|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
26-02-2007, 16:04 | #1 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
|
Aracı Kurum Hesap Ekstrelerinde Yaşanan Sorunlar Henüz bir çok yatırımcının kayıtsız kaldığı bu konuda çıkabilecek sorunların temel nedeni ama çözüm kaynağı da hesap ekstremleridir. Hisse senedi alım-satımı yapmak isteyen bir yatırımcının aracı kuruma başvurusu halinde,mevzuatlar ve Sermaye Piyasası Kurulumuzun düzenleme ve uygulamaları doğrultusunda aracı kurumlarca önceden hazırlanmış ve matbu hale getirilmiş hisse senedi alım-satımı sözleşmesi yatırımcı ve aracı kurum yetkililerince karşılıklı olarak imzalanmakta ve yatırımcı adına aracı kurum nezdinde bir müşteri hesabı açılarak müşteri numarası verilmektedir. Aracı kurumlar,çerçeve sözleşmesine dayalı olarak yaptığı tüm parasal işlemleri(para yatırma-çekme,nakit virmanı vb) ile hisse senedi alım satımı işlemlerini bu hesaba kaydederek izlemektedirler. Bu kayıtların ise yatırımcının gerçek iradesi ve talimatlarını aynen yansıtması gerekmektedir.Bu hesaptaki kayıtların yatırımcının talimatlarını yansıtmasına karşılık kayıt tutulması aracı kurumun görev ve yetkisi dahilindedir.Bu nedenlerle de aracı kurum yatırımcı işlemlerini gerçekleştirirken olduğu gibi kayıtların tutulmasında da gereken özeni göstermek ve basiretli bir tacir gibi davranmakla yükümlüdür. Aracı kurumların yatırımcı iradesini yansıtan ve usulüne uygun tutulmuş kayıtları gösterir hesap ekstrelerini,son bir ay içinde işlem yapılmışsa yatırımcıya göndermekle yükümlülüğünün yanında yatırımcının talebi halinde kendisine vermekle de yükümlülükleri de vardır.Yatırımcı hesap ekstresini bizzat alabileceği gibi faks vb.iletişim araçlarıyla da temin etmesi mümkündür. Her ne şekilde olursa olsun hesap ekstresi kendisine ulaşan yatırımcının hesabına ait ekstresindeki yüm işlemleri teker teker kontrol ederek işlemlerin,hisse senedi alım satımı çerçeve sözleşmesi ve kendi talimatlarına uygun olup olmadığını incelemesi, en küçük bir tereddüt halinde yazılı olarak aracı kuruma itirazda bulunup düzeltme istemesi gerekmektedir. Hiç bir sorun olmasa dahi ilerideki olası sorunlara karşılık alınan ekstrelerin belirli bir süre muhafaza edilmesinde fayda vardır. Özlellikle yopun işlem yapan yatırımcıların daha sıkı takipte bulunmaları da kendi yararlarınadır. Hesap ekspresini inceleyen yatırımcı,ekspresindeki işlemlerden kendisine ait olmayan veya talimatlarına aykırı olarak yapılmış işlem veya işlemlerin varlığını tespit ettiği takdirde derhal ve genellikle hesap ekstremlerinin alt kısmında belirtilen itiraz süresi içerisinde,ki bu sürenin de yatırımcı aleyhine olarak genel itiraz süresinden kısa tutulması mümkün değildir,yazılı olarak aracı kuruma müracaat ederek itiraz etmesi ve itiraz dilekçesinin bir nüshasına alındı kaşesi bastırıp kendisinde muhafaza etmesi gerekmektedir. Aracı kurumca,yapılan itiraza itibar edilmemesi halinde yatırımcının yasal yollara başvuru hakkı mevcuttur. Ancak yatırımcının yasal yollara başvurabilmesi için öncelikle kendisine tebliğ edilen ekstremlere süresi içerisinde itiraz etmesi gerekmektedir. Uygulamada bu konuya özen göstermeden haklı olarak itiraz edilmesi gereken işlemleri olan bir yatırımcının itiraz hakkını kullanmadan işlem yapmaya devam etmesi itiraz edilen işlemlere icazet verilmiş, yani talimata dayalı ve kabul edilmiş bir işlem haline geldiğinden daha sonra geriye dönük olarak kısmi işlemlere itiraz hakkı kaybedilmektedir. | ||
|
26-02-2007, 16:04 | #2 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Enline Borsa Bilindiği üzere borsada hisse senedi alım satımı yapmak isteyen yatırımcıların aracı kurumla imzaladıkları alım satıma aracılık sözleşmesini karşılıklı olarak imzalamaları zorunludur. Ana hatları ve sözleşmede bulunması gereken hükümler mevzuatta ana başlıklar halinde belirtilmiş olup bu zorunlu hükümler ve diğer istenilen hükümlerin de mevzuatlarda belirtilen hükümlere aykırı olmaması gerekmektedir. İşte bu şekilde hazırlanmış bir sözleşme dahilinde yapılan hisse senedi alım satım işlemleri için verilecek emirlerin nitelikleri ve verilme şekilleri de sözleşmede mevzuat gereğince ayrıntılı olarak hüküm altına alınmaktadır. Alınmakta ama uygulamada en çok sorun da emirlerin verilip verilmediği,usulüne uygun olup olmadığından kaynaklanmaktadır. Tüm yatırımcıların aracı kuruma ait seans salonlarına gidip de yazılı emir vermeleri olanaksız olduğundan telefon,faks vb. iletişim araçlarıyla da emir verilmesi olanağı vardı. Ancak bu emirlerin de daha sonra ispatlanabilir hale getirilmesi gerekmektedir. Gelişen teknoloji ve iletişim olanakları nedeniyle hızla yayılan internet aracılığıyla hisse senedi alım satımı mümkün hale gelmiştir. Mevzuatta bu konuda yeni düzenleme yapılırken aracı kurumlar yine yasaların önünde bu hizmeti vermeye başlamıştır. Borsamızın gelişmesine ve yatırımcı sayısının artmasına yardımcı olacak online borsa bu gün bir çok aracı kurum ve banka aracı kurumları tarafından yatırımcılara önemli bir hizmet olarak sunulmaktadır. İnternet üzerinden işlem yapmak isteyen bir yatırımcının öncelikle aracı kurumla bir hisse senedi alım satımı çerçeve sözleşmesi ve buna bağlı olarak da internette işlem yapabilmek için bu konuda düzenlenmiş bir sözleşme imzalaması gerekmektedir. İnternet aracılığıyla işlem yapılmasına olanak veren bu sözleşmede teknik ve hukuki bir çok hükme yer verilmekle birlikte sözleşmenin en önemli hükmü müşteriye bir "kullanıcı kodu" ve "şifre" verilmesidir. Yatırımcının internet üzerinden işlem yapmasına olanak sağlayan kullanıcı kodu ve şifrenin güvenliğinin sağlanmasından doğal olarak yatırımcı sorumludur. Bu nedenle yatırımcıların bu konuda gerekli özeni göstermeleri gerekmektedir. Ancak yatırımcıdan veya aracı kurumdan kaynaklanan teknik hatalardan doğabilecek uyuşmazlıklar söz konusu olabilecektir. Burada temel sorun yine verilen emrin varlığı ve niteliği olup bunun yanında emrin aracı kuruma ulaşıp ulaşmadığı, ulaştı ise ne şekilde ve ne zaman ulaştığı gibi sorunların doğması kaçınılmazdır. | ||
26-02-2007, 16:04 | #3 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Kredili İşlem Borçları Bilindiği üzere hisse senetleri işlemleri içerisinde önemli bir yeri olan kredili işlemler üzerinde önemle durulması gereken bir husustur. Kredili işlemlerin nasıl gerçekleştirileceği ve hangi esaslar dahilinde yapılacağı Sermaye Piyasası Kurulu tarafından düzenlenmiş özel bir tebliğde ele alınmıştır. Bu Tebliğ dahilinde gerçekleştirilen işlemlerde temel koşul bu konuda yetkili aracı kurumla yatırımcı arasında kredili işlemlere ilişkin bir çerçeve sözleşmesinin imzalanmasıdır. Bu sözleşmenin temel unsurlarından olan öz kaynak bulundurma zorunluluğu ve temerrüt halinde uygulanacak faiz oranı son günlerde büyük önem kazanmıştır. Zira borsadaki son olumsuz gelişmeler karşısında düşen hisse senetleri fiyatları nedeniyle kredili işlem yapan yatırımcıların öz kaynaklarında önemli