tüm vitaminler verilmiş. Bu kişilerde yorgunluk, iştahsızlık, depresyon, nöropati, kolestrol artışı, kansızlık ve deride pullanma görülmüş. Bu durum ancak Biotin verilmesi ile iyileştirebilmiştir. Biotinin Etkisi (Vitaminler) Yağ metabolizmasına etkilidir. Yağ üretimi ve yağ asitlerinin yapılması için gereklidir. (Vitaminler) DNA ve RNA yapımına etkilidir. Amine asitlerin proteine dönüşümüne, nükleik asitlerin bir parçası olan pyrimidin sentezine katılır. (Vitaminler) Bir çok enzimin yapısına girer. Bu enzimler gıdaların vücuda yararlı hale getirilmesini sağlarlar. (Vitaminler) Kan şekerini düşürür. (Vitaminler) Saç dökülmesini ve beyazlamasını yavaşlatır. (Vitaminler) Cilt sağlığı için gereklidir. Biotin Eksikliği Doğada çok yaygın olarak bulunması yanında barsaklardaki bazı bakteriler tarafından da üretilebildiği düşünülmektedir. Beslenmesinde çiğ yumurta akı bulunmayanlarda ve çok antibiyotik alınmadığında görülmesi olanaklı değildir. Eksikliğinde olan belirtiler; (Vitaminler) Halsizlik, çabuk yorulma, iştahsızlık, adale incelmesi ve ağrıları, (Vitaminler) Depresyon tarzında ruhsal belirtiler, (Vitaminler) Kuru, pullu ve değmekle acıyan bir cilt, (Vitaminler) Kan kolesterol seviyesinde artma, gözlerde kızarma, (Vitaminler) Kansızlık ve kalp sorunları, (Vitaminler) Saçlarda beyazlama ve dökülme görülür. Biotin Fazlalığı Böyle bir sorun görülmemiştir. Diyetle alınanlar emilmeden atılmaktadır. İlaç olarak alınan fazla miktarlar da idrar yoluyla uzaklaştırılır. Biotinin Tedavide Kullanımı Özellikle tek başına değil, daha ziyade diğer B vitaminleri ile birlikte kullanımı ön plandadır. Dermatit, ekzema gibi cilt sorunlarında, Kilo verme programlarında, (Vitaminler) Saçların beyazlama ve dökülmesini önlemek amacıyla, (Vitaminler) Kan şekerini ve kolesterolu düşürmek için, (Vitaminler) Hatalı beslenme sorununu gidermek amacıyla kullanılır. Biotin Gereksinmesi Barsaklarda da üretilebildiği için dışarıdan az miktarda alınması yeterli olur. Yaş mikrogr / gün 0 - 1 50 1 - 7 50 - 100 7 - 10 120 11 yaş üstü 200 | ||
30-01-2007, 10:20 | #28 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| BİOFLAVONOİDLER - P VİTAMİNİ P Vitamini de denilmektedir. Doğada saf halde sarı renkte yaygın olarak bulunmaktadır. Suda çözünür ve C Vitaminine oldukça benzer özellikleri vardır. Genellikle ayni besinlerde bulunurlar. Hepsinin ortak özelliği flavan kökü üzerinde kurulu değişik kimyasal maddeler olmalarıdır. Sitrin, hesperidin, rutin, kateşin gibi bir çok çeşidi vardır. Meyvelerin suyundan ziyade posası olarak bilinen kısmında yer alır. Kılcal damar geçirgenliği üzerine olan etkisinden dolayı geçirgenliğin İngilizce karşılığı olan Permeability kelimesinin ilk harfini alarak P Vitamini olarak isimlendirilmiştir. Kılcal damarlar vücudumuzdaki dolaşım sisteminde atar damar (temiz kan) ve toplar damar (kirli kan) arasındaki bağlantıyı sağlamaktadır. Hücrelere atar damar ile getirilen oksijen, besin dokularda kullanıldıktan sonra ortaya çıkan karbondioksit ve diğer atık maddeler toplar damarlar ile uzaklaştırılır. Bu alışveriş ancak kılcal damarlar aracılığı ile yapılabilir. Bu da bu damarların dayanıklılığı ve geçirgenliği ile mümkün olmaktadır. İşte P Vitaminin etkisi de burada ortaya çıkar. Emilimi de C Vitaminine benzer yöntemle ince barsaklardan olmakta, çok azı depolanabilmektedir. Fazlası idrar ve solunum ile atılmaktadır. P Vitaminin Etkileri Genellikle C Vitamini ile ortak çalışırlar. Benzer etkiler gösterirler. C Vitamininin emilimini arttırır ve onu okside olmaktan korur. Dolayısı ile C Vitamininin etkili olduğu tüm konulara dolaylı yoldan katkı sağlar. (Vitaminler) Kollajen doku denen destek yapının (vücuttaki hücrelerin hem bir arada tutunmasını hem de hücrelerin kendi zarlarının sağlamlığını sağlayan) sağlığı ve dayanıklılığına etkilidir. (Vitaminler) En önemli etkisi kılcal damarların geçirgenliği ve yapısının korunması üzerine olan yararıdır. Kılcal damarların yırtılmasını ve kanamasını önler. Ayrıca bunların dayanıklılığı enfeksiyonlara karşı anlamlı bir koruyuculuk sağlar. (Vitaminler) Alerjik olaylarda etkili histamin maddesinin salınışını azaltır. P Vitamini Eksikliği Belirtileri C Vitamini eksikliğine benzer. Ayrıca (Vitaminler) Kılcal damar yırtılmaları ve kanamaları, (Vitaminler) İnflamasyon denilen dokuların şişme ve kızararak ağrılı bir hal alması oluşur. P Vitamini Fazlalığı Vücutta anlamlı miktarda depolanmayıp fazlası atıldığı için herhangi bir zararlı etkisi gözlenmemiştir. | ||
30-01-2007, 10:21 | #29 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| P Vitaminin Tedavide Kullanımı Yıldızı son yıllarda parlamaktadır. Gerçi ilk varlığı anlaşılmasından bu yana yaklaşık 65 sene geçmiştir ama günümüzde etkileri daha anlaşılır ve incelenebilir olmuştur. Aşağıdaki kullanım konularında etkinliğini bilimsel olarak ortaya koyacak yeterli çalışma olmamasına karşın yine de; Soğuk algınlığı gibi C Vitamini etkisinin arzu edildiği durumlarda, (Vitaminler) Diş eti kanamaları, ciltte kolaylıkla oluşan morluklar, kanamalı sindirim sistemi ülserleri gibi kılcal damar sorunlarında, (Vitaminler) Rutin denilen cinsi özellikle hemoroid, varis kanaması, ani düşükler, fazla adet kanaması (menoraji), doğum sonrası kanamaları, burun kanamaları, şeker hastalarının kolay oluşan kanamaları ve gebelik durumlarında, (Vitaminler) Alerji, astım, eklem şişme ve iltihapları, şeker hastalığına bağlı göz sorunları ile radyasyonun zararlı etkilerini azaltmak için kullanılmaktadır. P Vitaminin Gereksinimi Günlük alınması gereken miktarlar için günümüzde kesin bir rakam yoktur. Ayrıca tek bir çeşit olmadıklarından hangisinin ne kadar gerekli olduğu da ayrı bir konudur. Rutin, hesperidin, quersetin gibi türleri daha faydalı görülmektedir. Her bir çeşidinden 50 şer mg veya hepsi bir arada olduğunda 125-250 mg. kadarı olumlu etkiler için yeterli görülmektedir. KOLİN Bir çeşit B vitaminidir. Yağların vücutta işlenmesini, yakılmasını böylelikle de karaciğerin yağlanmasını engelleyen bir faktördür. Yiyeceklerde bol miktarda olmasına karşın suya karşı dirençsizdir. Besinlerin pişirilmesi, işlenmesi ve saklanması esnasında kolaylıkla bozulur. Ayrıca bir çok ilaçlar onu etkisiz kılarlar. Barsaklardan kolaylıkla emilir ve kan-beyin bariyerini geçebilen yegane vitamindir. Bu özelliği ile beyindeki kimyasal olaylarda rol almaktadır. Kendisine hafıza vitamini de denilmektedir. Sinirlerdeki iletilerde önemli görevi olan asetilkolin maddesi için gerekli bir moleküldür. | ||
30-01-2007, 10:22 | #30 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Kolin Eksikliği Tek başın bunun eksikliğini görmek pratikte mümkün değildir. Genellikle protein eksikliğine eşlik eder. Bu belirtiler ya deneysel olarak ya da diğer vitaminlerin eksikliği ile birlikte oluşur. Yağ metabolizması bozulur. Yağ vücutta özellikle karaciğerde birikmeye başlar. (Vitaminler) Hücre zarlarının bütünlüğü ve sağlamlığı bozulur. Kolin eksikliğinden dolayı oluşan bu sorun özellikle sinir liflerindeki myelin kılıfında kendini gösterir. Kolin Fazlalığı Belirli bir araz tanımlanmamıştır. Besinlerle olmayıp, ilaç şeklinde yüksek dozlarda alındığında zeminde epilepsi (=Sara hastalığı) bulunan kişilerde bunu uyarabilmektedir. Kolinin Tedavide Kullanımı Diğer B Vitaminleri ile birlikte geniş kullanım alanı vardır. Bu gün her kullanıldığı alanda etkileri bilimsel olarak net değildir. Genellikle kullanıldığı konular, (Vitaminler) Sinir ileti sorunlarında, hafıza problemlerinde, adale seyirmeleri, kalp çarpıntıları ve Alzheimer hastalığında, Huntington Koresinde, (Vitaminler) Hepatit, siroz gibi Karaciğer ve böbrek hastalıklarında, (Vitaminler) Bazı ilaçların yan etkilerini gidermek için, örneğin Fenotiazin grubu ilaçların tardif diskinezi denilen yüz kaslarında kasılma ve spazmlar yapmasında , (Vitaminler) Ayrıca baş ağrısı, gerginlik, istahsızlık, kabızlık, glokom vb. göz sorunlarında, kulak çınlaması vb. kulak şikayetlerinde, (Vitaminler) Kanda kolesterol yüksekliği ve damar sertliği, safra kesesi taşları, hipertansiyon ve kalp krizi riskini azaltmak için önerilmektedir. Kolin Gereksinmesi ve Doğal Kaynakları Belirlenmiş günlük gereksinim miktarları yoktur. Ortalama olarak günlük 500 mg. yeterli görülmektedir. Yiyeceklerle bu miktar alınabilmektedir. Gerektiğinde dışarıdan sağlanacak olursa inositol ile birlikte alınması daha uygun olmaktadır zira her ikisi birlikte daha etkili olmaktadır. Lesitin içersinde doğal olarak birlikte bulunurlar. 1000 mg. dan fazla alınması önerilmez, bunun başka yan etkileri olabilir. Doğal olarak canlı her hücrede bulunduğu için her türlü sebze ve hayvan etinde vardır. İnsan vücudu kolini glisin isimli amino asitten elde edebilir. Soya fasülyesindeki lesitin de boldur. Yumurta, balık, yeşil yapraklı sebzeler, karaciğer kolin içeriğinden zengindir. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |