|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
27-12-2009, 23:54 | #1 | ||
Muhalif Kartal Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 731
Tecrübe Puanı: 18 |
Futbol Takimimizin kazandigi 100. yil sampiyonlugu aslinda alisila gelmis,klasik Besiktas sampiyonluklarinin disindaydi.Daha once gordugum ve yasimin yetmedigi, gormedigim ama okuyarak irdeledigim sampiyonluklarla son 2 sampiyonlugumuz arasinda onemli bir fark var.Onceki sampiyonluklarimiz alt yapidan gelen ya da cok genc yasta Besiktasa transfer edilen futbolcularin kendi bunyemizde yildiz yapilmasi ve sabir ile gelen sampiyonluklardi.Serdar bilgili ve yonetimi bunu yikarak kulubun gelirlerini arttirma ve transferlerle kisa yoldan sportif basari kazanma yolunu secti.Bu yontemi hic benimsemedim.Ama hakkini vermek lazim yontemi dogru uygulayip dogru adimlar attilar.100. yilda olusturulmasi 2 yil suren bir cok iyi bir takim kurarak basarili oldular. Ama bu degisimin sancilari daha sonra cekilmeye basladi.Ayni mantaliteyi benimsemis ama cok amatorce uygulayan bir yonetim deneme yanilma yoluyla ve takima tek bir yildiz kazandiramadan gecen yil yeni bir sampiyonluk kazandirdi. Aslinda yapimiz ve Besiktas insanlari bu yeni duzene uygun degildi.Fakat herkes rakiplerimizin flash transferlerine ic geciriyordu.Bu yeni yontem bir sure Besiktaslilarin kendini tatminine vesile oldu.Nede olsa bir onceki yonetim yontemi dogru uygulayinca verdigi sonuclarinda tatmin edici olmasi her Besiktaslinin yuzunde guller actimisti. Ama hepimizin gozden kacirdigi bunun cok riskli bir yol olduguydu.Aslinda Serdar Bilgilinin <Besiktas icin alt yapi bitmistir> demeci bugunlerin temelini hazirliyordu.Atilacak 2-3 yanlis adim sportif basarinin yerini huzne birakmasina,mali yapinin bozulmasina ve kulubun dengelerinin degismesine sebep olabilirdi.Bunu hicbirimiz goremedik.Yasayarak aci bir tecrube edindik. Biz ne Galatasaray gibi aristokrat kulturun,ne de Fenerbahce gibi simarik ve arabesk kulturun kulubuyduk.Yapimiz bu yontemdeki yanlislari kaldirmaya ,acilan mali delikleri kapamaya musait degildi. Simdi sutten hic agzimiz yanmamis gibi guti gelsin,sercan gelsin,volkan sen gelsin,x gelsin,y gelsin takimi kurtarsin edebiyatina devam ediyoruz. Herkesin kafasinda bu takim 4-3-3 oynar,4-4-2 oynar v.s. gibi sistem dusunceleri farklidir.Herkesin oyuncu tercihleride baska olabilir.Teknik direktor olmadik yanlislarla sampiyonlukta kaybettirir.Bunlar futbolun icinde olan seylerdir.Bunlari Besiktasta yasayabilir.Bu kabuledilebilir. Besiktasin yasamamasi gereken seyse kulturunden uzaklasmaktir.Hata 1 kere yapilmis ve hala telafisi mumkundur.Ama bundan sonraki yanlis atilacak her adim telafisi mumkun olmayan sonuclar doguracak,Besiktasi donusu olmayan bir yola sokacak.Ve maalesef basindaki haberler dogruysa bu donusu olmayan yola girilmek uzere.Hem transfer haberleri,hem Besiktasin oz cocuklarinin Besiktastan sogutulmasi,hem altyapidaki genc futbolcularimizin soyunma odasinda degilde konteynrlarda soyunmasi,hem de taraftarin altyapidan gelen 2 kisiden biri Serdar Ozkana burun kivirmasi bana gore sonun baslangici.Digeri Batuhanada Denizli burun kiviriyor. Besiktasin yasamamasi gereken birbaska seyse kisilerin kaprislerine boyun egmek. Mustafa Denizli ben seneye takimi calistirmak istemiyorum diyor sen adamin ayagina gidiyorsun.Nihat Bjk ye gelmiycem diyor Topuz elden kacinca Baskan hemen yaninda bitiyor.Prestij ayaklar altinda.Gonulsuz gelenlerin hali ortada.Hepsi bir yana sen Besiktassan Turkiyede yetismis hicbir isimle ve hicbir Turk kulubuyle pazarliga girmezsin.Teklifini verirsin kabul ederse eder etmezse keyfi bilir.Aksi durumda bu hallere dusmen kacinilmaz olur. Beni esas dusunduren ise bu konuya Su ana kadar tek aday olan Murat Aksununda deginmemesi.Futbol takimi icin hangi yolu izleyecek.Serdar Bilgilinin Baslattigi,Demirorenin devam ettirdigi bu kulture devammi edecek yoksa ozemi donecek. Bu sebepler yuzunden Metin Kecelinin adayligini aciklamasini heyecanla bekliyorum.
__________________ YETER!!! | ||
|
28-12-2009, 00:06 | #2 | ||
Savaşçı Kartal Üyelik tarihi: Jul 2007 Yaş: 43
Mesajlar: 9.555
Tecrübe Puanı: 46 | Üstad çok güzel bir yazı kaleme almışsın gerçekten. Serdar Bilgili ile başlayan ve Demirören ile devam eden dönemlerde haklısın ancak şunuda unutmamak gerekir. Günümüz Türkiye ligininin de endrüstrileşme yolunda hızla ilerlemesi bizlerinde artık yıldız oyuncu görmek isteğimiz ve yönetimlerinde buna çanak tutacak açıklamaları ile kendi kimliğimizden uzaklaştığımız doğru ancak bu söylediğin alt yapı konusunda yönetim zihniyetinden ziyade teknik direktörlüğe gelecek kişinin zihniyeti biraz daha ön planda olacaktır. Örneğin bu konuda en örnek gösterilecek kişi Arsene Wenger gibi bir isimdir..
__________________ Beşiktaşlı olmayanlara sesleniyorum. Birgün bu takımı sevmeyeceksiniz ona tapıcaksınız. profeminizm hareketi engellenemez !!! milliyet blog yazıları sayfam... | ||
28-12-2009, 00:09 | #3 | |||
saLLa Üyelik tarihi: Feb 2009 Yaş: 33
Mesajlar: 2.239
Tecrübe Puanı: 20 | Alıntı:
__________________ AяdaAydemir..* Siyahı yaşıyor, beyazı arıyoruz.. | |||
28-12-2009, 00:22 | #4 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 36
Mesajlar: 3.061
Tecrübe Puanı: 25 | Öncelikle bu değişen anlayış ve vizyon farkı sadece yönetimsel hamlelerle alakalı değildir. Süleyman Seba yı Serdar Bilgili göndermedi bu camiadan taraftar gönderdi neden gönderdi çünkü tamamen globalleşmeye başlayan futbol düzeni içerisinde piyasa haline gelen ciddi kazançların döndüğü bir dünyada diğer rakiplere karşı oluşan geri kalma hissi camiada iç yapıya karşı bağları koparmaya başladı. O kadar büyük bir camiayı yönetiyorsunuz ki alınacak kararlar oluşacak sonuçların önüne geçmeye başlar her sorunda. İleri görüşlü olmak ve görüşlerinin arkasında olmak gibi iki önemli eksiğimiz var. İlerde olabilcek sorunları asla görerek karar veremiyoruz ya da iyi kötü bir karar versek de arkasında duramıyoruz. Yani ne istikrar var ne inanç ne de bağlılık. Öze dönmek falan değil mesele dünyaya ayak uydurmadan etrafında değişen düzene kapılarını aralık bırakmadan asla bu kadar büyük kitleleri mutlu edemezsiniz. En fazla İspanya daki Bilbao örneği gibi bir vizyona sahip oluruz. Beşiktaşlılık duruşu öze dönmekten çok daha farklı bir şey bence. Kültür ve başarı birbirinden ayrılabilecek yapıda değiller artık günümüz dünyasında. İkisi birden olduğunda mutluluğun gelmemesi zor ama bir gerçek var ki başarı olmadan kültürün yükseldiği bir ortamdaki etkiyle kültürün ikinci planda tutulup başarının ağırlığını koyduğu bir ortamdaki etkinin farkı çok açık ortaya çıkacaktır. Başarı devam ettikçe herkes yapmacık mutluluklarını herşeyden çok koruyacaktır. Ama bunun gerçek bir mutluluk olmadığı anlaşılınca da işte bizim bugün yaptığımız gibi son ayakta durma çabaları anlaşılmaz gürültülü sesler çıkararak panik halinde gösterilir. Herkes ayrı telden çalıyor tamamen kaos ortamı var ki böyle bir ortamda gerçekten demokratik bir sonuç ortaya çıkacak mı oda muamma. Kısacası kültür meselesi daha geniş incelenebilcek bir mesele bence sadece yönetimlerin kararlarıyla ne değişir ne yokolur ne de yeniden başlar. Kültürün futbolda kalbinin attığı yer de taraftardır. Nasıl zamanında Seba yı gönderdiyse bu taraftar gerçekten istiyorsa o yapıya dönebilir önce bunu sormalıyız kendimize biz gerçekten ne istiyoruz ve istediğimiz şeyde nasıl bir rol almak istiyoruz ? | ||
28-12-2009, 00:57 | #5 | ||
Muhalif Kartal Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 731
Tecrübe Puanı: 18 | Bence en cok tartismamiz gereken konu.Bu yuzden hepinize cevap vermek istiyorum. Akdora:Futbolun endustriyellestigi ve yildiz gerekliligi tabiki yadsinamaz.Bende hic transfer yapmayalim,yildiz almayalim demiyorum.Dedigim takimin iskeleti dedigim sekilde olusturulduktan sonra bu yildizlar transfer edilsin.Ornek Barca.Teknikdirektor konusundada soyle bir strateji benimsene bilir.Once yetistirici bir teknik adam getirirsin sabredersin.Takim tecrube kazanip yas ortalamasi artinca sonuc alici bir hoca ile yola devam edersin.Yada her iki ozelligide icinde barindiran bir hoca ile anlasabilirsin.Yanlisda olsa once bir strateji olusturulsun.Kim bosta hoop Denizli git imza attir.Malzemeni en iyi degerlendirecek hocayi bulmak yapilabilir. Arda Kardesim: Yasin cok genc.(Bunu lutfen yanlis anlama).Kulubun borcu 200 milyon usd civarinda.Sana sunu soyleyeyim kulube icralar hacizle gelmeye basladiginda o anli sanli Besiktasli zenginlerin hicbiri elini cebine atmaz.En basta yazdigim <yasin cok genc> ibaresini bu yuzden yazdim.Ben kimlerin ne vaadler verdigini ve hicbirinin yapilmadigini cok cok iyi hatirliyorum.Sakin ola her Zengin Besiktaslinin lafina inanma.Onlarda Laf cok,icraat yok. Dartheagle:Sebayi yollayan taraftarin %80 i bugun bin pisman.Sebanin 86 senesinde Inonuyu satin alalim diyip bu fikrin divan kurulundan dondugunu bilirmisin.Bu ornek sunu acikliyorki Seba bugune kadarki tum kulup baskanlari icinde en ileri goruslu olani idi.Bugun kulubun gelirlerini elde ettigi tum tesislerin yapimi Seba doneminde baslamis.Kulubun sahibi oldugu tum araziler Seba doneminde kulube kazandirilmistir.Yani Seba zihniyeti endustriyellik,ileri gorusluluk gibi konularda sinifta kaldiysa ondan sonrakiler okuldan kovulmali. Mesele Dunyaya ayak uydurmak ise Barcelona takiminda altyapidan gelen kac oyuncu var?Ben soyleyeyim 8. Benin anlattigim Besiktaslilik durusu degildi zaten.O durus Sebayla basladi Sebayla bitti.O ayri bir topic konusu. Taraftarin istegini yapan yonetim ya da taraftarin yonetimde,genel kurulda etkin rol almasi ise bir kulup icin cok tehlikeli bir olgu.Normali bu.Ama anormal bir donemdeyiz.Forumlardan ya da macta yanima oturan taraftarin fikirlerini dinledigimde gordugum bizim yoneticilerimizin ve genel kurul uyelerimizin ustunde fikirlere sahip oldugu.Bence Taraftar fikir ve dusunce bazinda yonetenleri gecti.Bu durumda ne yapilir? Ne bir fikrim var, nede bir tecrubem.
__________________ YETER!!! | ||
28-12-2009, 01:39 | #6 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 36
Mesajlar: 3.061
Tecrübe Puanı: 25 | Yo yo yanlış anladın abicim ben Seba yı eleştirmiyorum sadece taraftarın da bu değişen anlayışda etkisi büyük daha doğrusu futbol dünyasındaki endüstriyel değişim içinde taraftarın da yönetim birimlerinin de rolü vardır ve bu sürece ortak olmamaları da çok zordu zaten. Seba ileri görüşlüydü ve düşüncelerinde kararlı bir insandı çok güzel örnek vermişsin İnönüyü o zamandan satın almak istiyordu yapısal düzende çok büyük atılımlar içindeydi. Seba ne yapmıyordu gereksiz yere büyük paralar harcayıp endüstriyel ve popülist bir tavrı birleştirerek amatörce hareketler yapmıyordu ama onun attığı sağlam adımların sesi asla basın yayın organlarında yükselmedi. Parayla oynayan kalemler diğer klüplerin isimlerini daha çok sayfalarına taşıyıp yaptıkları gündelik işleri göklere çıkardıkça taraftarın içinde haksızlık hissi doğmaya başladı bu da taraftarı mantıksız hareketlere yöneltti. Ve bu yüzden son derece haksız bir şekilde Seba gönderildi. Zaten bu yüzden Seba örneğini verdim özden uzaklaşırken yönetimle birlikte taraftar da bu yola çıktı şimdi hepimiz pişmanız karşı çıktığım nokta taraftarın durumundan bahsetmemendi sadece. Dünya ya ayak uydurmak derken bunun doğru veya yanlış oluşundan çok zorunlu oluşunu belirtmek istemiştim yoksa altyapıya önem vermeden de ayakta durmak imkansızdır. Zaten bütün büyük klüpler en büyük yatırımlarını altyapıya yaparlar. İskeleti böyle oluşturup büyük paralara 1-2 oyuncu alıp o takımı şov dünyasına hazırlarlar. Ama şöle de bir durum var Barcelona gibi takımlar başarıya alışmış takımlardır oraya gelen oyuncular ya da orada yetişen oyuncular kendilerini kabul ettirmek için uğraşmazlar zaten kendilerini kabul ettirmişlerdir sadece bu büyük sahnede aldıkları rolden zevk alırlar. Bizde ise durum farklı bizde tamamen bir çıkar savaşı durumu var ortaya konulan şeyden çok herkes kendini gösterme peşinde. Barcelona nın yaptığı işi biz kolay kolay yapamayız. Zaman zaman altyapıya yönelinir çok kısa sürede büyük verim alınmaya çalışılır bu tabii ki başarılamaz ve sonuçta da bu başarı parayla sağlanmaya çalışılır bu sefer, paranın da kazandıramayacağı şeyler vardır bu istikrar ve emek gibi olgulardır. Büyük paralarla küçük adamlar büyük puntolarla yazılır ama mürekkebi kurumadan isimleri unutulmuş olur. Geriye büyük hayal kırıklıkları ve umutsuzluk kalır. Bu da gene en çok altdaki yapıyı bozar onu zedeler. Para gibi en tehlikeli bağımlılıklardan birine çoktan kaptırmışız paçamızı o nereye sürüklerse biz oradayız işin özeti bu. Taraftarın isteğini yapan yönetimden çok taraftarın isteğini gerçekten anlayan bir yönetimin olması önemlidir. Çünkü taraftar klüplerin duygusal tarafıdır taraftar ne olursa olsun mantığını asla öne çıkaramaz. Bu mantıksız olduğundan değil o kadar tarafsız bir sevgiyle bağlıdır ki renklere o renklerden başka birşey göremez e aşkın sevginin büyüdüğü yerde mantık biraz geride kalır hak vericeksiniz ki. Yani taraftarı duymaktan öte taraftara bakmaktan öte onları gören duyanbir yönetim önemlidir. Taraftarın ne istediğini anlayamadan onun istediğini yapan yönetim asıl en tehlikeli olgudur bence. Taraftar olmanın ötesine geçebilmek o yönetimdeki insanları tepeye taşımıştır bunun hakkını vermezlerse taraftar bile olamayacak vicdan azabıyla yaşamak zorunda kalabilirler kalan hayatlarında. | ||
28-12-2009, 01:44 | #7 | ||
zɐʎaq ɥɐʎis Üyelik tarihi: Jun 2006 Yaş: 42
Mesajlar: 11.401
Tecrübe Puanı: 40 | Tüketim toplumu haline dönüşmekle ilgisi var bence. Bir de başarının tamamen şampiyonluğa endekslenmesiyle. Ben o eski Beşiktaş gibi Beşiktaşa dönüleceğini bilsem 10 yıl şampiyon olmamaya razı olurum. Ama bunu kimseye açıklayamazsınız artık.
