Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Kültür , Sanat Turizm, Gezi ve Seyahat Rehberi > Televizyon > Dizi Film

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 01-02-2007, 02:23   #41
Dişi Kartal
 
NuraN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Sağır oda 3.bölüm özeti
Aras Dağlı, MOSSAD’la karşı karşıya

Yahudi tüccar Mois Abijah'ın cesedi bulununca bütün istihbarat servisleri alarma geçer. Cinayet çözülebilecek mi? Mois'in kızı Azra, İsrail'den gelir.
Mois Abijah'ın MOSSAD’a bahsettiği teslimat ne?
Türk istihbaratı ve MOSSAD arasında düello başlıyor. Aras Dağlı, MOSSAD'la karşı karşıya. Aras Dağlı ve Duruşah Kırımlı nerede, nasıl karşılaşıyor? Mois Abijah'ın duvara yazdığı mesaj ne anlama geliyor? Türk istihbaratı bu mesajı çözebilecek mi? Afşar Kırımlı, hanedan aynasının aslını bulabilecek mi? Hanedan aynasının sahtesini kim yaptırdı? Afşar Kırımlı'nın adamları hayalet avında. Hayaletin yeni planı ne?
__________________
__________________
Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.

Eylül 2008


NuraN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-02-2007, 02:23   #42
Dişi Kartal
 
NuraN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Sağır oda 4.Bölüm özeti
Fedailer, Aras Dağlı’ya tuzak kuruyor!

Sağır Oda’nın kapısı aralanıyor.

Aras Dağlı, J Onbeş’e geri dönecek mi? Yahudi işadamı Mois Abijah’ın duvara yazdığı şifre çözülüyor. Nazi Altınları’na götürecek ipucu bu şifrede mi gizli?

Türk istihbaratı Mois’in evinde neyin peşinde? MOSSAD bu duruma ne diyecek?
Afşar Kırımlı Mois Abijah’ın evinde. Mois’in evinde, soruşturmayı ilerletecek büyük bir sır ortaya çıkıyor.

Hayaleti kim yakaladı? Zahit (Hayalet) kurtulabilecek mi?
Terörist örgüt Fedailer, Aras Dağlı’ya tuzak kuruyor. Aras nasıl kurtulacak?
Duruşah Kırımlı’yı kim takip ediyor? Aras Dağlı ve Duruşah Kırımlı bir daha nasıl karşılaşacak?
__________________
__________________
Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.

Eylül 2008


NuraN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-02-2007, 02:24   #43
Dişi Kartal
 
NuraN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Sağır oda 5.Bölüm özeti
Aras Dağlı, Zahit’in ensesinde

Sağır Oda’nın kapısı aralanıyor.

İstihbaratçı Aras Dağlı, Yahudi Mois Abijah’ın katili Zahit’in ensesinde.
MOSSAD’ın Türkiye’deki gizli karargahı ortaya çıkıyor.
Karargahta hangi belgeler var?
Bu belgeler, Nazi Altınları’nın Türkiye’de mi olduğunu ispatlıyor.
Güç odaklarının belgeleri ele geçirme savaşını kim kazanacak?
Ve bu çatışmanın ortasında kalan Duru’yu bekleyen son ne?
Sağır Oda, Türkiye’nin bir sırrını açığa çıkarıyor
__________________
Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.

Eylül 2008


NuraN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-02-2007, 02:24   #44
Dişi Kartal
 
NuraN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Sağır oda 7.bölüm özeti
Aras Dağlı’nın ölümle randevusu
Türkiye'deki Nazi altınlarına götürecek Hanedan Aynası'nın gerçek sahipleri ortaya çıkıyor. Afşar Kırımlı panikte. Nazi altınlarının peşine düşenlere bir örgüt daha katılıyor : Nazilere Bağlı Hançer Birliği.
Aras Dağlı ve Duruşah Kırımlı işbirliği yapıyor. Kazanın asıl nedenini çözebilecekler mi? Zahit (Hayalet), Adnan Aymür'ün elinde. Zahit, itirafçı olacak mı? Aras Dağlı, Kırımlı Holding'e Afşar Kırımlı'nın yanına gidiyor. Görüşmede neler konuşulacak?
Afşar Kırımlı, Aras'ın ölüm emrini veriyor.
Sağır Oda'da taşlar yerine oturuyor. Aras Dağlı, Şah ve Vezire karşı.

__________________
__________________
Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.

Eylül 2008


NuraN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-02-2007, 02:24   #45
Dişi Kartal
 
NuraN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Sağır oda 8.bölüm özeti
Click the image to open in full size.Türkiye Bu Örgütü Tartışacak: HANÇER BİRLİĞİ 2. Dünya Savaşı’nda Nazilere katılan Müslüman Türkler’in kurduğu örgüt hala varlığını neden sürdürüyor?
Germen-Türk İmparatorluğu’nu ülke edinen Hançer Birliği Afşar Kırımlı'yı neden öldürmek istiyor?
Yalnız Türk Aras Dağlı'yı zor bir süreç bekliyor.
__________________
Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.

Eylül 2008


NuraN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-02-2007, 02:24   #46
Dişi Kartal
 
NuraN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

serdar akar roportajı
Ölüm sahnesi çekmeyi sevmiyorum

İyi bir yönetmen olmanın hayatı çok sevmekle alakalı olduğunu söyleyen Serdar Akar, bunun bir nevi ölüm korkusunu da yükselttiğine inanıyor

İyi bir yönetmen olmanın hayatı çok sevmekle alakalı olduğunu söyleyen Serdar Akar, bunun bir nevi ölüm korkusunu da yükselttiğine inanıyor. Her bölüm kanın döküldüğü mafya ve “derin devlet” ilişkilerinin ele alındığı Kurtlar Vadisi’nden sonra bu sezon da Sağır Oda’yla yine bir bulmacayı yönetmeye başlayan Akar,yeni dizisini ve hayatını anlattı


Sağır Oda bu sezonun en gösterişli başlayan dizilerinden biri. Hatta neredeyse başlamadan seyircisiyle buluşmuş bir dizi. Çünkü medyada Kurtlar Vadisi’nin yerini alacak dizi diye tanımlanıyor. Sizce bu her iki diziye de haksızlık değil mi?

Büyük haksızlık ve kötü bir şey. Kurtlar Vadisi’ni çekmeme ve şimdi de Sağır Oda’yı yapmama rağmen beni bile çok rahatsız ediyor ki diğerleri hiç sevmiyordur bence. Medyanın tanıtım ve pazarlama işine kafam basmıyor ama doğru bulmuyorum bu tanıtımı. Ne alakası var, niye iki iş birbirinin içine böyle geçsin. Bu söylemlerden bence herkes rahatsız.

Kurtlar Vadisi ekibinden Soner Yalçın ve siz ayrılıp şimdi Sağır Oda’yı yapıyorsunuz. Orada bilmediğimiz bir sorun mu var?

Hayır, bir sorun olmalı mı? Dizinin yapımcısı Timur Savcı önerdi bana bu işi. Kurtlar Vadisi Irak filminden sonra o ekip henüz ne yapacağını bilmiyordu, ben de beklemek istemiyordum. Bu iş ya da başka bir iş nasılsa yapacaktım. Timur’la bu yaz çektiğim “Barda” filminden dolayı bir iş ve para ilişkimiz vardı. Sağır Oda değil de başka bir iş olsaydı da biz Timur’la yapacaktık. Sağır Oda hakkında bir fikir versin diye kendileri için hazırladıkları tanıtımı gösterdiğinde çok etkilendim. Televizyondaki tanıtım da mutlaka bu olsun dedik zaten. Bir dizi için böyle bir başlangıcı, yani belgesel görüntüye dayanan bir fikri daha önce duymamıştım. Benim hissettiğim “tuhaf bir şey geliyor galiba”ydı. Tek aklıma takılan o belge görüntülere dayanarak hazırlanmış fikrin kanlı canlı hale nasıl dönüşüceğiydi. Bunu çok düşündüm açıkcası. Belgesel ve kurmaca içiçe geçmeliydi çünkü. Geçen gün bir senaryo geldi, Rusya’daki Yahudiler’den kaç bilezik, kaç yüzük toplanmış isim isim... Bunları dizinin içinde belge olarak kullanacağız mesela.

YAHUDİLERİN ALTINLARI BİR TÜRK’TE

Sağır Oda tam olarak ne anlatacak seyirciye...

İkinci Dünya Savaşı sırasında Yahudiler’in Naziler tarafından toplanan altınlarının bir kısmı bir Türk’e verildi. Toplanan altınların değeri 86 milyar dolar. 110 bin ton altın. 10 bin onu kayıp, bir yerlerde gömülü. Nerede olduğu belli değil. Bu bir rivayet değil gerçek. Dizi bize bu gerçeği ispatlayacak. Eğer Türkiye’de bulunursa bu altınlar İsrail’in bunu bizden faiziyle alma hakkı var. O yüzden dizinin tanıtımında “Annelerinizin yastık altındaki altınları tehlikede” diyoruz. Gömülü altının çok az bir bölümü aktif hale gelmiş, işleten de bir Türk.

Dizide ülkenin önde gelen holdinglerinden birinin nasıl bir imparatorluğa dönüştüğünü anlatıyorsunuz, holding sahibi Türk altınları işleten Türk mü ve kim?

Bilmiyorum, seyirci kendi benzetmelerini yapacaktır. Dizinin hikayesi varlıklı zengin bir aileye odaklanıyor. Ailenin etrafında bir istihbaratçı, bir güvenlikçi, bir profesör var. Bunlardan yalnız birinin hikayesi gerçek hayattan gerisi kurmaca...

Siz çektiğiniz fimlerin çoğunlukla senaryolarını da yazıyorsunuz. Başka ekiplerin yazdığı senaryoları çekmek sizi ürkütür mü ya da canınızı sıkar mı?

Bu kolay olmuyor gerçekten. Önce kesinlikle ne demek istediklerini anlamam lazım. Bir zaman alıyor tabii senaryo ekibiyle sinemasal olarak aynı bakış açısına sahip olmak. Biz şu an senaryo ekibiyle bu süreyi yaşıyoruz aslında.

Dizinin ilanlarında Soner Yalçın ve Serdar Akar ismi ön planda. Sanırım bir dizinin yönetmeni ilk defa bu kadar ön plana çıkıyor. Türkiye’de yönetmenler değil yapımcılar tanınıyor çünkü. Seyirciye ne demek istiyor bu ilanlar... Büyük ikili, büyük buluşma, Kurtlar Vadisi ekibi dağıldı biz artık Sağır Odayı yapıyoruz...

Yönetmenin adının böyle yazılması gerçekten bir dizi için ilk defa görülmüş bir şey. Tanıtım grubu seyirciye “Buradan iyi iş çıkar, seyredin” diyor bence. Kurtlar Vadisi ekibiyle de bir sorunum olmadı, onlar daha bir iş yapmayacaktı ben de hemen yapmak istiyordum. Bekleyemezdim, para kazanmam lazımdı.

Siz Kurtlar Vadisi dizisinin dışında, Kurtlar Vadisi Irak filminin de yönetmeniydiniz. İyi bir film oldu mu ya da 10 milyon dolarlık bir film oldu mu o sizce? Çünkü siz çok daha küçük bütçelerle iyi filmler yapabilen bir yönetmen olarak tanınıyorsunuz.

Ben hayatımda ne 10 milyon dolar gördüm şimdiye kadar, ne de görebilirim bundan sonra. Gördüğüm bütün paraların toplamı bile o kadar etmeyebilir ama 10 milyon dolar harcanırdı o filme. O boyutta yapılan film için harcanabilir bu rakam. Türkiye’de çekildiği için bu kadar pahalı oldu tabii, masraflar katlanıyor. Amerika’da çeksen bu filmi çok çok ucuza çekebilirsin. Gerçi onlara bu kadar harcamamalarını söyledim, gerek yoktu belki de. Ama yapmak istediler, bu cesaret de kötü değil. Hiç kimse bu kadar parayı bir filme bağlamazdı gerçekten. Takdir etmek lazım. Film de kötü film olmadı. Der Spiegel’den aradılar röportaj yapmak istediler, istemedim, “Filminiz Almanya’da yasaklandı konuşmak istemiyor musunuz?” dediler. Pentagon’da konuşulan tek film bu. İyiydi yani. Üniversiteden hocalarım çok beğendi. Şu anda mezun olduğum okulda -Mimar Sinan Üniversitesi Sinema Televizyon Bölümü- öğretim görevlisiyim. Aslında bu sezon beni heyecanlandıran en büyük iş bu. Eski bir öğrenci öğretmen oluyor ilk defa o okulda. Kantinde içkiler içen, yaramaz ama çalışkan bir öğrenciydim ama sert bir hoca olacağım sanırım. Neyse, bu öğretim üyeliği için dosya hazırlarken Kurtlar Vadisi Irak’ı da koymamı çok istedi hocalarım mesela. Büyük çapta bir filmdi çünkü.

HAYATI BECEREMİYORUM

Her yönetmenin aklında bir tane çok çekmeyi istediği film vardır ya...

Neyi çekiyorsam o anda en çok yapmak istediğin film o aslında. Şimdi Barda’yı çektim gelecek yaz Madende’yi çekmek istiyorum. Ölürken aklımda proje kalacak mı onu merak ediyorum, sanırım kalacak bu çok kötü işte. Çünkü sinema doğal hayata olan saygının ritüeli...

Hayatın kendisi mi yani...

İyi bir yönetmenseniz bunun hayatı çok sevmekle çok yakından bir ilgisi var. Hayatı çok sevmek de ölüm korkusunu devreye sokuyor. Çok seviyorsun ve vazgeçmek istemiyorsun hayattan. Sinema o hayata saygının töreni işte. Ölüm sahneleri çekiyorum ama bunu hiç sevmiyorum aslında, içimi sıkıyor o sahneler. Gerçi hayata sagısı olanın ölüme de saygısı olmalı... Ama ölüm benim içimi sıkıyor.

Ne zaman bir film çekmek istediğinizi anladınız? Çünkü Bolu Yüksekokulu Sevk ve İdare Bölümü’nden mezunsunuz Mimar Sinan’a gitmeden önce değil mi?

Üç kardeşiz biz aslında ama ben onlardan ayrı büyüdüm, anneannem büyüttü beni. Dedemin sinema salonları vardı, yazlık ve kışlık. Adapazarın’da. Yazlığın önünde havuz vardı, ara olduğunda fiskiye çalışırdı. Balkonunda mermer masalar vardı ve eldivenli garsonlar hizmet ederdi. İlk filmimi anneanemin kucağında seyrettim, Tarzan. 5 yaşında okula başladım. 20 yaşında üniversite mezunuydum. Askere gittim, askerdeyken Mimar Sinan sınavlarına girdim ve kazandım. insan eninde sonunda en istediği işi yapıyor. Başka bir iş bilmiyorum ki. Başka hiçbir şey yapamam. Hayatı beceremiyorum bırakın başka bir işi. Evliliği beceremedim, evde elimden hiçbir iş gelmez, araba kulanmaktan anlamam, insanların ne konuştuklarını bile anlamıyorum bazen...

24.09.2006
Haber: Sanem Altan
__________________
Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.

Eylül 2008


NuraN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-02-2007, 02:25   #47
Dişi Kartal
 
NuraN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Haftalık Dergisi Roportajı
HİTLER’İN ÖLÜM KAMPLARINA GÖNDERDİĞİ YAHUDİLERDEN TOPLAYIP GÜVENDİĞİ İSİMLERE EMANET ETTİĞİ TONLARCA ALTIN BİR TÜRK DİZİSİNE İLHAM KAYNAĞI OLDU. DİZİYİ KURTLAR VADİSİ’Nİ YAPAN BEYİN TAKIMI HAZIRLADI

Nazi altınlarının sırrı Sağır Oda’da çözülecek

1997 yılının Ocak ayında, Amerika’dan İsrail’e, Portekiz’den Türkiye’ye tüm dünya İsviçre’nin Zürih kentinde yaşayan bir gece bekçisini konuşuyordu.

Bu gece bekçisinin adı Christoph Meili idi. Meili İsviçre’nin önemli bankalarından “Union Bank”ta çalışıyordu. Ve bu bankanın gizli kasalarında İkinci Dünya Savaşı’na ait özel hesaplar tutuluyordu. Meili’ye bu hesapları imha etme görevi verilmişti. Ancak o bunu yapmadı. İmha etmek yerine hesapları basına verince, “Nazi Altınları” meselesi de ilk kez ortaya çıktı. Nazi Altınları, dünya tarihinin en acımasız, en kanlı ve en kirli noktalarından biri. İkinci Dünya savaşı sırasında Naziler, ölüm kamplarında, gaz odalarında az sonra can verecek olan Yahudilerin ellerindeki yüzükleri, ağızlarındaki altın dişleri topladılar. Sonra bunları eritip külçe altın haline getirdiler ve bu külçeleri İsviçre bankalarının kasalarına koydular. İsviçre’ye nakledilen altınların miktarı konusunda değişik iddialar var. Örneğin Amerika’daki İngiltere Büyükelçisi’nin ABD Hazine Bakanlığı’na 9 Ocak 1942 tarihinde gönderdiği gizli yazıda, Berlin’den Bern’e 21 ton altın aktarıldığı söyleniyor. Sadece belgeli bu havale bile yaklaşık 315 milyon dolara işaret ediyor. 1945 yılında savaşın bitimine kadar bu aktarımların sıkça tekrarlandığı düşünülürse Nazi Altınları’nın değerini hayal etmek bile güçleşiyor. Aslında İsviçre bankaları, kendilerine gelen bu altınların kaynağını biliyordu. Ancak komisyon alabilmek için yıllarca sesini çıkarmadı. Nazi Altınları konusu da savaşın bitiminden, 1997 yılına kadar yani neredeyse 50 yıl hiç açılmadı. Bir gece bekçisi ise olayın seyrini değiştirdi.

Bekçi Meili’in banka kayıtlarını basına sızdırmasının ardından dünyadaki tüm Musevi örgütleri, özellikle de “Dünya Yahudi Kongresi” Nazi Altınları’nı yakın takibe aldı. Aynı tarihlerde Amerikan Başkanı Clinton’ın talimatıyla ABD Dışişleri Bakanlığı Ekonomik İşlerden Sorumlu Bakan Yardımcısı Stuart Eizenstat’ın başkanlığında bir çalışma başlatıldı. Bu çalışmaların sonucu 7 Mayıs 1997 tarihinde bir raporla kamuoyuna açıklandı. Bu raporda, Arjantin, Portekiz ve İsviçre gibi ülkelerin yanı sıra Türkiye’de de Nazi Altınları’nın bulunduğu iddia ediliyordu.

İşte Türkiye’nin gündemine Nazi Altınları meselesi böyle girdi. Bu raporda Türkiye’yle ilgili iki önemli iddia dikkat çekiyordu.

Birinci iddiaya göre, Musevilerden gaspedilen altınlar İsviçre bankalarından Türkiye’ye transfer edilmişti. Türkiye 1941 yılının başlarından, 1944 yılına kadar Nazi Almanyası’na krom ihraç ediyordu. Bu ihracatın bedelinin küçük bir kısmı Türkiye’ye askeri malzeme olarak ödenirken, büyük kısmı ise altınla ödenmişti. Ödeme İsviçre bankalarındaki hesaplardan yapılmıştı. Türkiye 1943 yılında İsviçre bankalarındaki döviz hesaplarını, kendisine Almanya tarafından ödenenler de dahil olmak üzere altına çevirttirdi. Bu altınları da Almanya üzerinden yurda getirdi. İşte Museviler bu altınların kendilerinden çalındığı iddiasında. Gerçekten de Türkiye’nin İkinci Dünya Savaşı başlangıcındaki altın stoku ile savaş sonu altın stoku arasında önemli miktarlarda artış var.

İkinci iddia ise, 1944 Ağustos ayında Almanya ile diplomatik ilişkilerimizi kesmemiz üzerine, Almanya Büyükelçisi Franz von Papen’in, Türkiye’den ayrılmadan önce Almanya’nın çıkarlarını burada temsil etmeye devam eden Ankara’daki İsviçre Büyükelçiliği’ne bir miktar altın sikke teslim etmesi ile ilgili. İkinci Dünya Savaşı’nın bitiminden sonra, İsviçre Büyükelçiliği de kendisine Nazi diplomatları tarafından teslim edilen bu altınları Türkiye’ye intikal ettirmişti. İddiaya göre bu altınlar da Musevi altınları...

Ancak Türkiye bu raporun yayınlamasının hemen ardından bir meclis komisyonu kurarak çalıntı altınlarla ilgili iddialara cevap verdi. Cevap bizzat dönemin Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Prof. Dr. Şükrü Sina Gürel’den geldi. Gürel yaptığı açıklamada söz konusu altının yapılan ihracat sonucu kazanıldığını dikkat çekerek altınların iddia edildiği gibi çalıntı olmasından Türkiye’nin sorumlu tutulamayacağını savundu.

Şükrü Sina Gürel’in ikinci iddiaya yanıtı ise altınların iade edildiğinin belgelerle kanıtlanabileceği yönünde oldu. Kısacası Türkiye her iki iddiayı da çürütebiliyordu. Ancak ortada öyle bir iddia daha vardı ki o kadar kolay kolay çürütülemiyordu. Çünkü bu iddiaların kaynağı savaş sırasında İstanbul’daki ABD’li istihbarat yetkilileri...

ALMAN AJANLARI ALTINI PİYASAYA SÜRDÜ

Buna göre o dönemde İstanbul’daki Alman ajanları beş milyon dolarlık altını piyasaya sürerek dövize çevirmişlerdi. Bununla ilgili öne sürülen farklı görüşler var. Bir görüşe göre savaş sırasında Nazi Altınları, Viyana üzerinden Alman diplomat kuryeleri aracılığıyla Türkiye’ye getirildi. Bu altınlar, Deutsche Orient Bank (DOB) ve Dresden Bank kanalıyla Türkiye’de serbest piyasada satılmaya çalışıldı. Bu satıştan elde edilen gelir ise İsviçre, Viyana ve Almanya’daki bankalara aktarıldı.

Bir başka görüşe göre ise Nazi Almanyası’nın istihbarat ajanları Türkiye’deki faaliyetleri sırasında bu altınları kullandılar. Peki bu nasıl oldu?
__________________
Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.

Eylül 2008


NuraN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-02-2007, 02:25   #48
Dişi Kartal
 
NuraN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Cevap aslında tek bir cümleyle özetlenebilir. O da şu: Nazi Almanyası kendi propagandasını yapmak için ajanları vasıtasıyla bu parayı Türkiye’de harcadı. Bu görüşü savunanlara göre, İkinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye resmen savaşa girmemiş olsa bile Nazilerle ilişki içinde olan Türkler vardı. İddialara göre Naziler o dönemde Türkiye’deki faaliyetlerini üç merkezden yürütüyorlardı: Dönemin Alman Lisesi, Teutonia Kültür Merkezi ve Alman Arkeoloji Enstitüsü. İşte bu ikinci görüşü savunanlara göre, bu üç merkezden faaliyet yürütenlerle, o dönemde Türkiye’de, zaten SSCB’ye karşı olan ırkçı-Turancı hareket arasında bir ilişki vardı. Tabii bu görüşü savunanlar Nihal Atsız, Necip Fazıl Kısakürek, Hikmet Tanyu, Reha Oğuz Türkkan gibi dönemin tüm Türkçülerini zan altında bıramış oluyorlar.

Ama daha da dikkat çekici olan, Almanya savaşta üstünlüğünü devam ettirdiği sürece ordudan da kimi üst düzey subayların Naziler tarafından davet edilip işgal bölgelerinin gezdirilmesi ile ilgili bir iddia. Bu iddiayı savunanlara göre Almanlar Rus cephesinde bozguna uğrayıp savaşın kaderi değişmeye başladığında, Türkiye de yön değiştirip, SSCB korkusuyla, Türkiye’deki ırkçı hareketi tasfiye etmişti.

İşte tüm bu iddialara göre Hitler’e “Führer” diyen, iki yılda bir Nazileri ziyaret eden bu Türkçülerden istihbarat faaliyetleriyle de ilişkisi olanlar Nazi Altınları’nın da bir kısmını ele geçirdiler...

İddialar sürüp gidiyor. Nazi orduları saflarında yer aldığı, Gestapo’nun komutası altında kurulan faşist çetelerden “Hançer Birliği”ne komuta ettiği, savaşın ardından kurulan halk mahkemesi tarafından idama mahkum edilince eski SS üyelerinin örgütü olan ODESSA tarafından Türkiye’ye kaçırıldığı, ardından MHP’den ve AP’den milletvekili olduğu iddia edilen Türkler dahi var. Hatta bu Türklerden bir kısmının 12 Eylül öncesi Almanya’ya bizzat Alman istihbaratı tarafından kaçırıldığı da savunuluyor. Bu Türklerin adlarını bulmak için Susurluk sırasında Abdullah Çatlı ile adları anılan ülkücülere bakın diyenler dahi var. Sonuçta o dönemde Nazi Altınları ile kurulan ve bugün Türkiye’nin en büyük işletmeleri arasında adları geçen 20 kadar büyük şirketin olduğu söyleniyor...

İşte tüm dünyanın yakından takip ettiği Nazi Altınları yakında yayınlanmaya başlayacak iddialı bir televizyon dizisine ilham kaynağı oldu.

DİZİNİN YÖNETMENİ SERDAR AKAR BİLE “SAĞIR ODA”NIN HİKAYESİNİN BİR KISMINI BİLİYOR

“Annelerimizin yastıkaltı yaptığı altınlar tehlikede”

Kurtlar Vadisi’nin perde arkasındaki kahramanları Soner Yalçın’ın konsept danışmanlığını yaptığı, Serdar Akar’ın ise yönettiği “Sağır Oda” dizisi 18 Eylül’de gösterime giriyor. Yapımcılar Timur Savcı ve Cüneyt Özdemir’in talimatlarıyla izinsiz kuş bile uçurtulamayan dizinin setine ilk Haftalık giriyor. Gümüş dizisinin de çekildiği Kandilli’deki tarihi Abut Yalısı’ndayız. Sette hummalı bir çalışma var. Herkes yönetmen Serdar Akar’ın ağzından dökülecek sözleri bekliyor. Tıpkı Kurtlar Vadisi’nde olduğu gibi oyuncuların rolleriyle ilgili ayrıntılı bilgi sahibi olmadığını öğreniyoruz. Yani canlandırdıkları karakterin başına ne geleceğine veya kaç gün yaşayacağına dair en ufak bir fikre sahip değiller. Dizide neler olup biteceğini Serdar Akar ile konuştuk.

“İkinci Dünya Savaşı sırasında Yahudilerin Naziler tarafından toplanan altınlarının bir kısmı bir Türk’e verildi.” Bu gerçekten doğru mu?

Evet, bu bilgiler doğru.

Peki Almanlar bu altınların peşine düşmemiş mi?

Onlar da bu altınların peşindeler. Böyle bir arayışları var.

Türkiye’de bulunan altınların miktarı biliniyor mu?

Bu altınların değeri 86 milyar dolar tutuyor; Türk ekonomisini bile çökertecek cinsten. Ortada kesin olan bir şey var ki o da, bilinen haliyle bu altınların 110 bin ton olduğu. Ve bunun 10 bin tonu ortada yok. Nerede olduğu da belli değil. Eğer bu altınlar Türkiye’den çıkarsa, İsrail’in onu bizden tazminat olarak alma hakkı var.

Üzerine faiz de biner mi?

Biner muhtemelen. İşte o nedenle dizinin tanıtımında “annelerinizin yastık altındaki altınları tehlikede” diyoruz.
__________________
Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.

Eylül 2008


NuraN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-02-2007, 02:25   #49
Dişi Kartal
 
NuraN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Eski Dostlar Rakip Oldu



Click the image to open in full size.








Kurtlar Vadisi, günahları ve sevaplarıyla Türk televizyon tarihinde yerini aldı. Üzerinde daha çok konuşulacak, yazılacak kuşkusuz. Ama şu an bizi ilgilendiren kısın, dizinin yönetmeni Serdar Akar ve danışmanı Soner Yalçın. İkisi şimdi de " Sağır Oda " da bir araya geldi.
Kanal D'de eylül ayının ortasında ekrana gelecek "Sağır Oda"da, Engin Cezzar, Mahir Günşiray, Çağla Kubat ve Arsen Gürzap gibi oyuncular yer alıyor. Konusu ise okurken bile insanı heycanlandırıyor. Azrail ve 19 adlı romanlarının ve Candan Erçetin'in bir çok şarkısının söz yazarı Kahan Karahan'ın kaleme aldığı dizinin konusu şöyle :Hitler II. dünya savaşında ölüm kamplarına gönderdiği yahudilerden tonlarca altın topladı..Yıl 1944 savaşın kaybedileceğini anlayan naziler bu altınları güvendiği isimlere emanet etti.. bunlardan biri Türk'tü ! ..ve Yıl 2006 İstanbuldaki altın savaşını kazanan istihbarat örgütü Türkiye'nin kaderinide belirleyecek !.. Ve dahası ? Devamını ekranda izleyeceğiz.


Dizi fragmanında şu dikkati çekiyor: Soner Yalçın-Serdar Akar ikilisinden yeni bir dizi. Onlar artık bir ikili. Peki Serdar Akar ve Soner Yalçın'ın geçen senelerde dahil olduğu ekip nerede ? Niye yollar ayrıldı ? Efsanevi "Kurtlar Vadisi" ekibi, Necati Şaşmaz, Raci Şaşmaz, Bahadır Özdener.. Niye onlardan hala ses soluk yok ? Yeni bir dizi hazırlığı içinde oldukları biliniyor..


Bahadır Özdener'i aradık. "Bir değil belki bir iki projeyle çıkacağız izleyici karşısına . Size üç,dört sene daha yetecek kadar daha malzeme vereceğiz" diyor. Ama başka birşey söylemiyor. Sessiz ve derinden çalışıyorlar yine anlaşılan. İki üç ay sonra arenaya onlarda inecek. 2006'nın sonlarına doğru kıran kırana bir yarış bnaşlayacak yine. Bu kez Soner Yalçın-Serdar Akar ikilisi ile Bahadır Özdener-Raci Şaşmaz karşı karşıya gelecek.

__________________
Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.

Eylül 2008


NuraN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-02-2007, 22:54   #50
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Click the image to open in full size.
__________________


http://img81.imageshack.us/img81/9771/topmain8dd3mg5.jpg
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 21:22 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580