kayıplar ortaya çıkmış bu durum gerek yatırımcıları gerekse aracı kurumları oldukça güç durumlarda bırakmıştır. Aracı kurumların birçoğu kredili işlemleri geçici bir süre için de olsa durdurmuştur. Kredi borcu olan müşterilere de ilgili Tebliğ gereğince öz kaynak tamamlama bildirimleri gönderilerek öz kaynaklarını tamamlamaları ve borçlarını ödemeleri bildirilmiştir. Kredili işlem çerçeve sözleşmesinin temel unsurlarından olan temerrüt halinde uygulanacak faiz oranı da korkunç boyutlara ulaşan faizler nedeniyle güncellik kazanmıştır. Çerçeve sözleşmelerinde uygulanacak oranın belirlendiği temerrüt faizi yatırımcının temerrüdü halinde aracı kurum tarafından kendiliğinden tahakkuk ettirilerek yatırımcının hesabına borç olarak kaydedilmektedir. Ancak tarafların karşılıklı mutabakatları ile belirlenen bu faiz oranında meydana gelecek değişikliklerin de kural olarak taraflarca karşılıklı olarak yazılı biçimde belirlenmesi gerekmektedir. Ancak faizlerdeki ani yükseliş karşısında mağdur duruma düşen aracı kurumların yatırımcı ile mutabakat sağlamadan faiz oranlarındaki artışları yatırımcıya yansıtmaları gündeme gelmiş bulunmaktadır. | ||
26-02-2007, 16:04 | #4 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Yatırımcıyı Tanıma Kuralı Sermaye piyasamıza önemli yenilikler getiren 15.12.1999 tarih ve 4487 sayılı Kanun doğrultusunda Sermaye Piyasası Kurulu tarafından hazırlanarak Resmi Gazete’nin 07.09.2000 tarih ve 24163 sayılı nüshasında yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Seri : V No:46 sayılı “ Aracılık Faaliyetleri ve Aracı Kuruluşlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ”’in “ Müşteriyi tanıma kuralı” başlıklı 12.maddesini ele almak istiyorum.Bu madde aynen şu şekildedir: "Müşteriyi tanıma kuralı Madde 12- Aracı kuruluşlar,4208 sayılı Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine Dair Kanun ve ilgili mevzuat hükümleri uyarınca hesap açmadan önce müşterilerinin kimlik bilgilerini tespit ederler. Aracı Kuruluşlar ayrıca müşterilerinin risk ve getiri tercihleri,yatırım amaçları ve mali durumları hakkında yeterli bilgiye sahip olmak amacıyla standart formları geliştirmek,bu formlarda yer alan bilgileri güncelleştirmek ve formları saklamak zorundadırlar.Müşterilere bu bilgilerin risk tercihlerinin ölçülmesi amacıyla istendiğinin bildirilmesi,müşterinin bilgi vermekten kaçınması halinde sorumluluğun kendisine ait olacağı konusunda uyarılması ve bilgi vermek istemediğine ilişkin yazılı beyanının alınarak müşterinin çerçeve sözleşmeleriyle birlikte saklanması gereklidir." Uzun zamandan bu yana ilgili resmi makamlarca aracı kurumlara gönderilen muhtelif yazılarda,belirtilen şahıslar hakkında bilgiler istenilmekte ve aracı kurumlar da varsa sahip oldukları bu bilgileri aktarmaktadır. Böyle yoğun bir yazışma ortamının varlığı karşısında yukarıdaki maddenin aracı kurumlar açısından daha somut bir hale getirilmiş olması önem arzetmektedir. Yukarıda aynen aktardığımız Tebliğ maddesini şu şekilde değerlendirebiliriz: * 1.Parağrafta açıkça belirtildiği üzere aracı kurumların,4208 sayılı Kanun ve ilgili mevzuatlar gereğince, müşterilerinin kimlik tespitlerini yapmaları gerektiği belirtilmiştir. Zaten müşterileri ile çerçeve sözleşmeleri imzalayan aracı kurumlar müşteriye ait bilgileri sözleşmelerde belirtmekte ve kimlik suretlerini de sözleşmelere eklemekteydiler. Ancak bu yeni düzenleme karşısında yapılacak kimlik tespitinin 4208 sayılı Kanun ve ilgili mevzuata uygun şekilde yapılması gerekmekte olup bundan dolayı aracı kurumların da ilgili yasal düzenlemeler karşısında sorumlu tutulmaları kaçınılmazdır. * Tebliğ,yayım tarihi olan 07.09.2000 tarihinde yürürlüğe girmiş olmakla birlikte aracı kurumlara Geçici 2. madde ile 6 aylık bir geçiş süreci tanınmış bulunduğundan, bir yükümlülük teşkil eden bu düzenlemenin de Tebliğ'in yayımından 6 ay sonrası için geçerlilik ve yükümlülük oluşturacağı düşünülebilir.Dolayısıyla bu tarihten sonra “hesap açmadan önce” müşterilerin kimlik tespitlerinin,belirtilen yasal düzenlemelere uygun olarak yapılması gerekmekte olup daha önce açılmış hesap sahiplerine ait kimlik tespitlerinin güncellenmesi,eksiklerin tamamlanması gibi hususlarda açıklık yoktur.Kanaatimce aracı kurumların daha önce açılmış hesap sahiplerinin kimlik bilgilerini gözden geçirip yasal zorunluluklara göre yeniden tespit etmelerinde yarar vardır. * Maddenin 2.parağrafının ilk cümlesinde ise aracı kurumlara ayrı bir zorunluluk getirilerek her bir müşteri için ayrı ayrı olmak üzere “standart bilgi formu geliştirmek”, “formdaki bilgileri güncelleştirmek” ve “formları saklamak” şeklinde sorumluluklar yüklenmiştir.Ancak takip eden 2.cümleden ise istenen bilgileri vermek istemeyen yatırımcıların vermeyebileceği anlaşılmaktadır.Bu ise müşterinin yazılı beyanının alınması ile mümkün olacaktır.Söz konusu yazılı beyanların ise çerçeve sözleşmeleri kapsamına alınmadan ayrı bir belge şeklinde düzenlenerek sözleşmeye eklenmesi ve birlikte saklanması gerekmektedir. * Müşteriyi tanıma kuralı,aracı kurumlara yüklenmiş bir zorunluluk olmakla birlikte yatırımcılarımızın da ileride bu konuda olası sorunlarda mağdur duruma düşmemeleri için maddede belirtilen yükümlülüklerle ilgili bilgileri aracı kurumlara eksiksiz ve doğru olarak vermeleri,meydana gelen değişiklikleri düzenli olarak bildirmelerinde fayda olup gerek bu bilgilerin doğru ve eksiksiz olarak verildiği ve 2.parağrafta belirtilen bilgi verilmeyeceğine ilişkin beyanlarının varlığını yazılı olarak belgeleyebilecek şekilde kendilerinde de bilgi ve belge bulundurmaları önem kazanmaktadır. Tebliğ'in "Yürürlük" başlıklı 66'ıncı maddesinde "Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer." denilmişse de aynı Tebliğ'in Geçici 2'nci maddesinde ise "Mevzuatta aksi belirtilmedikçe aracı kuruluşlar bu Tebliğ ile öngörülen yükümlülükleri Tebliğ'in yürürlüğe girmesini izleyen 6 ay içinde yerine getirmek zorundadırlar." denilmiştir.Bu her iki hüküm karşısında aracı kurumların 12.maddeden doğan yükümlülükleri açısından 6 aylık geçiş sürecini kullanabilecekleri düşünülebilir. | ||
26-02-2007, 16:05 | #5 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Kredili İşlemlere Özel İşlem Sınırı Sermaye piyasamızdaki borsa işlemlerinde büyük önem arzeden kredili işlemlerin sağlıklı yürütümünü temin için halen yürürlükte bulunan Seri : V No : 18 sayılı "KREDİLİ MENKUL KIYMET AÇIĞA SATIŞ VE MENKUL KIYMETLERİN ÖDÜNÇ ALMA VE VERME İŞLEMLERİ HAKKINDA TEBLİĞ" başlıklı Tebliğ ile konu ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Kredili işlemlerin riskleri karşısında Tebliğ'le gerekli önlemler alınmıştı. Tebliğ'in Genel Hükümler Bölümünde yer alan "İşlem Konusu Menkul Kıymetler ve İşlem Sınırı" başlıklı 5'inci maddesinin 5'inci parağrafı şu şekildedir : " Aracı kururluşların kendi kaynaklarından kredi vermeleri halinde bir müşteriye açacakları kredi tutarı özsermayelerinin % 10(yüzde on)'unu aşamaz." Sermaye Piyasası Kanunu'nda değişiklik yapan 4487 sayılı Kanun gereğince Kurul tarafından güncel gereksinimler ve değişiklik gerekçeleri doğrultusunda hazırlanan Tebliğ Taslağı'nda " Özel İşlem Sınırı" başlıklı 6'ncı madde ile konuya yeni bir boyut getrilmiştir. "Özel İşlem Sınırı Madde 6- Aracı kurumların bir müşteriye açacakları kredi tutarı,özsermayelerinin % 10(yüzdeon)'unu aşamaz.Bu oranın hesaplanmasında; - Bir gerçek kişi ile eş ve velayeti altındaki çoucuklarına, bunların sınırsız sorumlulukla katıldıkları veya yönetim kurulu başkanı, üyesi,genel müdürü ya da genel müdür yardımcısı oldukları ortaklıklara, - Bu kişilerin veya bir tüzel kişinin sermayelerinin doğrudan veya dolaylı olarak % 25 veya daha fazlasına iştirak ettikleri ortaklıklara, - Kurul tarafından aralarında istihdam ilişkisi,akdi ilişki ya da sair nedenlerle birlikte hareket ettiği belirlenenlere, verilecek kredi toplamı,bir müşteriye açılmış kredi sayılır" | ||
26-02-2007, 16:05 | #6 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Yatırımcı Hesap Ekstreleri Bilindiği üzere yatırımcıların aracı kurumlar kanalıyla yaptıkları hisse senedi alım satımına ilişkin işlemlerinin,bu konuyu düzenleyen çerçeve sözleşmesi gereğince,aracı kurumlarca düzenlenip takip edilen ve müşteri mutabakatı ile anlam ifade eden müşteri hesaplarındaki hisse senedi ve nakit işlemlerine ilişkin hareketlerin yer aldığı ekstrelerin yatırımcılara ulaştırılması gerekmektedir. Hesap ekstrelerini bizzat almayan veya alamayan yatırımcıların hesaplarına ilişkin ekstrelerin ne şekilde,hangi aralıklarla yatırımcıya ulaştırılacağını mevzuatımız düzenlemiştir.Bu düzenleme ile gerek aracı kurumların gerekse yatırımcıların kendilerini korumaları ve karşılıklı olarak sağlanan mutabakatla olası uyuşmazlıkların önlenmesi amaçlanmıştır. Sermaye Piyasası Kurulumuzun kanundan doğan yetkiyle uygulamaya koyduğu ve halen de yürürlükte olan Seri : V No: 6 sayılı "Aracılık Faaliyetinde Belge ve Kayıt Düzeni Hakkındaki Tebliğ"'in "Aracı Kuurluşlar Tarafından Tutulacak Defter ve Belgeler" başlıklı 4'üncü maddesinin 5'inci fıkrasında aşağıdaki hüküm yer almaktadır. "Aracı kuruluşlar bu Tebliğ'in 1,2 ve 3 numaralı eklerinde örnekleri yer alan "Hesap Ekstresi","Müşteri Menkul Kıymet Hareket Listesi" ve " Müşteri Menkul Kıymet Hareket Dökümü"'nü,aylık dönemler itibariyle ilgili dönemi izleyen yedi gün içinde müşterilerinin adrelerine göndermek zorundadırlar.Şu kadar ki ilgili dönem içinde herhangi bir işlem yapmayan müşterilere yukarıda yer alan belgeler gönderilmeyebilir." Bu açık ve net hüküm her ne kadar aracı kurum ve yatırımcılar arsındaki ilişkileri dengelemekteyse de aslında yatırımcıların hesplarından düzenli ve sağlıklı olarak haberdar olmalarının sağlamak açısından önemlidir. Yatırımcıarın kendilerine bir hak tanıyan bu hüküm gereğince ekstrelerinin düzenli olarak kendilerine gönderilmesi gerektiğini bilmeleri,aksilik halinde gerekli girişimlerde bulunmaları gerkmektedir. Aracı kurumlara başlangıçta bir yükümlülük getiren bu düzenleme sonuçta olası sorunları ve itirazları engelleyeceğinden üzerine hassasiyet gerektiren bir konudur.Anacak bunula birlikte yasal bri zorunluluktur. Zira konunun gündeme gelmesini sağlayan husus ise Semaye Piyasası Kururlu'nun son haftalık bülteninde bu konuya riayet etmeyen,yani yatırımcılara ait hesap ekstrelerini göndermeyen aracı kuruma yine yeni bir düzenleme gereğince idari para ceza verilmesiydi. Aracı kurumların bu konunun yasal bir yükümlülük olduğunu bilmeleri ticari faaliyet koşullarının bir gereği olarak karşımıza çıksa da önemli olan yatırımcılarımızın ekstrelerini almak,düzenli olarak adreslerine gönderilmelerini sağlamak,tereddüt halinde ise itirazda bulunmak gibi yatırımcı sorumlulukları vardır. | ||
26-02-2007, 16:05 | #7 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Aracı Kurum Birleşmeleri ve Doğabilecek Sorunlar Yaklaşık 4 yıldır yoğun olarak süren şirket birleşmeleri,ülkemiz ekonomisinin bir gereksinimi olarak ortaya çıkmış olup ticari yaşamda faaliyet gösteren şirketler arasında önemli birleşmeleri bereberinde getirmiştir. Birleşme nedenleri ve gerekçeleri ekeonomistlerin konusu olmakla birlikte olumlu bir gelişme olarak değerlendirilmelidir.Bu konuda hızlı davranan ve zamanlamayı iyi yapan şirketlerin ne denli kazançlı olduğu da bilinmektedir. Başlangıçta aynı şirketler grubuna dahil şirketlerin birleşmeleri ile başlayan gelişme zamanla değişik sermayedarlara ait şirketleirn birleşmeleri ile yeni bir boyut kazanmıştır. Bütün bu anlamda birleşmeler,ülkemiz hukukunda şirketler hukukunu da içeren Türk Ticaret Kanunu'nun 451'inci maddesi vd.hükümleriyle Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 37,38 ve 39'uncu maddelerinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. İMKB bünyesinde yaşanan en yeni bileşme olayı Anadolu Endüstri Holding bünyesindeki bira şirketlerinin birleşmesi olmuştur.Gerek bu şirket sahiplerinin ve gerekse Kurul'un konuya yaklaşımları ile olumlu bir birleşme olayı başarıyla tamamlanarak borsamız yatırımcıların birleşme olayı nedeniyle her hangi bir mağduriyetine neden olunmaksızın işin gereğini yerine getirilmiştir.Her ne kadar yatırımcıların birleşme nedeniyle hisse sayılarında değişiklikler olmuşsa da birleşmeden kaynaklanan hisse oranlarının Kurul nezdinde de tespiti ile soruna yol açılmadan birleşme neticelenmiştir. Türk Ticaret Kanunu'nun 451'inci maddesi doğrultusunda gerçekleştirilen birleşme ile devir alınan şirketin tüm aktif ve pasifi tasfiyesiz infisah suretiyle kül halinde devir alan şirkete intikal etmektedir. Şirketler arsında yoğun olarak yaşanan bu birleşmelerin aracı kurumlar arasında da gerçekleştirilmesi yönündeki olumlu düşüncelerin sonrasında şirketler arasındaki birleşmelerin birleşmelerin son örneği Sermaye Piyasası Kurulu'nun en son haftalık bülteninde yayımlanarak işlerlik kazanmıştır. Şirketler ve/veya aracı kurumlar arasındaki birleşmelerin olumlu ve/veya olumsuz değerlendirilmesi uzmanlık alanımla doğrudan bağlantılı olmamakla birlikte aracı kurumlar arasındaki birleşmeler karşısında aşağıdaki konuya değinmenin yatırımcılar açısından faydalı olacağını sanıyorum. Devir alan,yani varlığını sürdürecek olan aracı kurum müşterisi yatırımcılarımızın birleşme işlemleri nedeniyle durumlarında bir değişiklik olmamakla birlikte devir olan yani tasfiyesiz infisah eden yatırımcıların durumlarında değişiklik olmaktadır. Zira hesaplarının bulunduğu aracı kurum artık infisah etmiş olup artık müşteri hesapları devir alan şirkete intikal etmiş olduğundan yapılan intikal işlemleri nedeniyle haklarının zayi edilmemesine özen gösterilmelidir. Bu nedenle öncelikle devir olan aracı kurumdaki hesaplarının gerçeği yansıtması,akabinde mutabık olunan bu hesapların devir alan aracı kuruma aynen intikal etmiş olması ve neticesinde ise devir alan aracı kurumdaki yeni hesaplarının önceki hesaplarıyla uyumlu olduğu,intikalin eksiksiz yapıldığı ve devir alan aracı kurum nezdinde de aynı haklara sahip olunduğuna emin olunması,bunun yanı sıra gerekli yazılı belgelerin alınması gerekmektedir. Birleşme işlemine,birleşme işlemini gerçekleştiren aracı kurumun müşterisi dolayısıyla aracı kurumların alacaklısı veya borçlusu konumundaki yatrımcıların itiraz hakları yasal sürelerle sınırlandığından yatırımcıların haklarını kaybetmemeleri açısından konuya hassasiyet göstermeleri ve birleşme işlemi nedeniyle hesaplarıyla ilgili tereddütleri halinde derhal ve yazılı olarak yasal haklarını kullanmaları gerekmektedir. Birleşmelerin aracı kurumlar arasında neler getireceğini zaman ortaya koyacak olup yatırımcılar açısından ise konunun zamana bırakılıp mağdur olunmamasını dilerim. | ||
26-02-2007, 16:05 | #8 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Virman Sorunları Birçok yatırımcımızın karşılaştığı bir çoğunun da karşılaşması muhtemel virman sorunlarına kısaca değinmek istiyorum. Bilindiği üzere,hisse senedi alım satımı yapmak isteyen yatırımcıların aracı kurumlarla imzaladıkları hisse senedi alım satımına aracılık çerçeve sözleşmesi gereğince ilgili aracı kurum nezdinde yatırımcıya bir müşteri hesabı açılarak yaptığı işlemler bu hesaplarda kayda alınarak takip edilmektedir. Müşteri hesabı olarak belirtilen bu hesapta yatırımcını hisse senedi alım satım ,para yatırma çekme,virman vb.gibi hisse senedi ve nakit para hareketleri kayıt altına alınmaktadır. Müşteri-yatırımcı,kendine ait bu hesapta aracı kuruma karşı bir yükümlülüğü olmadığı sürece dilediği gibi tasaarruf hakkına sahiptir. Bu nedenle de yatırımcı,kendi hesabındaki hisse senedi ve nakitleri dilediği gibi kullanma hakkının yanı sıra dilediği hesap veya hesaplara virman etme hakkına da sahiptir. Yatırımcının doğal olarak yazılı ve zaman zaman da aracı kurumlarca önceden formatlanmış şekilde verdiği talimatlarla hesabında bulunan hisse senedi ve/veya nakit parası kendisine,üçüncü şahıslara veya banka vs.kuruluşlara ait hesaplara virmenlanmaktadır. Yatırımcının verdiği virman talimatlarının yerine getirilmesiyle ilgili olarak genelde çerçeve sözleşmelerine hüküm konulmaktaysa da sözleşmede olmasa dahi uygulamada virman işlemleri gerçekleştirilmektedir. Virman işlemlerinde de zaman zaman aksamalar,hatalar,yanlışlıklar, gecikmeler vb.sorunlar yaşanmakta dolayısıyla yatırımcılarımızın mağduriyetleri söz konusu olmaktadır.Örneğin : Virman talimatı, * Yerine getirilmemekte, * Geç yerine getirilmekte, * Eksik yerine getirilmekte, * Hatalı yerine getirilmekte, * Yanlış yere yapılmakta, * Yanlış hesaba yapılmakta, * Yanlış kişi veya kuruluşun hesabına yapılmakta, vb.diğer sorunlara yol açmaktadır. Sonucunda ise zarara uğrayan yatırımcı olmaktadır.Virman talimatını zamanında,şekline uygun ve ispatlanabilir şekilde veren yatırımcının mağduriyetini gidermesi mümkündür. Yine önemsenmeyen bir konu olarak karşımızda duran bu sorunun, ziyaretçi katılımlarıyla somutlaşmasını beklerken takip eden yazılarda somut örneklerle konuyu açıklamak isterim. (Bu arada bu konuda yatırımcılarımız adına önemli bir gelişmenin habercisi olan mevzuat taslağında çerçeve sözleşmelerine konulacak bir hükümle aracı kurumların yatırımcının PERİYODİK ödemelerini hesapta parası bulunması halinde yapmalarını düzenleyen bir hüküm göze çarpmaktadır.Her ne kadar aracı kurumların sundukları hizmetlerin yatırımcıya sağklanan olanaklarla genişletilmesi kendi yararlarına olacaksa da neticede kazanan yatırımcı olmaktadır.) | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |