Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Kültür , Sanat Turizm, Gezi ve Seyahat Rehberi > Müzik - Music > Müzik Haber

Müzik Haber Bu Bölümde Müzik Haberleri Şarkı Sözleri Konserler vs. bulunur. mp3 ve video Klip Yayını Kesinlikle Yasaktır.

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 27-10-2006, 23:09   #41
 
melisss__xx - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

ANATHEMA

Anathema, ilk olarak 1990 yılında heavy metal yapan bir grup olarak "Pagan Angel" adıyla (5 kişi) liverpoolda kuruldu.1990 yılında ilk demoları "an iliad of woes" ismindeki kayıttır...
Grubun adı demonun çıkışıyla Anathema (incilin/tanrının laneti) olarak değişti.
Paradise Lost, Bolt Thrower, konserlerinde alt grup olarak çıkmaya başladılar..

Tanınmaya başlandıkları bu bir kaç aylık süreçten sonra "All Faith Is Lost" 'un stüdyo kayıtlarına başladılar..Temmuz 91' deki demoya gelen olumlu tepki "Witchunt Records" 'un dikkatini çekti..
"They Die" epleri firma tarafından yayınlandı ve ilk baskı hemen tükendi...

91' deki bu başarı Peaceville Records'un ilgisini çekti ve Peaceville Vol. 4 için "Lovelorn Rhapsody" Anathema tarafından kaydedildi..
Peaceville Rec. daha sonra "Crastfallen" ilki olmak üzere 4 albüm için grupla anlaştı..(1992 Kasım)

İlgiltere turnesinde Cannibal Corpse'un alt gurubu olarak iyi bir performans gösterdiler..
Akabinde "Serenades" albümü Kasım 93'te yayınlandı ve büyük ilgi gördü..Anathema kerrang indie listelerine 2 numaradan girdi ve metal hammerda ayın albümü seçildi.

"Sweet Tears" videosunun Mtv'de yayınlanmasıyla devam eden süreçte, mtv headbangers ballda peaceville rec. için yapılan bir bölümde "At The Gates" ve "My Dying Bride" ile birlikte çaldılar.

94teki ilgiltere turnesinden sonra Academy stüdyolarında "Pentecost III" 'ü kaydedip yayınladı.(Melodik Dark Metal)
Avrupadaki konserler ve turnelerden sonra gruptan Darren White'ın ayrılmasıyla vocal Vincent'a geçti ve "The Silent Enigma" Vincent'la yapılan ilk albümdü..Albümden önce "Cathedral" ile turneye çıktılar..96 Ekimde "The Silent Enigma" çıktı.Sonra Paradise Lost ile turneye çıktılar..

Daha sonra albüm çalışmalarına devam eden grup, bir çiftlik içindeki stüdyodaki kayıtlar ile "Eternity" albümünü oluşturdular..Eternity albümünde bayan vokalde Michelle Dominion vardı..

Bu albümden sonra konserler ve turneler devam etti..1998'de grubun davulcusu John Douglas gruptan ayrıldı ve yerine "Soulstice"'ın davulcusu Shaun Steele geldi..

Grubun session klavyecisi Les "Cradle Of Filth"'e transfer oldu.."My Dying Bride"'ın kemancısı Martin Powell gruba katıldı ve aynı sene "Alternative 4" albümü çıktı..Bu albümden sonra grubun basçısı ve söz yazarı Duncan Patterson gruptan ayrıldı..Pattersondan sonra gruba aynı zamanda Anathema'nın albüm kapaklarınıda çizen Dave Pybus katıldı...

Alternative 4'dan sonra peaceville ile anlaşması biten grup, bir çok teklife rağmen Peaceville grubundan MFN ile anlaştı...
Bu arada Soulstice'dan gelen davulcu gruptan ayrıldı ve yerine eski davulcu John Douglas geldi..Alternative 4'dan sonra oluşan bu kadro ile Efsane "Judgement" albümü çıktı..Judgement 20 ayrı dergide ayın albümü gösterildi..Anathema'nın bu başarısı "Tiamat", "Tristania", "Moonspell" gibi gruplarla birlikte turneye çıkmasıyla devam etti..

"Judgement" italya'da bulunan Damage Inc. stüdyolarında 3 ayda kaydedildi.Bu kayıt sırasında uyuşturucu kullandıkla iddiasıyla gözaltına alındılar ve geceyi "Pink Floyd" parçaları söyleyerek nezarette geçirdiler.Damage Inc. yetkilileri ve anlaşmalı firmaların yetkililerin araya girmesiyle grup serbest bırakıldı ve çalışmalarına devam etti..

Eternity albümü sırasında grupta klavye çalan Les Smith'in 2001'de gruba katılmasıyla Windings stüdyolarında (ingiltere) "A Fine Day To Exit" çalışmalarına başlandı..Albüm Ocak 2001 de Nick Griffith(cast,mansun,pink floyd) prodüktörlüğünde piyasaya çıktı...

Aynı yıl bas gitarist Dave Pybus gruptan ayrıldı ve yerine George Roberts katıldı..

Vokal/Gitar : Vincent Cavanagh
Gitar/Klavye : Daniel Cavanagh
Bateri: John Douglas
Bas Gitar/Klavye : Les Smith
Bas Gitar : James Cavanagh


Albümler

1992 - The Crestfallen
1993 - Serenades
1995 - Pentecost III
1995 - The Silent Enigma
1996 - Eternity
1998 - Alternative 4
1999 - Judgement
2001 - A Fine Day To Exit
2001 - Resonance
2002 - Resonance 2
2003 - A Natural Disaster
melisss__xx Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 27-10-2006, 23:11   #42
 
melisss__xx - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

CRADLE OF FİLTH

Ülke : İngiltere
Tür : Black
Firma : Roadrunner Record
Resmi Sitesi: http://www.cradleoffilth.com

Elemanlar :
Paul Allender : Gitar

Daniel Lloyd Davey : Vokal
Adrian Erlandsson : Bateri
James Mckillboy : Gitar
Martin Powell : Klavye, Viyola
Dave Pybus : Bas Gitar


Albümler

1994 - Principle Of Evil Made Flesh
1996 - V Empire
1996 - Dusk And Her Embrace
1998 - Cruelty And The Beast
1999 - From The Cradle To Enslave
2000 - Midian
2001 - Bitter Suites To Succubi
2002 - Lovecraft & Witch Hearts
2002 - Live Bait Fob The Dead
2003 - Damnation And A Day
2004 - Nymphetamine

Grup Hakkında

"İsa tarafından ellendi , Tanrı tarafından parmaklandı " Cradle Of Filth'in kendilerine ait Vampyrotica adlı firmasının çıkardığı t-shirtlerinin üzerindeki slogan ... Zevksiz ? Belki ... Tahrik Edici ? kesinlikle .. Yeterli ? Herzaman kuşku uyandırıcı... Cradle Of Filth sadece kendi işini yapmaktadır . Onlar dünyanın en büyük black metal grubudur. Sadece görünüşte değil hayat tarzı olarakta müziklerini benimsemişlerdir . BBC belgeselerinden The Face onların bu sıradışı hayatlarını dünya turnelerini ödüllerini içeren yaptığı belgesel büyük
sansasyon yapmıştır. Onları sevin yada nefret edin onlar işlerini yapıyorlar .....

Herşey (şüphesiz dolunaylı, fırtınalı, rüzgarlı bir geceydi) 1991 yılında başladı, ilk karşı çıkışları olan demolarını tamamladılar.Bu gençler biraz karanlık, biraz şeytansı, biraz dünyadışı birşeyi başlattıklarının farkındaydılar.İlk albümleri "The Principle Of Evil Made Flesh" 1994 yılında Cacaphonous Record adı altında çıktığında hayal kırıklığına uğramadılar.Bu ilk albümlerindeki gotik klavye partisyonları , keskin gitar riffleri ve vampirik şarkı sözleri ile direk bütün dikkatleri üstlerine çektiler .Sonsuz hayal güçlerinden kaynaklanan müzikleri ile gelişen kalitede müzik yapmaya devam ettiler.Gözleri yükseklerdeydi .. Herkesi kendi hayal güçlerine ve yaşadıklarına ortak etmek istiyorlardı .. efsanelerle , mitolojik hikayelerle ve vampirlerle dolu bir hayalgücü .....

Maalesef grup üzerindeki uğursuzluktan dolayı gruptan elemanların bir kısmı ayrıldı [Yalan; yeni bir grup oluşturup C.O.F'in trend akımlarına dahil olmak istemedikleri için gruptan 4 kişi ayrıldı ve Hecate Enthroned adında bir başka grup kurdular (MrCooL)] Grup ardından yeni albümleri "Vempire" için yeni bir kadro oluşturdu ve yoluna devam etti.Öfkeli , kanlı , vampirik sözlerle yeniden sahnelere çıktılar. Doğal değişimler sürecinde grubun şarkı sözlerindeki harika gotik şarkı sözleri yazmaya başlamışlardı . Yeni bir nefes yeni bir vizyon yeniden yapılanma adına grup kadrosundaki bazı elemanlarını değiştirdi , çalıştıkları Cacaphonous firmasından ayrıldılar. Üçüncü albümleri "Dusk And Her Embrace" insanları tartışmaya davet eden, tahrik edici,kasti olarak yapılmış sözlerle dolu idi. Music Fob Nations firması hemen Cradle Of Filth ile sözleşme imzalayarak onları bünyelerine dahil ettiler. Bu yeni çalışma Cradle Of Filth'i çok memnun etmişti Music Fob Nations firmasının sağladığı olanaklar ile daha kaliteli bir eser daha kaliteli bir albüm kapağı ve tanıtım ve en önemlisi daha kaliteli şarkılar ortaya çıkmıştı. Efsanevi grup Venom [Black Metal'in babası olarak kabul edilir(MrCooL)] grubunun efsanevi vokalisti Cronos bu albümü şimdiye kadar yapılmış en iyi C.O.F albümü olduğunu ama ileride çok daha iyilerinin olacağını söylemiştir.

Birkaç başarılı dünya turnesinden sonra Cradle Of Filth evine dönmüş ve yeni albümleri hakkında düşünmeye başlamıştı bile. Music Fob Nations'tan çıkan ikinci albümleri "Cruelty And The Beast" 1998 yılında bitirildi. Müzikal olarak iyice olgunlaşan grubun bu albümünde muhteşem albüm kapakları ve resimleri hazırlanmış ve Mrs Hammer Horror " Ingrid Pitt" grupta misafir olarak vokal yaptı. Muhteşem Amerika,Rusya ve Japonya turnesinden sonra grup yeniden çalışmalara başladı artık insanları daha çok tahrik edecek onları meraklandıracak kimilerini nefret ettirip kimilerini merak içinde bırakacak bir albüm çalışmasına başladılar. "From Cradle To The Enslave" Ep'lerini çıkardılar. Yanlız bu bekledikleri albüm değildi biraz değişiklik yapmak istediler . Deneysel dans-black metal [Şöyle düşünün; black metal çalacak ve siz dans edeceksiniz ??? Bunu düşünmüşler (MrCooL)] Hemen takip eden süreç içinde "PandaemonAeon" adındaki video albümlerini çıkardılar ve ünlü müzik kanalı MTV tarafından anında yasaklandılar, istedikleri reaksiyonu almışlardı.


Beşinci albümleri "Midian" 2000 yılında cadılar bayramında piyasaya sürüldü . Ardından "Bitter Suites to Succubi" [Succubus, Incubus kavramlarına değişik yerlerde denk gelmişsinizdir, Incubus erkek vücuduna sahip şeytandır ve kadınların rüyalarına girip onlarla sevişir, Succubus ise kadın bünyeli şeytandır erkeklerin rüyalarına girip onlarla sevişir (MrCooL)] 2002 yılında iki Cd'lik "Lovecraft & Witch Hearts" piyasaya sunuldu. Bu albümde bazı şarkılar yeniden düzenlenip kayıt edildi bazı şarkılar cover yapıldı bazı şarkıları remix yaptılar.En son şeytansı ürünleri ise yine İki CD den oluşan " Live Bait Fob The Dead" kendi firmaları AbraCadaver tarafından piyasaya sürüldü. Adındanda anlaşılacağı gibi grubun konser performanslarından oluşuyordu bu albüm .


Geleceğin kendilerinin olduğunu söyleyen grup son 10 sene içinde yeni bir metal prensi ortaya çıkarmıştır... [Vokalist Dani kendini övmeyi çok sever (MrCooL)] Ruhunun 250 sene önce Cadı Avcısı General Matthew Hopkins tarafından katledildiğini iddia eden Dani, yeni bedeninde dünyaya geldiğini söylemekte.....

(Bu bilgi grubun resmi sitesinden türkçe' ye çevirilerek alınmıştır)
melisss__xx Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 27-10-2006, 23:43   #43
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

teşekkürlerr
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-10-2006, 01:13   #44
Banned
 
ferro1903 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Mor Ve Ötesi

Mor ve ötesi 1995 yılının Ocak ayında Kerem Kabadayı, Harun Tekin, Derin Esmer ve Alper Tekin tarafindan kuruldu. Daha önce çeşitli gruplarda bir arada çalışmış olan bu dört kişinin hedefi, kendi bestelerini yaparak varolmayı başarmaktı. Kurulduğu yılın ilk yarısını şarkı yazımı ve düzenlemeleri üzerinde çalışarak geçiren grup, aynı yılın Ağustos ayında sekiz şarkılık bir kayıt yapmak üzere Stüdyo Spectrum'a girdiğinde ilk albümünü kaydettiğinden habersizdi.
mor ve ötesi'nin bu kayıttaki amacı bestelerini düzgün bir şekilde kaydedip elle tutulur hale getirmekti. Oldukça zorlu geçen stüdyo süreci, sekiz gün (64 saat) sürdü ve ortaya çıkan sonuç grubu bir plak şirketi aramaya itti. Ada Müzik, uzun süren görüşmelerden sonra albümü yayınlamayı kabul etti ancak grubun gönlü albümü o haliyle çıkarmaya razı olmadığından, eldeki iki yeni şarkı da 1996'nin Ocak ayında kaydedilerek albüme dahil edildi. Albümün görsel tasarımı Ali Soner ve etkileyici kapak fotografını da çeken İlker Alp'in yardımlarıyla hazırlandı. Grubun ilk albümü "Şehir", aynı yılın Haziran ayında piyasaya çıktı.


Albümün çıkışıyla mor ve ötesi bir video klibe şiddetle ihtiyaç duyulduğunu farketti. Yönetmen Natali Yeres'le yapılan görüşmeler sonunda ilk klibin 'yalnız şarkı'ya çekilmesine karar verildi. Oldukça mütevazi koşullarda çekilen 'yalnız şarkı' klibi, Eylül ayında gösterilmeye başlayarak büyük ilgi gördü ve birkaç ay boyunca çeşitli kanallarda her gün defalarca gösterilerek grubun belli ölçüde tanınmasını sağladı.


1997 yılı grup adına önemli gelişmelere sahne oldu. Mayıs ayındaki ODTÜ konseri, grubun İstanbul dışındaki ilk performansıydı. Aynı ayın sonunda Harun Tekin ve Derin Esmer'in üç ay sürecek Berklee maceraları başladı. Ağustos ayında yeniden bir araya gelen grup, geçmişinde özel önem taşıyan iki olayı aynı günlerde yaşadı. Darphane'de verilen konser ve bu konserden görüntülerin de yer aldığı 'sabahın köründe' video klibinin Natali Yeres tarafından çekilmesi. Konserden birkaç hafta sonra ise, kurucu kadrodan Alper Tekin yurtdışında sürdüreceği eğitimi dolayısıyla gruba veda etti.

1997'nin son çeyreği, Burak Güven'in gruba katılmasıyla başladı. Yeni kadroyla verilecek ilk konser idari sebeplerle iptal olsa da, grup yeni albüm için çalışmaya ve işi eskisinden daha sıkı tutmaya başlamıştı. Şubat 1998'den itibaren Captain Hook mor ve ötesi'nin ilk düzenli bar programına sahne olurken, grubun ve gruptaki bireylerin hayatına çeşitli düzlemlerde pek çok yenilik getirdi. Bu arada grup yeni albümü üzerindeki çalışmalarını yoğunlaştırdı. Bu kez albüm kaydının daha rahat koşullarda yapılması düşünülmüştü, bu da büyük ölçüde gerçekleşti. Ada Müzik Stüdyosu'nda Volkan Gürkan'la beraber kaydedilen "Bırak Zaman Aksın", üzerinde 350 saat çalışılmış bir albümdü. Ancak henüz her şeyin başında olan mor ve ötesi için bu süreç çok yıpratıcı oldu. Bireysel ve ortak sıkıntılarla geçen 1998 yazı, Derin Esmer'in gruptan ayrılmasıyla noktalandı.

"Bırak Zaman Aksın", teknik olarak 1998 Ekim'inde hazırdı, ne var ki Ada Müzik etiketiyle piyasaya çıkışı 1999 Mart'ını buldu. Aradan geçen aylarda ise grup albümün kapak tasarımını kendi elleriyle hazırladı, gelecek planları yaptı, ve en önemlisi, yeni gitaristine kavuştu. Kerem Özyeğen 1998 sonunda gruba katılınca grup yeniden hareketlendi ve çeşitli kısa süreli bar programlarıyla birkaç konserin ardından, 'son giden' ve 'boşver' klipleri, varolmayan bütçeleriyle, İdil Akçıl'ın prodüksiyonuyla Ali Soner tarafından üç gün içinde çekildi.

İkinci albümün çıkışıyla birlikte mor ve ötesi için yoğun bir dönem başladı. Televizyon ve radyo programları, söyleşiler ve konserler sıklaşmış ve grup daha çok insana ulaşmaya başlamıştı. Bu dönemde Kerem Kabadayı ve Barış Bakır'ın gayretleriyle açılan mor ve ötesi web sitesi ve grubun e-posta adresleri, yeni ve güzel bir etkileşimin başlangıcı oldu.
1999 yılının ilk yarısı Peyote'deki düzenli bar programı ve üniversite konserleri ile geçti, Ağustos ayına gelindiğinde grup bir Bülent Ortaçgil bestesi olan 'sen varsın' üzerinde çalışıyordu. Tam o günlerde benzersiz bir felaketle karşılaştı Türkiye. 17 Ağustos'tan sonra, herkes gibi, grup da bir süre kendine gelemedi.

1999 Ekim'inde grup sabit bir prova mekanına sahip oldu. Aynı dönemde, depremin yarattığı hengamenin arasında bir de satanizm fenomeni ortaya çıkartıldı, bu dönemde grup üyelerinden Burak Güven ve Harun Tekin Atv Ana Haber Bülteni'nde, Kerem Kabadayı ve Harun Tekin de Siyaset Meydanı'nda konuyla ilgili kavram kargaşasını ellerinden geldiğince gidermeye çalışarak genç rock dinleyicisinin yargısız infazının karşısında durdular.

2000 yılının başlarında grup bu kez ülke çapındaki nükleer karşıtı kampanyaya destek verdi. Bu destek hem konserlerle, hem de zamanın Cumhurbaşkanı'na canlı; yayında yöneltilen bir soruyla sürdürüldü. Sonuçta aylardır tezgahlananın tersine, Akkuyu'ya nükleer santral kurulması büyük bir toplumsal uzlaşma sonucu engellendi.

Bu yılın ilk yarısında mor ve ötesi yeni şarkılarının bazılarını demo olarak kaydetti. 16 Haziran'daki H2000 müzik festivalindeki konser başarılı geçti, temmuz ayında ise grubun 'sen varsın'la katıldığı "Şarkılar Bir Oyundur" adlı Ortaçgil'e saygı albümü yayınlandı.

Yaz aylarını birkaç konserle geride bırakan grup, sonbahara yeni albümle ilgili plak şirketi görüşmeleriyle girdi. Aslında aylar öncesinden başlamış olan bu görüşmeler sonucunda müzik piyasası ile ilgili görüşler netleşti, tüm kararlar uzun uzun düşünülerek verildi. 12 Eylül 2000'de kedilerin mor ve ötesi'ne en yakın olanı Uğur ortak yaşama alanına dahil olurken, Volkan Gürkan'ın katılımıyla birlikte üçüncü albümün ön hazırlık aşaması da aynı ay başladı.

mor ve ötesi albüm kaydına girmeden önceki en önemli performansını 16 Aralık'ta Hilton Convention & Exhibition Center'da Placebo'nun ön grubu olarak gerçekleştirdi. Aralık ayının sonlarında da Funda Sanlıman Basın Halkla İlişkiler ve Menajerlik, grubun konser ve turne menajerligini üstlendi.

"Gül Kendine"'nin kayıtları, 27 Aralık günü Volkan Gürkan prodüktörlüğünde Ada Müzik Stüdyosu'nda başladı. Kayıtlar tüm hızıyla sürerken patlak veren Şubat ekonomik krizi albümün çıkışını sonbahara atınca grup Mayıs ve Haziran aylarında stüdyo temposunu düşürüp konserlere ağırlık verdi. Haziran sonunda stüdyoya dönüldü ve son miksin bittiği 18 Temmuz sabahı mor ve ötesi'nin üçüncü albümü "Gül Kendine" hazırdı.

Stüdyo sürecinde birlikte çalışılan pek çok değerli insandan ikisi bu dönemde öne çıkarak grubun gerçek anlamda yol arkadaşı oldu: albümün mikslerini yapan Ender Akay ve tüm parçalarda gruba klavyesiyle eşlik eden Serkan Hökenek. Mastering işlemleri Volkan Gürkan denetiminde Richard Dowling tarafından Londra'daki Transfermation Mastering'de gerçekleştirilen albümün müzikal anlamda son halini almasıyla görsel hazırlıklar da hız kazandı. Sanat yönetmenliğini Ali Soner'in üstlendiği albümün görsel çalışmaları, fotoğrafçı Beysun Gökçin'in grafik tasarımı ve Dursun Şahin'in değerli katkılarıyla tamamlanırken, albümün ilk klibi Mahir Akyol tarafından 'daha mutlu olamam' adlı şarkıya çekildi. Grubun resmi web sitesi
www.morveotesi.com ise Onur Özer ile birlikte hazırlanarak 3 Aralık Pazartesi günü açıldı. 6 Aralık Perşembe günü, "Gül Kendine" piyasaya çıktı.
__________________
Sponsorumuz İçin Tıklayınız

Forum Kurallari İçin Tıklayınız
ferro1903 Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-10-2006, 01:15   #45
Banned
 
dicesare - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bunun solistine uyuz oluorum çok kasıntı bi tip ama yaptıkları müziğe saygım var saol ferro..
__________________
Beşik'den Mezar Taş'ına
dicesare Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-10-2006, 01:16   #46
Banned
 
ferro1903 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Ajda Pekkan

Ayşe Ajda Pekkan, 12 Şubat 1946 yılında İstanbul'da doğdu. Babası Rıdvan Pekkan deniz binbaşısı, annesi Nevin Dobruca ev hanımıydı. Babasının görevi dolayısıyla çocukluğu Gölcük'te, Amerikan askerlerinin ailelerinin arasında geçti. Modern bir ortamda ancak ailevi sorunlar arasında geçirilen çocukluk Ajda Pekkan'ın gençliğini etkileyen önemli bir dönem oldu.

Şarkıcı olmak için büyük heves taşıyan Çamlıca Kız Lisesi öğrencisi Ajda Pekkan, kardeşi Semiramis'in de desteğiyle 1962 yılında dönemin en popüler gece kulübü Çatı'nın sahibi olan İlham Gencer'e ulaştı. İlk olarak seslendirdiği Mina'nın "Il Cielo In Una Stanza" şarkısıyla kendini kabul ettirdiği Çatı gece kulübünde Los Çatikos topluluğu eşliğinde bir müddet sahne çalışması Click the image to open in full size.yaptı. 1963 yılında bir aile dostlarının teşvikiyle Ses dergisinin, sinemaya yeni yüzler kazandırmak amacıyla açtığı kapak yıldızı yarışmasına katıldı. Ediz Hun'un erkekler dalında birinci, Hülya Koçyiğit'in bayanlar dalında ikinci olduğu yarışmada, birinci seçilen Ajda Pekkan'ın profesyonel kariyeri böylece başlamış oldu. Avrupai görünümü ve cüretkar tavırlarıyla Yeşilçam'ın gözde sanatçılarından biri olan Ajda Pekkan, beyaz perdeden gelen teklifleri değerlendirmeye başladı ve 1963 yılında "Adanalı Tayfur" ile ilk kez çıktığı kamera karşısında, 1967 yılındaki son filmi olan "Harun Reşid'in Gözdesi"ne kadar baş rollerini Ayhan Işık, Cüneyt Arkın ve Tamer Yiğit gibi sanatçılarla paylaştığı 47 film çevirdi. Ses kabiliyeti rol aldığı filmlerdeki yapımcıların da dikkatinden kaçmadı ve pek çok filminde şarkıcı rolü üstlendi ve çeşitli şarkılar seslendirdi. İlk filmi "Adanalı Tayfur"da seslendirdiği "Göz Göz Değdi Bana" şarkısı, arka yüzünde Öztürk Serengil'in seslendirdiği "Abidik Gubidik" şarkısıyla birlikte 45'lik plak olarak yayınlandı. Sinemaya başlamadan önce tanışıp şarkıcılık yapabilmesi için yardım istediği ve kabiliyetine ikna ettiği Fecri Ebcioğlu, sinema yıllarında da Ajda Pekkan'la irtibatını hiç koparmadı ve 1965 yılında kendine ait ilk plağı olan "Her Yerde Kar Var / 17 Yaşında" piyasaya sürüldü. Fecri Ebcioğlu'nun yabancı şarkılar üzerine Türkçe sözler yazarak ülkemize benimsettiği aranjman tarzının en büyük starı, Adamo'nun ünlü şarkısını yine Adamo gibi Fransız aksanıyla söyleyerek, yavaş yavaş ismini duyurmaya başladı. Sahnelerden sinemaya geçen sanatçıların aksine, sinemadan sahneye geçen Ajda Pekkan, birkaç plak denemesinden sonra 1968 yılında çıkardığı "İki Yabancı" 45'liği ile aranjman dalında onbinlerce plak satarak satış rekoru kırdı. "Dünya Dönüyor", "Saklanbaç" ve "Üç Kalp" gibi üstüste çok başarılı plaklar yaptı. Bu yükselen trendin neticesinde yurtdışından davetler aldı ve Atina'daki Uluslarası Apollonia Müzik Festivali'nde '68 yılında "Özleyiş" ve '69 yılında "Perhaps One Day" şarkıları ile üstüste iki kere dördüncü olarak müzik piyasasındaki yerini sağlamlaştırdı. Barcelona'daki Akdeniz Şarkıları Festivali'nde "Ve Ben Şimdi" şarkısı ile Türkiye'yi temsil etmesi ve şarkılarının pek çok filmde fon müziği olarak kullanılması, Ajda Pekkan'ı tüm ülkede tanınır hale getirdiği gibi, ilk olarak Zeki Müren'in alt kadrosunda yer aldığı gazino sahnelerinin de aranan isimlerinden biri oldu.

Her ülkenin starlarını bünyesinde barındırmaya özen gösteren Philips firması, Türkiye'den seçtiği Ajda Pekkan'ı kanatlarının altına aldı ve kayıtları Fransa'daki stüdyolarda gerçekleştirilen, Fikret Şeneş'in sözlerini yazdığı şarkılarla, Ajda Pekkan'ın diğer şarkıcılardan bir adım öne fırladığı yıllar başladı. Üstüste gelen hit plaklarla Ajda Pekkan'ın sesi tüm ülkede keyifle dinlendiği gibi, şık giyimi, sürekli kendini yenileyen görünümü ve değişime açık tavrıyla sadece müzikte değil moda konusunda da hayranlarını sürükleyen bir ikon haline geldi. "Sensiz Yıllarda", "Yalnızlıktan Bezdim" gibi şarkılarla fırtına gibi girdiği 70'lerin ortalarında seslendirdiği "Tanrı Misafiri", "Kimler Geldi Kimler Geçti", "Hoşgör Sen", "Sana Ne Kime Ne" gibi Click the image to open in full size.ileride birer Ajda Pekkan klasiği haline gelecek şarkılarıyla Türkiye sınırlarını zorlamaya başladı. Bu üstün performansının sonucunda 1976 yılında Paris'in ünlü Olympia müzikholünde, pek çok şarkısının Türkçe versiyonlarını seslendirdiği, dönemin ünlü Cezayir asıllı Fransız şarkıcısı Enrico Macias'la seri konserler verdi. Bir dost toplantısında Hürriyet Gazetesi sahibi Erol Simavi'nin "Ajda Pekkan'a Star demek yetmez, ancak Süperstar dersek yerini bulur." sözüyle birlikte önce sanat çevrelerinde, sonra hayranlarının arasında, daha sonra da tüm ülkede "Süperstar" ünvanıyla anılır oldu. 1977 yılında bu ünvanını ilk kez resmileştiren, o güne kadar benzeri görülmemiş bir kapak dizaynı ve prodüksiyonla piyasaya sunulan, "Kim Ne Derse Desin", "Hancı" gibi şarkıların yer aldığı albümü "Süperstar"ı hazırladı. Aynı yıl Tokyo'daki Yamaha Müzik Festivali'nde "A Mes Amours" şarkısıyla elde ettiği başarılı netice, -70'lerin başında yurtdışında ilk olarak bir Almanca ve daha sonra birkaç Fransızca plağı satışa sunulan- Ajda Pekkan'ın '77 ve '78 yıllarında Fransa'da ses getiren 45'lik çalışmaları yapmasına ve sonunda "Pour Lui" isimli Fransızca albümünü hazırlamasına ön ayak oldu. Halk konserleri, sahne çalışmaları ve konuk sanatçı olarak katıldığı uluslararası organizasyonlar ile başarısını pekiştiren Ajda Pekkan, 1979 yılında "Bambaşka Biri", "Haykıracak Nefesim" gibi şarkıların yer aldığı Süperstar serisinin ikinci albümü "Süperstar 2"de kariyerinin doruğuna çıktı. 70'li yıllarda defalarca yılın sanatçısı seçildiği gibi şarkıları da liste başlarından inmedi, çeşitli ödüller kazandı.

O seneye kadar, Türkiye'yi temsil etme görevinin, eleme usulüyle belirlendiği Eurovision şarkı yarışmasına 1980 yılında atama yoluyla Ajda Pekkan seçildi. İlk önce tespit edilen 5 bestecinin şarkılarının jüri tarafından 3'e düşürülmesiyle, "Bir Dünya Ver Bana", "Olsam" ve "Pet'r oil" ile Tv ekranlarında boy gösterdi. "Pet'r oil"ın Türkiye'yi temsil etmesine karar verilen gece sonunda, ülkemizde hiç olmamış birşey oldu ve henüz plağı satışa sunulmamış bir şarkı tüm halk tarafından ezbere söylenir oldu. Kulis faaliyetlerinin yetersizliği, şarkının siyasi hicivli yapısı ve yarışma gecesindeki organizasyon bozuklukları neticesinde Ajda Pekkan bu yarışmada hayal kırıklığı yaratan bir derece aldı. Süperstar'ı bir hayli küstüren bu yarışmadan Click the image to open in full size.sonra bir süre dinlenme kararı alıp A.B.D.'ye yerleşti. 70'lerin sona ermesiyle birlikte pop müziğin cazibesini yitirip, alaturka ve arabeske yönelindiği yıllarda "Sen Mutlu Ol" ve "Sevdim Seni" isminde hafif müzik ve alaturka sentezi iki albüm yaptı. Ancak Süperstar'ın bir türlü içine sinmeyen ve kendi isteği doğrultusunda gerçekleşmeyen, ısmarlama olarak hazırlanan bu albümler Ajda Pekkan hayranlarının beklediği renkten ve kıvamdan uzaktı. Yerli bestecilerle çalışmaktan beklediği verimi alamayan Ajda Pekkan, 70'lerde kendi önderliğinde yükselen aranjman akımına geri döndü. "Süperstar 83 Show"uyla sahnelerde fırtına gibi eserken, en başarılı çalışmalarında yanında olan Fikret Şeneş'le birlikte çalıştığı "Uykusuz Her Gece", "Son Yolcu" gibi şarkıların yer aldığı "Süperstar 83" albümüyle yeniden gönülleri fethetti. Reklam filmleri, Tv programları, sahne çalışmalarıyla ikinci baharını yaşayan Süperstar, '84 yılının sonlarında yapımcılarının ve yakın çevresinin ısrarıyla dönemin popüler gruplarından Beş Yıl Önce 10 Yıl Sonra ile bir albüm hazırladı. "O Benim Dünyam" şarkısıyla yeniden çıkış yakalayan Ajda Pekkan, şarkı yorumlarındaki üstün bir performansına rağmen şarkıların özensizliği ve zorlama bir albüm olmasından dolayı, yeni ekibiyle beklediği sükseyi yapamadı. '87 yılında Ülkü Aker ve Fikret Şeneş'in sözlerini yazdığı "Kim Olsa Anlatır", "Yalnızlık Yolcusu" gibi şarkılarla, özel hayranları için eşsiz olarak nitelenen ancak hit şarkı eksikliği nedeniyle, fazla tutulmayan "Süperstar 4" albümünü hazırladı. Sonrasında yaptığı evlilik nedeniyle aldığı müziği bırakma kararı tüm müzik severleri üzse de, müzikten ayrı geçen günlerinde yaşadığı boşluk hissi neticesinde yeniden müziğe dönüş kararı verdiği sıralarda evliliği de sona erdi.

'89 yılının son günlerinde "Ajda '90" albümünü piyasaya sürdü. Pop müziğin çıkmaza girdiği, hatta unutulduğu günlerde "Yaz Yaz Yaz" ile ortalığı kasıp kavurdu. Yarısı yerli beste, yarısı aranjman olan bu albüm, Ajda Pekkan'ın muhteşem Click the image to open in full size.dönüşünün bir işaretiydi adeta. Peşi sıra başlayan Rumelihisarı konserleriyle Süperstar, sevenlerini kaldığı yerden büyülemeye devam etti. '91, '93 ve '96 yıllarında çoğunlukla yerli bestecilerle çalıştığı albümleri, sivrilen bir kaç şarkı dışında beklenen ilgiyi görmedi. 90'ların ortalarına kadarki 30 senelik müzikal kariyerinde hiç toplama albüm yapmayan Ajda Pekkan'ın, hayranlarını çok memnun etse de kendi rızası dışında yayınlanan "Hoşgör Sen" ve "Unutulmayanlar" albümleri piyasaya çıktı. Çeşitli sahne çalışmalarına devam ederken '98 yılında eski şarkılarının yeni düzenlemelerini seslendirdiği "Best Of" albümü müzik marketlerdeki yerini aldı. Yüksek satış grafiği yakalayan bu albümün devamı niteliğinde, 2000 yılında 2 CD'den oluşan "Diva" albümü piyasaya çıktı. Bu albümde Ajda Pekkan'ın eski şarkılarının yeni yorumlarının yanı sıra, "Mutlu Bütün Şarkılar" ve "Aşka İnanma" gibi iki yeni şarkı ve kardeşi Semiramis Pekkan'ın eski şarkılarından "Dert Ortağım" ile "Bu Ne Biçim Hayat"ın da Ajda Pekkan yorumları yer aldı. Büyük başarı elde eden bu albümün şarkılarından "Bir Günah Gibi", dünyaca ünlü DJ Claude Challe'nin "Buddha Bar" serisinde yer aldı. 2000 yılında Monaco'da Monte Carlo Sporting D'été müzikholü'nde dünyaca ünlü sanatçılarla birlikte sahne alan Süperstar, bir de "Prestige de la Turquie avec Ajda Pekkan" isminde videoklip hazırladı. 60, 70 ve 80'li yıllarda pek çok filmde fon müziği olarak kullanılan Ajda Pekkan şarkılarından sonra "Bir Günah Gibi" şarkısı da Meksika'da yayınlanan "O Clone" isimli dizinin film müzikleri arasında yer aldı. Sadece şarkı söyleyerek kendini istediği kadar ifade edemediğini düşünen ve 60'lardaki beyaz perde macerasını yeniden tatmak isteyen Süperstar, 2002 yılında "Şöhret Sandalı" isminde bir sinema filminde rol aldı.

Click the image to open in full size.2002 ve 2004 yıllarında çıkan "Bak Bir Varmış Bir Yokmuş" derleme albümlerine "Anlamadım Gitti" ve "Bir Köşede Yalnız" şarkılarını veren Süperstar'ın, plak dönemine ait şarkıları ilk kez CD üzerinde hayranlarıyla buluştu. 2003 yazına sözü ve müziği Şehrazat'a ait "Sen İste" isimli single çalışmasıyla bomba gibi giren Ajda Pekkan, 2004 yılı içerisinde ünlü yazar Murathan Mungan'ın şarkılarından oluşan "Söz Vermiş Şarkılar" albümüne daha önce Nükhet Duru'nun söylediği "Hançer" isimli şarkıya kattığı enfes yorumuyla katıldı. Titiz ve özenli bir repertuar çalışmasının ardından, 2006 Haziran'ında "Cool Kadın" isimli yeni albümüyle hayranlarının özlemini dindirdi. Sezen Aksu'nun prodüktörlüğünde "Cool Kadın", "Vitrin", "Amazon" gibi hitlerin yanında Emma Shapplin klasiği "Spente Le Stelle" ve iki eski şarkısı "Olanlar Oldu Bana" ve "Kaderimin Oyunu"nun yeni yorumlarıyla ile tüm sevenlerine bir başucu albümü sundu. Yine 2006 yılında Türk filmlerinde yer alan şarkıların derlendiği "Yeşilçam Şarkıları 2" albümüne "Boşvermişim Dünyaya" şarkısıyla katılan Süperstar'ın, 60'lı yıllara ait ilk kez bir şarkısı CD üzerinde yayınlanmış oldu.

Kariyeri Türk pop müziğiyle yaşıt olan Ajda Pekkan, bugüne dek -13'ü LP, 7's1 CD formatında- 20 tane albüm, 56 tane 45'lik, 1 tane single çalışması yapmış, 1998, 2000 ve 2006 yıllarındaki yeniden yorumladığı şarkıları ve remixleri haricinde, plak ve CD'lerinde 230 tane şarkı seslendirmiştir.
__________________
Sponsorumuz İçin Tıklayınız

Forum Kurallari İçin Tıklayınız
ferro1903 Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-10-2006, 01:19   #47
Banned
 
ferro1903 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Tarkan

Click the image to open in full size.17 Ekim 1972 tarihinde Alzey (Almanya) ’de doğan Tarkan, altı çocuklu bir ailenin beşinci çocuğu. Çok küçük yaşlarından ittibaren sanatsal yetenekleri dikkat çeken Tarkan’ a ailesi her zaman destek oldu. Mütevazı bir geçmişe sahip olan ve çocukluğundan beri kendi kendine olmayı seven Tarkan için, müzikle ilgilenmek, kendi dünyasını yaratmanın yollarından biriydi. Müziğin Tarkan’ ın hayatındaki bu önemli yeri ve yaptığı her işi en ince detayıyla ele alan karakteri, onu müzikle daha profesyonel anlamda ilgilenmeye yöneltti ve Türkiye’ de müzik eğitimi almaya başladı. Tarkan, önce Karamürsel ardından da Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde Klasik Türk Müziği eğitimi aldı ve bunun sayesinde çocuk denecek bir yaşta müziğin temellerini özümsemiş oldu.

Liseden mezun olduktan sonra, müzik alanında kendisini hayal kırıklığına uğratan bir takım girişimlerde bulunan Tarkan, tam Almanya’ya geri dönüp müziği ve yıldız olmaya ilişkin hayallerini geride bırakmayı düşünüyordu ki, kaderin kendisi için yarattığı farklı bir plan devreye girdi ve prodüktör Mehmet Söğütoğlu ile tanıştı. İstanbul Plak ile imzaladığı anlaşma sonucunda, Tarkan’ın ilk albümü “Yine Sensiz”1993’te Türkiye’de piyasaya sürüldü. Bu albümün ilk single’ ı olan “Kıl Oldum Abi” çok kısa sürede dinleyenlerin ilgisini çekerek popüler mekanlarda çalınmaya başladı ve nihayet Türk radyolarının Top 20 listelerine girdi. “Çok Ararsın Beni” ve “Vazgeçmem” şarkıları albümün başarısını perçinledi. Çocuksu çekiciliğine tezat çapkın bakışları ve özgür, başına buyruk tavırlarıyla fark yaratan görünümü, güçlü sesi ve yorumuyla birleşince, Tarkan’ ın gençliğin kalbini kazanması çok da zor olmadı.

Tarkan’ın ikinci albümü “Aacayipsin”1995 yılında piyasaya sürüldü. Sezen Aksu işbirliği ile hazırlanan “Hepsi senin mi” nin yanısıra albümdeki “Kış Güneşi”, “Gül Döktüm Yollarına”, “Unutmamalı” gibi birçok şarkı Türkiye’ de 1. sıraya kadar yükseldi.

Tarkan 1995 yılında Avrupa’da ve Türkiye’de 74 canlı konser verdi. New York Palladium konseri Türkiye’ de de canlı olarak yayınlandı ve büyük ilgi uyandırdı. Albümün satışları 2.5 milyonu aşarak tüm diğer sanatçıların aynı yıl içerisindeki albüm satışlarını geçti ve Tarkan’ın Türk müzik dünyasında güçlü bir isim olarak kabul edilmesini sağladı.

Türkiye’deki başarılarının ardından, Tarkan, kariyer planlarına yön vermek ve İngilizce öğrenmek üzere New York’a taşınmaya karar verdi. Türkiye’ den ayrılmadan önce kader O’ nu bu sefer de, 1960 ve sonrasının Amerikası’ nda müzik endüstrisinde büyük rol oynamış olan Atlantic Records’ un kurucusu ve yöneticisi Ahmet Ertegün ile karşılaştırdı. Ahmet Ertegün’ ün, yeteneğinden ve enternasyonal bir dinleyici kitlesine ulaşma potansiyelinden emin olduğunu ifade ettiği Tarkan’ı İngilizce şarkı söylemeye yönlendirmesi, gelecek planlarını şekillendirecek ilk kıvılcım oldu.

Tarkan’ın üçüncü albümü “Ölürüm Sana”, 1997 yılının Temmuz ayında piyasaya sürüldü. Dünya çapında çok iyi yorumlar alarak yaklaşık 4 milyon satan bu albümün en can alıcı şarkısı “Şımarık” yine Tarkan’ ın Sezen Aksu’ yla ortak bir çalışmasıydı. Şarkı, uluslararası müzik piyasalarına başarılı bir giriş yaparak, kısa sürede Billboard’ın Hot 100 listesinde ilk sıralara çıktı ve albümün dünya çapında satılmasını sağladı. ”Şımarık” farklı sanatçılar tarafından birçok dilde yorumlandı. Ayrıca şarkının video klibi Avrupa’da MTV ve MCM gibi uluslararası müzik kanallarında yayımlandı ve CNN gibi uluslararası haber kanalları programlarında Tarkan’ın başarılarına yer verdiler. Tarkan, müzik çalışmalarına, biletleri satışa sunulduğu anda tükenen bir Türkiye turnesiyle devam etti. Türkiye turnesini, 17 farklı şehrini kapsayan bir Avrupa turnesi izledi. Bunlara daha sonra Güney Amerika’ daki konserler eklendi. Güçlü sesi ve yorumu, dinamik dansları ve dinleyicileriyle bütünleştiği sahne performansı ile Tarkan tüm dünyanın dikkatini çekti ve gittiği her yerde hayranlarının sonsuz ilgisi ve sevgisi ile karşılaştı. 1998 yılında, PolyGram France, lisansını aldığı albümü uluslararası müzik piyasasına yeniden sundu. Bunun sonuncunda albüm Meksika’da Platin, Fransa, Hollanda, Almanya, Belçika, Lüksemburg, İsveç ve Kolombiya’da Altın Plak ödülü aldı.

Tarkan’ın Almanya, Fransa, İngiltere, Belçika, Hollanda, Danimarka, Avusturya, Portekiz, Fas, Avustralya ve Tunus’ u kapsayan turnesi Türkiye’nin 1999 yılındaki korkunç depremle sarsılması ile sona erdi. Binlerce kişinin kaybolduğu ve evsiz kaldığı 1999 depremi kurbanları için İstanbul’da düzenlenen yardım konserine katılmak üzere Türkiye’ ye dönen Tarkan bu konserin hemen ertesinde askerlik hizmetini tamamladı.

Tarkan, kariyeri boyunca gerek yaşam tarzı, gerekse ilişkileri ile olsun halkın ilgi odağı olmaya ve sürekli eleştiriler almaya devam etti ancak O, kendisine, müziğine ve hayranlarına sadık kalarak fırtınaları yatıştırmayı başardı.

Sevenlerinin, uzun bir bekleyiş döneminden sonra 2001 yılı Ağustos ayında kavuştukları “Karma”, Tarkan’ın daha önce dinleyicilerine hiç yansımamış yönlerini gösteren, dokunaklı, içe dönük ve son yıllardaki karmaşalar içerisinde yaşadığı tüm deneyimlere ışık tutan felsefesinin bir dışavurumuydu. Hayranları, bu yeni albümün ortaya çıkışıyla, sanatçının kendi özüne dönüşüne tanıklık ettiler. Albümün ilk single’ı olan “Kuzu Kuzu” üç ay boyunca bir numarada kaldı ve bu dönemde Türkiye’yi etkisi altına alan ekonomik ve politik krize rağmen “Karma” albümü 2.5 milyondan fazla sattı. Albüm, Rusya’da da etkileyici bir başarı kazandı ve Rusya müzik piyasasının seyrini şaşırtıcı bir şekilde değiştirdi.

Bu başarının ardından, Tarkan’dan 2002 senesinde Dünya Kupası’na katılacak Türk Milli Futbol Takımı için bir şarkı yapması istendi. O sene dünya üçüncüsü olan Türk Milli Futbol takımının resmi şarkısı Tarkan’ın sözlerini yeniden düzenleyip yorumladığı “Karma”albümünün hitlerinden “Taş”oldu. Ayrıca yine “Karma”albümünden“Hüp”, Turizm Bakanlığı’nın hazırladığı tanıtım belgesellerinde kullanıldı ve Turizm Bakanlığı, Tarkan’ı, müziği ile Türkiye’yenin tanıtımına katkıda bulunması ve dünya çapında ülkesini temsil etmesi nedeni ile ödüllendirdi.

Tarkan’ın beşinci albümü “Dudu”2003 yazında satışa sunuldu. “Dudu”, listelerde kararlı bir şekilde yükselerek Tarkan’ın önceki albümlerinin satışlarındaki başarıyı yakaladı. Bu albümün piyasaya sürülmesinin ardından yine başarılı bir turne gerçekleştirildi. Türkiye’ de çeşitli illerini kapsayan turnenin yutdışı ayağında ise Almanya’ nın 6 şehri, Moskova, Bakü ve Alma Ata’daki konserler yer aldı.

Gerek satış rakamları gerekse popülerlik açısından Tarkan, Türkiye’nin son on yıl içerisindeki en büyük starıdır ve başarısı Avrupa’dan, Güney Amerika’ya, Asya’dan Avustralya’ ya yayılmış bulunmaktadır. Şarkıları 1992 yılından bu yana her yıl Top 40 listelerinde yer almıştır. “Şımarık”, “Şıkıdım”, “Hüp”, “Kuzu Kuzu” ve “Dudu” da dahil olmak üzere birçok şarkısı, çağdaş pop müziğinin standartlarını şekillendirmiştir. Kariyerindeki başarıları ve imajı birçok uluslararası markanın ilgisini çekmiş ve dünyaca tanınan markalardan Police, Pepsi, Doritos, Tarkan’ ın ve turnelerinin sponsorluğunu yapmışlardır. Tarkan ayrıca Pepsi’ nin yeni yüzü olarak reklam filmlerinde oynamıştır. Tarkan, 2005 Eylül’ ünde, Türkiye’ de toplam 200.000’ i aşan bir izleyici kitlesinin karşısına çıktığı dört stadyum konseri verdi. Türkiye’nin en büyük stadyumlarında birinde gerçekleşen İstanbul konserinde ise, dünyaca ünlü sahne tasarımcısı Justin Collie tarafından hazırlanan sahnedeki etkileyici show’ unda Tarkan’ a, uzun yıllar Michael Jackson ile çalışmış olan başarılı koreograf Travis Payne’ in çalıştırdığı Amerikalı, Fransız ve Türk dansçılardan oluşan uluslararası bir dans grubu eşlik etti.

2006 yılının Nisan ayında dinleyicisiyle buluşan “Come Closer”isimli bu yeni albüm, Tarkan’ın uzun süredir beklenen ilk İngilizce albümü. Universal Music tarafından ilk olarak Avrupa’da ve Güney Amerika’da satışa sunuldu. Aynı anda Türkiye’de de çıkan albümde Tarkan; Wyclef Jean, Pete Martin, Devrim Karaoglu, Billy Mann, Lester Mendez, Dexter Simmons, the Jettsonz, Supaflyas gibi alanlarında önemli başarılar kazanmış müzik adamları ve prodüktörlerin yanı sıra dünya çapında birçok besteci, müzisyen ve teknisyen ile çalıştı ve herbirinin “Come Closer” da unutulmaz izleri var. Albümün prodüksiyonu New York’ tan Los Angeles’ a, Londra’ dan İstanbul’ a uzanan heyecanlı bir süreç oldu. Doğu ve batı müziğinin uyumlu bir düet halinde bütünleştiği bu yeni albüm, Tarkan’ın ilk evrensel çalışmasıdır. Tarkan’ ın, yerleşmiş pop star kalıplarını kırarak, tümüyle “orijinal” tarzıyla yarattığı “Come Closer”, uluslarası müzik dünyasına Türkiye’den açılan ilk kapı olmuştur. Bu kapının ardında ise Tarkan için uzun soluklu bir yol görünüyor.

__________________
Sponsorumuz İçin Tıklayınız

Forum Kurallari İçin Tıklayınız
ferro1903 Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-10-2006, 23:51   #48
Dişi Kartal
 
NuraN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

elinize sağlık,teşkkrler hepinize..
NuraN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 16-11-2006, 00:12   #49
Forumun Basketçisi
 
AyTeK54 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Marc Anthony

Click the image to open in full size.
Marc Anthony’nin müzik sevgisi, çocuk yaşlarda, aile içinde ve arkadaş topluluklarında, babasıyla beraber şarkı söyleyerek başladı. Okul yıllarında da, ders günü bitiminde, bir müzik kursuna devam ederek müzik eğitimini profesyonel sayılabilecek bir düzeyde devam ettirdi. Gençlik yıllarında Salsa müziğine olan sevgisi ve yeteneği, ona, Safire, Latin Rascals ve Menudo’nun arkasında vokalistlik yapma şansını getirdi. Profesyonel anlamda ilk başarısına, 1991 yılında ulaştı. Little Louie Vega ile yaptığı "When The Night Is Over" ve albümdeki "Ride On The Rhythm" 45liği, listelerde 1 numaraya çıkınca, Marc Anthony müzik dünyasının ilgisini çekmeyi başarmış oldu.

Anthony, kısa bir süre sonra, Juan Gabriel’e ait "Hasta Que te Conoci" adlı şarkıyı duydu, ve bu şarkıya deyim yerindeyse ’aşık oldu’. Gabriel’den izin alarak, bu şarkıyı, ilk solo albümü "Otra Nota"ya (1993) tekrar kaydederek koydu, ve müzik listelerindeki başarısnı sürdürdü.

2 yıl konserlerle albümünün promosyununa devam eden Anthony, 1995 yılının başında tekrar stüdyoya girdi ve ikinci Salsa albümü olan "Todo A Su Tiempo"yu kaydetti. Latin Amerika’da şöhreti yakalayan Anthony, artık dünyaya açılmaya hazır hale gelmişti.

1997 yılı, Anthony için çok önemliydi. Dünya çapında ilk ödülünü aldığı bu yıl, kaydettiği "Contra La Corriebte" ile "En İyi Tropikal Latin Performans" dalında ödüle layık görülerek, ilk Grammy’sini kazanmış oldu.

Sıra dünyayı fethetmeye gelmişti ve Anthony bunu 1999 yılında başaracaktı. Kendi adını verdiği "Marc Anthony" isimli çalışmayı İngilizce olarak kaydetti ve albümden ardarda çıkan "I Need To Know" ve "You Sang To Me", Amerika listelerinde, uzun süre 1 numarada kaldı. Anthony; arzuladığı, dünya çapındaki şöhrete kavuşmuştu. "I Need To Know", dinleyicilerin beğenisini kazandıktan sonra bir de, o yıl düzenlenen Grammy Ödülleri’nde "Yılın En İyi Şarkısı" ödülüne layık görüldü. Artık Marc Anthony, bir dünya yıldızıydı.

Albümün ardından dünya çapında konserler düzenleyerek hayranlarıyla buluşan sanatçı, müzik kariyerinin yanı sıra, sinemada da projelerine devam etti ve Martin Scorsese’in yönetmenliğini yaptığı ve Nicholas Cage’in başrolünü üstlendiği "Bringing Out The Dead" adlı filmde, "Noel" karakteriyle beyaz perdede kendini göstermiş oldu. Aynı yıl içerisinde "Latin Beat" isimli bir de televizyon filminde başrol oynadı.

2001 yılına gelindiğinde, listelerde tekrar Marc Anthony rüzgarları esmeye başlıyordu. "Libre" isimli ispanyolca albümü hayranlarını hayal kırıklığına uğratmayarak, hatta daha da memnun ederek sanatçının ününü sürdürmesini sağladı.

2002 yılında şarkıcı bu kez İngilizce bir albüm kaydediyordu. "Mended" ismiyle piyasaya çıkan albüm, "Tragedy"ile listelere sağlam bir giriş yaparak 1 numaraya kadar yükseldi.

Marc Anthony’nin Dayanara adında eşi ve Cristian adında bir de çocuğu var. Daha önceki uzun süreli bir birlikteliğinden ise Arianna isimli bir kız çocuğuna sahip
__________________
вιzє єğℓєηмєуι уαηℓış öğяєттιℓєя çüηкü σηℓαя нιç "ραѕ¢αℓ ησυмα" ιℓє ∂ιѕ¢σуα gιтмє∂ιℓєя...
AyTeK54 Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 16-11-2006, 15:24   #50
Banned
 
aragornata - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Pink FloydClick the image to open in full size.
Kuruluş YeriCambridge
Müzikal TürPsychedelic rock
Aktif Olduğu Yıllar1965 ve sonrası
Önemli AlbümlerDark Side Of The Moon ,The Wall,Ummagumma,Echoes
Grup Üyeleri
David Gilmour
Nick Mason
Richard Wright
Eski Üyeler
Roger Waters
Syd Barrett
Bob Klose
Resmi Web Sitesihttp://www.pinkfloyd.co.uk

Pink Floyd, İngiliz progresif ve psychedelic rock grubu.
1965 yılında Syd Barrett(gitar), Roger Waters(bas gitar), Nick Mason(Davul) ve Richard Wright(Keyboard) tarafından kurulmuştur. Syd Barrett grubun kurulduğunda Sigma 6 olan ismini iki blues ustası Pink Anderson ve Floyd Council'in isimlerini birleştirerek "The Pink Floyd Sound" olarak belirlemiştir. İlk kurulduğunda grupta Bob Klose adlı bir gitarist daha bulunmaktaydı ancak daha sonra müzikal farklılıklar yüzünden gruptanm ayrıldı. Arnold Layne single'ı ile müzik dünyasına girdiler. İlk albümleri The Piper at the Gates of Dawn bir şarkı dışında tamamen Barrett imzalıydı. Kompleks bir sound'a sahip bu albümden sonra 1969 yılında Syd Barrett'in yaşadığı uyuşturucu sorunları ve şizofreni hastası olması nedeniyle gruba David Gilmour(gitar) katılmıştır. A Saucerful of Secrets grubun beş kişi ile yayınladığı tek albümdür. Ancak Barrett, sadece Jugband Blues adlı şarkıyı yazmış ve Remember A Day'de gitar çalmıştır. Sorunlarının artmasıyla sadece söz yazarı olarak grupla anlaşan Syd daha sonra gruptan ayrılmıştır
4 kişi kalan Pink Floyd The Wall adlı filmin soundtrackini yaptıktan sonra 1969'da ilk iki CDlik albümleri Ummagummayı çıkarmışlardı. İlk CDsi 4 tane canlı performanstan ikinci CD ise grubun solo çalışmalarından oluşmuştu. Daha sonra çıkardıkları Atom Heart Mother,Meddle ve Obscured By Clouds ile grupça psychedelic müziğin en güzel örneklerini vermişlerdi.
1973 yılında çıkardıkları Dark Side Of The Moon adlı albüm 40 milyondan fazla satarak dünyanın en çok satan rock albümü olmuştur. Bu albümle beraber grubun basçısı Waters'ın grupta egemenliği daha ön plana çıkmıştır. Dark Side Of The Moon'dan 2,5 yıl sonra 1975 yılında 6 ay süren bir stüdyo çalışmasının ardından Wish You Were Here piyasaya çıktı. Albümde yer alan Shine On You Crazy Diamond Barrett'ın anısına yapılmıştır. Bu albümden sonra Pink Floyd çalışmalarına iki yıl ara verdi. 1977' de yine bir Harvest yapımı olan Animals'ı piyasaya çıkardılar. George Orwell'in ünlü eseri Hayvan Çiftliği'ne nazireten, çeşitli kişilik yapılarının birer hayvan olarak sembolize edildiği albüm oldukça ilgi çekti. Aynı yıl haziran ayında bir ABD turu yaptılar.
Animals' ın ardından 1979 yılında piyasaya çıkan The Wall, Pink Floyd'un bir diğer önemli albümüdür. Bu albümde "Pink" adındaki bir karakterin doğumundan itibaren olan süreç incelenmiş, savaş, babaya duyulan hasret, eğitim sistemi, aldatma gibi konular işlenmiştir. Aynı ismi taşıyan bir filmi de vardır.
1983'te, The Wall'dan artan parçalar ile yapılan The Final Cut, aynı zamanda grubun bir kriz içerisinde olduğunun açık göstergesi olmuştur. Roger Waters'ın, Richard Wright'ın albümde çalmasına izin vermemesi ve Nick Mason'ın albümdeki bazı parçalarda çalmasını istemeyişi sonucu Richard Wright gruptan ayrılmış, David Gilmour da sadece tek parça seslendirmiştir. Bir süre sonra Roger Waters ile David Gilmour arasındaki anlaşmazlık sonucu Roger Waters grubu terk etmiştir.
1983'ten sonra 1994'e kadar grup elemanlarının solo albümleri yayınlamakla beraber, 1987 yılında Roger Waters olmadan yaptıkları ilk albüm olan A Momentary Lapse of Reason piyasaya çıktı. Ancak Roger Waters'ın grubu dava edeceği yönündeki tehditleri sonucu, albümde Pink Floyd adı altında sadece David Gilmour ve Nick Mason çalmış, Richard Wright ise albümde çalan diğer sanatçılar arasında gösterilmiştir.
1994'te David Gilmour, Wright ve Mason The Division Bell albümünü yayınladılar. Bu albüm çıkışından iki hafta sonra ABD' de 1. sıraya yükseldi.
Pink Floyd aynı yıl içinde iki CD'den oluşan Pulse adlı konser albümünü çıkardı.
1981 yılındaki Earls Court (Londra) konserinin ardindan bir daha sahnede birlikte görülmeyen grubun orijinal kadrosu, 2 Temmuz 2005 tarihinde Londra Hyde Park'ta düzenlenen Live 8 yardım konserlerinde bir araya geldi ve "Breathe", "Money", "Wish you were here" ve "Comfortably Numb" parçalarını canlı olarak çaldı.
Grup kurucularından Syd Barrett, 7 Temmuz 2006'da hayatını kaybetmiştir.

Diskografi
__________________
Biz Malatya`daki Murat 131`leri
Ankaradaki 8-0 unutmadık unutturmayacağız.


Siyah beyazdı herşey
Yere göğe sığamadı sığdıramadık...

Konu aragornata tarafından (16-11-2006 Saat 15:32 ) değiştirilmiştir..
aragornata Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 04:42 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580