__________________ Emre - 1981 - Yeşilköy - Arh + | ||
28-12-2009, 02:55 | #8 | ||
Muhalif Kartal Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 731
Tecrübe Puanı: 18 | Dartheagle ben yanlis anlamisim ilk yazdigini.Anlastik simdi.Yalniz Barca ornegini birebir alma.Ajax,Man.United ve niceleri eklenebilir.Diyeceksinki onlarda basariya alismis takimlar.Peki biz 96 senesine kadar aldigimiz sampiyonluklari bu yolla almadikmi?Basariya aliskinlik ligimizde bizdede varolan bir durum degilmiydi?Gelenlerin ve yetisenlerin kendini gosterme arzusu ozamanda vardi?Bu durumda muhtemelen Basarilar hep lokal kaldi diyeceksin.Iste zurnanin pirt dedigi yer orasi. Biz yabanci futbolcu transferini ogrenemedik.Gencken alip yildiz yapip yuksek paralar kazandigimiz yabanci varmi? Yok.Bizde oynayip komik fiyada Man.Unitede verdigimiz Ronny Johnsenin degerini bildikmi? Hayir.Bizde is yapan yabancilar genellikle kariyerinin sonunu yasayan Turkiye ligine gore ustun ama avrupaya gore ortalama duzeyde futbolcular.Bu gercegi bizim yildizimiz olduklari icin onlara konduramadik.En yakin ornek Bobo.Avrupada sira takimlari disinda asla piyasasi olamaz.Ama biz buyuk yildiz yapip vazgecilmez adlediyoruz.Kariyerinin sonundada olsa takimin yapisina uyum saglayacak cok klas yabancilar tum basarilara ulasmamizi saglayacaktir. Yazmak istemedim ama G.S. bunu yakin donemde yapti.Altyapidan yeteneklerini cikardi(Okan,Emre,Bulent,Arif,Tugay,hatirlamadikla rim),Turkiyeden istikbal vaadedenleri dusuk fiyatlara bunyesine katti (H.Sukur,Vedat,H.Unsal,U.Davala...) ve uc yildizla takimini susledi(Hagi,Popescu,Tafarel).Sonuc UEFA kupasi oldu. 9 sene evvelde endustriyel futbol vardi.Saglam bir iskeletin uzerine Taraftarin yildiz istegi dogru mevkiilere dogru isimlerle giderilirse once lokal basari sonrada uluslararasi basari gelir.Bu yaklasik 200 milyon usd borclanmayida gerektirmez. Taraftar avrupada basari istiyor hakli olarak.Ligde cekistiginin rakibin tarihinde bir avrupa kupasi varsa sampiyonluk kimseyi kesmez.Ama bu tabloya bakilarak bir sureligine aci vaadetmeyen(acidan kasit isimsiz transferler,ucuz maliyetlere futbolcu bulunmasi,bonservisi elinde adamlara yonelinmesi ile bir donemin borclari eriterek gecirilmesi) bir yonetim anlayisi olusmadigi surece degil BJK nin avrupadaki basarisi,ligde ilk 3 te yerinin saglamligi tartisma konusu olacak.Ama bu demek degilki aci cekerken sampiyon olmayacaz,basari kazanmayacagiz.
__________________ YETER!!! | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |